Yenişehir Wiki
Advertisement


Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
Şiir Metni Buraya
Güncel Türkçesi Buraya
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Olmaz ya... tabii... biri insan, biri hayvan Hakkın Sesleri (3.Kitap) Mehmet akif ersoy
Mehmet Akif Ersoy
Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti


Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi


'Latin harflerine transkriptli metin Sadeleştirilmiş metin İngilizce Tercümesi


Siz iyiliği emr eyler, kötülükten nehy eder,

Allah?a inanır olduğunuzdan, insanların hayrı için

meydana çıkarılmış hayırlı bir milletsiniz.


Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz

Gelmişiz, dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!

Kapkaranlıkkken bütün afakı insaniyyetin,

Nur olup fışkırmışız ta sinesinden zulmetin,

Yarmışız edvar-ı fetretten kalan yeldaları;

Fikr-i ferda doğmadan yağdırmışız ferdaları!

Öyle ferdalar ki: Kaldırmış serapa alemi;

Dideler bir cavidani fecrin olmuş mahremi.

Yirmi beş yıl, yirmi beş bin yıl kadar feyyaz imiş!

Bak ne ani bir tekamül! Bak ki: Hala mündehiş

Yad-ı fevka?l-ı i?tiyadından onun tarihler;

Görmemiş benzer o müdhiş seyre, hem görmez beşer,

Bir taraftan dinimiz, ahlakımız, irfanımız;

Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsanımız;

Yükselip akvamı almış fevc fevc ağuşuna;


Hepsi dalmış vahdetin aheng-i cuşucuşuna,

Emr-i bi?l ma?ruf imiş ihvan-ı İslam?ın işi;

Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi.

Kimse haksızlıktan etmezmiş tegafül ihtiyar;

Ferde raci? sadmeden efrad olurmuş lerzedar.


Biz, neyiz? Seyreyle artık; bir de fikr et, neymişiz?

Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz!

Nehy-i ma´rûf emr-i münkerdir gezen meydanda bak!

En metîn ahlâkımız, yâhud, görüp aldırmamak!

Yıktı bin mel´un kalem nâmûsu, bizler uymadık:

"Susmak evlâdır´" deyip sustuk... Sanırsın duymadık!

Kustu bin murdar ağız şer´in bütün ahkâmına;

Âh, bir ses bâri yükselseydi nefret nâmına!

Altı yüz bin can gider; milyonla îmân eksilir;

Kimseler görmez! Gören sersem de Allah´tan bilir!

Sonra, şâyet,sahsının incinse, hattâ, bir tüyü:

Yer yıkılmış zanneder seyr eyleyen gümbürtüyü!

Kırkın aylıktan biraz, yâhud geciksin vermeyin;

Fodla çiy kalsın, ´pilâv bitmiş" deyin, göstermeyin,

Fes, külâh, kalpak, sarık vermiş bakarsın el ele;

Mi´delerden fışkırır tâ Arş´a aç bir velvele!

Ortalık altüst olurken ses çıkarmazdım, hani,

Öyle bir dernekte seyret gel de artık sen beni!

Göster, Allah?ım, bu millet kurtulur, tek mu?cize:

Bir "utanmak hissi" ver gâib hazînenden bize!


"Siz iyiliği emr eyler, kötülükten nehyeder,

Allah'a inanır olduğunuzdan, insanların hayrı için

meydana çıkarılmış en hayırlı bir milletsiniz." (1)


Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:

Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!

İnsanlığın bütün ufukları kapkaranlıkken,

Işık olup fışkırmışız ta karanlığın koynundan;

Yarmışız anarşi dönemlerinden kalma en uzun geceleri;

Yarın fikri doğmadan yağdırmışız yarınları!

Öyle yarınlar ki: Alemi baştan başa kaldırmış;

Gözler daimî sabah aydınlığı nedir yakından tanımış.

Yirmi beş yıl (2), yirmi beş bin yıl kadar bereketli imiş!

Bak ne ânî bir gelişme! Bak ki tarihler

Onun olağanüstü hatırasından hâlâ şaşkınlığa düşmekteler;

O müthiş ilerlemenin benzerini görmemiş, hem görmez insanlık.

Bir taraftan dinimiz, ahlâkımız, irfanımız;

Bir taraftan kılıçla desteklenen adaletimiz, cömertliğimiz;

Yükselip akın akın gelen kavimleri kucaklamış;


Hepsi birliğin coşup giden âhengine dalmış.

İyiliğe yöneltmek imiş müslüman kardeşlerin görevi;

Engellermiş, bir kötülük görse, kardeş kardeşi.

Kimse haksızlığa göz yummayı düşünmezmiş;

Bir kişiye gelen herkesi fertleri sarsarmış.


Şimdi bir bak biz neyiz; bir de düşün ki ne imişiz?

Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz. (*)

Bak şimdi ortada görünen, iyiliğe engel olmak, kötülüğe yöneltmek

Yahut da en sağlam ahlâkımız:Görüp de görmezlikten gelmek!

Bin mel'un kalem namusu yıktı, bizler uzak durduk;

"Susmak en iyisidir" deyip sustuk... Sanırsın duymadık!

Kustu yüzlerce pis ağız şeriatın bütün hükümlerine;

Ah, bir ses bari yükselseydi nefret namına!

Altı yüz bin can gider, milyonla iman eksilir;

Kimseler görmez! Gören sersem de Allah'tan bilir!

Sonra, şayet kendinin incinse, hattâ, bir tüyü:

Yer yıkılmış zanneder seyreyleyen gümbürtüyü!

Kırpın aylıktan biraz, yahut geciksin vermeyin;

Ekmek çiğ kalsın, "pilav bitmiş" deyin, göstermeyin,

Fes, külah, kalpak, sarık vermiş bakarsın el ele;

Midelerden fışkırır ta göğe aç bir yaygara!

Ortalık alt üst olurken ses çıkarmazdım, hani,

Öyle bir toplantıda seyret gel de artık sen beni!

Bu millet kurtulur, Allah'ım, göster bir tek mucize:

Göster de bir "utanma duygusu" ver gizli hazinenden bize!


29 Mayıs 1913

(*) Bu teşbih Hz. Ali'nindir (Allah ondan razı olsun).

(l)Al-i İmran Suresi 110. ayetin ilk yansı.

(2) Bu süre İslâm tarihinde Hz. Muhammed (s.a.v.)

ve Hz. Ebubekir (r.a.) dönemlerini kapsamaktadır.

Advertisement