Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Cum'a_Suresi_-Goldsoft_Yazılım_-_Alim_2.0

Cum'a Suresi -Goldsoft Yazılım - Alim 2.0

Cum'a Suresi -Goldsoft Yazılım - Alim 2.0

Cuma Günü Neler Yapılabilir
Bakınız


Şablon:Cumabakınız - d {{Cumabakınız}}
Cuma -
Cum'a
جمع

Cuma/Dua
Dua-yı Yevm-i Cuma
دعاء يوم الجمع
Cuma gecesi
Cuma gecesi okunacak sureler
Cuma gecesi okunacak sure ve dualar
Cuma namazı -
Cum'a namazı
Cuma namazı tek bir yerde neden kalınmalıdır?
Cuma Namazının Kılınışı
Cumalı
Cumaya erken gitmenin fazileti

Cuma hutbesi - hutbe
Cuma hutbeleri Türkiye'de başarısızlığı?
Cuma hutbesi neden cuma kıraatı olarak anlaşılır?
Cuma cemaati
Minber - Cuma vaazı - mihrap -
Cuma mescidi
Namazgah
Osmanlıda tek bir yerde cuma namazı kılınması için yapılan namazgahlar
Kaza-i Cum'a veya Kazayı Cuma (nam-ı diğer Kayılar)

62 . Cuma Suresi
Cuma Suresi/Elmalı Orijinal Dosya:62-Cuma.pdf
62/1 - 62/2 - 62/3 - 62/4 - 62/5 - 62/6 - 62/7 - 62/8 - 62/9 - 62/10 - 62/11
Cuma Namazı - Cuma Namazının Kılınışı -

Cuma Süresi/VİDEO

Cuma Suresi/Albanian Cuma Suresi/Azerice - Cuma Suresi/Bulgarca - Cuma Suresi/Bulgarian

Abdussamed_Cum'a_Suresi_Arapça_-_Meal

Abdussamed Cum'a Suresi Arapça - Meal

Abdussamed Cum'a Suresi Arapça - Meal

Cuma (Arapça: الجمعة), İslam kültüründe önemli fıkıh, ibadet ve sosyal yönleri olan haftanın yedinci günüdür. Bundan dolayı dinî literatürde, gusül, Cuma namazı gibi özel amel ve uygulamaları vardır. Birçok rivayete göre, tarihî önemli olay ve etkinlikler ya bu günde cereyan etmiş ya da edecektir.

İslam kültüründe, bugünün önemli bir yer ve konumu vardır. Dolayısıyla her ne kadar bazı İslam ülkelerinde Cuma günü resmi tatil olarak ilan edilmese de, günlük faaliyetleri dolayısıyla bu ülkelerde Cuma günü kendiliğinden yarım günlük tatil olmaktadır. Hakikatte Cuma günü tatili, (Yahudilerin Cumartesi günkü tatilleri gibi) çalışma ve aktivitelerden elini eteğini çekmek demek değildir. Bilakis Cuma günü, İslam kültüründe ibadet günü olarak bilinmektedir.

İslam kültüründeki yerine ilave olarak, umumi halk kültüründe de bugünün önemli kutsiyet ve konumu vardır. Cuma gününde yapılan bir çok iş ve çalışma, iyiye veya kötüye yorumlanmaktadır.

Kur’an’da[]

"Cuma" sözcüğü, “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem kökünden olan bir isimdir. Arapça’da üç şekilde okunur: “جُمُعَه، جُمْعَه و جُمَعَه” (Cumee’, Cum’e’, Cumue’). Kur’an karilerinin çoğu, Cuma Suresi olarak adlandırılan Cuma Suresi'ndeki ayeti, ‘cumu’e” olarak okumaktadırlar. Farsça’daki karşılığı “adine”, Cahiliyet Arapça’sında ise, “Yevmu’l-Arube”’dir (Arube günü).

İsimlendirilme Gerekçesi[]

Bugüne neden "Cuma" denildiği hakkında, söylendiğine göre Hz. Resul-ü Kibriya Efendimizin (s.a.a) dedelerinden ‘Ka’b b. Luey’ veya başka bir nakle göre ‘Kusay b. Kilab’, halkı bugün bir araya toplar ve onlara konuşma yaparak vaaz ederdi. Bu sebeple, bazıları "Arube" gününün "Cuma" günü olarak değiştirilmesini Ka’b b. Luey’e nispet vermişlerdir. Bazıları bu isimlendirmeyi Medine Ensar’ına nispet vermiştir. Zira bazı hadislere göre Es’ad b. Zurare, Hz. Resulullah (s.a.a) Medine’ye hicret etmeden önce, halkı Cuma günü bir araya toplamış ve onlara namaz kıldırmıştır. Bundan dolayı, o günden sonra o güne "Cuma günü" denilmiştir.

Hadislerde bugünün "Cuma günü" olarak adlandırılmasında başka nedenler de zikredilmiştir. Örneğin, Hz. Âdem’in (a.s) toprağının bir araya getirilmesi, göklerin ve yerin yaratılışının sona ermesi, insanların namaz kılmak için toplanması, bütün mahlukların bugün toplanıp Allah’ın rububiyetine, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) nübüvvetine ve Hz. İmam Ali’nin (a.s) velayetine tanıklık ederek, biat ettikleri gündür.

Ameller[]

Cuma günü yapılması gereken en önemli ameller şunlardan ibarettir:

Cuma Namazı[]

Ana Madde: Cuma Namazı

Cuma namazı, Cuma günü öğlen namazı yerine cemaatle kılınan iki rekâtlı namazdır. Namazdan önce iki hutbesi (konuşma) bulunmaktadır. Birçok müçtehide (taklit mercii) göre İmam Mehdi’nin (a.f) gaybeti döneminde Cuma namazı kılınması tehyiri farzdır. Allah-u Teâlâ, Cuma Suresi'nde bu namazın önemine değinmiş ve hadislerde ise, Cuma namazının fakirlerin haccı, günahların affedilmesine; terk edilmesinin ise, nifak ve perişanlığa neden olacağı söylenmiştir.

Cuma Guslü[]

Ana Madde: Cuma Guslü

Cuma guslü, Cuma günü yapılan en önemli müstahap gusüllerden biridir. Hz. Fahr-i Kainat Efendimiz (s.a.a) Cuma guslü hakkında şöyle buyurmuştur: “Hiçbir zaman Cuma guslünü terk etme. Her ne kadar yeme-içme parandan kısacak olsan da Cuma guslü için harca. Çünkü cuma guslü en üstün ve önemli müstahaplardan biridir.”

Diğer İbadetler[]

Hadislerde Cuma gününün, ibadet günü olduğu söylenmiştir. Bu sebepten dolayı haftanın en üstün günü Cuma günüdür. Hadislerin naklettiğine göre, Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a), Ehlibeyt İmamları (a.s) ve Sahabeler, Perşembe günü, Cuma gününün ibadetlerini yerine getirmek için hazırlık yapmaktaydılar.

Cuma günü yapılacak en önemli ibadetler şunlardır:

  • Müstahap namazların kılınması. Örneğin, Cuma gününün nafile namazları, Hz. Peygamberve Hz. Fatıma’ya hediye namazlar, Cafer-i Tayyar namazı ve A’rabi namazı.
  • Cuma gününe özgü dualarınokunması
  • Bugüne özgü ziyaretnamelerin okunması. Örneğin, İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Mehdi’nin (a.f) ziyaretnameleri.
  • Hz. Resulullah’a (s.a.a) salavatgöndermek.
  • Başta bugün okunması tavsiye edilen sureler olmak üzere, Kur’an’ı tilavetetmek
  • Dua etmek ve Allah’tan bağışlanma dilemek
  • Dini öğrenmek
  • Veli-yi Asr İmam Mehdi’nin (a.f) ferecini beklemek ve zuhuru için dua etmek
  • Ğurup vakti Semat Duasınıokumak.

Hadislere göre, bugünde özel bir vakitte dua etmek müstahaptır.Recep ve Ramazan ayıgibi bazı Cuma günlerinin kendine özgü ibadet ve amelleri vardır.

Yapılacak Bazı Ameller[]

  • Parfüm, güzel koku ve güzel koku veren şeylerin kullanılması
  • Dişleri fırçalamak
  • Saç, tırnak ve bıyıkların kısaltılması
  • En güzel elbiselerin giyilmesi
  • Ev halkının ihtiyaçlarını gidermek
  • Anne ve baba mezarları başta olmak üzere, mezar ziyaretinde bulunmak
  • Teşyi cenazelerekatılmak
  • Hasta ziyaretlerinde bulunmak
  • Sadaka vermek

Mekruhlar[]

  • Hacamat
  • Cuma namazından önce yolculuğa çıkmak
  • Geçerli bir delil olmadan oruç tutmak
  • Kâr, kazanç ve dünyevi ihtiyaçların ardı sıra koşmak
  • Hayvan kesmek ve avlanmak
  • Şiir okumak

Tarihî Olaylar[]

  • Hz. Âdem(a.s) ve Hz. Havva’nın (s.a) yaratılışı
  • Hz. Âdem’in (a.s) yeryüzüne inişi
  • Hz. Âdem’in (a.s) tövbesininkabul olması
  • Hz. Âdem’in (a.s) vefatı
  • Hz. İbrahim’e (a.s) Nemrut’un yaktığı ateşin sönmesi
  • Hz. İbrahim’e (a.s) (Hz. İsmailyerine) kurbangönderilmesi
  • Hz. Eyüp’ten (a.s) belalarının kaldırılması
  • Hz. Resul-ü Kibriya Efendimizin (s.a.a) ve bazı Masum İmamların (a.s) kutlu doğumları (örneğin, Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), Hz. Mehdi (a.s) gibi)
  • Gadir-i Hum Vakıası
  • Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma’ın (s.a) evlilikgünleri
  • Bazı Ehlibeytİmamlarının(a.s) şehadet günleri (örneğin, İmam Hüseyin(a.s), İmam Kazım (a.s) ve İmam Rıza (a.s) gibi)
  • İmam Mehdi’nin (a.f) zuhurgünü
  • Süfyaniordusunun yenilmesi
  • Deccal’in öldürülmesi
  • Kıyametinkurulması.

İsimleri[]

  • Seyyid-i Eyyam (günlerin efendisi)
  • Efzal-i Eyyam (en faziletli gün)
  • Bayram günü
  • Ezher günü
  • Şahit günü
  • Atik günü (cehennem ateşinden kurtulma yolu)
  • Allah günü
  • Hüccet günü (İmam Mehdi’nin (a.f))
  • Mevlut günü (Hz. Peygamber'in (s.a.a) doğum gününden dolayı)
  • İbadet günü.

Özellikler[]

  • Eğer birisi Cuma günü ölürse, kabir azabından (şartlarına göre) güvende kalır.
  • Bu gün Berzah âlemindekilerdenazap kaldırılır ve cennet kapıları açılır.
  • Cennetlikler için nimet ve hayırlar artar.
  • Müminlerin ruhları, geride bıraktıklarını (dünyadaki yakınları) ziyaret eder.
  • Melekler, Hz. Resulullah (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarıyla (a.s) ahitlerini yeniler.
  • İyi işlerin sevabı iki kat olur.

Cuma Gecesi[]

Ana Madde: Cuma Gecesi

Hadislerde, Cuma gecesi (Perşembe gününün akşamı sonrası) de Cuma günüyle aynı derecede sayılmıştır. Meleklerin yeryüzüne indikleri gece, insanların amellerinin Hz. Resulullah’a (s.a.a) sunulduğu ya da yeni ölmüş insanların ruhlarının indiği gece ve İmamların (a.s) mutlu oldukları gece olarak tanıtılmıştır. Tövbe etmek, ibadet etmek, dua etmek ve müstahap namazlar kılmak, belirlenmiş bazı sureler başta olmak üzere, Kur’an tilavet etmek Hz. Resulullah’a (s.a.a) salavat getirmek, Kumeyl duası gibi, bazı duaların okunması olan ibadetler bugüne özel amellerdir.

Haftanın Günleri[]

İslam kültür ve medeniyetinde, Kur’an’ın işaret ettiği noktalara veya Cuma günü hakkındaki rivayetlerdeki ayrıntılara bakmasak bile, Cuma gününün en önemli özelliği Cuma günü, ay günlerinin yedi güne ayrıştırılmasında son gün veya haftanın tatil günü olarak belirlenmesidir. Medine’de Müslüman toplum oluşmaya başladığı ilk dönemlerde de bugünün dinî, sosyal ve ibadi yönlerine ek olarak, rolleri ve din dışı faaliyetleri (siyasi, medya ve ekonomik) de dikkat çekmiştir.

Cuma günü, Yahudilerin Cumartesi gününün (Sebt/Şabat) aksine, asla mutlak tatil günü, işlerden el çekme günü veya Allah’ın yaratma işinden yorulup dinlenmeye geçmesine atıfla bir dinlenme günü olarak değerlendirilmemelidir; bu hakikati ister Cuma gününün İslam kültüründeki özgünlük ve yaratıcılığına bağlayalım, ister sadrı İslam Müslümanlarının derin farklılaşma arzularından kaynaklı istemlerinden kaynaklı bilelim ya da en azından Yahudi ve Hristiyanlardan farklı olduklarını gösterme isteminden kaynaklı kimlik arayışı duygusundan kaynaklı bilelim ve hatta onu Yahudilerin ‘altı gün yaratma işinden sonra Allah’ın dinlenmesi’ ifadesindeki alaycılık temasından kaçınmadan, kaynaklı İslami sünnetleri yaşatanların basiret ve öngörüsüne bağlayalım.

Guillotin ve Shaked her iki Yahudi araştırmacısı da –farklı ifadelerle- Müslümanların Cuma gününün, ikincil bir oluşum ve İslam öncesi geleneklerden alıntı olduğunu iddia etmelerine rağmen, İslam’daki Cuma günü ile Yahudilerin Şabat günü arasındaki farkları veya Cahiliyet dönemi Araplarının toplanma günlerini inkâr etmemişlerdir. Cuma gününün İbranicedeki "Haknest günü" (toplanma günü ve haftanın pazarı) veya RB kökünden (bir arada kaynaşmak anlamına) gelen Aramca dilindeki "Arubeta" veya Farsça’daki "Adine"den alınarak uyarlandığını söylemek oldukça zordur.

Tatil Günü[]

Cuma gününün İslam’da tatil olmasının ana sebebi, gerçekte ibadi şiarların (Cuma namazı) gerçekleştirilmesi idi. Dini kimlik genç Müslümanların toplantılarını çoğaltmakta, pekiştirmekte ve sağlamlaştırmaktaydı. Sonuçta bu tatil günleri yaygın bütün toplanma olanaklarına sirayet etmişti. Kutlama, eğlence, restorasyon, imar ve kurtarma davranışları da kendi yerinde, İslami toplum kavramının desteği ile yeniden müsait olurdu. Bundan dolayı Cuma tatilinde, günlük resmî çalışmalar ve bilhassa iş faaliyetleri sürmekteydi ta bu şekilde insanlar Cuma ibadetleri için daha fazla vakte sahip olma olanağına sahip olmaktaydılar. Yoksa Müslüman toplumunun Cuma günündeki hareket ve dinamikliği, diğer günlerden daha az değildi.

Cuma gününün resmî tatil olması, sadrı İslam’ın ilk günlerinden başlamıştır. Ancak Abbasi halifesi Mehdi (158-169) Perşembe gününü de divanların dinlenme günü olarak kararlaştırmıştır. Bu yasa, Abbasi halifesi Mu’tesim (218-227) tarafından lağvedilmiştir. Abbasi halifesi Mu’tezid (279-289), Cuma gününün daha çok ibadetle geçtiği; dinlenme ve eğlenceye vakit kalmadığı gerekçesiyle, Cuma gününün yanı sıra, Salı gününü de tatil ilan etmiştir. Onun emriyle resmî devlet işlerinin olmadığı Salı günlerinin yerine, Cuma günleri genel işler ve özel işleri yürütmesi için iki kişiyi görevlendirmiştir.(

Cuma gününün tatil olması Zeydiye gibi İslam mezheplerini kapsadığı gibi, Zerdüştlük gibi gayri müslimleri de kapsamaktaydı. Asla Yahudi kültüründe yaygın olduğu gibi, zorlama ve baskı söz konusu değildi. Nitekim Cuma gününün tatil olma yasasını çiğnedikleri ve başka günlerle değiştirme girişimleri Sünni’nin hilafetine karşı çıkan bazı kabileler yanında görülmekteydi. Abbasilerin son dönemlerinde de -anlaşıldığı kadarıyla- Yahudilerin nüfuzu ile Müslümanlar Cumartesi gününde pazarları ve alış veriş merkezlerini tatil eder, o günü eğlence ve dinlenme günü olarak belirler ve buna karşın, Cuma günleri dükkânlarını açık tutarlardı. Her ne kadar Ebu Şuca (ö. 488) İbn-i Harki’ye bu işte Yahudilere benzemeye çalışanların cezalandırılması emrini verse de bunun dışında genellikle pazarlar ve alış veriş merkezleri Cuma namazından sonra açılır ve halk da hafta sonu alış verişini yapardı. Nitekim kasaplar daha çok Cuma günleri hayvanlarını keser ve satışa çıkarırlardı. Kadınlar, haftalık yemek ihtiyacını karşılamak için Cuma günleri ekmek pişirirlerdi. Genel olarak Cuma günleri, çalışanların ücretlerini ve maaşlarını aldıkları gün, ulema ve takvalılar için ibadet günü ve çocuklar için okulların tatil günüydü. Ancak halkın Cuma günlerini yitirdiklerine dair bazı kayıtlar nakledilse de bu kaytıları bunlarla sınırlı ve uzak bölgelere münhasır bilmek gerekir.

İslam Ülkelerinde Tatil Olması[]

Birçok İslam ülkesinde Cuma günü resmî tatildir. İran ve Arabistan gibi bazı ülkelerde Cuma gününün kimliğine daha çok vurgu yapılmaktadır. Ancak Pazar günleri resmî tatil olan bazı İslam ülkelerinde, Cuma günü yarım gün tatil ve daha çok dinî bir tatil günü olarak algılanmaktadır.( Türkiye, 1935 yılında Cuma tatilini iptal ederek, Pazar gününü resmî tatil olarak ilan etmiştir.)

Ticaret[]

Cuma namazı kılınan şehirlerde genellikle pazarlar kurulur ve insanlar alış verişlerini yaparlardı. Köy ve çevre yerlerden gelenler namazlarını kılar, ibadetlerini yapar ve ihtiyaç duydukları şeyleri alıp evlerine dönerlerdi. Bundan dolayı Cuma namazlarının kılındığı camilerin yakınlarına pazarlar kurulurdu.

Cuma Gecesi ve Gününün Amelleri[]

Cuma Gününün Fazileti[]

Cuma gecesi (Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece) ve gününün diğer gün ve gecelerden daha büyük bir fazileti vardır. Hz. Resul-ü Kibriya’dan (s.a.a) bu konuda şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma gecesi ve Cuma günü yirmi dört saattir ve her saatte Allah-u Teâlâ altı yüz bin kişiyi cehennemden dışarı çıkarır."

İmam Sadık'tan (a.s) ise şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Perşembe gününün öğlesinden Cuma gününün öğlesine kadarki zaman diliminde ölürse, Allah-u Teâlâ onu kabir sıkmasından korur."

İmam Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Cumanın çok büyük bir hakkı ve saygınlığı vardır. O halde onun saygınlığını heba etme, o günde Allah-u Teâlâ’nın ibadetlerinden herhangi birinde kusur yapma, iyi amellerle Allah'a yaklaşmaya çalış ve Allah'ın bütün haramlarını terk et. Çünkü o günde Allah-u Teâlâ ibadet ve itaatin sevabını artırır, günahların cezasını siler, dünya ve ahirette müminlerin derecesini yükseltir. O gecenin fazileti gündüzüyle aynıdır. Cuma gecesini sabaha kadar namaz ve dua ile geçirebilecek durumda isen onu yap. Şüphesiz âlemlerin Rabbi olan Allah, Cuma gecesi müminlerin iyiliklerini artırıp günahlarını silerek, saygınlıklarını fazlalaştırmak için melekleri gökyüzünün birinci katına gönderir. Kuşkusuz Allah-u Teâlâ bağışı geniş ve kerem sahibidir."

Cuma Gecesinin Amelleri[]

Cuma gecesi hakkında bir çok amel zikredilmiştir. Burada onlardan bazılarına değiniyoruz:

  • Çokça “سبحان الله و الحمدلله و لا اله الاالله والله اكبر” "Subhanellahi vel-hamdulillahi ve la ilahe illallah-u vellahu Ekber" demek ve çok salavat getirmek. Şu şekilde salavat getirmek çok tavsiye edilmiştir:

اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ عَجِّلْ فَرَجَهُمْ وَ أَهْلِكْ عَدُوَّهُمْ مِنَ الْجِنِّ وَ الْإِنْسِ مِنَ الْأَوَّلِينَ وَ الْآخِرِينَ.

"Alllahumme salli ala Muhammed ve âl-i Muhammed ve accil ferecehum ve ehlik aduvvehum min'el-cinni ve'l-insi min'el-evveline ve'l-ahirin"
Anlamı: "Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine salat et. Onların ferecini çabuklaştır; ilklerden sonlara kadar onların cinlerden ve insanlardan olan düşmanlarını helak et."
  • Cuma gecesinde her biri hakkında birçok sevap rivayet edilen şu sureleri okumak:
Şuara, Neml, Kasas, Secde, Yasin, Sad, Ahkaf, Vakia, Fussilet, Duhan, Tur, Kamer ve Cuma. Eğer bunların hepsini okumaya fırsat bulunmazsa, Vakiâ ve ondan önceki sureleri okumak.
  • Cuma'nın akşam ve yatsı namazlarının birinci rekâtında Cuma Suresini, akşam namazının ikinci rekâtında İhlas Suresini ve yatsı namazının ikinci rekâtında ise A'la Suresini okumak.
  • Müminler hakkında çok dua etmek; nitekim Hz. Fatıma (s.a) böyle yapmaktaydı. Nakledilen hadislere göre insan, ölen mümin kardeşlerinden on kişi hakkında bağışlanma dilerse, cennet ona farz olur."
  • Cuma gecesi okunması rivayet edilen duaları okumak; bu gecede okunması rivayet edilen dualar oldukça fazladır. Doğru senet ve kaynakla İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma gecesi akşam namazının nafilesinin son secdesinde yedi defa aşağıdaki duayı okursa, dua biter bitmez bağışlanır."
Her akşam böyle yapması iyidir; dua şudur:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِوَجْهِكَ الْكَرِيمِ وَ اسْمِكَ الْعَظِيمِ أَنْ تُصَلِّيَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ أَنْ تَغْفِرَ لِي ذَنْبِيَ الْعَظِيمَ

"Allahumme inni es'eluke bi-vechikel kerim, ves’mikel azim en tusalliye ala Muhamed'in ve âl-i Muhammed’in ve en teğfire lî zenbiyel aziym"
Anlamı: "Allah'ım! Yüce veçhin (künhü) ve büyük ismin hürmetine senden Muhammed ve Ehlibeyt'ine salat etmeni ve benim büyük günahımı bağışlamanı diliyorum."
  • Kumeyl duasını okumak.
  • Nar yemek; İmam Sadık (a.s) her Cuma gecesi nar yerdi. Narı uyumak istediği zaman yemek daha iyidir. Çünkü uyumak istediği zaman nar yiyen kimsenin sabaha kadar güvende olacağı rivayet edilmiştir. Narın bütün tanelerini toplayıp yemek için yere bir bez parçası sermek ve narı kimseyle paylaşmamak daha uygundur. Şeyh Cafer b. Ahmed-i Kummî "Arus" adlı kitabında İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir:

Kim sabah namazının nafilesiyle farzı arasında yüz defa سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ وَ بِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ رَبِّي وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ "Subhane rabbiye'l-azim-i ve bi-hamdihi Esteğfirullah-e rabbi ve etubu ileyh" derse, Allah-u Teâlâ cennette onun için bir ev diker.

Cuma Gününün Amelleri[]

Cuma gününün amelleri oldukça fazladır. Onlardan en önemlileri şunlardan ibarettir:

  • Sabah namazının birinci rekâtında Cuma Suresi'ni ve ikinci rekâtında İhlas Suresi'ni okumak.
  • Sabah namazından sonra herhangi bir şey konuşmadan önce, gelecek Cuma'ya kadar günahlarının kefareti olması için şu duayı okumak:

اَللّـهُمَّ ما قُلْتُ فى جُمُعَتى هذِهِ مِنْ قَوْل اَوْ حَلَفْتُ فيها مِنْ حَلْف اَوْ نَذَرْتُ فيها مِنْ نَذْر فَمَشِيَّتُكَ بَيْنَ يَدَيْ ذلِكَ كُلِّهِ فَما شِئْتَ مِنْهُ اَنْ يَكُونَ كانَ وَما لَمْ تَشَأْ مِنْهُ لَمْ يَكُن اَللّـهُمَّ اغْفرْ لى وَتَجاوَزْ عَنّى اَللّـهُمَّ مَنْ صَلَّيْتَ عَلَيْهِ فَصَلاتى عَلَيْهِ وَمَنْ لَعَنْتَ فَلَعْنَتي عَلَيْهِ.

Anlamı: “Allah'ım! Bu Cuma günü söylediğim her söz veya ettiğim her yemin ya da ettiğim her nezir, Senin meşiyyetine bağlıdır (gerçekleşmesi senin irade ve isteğine bağlıdır). O halde senin iraden ise, gerçekleşsin ve senin istemediğin ise, gerçekleşmesin.”
Allah'ım! Beni bağışla ve günahımdan geç.
Allah'ım! Sen kime salat ediyorsan, benim selamım da onun üzerine olsun ve sen kime lanet ediyorsan, benim lanetim de onun üzerine olsun."
  • Bir rivayette şöyle geçer: "Kim, Cuma günü ve diğer günlerde öğle ve sabah namazından sonra اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ عَجِّلْ فَرَجَهُمْ "Allahumme salli ela muhammedin ve âl-i Muhammed ve eccil ferecehum" (Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine salat et ve onların ferecini çabuklaştır.) :derse, Hz. Mehdi'yi (a.f) görmeden ölmez. Kim bu salavatı yüz defa söylerse, Allah-u Teâlâ onun otuzu dünya hacetlerinden ve otuzu da ahiret hacetlerinden olmak üzere, altmış hacetini reva eder."
  • Sabah namazından sonra Rahman Suresi'ni okumak ve "Febi eyyi âla-i rabbikuma tukezziban" (Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz) ayetinden sonra, "Rabbim! Senin nimetlerinden hiçbirini yalanlamıyorum" demek.
  • Şeyh Tusî şöyle diyor: Cuma günü sabah namazından sonra yüz defa İhlas Suresi'ni okumak, yüz defa Muhammed (s.a.a) ve Ehlibeyt'ine (a.s) salavat getirmek, yüz defa istiğfar edip bağışlanma dilemek ve Nisâ, Hud, Kehf, Saffat ve Rahman surelerini birer defa okumak sünnettir.
  • Ahkaf ve Mü'minun surelerini okumak. İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma gecesi veya gündüzünde Ahkaf suresi'ni okursa, dünyada bir korkuyla karşılaşmaz ve kıyametin de büyük korkusundan güvende olur."
  • Güneş doğmadan önce on defa Kâfirun Suresi'ni okumak ve duasının kabul olması için dua etmek.
  • Hz. Resulullah'ın (s.a.a) sünnetlerinden biri olan Cuma guslü; Peygamber Efendimizin (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ey Ali! O günlük yiyeceğini satıp aç kalarak su satın alma pahasına olsa bile, her Cuma günü guslet. Çünkü hiçbir sünnet bundan daha büyük değildir."
İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma günü gusledip şu duayı okursa, gelecek Cuma gününe kadar onun için temizlik olur" Yani günahlardan temizlenir veya amelleri manevi temizlik taşır ve kabul olur:

اَشْهَدُ اَنْ لا اِلـهَ إلاّ اللهُ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد وَاجْعَلْني مِنَ التَّوّابينَ واجْعَلْني مِنَ المُتَطَهِّرينَ.

Anlamı: "Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur; tektir; ortağı yoktur. Şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine salat eyle ve beni tövbe edenlerden ve temizlerden kıl."
  • Başı hatmi gülüyle yıkamak; bu amel insanı abraş hastalığı ve delillikten kurtarır.
  • Cuma günü tırnağı kesmek ve bıyıkları kısaltmak çok faziletlidir; rızkı artırır ve gelecek Cuma'ya kadar insanı günahlardan temiz tutar; delilik, cüzam ve pisi hastalığından korur.
  • Güzel koku sürüp, temiz elbiseler giymek.
  • Sadaka vermek; bir rivayete göre Cuma gecesi ve gündüzünde verilen sadaka diğer zamanlarda verilen sadakanın bin katıdır.
  • Cuma gününün gelişine sevinmeleri için ailesine taze meyve, et ve diğer güzel şeyler satın almak.
  • Sabahleyin aç karına nar yemek, öğleden önce yedi hindiba yaprağı yemek.
  • Dünya işlerini bırakıp, vaktini dinî meseleleri öğrenmekle geçirmek; İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) bu konu hakkında şöyle rivayet edilmiştir: "Her haftanın Cuma gününü dinî meselelerini öğrenmekle geçirmek için diğer işleri bırakmayan Müslüman'a yazıklar olsun."
  • Bin defa salavat getirmek. İmam Muhammed Bakır'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma günü hiçbir ibadet bana göre Muhammed ve Ehlibeyt'ine salavat göndermekten daha çok makbule geçmemiştir."
  • Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarını (a.s) ziyaret etmek.
  • Ölülerin, anne-babanın veya onlardan birinin mezarını ziyaret etmek.
  • Nudbe duasını okumak.

Cuma Günü Hakkındaki Hadisler[]

  • Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü, günlerin efendisidir. Aziz ve celil olan Allah nezdinde kurban ve fıtır gününden daha büyüktür.”
  • İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hayır ve şer Cuma günü iki kat artar.”
  • İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü verilen sadaka, Cuma gününün diğer günlerden üstünlüğü sebebiyle iki kat artar.
  • İmam Sadık (a.s) cennetteki müminlerin vasfı hakkında şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah’ın, her Cuma günü mümin olan kullarına bir kerameti ve bağışı vardır. Onlar bir araya toplanınca Rab Tebarek ve Teâlâ onlara tecelli eder. Onlara bir nazar edince hepsi “Secdeye kapanır.”
  • Hz. Fatıma (s.a) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü’nde öyle bir vakit vardır ki, Müslüman bir kul o vakitte Allah’tan bir hayır dilerse, Allah onu ona bağışlar ve o vakit de güneşin yarısının batmaya koyulduğu andır.”

Cuma Hakkındaki Eserler[]

Cuma gününün fazileti, özellikleri, adabı hakkında doğrudan olarak çok sayıda kitap yazıldığı gibi, bazı kitaplarda da bu konulara değinilmiştir. O kitaplardan bazıları şunlardır:

  • Şeyh Saduk; el-Hisal
  • Seyyid İbn-i Tavus; Cemalu’l-Usbu
  • Şehid-i Sani; Hasais Yevmu’l-Cum’a
  • Suyuti; Nuru’l-Lum’a fi Hasaisi’l-Cum’a
  • Cafer b. Ahmed Kummi; Kitabu’l-Araus fi Hasais Yevme’l-Cum’a ve Fezailihi
  • Muhammed Taki Ahmedabad; Ebvabu’l-Cennat fi Adabi’l-Cumu’at
  • Ahmed Şükür; Ziynetu’l-A’yad fi A’mali’l-Cum’a
  • Mustafa b. İbrahim; el-Esraru’l-Muvedde’t fi A’mal Yevmi’l-Cum’a
  • Halil Merta; et-Tuhfetu’l-Kerime fi’l-Cum’eti’l-Azime.

Şia ve Ehlisünnet hadis ve fıkıh kitaplarında Cuma günü hakkında bab veya bablara yer verilmiştir.

Ayrıca Bakınız[]

  • İmam Seccad’ın Cuma Günü Okuduğu Dua

Kaynakça[]

  1. ↑ İbn-i Faris; İbn-i Esir; Firuzabadi; Tureyhi, "cem’" maddesi.
  2. ↑ Cuma, 9.
  3. ↑ Tusi, et-Tibyan, İbn-i Cevzi, Kurtubi, ayetin tefsiri.
  4. ↑ Safipuri, "cem’" maddesi, Dehhuda, "Cuma" maddesi.
  5. ↑ İbn-i Manzur, Murtaza Zubeydi, "cem" maddesi.
  6. ↑ Bkz. İbn-i Manzur, "cem" maddesi, İbn-i Hacer-i Askalani, c. 2, s. 281, 282; Murtaza Zubeydi, "cem" maddesi.
  7. ↑ Bkz. Askeri, s. 26; Suyuti, s. 30.
  8. ↑ İbn-i Manzur "cem" maddesi; Murtaza Zubeydi "cem" maddesi.
  9. ↑ Bkz. Sanaani, c. 3, s. 159, 160; İbn-i Hacer-i Askalani, c. 2, s. 281, 282; İsfahani, s. 36, 37.
  10. ↑ Bkz. Sanaani, c. 3, s. 256; İbn-i Hambel, c. 2, s. 311; İbn-i Huzeyme, c. 3, s. 118; İbn-i Hazm, c. 5, s. 45; İsfahani, s. 36.
  11. ↑ Kuleyni, c. 3, s. 415; Tabersi, A’raf Suresi, 54. ayetin tefsiri; Bihar, c. 86, s. 277, 278.
  12. ↑ Bkz. İbn-i Babeveyh, c. 1, s. 416; İbn-i Babeveyh, c. 1, s. 425.
  13. ↑ İbn-i Babeveyh, c. 1, s. 416; Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 236.
  14. ↑ İbn-i Tavus, s. 171, 191, 202, 206; İsfahani, s. 188, 210.
  15. ↑ Suyuti, s. 101, 105; Şehid-i Sani, c. 1, s. 285, 289; İsfahani, s. 211, 265.
  16. ↑ İsfahani, s. 293, 303, 414, 433.
  17. ↑ Berki, c. 1, s. 59; Kuleyni, c. 3, s. 416, 428; Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 4; İbn-i Tavus, s. 154, 155; Suyuti, s. 102, 104; İsfahani, s. 282, 293, 448, 452.
  18. ↑ İbn-i Hambel, c. 1, s. 272, 316; Deremi, c. 2, s. 452, 454; Buhari, c. 1, s. 214, 215; Suyuti, s. 53, 55, 99; İsfahani, s. 99, 104.
  19. ↑ Kuleyni, c. 2, s. 489, 490; Beyhaki, c. 3, s. 250; Suyuti, s. 74.
  20. ↑ Kuleyni, c. 1, s. 40; İbn-i Babeveyh, c. 2, s. 393; İbn-i Tavus, s. 307, 319; Suyuti, s. 107.
  21. ↑ İbn-i Hambel, c. 2, s. 284; Berki, c. 1, s. 58; Kafi, c. 3, s. 416; Buhari, c. 1, s. 224, 225; Suyuti, s. 75, 76; İbn-i Tavus, s. 252; Suyuti, s. 77, 81; Bihar, c. 86, s. 269, 273, 279; İsfahani, s. 65, 67.
  22. ↑ Bkz. İsfahani, s. 473, 476, 479, 481.
  23. ↑ Şafii, c. 1, s. 226; İbn-i Mace, c. 1, s. 348, 349; Suyuti, s. 36, 43, 98, 104, 105, 109; el-Fıkh-ı Mensub be İmam Rıza (a.s), s. 128, 129; Kummi, "Cuma" maddesi, 9; Kafi, c. 3, s. 417, c. 6, s. 299; İbn-i Babeveyh, c. 2, s. 391; Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 10, c. 9, s. 100; İsfahani, s. 273, 440, 441.
  24. ↑ Kâfi, c. 6, s. 236; Tehzibu’l-Ahkam, c. 9, s. 13; Heysemi, c. 5, s. 92; Suyuti, s. 115, 116, 131; İsfahani, s. 39, 41, 454, 455.
  25. ↑ Şafii, c. 1, s. 240; Sanaani, c. 3, s. 259; Müslim, c. 3, s. 6; Bihar, c. 7, s. 59, c. 86, s. 281; İsfahani, s. 73, 77.
  26. ↑ İbn-i Mace, c. 1, s. 344, 345; Nesai, c. 3, s. 91; Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 2.
  27. ↑ Kâfi, c. 1, s. 480; İbn-i Babeveyh, c. 2, s. 264; Beyhaki, c. 1, s. 299; Suyuti, c. 3, s. 498.
  28. ↑ İbn-i Ebi Şeybe, c. 2, s. 58; İbn-i Mace, c. 1, s. 349; Kummi, Buruc, 3 ayeti; Beyhaki, c. 3, s. 250; Bihar, c. 86, s. 263; Vesailu’ş-Şia, c. 7, s. 376, 382.
  29. ↑ Kâfi, c. 3, s. 414, 45; Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 2, 3; Suyuti, s. 116, 117; Bihar, c. 86, s. 265.
  30. ↑ Bkz. Suyuti, s. 62, 120.
  31. ↑ Kummi, Secde, 16.
  32. ↑ Bkz. İsfahani, s. 49, 57, 59.
  33. ↑ Kâfi, c. 3, s. 414; Kadı Numan, c. 1, s. 180; Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 2, 3; Suyuti, s. 98; Bihar, c. 86, s. 283.
  34. ↑ Suyuti, s. 110; İsfahani, s. 80.
  35. ↑ Bkz. Kâfi, c. 1, s. 254; İbn-i Babeveyh, s. 176; Bihar, c. 86, s. 272, 282.
  36. ↑ İbn-i Babeveyh, c. 1, s. 271; Kadı Numan, c. 1, s. 180; Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 5; Bihar, c. 86, s. 279, 282; İsfahani, s. 105, 114, 304.
  37. ↑ Daremi, c. 2, s. 454, 457; Suyuti, s. 54, 55, 99, 100; İsfahani, s. 87, 99.
  38. ↑ Suyuti, s. 102; Bihar, c. 86, s. 312.
  39. ↑ İbn-i Tavus, s. 129, 135; İsfahani, s. 115, 173.
  40. ↑ Cuma, 9.
  41. ↑ Bkz. Kazvini, s. 66, 67; Şamlu, c. 11, s. 257, 259.
  42. ↑ Şimel, s. 73; D. İslam, Djum.
  43. ↑ Bkz. Shaked, s. 146.
  44. ↑ Bkz. Merdan Ferah, s. 21.
  45. ↑ Shaked, s. 145, 146.
  46. ↑ Bkz. Guillotin, s. 111, 125; İslam, Djum, maddesi.
  47. ↑ Bkz. Shaked, s. 146.
  48. ↑ Bkz. Shaked, s. 146.
  49. ↑ Ceheşyari, s. 125; Ahsen, s. 285.
  50. ↑ Ceheyari, s. 125; Ahsen, s. 285.
  51. ↑ Sabi, s. 27; Bkz. Avad, s. 53, 54.
  52. ↑ Bkz. Haseni, s. 20.
  53. ↑ Bkz. Deruveyl, s. 331.
  54. ↑ Grtimilerde Cuma tatili yerine Salı günü tatil olması hakkında Bkz. Taberi, c. 10, s. 26.
  55. ↑ Bkz. İbn-i Cevzi, c. 17, s. 23, 24; Ziyat, s. 41, 46; Ahsen, s. 286.
  56. ↑ Bkz. İbn-i Cevzi, c. 17, s. 23, 24; İvad, s. 58; Ahsen, s. 286.
  57. ↑ Bkz. Cahiz, s. 111, 122; Ahsen, s. 285.
  58. ↑ Bkz. İbn-i Batute, c. 1, s. 290.
  59. ↑ Bkz. Ebu Hayyan Tevhidi ve Moskoviye, s. 80; Sabi, s. 27; Mukkari, c. 3, s. 109; Ahsen, s. 285; Vaiz Kazvini, s. 35; Saib, c. 2, s. 13, c. 5, s. 22, 26, c. 6, s. 32, 45; Ayrıca Bkz. İbn-i Ebi Usaybie, s. 442.
  60. ↑ Bkz. Cahiz, s. 129; Şerli, s. 23, s. 51.
  61. ↑ Şerli, s. 23, 4. Dipnot.
  62. ↑ İslam ülkelerindeki Cuma tatili hakkında Bkz. c. 15, s. 132.
  63. ↑ Şimel, s. 73, 74.
  64. ↑ Cuma maddesi.
  65. ↑ Bkz. Kütükoğlu, s. 609.
  66. ↑ el-Bihar, 89/267/5.
  67. ↑ el-Bihar, 126/27.
  68. ↑ Sevab’ul-A’mal, 220/1.
  69. ↑ Müsned-i Fatimatu'z-Zehra, s. 227.
  70. ↑ Bkz. Neccaşi, s. 87, 88, 101, 123, 398; Tusi, el-Fihrist, s. 69, 91, 92; Haci Halife, c. 1, s. 64; c. 2, s. 1278, 1565; Ağa Bozorg-u Tahrani, c. 1, s. 74, c. 2, s. 56, 244, c. 7, s. 175, c. 11, s. 181, 182; c. 15, s. 253, 344; Serkis, c. 1, s. 1085; Kehhal, c. 1, s. 208, c. 4, s. 128, c. 12, s. 236.
  71. ↑ Bkz. Malik b. Enes, c. 1, s. 101, 103; Kâfi, c. 3, s. 413; Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 2; Beyhaki, c. 3, s. 170, 180; Şervani, c. 2, s. 464, 480; Desuki, c. 1, s. 372, 390.

Bibliyografi[]

  • İbn-i Ebi Useybia, Uyunu’l-Enba fi Tabakati’l-Ettiba, Nezar Rıza, Beyrut, 1965 m.
  • İbn-i Ebi Şeybe, el-Musannef fi’l-Ahadis ve’l-Asar, Said Muhammed Lehham baskısı, Beyrut, 1989 m.
  • İbn-i Esir, en-Nihayet fi Gari’l-Hadis ve’l-Eser, Mahmud Muhammed Tanahi ve Tahir Ahmed Zavi baskısı, Beyrut, 1963 m, Kum ofset baskısı, 1364 h.ş.
  • İbn-i Babeveyh, et-Tevhid, Haşim Hüseyni Tahrani baskısı, Kum, 1387 h.k.
  • İbn-i Babeveyh, el-Hidayet fi’l-Usul ve’l-Furu, Kum, 1418 h.k.
  • İbn-i Babeveyh, Men La Yahduruhu’l-Fakih, Ali Ekber Gaffari baskısı, Kum, 1404 h.k.
  • İbn-i Babeveyh, el-Hisal, Ali Ekber Gaffari baskısı, Kum, 1362 h.ş.
  • İbn-i Bestam, Tıbbu’l-Eimme, Muhsin Akil baskısı, 1994 m.
  • İbn-i Batuta, Rihlet b. Batuta, Muhammed Abdulmunim Uryan baskısı, Beyrut, 1987 m.
  • İbn-i Cevzi, el-Muntazam fi Tarihi’l-Muluk ve’l-Umem, Muhammed Abdulkadi Ata ve Mustafa Abdulkadir Ata baskısı, Beyrut, 1992 m.
  • İbn-i Hacer-i Askalani, el-İsabet fi Temyizi’s-Sahabe, Ali Muhammed Becavi baskısı, Beyrut, 1992 m.
  • İbn-i Hacer-i Askalani, Fethu’l-Bari be Şerh-i Sahih-i Buhari, Mısır, 1348, Beyrut ofset baskısı, 1988 m.
  • İbn-i Hazm, el-Muhella, Ahmed Muhammed Şakir baskısı, Beyrut, Daru’l-Ceyl.
  • İbn-i Hambel, Müsnetu’l-İmam Ahmed b. Hambel, Beyrut, Daru Sadr.
  • İbn-i Huzeyme, Sahih İbn-i Huzeyme, Muhammed Mustafa A’zami baskısı, Beyrut, 1992 m.
  • İbn-i Sirin, Tefsiri’l-Ahkamu’l-Kebir, Beyrut, 1988 m.
  • İbn-i Şu’be, Tuhafu’l-Ukul an Al-i Resul, Beyrut, 1974 m.
  • İbn-i Sahibu’s-Salat, el-Menne ve’l-İmamet, Tarih-i Beladu’l-Mağrib ve’l-Endulüs fi Ahdi’l-Muvahhidin, Abdulhadi Tazi baskısı, Beyrut, 1987 m.
  • İbn-i Tavus, Cemalu’l-Usbu be-Kemali’l-Akli’l-Meşru, Cevad Kayyumi İsfahani, El-Afak müessesesi, 1371 h.ş.
  • İbn-i Abdulbirr, Fethu’l-Malik, Bi-Tebuyetu’t-Temhid li-İbn-i Abdulbirr ale Muvatta İmam Malik, tahkik: Mustafa Samide, Beyrut, 1998 m.
  • İbn-i Kudame, el-Muğni, Beyrut ofset baskısı, 1983 m.
  • İbn-i Kesir, el-Bidayet ve’n-Nihayet, Beyrut, 1990 m.
  • İbn-i Mace, Sünen İbn-i Mace, İstanbul, 1981 m.
  • İbn-i Necib, el-Bahru’r-Raik şerh Kenzu’d-Dekaik, Beyrut, 1997 m.
  • Ebu’l-Fazl b. Mubarek Allami, Ekber Name, Ağa Ahmed Ali baskısı, 1886 m.
  • Ebu Davud Secistani, Süleyman b. Eşe’s, Sünen-i Ebi Davut, Muhammed Muhyiddin Abdulhamid baskısı, Kahire, Beyrut ofset baskısı.
  • Ebu Reyhan-ı Biruni, Kitabu’l-Biruni fi Tahkik malahend, Haydarabad, 1958 m.
  • Ebu Naim, Ahmed b. Abdullah, Zikru Ahbar İsbahan, Sun Dedrink, Londra, 1934 m.
  • Ahvan Saf, Resail Ahvanu’s-Safa ve Hilan el-Vefa, Beyrut, Daru Sadr.
  • * İbn-i Esir, İzzettin, el-Kamil fi’t Tarih, Beyrut, Daru Sadır, 1402 h.k./ 1982 m.
  • İbn-i Nedim, Muhammed, Kitabu el-Fihrist, tercüme: Muhammed Rıza Teceddüd, Tahran, Siper yayınevi, üçüncü baskı, 1366 h.ş.
  • Sabt İbn-i el-Cavzi, Tezkiretü’l Havas, Tahran, Mektebetu Neyneva el-Hadise, Nasır Husrev.
  • Suyuti, Celalettin, Tarihu’l Hulefa, tahkik: Muhammed Muhyiddin Abdulhamid.
  • Tabersi, Eminu’l İslam, İlamu’l Vera bi-İ’lamu’l Huda, tercüme: Azizullah Attaradi, Tahran, İslamiye kitapevi, 1377 h.ş.
  • Taberi, Muhammed b. Cerir, Delalu’l İmamet, Kum, Müessesetu’l Bi’set, el-Ula, 1413 h.k.
  • Meclisi, Biharu’l Envar, Beyrut, Daru İhyau’t Turasu’l Arabi, 1403 h.k.
  • Kumi Razi, Ebu’l Kasım Ali b. Muhammed, Kifayetu’l Eser fi en-Nas Ale’l Eimmeti İsna Aşer, Kum, Matbaatu’l Hiyam, 1401 h.k.
  • Navbahti, Hasan b. Musa, Fireku’ş Şia, Beyrut, Daru’l Adva, 1404 h.k.
  • Şehri Aşub, Ebu Cafer Muhammed b. Ali, Menakibu Al-i Ebu Talib, zevi’l Kurba intişar, el-Ula, 1421 h.k./ 1379 h.ş.
  • İbn-i Hacer Heytemi, Ahmed, es-Savaiku’l Muhrike, mektebetu’l Kahire.
  • Tabarsi, Ebu Mansur Ahmed b. Ali, el-İhticac, Meşhed, Neşru’l Mustafa, 1403 h.k.
  • Bir grup yazar, Pişvayan-ı Hidayet Şikafende Ulum Hz. İmam Muhammed Bakır (a.s), tercüme: Kazım Hatemi Taberi, Kum, Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı, 1385 h.ş.
  • El-Kef’emi, Takiuddin İbrahim b. Ali, el-Misbah, Beyrut, Müessese el-A’lemi lil-Matbuat, el-Ula, 1414 h.k./ 1994 m.
  • Şerif el-Kureşi, Bakır, Hayatu’l İmam Muhammed el-Bakır, Kum, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, İsmailiyan Necefi, 1397 h.k.
  • el-Kuleyni, Ebu Cafer Muhammed b. Yakup, el-Kafi, tahkik: Ali Ekber Gaffari, Tahran, daru’l Kutubu’l İslamiyye, es-Salise, 1388 h.k.
  • Dahil, Ali Muhammed Ali, Eimmetuna Siyretu’l Eimmetu’l İsna Aşer, Kum, Müessese-i Daru’l Kutubu’l İslamiyye, es-Salise, 1429 h.k./ 2008 m.
  • Tusi, Ebu Cafer Muhammed b. El-Hüseyin, İhtiyaru Marifetu’r Rical, tashih: Hasan el-Mustafavi, Meşhed Üniversitesi, 1348 h.ş.
  • Amuli, Hur, Vesailu’ş Şia ila Tahsili’l Mesaili’ş Şeriat, Beyrut, Daru İhyau’t Turasu’l Arabi.
  • Müfid, Muhammed b. Muhammed b. Numan, el-İrşat, tercüme: Muhammed Bakır Saidi, Tahran, İslamiyye yayınları, 1380 h.ş.
  • İbn-i Şehraşub, Menakib-i Al-i Ebi Talib, c. 3 ve 4, Kum, Allame, 1379.
  • İbn-i Esir, Ali b. Ebi’l Kerim, Fi’t Tarih, Beyrut, Darusadr-Beyrut, 1965.
  • İbnu’l Meşhedi, Muhammed b. Cafer, el-Mezar (el-Kebir), tahikik: Cevad el-Kayyumi el-İsfahani, Kum, müessese en-Neşru’l İslami, 1419.
  • İbn-i İ’sem, el-Futuh, c. 5, tahkik: Ali Şirazi, Beyrut, Daru’l Edva, 1991.
  • İbnu’l Cevzi, Abdurrahman b. Ali, el-Muntazam fi Tarihi’l Umem ve’l Muluk, tahkik: Muhammed Abdulkadir Ata ve Mustafa Abdulkadir Ata, c. 3 ve 5, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, 1992.
  • İbn-i Abdarbe, el-Akdu’l Ferid, c. 5, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, 1404.
  • İbn-i Esir, Ebu’l Feda İsmail b. Ömer, el-Bidayete ve’n Nihayet, c. 8, Beyrut, Daru’l Fikr, 1986.
  • İbnu’l Fakih, Ahmed b. Muhammed, el-Buldan, tahkik, Yusuf el-Hadi, Beyrut, Alimu’l Kutub, birinci baskı, 1996.
  • Belazuri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l Eşraf, c. 5, tahkik, İhsan Abbas, Beyrut, Cemiyetu’l Muteşerrikin el-Emaniyye, 1979; Ensabu’l Eşraf, c. 1 ve 3, tahkik, Muhammed Bakır Mahmudi, Beyrut, Daru’t Taarif, birinci baskı, 1977.
  • El-İsfahani, Ebu’l Ferec, Mekatilu’t Talibin, tahkik Ahmed Sakar, Beyrut, Daru’l Marifet.
  • Emin, Seyyid Muhsin, Fi Rihabi Ehlibeyt aleyhimu’s Selam, c. 4, tercüme, Hüseyin Vicdani, Suruş, 1376.
  • El-Bağdadi, Safiyuddin Abdulmumin, Merasidu’l İttila ale Esmau’l Emkine ve’l Buka, c. 1, tahkik, Ali Muhammed el-Bicavi, Daru’l Marifet, 1954.
  • Dairetu’l Maarif-i Teşeyyü, Ahmed Sadr Hacı Seyyid Cevadi, Kamuran Fani ve Bahattin Hurremşahi gözetiminde, c. 2, Neşr-i Sazman Dairetu’l Maarif Teşeyyü, Tahran, 1368.
  • Dehhuda, Ali Ekber, lügatname Dehhuda, c. 6, Tahran, 1377.
  • İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l Kubra, tahkik Muhammed b. Samilu’s Selmi, Taif, Mektebetu’s Sıddık, 1993; et-Tabakatu’l Kubra, c. 1, tahkik, Muhammed Abdulkadir Ata, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, birinci baskı, 1990.
  • Et-Tusi, Tehzibu’l Ahkâm, c. 6, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslamiyye, 1365.
  • Et- Tusi, Misbahu’l Muteheccid, Beyrut, müessese Fıkhu’ş Şia, 1411.
  • Kuleyni, el-Kafi, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslamiyye, 1365.
  • El-Mufid, el-Muknie, Kum, Kongre-i Şeyh Mufid, 1413.
  • El-Mufid, el-İrşad, tercüme ve şerh-i farsi, Muhammed Bakır Sadi, tashih: Muhammed Bakır Behbudi, İntişar İslamiyye, 1380; el-İrşad, c. 2, tercüme: Muhammed Bakır Saidi, Horasani, İslamiyye, 1381; el-İrşad, c. 2, Kum, Kongre-i Şeyh Mufid, 1413.
  • El-Mufid, Mesaru’ş Şia, Kum, Kongre-i Şeyh Mufid, 1413.
  • El-Harezmi, el-Muvaffak b. Ahmed, Mektelu’l Hüseyin (a.s), c. 1, tahkik ve talim: Muhammed es-Semavi, Kum, Mektebu’l Mufid.
  • Danişname-i İmam Hüseyin (a.s), Muhammedi Reş Şehri, c. 10, çevirmen: Muhammed Muradi, Kum, Daru’l Hadis, 1430/1388.
  • Et-Taberi, Muhammed b. Cerir, Tarihu’l Umem ve’l Muluk (Tarihi Taberi), c. 2, Tahkik: Muhammed Ebu’l Fadıl İbrahim, Beyrut, Daru’t Turas, 1967.
  • Şehidi, Seyyid Cafer, Tarihi Tahliliyi İslam, Tahran, Merkez-i Neşri Danişkahi, 1390.
  • Şehidi, Seyyid Cafer, Pes Ez Pencah Sal, İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamı hakkında yeni bir araştırma, Tahran, Defter-i Neşr-i Ferheng-i İslami, 1380.
  • El-Mesudi, Ali b. Hüseyin, et-Tembih ve’l Eşraf, tashih: Abdullah İsmail es-Savi, Kahire, Daru’s Savi, Kum ofset, Daru’s Sekafetu’l İslamiyye.
  • El-Mesudi, Ali b. Hüseyin, Murucu’z Zeheb ve Meadinu’l Cevher, tahkik: Es’ad Dagir, Kum, Daru’l Hucre, 1409.
  • Ed-Deyneveri, İbn-i Kuteybe, el-Maarif, tahkik: Servet Akkaşe, Kahire, el-Heyetu’l Mısrıyye el-Amme lil-Kitab, 1992.
  • El-Askalani, İbn-i Hacer, el-İsabet fi Temyizi’s Sahabe, c. 2, tahkik: Adil Ahmed Abdulmevcud ve Ali Muhammed Maud, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, 1995.
  • Caferiyan, Resul, Güzide-i Hayatı Siyasi ve Fikri İmamaman Şia, 1391.
  • Seyyid b. Tavus, İkbalu’l A’mal, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslamiyye, 1367.
  • Seyyid b. Tavus, el-Melhuf ale Katli’t Tufuf, toplayan: Abduzehra Osman Muhammed, Kum, el-Muid, 1988.
  • Seyyid b. Tavus, et-Taraif, c. 1, Kum, Hayyam, 1400.
  • El-Amuli, Muhammed b. Mekki (Şehidi Evvel), ed-Durusu’ş Şeriyye fi Fıkhı’l İmamiyye, c. 2, Kum, Camiu’l Muderrisin, 1417.
  • Et-Tabarani, el-Mu’cemu’l Kebir, c. 3, tahkik: Hamdi Abdulmecid es-Selefi, Daru İhyau’t Turasu’l Arabiyye.
  • Es-Sem’ani, el-Ensab, c. 8, tahkik: Abdurrahman b. Yahya el-Muallimi el-Yemani, Haydar Abad: Meclis Dairetu’l Maarifi’l Osmaniyye, 1962.
  • İbn-i es-Sabbag, el-Fusulu’l Muhimme fi marifetu’l Eimme, c. 2, tahkik: Sami el-Garizi, Daru’l Hadis, 1422.
  • El-Bahrani, Yusuf b. Ahmed, el-Hadaiku’n Nadire fi Ahkamu’l Itretu’t Tahire, c. 17, tahkik: Muhammed Taki Erivani ve Abdurrezzak Mukrim, Kum, Camietu’l Muderrrisin, 1405.
  • El-Bahrani, Abdullah, el-Avalimu’l İmumu’l Hüseyin (a.s), tahkik: Medresetu’l İmam Mehdi (a.f), Kum, Medresetu’l İmam el-Mehdi (a.f), 1407.
  • Et-Taberi, Ahmed b. Abdullah, Zahairu’l Ukba, Kahire, Mektebetu’l Kudsi, 1356.
  • Et-Tabari (Şii) Muhammed b. Cerir, Delailu’l İmamet, Kum, Daru’z Zahair.
  • El-Hilli, İbn-i Nema, Mesiru’l Ehzan, Kum, Medresetu’l İmam Mehdi (a.f), 1406.
  • İbn-i Asakir, Tarihu’l Medine Demeşk, c. 14, Beyrut, Daru’l Fikr, 1415.
  • El-Muzi, Tehzibu’l Kemal, tahkik: Beşşar Avad Maruf, c. 6, Beyrut-Lübnan: Müessesetu’r Risalet, 1985.
  • İbn-i et-Taktaki, el-Fahri fi’l Adabi’s Sultaniyye ve’d Duveli’l İslamiyye, tahkik: Abdulkadir Muhammed Mayu, Beyrut, Daru’l Kalemu’l Arabai, 1997.
  • Et-Tabersi, İ’lamu’l Vera b’-İ’lamu’l Huda, c. 1, Tahran, İslamiyye, 1390.
  • Et-Tabersi, Ebu’l Fadıl Ali b. Hasan, Mişkatu’l Envar, Necef, Kitabhane, Haydariye, 1385.
  • Et-Tabersi, Ahmed b. Ali, el-İhticac, Meşhed, Neşri Murtaza, 1403.
  • İbnu’l Haşşab el-Bağdadi, Tarihu Mevalidu’l Eimme (el-Mecmue), Kum, Ayetullah Necefi Mer’eşi Kütüphanesi.
  • El-Amuli, İbn-i Hatem, ed-Durru’n Nezim, Kum, Camietu’l Müderrisin.
  • El-Erbili, Ali b. İsa, Keşfu’l Gumme, c. 1, Tebriz, Mektebetu Ben-i Haşim, 1381.
  • Es-Saduk, el-Hisal, c. 1, Kum, Camietu’l Müderrisin, 1403.
  • Es-Saduk, el-Emali, Kum, tahkik: Kısmu’d Dirasetu’l İslamiyye, Müessese-i el-Bi’set, 1417.
  • Es-Saduk, İlalu’ş Şarai, c. 1, en-Necefu’l Eşref, el-Mektebetu’l Haydariyye ve Matbauha, 1385/1966.
  • Fitalu Nişaburi, Muhammed b. Hasan, Ruvzatu’l Vaizin, c. 1, Kum, Razi.
  • Malik b. Enes, el-Muvatta, c. 2, tahkik: Muhammed Fuad Abdulbaki, Beyrut, Daru’l İhyau’t Turasu’l Arabi, 1985.
  • Mukaddesi, Yadullah, Baz Pejuhi Tarihi Veladet ve Şehadeti Masuman (a.s), Kum, Pejuheşgahı Ulum ve Ferhengi İslami, 1391.
  • Müessese-i Kelimatu’r Resulu’l A’zam, c. 6, Kitabu’l Hasaneyn (a.s) ve Kitabu Ehlibeyt (a.s), müellif: Lecinnetu’l Hadis fi merkezi Ebhas Bakıru’l Ulum (a.s), Tahran, Neşr-i Emir Kebir, 1388.
  • Kumi, Ali b. Muhammed, Kifayetu’l Eser, Kum, Biydar, 1401.
  • Et-Tirmizi, Sünen, c.5, tahkik: Abdurrahman Muhammed Osman, Beyrut, Daru’l Fikr, 1983.
  • İbn-i Habban, Sahih, c. 13, tahkik: Şuayb Erneut, er-Risale, 1993.
  • Ed-Deyneveri, İbn-i Kuteybe, el-İmamet ve’s Siyaset, c. 1, tahkik: Ali Şiri, Beyrut, Daru’l Evda, 1990.
  • En-Numeyri, Ömer b. Şebbeh, Tarihu’l Medine-i Münevvere, c.3, Kum, Daru’l Fikr, 1368.
  • Ez-Zehebi, Tarihu’l İslam ve Vefayatu’l Meşahir ve’l İ’lam, c. 5, tahkik: Ömer Abdusselam Tedmiri, Beyrut, Daru’l Kitabu’l Arabi, 1993.
  • El-Muttaki El-Hindi, Alaattin Ali, Kenzü’l Ummal fi Süneni’l Akval ve’l Ef’al, c. 13, tashih: Safvetu’s Saka, Beyrut, er-Risale, 1989.
  • Hatip Bağdadi, Tarih-i Bağdad, c. 1, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, 1412.
  • Ed-Deyneveri, Ebu Hanife Ahmed b. Davut, El-Ehbaru’t Tuval, tahkik: Abdulmunim Amir Mürace Cemalettin Şiyal, Kum, Menşuratu Razi, 1368.
  • Ed-Deyneveri, İbn-i Kuteybe, el-İmamet ve’s Siyaset, c. 1, tahkik: Ali Şiri, Beyrut, Daru’l Avda, birinci baskı, 1990.
  • İbn-i Asakir, Tarih-i Medine-i Demeşk, c. 54, Beyrut, Daru’l Fikr, 1415.
  • İbn-i Tavus, 1409, el-Eman mine’l Ahtari’l Asfari ve’l Ezman, Kum, 1409.
  • İbn-i Fehdi Hilli, Uddedu’t Dai ve Necahu’s Sa’i, Baskı: Ahmed Muvahhidi Kummi, Kum, Mektebetu’l Vicdani.
  • İbn-i Kuteybe, Garibu’l Hadis, Beyrut, 1408 / 1988.
  • İbn-i Manzur.
  • Ebu Davud, Süleyman b. Eş’a Süneni Ebi Davud, Kahire, 1421 / 2000.
  • Ebu Abiyd, Garibu’l Hadis, Haydarabad Diken, 1384 – 1387 / 1964 – 1967.
  • Ebu Hilal Askeri, Mu’cemu’l Furuku’l Lugaviyye, el-Havi li Kitabi Ebi Hilal el-Askeri ve cüz’en min kitabi es-Seyyid Nuruddin el-Cezayiri, Kum, 1412.
  • Ahmed b. Hanbel, Müsnedü el-İmam Ahmed b. Hanbel, Beyrut, Daru Sadır.
  • Eş’ari Kummi, Ahmed b. Muhammed, Kitabu en-Nevadir, Kum, 1408.
  • Emini, Abdu’l Hüseyin, el-Gadir fi’l Kitabi ve’s Sünne ve’l Edeb, c.8, Beyrut, 1387 / 1967.
  • Buhari, Edebu’l Müfred, Beyrut, 1406 / 1986.
  • Berki, Ahmed b. Muhammed, Kitabu’l Mahasin, Baskı: Celaluddin Muhdis Ermevi, Tahran, 1330.
  • Beyzavi, Abdullah b. Ömer, Envaru’t Tenzil ve Esraru’t Te’vil, Mısır, 1388 / 1968, Baskı: ofset, Tahran, 1363.
  • Tirmizi, Muhammed b. İsa, Sünenu’t Tirmizi ve Huve’l Camiu’s Sahih, c. 3 ve 5, Baskı: Abdurrahman Muhammed Osman of, Beyrut, 1403 / 1983.
  • Cessas, Ahmed b. Ali, Ahkamu’l Kur’an, Baskı: Abdusselam Muhammed Ali Şahin, Beyrut, 1415 / 1994.
  • Cuheri, İsmail b. Hammad, es-Sihah: Tacu’l Lugat ve Sihahu’l Arabiyye, Baskı: Ahmed Abdulgafur Attar, Kahire, 1376, Baskı: ofset, Beyrut, 1407
  • Hakim Nişaburi, Muhammed b. Abdullah, el-Müstedrek ale’s Sahiheyn, Baskı: Yusuf Abdurrahman Maraşlı, Beyrut, 1406.
  • Hürrü Amuli, Vesailu’ş Şia.
  • Himyeri, Abdullah b. Cafer, Kurbu’l Esnad, Kum, 1413.
  • Hazzaz-ı Razi, Ali b. Muhammed, Kifayetu’l Eser fi’n Naksi ale’l Eimmetu’l İsna Aşer, Baskı: Abdullatif Hüseyni Kuh Kemeri-i Hoi, Kum, 1401.
  • Halil b. Ahmed, Kitabu’l Ayn, Baskı: Mehdi Mahzumi ve İbrahim Samerrai, Kum, 1409.
  • Hoi, Ebu’l Kasım, el-Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, Beyrut, 1395 / 1975.
  • Ramhormozi, Hasan b. Abdurrahman, el-Muhaddisu’l Fadıl Beyne’r Ravi ve’r Rai, Baskı: Muhammed Uccac Hatib, Beyrut, 1420 / 2000.
  • Es-Sahifetu’s Seccadiyye, Ali b. Hüseyin (a.s), Dördüncü İmam, Baskı: Muhammed Bakır Muvahhidi Ebtehi, Kum, 1411.
  • Sen’ani, Abdurrezzak b. Hammam, el-Müsennif, Baskı: Habiburrahman A’zami, Beyrut, 1403 / 1983.
  • Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan.
  • Taberani, Ahmed, Kitabu’d Dua, Baskı: Mustafa Abdulkadir Ata, Beyrut, 1413.
  • Taberani, Ahmed, el-Mucemu’l Evset, Baskı: Ebu Muaz Tarık b. Evzullah, Kahire, 1415 – 1416.
  • Taberani, Ahmed, el-Mucemu’l Kebir, Baskı: Muhammed Abdulmecid Selefi, Baskı: ofset, Beyrut, 1404.
  • Tabersi, Hasan b. Fazl, Mekarimu’l Ahlak, Baskı: Muhammed Hüseyin A’lemiof, Beyrut, 1392 / 1972.
  • Tabersi, Fazl b. Hasan.
  • Tusi, Muhammed b. Hasan, el-Emali, Kum, 1414.
  • Tusi, et-Tibyan fi Tefsiri’l Kur’an, Baskı: Ahmed Habib Kasir Amuli, Beyrut.
  • Tusi, Tehzibu’l Ahkam, Baskı: Hasan Musevi Horsan, Beyrut, 1401 / 1981.
  • Tusi, Misbahu’l Müctehid, Beyrut, 1411 / 1991.
  • Ayyaşi, Muhammed b. Mes’ud, Kitabu’t Tefsir, Baskı: Haşim Rasuli Mahallati, Kum, 1380 – 1381.
  • Gazali, Muhammed b. Muhammed, İhyau Ulumu’d Din, Beyrut, 1412 / 1992.
  • Fahrı Razi, Muhammed b. Ömer, et-Tefsiru’l Kebir, Kahire, Baskı: ofset, Tahran.
  • Feyzi Kaşani, Muhammed b. Şah Murtaza, Tefsiru’s Safi, Baskı: Hüseyin A’lemi, Tahran, 1416.
  • Gazi Numan, Numan b. Muhammed, Daaimu’l İslam ve Zikru’l Helali ve’l Haram ve’l Kazayai ve’l Ahkam, Baskı: Asıf b. Ali Askar Feyzi, Kahire, 1963 – 1965, Baskı: ofset, Kum.
  • Kurtubi, Muhammed b. Ahmed, el-Caiu’l Ahkami’l Kur’an, Beyrut, 1405 / 1985.
  • Kummi, Ali b. İbrahim, Tefsiru’l Kummi, Baskı: ofset, Kum.
  • Kef’emi, İbrahim b. Ali, Cennetu’l Emani’l Vakiye ve Cennetu’l İmani’l Bakiye, el-Müşteher bi’l Misbah, Beyrut, 1403 / 1983.
  • Kuleyni, el-Kafi.
  • Leysi Vasıti, Ali b. Muhammed, Uyunu’l Hükm ve’l Mevaiz, Baskı: Hüseyin Haseni Bircendi, Kum, 1376.
  • Muttaki Hindi, Ali b. Hisamuddin, Kenzu’l Ummal fi Süneni’l Akval ve’l Ef’al, Baskı: Bikri Hayyani ve Saffet Saka, Beyrut, 1409 / 1989.
  • Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar.
  • Muhammed Fuad Abdulbaki, el-Mucemu’l Müfehres li Elfazi’l Kur’ani’l Kerim, Kahire, 1363, Baskı: ofset, Tahran, 1397.
  • Müslim b. Haccac, el-Camiu’s Sahih, Beyrut, Daru’l Fikr.
  • Mufid, Muhammed b. Muhammed, el-İrşad fi Marifeti Hucecullahi ale’l İbad, Beyrut, 1414 / 1993.
  • Nesai, Ahmed b. Ali, Kitabu Sünenü’l Kübra, Baskı: Abdulgaffar Süleyman Bendari ve Seyyid Kesrevi Hasan, Beyrut, 1411 / 1991.
  • Nevevi, Yahya b. Şeref, Sahih-i Müslim bi Şerhi Nevevi, Beyrut, 1407 / 1987.
  • El-Harrani, Hasan b. Şu’be, Tuhafu’l Ukul, Kum, Camietu’l Müderrisin, 1404.
  • El-Kufi, İbn-i İ’sem, El-Futuh, tahkik: Ali Şiri, Beyrut, Daru’l Avda, birinci baskı, 1991.
  • Ez-Zehebi, Seyri İ’lamu’n Nubela, c. 3, Tahric Şueyb Erenut, tahkik: Hüseyin Esed, Beyrut, er-Risalet, dokuzuncu baskı, 1993.
  • Keşşi, Muhammed b. Ömer, Ricalu’l Keşşi, Meşhed, Meşhed Üniversitesi, 1348.
  • Tamimi Magribi, Numan b. Muhammed, Deaimu’l İslam, c. 2, Mısır, Daru’l Marifet, 1385.
  • El-Kutbi, Fevaitu’l Vefayat, c. 2, tahkik: Ali Muhammed b. Yaudullah ve Adil Ahmed Abdulmevcut, Beyrut, Daru’l Kutubu’l ilmiyye, 2000.
  • Et-Tabari, Muhammed b. Cerir, Tarihu’l Umem ve’l Muluk (Tarih-i Taberi), c. 5, tahkik: Muhammed Ebu’l Fazl İbrahim, Beyrut, Daru’t Turas, 1967.
  • Halife b. Hayyat, Tarihi Halife b. Hayyat, tahkik: Fevaz, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, birinci baskı, 1995.
  • El-İsfahani, Ebu’l Ferec, el-Gani, c. 17, Beyrut, Daru İhyau’t Turas Arabi, birinci baskı, 1415.
  • Meskuviyye, Ebu Ali, Ticaretu’l İmam, c. 2, tahkik: Ebu’l Kasım İmami, Tahran, Suruş, 1379.
  • Es-Semavi, Muhammed, Ebsaru’l Ayn fi Ensari’l Hüseyin (a.s), tahkik: Muhammed Cafer et-Tabersi, Merkezu’d Dirasetu’l İslamiyye lil-Mümessili’l Veliyu’l Fakih fi Hirsi Sevreti’l İslamiyye.
  • Ferahidi, Halil b. Ahmed, Kitabu’l Ayn, c. 1, Kum, Hicret, 1409.
  • El-Musevi el-Mukarrim, Abdurrazzak, Mektelu’l Hüseyin (a.s), Beyrut, Daru’l Kitabu’l İslamiyye.
  • Muhaddis Nuri, Müstedreku’l Vesail, c. 8, Kum, Alu’l Beyt (a.s), 1408.
  • el-Meluk websitesi; J. Sadan, "A new source of the Buyid period" in Israel Oriental studies, vol. a, Tel-Aviv: Tel-Aviv University, 1979.
  • Muhammad Manazir Ahsan, Social life under the Abbasids , London 1979.
  • Mehmet Akif Aydin, "The Ottoman legal
  • system" in History of the Ottoman state, society & civilisation , ed. Ekmeleddin Ihsanoglu, vol. 1, Istanbul. 2000.
  • Fredrik Barth, Nomads of south Persia, Oslo 1965;
  • Bess Allen Donaldson , The wild rue: a study of MuhammadanMagic and folklore in Iran , London 1938; Mountstuart Elphinstone, An account of the kingdom of Caubul , Karachi 1972;
  • EI 2 , s.vv. "Djuma" (by S. D. Goitein), "Duruz" (by M. G. Hodgson), "Hadra" (by D. B. Macdonald), "Al-Khadir (Al-Khidr)" (by A. J. Wensinck), "Khatam, Khatim" (by J. Allan), "Khirka- yi Sherif" (by Nurhan Atasoy), "Marasim.4: in the Ottoman empire" (by A. H. De Groot), "Masdjid. VII: in west Africa" (by A. Samb), "Mawlawiyya.1: Origins and ritual of the order "(by T. Yazici), "ibid.5: The last vestiges of the order in the Arab world and the Balkans" (by F. De Jong), "Suk.7: in Ottoman Anatolia and the Balkans" (by Suraiya Faroqhi), "Tidjaniyya" (by Jamil M. Abun-Nasr).
  • S. D. Goitein, Studies in Islamic history and institutions, Leiden 1968.
  • Mehmet Ipsirli, "Ottoman state organization" in History of the Ottoman state, society & civilisation , ibid; IA , s.v. "Cuma" (by Kasim Kufrali).
  • Fredrick de Jong, Turuq and turuq-linked institutions in nineteenth century Egypt , Leiden 1978.
  • Mubahat Kutukoglu, "The structure of the Ottoman economy" in History of the Ottoman state, society & civilisation , ibid; Annemarie Schimmel, Deciphering the signs of God: a phenomenological approach to Islam , Albany, NY, 1994.
  • Shaul Shaked, From Zoroastrian Iran to Islam Aldershot, Engl. 1995.
  • Jean-Baptiste Tavernier, Les six voyages de Turquie et de Perse , introduction et notes de Stephane Yerasimos, Paris 1981.
  • TA , s.v. "Cuma", "Divan"; TDVIA , s.vv. "Cuma Selamligi" (by Mehmet Ipsirli), "Hafta tatili. Islami donem" (by Cevdet Kucuk); Ismail Hakki Uzuncarsili, Osmanli devletinin saray teskilati , Ankara 1988.
  • Edward Westermarck, Pagan survivals in Mohammedan civilisation , Amsterdam 1973.

Cuma Namazı


Cuma, Müslümanlar için mübarek bir gündür.

Cuma namazı[]

Cuma namazı, şartlarını taşıyan kimselere farz-ı ayn'dır. Farz oluşu, kitap, sünnet ve icma' ile sabittir.

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyruluyor:[]

"Ey İman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman hemen Allah 'ı anmaya koşun ve alış-verişi bırakın, Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. "Cuma 9

Abdest alıp camiye giden ve cuma namazını kılanlar hakkında

Peygamberimiz şöyle buyuruyor:[]

"Bir kimse güzelce abdest aldıktan sonra Cumaya gelir, susarak hutbeyi dinlerse, üçgün fazlasıyla bu cumadan diğer cumaya kadar olan zaman içindeki günahları bağışlanır. " Müslim,Cuma,8

“Allah indinde günlerin seyyidi cumadır. O, Kurban ve Ramazan bayramı gününden de kıymetlidir.” (Buhari)


Cuma namazını terk edenler hakkında[]

Peygamber Efendimiz çok önemli bir uyarı da bulunmuştur. Ebu Hüreyre ve Abdullah b. Ömer, Peygamberimizin minber üzerinde şöyle buyurduğunu işittiklerini söylediler:

"Herhangi bir cemaat ya cuma namazını terk etmekten sakınsınlar, yahut da Allah Teala onların kalplerini mühürler de gafillerden olurlar. “ Müslim Cuma,12

Cuma günü Müslümanlar için bir bayramdır. Bugün, yıkanıp temizlenmek, tırnaklan kesmek, dişleri fırçalamak, güzel koku sürünmek, iyi ve temiz elbiseleri giyerek camiye gitmek müstehaptır. Ezan okununca, cuma namazı kılmakla mükellef olanların işlerini bırakıp hemen camiye gitmeleri gerekir.

Cuma namazının bir kimseye farz olması için Müslüman olmak, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmaktan başka bir takım şartların daha bulunması lazımdır.

Bunlar, cumanın farz olmasının şartları ile cumanın sahih olmasının şartları olmak üzere iki çeşittir.


Cuma Namazının Farz olmasının Şartları[]

Bir kimseye cuma namazının farz olması için o kimsede altı şartın bulunması gerekir:

1. Erkek olmak,

2. Hür olmak,

3. Mukim olmak.

4. Sağlıklı olmak.

5. Kör olmamak,

6. Ayakları sağlam olmak.

Bu şartlar kendisinde olmayan kimseye cuma namazı farz değildir.

Buna göre; kadınlara, hürriyeti elinde olmayanlara, yolculara, hastalara, iki gözü kör olanlara, ayakları olmayan kötürümlere cuma namazı farz değildir. Ancak bu durumda olanlar, camiye gidip cumayı kılarlarsa namazları sahih olur ve o günün öğle namazının yerine geçer.

Kendilerine cuma namazı farz olmayan hasta ve yolcunun cuma namazı kıldırması caizdir Hastaya bakan bir kimse, bırakıp cumaya gittiği takdirde hastanın zarar görmesinden korkarsa cumaya gitmeyebilir.

Camiye gidemeyecek durumda hasta olanlar ile camiye gittiği takdirde hastalığının artmasından veya iyileşmesinin gecikeceğinden korkanlara da cuma namazı farz değildir. Yürüyemeyecek derecede düşkün ihtiyarlar da böyledir.

Bir ayağı kesik veya felçli olup da zorlanmadan yürüyebilen cumaya gider, yürüyemeyen ise gitmez.


Cuma Namazının Sahih Olmasının Şartları[]

Bu şartlar da altıdır

1. Cuma namazı kılınan yerin şehir veya şehir hükmünde olması.

2. Cuma namazını devletçe görevlendirilen bir kişinin kıldırması.

Büyük bir toplulukla eda edilen cuma namazını kıldırmak isteyen kişiler arasında; biri "ben kıldıracağım", diğeri "ben kıldıracağım" diye anlaşmazlık çıkabileceği gibi, bir grup bir kişiyi öne sürerken diğer bir grup da başkasını öne sürmeye çalışabilir. Namazın vakit içinde hangi saatte kılınacağı hususunda da anlaşmazlığa düşebilirler.

Bu sebeple, cuma kıldırmak yüzünden Müslümanlar arasında çıkabilecek anlaşmazlıklara yol açmamak ve düzeni sağlamak için cumayı kıldıranın, devletçe görevlendirilen bir kişi olması gerekir.

Herhangi bir sebeple izin almak mümkün olmadığı takdirde Müslümanlar, bir kişi üzerinde birlik yaparsa o kişinin kıldırdığı cuma namazı da zarurete binaen caiz olduğu gibi, yöneticileri Müslüman olmayan yerlerde de cuma ve bayram namazlarını kılmak caizdir. Tahtavi ale'l-merakı'l-felah S.331

3. Cuma namazının öğle vaktinde kılınması. Öğle vakti girmeden cuma namazı kılınamayacağı gibi, öğle vakti çıktıktan sonra da sahih olmaz.

4. Namazdan önce hutbe okunması.

Hutbenin, bir kişi bile olsa cemaat huzurunda okunması gerekir. Cemaatin hasta veya misafir olması da yeterlidir. Başka cemaat bulunmayıp sadece kadın veya çocuk bulunması halinde hutbe sahih olmaz.

5. Cuma kılınan yerin herkese açık olması. Çünkü cuma namazı İslam' ın şiarından ve dinin özelliklerindendir. Bu sebeple açıktan kılınması lazımdır.

İmam namaz kılınan yerin kapısını kilitlese cuma namazı caiz olmaz. Diğer insanların girmesine izin verilirse caiz olur. Bir kalenin kapısını düşman tehlikesi sebebiyle kilitlemek zarar vermez.

6. İmamdan başka en az üç kişi cemaat bulunması. Hutbe okunurken hazır olan cemaat gider ve hutbe okunduktan sonra başka bir cemaat gelirse cuma namazı yine sahih olur. Cemaatin hasta ve yolculardan olması da caizdir. Çünkü bunlar imam olabildiklerine göre cemaat da olabilirler.

Ancak, başka cemaat bulunmayıp ta, cemaat sadece kadın veya çocuklardan meydana gelirse, bunlarla cuma namazı caiz olmaz. Çünkü, bunlar imamlık yapamaz. Hatta iki erkekle bir kadın veya bir çocuğun bulunması halinde de cuma namazı sahih olmaz.


Cuma Namazının Kılınışı[]

Cuma namazı, dördü ilk sünnet, ikisi farz ve dördü de son sünnet olmak üzere on rek' attır.

Cuma günü öğle vakti ezan okunduktan sonra, önce dört rek'at olan ilk sünneti kılınır. Bunun niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının ilk sünnetini kılmaya."

Cumanın ilk sünnetinin kılınışı, aynen öğle namazının dört rek'at sünneti gibidir. Sünnet kılındıktan sonra hatip minbere çıkar ve oturur. Bundan sonra camiin içinde bir ezan daha okunur. Hutbe bitince ikamet getirilir ve cumanın iki rek'at farzı cemaatle kılınır. imamın arkasındaki cemaat şöyle niyet eder: "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının farzını kılmaya, uydum imama."

Farzdan sonra cumanın dört rek' at son sünneti kılınır. Bunun kılınışı da cumanın ilk sünneti gibidir. Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için cumanın son sünnetini kılmaya." Cuma namazı böylece tamamlanmış olur.

Zuhr-i Âhir namazı[]

Bir yerleşim yerinde birden fazla camide cuma namazı kılınıp kılınamayacağı konusunda İslam alimleri arasında farklı görüşler vardır, Hanefi Mezhebinde kabul edilen görüş, bir yerleşim yerinde birden fazla camide kılınan cumanın sahih olmasıdır.

Ancak imam Ebu Yusuf'a göre cuma namazı bir yerde sadece bir camide, şehrin büyük olması veya ortasından nehir geçmesi halinde ancak iki camide kılınabilir.

Şafiiler ise, "ihtiyaç yoksa, sadece bir camide kılınabilir" diyor. Bu imamlara göre, bir yerde birden fazla cuma namazı kılındığı takdirde namaza ilk önce başlayanların namazı sahih olur, sonraya kalanların namazı sahih olmaz. Hepsinin beraber kılması ve hangisinin ilkönce kıldığının şüpheli olması halinde ise hiçbirinin namazı sahih olmaz.

Bu durumda cumanın şartlarından biri kaçırılmış ve cuma namazının caiz olması şüpheli hale gelmiştir.

Bu görüşte olanlar, cumanın sahih olmaması ihtimaline karşı ihtiyaten vaktin farzını kılmak maksadıyla "Zuhr-i âhir" adıyla dört rek'at namaz kılınmasını gerekli görmüşlerdir.

Birden fazla camide kılınan cuma namazlarının sahih olduğu ve bu sebeple zuhr-i âhir kılmaya gerek olmadığı görüşünde olanlar: "Cuma'dan sonra 'Zuhr-i âhir kılmak ihtiyat değildir. Asıl ihtiyat, iki delilden en kuvvetlisi hangisi ise onunla amel etmektir. Bu meselede en kuvvetli delil, birden fazla camide cuma namazı kılmanın caiz olmasıdır" demişlerdir. Bu durumda cuma namazı caiz olup, öğle namazının yerine geçtiğine göre, o gün ayrıca öğle namazını kılmaya gerek yoktur.

Bu iki görüşten herhangi biri ile amel etmek caizdir. Bu sebeple, cuma namazını kılan bir kimse, cumadan sonra "zuhr-i âhir=son öğle" niyetiyle dört rek'at daha namaz kılmak mecburiyetinde değildir. Çünkü cuma namazı öğle namazının yerine geçtiğinden o gün ayrıca öğle namazı kılınmaz. Bununla beraber "zuhr-i âhir" kılmaya bir engel de yoktur. Dileyen dört rek'at "Zuhr-i âhir=son öğle" ile iki rek'at da vakit sünneti kılar.

Zuhr-i Âhir namazına: "Niyet ettim Allah rızası için vaktine yetişip henüz kılamadığım son öğle namazını kılmaya" diye niyet edilir. Bu son öğle namazı, öğlenin dört rek'at farzı gibi kılınmakla beraber, sünnetlerde olduğu gibi dört rek'atın hepsinde fatihadan sonra sure okunması daha iyi olur.

İki rek'atlı vakit sünnetine de şöyle niyet edilir: "Niyet ettim Allah rızası için vaktin sünnetini kılmaya." Bu namaz da sabah namazının sünneti gibi kılınır.

Şablon:Namazlar

Dosya:Men praying at jama masjid.jpg

Delhi'nin bir Camiisinde cuma namazı

Cuma namazı (Arapça: صلاة الجمعة Salat-ül Cum'ati), İslam dininde Cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan bir namazdır.

Cuma, müslümanlarca bir bayram günüdür.[]

Bu günde müslümanlar camilerde toplanırlar. Okunacak hutbeleri dinleyerek faydalanırlar. Hep birlikte cuma namazını kılarlar. Sonra ya başka ibadetlerle uğraşır veya ziyaretlerde bulunur yahut günlük işleri ile uğraşmaya koyulurlar.

Bir hadiste:

"Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür. Âdem aleyhisselam o gün Cennet'e konulmuş, o gün Cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de o gün kopacaktır." denmiştir.

Muhammed), hicret zamanında Medine'ye yakın bulunan Salim İbni Avf yurdunda Ranuna denilen vadi içerisinde Beni Salim Mescidinde ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk cuma namazını kıldırmıştır.

Cuma namazının vakti tam öğle namazının vaktidir. Cuma namazı için minarelerde ezan okunur. Camilere gidince önce aynen öğle namazının sünneti gibi, dört rekat cumanın ilk sünneti kılınır. Daha sonra cami içinde bir ezan daha okunur. Minberde cemaata karşı bir hutbe okunur. Bu hutbeden sonra ikamet alınarak cumanın iki rekat farzı cemaatle aşikare okuyuşla kılınır. Bir farzdan sonra yine öğlenin ilk dört rekat sünneti gibi, cumanın son dört rekat sünneti kılınır. Bundan sonra kılınacak olan namazlar gerekli değildir. Bazı düşüncelere göre "Zuhrü ahir" denilen dört rekat namaz kılınır. Bu son öğle namazı, öğlenin dört rek'at farzı gibi kılınmakla beraber sünnetlerde olduğu gibi dört rek'atın hepsinde fatihadan sonra sûre okunması daha iyidir. Arkasından da gereki olmayan "Vaktin sünneti" niyeti ile aynen sabah namazının sünneti gibi iki rekat namaz daha kılınır. ilayda

Cuma şartlarını kendilerinde toplayan kimseler için iki rekat cuma namazı "Farz-ı ayın"dır. Cuma namazının diğer namazlardan başka olarak kendisine özgü on iki şartı daha vardır. Bunların altısı vücubunun (farz olmasının), diğer altısı da edasının şartlarıdır[1].

Cumanin diger şartlari[]

Beş vakit namazın şartlarından başka cuma namazının çeşitli şartları vardır. Bunlar:

  • Hür olmak, (Esir veya hapis olmamak)
  • Mukim olmak, (Yolculukta olmamak)
  • Sıhhatli olmak, (Namaza gidemeyecek kadar hasta olmamak)
  • Gözleri sağlam olmak, (Kör olmamak)
  • Ayakları sağlam olmak, (Kötürüm olmamak)
  • Namaza gitmeye mani ve gitmemeyi mübah kılan bir özrü bulunmamak, (Düşman korkusu, şiddetli yağmur, çamur gibi şeyler cumaya mani hallerdir)
  • Cuma namazı kılınacak yerin şehir olması, (izin ve berat verilen köylerde de kılınabilir)
  • Namazı emir veya vekilinin kıldırması,
  • Öğle namazı vaktinde kılınması,
  • Cemaatin huzurunda hutbe okunması,
  • İmamdan başka üç kişi bulunması,
  • Cuma namazı kılınan yerin herkese açık olması

Kaynakça[]

Şablon:İslam-taslak

ar:صلاة الجمعة arz:صلاة الجمعه az:Cümə namazı bs:Džuma-namaz de:Freitagsgebet en:Jumu'ah es:Yumu'ah (azalá del viernes) fa:نماز جمعه id:Salat Jumat it:Jumu'ah lbe:Жума-чак ml:ജുമുഅ (നമസ്ക്കാരം) ms:Solat Jumaat nl:Salat al-djuma ru:Джума-намаз sv:Fredagsbön ur:نماز جمعہ

Advertisement