Yenişehir Wiki
Advertisement
Bakınız

Şablon:Üsküp - d


Üsküp
Üsküp - Rumeli'nin Canevi
Üsküpteki Türk mimarisi
Üsküp ki Şar Dağ'ında devâmıydı Bursa'nın
Üskübü
Üsküp, Kırklareli
Üsküp, Akçakoca
Btinya krallığında Prusya şehri
Şehir, Roma, Bizans ve Slav yönetimleri sırasında da yörenin iktisadî, siyasî ve kültürel merkezi idi. Kuşkusuz şehir bu rolünü, Balkan yarımadasının tam ortasında bulunuşuna ve belli yolların kesişme noktasında yer alışına borçludur. Ayrıca şehrin, geniş bir bölgenin merkezi oluşu da yörenin yörenin fikir ve sanat odağı olmasında etkin rol oynamıştır. Yıldırm Bâyezid devrinde Türk yönetimine geçen Üsküp, bbu tarihten Bosna’nın fethine kadar uçbeylerinin yönetim noktası, XV. yüzyılın ortalarından itibaren ise sancak olarak bölgenin idari merkezi oldu. Fethi takiben Anadolu’dan getirilen ailelerle kısa sürede Müslüman-Türk özelliği taşıyan bir şehir haline gelen Üsküp, sahip olduğu çok sayıdaki cami, mescid, medrese ve tekke ile kültürel bakımdan da merkez haline geldi (İsen, 1997: 131-132; Eyduran, 2000: 34-35)
a-) Latif havası insanın ruhunu dinlendirir. Hevâ-yı cân-fezâsı i’tidâl-bahş-ı nesîm-i bahâr enhâr-ı zülâl-girdâr ile nümûne-i cennâtin tecrî tehtihe’l-enhâru3 olup büldân-ı cihân içre dil-berân-ı hoş-tarz u latîf-üslûb gibi letâfet ü melâhatde şehr-âşûb olan Üskübdendür (Eyduran, 2009b: 399). b-) Şehir, makbul iklimiyle çok güzel bir beldedir. Âb u hevâsı makbûl u mergûb olan medîne-i bedî’ü’l-üslûb şehr-i Üskübdendür (Eyduran, 2009b: 340). c-) Şehir, tatlı suyuyla da güzel şehirlerdendir. Büldân-ı cihân içre mânend-i dil-ber-i mümtâz tavsîf ü ta’rîf-i ‘uşşâk-ı ser-bâzdan müstagnî ve bî-niyâz letâfet-i hevâ ve ‘uzûbet-i mâ ile bî-şerîk ü enbâz olan şehr-i bedî’ü’l-üslûb kasaba-i Üskübdendür (Eyduran, 2009b: 392). d-) Şehir, İrem bahçesini kıskandıracak doğal güzelliğiyle, bağ ve bostanlarıyla cennet gibi bir şehirdir. Nezâhet ü safâda cân-ı hıredmendân gibi hurrem ve tarâvet ü letâfetde gayret-nümâ-yı murgzâr-ı İrem hadâ’ik u riyâzı kulûb-ı ehl-i ‘irfân gibi mergûb olan kasaba-i Üskübdendür. Atâ: Büldân-ı cihân-ı letâfet-üslûbla şehr-âşûb olan şehr-i Üskübdendür (Eyduran, 2009a: 351).

Üsküp - Rumeli'nin Canevi

Üsküp_ki_Yıldırım_Beyazıt_Han_Diyarıdır_-_Üsküp_-_Skopje

Üsküp ki Yıldırım Beyazıt Han Diyarıdır - Üsküp - Skopje

Üsküp ki Yıldırım Beyazıt Han Diyarıdır - Üsküp - Skopje



EÇS de Üsküp[]

Bakınız

D3. Cilt Şablon:EÇSindex3 - Şablon:EÇSindex
{{EÇSindex3}} RİYÂSIZ EVLİYÂ'NIN SEYÂHATNÂMESİNİN ÖNSÖZÜ -EÇS/3/5 -EÇS/3/6 - EÇS/3/7- EÇS/3/8
Heybeli Adasının vasfı - EÇS/3/8
Mudanya'nın vasfı - EÇS/3/8- EÇS/3/9
Hükümet Merkezi ve İpek Yeri Bursa Konağının Vasıfları - EÇS/3/9 - EÇS/3/10 - EÇS/3/11 - EÇS/3/12
Bijirsa İmaretlerinin Vasıfları - EÇS/3/12 - EÇS/3/13
Bursa hâkimlerinin vasıfları - EÇS/3/13 - EÇS/3/14 - EÇS/3/15
Salatin ve Diğer Camilerin Vasıfları - EÇS/3/16 - EÇS/3/17 - EÇS/3/18 - EÇS/3/19
Bursa Mescidleri - EÇS/3/19
Bursa Medreseleri - EÇS/3/20
Bursa Tekkeleri - EÇS/3/20
Bursa İmaretleri - EÇS/3/20 - EÇS/3/21
HÂCEGÂN HANLARI EVSAFI - EÇS/3/21 - EÇS/3/22
Bursa Çeşmeleri - EÇS/3/22 - EÇS/3/23
Su Değirmenleri - EÇS/3/23
Bursa Şehri Hamamları - EÇS/3/23
Allahın Kudreti Ilıcalar - EÇS/3/24 - EÇS/3/25 - EÇS/3/26
Bursa Sultani Çarşısı - EÇS/3/26 - EÇS/3/27 - EÇS/3/28
Bursa'nın Gezinti Yerleri - EÇS/3/29 - EÇS/3/30
Dünyadaki Dağları Muhtasarca Anlatalım - EÇS/3/31 - EÇS/3/32 - EÇS/3/33 - EÇS/3/34 - EÇS/3/35 - EÇS/3/36 - EÇS/3/37 - EÇS/3/38
Osman Gazinin Fetihlerinin Özeti - EÇS/3/38- EÇS/3/39 - EÇS/3/40 - EÇS/3/41
HÜDÂVENDİGÂR OĞLU YILDIRIM BAYEZİD ZAMANI - EÇS/3/41- EÇS/3/42 - EÇS/3/43
Yıldırım Han Devrindeki Bilginler, iyi Kişiler, Büyük Evliyalar - EÇS/3/43- EÇS/3/44
Yıldırım Bayezıd Oğlu Çelebi Sultan Mehmed'in Tahta Çıkışı - EÇS/3/44 - EÇS/3/45
Çelebi Mehmed Devrindeki Bilginler, Sâlihler,Şeyhler - EÇS/3/45
İkinci Murad'ın Cülusu İle Fatih Sultan Mehmed Han - EÇS/3/45 - EÇS/3/46
İkinci Murad devri ulemâ, salihler ve şeyhler - EÇS/3/46
Osmanlı Şehzadeleri Ziyaret Yerleri - EÇS/3/46 - EÇS/3/47 - EÇS/3/48
Bursa Evliyasının Ziyaret Yerleri -EÇS/3/48 -EÇS/3/49 -EÇS/3/50 - EÇS/3/51- EÇS/3/52 - EÇS/3/53 -EÇS/3/54 -EÇS/3/55 -EÇS/3/56 - EÇS/3/57 - EÇS/3/58 - EÇS/3/59 - EÇS/3/60 - EÇS/3/61 - EÇS/3/62
İznikmit (İzmit) Vilayetine Seyahatimin Açıklanması -EÇS/3/63 -EÇS/3/64 -EÇS/3/65 - EÇS/3/66- EÇS/3/67 - EÇS/3/68 -EÇS/3/69 -EÇS/3/70 -EÇS/3/71
1050 Cümadel Ulasının Birinci Günü Batum ve Trabzon'a Seyrüseferimiz -EÇS/3/72 -EÇS/3/73 -EÇS/3/74 - EÇS/3/75- EÇS/3/76 - EÇS/3/77 -EÇS/3/78 -EÇS/3/79 -EÇS/3/80 -EÇS/3/81 -EÇS/3/82
Eski Lezgi Vilayeti Mamur Büyük Şehir ve Kale,Yani Trabzon Şehri,Allah Onu Alçak Dünyanın Afetlerinden Korusun -EÇS/3/83 -EÇS/3/84 -EÇS/3/85
Trabzon'da Sultan Süleyman Kanunu Üzere İtaat Altında Olan Boy Beyleri -EÇS/3/85 -EÇS/3/86 -EÇS/3/87 -EÇS/3/88
SALÂTİN, VEZİRLER VE ŞEHİR ÂYÂNININ CÂMİLERİ -EÇS/3/88 -EÇS/3/89 -EÇS/3/90
Trabzon'un Medreseleri -EÇS/3/90 -EÇS/3/91
Trabzon’un hamamları -EÇS/3/91
Trabzon’un çarşısı -EÇS/3/91
Trabzon’un imâreti -EÇS/3/91 -EÇS/3/92
Trabzon ahâlisinin çehresinin rengi -EÇS/3/92
Trabzon halkının işi ve kazancı -EÇS/3/92
Trabzon’un meşhur sanatları -EÇS/3/92 -EÇS/3/93
Trabzon’un yeyip içcekleri -EÇS/3/93
Balıklarının beğenilenleri -EÇS/3/93 -EÇS/3/94
Hamsinin faydası, şekilleri, hassaları -EÇS/3/94 -EÇS/3/95
Trabzon’un mesîreleri (gezinti yerleri) -EÇS/3/95 -EÇS/3/96
Trabzon’un büyük salâtin ziyâret yerleri -EÇS/3/96
GÜRCİSTAN , MEKRİLİSTAN VİLÂYETLERİNE SEYAHATİMİZ -EÇS/3/97 -EÇS/3/98 -EÇS/3/99 -EÇS/3/100
ŞEHNAZE VİLÂYETİ YANİ ABAZA DİYÂRI -EÇS/3/100 -EÇS/3/101 -EÇS/3/102 -EÇS/3/103 -EÇS/3/104
ABAZA VİLÂYETİNDE OLAN MÂMÛR AŞİRETLER - EÇS/3/104 -EÇS/3/105 -EÇS/3/106 -EÇS/3/107 -EÇS/3/108 -EÇS/3/109 -EÇS/3/110
Dağlarda Bulunan Abaza Aşireti - EÇS/3/110 -EÇS/3/111
Acaip ve Garip Abaza Dili - EÇS/3/111
Sadşe Abazaları Dili - EÇS/3/111 - EÇS/3/112 -EÇS/3/113 -EÇS/3/114
Anapa Limanından Azak Gazasına Gidiş - EÇS/3/115 - EÇS/3/116 -EÇS/3/117 -EÇS/3/118 - EÇS/3/119 - EÇS/3/120 -EÇS/3/121 -EÇS/3/122 -EÇS/3/123
Azak Gazasından Fetihsiz Kırım Diyarına Gidiş - EÇS/3/123 - EÇS/3/124 -EÇS/3/125 -EÇS/3/126 -EÇS/3/127 -EÇS/3/128
Riyasız Evliyanın Sergüzeşti - EÇS/3/129 - EÇS/3/130 -EÇS/3/131 -EÇS/3/132 -EÇS/3/133
Kelgra Sultan Tekkesinin ve Kalesinin Vasıfları - EÇS/3/134
Kelgra Sultan , Yani Sarı Saltık Tekkesinin Yapılış Sebebi ve Menkıbeleri -EÇS/3/134 - EÇS/3/135 - EÇS/3/136 -EÇS/3/137 -EÇS/3/138 -EÇS/3/139 -EÇS/3/140
Kelgra Dağının Vasıfları -EÇS/3/140
Asıl Yurdumuz Olan İstanbul'a Yola Düştüğümüzü Bildirir -EÇS/3/140 -EÇS/3/141
Karadeniz'in Enlem ve Boylamı -EÇS/3/141 -EÇS/3/142
1050 Senesinde Malta Kazasına Gittiğimizi Bildirir -EÇS/3/142 -EÇS/3/143 -EÇS/3/144 -EÇS/3/145
Malta Gazasına Başlanış - EÇS/3/145 -EÇS/3/146 -EÇS/3/147 -EÇS/3/148-EÇS/3/149 -EÇS/3/150 -EÇS/3/151
Girid Adası -EÇS/3/151 -EÇS/3/152
Hanya Kalesinin Kuşatılması -EÇS/3/152 -EÇS/3/153 - EÇS/3/154 -EÇS/3/155 -EÇS/3/156 -EÇS/3/157-EÇS/3/158 -EÇS/3/159 -EÇS/3/160 -EÇS/3/161 -EÇS/3/162 -EÇS/3/163 -EÇS/3/164 -EÇS/3/165
Recep Ayının Birinci Gününde Defterdarzade Mehmed Paşa İle Karadan Erzurum Eyaletine Giderken Seyrettiğimiz Konak, Kasabalar ve Büyük Eserler -EÇS/3/166 -EÇS/3/167 -EÇS/3/168 -EÇS/3/169 -EÇS/3/170 -EÇS/3/171 -EÇS/3/172 -EÇS/3/173 -EÇS/3/174
Tosya, Bolu,Dörtdivan Türkleri'nin Lisan ve Lehçeleri - EÇS/3/174 -EÇS/3/175 -EÇS/3/176 -EÇS/3/177 -EÇS/3/178 -EÇS/3/179 - EÇS/3/180 - EÇS/3/181
Sanki Amelika’lardan Kalmış Kudret Dağı Amasya Kalesi - EÇS/3/181 - EÇS/3/182
Amasya Kalesinin Şekilleri- EÇS/3/182 - EÇS/3/183 - EÇS/3/184 - EÇS/3/185
Amasya câmileri - EÇS/3/185
Amasya Mescidleri - EÇS/3/185 - EÇS/3/186
Amasya Medreseleri - Şanlı Dervişler Tekkeleri- EÇS/3/186
İmâretler - EÇS/3/186
Kervansaraylar -EÇS/3/186 - EÇS/3/187
Hacegân Hanları -Bekâr Hanları - Hamamları- Çarşı ve Pazarı-EÇS/3/187
Mahalleleri - EÇS/3/187 - EÇS/3/188
Âyan, Eşraf ve Büyükleri - Şehir halkının çehrelerinin rengi, iş ve kazançları - Yiyecek ve içecekleri- Şehrin dil ve elbiseleriEÇS/3/188
Sanatları - Geçmişteki ibret Verici Eserler - Su ve havasının güzelliği - Gezinti yerleri - EÇS/3/189
Salatin ve Evliya ve Bilginlerin Ziyaret Yerleri - EÇS/3/189 - EÇS/3/190 - EÇS/3/191 - EÇS/3/192
Danişmend Oğullarının İkbal Yeri Büyük Niksar Kalesi - EÇS/3/192 - EÇS/3/193 - EÇS/3/194
Niksar’ın kaplıcaları - EÇS/3/194 - EÇS/3/195
Niksâr’ın Ziyaret Yerleri - EÇS/3/195 - EÇS/3/196 - EÇS/3/197 - EÇS/3/198 - EÇS/3/199 - EÇS/3/200 - EÇS/3/201 - EÇS/3/202 - EÇS/3/203 - EÇS/3/204 - EÇS/3/205 - EÇS/3/206
Niksâr’ın Mahalleleri - EÇS/3/206
ERZURUM CÂMİLERİ - EÇS/3/207 - EÇS/3/208
Erzurum Medreseleri -Erzurum Hakkında Bilgiler EÇS/3/208 - EÇS/3/209 - EÇS/3/210 - EÇS/3/211 - EÇS/3/212 - EÇS/3/213 - EÇS/3/214
Büyük Evliyanın Ziyaretleri - EÇS/3/214 - EÇS/3/215
Erzurum Eyaleti Kürdistanında Şusik Kalesi Üzerine Olan Seferimiz - EÇS/3/216 - EÇS/3/217 - EÇS/3/218 - EÇS/3/219 - EÇS/3/220 - EÇS/3/221 - EÇS/3/222 - EÇS/3/223 - EÇS/3/224 - EÇS/3/225 - EÇS/3/226
Aras Nehri Kenarından Kalkarak Acemistan'da Revan ve Nahcıvan Tarafına Gidiyoruz - EÇS/3/226 - EÇS/3/227 - EÇS/3/228 - EÇS/3/229 - EÇS/3/230 - EÇS/3/231 - EÇS/3/232 - EÇS/3/233 - EÇS/3/234
Bu Dilin Bazı Manalarını Bildirir - EÇS/3/234 - EÇS/3/235 - EÇS/3/236 - EÇS/3/237 - EÇS/3/238 - EÇS/3/239 - EÇS/3/240
Büyük Şehir ve Eski Kale Tebriz EÇS/3/240 - EÇS/3/241 - EÇS/3/242 - EÇS/3/243 - EÇS/3/244 - EÇS/3/245 - EÇS/3/246 - EÇS/3/247 - EÇS/3/248 - EÇS/3/249 - EÇS/3/250 - EÇS/3/251
Han İle Tebriz Etrafını Dolaştığımızı Bildirir - EÇS/3/251 - EÇS/3/252
Karşılıklı Güzel Konuşmalar - EÇS/3/252 - EÇS/3/253 - EÇS/3/254
Gönle Ferahlık Veren Tibriz'in Külliyatı - EÇS/3/255 - EÇS/3/256 - EÇS/3/257 - EÇS/3/258 - EÇS/3/259
Han İle Şam-Gazan Ziyaretine Gelirken Seyrettiğimiz Kaleler - EÇS/3/260 - EÇS/3/261 - EÇS/3/262 - EÇS/3/263 - EÇS/3/264 - EÇS/3/265 - EÇS/3/266
İran Toprağının Taht Merkezi Erdebil Şehri - EÇS/3/267 - EÇS/3/268 - EÇS/3/269 - EÇS/3/270
Azerbaycan'ın Tebriz Vilayetinden Revan'a Gittiğimiz - EÇS/3/271 - EÇS/3/272 - EÇS/3/273 - EÇS/3/274 - EÇS/3/275
Revan Kalesi - EÇS/3/276 - EÇS/3/277 - EÇS/3/278 - EÇS/3/279 - EÇS/3/280 - EÇS/3/281
Revan'dan Bakü'ye Kadar Olan Seyehatimizdeki Gördüklerimiz - EÇS/3/282 - EÇS/3/283 - EÇS/3/284 - EÇS/3/285 - EÇS/3/286 - EÇS/3/287 - EÇS/3/288 - EÇS/3/289 - EÇS/3/290 - EÇS/3/291 - EÇS/3/292 - EÇS/3/293 - EÇS/3/294 - EÇS/3/295 - EÇS/3/296 - EÇS/3/297
Bakü Kalesinden Gürcista'na Gidiş - EÇS/3/298 - EÇS/3/299 - EÇS/3/300 - EÇS/3/301 - EÇS/3/302 - EÇS/3/303 - EÇS/3/304 - EÇS/3/305 - EÇS/3/306 - EÇS/3/307

791 (1388) tarihinde Bursa'da tahta çıktı. Yıldırım, dört tarafındaki kâfir ülkelerini fethedip babasının intikamını alıp, gazalar etti.

Yıldırım Han'ın Fetihleri: Üsküp yakınında Karatova, Üsküp, Vodina, Viraniye, Serez, Yanbolu, Silistire, Rusçuk, Yanbolu, Niğbolu,

Anadolu'da Alaşehir, Yenişehir, Seydişehir, Konya, Aydın, Saruhan, Ayaslog, Milas, Teke, Menteşe,

diğer Osmancık, Kastamonu, Amasya, Aksaray, Niğde, Kayseriye, Sıvaş, Er­zincan, Malatya kaleleri fethedilip devlete maledildi.

Bir ke­resinde Eflak ve Boğdan'a geçip şehirler fethettiği için Yıldırım'ı Emîr Sultan (Yıldırım) diye lakablandırdılar.

O sene İstanbul'u deniz gibi askerle kuşatıp kolunun kuvvetiyle kadı tâyin ederek şeriatı icra eyledi. Unkapanında, tâ Gül camiine varıncaya kadar 700 Müslüman hânesiyle mâmur olup, Ayakapısının iç tarafındaki Sirkeci tekkesi mahkeme, Gül camii ibadethane yapıldı. Sonra Hicretin 805 (M. 1402) senesinde, kötü tutum ve kötü devlet adamlarının xeyiyle Timur Han, Hind ve Acem diyârından çıkıp Yıldırım Han ile cenge başlayınca, Yıldırım Han gördü ki bütün as­ileri kendinden yüz çevirip Timur yanına kaçtılar. Kapısı kullarıyla yapayalnız kalıp harb meydanında cengâverlik edip, nice yüz Tatar askerine kılıç yetiştirerek yiğitlik, erlik, bahadırlık etti. Fakat kendileri iş görmemiş, yara bere ye­memiş, arık atlamamış acemi bir toy ata binip bir daha Ta­tar içine at sürünce, attan tekerlenip at kaçtı. Tatar içinde yaya kalıp tam bir saat yaya olarak Tatar ile cenketti. Nihaye okluğunda oku kalmadı. Elinden kılıcı düşünce Tatar­lar Yıldırım Hanın başına üşüşüp yakalayıp bağlayarak Ti­mur'un önüne götürdüler. Timur ayak üzere kalkıp hürmet ederek yanına gelip:

— Safâ geldin. Felek hâlidir! Böyle olur. Gam yeme!., diye nice sohbet etti.

Timur:

— Beni senin gibi mağlûp olup neuzu billah senin huzuruna getirselerdi ne yapardın? dedi.

Yıldırım Han gazabından:

— Kafes içine koyup Bursa şehrine götürürdüm, deyin­ce hemen Timur ateş kesilip, bir demir kafes içinde Acem diyarına götürmeğe karar verdi.

Üçüncü gün Yıldırım Han sıtmaya yakalanıp vefat et­ti (1). Arkasından Çelebi Mehmed Han kırkbin namlı, seçme asker ile Timur askerine yetişip öyle bir Muhammed satırı vurdu ki, bütün Tatar'ı korkutup telâşa düşürdü!. Timur yerine gittikten sonra kılıç artıkları olan Tatarları esir edip bu suretle babasının intikamını aldı. O sahraya Taşak ovası derler. Sonra babasının nâşını Tatarların elinden alıp ıl­gar ile Bursa'ya(1) (Yıldırım Bayezid 20 Temmuz 1402'de esir edildi, 8 Mart 1403 de vefat etti) getirerek, babasının camii yanında gömdü-Tür. Yüksek kubbesi hâlâ ziyaret yeridir.

Dördüncü Sultan Murad Han, Yıldınm'm nurlu meza­dına varıp ziyaret ettiği vakit:

«Ne böyle padişâhâne yatarsın?! Osmanoğullarının ırzını ayak­lar altına alıp, Tatar elinde ırzını yıktın.»

diye sandukasına bir tekme vurdu. Fakat derhal:

«Bre meded, ayağım!»

diye inleyip, o günden itibaren nikris illetine yakalanıp nihayet bu yüzden vefat etti.

Yıldırım'ın saltanat müddeti 14 senedir. Ömrü 67 (2). Yetmiş sancaklık yeri Türk eşkiyasından! fethetmişti. Altıyüz hutbesi okunmuş sam ayarında bir pâdişâh idi. Ama (kaaa gelince göz kör olur).


İdemez ref sakınmakla kazayı kimse
Bin sakınsan yine lâbüd olacak olsa gerek.

Akçakoca yada Akçaşarda Üsküpün adı Prusyadır[]

3. Orhan Gazi’nin Prusya’yı (Uskübü) ele geçirmek üzere 40 atlı ile Akçaşehir’e geldiği, Aftunağzı (Çayağzı) köyünde konakladığı, hatta oradaki caminin Orhan Gazi’nin buyruğu ile o zaman yapıldığı, Akçaşehir’den Baki Çelebi ile Çavuşoğlu’nu alıp Üskübü’nün fethine pili iği, yararlıklarını gördüğü bu iki kişiye Üskübü’den bol miktarda toprak verilerek ödüllendirildiği bugünde halk arasında söylenmektedir.

Ayrıca, Akçaşehir’in güneyindeki dağlara Orhan Dağları, Yalı Mahallesindeki akan dereye Orhan Deresi denilmektedir.

Aynı derenin doğusundaki topraklara tapu kayıtlarında ise “Orhan Gazi vakfındadır.” Şeklinde kayıt bulunmaktadır.

İdari bakımdan hep Bolu’ya bağlı kalmış olan Akçakoca, 1999 yılında il olan Düzce’ye bağlanmıştır. Akçakoca idari yönden şu aşamalardan geçmiştir.

Advertisement