Yenişehir Wiki
Advertisement
Amin- alayı

Mehmet Akif'in en çok sevdiği şiirdir. Tekrarlanması usanç değil;bilakis "zevk" veriyor. Eskiden çocukların ilk okula başladığı gün yapılan merasime "Âmin Alayı" denirdi.

Eşref Edip den bir alıntı:Mehmet Akif Ersoy, hüzzam makamında olan bu ilahiyi hiç dilinden düşürmezdi.

Fuad Şemsi Akif'in vefatından 3-4 gün evvel en çok sevdiği şiiri sordum: Yine bunu okudu. Öyle bir nefesle okudu ki ...inşâdında bile iman vardı.

Amin alayı
Ey_Kervancı_!_farsça_bir_şarkı

Ey Kervancı ! farsça bir şarkı

bu şarkının türkçe çevirisi : ey kervancı, ey kervan leyla'mı nereye götürüyorsun leyla, canım ve yüreğim olduğu halde? ey kervancı, leyla'mı niçin götürüyorsun? birbirimize yalnızken verdiğimiz sözlere tanrı şahitken ve aşkımızın karar kılmadığı hiç bir şey yokken ey kervancı, leyma'mı niçin götürüyorsun? inancımın tamamı geçici dünyaya dair aşkının kıvılcımları yaşamın kendisi olmuş oysa yarin hatırası aşkın bir damlasından bile güzeldir tanrım kalplerdeki sevgiyi daima o kalplerde bırak benim kalbimde bıraktığın gibi leyla ile mecnun efsane oldular oysa bizim hikayemiz sonsuzluğa erişti sen şimdi aşkımın tek göstergesisin hüznümün, gözümden dökülmeyen hali bu hüznün elinden hangi hallerdeyim bilmiyorsun senden sonra var olmadım tanrı biliyor kalbimin yapraklarını gör ve git tufan gibi inşa et hüznün dallarını gül idik, gülleri derip git ki ben gül ağacıydım tufanın ayakları dibinde oturan vücudumun bütün dallarını tabiatın hışmıyla kır... ey kervancı, ey kervan leyla'mı nereye götürüyorsun leyla, canım ve yüreğim olduğu halde? ey kervancı, leyla'mı niçin götürüyorsun? کاربان

Bakınız

Şablon:Aminbakınız - d
{{Aminbakınız}}


İstiğrak Safahat Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
hasbihal
Mehmet Akif'in en çok sevdiği şiirdir.
“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim? Şarâbı neyliyeyim?" mırası Akif'in en sosyodramatik şiiri olan Meyhane şiirini hatırlatmaktadır.
Tekrarlanması usanç değil;bilakis "zevk" veriyor. Eskiden çocukların ilk okula başladığı gün yapılan merasime "Âmin Alayı" denirdi.
Eşref Edip den bir alıntı:Mehmet Akif Ersoy, hüzzam makamında olan bu ilahiyi hiç dilinden düşürmezdi.
Fuad Şemsiden aloıntı Akif'in vefatından 3-4 gün evvel en çok sevdiği şiiri sordum: Yine bunu okudu. Öyle bir nefesle okudu ki ...inşâdında bile iman vardı.
* AMİN ÂMİN ÂMÎN * Amin Aminîn Âmin Âminler Amen
Diğer mevkuf bir hadiste de: "Dünya halkının saflarının hizasında göktekilerin safları bulunur." Bundan dolayı yerdeki "âmin" gökteki "âmin"e rast gelirse ibadet edenin günahları affedilir.
Âmin Alayı Amin Alayı Amin alayı
Âmin Alayı - Mehmet Akif Ersoy - Safahat
Âmin Alayı/Açıklama
Âmin Alayı/Azerice
Âmin Alayı/İngilizce
Âmin Alayı/Osmanlıca
Âmin Alayı/Arapça
Âmin Alayı/1
Âmin Alayı/2
Âmin Alayı/3
Âmin Alayı/4

Amin/Hak Dini Kur'an Dili - Vahap hoca eklesin

Osmanlı'da Bir Tören: Âmin Alayı

Bed'i besmele töreni

Başyayla - Karaman'da bir Amin Alayı töreni - [1]
Sızıntı dergisi : Osmanlı'da bir tören:Amin Alayı - [2]

Amin_Alayı_Mehmet_Akif_Ersoy_-_Safahat

Amin Alayı Mehmet Akif Ersoy - Safahat

Amin- alayı
0

Mehmet Akif Ersoy'un Amin Alayı şiiri

Amin alayı 1

Mehmet Akif Ersoy'un Amin Alayı şiiri

Amin alayı 2

Mehmet Akif Ersoy'un Amin Alayı şiiri

Açıklama[]

Hasan Bsri Çantay a göre şair Saffet e ait olan bu Mevlevi ayininden alınma selam şiirini çok severmiş.

Aslı[]

Amin Alayı

Gözüm ki kana boyandı, şarâbı neyliyeyim

Şarâbı neyliyeyim

Ciğer ki odlara yandı, kebâbı neyliyeyim

Kebâbı neyliyeyim

Ne yâre yaradı cismim, ne bana, bilmem hiç!

İlâhi ben bu bir avuç türâbı neyliyeyim

Türâbı neyliyeyim

Âmin! Amin!"

En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında

Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;

Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,

Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek

Kadar lâtîf, iki ma´sûmu bir açık payton

Vakâr u nâz ile çekmekte; arkasında bunun,

Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun


O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,

Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;

Bu cûş-i saffetin aksiyle ta meleklerden

Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.

Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,

Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,

Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor!

Bu bir ketîbe-i ma´sûmedir ki, ey millet:

Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;

Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket

Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!

Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak´ta bir gün, bu,

Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.

Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!


Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,

Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak

Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;

O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!

Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,

Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl

Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl


Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...

Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!

Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,

Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,

Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;

İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,

Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:


- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,

Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;

Nedir tarîkını kesmekte böyle isti´câl

Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.

Aslı (linkli)[]

Amin Alayı

Gözüm ki kana boyandı, şarâbı neyliyeyim

Şarâbı neyliyeyim

Ciğer ki odlara yandı, kebâbı neyliyeyim

Kebâbı neyliyeyim

Ne yâre yaradı cismim, ne bana, bilmem hiç!

İlâhi ben bu bir avuç türâbı neyliyeyim

Türâbı neyliyeyim

Âmin! Amin!"

En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında

Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;

Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında ,

Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek

Kadar lâtîf, iki ma´sûmu bir açık payton

Vakâr u nâz ile çekmekte; arkasında bunun,

Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun


O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,

Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;

Bu cûş-i saffetin aksiyle ta meleklerden

Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.

Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr ,

Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr ,

Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor!

Bu birketîbe-i ma´sûmedir ki, ey millet:

Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında ;

Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket

Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!

Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak ´ta bir gün, bu,

Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.

Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!


Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb ,

Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak

Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;

O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!

Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,

Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl

Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl


Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...

Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!

Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,

Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,

Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;

İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,

Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:


- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,

Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;

Nedir tarîkını kesmekte böyle isti´câl

Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.

Düz lise seviyesinde sunumu[]

Amin_alayı_-mehmet_akif_ersoy_-_safahat

Amin alayı -mehmet akif ersoy - safahat

amin alayı -mehmet akif ersoy - safahat

“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim?
Şarâbı neyliyeyim?
"Gözüm ki kana boyandı, şarabı neyleyeyim?
Şarabı neyleyeyim?
Ciğer ki odlara yandı kebabı neyliyeyim?
Kebabı neyliyeyim?
Ciğer ki ateşlere yandı .Kebabı neyliyeyim?
Kebabı neyliyeyim?
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
Ne yare yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
İlahi, ben bu bir avuç türabı neyliyeyim?
Türabı neyliyeyim?
Amin! Amin!"
Allah'ım, ben bir avuç toprağı neyliyeyim?
Toprağı neyliyeyim?
Amin! amin!"
En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında
Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
En önde, rahlesi kucağında ve hürmetde,
Ağır ağır yürüyen dokuz yaşında bir melek;
Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,
Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek
Beş on adım geriden, ihtişamlı önünde
Şafağın ışıkları neredeyse sönüp gidecek
 
Kadar latif, iki masumu bir açık payton
Vakaar u naz ile çekmekte, arkasında bunun,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
 
Kadar güzel, iki masumu açık bir fayton
Gurur ve naz ile çekmekte, bunun arkasında,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,
Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;
O ruhtan daha saf olan yüreklerden,
Zaman zaman bir ilâhî nağme yükseliyor;
 
 
Bu cûş-i saffetin aksiyle tâ meleklerden
Bu temiz coşkunun yankısıyla tâ meleklerden,
Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.
Yeryüzüne doğru bir "amin!" sesidir geliyor .
Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,
Her biri çevresine bir sabah aydınlığı saçarak,
Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,
Bütün kafile fertleri, sevinç şarkıları söyleyerek,
Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor
Yarıp önünde duran halkı sürekli gidiyor,
Bu bir ketîbe-i ma'sûmedir ki, ey millet:
Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;
Bu bir masumlar kafilesidir ki ey millet:
Selâma durmalısın şanlı yolu üzerinde
Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket
Bu öyle bir kol ki: Gelecekte bir küçük hareket
Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!
Yapıp dünyaları yerinden oynatacak kuvvette!
Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak'ta bir gün, bu,
Allah'ın yardımı sayesinde bir gün gelir de bu,
Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.
Girer yüksek bir diyara doğrudan doğruya.
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,
Evet, gençlik kervanı ilerlemek isterse,
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmayarak,
Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;
Geleceğin ebedi sabahına koşmakta
O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!
O çünkü isteyemez bugüne katlanıp durmak!
Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,
Naz dolu gelecek güzeli, onun gelişine kucağını açmışken,
Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl?
Gençlik kanatlarını açmaz mı o kavuşma için?
Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl?
Durur mu artık onun karşısında geçmiş,bugün
Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...
Fakat o ilâhiler uçtu hep dudaklardan...
Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!
Sevinç şarkıları bu âlemde pek süreksizdir!
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;
Heybetli görünüş öyle bir anlı şanlı araba;
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:
Yol açtı bir iri ses, alayın geçip önüne:
- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,
Siz ey geçmiş zamanın ruhsuz heykelleri ,
Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;
Gelecek kervanının yoluna dikilmeyin;
Nedir tarîkını kesmekte böyle isti'câl?
Nedir yolunu kesmekte böyle acele etmek?
Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.
Durun, ilerlesin Allah için şu gelecek.

Amin Alayı şiirinin Anadolu Liseleri ve İngilizce eğitim veren Üniversiteler için sunumu[]

Âmin Alayı
Âmin Alayı
Amen Parade
“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim?
Şarâbı neyliyeyim?
"Gözüm ki kana boyandı, şarabı neyleyeyim?
Şarabı neyleyeyim?
My eyes have become bloody red, what shall I do with wine?

What shall I do with wine?

Ciğer ki odlara yandı kebabı neyliyeyim? Kebabı neyliyeyim?
Ciğer ki ateşlere yandı .Kebabı neyliyeyim?
Kebabı neyliyeyim?
I have been suffering so long .What should I do with more?What should I do with more?,
Ne yâre yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
Ne yâre yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
I am neither useful for my beloved nor myself.I am not wise anymore!
İlahi, ben bu bir avuç türabı neyliyeyim? Türabı neyliyeyim?
Amin! Amin!"
Allah'ım, ben bir avuç toprağı neyliyeyim?
Topraağı neyliyeyim?
Amin!Amin!"
God.What should I do with a handful soil?with a handful soil?Amen-amen!
En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında
Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
En önde, rahlesini saygıyla kucağına almış,Ağır ağır yürüyen dokuz yaşında bir melek;
Most front, a nine-year-old angel respectfully holding his lectern walking slowly
Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,
Beş on adım geriden, ihtişamı önünde
sumptuously five or ten steps from back following
Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek
Kadar latif, iki masumu bir açık payton
Vakaar u naz ile çekmekte, arkasında bunun,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
Şafağın ışıkları neredeyse sönüp gidecek
Kadar güzel, iki masumu açık bir fayton
Gurur ve naz ile çekmekte, bunun arkasında,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
The lights of dawn are nearly fading away almost as good as going a coach on two innocent suffering with pride and affectation
A tough battalion with small steps,which is very long, following them
O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,
O ruhtan daha saf olan yüreklerden,
From the hearts those are purer than those souls.
Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;
Zaman zaman bir ilâhî nağme yükseliyor;
From time to time a divine chant rises
Bu cûş-i saffetin aksiyle tâ meleklerden
Bu temiz coşkunun yankısıyla tâ meleklerden,
From the angels with the echo of this clean enthusiasm
Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.
Yeryüzüne doğru bir "amin!" sesidir geliyor .
A sound of Amen is heard through the floor
Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,
Her biri çevresine bir sabah aydınlığı saçarak,
Each of them scattering the light of a morning
Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,
Bütün kafile fertleri, sevinç şarkıları söyleyerek,
All members of the party, saying the songs of joy,
Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor
Yarıp önünde duran halkı sürekli gidiyor,
Constantly breaking through the people standing in the front going forward
Bu bir ketîbe-i ma'sûmedir ki, ey millet:
Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;
Bu bir masumlar kafilesidir ki ey millet:
Selâma durmalısın şanlı yolu üzerinde
This is the party of the innocent my folk:You must salute them on their glorious way
Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket
Bu öyle bir kol ki: Gelecekte bir küçük hareket
This is such a branch that
Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!
Yapıp dünyaları yerinden oynatacak kuvvette!
strong enough to raze the world to the ground making a small movement
Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak'ta bir gün, bu,
Allah'ın yardımı sayesinde bir gün gelir de bu,
With the help of Allah,if a day comes,it
Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.
Girer yüksek bir diyara doğrudan doğruya.
straightly reaches to a high rank
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
This is only then, if any, A glorious army!
Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,
Evet, gençlik kervanı ilerlemek isterse,
Yes,if the caravan of the youth wants to move ,
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmayarak,
One shouldn't stop.As it will not stop,
Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;
Geleceğin ebedi sabahına koşmakta
and running to the dawn of the eternal future
O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!
O çünkü isteyemez bugüne katlanıp durmak!
for he may not want to stand the present
Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,
Naz dolu gelecek güzeli, onun gelişine kucağını açmışken,
the beauty of the future,full of coy opening his lap to his coming
Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl?
Gençlikl kanatlarını açmaz mı kavuşmak için?
open his chest,shouldn't anyone want this
joint ?
Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl?
Durur mu artık onun karşısında geçmiş,bugün?
can the past or that day stand in front of it anymore, ?
Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...
Fakat o ilâhiler uçtu hep dudaklardan...
But those hyms have flown away from the lips...
Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!
Sevinç şarkıları bu âlemde pek süreksizdir!
The songs of joy are not forever in this realm !
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Procession passing slowly from the streets,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
comes and stops at the mouth of the street,stands,nailing
Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;
Heybetli görünüşüyle bir anlı şanlı araba;
A glimpse of the imposing appearance of the glorious car;
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
Three bloody powdered faces in it! Anyway, again,
Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:
Yol açtı bir iri ses, alayın geçip önüne:
a big sound has given way,coming to the front of the parade
- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,
Siz ey geçmiş zamanın ruhsuz heykelleri ,
You, soulless statues of the past period,
Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;
Gelecek kervanının yoluna dikilmeyin;
Dont stand in the path of the caravan of future;
Nedir tarîkını kesmekte böyle isti'câl?
Nedir yolunu kesmekte böyle acele etmek?
Why do you hurry to cut the path
Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.
Durun, ilerlesin Allah için şu gelecek.
Wait.Let the future progress for the God's sake

Sosyal Bilimler Lisesi Sunumu[]

................................
Güncel Türkçesi
................................
İngilizce Tercüme
Amen Parade
Osmanlıca
آمين آلاى
“Gözüm ki kane boyandı, şarâbı neyliyeyim?
Şarâbı neyliyeyim?
"Gözüm ki kana boyandı, şarabı neyleyeyim?
Şarabı neyleyeyim?
My eyes became bloody red, what shall I do with wine?

What shall I do with wine?

كوزم كه قانه بوياندى ، شرابى نىليه ىم
شرابى نيليه يم
Ciğer ki odlara yandı kebabı neyliyeyim?
Kebabı neyliyeyim?
Ciğer ki ateşlere yandı kebabı neyleyeyim?
Kebabı neyleyeyim?
I suffer .What should I do with more?What should I do with more?,
جكر كه اودلره ياندى ، كبابى نيليه يم
كبابى نيليه يم
Ne yâre yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
Ne yâre yaradı cismim ne bana, bilmem hiç!
I am neither useful for my lover nor me.I am not wise!
نه ياره يارادى جسمم ، نه باكه ، بيلمم هيچ
İlahi, ben bu bir avuç türabı neyliyeyim? Türabı neyliyeyim? Amin Amin!"
Allah'ım, ben bir avuç toprağı neyleyeyim?
Toprağı neyleyeyim?
Amin!Amin!"
God.What should I do with a handful soil?with a handful soil?Amen-amen!
ايلهى بن بو آوج ترابى نيليه يم
ترابى نيليه يم
آمين! آمين!
En önde, rahlesi âguş-i ihtirâmında
Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek;
En önde, rahlesini saygıyla kucağına almış
,Ağır ağır yürüyen dokuz yaşında bir melek;
Most front, a nine-year-old angel handed his lectern with respect and walked slowly
اك اوكده، رحلهسى آغوش احترامنده،
آغير آغير يوروين بر طوقوزياشنده ملك
Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında,
Beş on adım geriden, ihtişamı önünde
sumptuously five or ten steps from back following
بش اون آديم كريدن، پيش احتشامنده،
Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek
Kadar latif, iki masumu bir açık payton
Vakaar u naz ile çekmekte, arkasında bunun,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
Şafağın ışıkları neredeyse sönüp gidecek
Kadar güzel, iki masumu açık bir fayton
Gurur ve naz ile çekmekte, bunun arkasında,
Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun!
The lights of dawn will fade away almost as good as going a coach on two innocent suffering with pride and affectation
A battalion of small-step egregious following them
شفق ضيالرى حتى افول ايدوب كيدهجك
قدر لتيف، ايكىمعصومى برآچيق پايطون
وقار وناز ايله چكمكده؛ آرقهسنده بونك
كوچوك آديملى يامان بوطابوركه خيلى اوزون
O rûhtan daha sâfi olan yüreklerden,
O ruhtan daha saf olan yüreklerden,
From the hearts those are purer than those souls.
او روهدن دها صافى اولان يوركلردن
Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor;
Zaman zaman bir ilâhî nağme yükseliyor;
From time to time a divine chant rises
زمان زمان برالهى ترانه يو كسليور
Bu cûş-i saffetin aksiyle tâ meleklerden
Bu temiz coşkunun yankısıyla tâ meleklerden,
From the angels with the echo of this cleanenthusiasm
بوجوش صفوتك عكسيله نا ملكلردن
Zemîne doğru bir "amîn!" sadâsıdır geliyor.
Yeryüzüne doğru bir "amin!" sesidir geliyor .
A sound of Amen is heard through the floor
زمينه طوغرو بر -آمين- ضداسيدر كليور
Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr,
Her biri çevresine bir sabah aydınlığı saçarak,
Each of them around the scattering light of a morning
محى طى هربرينك بر صباح نورانور
Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr,
Bütün kafile fertleri, sevinç şarkıları söyleyerek,
All members of the convoy, saying that the songs of joy,
بوتونبوقافله افرادى، پرسرود سرور
Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor
Yarıp önünde duran halkı sürekli gidiyor,
Constantly breaking through the people standing in the front
ياروب اوكنده طورانخلقى متصل كيدييور
Bu bir ketîbe-i ma'sûmedir ki, ey millet:
Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında;
Bu bir masumlar kafilesidir ki ey millet:
Selâma durmalısın şanlı yolu üzerinde
This is an innocent convoy my nation: on the road to glory You've got to greet
بو بر كتيبهٔ معصومه در كه اى ملت:
سلامه طورمليسك شانلى رهكزارنده؛
Bu bir cenâh ki: Atîde bir ufak hareket
Bu öyle bir kol ki: Gelecekte bir küçük hareket
This is a branch so that: a small movement in the future
بو بر جناح كه: آتيده بر اوفاق حركت
Yapıp cihanları oynatmak iktidârında!
Yapıp dünyaları yerinden oynatacak kuvvette!
can move the world with its strength
يا پوب جهانلرى اويناتنق اقتدارنده
Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak'ta bir gün, bu,
Allah'ın yardımı sayesinde bir gün gelir de bu,
With the help of Allah comes a time in this,
كلير ده سايهٔ امداد حقده بر كون، بو،
Girer diyâr-ı meâlîye doğrûdan doğru.
Girer yüksek bir diyara doğrudan doğruya.
straightly reaches to a high place
كيرر ديار معالى يه طوغرودن طوغرو
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu!
This is only work, if any, A glorious army!
بو آنجق ايشته، اكر وارسه، شانلى بر اوردو
Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb,
Evet, gençlik kervanı ilerlemek isterse,
Yes, the youth wants to move the caravan,
أوت، ايلرلهمك ايسترسه كاربان شباب
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmıyarak
Yolunda durmaya gelmez. O çünkü durmayarak,
One shouldn't stop.Without stopping,it
يولنده طورمايهكلمز. او چونكه طورمايه رق
Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb;
Geleceğin ebedi sabahına koşmakta
Running to the morning of the eternal future
صباه سرمد آتىيه ايله مكده شتاب؛
O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak!
O çünkü isteyemez bugüne katlanıp durmak!
Since he may want to fold because they stand!
او چونكه ايستهيهمز هاله قاتلانوب طورمق
Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl,
Naz dolu gelecek güzeli, onun gelişine kucağını açmışken,
Full of affectation future beauty, you open embrace of his advent,
اونك قدومى ايپون نازنين استقبال،
Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl?
Gençlik kanatlarını açmaz mı kavuşmak için?
Does not the wings reach the youth?
آچارده سينه، او اولماز مى پركشاى وصال
Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl?
Durur mu artık onun karşısında geçmiş,bugün?
Does the past or the situation stand in the face of it anymore, ?
طورورمى آرتق اونك قارشيسنده ماضى، حال
Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan...
Fakat o ilâhiler uçtu hep dudaklardan...
But those hymnodies he flew away...
فقط او زمزمهلر اوچدى هپ دوداقلردن
Sürûd-i neşve bu âlemde pek süreksizdir!
Sevinç şarkıları bu âlemde pek süreksizdir!
Many songs of joy discontinuity in this realm !
سرود نشوه بو عالمده پك سوركسزدر
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan,
Procession passing slowly from the streets,
آغير آغير كچيوركن آلاى سوقاقلردن
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir,
Revenue at the mouth of the street sewn,
كلير ده جادهنك آغزنده ميخلانير، ديكيلير
Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne;
Heybetli görünüş öyle bir anlı şanlı araba;
A glimpse of the imposing appearance of the glorious car;
مهيب منظره بر آنلى شانكى كردونه
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine,
Three bloody powdered face in it! Anyway, again,
ايچنده پودرهلى اوچ قانلى چهره! نهيسه ينه
Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne:
Yol açtı bir iri ses, alayın geçip önüne:
Led to a big sound, whether in front of the regiment:
يول آچدى بر ايرى سس موكبك كچوب اوكنه
- Siz ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin,
Siz ey geçmiş zamanın ruhsuz heykelleri ,
You, O soulless statues in the past period,
سز اى هياكل بىروحى دوماضينك
Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin;
Gelecek kervanının yoluna dikilmeyin;
Dont stand in the path of the caravan of future;
ديكيلمه يك يولنه كاربار آتينك
Nedir tarîkını kesmekte böyle isti'câl?
Nedir yolunu kesmekte böyle acele etmek?
Why do you hurry to cut the path
نهدر طريقنى كسمكده بويله استعجال
Durun, ilerlesin Allâh için, şu istikbâl.
Durun, ilerlesin Allah için şu gelecek.
Stop.Let the future progress .for God's sake
طوروك، ايلرلسون الله اي.ون، شو استقبال


Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

Advertisement