Yenişehir Wiki
Advertisement
Bakınız

Şablon:Muhammedbakınız [ d]


Muhammed
Şablon:Muhammed

Muhammed bin Abdullah (Arapça: مُحَمَّدْ إبِنْ عَبْدُ الله (muħammad ibn ʕabdulla:h)‎‎, d. 570[1][2][3][4], Mekke - ö. 8 Haziran 632, Medine) [5] Müslümanlar tarafından İslam dininin son peygamberi kabul edilen dinî, siyasî, askerî liderdir.[6][7][8] Mekke'den başlayarak Arap Yarımadası'nı, İslam hakimiyetinde tek bir dini yönetim üzerinde birleştirmiştir. Müslümanlar ve Bahailer tarafından Allah'ın peygamberi ve resulü olduğuna inanılır. Müslümanlar, Muhammed'in insanlık için Allah tarafından gönderilen peygamberlerin sonuncusu olduğuna inanır. Müslüman olmayanlar ise, Muhammed'i İslam'ın kurucusu olarak sayarlar.[9] Müslümanlar tarafından, Muhammed'in Adem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerin tahrif edilmiş tektanrılı dinlerini onardığına ve tamamladığına inanılır.[10][11][12][13]

Muhammed'in ölümüne kadar bildirdiği vahiyler Kuran'da kitaplaştırıldı. Kuran'a, Müslümanlar tarafından "Allah'ın kelamı" ve dinin temeli olarak itibar edilir. Kuran'ın yanı sıra, Muhammed'in hayatının (siyer) ve geleneklerinin (sünnet) şeriat hukukunun kaynakları olduğu kabul edilir. Müslümanlar tarafından Muhammed'den bahsedilirken ona saygı göstermek amacıyla isminden sonra "Allah'ın salat ve selamı O'nun üzerine olsun." manasına gelen salavat (s.a.v) getirilir.[14]Kuzey Türk devletıkuzey Türk devletıkuzey Türk devletı

Hayatı[]

Muhammed, 571 yılında Mekke'de dünyaya geldi.[2][3] Doğumundan önce babasını 6 yaşında annesini kaybeden Muhammed'i amcası Ebu Talib velayetine aldı. İlerleyen yıllarda, çoğunlukla tüccar olarak çalıştı. Bunun yanı sıra çobanlık da yaptı. İlk kez 25 yaşındayken evlendi.[15] Bazı geceler, dağlarla çevrili bir mağarada düzenli aralıklarla inzivaya çekilip, dua etme alışkanlığı vardı. Daha sonraları, 40 yaşında[2] oradayken kendisine Allah tarafından ilk vahiy'nin geldiğini bildirdi. Bundan 3 yıl sonra insanları İslam'a davet etmeye başladı. Allah'ın bir olduğunu, Allah tarafından kabul görmenin tek yolunun Allah'a teslim olmak olduğunu öğretti. Kendisinin Allah'ın peygamberi ve resulü olduğunu diğer İslam peygamberleri ile aynı kandan geldiğini anlattı.[16][17][18]

İlk başta kendisine az takipçi bulan Muhammed Mekkede bazı aşiretlerin düşmanlığıyla karşılaştı. Bu dönemde taraftarlarının şiddet içeren muameleler görmesi sebebiyle 622 yılındaki Medine'ye göçten önce bazı takipçilerini Habeşistan'a gönderdi. Medine'ye Hicret olayı aynı zamanda Hicrî takvim olarak da bilinen İslami takvim'in başlangıcı kabul edilir. Muhammed, Medine'de Medine Sözleşmesi ile oradaki aşiretleri birleştirdi. Mekke kabileleri ile süren sekiz yıllık savaştan sonra, iman edenlerin 10.000'i bulmuştu. Mekkenin kuşatılması sonrasında yapılan antlaşma ile kansız bir şekilde Mekke'nin kontrolünü eline aldı [19] Şehirdeki putları yıktı[20] ve daha sonra takipçilerini Doğu Arabistan'da geriye kalan tüm putperest tapınakları yıkmaları için yolladı.[21][22] 632 yılında, Veda Haccı'nda sonra Medine'ye döndü. Bundan birkaç ay sonra hastalandı ve öldü. Ölüm vaktine kadar Arap Yarımadasının çoğu Müslüman olmuş, Arabistan'ı tek devlet altında birleştirmişti.[23][24]

İslam Öncesi Arap Yarımadası[]

Muhammed'in zamanında Arap Yarımadasındaki ana kabileler ve yerleşimleri.

Muhammed'in zamanında Arap Yarımadası ndaki ana kabileler ve yerleşimleri.

Ana maddeler: Cahiliye Dönemi ve Arap mitolojisi

Arap Yarımadası oldukça kurak ve volkanik olduğu için vaha ve su kaynaklarının olduğu yerler haricinde tarım yapılması zordu. Genel görünümü çöl içerisinde nokta şeklinde köyler ve şehirler şeklindeydi. Mekke ve Medine'de bu şehirlerin göze çarpanlarındandı. Medine gelişmekte olan büyük bir tarım yerleşimiydi. Mekke ise bir çok aşiretle çevrilmiş önemli bir finans merkeziydi.[25] Çöl koşullarında hayatta kalmak için müşterek bir hayat sürülmeliydi. Çünkü insanlar kırıcı çevre koşullarına ve yaşam tarzına karşı desteğe ihtiyaç duyuyordu. Aşiret gruplanmaları da bu birlik olma ihtiyacı ile teşvik edildi. Bu birlikler aynı kandan gelen akrabalar esas alınarak oluştu.[26]

Arap Yarımadası politik olarak iki kabile ittifağı arasında bölünmüştü. Kays kabilesi asıl itibarıyle Kuzey ve Batı Arabistan'da da güçlüydü. Ve Byzantion ile yakın ilişkileri vardı. Banu Kalb kabilesiyse aslen Yemen'den gelmekteydi. Ve Sasani Perslerine yakındı. Bu çekişmeler İslam döneminde baskı altına alındı. Ama İslam sonları zamanlarda etkili faaliyetlerine Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da devam ettiler.

İslam öncesi Arabistan'da, Tanrı ve Tanrıçalar kabileler tarafından koruyucu olarak görülürdü. Onların ruhları kutsal ağaçlar, taşlar, su kaynakları ve kuyularla ilişkilendirilirdi. O zamanlar da senelik hac yeri olan Mekke'deki Kâbe mabedi, aşiretlerin koruyucu tanrılarının 160 tane put heykeline ev sahipliği yapıyordu. El-Manât, El-Lât ve El-Uzzâ ismindeki üç baş tanrıçanın tanrının kızları olduğuna inanılıyordu. Arabistan'da tektanrılı topluluklar İslam öncesi dönemde de vardı. Hıristiyanlar, Yahudiler[27] ve Hanifler bunlar içerisindeydi. Müslüman inançlarına göre, Muhammed de bir Hanifti. İbrahim'in oğlu İsmail'in soyundan gelmekteydi.[28]

İsmi ve sıfatları[]

Arapça tam adı: محمد بن عبد الله بن عبد المطلب بن هاشم بن عبد مناف القرشي Türkçe'ye transkripsiyon ile "Ebû’l-Kâsım Muhammed ibn-i ʿAbd Allâh ibn-i ʿAbd’ûl-Muttâlib ibn-i Hâşim ibn-i ʿAbd Menâf El Kureyşî" ya da daha kısa olan "Ebû’l-Kâsım Muhammed bin ʿAbd Allâh bin ʿAbd’ûl-Muttâlib El Hâşimî" olarak geçer. Bu isim Türkçe'ye, "Kureyşli ʿAbd’ûl-Menâf oğlu Hâşim oğlu ʿAbd’ûl-Muttâlib oğlu ʿAbd Allâh oğlu Kâsım’ın babası Muhammed" olarak tercüme edilebilir.Ayrıca yaşadığı toplumda onun El-Emin olarak (emin kişi , dürüst kişi) olarak adlandırıldığı rivayet edilmektedir.

Muhammed Arapça'da "övgü" kökü olan "Hamd" fiilinden türetilmiştir. Mutad övgü alan, övülen manasına gelir. Ayrıca halk tarafından Mustafa, Mahmud veya Ahmed ismiyle de anılır. Ahmed Arapçada "daha çok övülen" anlamına gelir. Künyesi ise Ebu'l-Kasım' (yani Kasım'ın babası)dır. Künye Arap toplumlarında, kişinin ilk doğan erkek çocuğunun ismine nazaran verilir.

İslam inancına göre Muhammed'in geleceği Tevrat'ta ve İncil'de bildirilmiştir.[29][30]. Bir hadise göre; peygamber kendisiyle ilgili olarak, “Benim ismim Kur'ân'da Muhammed, İncil'de Ahmed, Tevrat'ta AhyedŞablon:'dir.” demiştir.[31][32][33] Bununla birlikte Musevi ve Hristiyan kutsal kitaplarında Muhammed isminden bahsedilmez. Bazı İslam âlimleri İncil'de geçen Faraklit'in ayet ve hadislerde söz edilen İslam peygamberini işaret ettiğini ileri sürmüşlerdir.[34][35] İslam alimleri ve Hırıstiyan yorumcular arasında Yunanca İncil'de (Yuhanna 14, 16) geçen parakletos (Faraklit) kelimesinin Arapçaya tercümesinde ortaya çıkan ve Arapçanın özelliğinden kaynaklanan farklı okunuş şekilleriyle ilgili bir tartışma bulunmaktadır.[36]

Soyu[]

Daha çok bilgi için: Adnaniler, Kureyş ve İslâm Peygamberi Muhammed'in nesli
Peygamber Muhammed'in anne ve babasının ortak ataları Mürre bin Ka’b'a dayanan soyu

Peygamber Muhammed'in anne ve babasının ortak ataları Mürre bin Ka’b'a dayanan soyu.

İsmail peygamber soyundan, Adnaniler kavminden, Kureyş kabilesinin Haşimoğulları sülalesinden gelir. Rivayet edilen soy silsilesi şöyledir : Muhammed, Abdullah, Abdulmuttalib (Şeybe), Hâşim, Abd-i Menaf(Muğire), Kusayy, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Hüzeyme, Müdrike(Amir), İlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan[37][38][39][40][41] Ayrıca Muhammed, kendi soyunun İbrahim'den geldiğini ifade eder: " Allah, İbrahimoğullarından İsmail'i, İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyş'i, Kureyş'ten Beni Hâşim'i, Beni Hâşim'den de beni seçmiştir. "[42]

Doğum tarihi[]

Muhammed Fil yılı'ında Mekke'de doğdu.[43] Bu tarih kesin olarak bilinmemekte ve geriye dönük yapılan hesaplamalar ile bazı kaynaklarda 570,[2] bazı kaynaklarda da 571[44] yılı olarak geçmektedir.

Hindistanlı Müslüman ilim adamı Muhammed Hamidullah Muhammed’in doğum tarihinin 12 Rebiulevvel (17 Haziran 569)[43] Mısırlı astronomi âlimi Mahmut Paşa el-Felekî 9 Rebîülevvel (20 Nisan 571)[45] olarak hesaplamışlardır. Daha sonra Beaumont Burnaby Sherrard, Mahmut Paşa el-Felekî'nin hesaplamalarındaki bazı yanlışları ortaya koymuştur.[46] Lawrence I. Conrad (1987) ise kaba bir hesapla 570 yılı olarak vermektedir.[47] İslâmi kaynaklarda ağırlıklı olarak ; Muhammed'in, Milâddan sonra 571 yılında, "Fil vakası"nın olduğu yılda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi, yani Arapların takvim başı olarak kullandıkları "Fil Vak'ası"'ndan 52 gün sonra doğduğu belirtilmektedir.[44]Siyer ve İslâm Târihi yazarları, doğumun Rebiülevvel ayında bir pazartesi günü sabaha karşı olduğu konusunda genel olarak ittifak etmişlerse de, ayın kaçıncı günü olduğu konusunda görüş birliğine varamamışlardır.[44]

Bu konudaki itilâfların; görüş çeşitliliğinden kaynaklanmasının yanı sıra, ay takviminin , güneş takviminden farklı olması ve Araplardaki nesi[48] uygulamasından da kaynaklandığı günümüzde ifade edilmektedir.[49]

Çocukluğu[]

Babası Abdullah bin Abdulmuttalib, annesi Hazrec kabilesinden Nennaceler'den Vehb bin Abdulmenaf'ın kızı Amine 'dir. Muhammed daha doğmadan babası vefat etti. Yetiştirilmesini dedesi Abdülmuttalib üzerine aldı ve torununa "Muhammed" adını verdi. Muhammed o sıralarda Mekke'de bulunan Beni Sa’d kabilesinden Halime adlı bir kadına emanet edildi.[50] Muhammed’i, ondan önce amcası Abduluzza’nın cariyesi Süveybe emzirdi.[51][44] Muhammed, dört yaşına kadar annesi Amine’nin de gözetimiyle sütannesi Halime'nin yanında kaldı, daha sonra Mekke’ye, annesinin yanına döndü. Dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Âmine ile birlikte kaldı, O'nun şefkat ve özeni ile yetişip büyüdü.[44] Muhammed altı yaşında iken, annesi Âmine ve bakıcısı Ümm-ü Eymen’le birlikte babasının kabrini görmek için Medine’ye gitti. Medine’de, akrabaları Neccâroğullarında bir ay kaldıktan sonra Mekke’ye dönüş yolundaki Ebva’ya ulaştıklarında annesi vefat etti ve orada defnedildi. Cariyeleri Ümmü Eymen, Muhammed'i Mekke’ye getirip dedesi Abdulmuttalib’e teslim etti.Altı yaşından sekiz yaşına kadar, O'na dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib yaş itibariyle seksen yaşını aşmış bir ihtiyardı. Muhammed sekiz yaşında iken, dedesi de öldü. Dedesi ölmeden önce, O'nu yetiştirilmesi için, oğlu Ebû Tâlib'e bıraktı. Ebû Tâlib, Abdülmuttalib'in on oğlundan biriydi.[44]

Gençlik yılları[]

Muhammed peygamberliğinden önce Nur Dağındaki Hira Mağarasına çekilerek Mekke'den uzaklaşırdı.

Muhammed peygamberliğinden önce Nur Dağı ndaki Hira Mağarasına çekilerek Mekke'den uzaklaşırdı.

Rivayetlere göre Muhammed dokuz yaşındayken amcası, ticaret yapmak için gittiği Suriye’ye onu da götürmüş, bu gezide Busra kasabasında Bahira isminde Hıristiyan bir rahib onun peygamber olacağını haber vermiştir. Muhammed on yedi yaşındayken de amcası Zübeyr bin Abdülmuttalib ile Yemen’e gitti. Bu gezilerin Muhammed'in bilgi, görgü ve zihinsel alt yapısının oluşumunda etkin rol oynadığına inanılmaktadır. Ayrıca gençliğinde amcaları ile birlikte Kureyş ve Kays kabileleri arasındaki Ficar Savaşı’na katıldı. Ticarete olan ilgisi daha sonra kendisi ile evlendiği Hatice ile tanışmasına neden oldu ve onun sermayesi ile ticarete başladı.[52]

Muhammed gençliğinde çevresinden gelen paganist görüş ve uygulamalarla ilgilenmedi. Kendisi, aynı dönemde herhangi bir puta tapmamakla birlikte, başkalarının tapınmalarına da açıkça karşı çıkmadı. Kur'an'daki “...oysa önce, kitap nedir, iman nedir sen bilmezdin” (Şura Suresi: 52) ve “Allah, seni şaşırmış bulup hidayete erdirmedi mi”[53] (Duha Suresi: 7) ifadelerinin kendisinin İslam öncesi durumunu anlattığına inanılmaktadır.

Kültürel birikimi ve okur-yazarlığı[]

Muhammed'le ilgili tartışılan konulardan birisi de okur-yazar olup olmadığı konusudur. Geleneksel görüş Muhammed'in okur-yazar olmadığı şeklindedir. Kelime anlamı itibariyle ümmî : " kitâbî bilgilerle zihni doldurulmamış, doğal hali üzerine kalmış, okuyup yazarak tahsil görmemiş kimse" anlamına gelmektedir.[54] Başka bir görüşe göre ise ümmi, okuma yazma bilmeyen anlamından daha çok "mevcut dinlerden hiçbirine tâbi olmayan, onların kitaplarını okumayı ve yazmayı bilmeyenler anlamında kullanılan" olduğu şeklindedir.[55]

Muhammed'in okuma yazmasının olmadığı görüşü her şeyden önce Kur'an ayetlerine dayanmaktadır. Çünkü Ankebût Suresi:48[56], A'raf Suresi:158[57] ve Cuma Suresi:2[58] gibi ayetlerde Muhammed'in okuma yazma bilmediğinden bahsedilir. Güncel İslâmi kaynaklarda da Muhammed’in ümmî olduğu; insanlara aktardığı bilgilerin akıl, tecrübe ve duyu organlarıyla elde edilebilecek bilgiler olmadığı, onun bu anlamda bir eğitim almadığı, tebliğ ettiği bilgilerin Yaratıcı'ya dayandığı ifade edilerek; kendisinin entelektüel bilgiye sahip bir insan olması durumunda, görüştükleri üzerindeki etkisinin azalabileceği, haliyle kendi bilgilerini aktarmış olacağı iddia edilir. Ayrıca Vahiy meleği Cebrail 'in ilk vahyi getirip "oku" dediğinde, Muhammed’in "Ben okuyan biri değilim." dediğini anlatan hadisler (Buhârî, Bed'u'l-vahy, 3) de Muhammed'in okuma yazma bilmediğine bir başka kaynak olarak gösterilir. Ayrıca Muhammed'in , yetiştiği toplumda tahsil görmesi için bir imkânının bulunmadığı, birlikte yaşadığı toplumun da ümmî olduğu belirtilmektedir.[44]

Karşı görüş[]

Muhammed'in okur yazar olmadığını kabul etmeyen bir görüş de vardır. Buna göre vahiy öncesi dönemde Araplarda eski dini birikimin şairler, kıssa anlatıcıları, hanifler ve Yahudi-Hıristiyan din bilginlerinden oluşan ve muhtemelen zengin mitolojik kültür birikiminin geniş toplum kesimlerince bilindiği, Muhammed’in de içinde yaşadığı bu toplumun yazılı veya sözlü anlatımlarından oluşan birikime sahip olduğu, İslam öncesi Arap toplumunda hikâye kültürünün bilinebilirlik durumuna göre düşünülmektedir.[59] Örneğin vahiy öncesi dönemde Muhammed’in eşi Hatice’nin amcasının oğlu olması dolayısıyla görüşme ihtimali olan kişilerden biri olan rahip Varaka, Tevrat, Zebur ve İncil'i de kapsayan Kitabı Mukaddes'e hâkimdir. Varaka'nın dinler tarihi konusundaki birikimlerini Muhammed’e aktardığı ve bu bilgilerin Kur'ân'daki Yahudi, Hıristiyan kültürüyle ilgili dini anlatımlara kaynak teşkil ettiği ileri sürülmektedir.[60] Ayrıca, uzun yıllar zengin bir kadın olan Hatice’nin ticari faaliyetlerini yürütmesi vb. sebeplerle okur-yazar olduğunu düşünenler de vardır.[61][62]

== Peygamberliği==kuzey Türk devleti

Kelime-i şehadet

Kelime-i şehadet'te Allah'ın birliği ve "Muhammed"in O'nun elçisi olduğu tasdik edilir.Topkapı Sarayı

Halife Osman'a ait Kur'an'ın 9 yy

Halife Osman'a ait Kur'an'ın 9 yy. kopyası, Taşkent

İslam inancına göre Kur'an Allah tarafından Cebrail isimli melek aracılığıyla İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah'a peygamberliği boyunca (23 yıl) ayetler halinde indirilen İslam dininin kutsal kitabıdır. İslamda inanç, ibadet, şeriat, ahlak, tasavvuf gibi uygulamaların dayandırıldığı ana kitaptır.

Muhammed'e isnad edilen söz, fiil ve davranışlara Hadis, bunların tatbikine Sünnet denir. Sünnîler ile az sayıda ortak hadise sahip olan Şiilik'te, sadece masum kabul edilen imamların naklettiği sözler hadis kabul edilir. Hadisler, Kuran'dan sonra İslam'da ikincil kaynaktır.

İlk vahiy[]

İslam inancına göre Allah tarafından İslam peygamberine ilk vahiy gönderilen yer, Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası

İslam inancına göre Allah tarafından İslam peygamberi ne ilk vahiy gönderilen yer, Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası

Yaşadığı dönemde, Mekke'nin putperestliğin merkezi olmasına rağmen Muhammed, çocukluğundan ilk vahye kadar, putlara hiç tapmamıştır.[63]

İslam'a göre, Muhammed 40 yaşına yaklaştığında toplumdan uzaklaşarak Mekke’nin kuzeyinde, Nur dağı'ndaki Hira mağarasında inzivaya çekilmeyi ve burada vakit geçirmeyi adet edinmiş, bu durum 1-2 yıl devam etmiştir. 610 yılında bir Ramazan gecesi (Kadir gecesi) hırkasına bürünüp Hira Mağarasında tefekküre daldığı bir sırada ilk vahyi almıştır. Muhammed'in 610 yılından başlayarak, vefat ettiği yıl olan 632'ye kadar aldığı vahiyler Kur'an'ı oluşturur. İlk vahiy şu şekilde anlatılır:

Muhammed, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı fakat taş ve ağaçlardan başka birşey göremiyordu. Bu sırada her tarafı ansızın bir nur kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrail'i gördü.
Cebrail O'na: "Oku" dedi.
Muhammed: "Ben okuma bilmem" diye cevap verdi.
Cebrail, Muhammed'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıktı ve "Oku" emrini tekrarladı.
Muhammed: "Ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım" diye cevapladı.
[64]

Bunun üzerine Cebrail, Allah'tan aldığı ve Resûlüne teslim etmeye geldiği Alak Suresi'nin ilk ayetlerini okudu.[65] " Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabb'in sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir. "
(Alak Suresi: 1-5) Meleğin arkasından Muhammed de bu ayetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine doğru hızlıca gitmeye başladı. Yolda ilerlerken gökyüzünden bir sesin: "Ey Muhammed! Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cebrail'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrail'i gördü. Korku içinde evine vardı.
[64] Eşi Hatice'ye: "Beni örtün, çabuk beni örtün" [66] dedi. Bir müddet dinlenip heyecanı geçtikten sonra yaşadıklarını eşi Hatice'ye anlattı, " Korkuyorum ey Hatice! Bana bir zararın gelmesinden korkuyorum", dedi.
[67]

Hatice, O'nu şu sözlerle teselli etti: "Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiç bir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten aciz kimselerin işlerini yüklenirsin, Fakire yardım edersin. Misafiri ağırlarsın"
[68]

Hatice daha sonra bu durumu Varaka bin Nevfel'e anlattı ve Muhammed'i Varaka'ya götürdü. Varaka haniflerdendi. Tevrat ve İncil'i okumuş, İbrani dilini ve eski dinleri bilen bir ihtiyardı. Varaka Muhammed'i dinledikten sonra: "Müjde sana Ey Muhammed, Allah'a yemin ederim ki sen İsa'nın haber verdiği son Peygambersin. Gördüğün melek, senden önce Yüce Allah'ın Musa ve İsa'ya göndermiş olduğu Ruhu'l-Kudüs'tür. Keşke genç olsaydım da, kavmin seni yurdundan çıkaracağı günlerde sana yardımcı olabilseydim... Hiç bir Peygamber yoktur ki, kavmi tarafından düşmanlığa uğramasın, eziyet görmesin" dedi.[69]

Bu konudaki bir başka rivayete göre Varaka’nın, “Korkarım ki ona gelen, Cebrail’den başkasıdır. Çünkü bazı şeytanlar, bir kısım insanı saptırmak için Cebrail sûretine girip ona benzerler. Amaçları akıl sahibi kişileri, deli ve mecnûn etmektir.” diye görüş bildirdiği ve bunun üzerine; “Nûn, kaleme ve yazdıklarına andolsun, Sen Rabbinin nimeti sayesinde mecnun değilsin. Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. Sen de göreceksin, onlar da görecek. Hanginizde imiş o fitne ve cinnet. Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.” ayetlerinin indirildiği kaydedilir.[70]

Bu olayın ardından vahiy 40 gün süreyle kesintiye uğramıştır. Bu dönem " İnkıta-ı Vahy " hadisesi olarak adlandırılır.[71] [72].

İslam'a çağrı, ilk Müslümanlar, tepkiler[]

Ana madde: İslam

Muhammed, Mekkeli paganların yanı sıra, Yahudi ve Hıristiyanları da dinlerinin aslının bozulduğu iddiaları ile İslam'a davet etmiştir.

Sünnilere göre Muhammed’in çağrısına ilk uyan, eşi Hatice oldu. Onu amcası Talip’in oğlu Ali, azatlı kölelerden Zeyd bin Harise ve Ebu Bekir izledi. Şia'ya göre ise ilk Müslüman amcasının oğlu Ali bin Ebu Talib'dir.

Muhammed’in çağrısı, kendi mevkilerinin tehlikeye girebileceğini düşünen kişileri tedirgin etti. Kâbe’den putların kaldırılması, ticareti engelleyeceği ve birtakım alışkanlıklara son verileceği için büyük tepki ile karşılandı. Bu dönemde İslam dinini kabul edenlerin büyük bir çoğunluğu dinlerini gizlemek zorunda kaldılar. Belli bir süre sonra Muhammed önce akrabalarını, ardından Safâ tepesi ne çıkarak tüm Mekke halkını açıktan açığa Müslüman olmaya çağırdı. İlk müslümanlar ağır hakaret ve işkencelere katlanmak zorunda kaldılar.

Bir bölüm müslüman, kendilerine yapılan işkenceler artınca Habeşistan’a göç etmek zorunda kaldı. İki dalga hâlinde göç edenler, bir süre sonra Muhammed’in Mekkelilerin Müslüman oldukları ve Muhammedle anlaştıkları (Garanik) yolunda aldıkları bir haber üzerine geri döndülerse de Mekke’ye geldiklerinde bunun doğru olmadığını öğrenince yeniden gittiler. Bu arada iki güçlü ve önemli mevki sahibi kişi olan Ömer ve Hamza’nın müslümanlığı kabul etmeleri müslümanların moral ve cesaretlerini artırdı; Kâbe’de açıkça namaz kıldılar. Muhammed’in, amcası Ebu Leheb dışındaki akrabalarından yardım görmesi ve Mekke önde gelenlerinden bazılarının müslüman olmaları, putperest inancına sahip kişilerin tepkilerini daha da artırdı. Muhammed, eşi Hatice ve amcası Ebu Talib’in ölmeleri üzerine Mekkeliler’in müslüman olmaları konusunda ümitsizliğe kapılarak Taif’e yerleşmek istedi. Ancak burada tepki daha da büyük oldu ve Muhammed geri dönmek zorunda kaldı. Tüm bu olaylara karşın, peygamberliğine olan inancı, düşüncelerini sürekli yaymasını sağladı. Bu inancından cesaret alarak din alanındaki çalışmalarını Mekke dışına taşımaya yöneldi.

İsra ve Miraç[]

Ana maddeler: İsra ve Miraç
Muhammed, Mirac'a Mescid-i Aksa’dan gitti

Muhammed, Mirac'a Mescid-i Aksa’dan gitti

Geleneksel İslam anlayışına göre Muhammed Medine’ye gitmeden bir süre önce, İsra ve Mirac mucizesi meydana gelmiştir: Bir gece, Muhammed, Cebrail eşliğinde, Mescid-i Aksa’ya gider. Orada, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerden bazılarıyla görüştükten sonra göğün en son katı olan Sidretu’l-Münteha’ya yükselir. Allah ile görüşür, Cennet ve Cehennemi görür ve Mekke'de bulunan evine döner. Sünni inancına göre bu yolculuk esnasında, diğer bazı hükümler yanında beş vakit namaz da farz kılınmıştır. Yine sünni inancında Muhammed bu yolculuğu hem ruh hem beden ile Şii inancında ise sadece ruh ile yapmıştır.[73]

Muhammed Mekke’ye dönünce, bu yolculuğunu anlattı. Kureyş'liler, O'nu yalanladılar ve doğruysa Mescid-i Aksa'yı kendilerine tarif etmesini istediler. Mescid-i Aksa'dan tam ve doğru olarak cevap verince sustular. Hatta Kureyşlilere, Mi'raca çıkarken yolda gördüğü Kureyşin bir kervanının ertesi günün belirli bir vaktinde geleceğini haber verdi. Aynen söylediği vakitte kervan gelerek Mi'racının doğru olduğunu tasdik ettirdi. Bir anlatıma göre ise kervanın dönüşü 1 saat gecikmiş, ama bu gecikmeyi telafi etmek için Allah güneşin doğuş saatini 1 saat geciktirerek peygamberin sözünün yalan çıkmamasını sağlamıştır.[74]

Kur'an'da sadece gece yürüyüşü anlamına gelen ve Mescid-i Aksa'ya kadar sürdüğü belirtilen İsra olayına yer verilir. Diğer anlatımlar ve Mi'raç hadis kitaplarında yer alır. Şablon:Olgu

Akabe biatları[]

Ana madde: Akabe biatları

Muhammed, bir Hac mevsiminde Akabe’de Yesribliler (Medineliler) ile görüştü. Medinelilerden, önce altı, sonra on iki kişi müslüman oldu. Medineliler İslam’ı kabul edip memleketlerine döndüler ve İslam’ı anlatmaya başladılar. Ertesi yıl aynı yerde yetmiş üç erkek, iki kadın Medineli müslüman, Muhammed Medine’ye gelip bu kente yerleşirse kendisini koruyacaklarına söz verdiler. Bu anlaşma Mekke’de öğrenilince müslümanlara baskı ve zulüm daha da arttı ve Müslümanlar büyüklü küçüklü topluluklar hâlinde Medine’ye göç etmeye başladılar. Medine’nin, Mekke ticaret yolu üzerinde bulunması ve burada müslümanların giderek çoğalması, Mekkeliler’in çıkarlarına aykırı düştü; bu nedenle Müslümanların Medine’ye göç etmelerine engel olmaya çalıştılar.

Medine'ye göç[]

Ana madde: Hicret
Mescid-i Nebevi'nin 19

Mescid-i Nebevi'nin 19. yy'daki bir tasviri

Müslümanlığa karşı olan Mekkelilerin, baskıyla, Muhammed’i vazgeçirememesi ve Medine’de müslümanların giderek kuvvetlenmesi, durumun kendileri için tehlike yaratacağı düşüncesiyle Dâru'n-Nedve dedikleri meclislerinde toplanarak meseleyi görüşmelerine yol açtı.

Görüşmelerde yerleşik düzeni tehdit eden islamın hızla büyüdüğü ve Muhammed’in bu çalışmalarını durdurmak gerektiği merkezinde birleşildi. Mekke’nin ileri gelenleri bu kararı alınca, nasıl hareket edecekleri ve hangi yöntemleri uygulayacakları konusunda görüşmeye başladılar. İlk önce şu görüş ortaya atıldı: “Muhammed’i prangaya vurup hapsedelim!” Bu kabul edilmeyince: “Onu memleketimizden sürgün edelim; ne hâli varsa görsün!” denildi. Bu görüş de kabul edilmeyince, İslam'ı sevmeyen ve onu çok tehlikeli bulan Amr bin Hişam: “Benim görüşüme göre, onu öldürmekten başka çaremiz yoktur. Bunun için de, her kabileden birer genç seçelim. Her birine de birer keskin kılıç verelim. Bunların hepsi birden, kararlaştırdığımız yer ve zamanda Muhammed’i pusuya düşürerek öldürsünler; biz de ondan kurtulalım! Böyle olursa, onun kan davası bütün kabilelere düşeceğinden ve ailesi olan Benu Abdi Menaf, herkese savaş açamayacağından, diyete razı olurlar, biz de diyetlerini veririz!” dedi. Bu görüş kabul edildi.

Gece suikastçiler, Muhammed’in evini sararak, onu öldürmek için uyumasını beklediler. İslam inancına göre, Allah, onların oyununu Peygamber’e bildirdi ve Ali, Muhammed'in yerine geçti. Suikastçılar yorganı açıp yatakta Ali´yi görünce çok şaşırdılar ve durumu üslerine anlatmak üzere gittiler. Muhammed, evden çıkarak Ebu Bekir’in evine gitmiş ve hicret için geldiğini söylemiş, rivayete göre Ebu Bekir’in evinde bir süre oturduktan sonra beraberce, Medine´ye hareket etmişlerdir. Muhammed’in hicret ettiğini öğrenen Mekkeliler, onları bulup getirene yüz deve vaat etmişti. Amr ibni Hişam ve yanındakiler arama için Ebu Bekir’in evine gelince Ebu Bekir’in kızı Esma, onlara nerede oldukları konusunda bir şey söylemedi. Bunun üzerine Amr, Esma’ya şiddetli bir tokat attı.

Mekkeliler, Muhammed hicret edecek olursa, bir kısmı İslam’ı kabul etmiş olan Medine’ye gideceğini biliyorlardı. Muhammed bunu düşünerek, Medine yoluna değil, tam tersi istikametinde, Mekke’nin güneybatısına düşen Sevr dağına doğru hareket etti. Muhammed, Ebu Bekir ile Sevr mağarasında üç gün bekledi.

Bu sırada Mekkeliler, her tarafta Muhammed’i arıyordu. Becerikli bir iz sürücüsü, Mekkelileri Sevr mağarasına kadar getirmişti. Ancak İslam inancına göre bu sırada bir mucize olmuş, bir örümcek mağaranın ağzına ağ örmüş ve bir güvercinde yuvasını mağara girişine kurmuştu. Askerler mağaranın yanına gelince, Ebu Bekir endişelenmeye başladı. Muhammed, onu teselli etti : “Tasalanma, Allah bizimle beraberdir.” Mekkeliler mağara girişindeki örümcek ağını ve güvercin yuvasını görünce içeride kimse olamayacağını düşünerek geri döndüler.

Muhammed ve Ebu Bekir 20 Eylül 622’de, Medine yakınlarındaki Kuba’ya ulaştılar. Muhammed, tekbir ve ilahilerle karşılandı; Kuba’ya varır varmaz Kuba Mescidi’ni inşa ettirdi. Burada Külsüm bin Hedm’e konuk oldu. Muhammed, on gün dinlendikten sonra, yanında bulunan ashabı ile beraber Medine’ye hareket etti. Bu sırada Ali de Kuba’ya vardı.

Muhammed, Medine' de tüm Medinelilerce bekleniyordu. Muhammed Medine’de, Beni Salim mahallesinde Cuma Namazı'nı kıldı ve ilk hutbesini verdi. Medine’de Ebu Eyyub el-Ensari’nin konuğu oldu. Medine´ye girdiğinde halk Peygamberlerinin kendi evlerinde kalması konusunda tartışınca Muhammed; devesinin ilk çökeceği yere evinin yapılması önerisini sundu ve halk bunu kabul etti. Devesinin ilk çöktüğü yere bir Mescid ve kendi ailesinin kalması için mescide bitişik odalar yaptılar. Mescidin bir yanına da barınaksız kişilerin kalabilmeleri için “Suffa” adı verilen bir yer yapıldı, burada kalanlara “Ashab-ı suffa” denildi.

Medine hayatı[]

Mescid-i Nebevi

Mescid-i Nebevi'den bir görünüm. Muhammed, bir hadisinde şöyle der: "Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram haricinde diğer mescitlerde kılınan namazlardan bin kat hayırlıdır." [78]

Medine (asıl adı Yesrib olan şehre Müslümanlarca Medinetü'n Nebi, sonra da kısaca Medine adı verildi) halkı, Mekke’den göç edenlerden (Muhacir) ve bunlara yardımcı olduklarından dolayı Ensar adını alan yerli halk (Yemen kökenli Evs ve Hazrec kabileleri ile Beni Kureyza, Beni Kaynuka, Beni Nadir adlı Yahudi kabilelerden oluşuyordu. Bunlar arasında birlik sağlamak oldukça güçtü. Medine sınırları yakınlarında Hayber vb. yerlerde yaşayan Yahudiler, varlıklı kişiler olduklarından, çevre üzerinde etkiliydiler. Evs ve Hazreç kabileleri arasındaki geleneksel düşmanlığın yeniden alevlenme olasılığı da vardı. Ayrıca Ensar ile Muhacirleri kaynaştırmak, çözülmesi gereken bir sorundu. Muhammed, bütün bu kesimleri birleştirip bağdaştırmak amacındaydı. Ancak her şeyden önce çok yoksul olan göçmenlerin durumlarının düzeltilmesi gerekiyordu. Muhammed Muhacirleri yerli halk ile kardeş ilan ederek, onlara yardım etmelerini sağladı. Yahudiler ile açılan aralarını düzelterek Medine kent devletini kurdu. Farklı kesimlerin hak ve yükümlülüklerini saptayan 47 maddelik bir tür Medine Antlaşması'ı benimsendi.

Medineli Yahudiler Müslümanlığa karşı çıktılar, İslama ve müslümanlara karşı olumsuz tutumlardan vazgeçmediler. Bazılarının Müslüman görünerek eski dinleri üzerine devam ettikleri rivayet edilmektedir.

Mekkelilerle savaşlar[]

Medine'ye göç edenlerden kalan mallarının yağmalanmasına karşılık Muhammed, Mekkeye giden kervanlara saldırmak isteyen Müslümanların ısrarlı taleplerine onay verdi. Büyük bir kervana saldırmak isteyen Müslümanlar ile bunu haber alan Mekkeli kuvvetler arasında Bedir kuyularının olduğu bölgede yapılan muharebede (13 Mart 624) 305 kişilik Muhammed komutasındaki Müslümanlar, komutanları Amr İbni Hişamı da öldürerek 950 kişilik Mekke kuvvetlerini bozguna uğrattı. Bir yıl sonra bu kez Ebu Süfyan komutanlığında 3000 piyade ve 200 süvari ile Medine'doğru yola çıkan Mekke kuvvetleri Uhud dağı eteklerinde yaklaşık 1000 kişilik Medine ordusu ile 19 Mart 625'de karşılaştı. Uhud Muharebesi olarak adlandırılan bu savaş sırasında bozguna uğramış Mekke kuvvetleri, Muhammed'in emrini dinlemeyerek dağın arkasından dolaşan geçidi kontrol etmek üzere konuşlanmış okçuların yerinden ayrılmasından faydalanan süvarilerin desteği ile tekrar toparlandı ve üstünlük sağladı. Taraflar şehirlerine geri döndüler. Daha sonra Mekkeliler Müslümanların Mekke kervanlarına saldırılarına devam ettiler. 31 Mart 627'de 10.000 savaşçısı ve 600 atlısı ile Medine'ye saldırmaya gelen Mekkelilere karşı Medineliler Muhammed komutasındaki 3000 piyade ile şehirde savunma savaşı yapmaya karar verdi. Selman-ı Farisi'nin teklifiyle şehrin bazı stratejik yerlerine hendekler kazılmasından dolayı Hendek savaşı olarak adlandırılan bu savaş bir kuşatmaya dönüştü. Bir ay süren kuşatma havanın soğuması ve fırtına çıkması ile kaldırılması Medinelilerin zaferi olarak kaydedildi.

Hudeybiye Antlaşması ve Mekke'nin Fethi[]

Muhammed ve ashabı, Beytullah ziyareti için Mekke'ye doğru yola çıktı. Mekkelilerin Müslümanları savaş için geldiklerini zannederek korkuya kapıldılar, anlaşma teklif ettiler. Hudeybiye Köyü'nde, 628 yılında 10 yıl savaş yapılmayacağına dair anlaşma yapıldı. Bu anlaşmayı Mekkelilerin himayesindeki bir kabilenin bozması ile Muhammed komutasındaki güçler Mekkeyi kuşattı ve ufak birkaç saldırı dışında direniş olmadan 11 Aralık 629'da Mekke fethedildi. Muhammed Mekke'ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebu Süfyan'a bildirdiği şekilde, kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Ardından içerisinde 360 put bulunan Kabe'ye yöneldi. İsra Suresi'nin 81. ayetini okuyarak putları birer birer devirdi ve daha sonra da beraberindeki Müslümanlarla Kabe'yi tavaf etti. En önemli ticaret merkezlerinden Mekke'nin fethedilmesinden sonra Muhammed'in insanları çağırdığı İslam dini Arap yarımadasında üstünlük sağlamaya başladı.

Son günleri,veda hutbesi ve vefatı[]

Wikisource-logo
Vikikaynak'ta bu konuyla ilgili metin bulabilirsiniz.
Veda Hutbesi
Daha çok bilgi için: Veda hutbesi
Mescid-i Nebevi'nin içindeki mezarı

Mescid-i Nebevi'nin içindeki mezarı

632 yılının Mart ayında (9 Zilhicce) arefe günü 100.000 den fazla Müslüman'a Arafat vadisindeki Rahmet Dağı'nda verdiği son hitabesine veda hutbesi denir.

Veda Haccı'ndan sonra Medine'ye dönen Muhammed kısa bir süre sonra hastalandı. Son anlarında Aişe ve kızları yanındaydı. Rivayete göre Muhammed, ölümü öncesinde hastalığının en şiddetli anlarında kâğıt-kalem getirilmesini istedi. Müslümanların yollarını şaşırmamaları için bir yazı yazdıracağını söyledi. Ancak daha sonra bundan vazgeçti.[75]

Ölmeden bir süre önce müslümanlara seslenerek şöyle dedi:

"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez.Şehâdet

ederim ki, Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür.
"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.
Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O'da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki,burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.
Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.
Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır. Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.
Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Peygamberin Sünnetidir.[76][77]
Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.
Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır.
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
- Zina etmeyeceksiniz.
- Hırsızlık yapmayacaksınız.
İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "

Oradakiler söyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!" Bunun üzerine Muhammed El-Emin şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu: "Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! " Son tavsiyesi "Ellerinizdeki kölelerinize iyi davranınız, namaza dikkat ve devam ediniz!" şeklinde oldu.[78] Başı Aişe'nin göğsüne dayalı şekilde kelime-i şehadet getirdi. Ağzından dökülen son cümle "Allahümme er-refikül ala..." (Türkçe "En yüce dosta" olarak çevrilebilir.[79]) şeklindeydi. Bu şekilde 8 Haziran 632 yılı pazartesi günü vefat etti.[50]

Mescid-i Neb'evi

Mescid-i Neb'evi

Muhammed ölümünden sonra geride genç yaşta 9 adet dul kadın bırakmış, bu kadınlarla hayatlarının sonuna kadar diğer erkekler evlenmemişlerdir. Kur'anda Muhammed'in eşleri müminlerin anneleri sayıldığı için, Muhammed'in ölümü sonrasında onlarla müminlerin evlenmesi caiz görülmemiştir." Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanımları da onların analarıdır......(Ahzab Suresi: 6) [80]

Vefat haberini duyan ashab hemen evine geldi. Ömer onun öldüğünü kabullenemiyordu. Ebubekir "Şayet Muhammed'e tapıyor idiyseniz, bilin ki Muhammed öldü. Yok, şayet Allah'a tapıyorsanız, bilin ki Allah bâkidir." diyerek insanları yatıştırdı. Daha sonra şu ayeti okudu:Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır.(Al-i İmran Suresi: 144)[50]

Peygamber Mescid-i Nebi'nin yanında mezarına defnedildi.

Muhammed'in ölümü sonrasında İslamdan kabileler halinde kitlesel geridönüşler yaşandı. Muhammed'in yerine Halife seçilen Ebubekir ordusuyla bu kabilelerin üzerine yürüdü ve onlarla ridde savaşları adı verilen savaşlar yaptı.

Muhammed'in ölümünün suikaste yapıldığına dair öne sürülen iddialara kanıt olarak Buhari'de geçen Ledüd Hadisi üzerinde durulur.[81]

Evlilikleri[]

Ana madde: Muhammed'in evlilikleri

İslam Peygamberi Muhammed fazla sayıda evlilik yapmıştır. Evliliklerinde; dinî , siyasi, eğitim-öğretim ve sosyal alanlarla ilgili konular etken olmuştur.[82][83][84] Değişik kaynaklara göre evliliklerinin farklı sayıda olduğu rivâyet edilmekte ve bunlara göre Muhammed'in yaptığı evliliklerin sayısı: 9,[85] 11,[86] 12,[87][88][89][90] ya da 13 [86][91]'tür. Bunlardan 5 i bazı önemli kabilelerle akrabalık bağı kurmak içindir.[87]

Evlilik yaptığı eşlerinden:

Kureyşli olanlar:

  1. Hatice bint Hüveylid:Muhammed, Mekkeli zengin bir kadın olan Hatice'nin üzerinde iyi bir izlenim bıraktı ve Hatice'nin evlenme teklifini kabul ederek onunla evlendi. Evlendiklerinde Muhammed'in 25, Hatice'nin ise 40 yaşlarında olduğu ifade edilir.[87] Hatice ölünceye kadar başka eş almadı.[92][93] Muhammed'in Hatice'den, 2 oğlan ve 4 kız olmak üzere 6 çocuğu olmuştur.[94][95][96] Hatice vefat ettikten 2,5 yıl sonra, 53 yaşından sonra Polijinik evlilikler yapmıştır.[97]
  2. Sevde bint-i Zem’a: Hatice'nin ölümünden sonra, Havla bint Hakim'in tavsiyesiyle evlendiği dul ve yaşlı bir kadındı.
  3. Aişe bint-i Ebu Bekir:Kısa bir süre sonra da genç bir kız olan Aişe bint Ebu Bekir ile sözlenmiştir.[98][99] Aişe ile sözlendikten 3 yıl sonra yani hicretten sonra evlenmiştir.[100][101] Aişe, Muhammed'in önceden evlilik yapmamış tek eşidir.[100][102]
  4. Hafsa bint-i Ömer : Medine'ye hicretten sonra Muhammed, savaşlarda ölen Müslümanların dulları ile evlilikler yapmıştır. Bu durumda olan 3 kadından biri de [87](Uhud'da ölen Huneys b.Huzafe'nin dulu Hafsa bint Ömer bin Hattab[103],
  5. Ümmü Habibe Remle bint-i Ebî Süfyan: Kureyş lideri Ebu Süfyan'ın kızıdır.[104],
  6. Hind bint-i Ebî Ümeyye [97][105] Uhud'da ölen Abdullah bin Abdilesed'in duludur.[106])

Kureyş dışındaki Araplardan olanlar:

  1. Zeynep bint-i Cahş :Evlatlığı olan Zeyd'in ayrıldığı hanımı ve halasının kızıdır.[102][107]
  2. Meymûne bint-i Haris :Âmir b. Sa’sa’a kabilesindendir.[108]
  3. Zeynep bint-i Huzeyme :Bedir'de ölen Ubeyde b. el-Haris'in duludur.[109],
  4. Cüveyriye bint-i Haris [97][105] :Mustalik oğullarının reisi el-Haris’in kızıdır.[110],

Arap olmayanlar:

  1. Safiyye bint-i Huyey :Medine Yahudilerinden Nadir Oğulları kabilesi reisi Huyey b. Ahtab’ın kızıdır.[111][112]
  2. Mâriye el-Kıbtiyye : Mısır Mukavkısı'nın hediyesi olarak gelmiş [113]) ve Medine’de İslam Peygamberinin tebliği üzerine İslamı kabul etmiş müslüman ve[105] daha sonra Peygamber ile nikâhlanıp, evlenmiş bir yıl sonra da Muhammed'in erkek çocuklarından İbrahim 'i dünyaya getirmiştir.[97][105][114]
  3. Reyhâne bint-i Zeyd :Benî Kurayza Gazvesi’nde esir düşmüş, sonradan Müslüman olmuştur.İslam Peygamberi Muhammed ile evliliği Müslümanlığı kabul etmesinden sonradır.[115]

Çocukları[]

Muhammed'in ilk eşi Hatice'den, üç oğlu ve dört kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu olmuş; erkek çocukları küçük yaşta vefât etmiştir. Erkek çocukları Kasım, Abdullah ve İbrahim, kız çocukları ise sırasıyla; Zeynep, Rukiyye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma’dır. [94][95] Muhammed'in Ebu'l Kasım (Kasım'ın babası) olan künyesi, Hatice'den olan ilk oğluna dayanır. En küçük kızı Fatıma, özellikle Şii mezhebinde kutsanır ve ikinci Meryem olarak anılır.Şablon:Olgu Fatıma, Muhammed'in İslâm tarihi açısından en fazla iz bırakan çocuğu ve soyunu devam ettiren tek kızıdır. Muhammed'in kızları arasında Fatıma'dan sonra en fazla bilgi sahibi olunan diğer kızı Zeynep'tir. İslâm geleneğinde Şerif ile Seyyidlerin soyları Fatıma ve Ali yoluyla Muhammed'e dayandırılır.

Yazar Turan Dursun'a göre Muhammed'in ilk eşi Hatice'den olan çocuklarının sayısı konusunda görüş birliği yoktur. Tursun, bu sayının 8, 9, 10 veya 11 olduğunu ve bu çocukların Haticenin kızkardeşinden kalma yetimleri olabileceğini de belirtir.[116]

Muhammed'in Hatice'den sonraki evliliklerinden Eşi Mariye’den olan oğlu İbrahim dışında çocuğunun olmamış ve İbrahim iki yaşında vefat etmiştir.[117]

Daha çok bilgi için: İslâm Peygamberi Muhammed'in nesli

Bilgi kaynakları[]

Ana maddeler: Kur'an, Şeriat ve Hadis

Kur'an Muhammed ile ilgili, kendi dönemindeki yazılı olmakla beraber, Muhammed'in hayatıyla ilgili çok az bilgi içerir. Bazı ayetleri açıklayan hadisler ve rivayetlerle bu kaynak zenginleştirilir. Mehmet Özdemir siyere kaynaklık eden kıssa, hadis, haber gibi materyalin niteliklerini ele almış, bu materyalleri kullanan siyercilerin yüceltmeci ve olağanüstücü eğilimlerle gerçek ve kurguyu birlikte verdiklerini, mucize ve irhasat denilen anlatımların her nesilde artış göstererek devam ettiğini ifade etmiştir.[118]

Hadis[]

Ana madde: Hadis

Hadisler; Bir rivayet zinciri ile Muhammed'e isnad edilen ve kendisinin değişik olaylar ve sorunlar karşısında veya Kur'an'ın âyetlerini açıklamak için söylediğine inanılan söz, fiil ve takrirler bütünüdür. Başlangıçta birkaç yüzyıl boyunca sözlü rivayetler şeklinde anlatılan hadisler, daha sonra yazıya geçirilen İslâm'ın "sözel geleneğini" oluşturmuşlardır.

Siyer[]

Ana madde: Siyer

Başlangıçta hadis külliyatları içerisinde siyer başlığı altında yer alan anlatılar derlenerek, Muhammed'in biyografisini anlatan siyer isimli ilk eserler oluşturulmaya başlanmıştır. Siyer yazıcılığı başlangıçtan itibaren ilmi ve objektif kriterlere göre yapılan bir iş olmayıp,[119] bazıları peygamberlik kanıtı olarak da ileri sürülen[120] bu anlatılar içerisinde tarihi olan ile efsane olan[121] arasında ayrım yapma önemli bir problem olarak araştırmacıların önünde durmaktadır.[122][123] Siyerle ilgili çelişkili bilgiler, eş ve çocuklarının sayısı ve bunların kimler olduğu gibi alanlarda da kendisini gösterir.

Hilye[]

Ana madde: Hilye
Hâfız Osman'ın 1690 yılına tarihlendirilen hilyesi

Hâfız Osman'ın 1690 yılına tarihlendirilen hilye si

İslam adetleri Muhammed'in resminin çizilmesini hoş görmediği için onu sözle tasvir etme yöntemi tercih edilmiştir. İçerik hadis ve siyer kaynaklarından alınan anlatılardan oluşur. Osmanlı hattatları bu anlatımları hilye adı verilen bir sanat hâline getirmişlerdir.[124] Hilyelerde genellikle tercih edilen rivayette Ali bin Ebu Talib Muhammedi şu şekilde vasfetmiştir:[124][125]

"Hazreti Peygamberin boyu ne çok kısa, ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa ne düz uzun saçlı; saçı, kıvırcıkla düz arasında idi. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri ve siyah gözlü, uzun kirpikliydi.

İri kemikli ve geniş omuzluydu. Göğsü, ortadan karnına kadar kılsızdı. İki avucu ve tabanları dolgundu. Yürüdüğü zaman, sanki yokuş aşağı iner gibi rahatlıkla ilerlerdi. Sağına ve soluna baktığında bütün vücuduyla dönerdi.

İki omuzu arasında "Nübüvvet mührü" vardı. Bu Onun sonuncu peygamber oluşunun nişanesi idi. O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu, en arkadaş canlısıydı. Kendilerini ansızın görenler Onun heybeti karşısında sarsıntı geçirirler, fakat üstün vasıflarını bilerek sohbetinde bulunanlar ise, Onu her şeyden çok severlerdi".

Eleştiriler[]

Ana madde: Muhammed eleştirisi

Orta Çağ'da Hristiyan dünyasında ve modern dönem öncesi zamanlarda Muhammed algısı genelde olumsuzdur.[18][126] Muhammed'e yönelik ilk eleştiriler onun Allah'ın birliğini savunmasıyla Mekkeli paganist çağdaşları tarafından yapılmıştır. Bu eleştiriler zamanla Muhammed'e ve diğer Müslümanlara fiziki işkenceye dönüşmüş ve Muhammed'in Medine'ye göç etmesi ile neticelenmiştir. Aynı dönemde Hristiyan ve Yahudi çağdaşları tarafından da kendisini İbrahimi dinlerin son peygamberi olarak tanıtması sebebiyle eleştirilmiştir.

Galeri[]

Ayrıca bakınız[]

  • Hadis
  • Siyer
  • Çağrı
  • Muhammed ve Yahudiler
  • Veda Hutbesi
  • Ridde Savaşları

== Kaynakça ==kuzey Türk devleti Şablon:Kaynak-düz

  1. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Faruqui isimli refler için metin sağlanmadı
  2. 2,0 2,1 2,2 2,3
  3. 3,0 3,1 Encyclopedia of World History (1998), p. 452
  4. Şablon:BritannicaDVD
  5. Elizabeth Goldman (1995), p. 63 gives 8 June 632, the dominant Islamic tradition. Many earlier, mainly non-Islamic traditions refer to him as still alive at the time of the invasion of Palestine. See Stephen J. Shoemaker,The Death of a Prophet: The End of Muhammad's Life and the Beginnings of Islam, University of Pennsylvania Press, 2011.
  6. Şablon:Google books by John Adair
  7. Şablon hatası:başlık gerekiyor.
  8. Bill Warner (August 2010). "Mohammed". Political Islam. http://www.politicalislam.com/blog/mohammed/. Erişim tarihi: 6 November 2012. 
  9. [Essential Islam: A Comprehensive Guide to Belief and Practice, Diane Morgan, Greenwood, 2010 {{{başlık}}}]. ISBN 978-0313360251.
  10. Esposito (1998), p. 12.
  11. Esposito (2002b), pp. 4–5.
  12. {{{başlık}}}. ISBN 0-691-11553-2.
  13. {{{başlık}}}. ISBN 978-0-19-511234-4.
  14. Ann Goldman, Richard Hain, Stephen Liben (2006), p. 212
  15. An Introduction to the Quran (1895), p. 182
  16. F. E. Peters (2003), p. 9.
  17. Esposito (1998), p. 12; (1999) p. 25; (2002) pp. 4–5
  18. 18,0 18,1 Alford Welch, Muhammad, Encyclopedia of Islam
  19. Yücel 2012, p. 30/38
  20. Sahih-Bukhari, Book 43, #658
  21. Sahih Bukhari Book 59, #641
  22. Hisham Ibn Al-Kalbi – The Book of Idols. Translated by Nabih Amin Faris. Princeton University Press, pg. 21–22
  23. "Muhammad," Encyclopedia of Islam and the Muslim world
  24. See:
    • Holt (1977a), p.57
    • Lapidus (2002), pp 0.31 and 32
  25. Watt (1953), pp.1–2
  26. Watt (1953), pp. 16–18
  27. Bkz:
    • Esposito, Islam, Extended Edition, Oxford University Press, pp.5–7
    • Kuran 3:95
  28. Bkz:
    • Louis Jacobs(1995), p.272
    • Turner (2005), p.16
  29. Bakara Suresi, 89
  30. Araf Suresi, 157
  31. Nebhânî, Yusuf. Hüccetüllah ale'l-Âlemîn. ss. 108-112. 
  32. Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:353
  33. El-Envârü'l-Muhammediyye mine'l-Mevâhibü'l-Ledünniyye, s. 143 (İbn-i Abbas'tan rivayet olunmuştur)
  34. Nursi, Said (2003). Sözler - 19. Söz. İstanbul: Işık Yayınları. Şablon:Baskıda gizleŞablon:Sadece baskıda. 
  35. Gülen, M. Fethullah (2011). Sonsuz Nur. 1. İstanbul. Şablon:Baskıda gizleŞablon:Sadece baskıda. 
  36. http://www.answering-islam.org/turkce/muhammed/muhplaraklet.html [İslama'a Cevap]
  37. İbn-i Hişam, Sîre, c.1, s.1-3
  38. İbn Sa’d, Tabakat, c.1, s.55-56
  39. Belâzuri,Ensabü’l-Eşraf, c.1, s.12
  40. Taberî, Tarih, c.2, s.172-180
  41. Kâinatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Salih Suruç, Nesil Yayınları, sayfa 40, 2013ISBN 978-975-269-894-9
  42. İbn-i Sâd Tabakat c. 1 s. 20, Müslim Sahih c. 7 s. 58
  43. 43,0 43,1 . 57. Islamic Review. 1969. http://aaiil.org/text/articles/islamicreview/1969/02feb/islamicreview_196902.pdf. Erişim tarihi: Temmuz 2013. 
  44. 44,0 44,1 44,2 44,3 44,4 44,5 44,6 Yücel 2012, p. 7/38
  45. http://www.kalbinsesi.com/konu1/peygamberim08.asp
  46. http://archive.org/details/elementsofjewish00burnuoft
  47. http://journals.cambridge.org/action/displayAbstract?fromPage=online&aid=3863868&fulltextType=RA&fileId=S0041977X00049016
  48. Cahiliye dönemi Arap takvimi
  49. Son peygamber sorularla peygamberimiz
  50. 50,0 50,1 50,2 SURUÇ, Salih (2005). Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 975-408-019-4 c. 1 s.54-68. 
  51. http://arastirmaciyazarlar.com.tr/popup/haber-yazdir.asp?haber=14#_Toc97344014 arastirmaciyazarlar.com.tr
  52. Yücel 2012, p. 9/38
  53. Kur'ân-ı Kerim ve Türkçe anlamı(Meal),syf.596, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara,1985
  54. Dini Kavramlar Sözlüğü. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. 2010. Şablon:Baskıda gizleŞablon:Sadece baskıda. http://www.diyanet.gov.tr/turkish/basiliyayin/dinikavramlaroku.asp?id=1949&harf=%DC. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2013.  T.C.Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı-Dini Kavramlar Sözlüğü
  55. http://www.muhammedmustafa.net/tr/altsayfavecdiakyuz.php?sayfa=yazilar/vecdiakyuz/ummi
  56. Karşılaştırmalı Kuran Mealleri, Ankebut Suresi:48
  57. Karşılaştırmalı Kuran Mealleri, A'raf Suresi:158
  58. Karşılaştırmalı Kuran Mealleri, Cuma Suresi:158
  59. Din bilimleri dergisi İslam öncesi Arap toplumunda hikaye kültürünün bilinebilirlik durumu
  60. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Sources/BBwaraqa.html
  61. http://www.aliaksoy.net/2007/03/01/ummi-peygamberin-okur-yazarligi/
  62. http://answering-islam.org/Hoaxes/illiterate.html
  63. Sarıçam, Doç. Dr. İbrahim (1999). Fayda, Prof. Dr. Mustafa. ed (Türkçe). İlk Dönem İslam Tarihi. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi. s. 63. http://books.google.com.tr/books?id=WtzaTWk1bzYC&pg=PA63&lpg=PA63&dq=Hazreti+Muhammed+putlara+hi%C3%A7+tapmad%C4%B1&source=bl&ots=ZH5HwwAGVm&sig=4HzbB54DLReqU1MUrk18joGuoN0&hl=tr&sa=X&ei=h4jUUY8qycSyBtz3gIAF&ved=0CD8Q6AEwBA#v=onepage&q=Hazreti%20Muhammed%20putlara%20hi%C3%A7%20tapmad%C4%B1&f=false. Erişim tarihi: 12.07.2013. 
  64. 64,0 64,1 SURUÇ, Salih (2013). Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 978-975-269-894-9 s.156-157. 
  65. SURUÇ, Salih (2013). Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 978-975-269-894-9 s.157. 
  66. Buhari,Sahih, c.1,s.7.
  67. SURUÇ, Salih (2013). Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 978-975-269-894-9 370.baskı s.157. 
  68. Buhari,a.g.e., c.1, s.7
  69. SURUÇ, Salih (2005). Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 975-408-019-4 c. 1 s.198-199. 
  70. http://eskidergi.cumhuriyet.edu.tr/makale/303.pdf
  71. SURUÇ, Salih (2013). Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı. İstanbul: Nesil Yayınları. ISBN 978-975-269-894-9 370.baskı s.159. 
  72. http://hadis.ihya.org/kutubusitte/konu/748.html
  73. Encyclopedia of Islam and Muslim World (2003),p.482
  74. http://www.risaleara.com/oku.asp?a=makdis&id=884 Said Nursi, Mektubat , s.180
  75. Sahih, Buhari (1960). İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ,. c. 3,. Beyrut. s. s. 91. 
  76. http://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/ILH1004.pdf İlâhiyatçı Prof Dr İsmail YİĞİT İlk Dönem İslam Tarihi (Bkz.127.sayfa)
  77. http://www.dinbilimleri.com/Makaleler/562156237_0501040402.pdf (KTÜ Rize İlahiyat Fakültesi İslâm Tarihi Öğretim Üyesi) Yrd.Doç.Dr. H.Ahmet ÖZDEMİR'in, "SON PEYGAMBER’İN (S.A.V.) SON MESAJI OLARAK VEDÂ HUTBESİ" başlıklı akademik çalışması
  78. İbn-i Sâd Tabakat c. 2 s. 254
  79. Kılıç, Mustafa Cemil (17 Ekim 2012). "En Yüce Dosta Doğru". haberiniz. http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi64716-En_Yuce_Dosta_Dogru.html. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2013. 
  80. Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi (2011). Hak Dini Kur'an Dili. 4. İstanbul: Hisar Yayınevi. s. 141. Şablon:Baskıda gizleŞablon:Sadece baskıda. 
  81. Sahih-i Buhârî, Tıp Kitabı, Ledüd Bâbı, Sahih-i Müslim, Selam Kitabı, Ledüd ile Tedavinin Mekruhluğu Bâbı, Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.118, Sünen-i Tirmizi, c. 3, s. 265
  82. Mehmet SOYSALDI Peygamber Efendimizin Evlilikleri
  83. http://www.yeniumit.com.tr/konular/detay/peygamberimizin-hanimlari-ve-evliliklerindeki-hikmetler-2#.UdpmFDvwnSs
  84. http://kuraninislami.tr.gg/Hz-.--Muhammed-h-in-Evlilikleri.htm
  85. http://www.ali-gomaa.com/?page=scholary-output&so_details=153
  86. 86,0 86,1 http://www.answering-islam.org/Shamoun/mhd_marriages.htm
  87. 87,0 87,1 87,2 87,3 [1] Prof.Dr. Mehmet Soysaldı, Peygamber Efendimizin Evliliklerinin Sebep ve Hikmetleri
  88. http://www.light-of-life.com/eng/reveal/r5405et8.htm
  89. http://www.islamawareness.net/Muhammed/ibn_kathir_wives.html
  90. http://mukto-mona.net/Articles/asghar/muhammad_islam12.htm
  91. http://www.bible.ca/islam/dictionary/M/muhammad.html
  92. Bullough (1998), p. 119
  93. Reeves (2003), p. 46
  94. 94,0 94,1 İbn Hişam, es-Siretü’n-Nebeviyye, I, 190.
  95. 95,0 95,1 İbn Hişam, age., I, 190; İbn Sa’d, Tabakat, I, 133
  96. Peygamber Efendimizin Evliliklerinin Sebep ve Hikmetleri.
  97. 97,0 97,1 97,2 97,3 İbn Sa’d, Ebu Abdillah Muhammed, et-Tabakatü’l-Kübrâ, Beyrut 1985, VIII, 216-220.
  98. D. A. Spellberg, Politics, Gender, and the Islamic Past: the Legacy of A'isha bint Abi Bakr, Columbia University Press, 1994, p. 40
  99. Watt, Aisha, Encyclopedia of Islam
  100. 100,0 100,1 Karen Armstrong, Muhammad: A Biography of the Prophet, Harper San Francisco, 1992, p. 145.
  101. Tabari, Volume 9, Page 131; Tabari, Volume 7, Page 7
  102. 102,0 102,1 Momen (1985), p.9
  103. Nomani (1970), pg. 360
  104. Umm Habibah: Ramlah Bin Abi Sufyan. IslamOnline.
  105. 105,0 105,1 105,2 105,3 http://web.firat.edu.tr/msoysaldi/efendimizinevlilikleri.pdf Prof.Dr.Mehmet SOYSALDI
  106. Umm Salamah. Courtesy of ISL Software. University of Southern California.
  107. Watt (1974), p.156-159
  108. {{{başlık}}}. ISBN 978-1-59333-398-0.
  109. Watt(1956), pg.393
  110. Rodinson, page 196.
  111. Nomani(1970) p. 424.
  112. Watt (1964) p. 195
  113. A. Guillaume (1955), p. 653
  114. İbn Sa’d, age., VIII, 212, 213.
  115. http://www.islamkent.org/threads/37323-Her-g%C3%BCn-10-dk-ay%C4%B1r%C4%B1n!-(Hz-Muhammed-(sav)-in-hayat%C4%B1)/page5 Doç Dr Casim AVCI Hz.Muhammed (sav)'in hayatı
  116. Turan Dursun. "Sahi Hz. Muhammed’in Kaç Kızı Vardı?". turandursun.com. http://www.turandursun.com/index.php?option=com_content&view=article&id=881:sah-hz-muhammedn-kac-kizi-vardi-net-br-skandal&catid=49:arif-tekin&Itemid=106. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2013. 
  117. Nicholas Awde (2000), p.10
  118. Özdemir, Prof. Dr. Mehmet. "Siyer Yazıcılığı Üzerine". Milel Ve Nihal (Milel ve Nihal Eğitim, Kültür ve Düşünce Platformu Derneği) 4 (3): 129-162. http://turandursunkutuphanesi.files.wordpress.com/2013/03/milelvenihal_c4_s3.pdf. Erişim tarihi: Temmuz 2013. 
  119. http://www.sonpeygamber.info/siyer-yaziciligi-uzerine
  120. http://www.ihsaneliacik.com/2010/03/soylesi-haberaleminet.html
  121. http://milelvenihal.org/dosyalar/milel-nihal-dergi/sayilar/MilelveNihal_c6_s1.pdf
  122. Prof. Dr. Sönmez Kutlu. "Tarihsel Muhammed ile Menkabevi Muhammed'i Ayırmanın Önemi". sonmezkutlu.com. http://www.sonmezkutlu.com/?pnum=43&pt=Tarihsel%20Muhammed%20ile%20Menkabevi%20Muhammed%27i%20Ay%C4%B1rman%C4%B1n%20%C3%96nemi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2013. 
  123. Süleyman Ateş (11 Haziran 2012). "İbn İshak’tan önce siyer yazarı var mı?". suleyman-ates.com. http://www.suleyman-ates.com/index.php?option=com_content&view=article&id=425:bn-shaktan-oence-siyer-yazar-var-m&catid=38:haziran-2012&Itemid=118. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2013. 
  124. 124,0 124,1 Öksüz, Hüseyin. "Hilye Levhaları" (Türkçe). tefekkurdergisi.com. http://www.tefekkurdergisi.com/icerik.asp?dergi=46&konu=1230. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011. 
  125. {{{başlık}}}. ISBN 978-1-57003-050-5.
  126. Watt (1974) p. 231

Bibliyografi[]

Ansiklopediler[]

  • Berkshire Encyclopedia of World History. (2005). Ed. William H. McNeill, Jerry H. Bentley, David Christian. Berkshire Publishing Group. ISBN 978-0-9743091-0-1. 
  • Encyclopedia of Islam & the Muslim World. (2003). Ed. Richard C. Martin, Said Amir Arjomand, Marcia Hermansen, Abdulkader Tayob, Rochelle Davis, John Obert Voll. MacMillan Reference Books. ISBN 978-0-02-865603-8. 
  • Encyclopaedia of Islam Online. Ed. P. J. Bearman, Th. Bianquis, C. E. Bosworth, E. van Donzel, W. P. Heinrichs. Brill Academic Publishers. 
  • Encyclopedia of Religion (2nd). (2005). Ed. Lindsay Jones. MacMillan Reference Books. ISBN 978-0-02-865733-2. 
  • Encyclopedia of the Qur'an. (2005). Ed. Jane Dammen McAuliffe. Brill Academic Publishers. ISBN 978-90-04-12356-4. 
  • Encyclopedia of World History. (1998). Oxford University Press. ISBN 0-19-860223-5. 
  • The New Encyclopædia Britannica (Rev). (2005). Encyclopædia Britannica, Incorporated. ISBN 978-1-59339-236-9. 

Dış bağlantılar[]

Kur'an'da adı geçen peygamberler
Âdem İdrîs Nûh Hûd Sâlih İbrâhîm Lût İsmâ'îl İshâk Yâkub Yûsuf Eyyûb Mosque
آدم ادريس نوح هود صالح إبراهيم لوط اسماعيل اسحاق يعقوب يوسف أيوب
Adam Enoch Noah Eber Shelah Abraham Lot Ishmael Izaac Jacob Joseph Job
אָדָם חֲנוֹךְ נֹחַ עֵבֶר שֵׁלָה אַבְרָהָם לוֹט יִשְׁמָעֵאל יִצְחָק יַעֲקֹב יוֹסֵף אִיּוֹב

Şuayb Mûsâ Hârûn Zülkifl Dâvud Süleymân İlyâs Elyesâ Yûnus Zekeriyâ Yahyâ İsâ Muhammed
شعيب موسى هارون ذو الكفل داود سليمان إلياس اليسع يونس زكريا يحيى عيسى محمد
Jethro Moses Aaron Ezekiel David Solomon Elijah Elisha Jonas Zechariah John Jesus Mohammed
יִתְרוֹ מֹשֶׁה אַהֲרֹן יחזקאל דָּוִד שְׁלֹמֹה אליהו אֱלִישַׁע יוֹנָה

 Bu kutuyu: göster  tartışma  değiştir 


Advertisement