|
←EÇS/10/12 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/14→ |
diye altunlu ve mücevherli taht üzere oturtup, buyururlar ki “Han kardeşim, sana fermanım olmuştur ki heman bu sahrada konmayıp Budin'den içeri Macar diyarını harab ve yebab edüb, gelesin.” diye Hana bir samur kürk ve iki zerduz, bahada kıymetli hil'at ve başına bir şehriyârî tuğ koyup, Han dışarı çıkar. O anda borular çalınıp, kâfiristana çapula gider. Beri tarafta Sultan Süleyman, heman Mohaç sahrasından kalkıp, beşinci gün Budin altında durur. Merhum babam nakleder. (Güneş battığı vakit, bütün hayvanları Tuna'ya sulamaya götürürlerdi. Bütün hayvanlar su içerken, Tuna'nın aşağısından islâm askerinin son bulduğu yerde, Tuna yüksekliğinden beş zira kadar eksilirdi. Bu derecede çok hayvan vardı). 936 (1529) muharreminin birinci günü âlemin sığınağı pâdişâh, Budin altında durdu. İslâm askeri kaleyi kat kat kırk defa kuşatıp, o gece metrislere girerek balyemez topları yerlerine koydular. Muharremin dördüncü günü, bütün toplara birden ateş verildi. Kale duvarlarından araba girecek kadar delikler açıldı. Her taraftan bizim olacağı sırada, kale içindekiler kurtulamayacaklarını anlayıp, (aman) diyerek kale duvarlarına beyaz bayraklar diktiler. Amanları kabul olunup, hepsi silâhsız olarak uğursuz memleketlerine gittiler! Fakat kaleden çıkarken hainlik edüp, bir kaç gaziyi şehit ettiler. Meğer Allah'ın hikmeti varmış. (Bre adam şehit ediyorlar!) deyince heman bütün asker dal-satır olup, bir anda yetmiş bin kâfiri ateş saçan kılıçtan geçirip, kellelerini yere yuvarladılar. Bu suretle Budin üçüncü defa zaptolunup, muhafazasına yirmi oda yeniçeri ile ilbasan beyi Hasan Bey tâyin olunup, krallığı yine Yanoş krala sadaka olundu. Devletin hayrını isteyen kimseler (Pâdişâhım, bu kaleyi bir vezirine ver ki, burada dursun. İslâm askeri de başka yerlerde fetihlerde bulunsun)dediler. Süleyman Han buyurdular ki, (Allah’ın emriyle onun da zamanı vardır) dedi.