|
←EÇS/10/142 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/144→ |
rını dağ içinde bir yere gömdüler. Ve üzerine ateş yakıp, mezarlarını kaybettiler.
Bu Holçar sahrasında batıdan bir piyade askeri görününce hemen cenge hazır olduk. (Eğer düşman iseler ilk cenkte esirlerimizi kıralım) derken, bayraklarını açınca Leh askeri olduğu anlaşıldı. Onlardan bir beyaz bayrak bize ve bizden bir beyaz bayrak onlara gidip geldiler. Meğer Leh kralı tarafından bu Holçar adlı kalede bir gümrük emini otururmuş. Derhal bizim askere elli araba zahire gönderdiler. Çünkü bu aralık Leh kralı Tatar ile kardeş idi. Yalı ağası zahireleri Tatara verdi. Sonra Leh kapudanı iki hento araba yükü elli kese kuruş getirüp, Tatar elinden ikibin esiri geri aldılar. Yedi esir için bu hakire iki kese kuruş verdiler. Meğer birisi kale kapudanı imiş. Sonra öğrenip pişman oldum amma iş işten geçti.
Buradan kalkıp, kıbleye giderek (Hâlis gümüş madeni)ne geldik.
Hâlis gümüş mâdeninin vasıfları: Dört adet büyük dağ içinde yedi yerde kol kalınlığı kadar gümüş mâdenleri vardır. Ama hepsi yerin dibindedir. Adamları olmadığından işlemez. Burası Macar toprağıdır amma Nemçe çesarı bu madenleri zaptetmiştir. Yılda onbin kese para hâsıl olur. Oradan yedi saat gittik. Bir çok Macar köylerini yaktıktan sonra (Derik Mâden) kalesine geldik.
Derik Mâden Kalesi: Bunun da varoş ve kalelerini Uyvar gaazileri yağma etmişler amma yakmamışlar. Burasını biz basıp, dört tarafını Tatarlar ateşle aydınlatıp, binbeşyüz kadar esir alındı. Hattâ metrepolitini dahi ele geçirdik. Oradan Nitre kalesi, sonra bir gün gidüp, yakılmış yerleri geçerek Uyvar altında sadrâzam hazretlerinin otağı önünde 6020 araba yükü kıymetli eşya ve 26.000 at ile vezir önünden geçtik. Sadrâzam yalı ağası ile yüzbeş nefer Tatarlara ve ot ağalarına hil'at ihsan ettiğinde hakire bir palan derisi bile vermedikleri için gönlüm kırılıp, üzüntü içinde giderken he-