|
←EÇS/10/225 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/227→ |
yağmaya başladı. Sonunda Süleyman Han 950 tarihinde bu kaleyi kuşattı. Yedi gün cenkten sonra zaptetti. Bütün ahalisi iç kaleye kapandı. Nihayet dördüncü gün kaleyi aman ile verüp, anahtarlarını pâdişâha teslim ile Sigetvar kalesine gittiler. Kale, Mohaç beyi Kasım Beye ihsan olundu. Kanije paşasının voyvodalığıdır. Budin kulu serdarı, muhtesibi, dizdarı, yüzyetmiş nefer hisar eri, ayan ve kibarı vardır.
Şikloş Kalesinin yeri: Bir geniş sahra ortasında gayet yüksek taş bir kaledir. İç kalesi olan yüksek tepe bir sivri taşdır. Evvelce bu kale krallara mahsus saray imiş. Bu iç kale içinde gayet geniş büyük bir saray varmış. Kuzeyinde Peçüy kalesi, batısında Sigetvar kalesi, kıblesinde Valpo kalesi görünür. İç kalede Süleyman Han camii, dizdar, kethüda, müezzin evleri, cephane ve zahire anbarları vardır. Bu iç kalede seksen kulaç derinliğinde bir su kuyusu vardır. Bir nehir gibi akan bir sudur. Kimse bu suyun nereden gelip, nereye gittiğini bilmez. Bir balyemez top var ki, gayet, büyüktür. Bu yüksek kalenin köprü ile geçilir üç kapısı vardır.
Şikloş'un aşağı kalesi: Üç kat kaledir. Onyedi adet yüksek kuleleri vardır. Her bir kule arası tam yüzer adımdır. Bu hesaba göre kalenin etrafı 1700 adımdır. Etrafı yalçın kaya hendek derin ve enli ve korkunç bir çukurdur. Doğuya bir kapısı vardır. İç tarafmda bir ab-ı hayat kuyusu vardır. Kapı dışında ağaç bir köprüsü vardır. Elli adet bağ ve bahçesiz tahta örtülü evleri vardır. Yedi adet mihrabdır. Süleyman camii, kiliseden yapılmış bir küçük mâbeddir. Kalesi üzerinde yüksek bir saat kulesi vardır. Bir ab-ı hayat; çeşmesi vardır ki, târihi şudur:
Sahibin bilmek dilersen bu müferrih çeşmenin
Hak rızasın isteyüp, etti Ömer ağa bina
Târihi malûm olur, her kim ki su içüp diye:
Ruhu şâd olsun, Hasan ile Hüseyin'in dâima
(Sene 1051)