|
←EÇS/10/230 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/232→ |
diye ölümlerinin yakın olduğunu anlatmışlardır. O gün yâni 974 (1566] safer ayının yirmiikinci günü Hakkın mağfiretine uğrayan pâdişâh saltanat tahtını terkedüp, bakaa diyarına göç edince akıllı ve tedbirli Sokollu vezir, Süleyman Han'ın na'şını silâhtar-Cafer Ağa, Feridun, ey babamız Derviş Mehmed Ağa, Kuzu-Ali Ağa ve Abdi Efendi ile beraber karnını yarıp, öd ve anber, misk ve safran ile tuzlajarak vücudunu emaneten çadırı içine gömdüler. Kalbini, diğer eli, ayağı ile ciğerini hâlen . türbesinin bulunduğu yere gömüp, Sokollu, beş adet musahiplere:
“Pâdişahın vefat ettiğini yaymayalar ve mübarek na'şın gömüldüğü yerden dışarı çıkmayıp, güya Süleyman Han hayatta imiş gibi, (Padişalıım şöyle, pâdişâhım böyle) diye konuşalar. (Pâdişâhım filân ye mekten, filân ilâçtan falan şuruptan ister) diye dışarı çıkup, kilerci başıya ve hazinedar başıya haber edeler, yine içeri gideler.”
diye yemin ettirdi. Daha buna benzer nice tedbirler yaparak o anda ayağına tetik bir adamı ile Kütahya'da vali olan Şehzade İkinci Selim Hana:
“Elbette pâdişâhım, Sigetvar altında bize yetişip, cülus idesin, yoksa bütün Allah'ın kulları ve peygamberin sancağı düşman elinde kalır, hüküm Allah'ın.”
diye haber gönderdi. Kendisi hemen dışarı çıkıp, pâdişâh divanını kurdu ye divanda:
“Pâdişâhımız hepinize selâm eder. Orta kalenin, fethinden fazlasıyla memnun olup, vücudumdaki hastalıklar hafifledi, hemen kullarım, iç kale fethinde kış gelmeden gayret göstersinler. İnşallah başta olanlara da büyük memuriyetler ihsan ederim, diye buyurdular.”
Diye divan ehlinin hatırını hoş etti. Bütün vezirlere ve vükelâya yüzelli kadar hil'at giydirüp, iç kaleyi kuşatmaya başladılar. Sokollunun gayreti ile bu iç kalenin de etrafındaki gölünü orta kaleden taş, toprak, ağaç, çul, torma, ile fışkı ve odunlar getirüp, doldura doldura bu üç kalenin yanına vardılar. Serdengeçti gaaziler kale altına sipere girdiler, iç kalenin palanga duvarına el vurup, kazıklarını sökmeye başladılar. Ağaçlarına zift ve katran sürüp ateşe vurdular. Ama düşman can havli ile askeri ara sıra geriye püskürtürdü. Ve kalenin yıkılan yerlerini toprakla doldurup, evvelkinden