|
←EÇS/10/255 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/257→ |
huzuruna vardık. O sırada Tatar Hanı-Zâde Ahmed Girayda bizim alayımızla sadrâzam huzurundan geçti. Bu hakîr, sadrâzam yanında kalıp, bu gazada nerelere gittiğimizi, nasıl esir ve ganimet malı aldığımızı bir bir anlattım. Dikkatle ve memnuniyetle dinledi.
Ama Yenikale’nin fethi daha kolaylamamış. Hatta o gün sadrâzamın müezzini Ahmed Çelebinin elini top götürmüş. Sadrâzam kendine zeametle emeklilik ihsan edüp, Ahmed Çelebi'yi Kanije'ye götürmeğe hakiri memur etti. Derhal, üç saatte Kanije'ye varup, Kânije valisi Yenter-Hasan Paşa sarayında durup, Ahmed Çelebi'nin elini cerrahlara tımar ettirdim. Hakîr yine üç gün sonra Yenikale altına geldim.
Kale her tarafından delinmekte ise de düşman da durmadan tamir etmekte idi. Nihayet, cephaneden bütün gaazilere uçları çengelli mızraklar dağıtılıp, düşmanları tabyalardan ve diğer yerlerden çengeller ile hendeğe çekerler ve kellelerini keserlerdi. Allah'a şükür, düşmanın lâğım atmakta bizim kadar ustalığı, kumbara atmakta alışkanlığı, metris basmakta ve gece baskını yapmakta tedbiri yok idi. Fakat kale gözetlemede ve askerini zaptedüp, cenge teşvik eyleyerek göğüs göğüse cenk etmekte biz onlardan aşağı kalırız. Bu yüzden onlar hakikaten emsalsizdirler. Nihayet bir gün usta doktorlardan Kazancı-Zâde Süleyman Ağa ile sadrâzamın Suhte Hacı-Zâdesi bütün müslüman askerlerle konuşup, (Biz bu kale altında ihtiyar avretler gibi nasıl oturup, kırılırız) dediler. Bu kerre derhal bütün asker Allah Allah sadâsı ile ve gülbang-i Muhammedi ile dağları inleterek hücuma kalktı. Asker birbiri üzerinden kaleye tırmanarak asla düşmana göz açtırmadılar. Allah'a şükür kalenin kapı ve duvarları üzerine peygamberin sancağı dikildi. Bu hakîr, fetih ezanı okuyup, bütün gaazileri cenge teşvik ile gülbang-i Muhammedi çektim. Bütün asker düşmana kılıç vurup, kale içine varıncaya kadar nehir kenarına sürdüler. Düşman bu hâli görünce can havli ile Mura nehri üzerindeki köprüye vurdular ve karşı tarafa geçmeye can attılar.