|
←EÇS/10/267 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/269→ |
deye yapışıktır. Meyvası Bağdat hurması lezzetinde misk gibi kokar. Çok kuvvet vericidir. Çekirdeği yoktur. Bu ağaç o kadar büyüktür ki her dalının gölgesinde onar bin adam gölgelenir. Gölgesinde yedi yerde tepecikler ve kârgir sofacıklar vardır. Üçyüzden fazla meyhane Ve fahişe evi vardır. Gövdesi o kadar kaimdir ki, yetmiş yedi kişi ancak kucaklayabildik. Tâ tepesindeki çatallanmış yetmiş seksen dallarının arasından bir nehir, şadırvan gibi havaya sıçrar, ağaçtan epeyce uzakta, mermer bir havuzun içine dökülür. Çok lezzetli bir sudur. Bu su, ağacm gövdesinden, minare yüksekliğindeki tepesine kadar çıkar ve oradan da bir minare boyu havaya yükselir. Etrafında maksûreler, yaldızlı fıskiyeler, mutbak ve odalar, bağ ve bahçeler var ki, geçmiş krallar imâr etmişlerdir.
Hakîr hemen cebimde olan demir âletlerini çıkarıp bu ağacın gövdesine Nemçe dili yazısı ile (marya cot kapor, Hand makarfand), bu kelimeleri ata binip yazdım. Yâni (Meryem Ana için) ve kut kaporhand (Ulu Allah için) makarfand (duâ eder evliya) diye ağaca kazdım. Hakîr bu ağacın aslını papazlardan sordum. Dediler ki:
(İsâ peygamberimiz dünyâ seyyahı idi. Buraya gelip bu ağacı dikti. Mucizeler olsun için Tuna'ya işaret etti. Tuna gelip bu ağacın içinden girip havaya çıkar. Sonra krallarımız bu havuzu, bu köşk ve tekkeleri yaptılar.)
Diye anlattılar. Doğrusu bu hakîr on padişahlık yedi iklimde böyle ağaç görmedim. Buradan yedi saatte Yenore şehri'ne geldik. Süleyman Han asrında bunu da Kasım Voyvoda harap etmiş. Hâlen çasar elinde gayet mâmurdur. Şehrin varoşunu gaaziler yaktılar, fakat kâfirler kalelerine kapanup mukavemet ettiler. Bunların kale içine de Tatarlar kibritli ateş okları atıp yaktılar. Nice kâfirler dışarı çıkınca hepsi esir edildi. Oradan:
Beşloko şehri kalesi'ne geldik. Nemçe çasarı hükmünde mâmur bir şehirdir. Bu kale dibinde iken öyle yağmur yağdı ki, arabalarımız başımıza bela oldu. Esir kafirleri bağladık. Ormanda bir çamursuz yer bulup bu şehri uzaktan seyrettik. Yetmiş kilise saydım. Kalesi Nemet nehri kenarında beşken şeklindedir. Bu şehre Nemet Uyar kalesi iki merhaledir. Artık daha fazla yağmaya bakmayıp canımızı kurtarmağı düşünür olduk. Buradan altı saat bir dağ içinde