|
←EÇS/11/273 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 11.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/11/275→ |
rından dağlarında kaplan, vaşak, yaban kedisi, zerdova, tilki, sığın, karaca, tableli, yağmurca denilen hayvanları çoktur. Bunlar, diğer Çerkesler gibi ölülerini yere gömmezler. İri meşe ve pelid ağaçlarını hendek gibi oyup, ölülerini içine korlar ve sıkıca kaparlar, sanduğun baş ve ayak tarafına birer delik delerler. Ve sanduğu ağacın dalları arasına korlar. Sanduğun içine arılar girip bal yaparlar. O vakit ölünün cennetlik olduğuna inanırlar. Eğer arılar bal yapmazsa cehennemliktir diye ağlarlar. Gûyâ ölüleri, sanduğun başucundaki delikten cenneti, ayak tarafındaki delikten cehennemi seyredermiş..
Tuhaf ve lâtif bir hikâye: Allah bilir ki böyle olmuştur. Bu diyarda bir gün bir evde misafir olduk. Ev sahibi biraz sonra sığır derisinden bir sofra serdi ve bir ağaç tekne lâtif ravak balı, bir tekne peynir ve pasta getirip (Aşan konaklar, helâl bolsun, benim babası canı sadesin) yâni (balı yeyin, helâl olsun, babamın canına değsin) dedi. Biz de acıkmıştık. Yemek yemeğe öyle giriştik ki ellerimizin varıp gelmesine göz ermez oldu. Ama bal çok kıllı idi., Durmadan ağzımızdan kılları çıkarıp sofray koydukça Çerkeş (aşan, bu benim babası baldır) diyordu. Biz de kılları ayıklayıp bal yerken yanımıza Tamanlı Ah Can Bey geldi. (Ne yersin Evliya?) dedi. (Buyurun siz de) diye yemeğe çağırdık ve, (bir kıllı baldır. Ama keçi tulumundan mıdır, yoksa koyun tulumundan mıdır?) deyince heman Ah Can Bey ev saihbimize Çerkesce (bu bal neredendir?) dedi, Çerkeş ağlamağa başladı. (Benim babası mezarından çıkardım) dediğini anladım ama, lâfın tamamını anlayamadım. Heman Ali Can dedi ki (geçen aylarda babası ölmüş, babasının leşini sandukla karşıki ağaca koymuş . Bal arıları babasının bacaklarının arasına, yâni kıllı edeb yerlerine, budları arasına 'bal yapmışlar, şimdi size fazla muhabbetinden babasının taş.,ı kıllarıyla balı getirmiş. Kılları çıkarıp balı yersiniz. Arı bo..u yiyeceğinize, karı bo..u yeyin.,) deyip çıktı. Hakirin kusa kusa ciğerim ağzıma geleyazdı. Dışarı çıktım. (Bre kâfir gidi, bize ne renk etti?!) deyip söverken, ev sahibimiz Çerkeş de' dışarı çıkıp babasının