|
←EÇS/11/300 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 11.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/11/302→ |
Deşti Kıpçak'a gidap. Etrafında yedi adet kapısı vardır. İki kapısı su kenarındadır. Kara tarafı çok sağlam üç kat kaledir. Kale içinde dokuzbin tahta örtülü kârgir uğursuz binalar vardır. Yetmiş kilise, on manastır, üçbin dükkân, üç küçük han vardır. İki kâpudanı vardır. Biri kaleye hükmeder, Biri varoşa.. Kapudanlarının 10 bin askeri vardır. Kırk parça kadırga gibi Rus şaykalarına benzer küpeşteleri saz ile örtülü fırkateleri var. İdil nehrine gemileri girerek tâ Mostovul ... şehrine kadar eider. Bazan Moskof kralları Acem ile barışa aykırı iş edip bu gemiler Acemin Hazer kıyısındaki kalelerini yağma ederler. Acemler, Moskof Kazağından pek korkarlar. Osmanlılar da Kazaktan korkarlar. Defalarca Azak önünden geçen Kazaklar Karadeniz etrafını vurmuşlardır. Allaha hamdolsun Dördüncü Mehmed, Köprülü Vezirin reyi ile Azak kalesinden yukarı (Sedd-i İslâm) adıyla nehrin iki tarafına iki kale yapıp zincirler gerip, Kazak gemileri Karadenize çıkamaz oldu. Bu Terek şehri çok zengin olduğu için bu şehri yağma ederler.
Terek kalesinin dış varoşu: Terek nehri kenarında onbin kadar uğursuz evleriyle, bağlı bahçeli, etrafı hendekli bir büyük varoştur. Fakat su ve havası güzel olduğundan mahbub ve mahbubesi çoktur. Hakîr bu şehirde zevk ve safâda iken bir gece dışarıda bir feryat koptu, ve şehir ateş içinde kaldı. Meğer Kalmık Tatar'ı şehri basmış ve şehrin bin parça balyemez topları sabaha kadar ateş etmiş. Sabahleyin şehirde kârgir manastırlarla dükkânlardan başka bina kalmamış.. Tam 13 bin esir almışlar. Sabahleyin kaleden beşbin atlı ve 3 bin Tatarlar arabalarla Kalmık Tatarlarını kovaladılar ama. ne çare... Kalmıklardan eser bile kalmamıştı. (Burada "bir Kalmık mirzası rehin iken, niçin böyle ettiler?) dedim. Meğer, rehinsiz olan başka Kalmıklarmış şehri yakanlar.. Sonra Kabartay'dan bir yeni Çerkeş beyi rehin olarak geldi. Bu yeni rehin ile eskidenberi tanışırdık. Çok sevindim. Mehmed-Giray Hanın ve Şamhal Şahın mektuplarını gösterdim, pek haz etti. Her an onunla can sohbetleri ederdik. İlk defa