|
←EÇS/11/54 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 11.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/11/56→ |
çeşit gül getirdiler. Gülün yaradılışı, kırmışı, beyaz, sarı olmakta. Ama bu bağda yeşil, mavi, al, ebru, ablak, lâal, haşhaşî nice güller güller vardır. Velhasıl dünya yüzünde olan bütün bitki, ot ve çiçekten başka yeni dünyadan ve başka ülkelerden getirdikleri çiçek tohumlarından binlerce türlü çiçekler meydana getirmişlerdir. Bu bağda hurma, servi, çemşir, incir, zeytin, nabe, ardıç ve sanuber yoktur. Fakat meyvelerin çeşitleri vardır. Bir okka gelir elması olur. Bu bağa her gelen kral çeşitli büyük köşkler, sanatlı maksureler yaptırmışlardır. Bütün taşları yeşim, herkani, berkani, balgami, mermer somaki, zenburi, seylâni, Yemen akiki, gibi kıymetli taşlardır, Sofları, fıskiyeleri, selsebillifi, şadırvanlarını görenin parmağı ağzında kalır. Şadırvanların önünde nice renkli, sanatlı çarhları suları çevirir, nice bin çeşitli frenk velediznalığı şeytanlıkları vardır. Bütün su dolablarının çarkları birer çeşit müzik sesi verir. Yine su çarkları körükleri çekip, rüzgâr ile körükler dolarak ney, kaval, düdük gibi âletlerden çeşitli âhenkte sesler çıkarır.
Bu bağın bin adım kadar köşesinin üstüne sarı pirinç tel çekilmiştir başka telden örülmüş kapısı vardır. Bunun içinde bülbül, karatavuk, sarı asma, iskete, saka, baştankara, ispinoz, tuti, papağan gibi güzel sesli binlerce kuşlar vardır.
Bu bağın bir köşesinde yine sarı pirinç telden örülmüş bir bölme var. burada doğanlar, şahin, balaban, zağanos, karakuş, dölengeç, atmaca, delice ve yelve gibi yırtıcı kuşlar bulunmaktadır. Başka bir köşesinde çeşitli hayvanlar var. Yalnız fil, gergedan yoktur. Arslan, kaplan, bibr, pelenk, tüm, çakal, kurt ve daha nice hayvanlar vardır. Bunlardan başka kara ve deniz mahlûkları vardır. Mısırdan Menzile denilen vilâyetten Foncistan? pâdişâhı vilâyetinden nice bin kaz, ördek güvercin cinsleri, yaban eşekleri, karacalar, yağmurceler, geyikler, yaban keçileri, Alman ayıları vardır ki fil kadardır.
Bu bağda asla av yoktur. Yalnız ikibin kadar bostancı olup kulelerde kalırlar. Burada tuhaf zenberekli musluklar vardır. Zenbereğe basınca çıkan su, bunu bilmeyenleri ıslatır, herkes de gülüşür. Yine burada bir havuz vardır. Bir kenarındaki ates yanınca havuzun kenarındaki kemerden küçük küçük gemiler çıkıp birbirleriyle büyük cenk ederler, adamlarından bir kısmı suda boğulur. Bu kadırgalardan