|
←EÇS/11/95 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 11.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/11/97→ |
huzuruna çağırup, yanına oturtturup kral muhasibi gibi oldum ve kral ile hüsnü ülfet ettik. Bir gün kral ile musahabe ederken, Seyfi gulâmımın Zeçsevan kapudanın elinden kurtarılmasını rica ettim. Beş gün sonra gulâmımın öldüğü haberi ile atı, kılıcı, elbiseleri ve sağ elinin çatal serçe parmağını, sol ayağının çatal serçe parmağını kesip tuz içinde hir kutuya koyup kral huzuruna getirdiler. Bana bir ağlamaktık geldi. Cihan başıma dar geldi. Yedi kral kâfiristanına gitmek arzuları hatırıma geldi. Yine Bec şehrini temaşaya meşgul oldum.
Güzel havasının beyanındadır: Havası çok güzeldir. Halkı gayet perhiz ile geçindiklerinden zayıftırlar. Ama gayet tendürüst ve uzun ömürlü olurlar. Hepsi siyah rokle, frenk pabucu, loşlarına çeşitli şapka üzerine deve kuşu telleri takarlar. Bütün halk kâfurî beyazdır. Azaları yağ gibi yumuşak, gümüş tenlidirler. Ama bir mel'anetleri var ki tarif olunmaz. Vâkıâ kabahattir ama, sergüzeştimiz olduğundan kısaca yazalım. İşiten ahbablar affedeler.. Bir gün baş komisarın oğlu Mikal adlı gulâmı lâal renkli yanakları ve kiraz dudaklarıyla görünce, ham taama düşerek, seher vaktinde lâal rengi yanağından öptüm. Hakirin dudağına bir nemli ter geldi. Terlemiş sandım. Sonra .anladım ki bu gulâm kendi sidiği ile yüzünü gözünü yıkar... anladım ki öptüğüm vakit dudaklarıma gelen nemli lezzet, sidik imiş... Artık bundan sonra mahbub ve mahbubeleri âlûfte ve aşüftelik yüzünden öpmekten vazgeçtim. Bu yüzden bu diyar keferelerinin renkleri sarıya çalar. Ama sidikle yıkandıklarından vücutları gayet yumuşak olur. Bir zaman da çasarın beş altıyüz seçme, ay parçası gibi, imansız ve utanmayan Alman olanlarıyla eğlenip kendimizi teselli ettik.
Kadınların kıyafetleri: Siyah ve çeşitli, yensiz rukle giyerler, içlerine ipek, dîba, çeşitli sırmalı kıymetli kumaşlardan fistan giyerler ama, daracık ve kısa değildir. Etekleri yerleri süpürür ve boldur. Asla don giymezler. Elvan kubadi pabuç giyerler. Kuşakları cevahir ve sanatlıdır. Kadınların göğüsleri çıplak ve kar gibi beyazdır. Macar, Eflâk, Boğdan avretleri gibi kuşanmayıp, bellerinde birer kalbur çenberi gibi kalın kuşakları, bu kadınları kanbur gibi fena gösterir. Başlarında beyaz tülbend, örme nakışlı takkeler üzerine cevahirli, incili arakiyeler giyerler. Ama bu diyar kadınlarının memeleri, Rum kadın-