Yenişehir Wiki
Advertisement


EÇS/15/206 Evliya Çelebi Seyahatnamesi 15.Cilt Evliya celebi
Evliya Çelebi
EÇS/15/208

beraber gittiler. Biri hepsinden büyüktü. Bazen yakınımıza gelip bize görünürdü. Çok anlayışlı hayvanlardır. Ayakları minare kadar, dişleri verdinar kadar, hortumu kehkişan kadar, karnı küsu İsfahan kadar, kulakları sofral rindan kadar, başı bamı Hussevan kadar, derisi fetşi gariban kadar vardı. Kimse bunlara dokunmadı, sekizinci saatte,

RİBDE MENZİLİ: Burası da Dumbiye meliki hükmündedir. Kara dağlık içinde sulu bir yerdir. Yeri kazınca su çıkar. Meğer fakir filler, insanlar kuyu kazarlar diye bizimle gelirlermiş. Eski kuyuları temizledik. İçip sarhoş oldular. Ve sahrada birçok cümbüş ettiler. Ahalisi siyah göl kenarında gül gülistanlı bir yerde maymunların maskaralıklarını seyrettik.

NAZDİ KALESİ: Bu da Dumbiye hükmündedir. Hakimi Cerhac’tır. 40 bin Arap askeri vardır. Kalesine çıkamadık. Varoşu, iki bin kamış evdir. İki camii vardır. Buradan sabahleyin kalkıp yine kuzeye giderken sürülerle fil, gergedan, sığır, ceyran, eşek, kazık boynuz hayvanları gördük. Öyle bir sahra idi ki, bitkileri cihan tutmuş. Kuş sesleri cana can katardı. Buraya Adaişe (vadişe) derlermiş. Yılda bir kere buraya Dumbiye meliki gelip avlanırmış. Bu sahrayı kona göçe üç günde geçtik. Maymunlar var ki Merzivan eşeki kadar, birbirine binmiş, bazısı gemilere binmişler, çeşitli renkte maymunlar var ki hesabını Allah bilir. Bazısının omzunda nobutu, sanki bir işe memurdur acele gider. Bazı iri maymunların koştuğu yerde yer titrer. Maskara mahluklardır. Hakir üç yavru yakalayıp yüklerimize koyup besledik. Burada Dumbiye hududu son buldu. Habeş hududuna geldik ve kurbanlar kestik. Ama ertesi gün birinci iklim tesiriyle tepemizden piştik. Önümüzde daima ileri karakol olarak on adam giderdi. Bir ara gözümüzün önünde bu adamlardan biri yere düştü, atı da kaçtı geldi. Geride kalanlar soyularak bize geldiler ve (Bu zavallı bizden biraz ilerde idi. Meğer bir kepçekuyruk varmış. Üzerine sidiğini serpince adamcağız yıkıldı) dediler. Kaçan at da yere yıkılıp top gibi çatladı. Tüfenklerle ileri vardık. Kepçekuyruk denilen mel’un hemen ceyran görünüşlü, kuyruğu salkım saçak. Dağlara çıkıp gitti. Herifin yanına vardık, pıhtı haline gelmiş. (Sakın yanına yaklaşmayın, kokusundan zehiri tesir eder) dediler. Biri, (adamın üzerinde 700 altın vardı. Yazık oldu) dedi. Yine kuzeye arslan, kaplan,gergedanlar arasından geçtik.

İÇ LİNKLER[]

DIŞ LİNKLER[]

Advertisement