|
←Portal:EÇS/6/169 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 11.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/6/171→ |
dan inip birbirini kucakladılar, öpüştüler. Görüşerek hayli
sohbet ettikten sonra Han dedi ki:
«Sultanım, ata binip ileride bir kahvaltı edesiniz.»
Dedikte, paşa atına binip yine büyük alay ile sekizer kat
mehterhanesini döverek gidiyordu. Onu gördük ki, bir çi-
menlik dere içinde Acem, Türkmen, Kürd tarzında obalar
ve Osmanlı gölgelikleri ile o çimenlik, çadırlarla lalelik olmuş.. Paşa o ferahlık veren çadırında kaldı. Balgamı, Fağ-
fûrî ve Mertebânî kâselerle bir sofra kurulmuştur. Melek-
Ahmed Paşa efendimizin üçbin askerine, üçbin han kuluna
ve karşılamağa gelen şehir ayanına ve o tarafta olan Kürd-
lere kifayet ettikten başka çimen üzerinde nice bin sahan
çeşitli yemekleri döküp, oradan hareket olunurken hemen
yüksek şanlı han, paşa hazretlerinin huzurunda yere kapa-
nıp oniki çigerkûşeleri, yetmiş adet, hana tâbi aşiret beyleri,
hep kulluklarını arzedip yere kapandılar. Han dedi ki:
«Efendim, bu, içinde istirahat etiğiniz yedi adet otağ ve çadırlar
sultanımın safânazandır, kabul buyurun. Huzurunuza gelen elli adet gümüş sahanlar ve yüz adet fağfur! mertebaniler, bütün sofra takımı, kab kaçaklarıyla sultanımındır. Dört Çerkeş, dört Abaza dört j Gürcü gulâmlar dahi sultanımın köle kullarıdır.»
Sonra el öptü. Paşa dahi kemerinden Sultan Murad Han hançerlerinden bir ucu sivri keskin hançeri, kendi eliyle
han beline bağladı. Bir samur hana, üç kürk de evlâtlarına
ve yüzyetmiş adet kuşaklık altın yaldızlara boğulmuş temiz
hil'atlan, hanın bütün adamlarına giydirib, rüzgâr süratli
atına binerek, mehterhanesini döverek, o dere ve tepeler
üzerinde Bitlis şehrine doğru giderken hanm bütün musahib-
leri, bir adamın başına üşüp, gülüşerek şaka ve maskaralık
ederek giderlerdi. Hakîr:
«Âyâ, bu hay huy ve mânâsız şakaların, lâubaliliğin sebebi ne .ola?»
Diye ileri vardım.