|
|
| ←Portal:EÇ/6/65 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 6.Cilt  Evliya Çelebi |
EÇS/6/67→ |
Dinlemedi. Defterdar, İbşir'in özengisini optü. Asla bakmayıp, sormadı bile.. Hayli tahkir eder şekilde bakıp, nice azarlayıcı sözler söyledikce, Melek-Ahmed Paşa Defterdarı himaye edip, nice çeşit onun tarafından sözler soyledi. Sonunda İbşir Paşa:
— Birader, bu mudur benim üzerimden, ikibin keseye, mührü almak isteyen.. (Sadrazamlığı almak isteyen) getir şu herifi!
Deyip birhayli müddet at sıçrattı (atını dört nala koşturdu). Fakir defterdar, hayli piyâde yürüdü. Ondan sonra bütün İstanbul âyânları güruh güruh ve esnaf, esnaf gelip, nicesini paşa efendimiz kapı kethüdâlığı edip tarif ederdi. Bu hal ile ve büyük alay ile İbşir Paşa Üsküdar'da durup, bütün İbşir askeri, Âişe Sultan sarayına inip kurbanlar kesildi. İbşir Paşa askerinden, Üsküdar içinde kirkbin asker sepişup, kirk elli bin kadarı da, çadırlar ile Üsküdar sahrasında kalıp, hepsi İbşir'in kaldığı sarayı kat kat kuşattılar.
Sonra İbşir Paşa ve bütün karşıya çıkan vezirlere ve vükelaya ve diğer devlet adamlarına, Aişe Sultan tarafından öyle bir büyük ziyafet olmuştur ki güya Hâtem Tâi sofrası idi. Sonra, saadetlu padişah tarafından bostancıbaşı kayığı ile Dârüssaade Ağası ve Şeyhülislam Ebussuud Efendi gelip İbşir Paşayı padişah huzuruna davet ettiklerinde İbşir:
«Inşallah yarın büyük alay ile padişahımın tahtının ayağına yüzümü sürerim!))
Deyince, bütün orada hazır olanlar:
«Ne demektir? Elbette daveti kabul edersiniz!"
Diye israr ettiler. Nihayet İbşir Paşa, abdest almak bahanesiyle mabeyn odasına girip, Kara-Hasan Paşa, Can Mirza Paşa, Kürt-Mehmed Ağa ve diğer haşaratlarla konuştu.