|
←EÇS/7/10 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 7.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/7/12→ |
Buradan da hediyeler alıp 500 adet koyunlarımı Van'a satmağa gönderdim. Oradan üç saatte (Pinyaniş) kalesine geldik.
Pinyaniş Kalesi:
Göğe baş uzatmış, bir kaya üzerinde, seyre değer bir kaledir ki, asla insan yapısı denilemez. Hemen Allah'ın emriyle burç burç, beden beden kayalardır. İçinde yüz adet mağaraları vardır. On kadar evi ve su sarnıçları vardır. Mağaralarında zahiresi çok, fakat kalenin havalesi vardır. Amma kale yapma olmamakla bir zarar gelmez. Hattâ 1024 târihinde (Hel Rüstem Han) bu kaleyi tam sekiz ay kuşatıp toplar ile dövmüş ise de, bir çöre bulamayıp me'yus gitmiştir.
Güneye bir kapısı vardır ki, ona da merdiven ile çıkılır. Merdiveni iplerle kaleye çekerlerse, hiç bir taraftan çıkmak mümkün olmaz.
İçinde bir camii, anbarları va'rdır. Kaleye bâil olan dağlarda kaplan, vaşak, yabanî keçi çoktur. Hattâ bâzı Kürdler, o dağlara kapan yapıp kazmışlar. Bu hayvanlar geçtiği zaman o kapana düşerler. Kaplan ve vaşağı öldürüp postunu alırlar. Burada at kadar kaplanlar vardır
Bu kaleden aşağıda (Beğdük) deresi kenarında 600 kadar ev vardır. Ama etrafında varoşu olmayıp safi hendektir. Bezdük nehri kenarında nice bin uzun boylu kavak ağaçları var.
Garip bir hikmet temasa:
Bura halkının, çocuklarının cesaretine hayran oldum. Vaktâ ki bu diyarın ağaçlarına su yürümeğe başlar, bütün çocuklar bir yere toplanıp, her kavak ağacına küçük büyük