|
←EÇS/8/225 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 8.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/8/227→ |
çoktur. Ama çarşı ve pazarı yoktur. Fakat su ve havası ve mahbubeleri güzeldir. Oradan cennet gibi, cihad ülkesi Belgrad kalesine geldik.
♦_
TAŞ YAPI, SAĞLAM VE MÜSTAHKEM BELGRAD KALESİ
Bu, inci gibi beyaz kaleyi, evvelâ Sırp krallarından Despot Kral yaptırmıştır. Bütün kralların hasret çektiği bir yer olmuştur. Fatih Sultan Mehmed Han, Hersek oğlu Ahmed, Paşa eliyle Bosna diyarı kalelerini fethedip, sonra İzvornik. kalesini dahi kılıç ile fethettikten sonra yönünü bu Belgrad üzerine çevirip, zahire gemilerini kesip, Belgrad'da kıtlık ve pahalılık oldu. Ama Tuna nehri ellerinde olup Yaçka ve Laşka taraflarında fazlasıyla zahireleri ve her taraftan imdatları gelirdi. Hemen Fatih Sultan Mehmed, Belgrad kalesine; aman ve zaman vermeyip, kırk gün ve gece dövüp, sonunda şiddetli kış geldiğinden, Belgrad kalesini bırakıp ümitsiz ve eli boş Edirne'ye döndüler.
Fatih Hazretlerinin maksatları, gelecek sene Belgrad üzerine gelmekti. Fakat ecel aman vermeyip, Üsküdar tarafında Maltepe denilen yerde dâr-ı nâime göçetmiş ve böylece Belgrad kalesi elinden kurtulmuştur. Yerine oğlu Bayezid Han pâdişâh olunca, Belgrad tarafına bakmayıp, daima ömürlerini Mora, Kili, Akkirman ile uğraşmakla geçirip., o dahi beka diyarına gittiğinden, Birinci Sultan Selim devri geldi. Bu da Şah İsmail ile Çıldır ve Akıska gazalarında ve Sultan Gavri ile Mısır gazalarında uğraşarak ömrünü geçirmiş ve vefat edince, oğlu Süleyman Han halife olup, evvelce târih okumakla dünya ahvalini öğrenmiş bir serbest düşünceli kimse olmakla tâ sehzâdeliğinde:
«Allah bana taht nasib ederse Belgrad, Malta ve Rodos üzerine sefer edeyim!»