Örnek: Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı. C. Uçuk
Ebedî Sonsuza ve ebediyete âit. Ebediyete dâir ve müteallik. (Kur'ân bize bu âlemin fâni, geçici olduğunu, herşeyin devamlı değiştiğini ve takdir edilen bir zaman sonunda sona erdiğini ve ereceğini belirtiyor. Madde âleminin bir başlangıcı ve sonu olduğunu bundan da anlıyoruz. Kur'ân, bize ebedî âlemin varlığını da haber veriyor, bu dünya hayatının ebediyet âlemine geçiş için bir hazırlık, tekâmül ve geçiş dönemi olduğunu, ebediyet âlemindeki hayata uygun bir varlık olmak için bu dünyada Allah'ın emir ve kanunlarına uygun yaşamak gereğini hatırlatıyor ve emrediyor.)
Sonu olmamak, daima var olmak. Bu ancak Allah'a mahsustur. Kelâm ilminde Allah'ın ebediliği, Bekâ sıfatıyla açıklanmaktadır. Kıdemi sâbit olanın ademi mümtenidir. Kıdemi zâtı ile kadîm olan zât, bâki ve ebedi olur. Allah Teâlâ bütün varlıklar üzerine mukaddem olup kendi vücudunun evveli ve âhiri yoktur. Herşey, bütün varlıklar biter, helâk olur, ancak Allah kalır. Bu, kelime-i tevhidde de ifade edilir: Ancak Allah vardır... O'nun varlığının önü, sonu yoktur. O'nun önceliğine başlangıç, sonluğuna sonluluk yoktur. "O Evvel'dir, Âhir'dir" (el-Hadid, 57/3) ve "Kâinattaki herşey fânidir, yalnız Rabbin bâkidir, ebedidir"(er-Rahman, 55/26-27; Tâhâ, 20/73).
Müminler için ebedi hayat cennettedir: "...onlar orada ebedî kalacaklardır" (el-Bakara, 2/25).
Felsefe ve bilim, her cismin sonlu olduğunu kanıtlamıştır. Hiçbir cisim sonsuz olarak var olamaz. Âlem, tümüyle sonludur. Âlemin sonu kıyamettir. Allah'tan başka hiçbir şey ezelî ve ebedi olmadığından, herşeyin yaratıcısı Allah'tır, bütün cisimler hudustur (sonradan yaratılmıştır), onları Allah yoktan var etmiştir ve tekrar yok edecek ve tekrar diriltecektir. Allah'ın varlığına asla yokluk ârız olmaz; O ezelîdir, daima vardı, var kalacaktır.
Rasûlullah şöyle dua etmiştir: "Allah'ım, Sen Evvel'sin ki, senden önce birşey yoktur. Âhir'sin ki, senden sonra birşey olamaz " (Müslim, Zikr, 61: Tirmizî, Daavât, 19).
Hakikatte "O evveldir, âhirdir" (el-Hadid, 57/3) âyeti, şöyle tefsir edilmiştir: Evvellik sonluk, sonluk evvellik; zâhirlik bâtınlık, bâtınlık zâhirliktir. Kezâ evvellik ebedîlik, ebedilik ezeliliktir. Aralarında bir perde yoktur. O her evvelden evvel, her âhirden âhirdir; O ezel, ebed bütün vecihleri kuşatır, gâye ve münteha O'nadır. Evveldir, evveli yoktur; âhirdir âhiri yoktur denilmelidir. Bütün sıfatlar O'nunla vasıflanır, O sıfatlarla vasıflanmaz (Ayrıca bk. Ezeli, Bekâ, el-Bâki).
[]
Sıfat[]
- [1] Sonsuz, ölümsüz
- [1] (Arapça)
[]
Sıfat[]
- [1] bengi, ölümsüz
- [2] sonsuzSonsuza ve ebediyete âit. Ebediyete dâir ve müteallik.(Kur\'ân bize bu âlemin fâni, geçici olduğunu, herşeyin devamlı değiştiğini ve takdir edilen bir zaman sonunda sona erdiğini ve ereceğini belirtiyor. Madde âleminin bir başlangıcı ve sonu olduğunu bundan da anlıyoruz. Kur\'ân, bize ebedî âlemin varlığını da haber veriyor, bu dünya hayatının ebediyet âlemine geçiş için bir hazırlık, tekâmül ve geçiş dönemi olduğunu, ebediyet âlemindeki hayata uygun bir varlık olmak için bu dünyada Allah\'ın emir ve kanunlarına uygun yaşamak gereğini hatırlatıyor ve emrediyor
fr:ebedi
ku:ebedi
- Türk Dil Kurumu: "Ebedî"