Eza Ticarette kaybetme, zarar etme. Kibir ve gururunu bıraktırma. Sıkıntı, eziyet, zulüm, cevr, sitem, renc, incinmek. İnsanın kerih görüp mahzun olduğu şey. Hayır ve sadaka yoluyla mal vermede gururlanmak. Tetavül etmek.
Eza
Ezâ[177], tiksindirmek, iyiliğe balgam atmaktır ki, nimet vermesi dolayısıyla bir kusur yüzünden şikayet etmek, el, dil uzatmak, yaptığı iyiliği yüze vurmak, başa kakmak hep ezadır. Türkçe'de minnet genel anlamda eza yerine de kullanılır. [178]
[]
Ad[]
- [1] sıkıntı
- [2] üzgü
ku:eziyet
[]
Ad[]
- [1] sıkıntı
- [2] üzgü
ku:eziyet
[]
Ad[]
- [1] ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- [2] Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
- [3] Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
- [4] Bulunmama durumu
- [5] (mecaz) Sorun, problem, mesele
- [1] sıkıntı basmak, sıkıntı çekmek, sıkıntıda olmak, sıkıntısı olmak, sıkıntı vermek, sıkıntıya düşmek, sıkıntıya gelememek
- [1] can sıkıntısı, geçim sıkıntısı
- Vikipedi Maddesi: "Ezâ"
- Azerice: [[sıxıntı#Azerice|sıxıntı]] (az)
- Şablon:Krc: [[kıyın#Şablon:Krc|kıyın]] (krc)
- Eski Türkçe: tolgag (tr)
- Eski Türkçe: buşug (tr)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
en:sıkıntı