Yenişehir Wiki
Advertisement
Bayram Hasır Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
Selma
*http://video.google.com/videoplay?docid=-7924950544486339544&hl=tr#




4'lü Tablo Sunumu[]

Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
Mehmet_Akif_Ersoy_-_Fatih_Camii_(Safahat)

Mehmet Akif Ersoy - Fatih Camii (Safahat)

Fatih_camii_şiiri_-_mehmet_akif_ersoy_-_safahat

Fatih camii şiiri - mehmet akif ersoy - safahat

fatih camii şiiri - mehmet akif ersoy - safahat

Yatarken yerde ilhadıyle haşr olmuş sefil efkar

Yarıp edvârı yükselmiş bu müthiş heykel-i ikrar,

Dinsizlikle karışmış aşağılık fikirler yerle bir olmuşda,

Yükselmiş bu iman abidesi yararak asırları.

Vile ideas mixed with Atheism have been destroyed

Then , the belief monumentraised breaking through the centuries

ياتاركن يرده الحاد يله حشر اولمش سفيل افكار، ياروب ادوارى يوكسلمش بو مدهش هيكل اقرار

Siyeh reng-i dalâlet bir bulut şeklinde mâzîler,

Civârından kaçar, bulmaksızın bir lâhza istikrâr;

Kapkara bir sapıklık bulutu şeklinde eski devirler,

Bu mabedin civarından kaçar, bir an bile duramazlar.

Old periods are in a black cloud of perversion

They escape from the vicinity of the temple, can not resist, even for a moment.

سيهرنك ضلالت بر بولوط شكلنده ماضيلر، جوارندن قاچار، بولمقسزين بر لحظه استقرار؛

Ziyâ-rîz-i hakîkat bir seher tavrında müstakbel,

Gelir fevkınden eyler

sermedî binlerce nûr îsâr.

İstikbal, hakikat ışığıyla dolu bir sabah gibi,

Üzerinde doğup, ebediyyen nurlu aydınlığını döker.

The future, like a morning filled with the light of truth

Rises and dumps the brightness of eternity.
ضيا ريز حقيقت بر سحر طورنده مستقبل، كلير فوقندن ايلر سرمدى بيكلرجه نور ايثار

Derâgûş etmek ister nâzenîn-i bezm-i lâhûtu:

Kol açmış her menârı sanki bir ümmîd-i cür'etkâr!

İlahi âlemin güzelliğini kucaklamak ister;

Cesaretle, umutla kol açmış minareler,

Wants to embrace the beauty of the divine realm;

Minarets opened arms with courage and hope

در آغوش ايتمك ايستر نازنين بزم ﻻهوتى قول آچمش هر منارى صانكه بر اميدجرأتكار

O revzenler, nazarlardan nihân dîdâra müstağrak,

Birer gözdür ki sıyrılmış önünden perde-i esrâr.

O pencereler, gözlerden uzak ilâhi güzelliğe dalmış

Birer gözdür ki açılmış önünde bütün sırlar.

Those windows, secluded, immersed in divine beauty

They are the eyes that all secrets are revealed.

او روزنلر؛ نظرلردن نهان ديداره مستغرق، برر كوزدر كه صيريلمش اوكندن پردۀ اسرار

Bu kudsî ma'bedin üstündetâbân fevc fevc ervâh

Bu ulvî kubbenin altında

cûşan mevc mevc envar.

Bu kutsal mabedin üstünde akın akın ruhlar parlamakta,

Bu yüce kubbenin altında dalga dalga nurlar coşmakta.

Souls shine on that holy temple

Holy lights rise under the dome
بو قدسى معبدك اوستنده تابان فوج فوج ارواح بو علوى قبه نك آلتنده جوشان موج موج انوار

Tecessüd eylemiş gûyâ ki

subhun rûh-i mahmûru;

Semâdan yâhud inmiş hâke,

Sînâ-rengolup, Dîdâr!

Sabahın baygın ruhu sanki cisimleşmiş

Yahut da ilâhi güzellik, sanki Sînâ'da olduğu gibi yere inmiş.

As if the spirit of the morning embodied

Or divine beauty, landed on the ground as in Sinai.

تجسد ايله مش كويا كه صبحك روح مخمورى ؛ سمادن ياخود اينمش خاكه ، سينارنك اولوب ، ديدار

Tabiat perde-pûş-i zulmet olmuş,

hâbe dalmışken,

O, gûya kalb-i nûrânîsidir leylin, durur bîdâr.

Tabiat, karanlığın örtüsü altında uykuya dalmışken,

O sanki aydınlık kalbi gecenin, uyumadan bekler.

Nature, slept under the cover of darkness,

He, as the heart of bright, wait awake.

طيعت پرده پوش ظلمت اولمش ، خوابه طالمشكن، او ، كويا قلب نورانيسيدر ليلك؛ طورور بيدار

Evet bir kalbdir, bir kalb-i cûşâcûş-i âşıktır,

Ki

cevfinden demâdem yükselir bin nâle-i ezkâr.

Evet, bir kalbdir o, bir coşkulu aşık kalbi,

Ki içinden çıkıp yükselir her dem inleyen zikirler.

Yes, it is a heart, the heart of an ardent lover,

Groaning dhkirs rises out of it.

أوت بر قلبدر ، بر قلب جوشا جوش عاشقدر كه جوفندن دمادم يوكسلير بيك نالۀ ازكار

Nümâyan cebhesinden Sadr-ı İslâm'ın meâlîsi:

O sadrın feyz-i enfâsıyle gûyâ bir yığın ahcâr,

Cephesinde İslâm'ın göğsündeki yüce anlam görünür;

O göğsün feyizli nefesleriyle sanki bir yığın taş,

The exalted meaning of the chest of Islam appears;

With the breathe of that chest, a pile of stone,

نمايان جبهه سندن صدر اسﻻمك معاليسى او صدرك فيض انفاسيله كويا بر ييغين احجار

Kıyâm etmiş de, yükselmiş de bir timsâl-i nûr olmuş.

Nasıl timsâl-i nûr olmaz? Şu pek sâkin duran dîvâr,

Kalkarak, yükselerek aydınlığın timsali olmuş.

Nasıl timsali olmaz ki, şu pek sakin duran duvar,

Stands ,rises and become the symbol of light.

How doesn’t it become the symbol?

قيام ايتمش ده ، يوكسلمش ده بر تمثال نور اولمش؛ نصل تمثال نور اولماز شو پك ساكن طوران ديوار

Asırlar geçti hâlâ bâtılın pîş-i hücûmunda,

Göğüs germektedir, bir kerre olsun olmadan bîzâr:

Asırlardan beri batılın saldırılarına karşı,

Bir kez olsun yılmadan, usanmadan göğüs gerer.

The wall standing very quiet, stands against the

Western attacks for past centuries, undaunted

عصرلر كچدى حاﻻ باطلك پيش هجومنده كوكس كرمكده در ، بر كره اولسون اولمه دن بيزار

Bu bir ma'bed değil, Mâ'bûd'a yükselmiş ibâdettir;

Bu bir manzar değil, dîdâra vâsıl

mevkib-i enzâr.

Bu bir mâbed değil, Allah'a yükselmiş ibadettir,

Bu bir tablo değil, sanki Hakk'a ulaşan bakışlardır.

This is not a temple, prayer ascended to God,

This is not a painting,glances reaching God

بو بر معبد دكل ؛ معبوده يوكسلمش عبادتدر؛ بوبر منظر دكل ، ديداره واصل موكب انظار

Semâdan inmemiştir, şüphesiz, lâkin semâvîdir:

Zemînî olmayan bir cilve-i feyyâzı hâvîdir.

Gökyüzünden inmemiştir şüphesiz, fakat ilahidir,

Zemini olmayan bollukla kuşatılmış ilahın görüntüsüdür.

Of course doesn’t come from the sky but divine

İts the appeareance of the God with the eternety

سمادن اينمه مشدر ، شبهه سز ، لكن سماويدر ،زمينى اولميان بر جلوۀ فياضى حاويدر

Bir infilâk-ı safâdır ki yâr-ı cânımdır,

Sabâhı pek severim, en güzel zamânımdır.

Sabahı pek severim, o en güzel zamanımdır,

Benim en candan dostumdur, neşemin arttığı andır.

Much like the morning, it is the most beautiful time,

بر انفلاق صفادر كه يار جانمدر صباحى پك سوهرم ، اك كوزل زمانمدر

Ridâ-yı leyli henüz açmamıştı dest-i semâ;

Sabâ da hâb-ı sükûndan ayılmamıştı daha,

Göğün eli gecenin örtüsünü henüz açmamıştı,

Sabah rüzgârı da sakin uykusundan daha ayılmamıştı.

The hand of the night hadn’t opened the cover of

The sky the morning wind hadn’t waken up

رداى ليلى هنوز اچمامشدى دست سما؛ صباده خواب سكوندن آييلممامشدى دها

Fezâ yı rûhda aksetti, es-salâ perdâz

Müezzinin dem-i mahmûru, bir hazîn âvâz.

Henüz uykudan kalkmış müezzinin sesi,

Ki bu hazin bir ses idi, ruhuma aksetti.

Voice of the muezzin who has just waken up,

A voice that was sad, my soul reflected

فضاى روحده عكس ايتدى ، الصلا پرداز مؤذنك دم مخمورى ، بر حزين آواز

İçimde cûş ederek lücce lücce istiğrâk,

Ezânı beklemez oldum; açılmadan âfâk,

İçimi dalga dalga sardı bir coşkunluk, Ezanı bekleyemedim, açılmadan ufuk,

A fervor overflow inside like waves

I couldn’t wait, the azan Before the dawn with excitement,

ايچمده جوش ايدرك لجه لجه استغراق اذانى بكله مز اولدم؛ آچيلمه دن آفاق

Zalâmı sîneye çekmiş yatan sokaklardan

Kemâl-i vecd ile geçtim. Önümde bir meydan

Karanlığa sarınmış yatan sokaklardan

Coşku içinde geçtim, önümde bir meydan

I passed the streets Lying in the darkness,

There was a squareIn front of me,

ظلامى سينه يه چكمش ياتان سوقاقلردن كمال وجد ايله كچدم. اوكمده بر ميدان

Göründü; Fâtih'e gelmiştim anladım, azıcık

Gidince, ma'bede baktım ki bekliyor uyanık!

Göründü,Fatih'e gelmiştim, anladım, azıcık

Gidince mabede,baktım ki bekliyor uyanık!

Fatih, I got it Walking a little to temple,

I saw him waiting awake!

كوروندى ؛ فاتحه كلمشدم آكلادم ، آزيجيق كيدنجه ، معبده باقدم كه بكليور اويانيق

Sokuldum artık onun sîne-i münevverine,

Oturdum öndeki maksûreciklerin birine.

Sokuldum artık onun aydınlık kucağına,

Oturdum öndeki küçük maksurelerden birine.

I snucked up his bright laps

I sat down to one of the stools

صوقولدم آرتق اونك سينۀ منورينه اوطوردم اوكده كه مقصوره جكلرك بر ينه

Fezâ-yı ma'bedin encüm-nümâ meşâ'ilini,

O lem'a lem'a dizilmiş ziyâ kavâfilini

Kubbenin boşluğundaki yıldız gibi kandilleri,

O parıl parıl sıralanmış ışıklar kafilesini

When I saw the lamps like stars,

Twinkling lights at the cavity of the dome

فضاى معبدك انجم نما مشاعلنى او لمعه لمعه ديزيلمش ضيا قوافلنى

Görünce geldi çocukluk zamanlarım yâda...

Neler düşündüm o sâ'atte bilseniz orada!

Görünce çocukluk günlerimi hatırladım da...

Neler düşündüm o saatte bilseniz orada!

I remembered my days of childhood

What I thought at that time there!

كورونجه كلدى چوجوقلق زمانلرم ياده نه دوشوندم او ساعتده بيلسه كز اوراده

Sekiz yaşında kadardım. Babam gelir: "Bu gece,

Sizinle câmi'e gitsek çocuklar erkence.

Sekiz yaşında kadardım.Babam gelir:"Bu gece,

Sizinle camiye gitsek çocuklar erkence.

I was about eight my father used to say

"Tonight, my children Shall we go to the mosque early”.

سكز ياشنده قدردم.بابام كلير:بو كيجه سز كله جامعه كيتسه ك چوجوقلر ايركنجه

Giderseniz gelin amma namazda uslu durun,

Merâmınız yaramazlıksa işte ev, oturun!"

Giderseniz gelin ama namazda uslu durun;

Yaramazlık edeceksiniz, işte ev, oturun!

But sit still during prayer;

If you’ll be naughty ,that's the home, stay!”

كدرسه كز كليك اما نمازده اوصلو طورك؛ مرامكز يارامازلقسه ايشته أو ، اوطورك

Deyip alırdı beraber benimle kardeşimi.

Namâza durdu mu, hâliyle koyverir peşimi,

Deyip alırdı beraber benimle kardeşimi.

Namaza durdu mu, tabii,bizi kontrol edemez

And used to take me along with my brother.

Of course when he began praying, couldn't control us.

دييوب آليردى برابر بنمله قارده شمى نمازه طوردى مى ، حاليله قويويرير پشمى

Dalar giderdi. Ben artık kalınca âzâde,

Ne âşıkane koşardım hasırlar üstünde!

Dalar giderdi, ben artık başıboş kalırdım,

Hasırlar üstünde coşkuyla nasıl da koşardım!

He was lost in thought and I'd be by myself,

How I used to run on the mats enthusiastically!

طاﻻر كيدردى.بن آرتق قالينجه آزاده نه عاشقا نه قوشاردم حصيرلر اوستنده

Hayâl otuz sene evvelki hâli pîşimden

Geçirdi, başladım artık yanımda görmeye ben:

Hayal otuz yıl önceki hâli gözün önünden

Geçirdi.Başladım artık yanımda görmeye ben:

The dream make me remember the thirty years ago,

I began to see near me:

خيال اوتوز سنه اولكى حالى پيشيمدن كچيردى ، باشلادم آرتق يانمده كورمه يه بن

Beyaz sarıklı, temiz, yaşça elli beş ancak;

Vücûdu zinde, fakat saç, sakal ziyâdece ak;

Beyaz sarıklı, temiz, yaşça elli beş ancak,

Vücutça dinç, fakat saç sakal epeyce ak,

With white turban,About fifty-five

A physically vigorous man; but his beard was quite white;

بياض صاريقلى ، تميز،ياشجه اللى بش آنجق؛ وجودى زنده ، فقط صآچ،صقال زياده جه آق؛

Mehîb yüzlü bir âdem: Kılar edeble namaz;

Yanında bir küçücek kızcağızla pek yaramaz

Heybetli bir adam ki kılar edeble namaz;

Yanında bir küçücük kızcağızla pek yaramaz,

was performing namaz in modesty

Besides a tiny naughty girl

مهيب يوزلو برآدم:قيلار ادبله نماز؛ ياننده بر كوچوجك قيزجغزله پك ياراماز

Yeşil sarıklı bir oğlan ki: Başta püskül yok.

İmâmesinde fesin bağlı sâde bir boncuk!

Yeşil sarıklı bir oğlan ki başımda püskülü yok,

İmamesinde fesin bağlı sade bir boncuk!

A boy in a green turban without a tassel,

But only a simple bead on!

يشيل صاريقلى بر اوغلان كه:باشده پوسكول يوق امامه سنده فسك باغلى ساده بر بونجوق

Sarık hemen bozulur, sonra şöyle bir dolanır;

Biraz geçer, yine râyet misâli dalgalanır!

Sarık hemen bozulur, sonra şöyle bir dolanır;

Biraz geçer, yine bayrak gibi dalgalanır!

The turban wrapped out, then wrapped again simply ;

A little time passes, then it began to wave like a flag again!

صاريق همان بوزولور،صوكره شويله بر طولانير؛ برآز كچر،ينه رايت مثالى طالغه لانير

Koçar koşar duramaz, âkıbet denir "âmîn"

Namaz biter: O zaman kalkarak o pîr-i güzîn,

Koşar koşar duramaz, "âmin" denir sonunda,

Namaz biter, o zaman yaşlı adam kalkar da

He runs runs, can not stop, "amen" is said at the end

Prayer ends, then the old man stands up

قوشار قوشار طوره ماز،عاقبت دينير آمين نمازبيتر. او زمان قالقه رق او پير كزين

Alır çocuklar, oğlan fener çeker önde,

Gelir düşer eve yorgun, dalar pek âsûde

Alır çocukları, oğlan fener çeker önde,

Gelir düşer eve yorgun, dalar evde

Gets the children, the boy carries a torch ahead

Reaches home, tired, rushes home

آلير چوجوقلرى ، اوغلان فنار چكر اوكده كلير دوشر أوه يورغون ، دالار پك آسوده

Derin bir uykuya...

Derken bu hâtırât-ı lâtîf

Çekildi aslına, artık hakîkatin o kesîf

Derin bir uykuya...

Derken bu tatlı hatıralar

Çekildi yerine, artık hakikatin o koyulaşmış

A deep sleep ...

Then the sweet memories

Withdrew, instead the dark face of truth

درين بر اويقويه ديركن بو خاطرات لطيف

چكيلدى اصلنه ، آرتق حقيقتك او كثيف

Likâsı başladı karşımda cilve eylemeye;

Zaman da kalmadı zâten hayâli dinlemeye:

Çehresi başladı karşımda şekilden sekile girmeye;

Zaman da kalmadı zaten hayali dinlemeye:

Began to change the shape in front of me;

There is no time to listen the dream

لقاسى باشلادى قارشيمده جلوه ايله مه يه؛ زمانده قالمادى ذاتاً خيالى ديكله مه يه

Sağım, solum, önüm, arkam huşû'a müstağrak

Zılâl-i âdem iken, bir sadâ bülend olarak,

Sağım, solum, önüm, arkam tevazuya gömülmüş

İnsan gölgeleri iken, bir ses yükselerek

While my left , right , front and behind

Was burried to silenced human shadows, a voice raised

صاغم ، صولم ، اوكم ، آرقه م خشوعه مستغرق ظلآل آدم ايكن ، بر صدا بلند اوله رق

O kâinât-ı huzu'u yerinden oynattı;

Fezâ-yı mahşere döndürdü gitti eb'âdı!

O tevazu âlemini yerinden oynattı;

Sanki mahşer yerine döndürdü ortalığı!

Avoice raised and sent shock waves through world of humility;

Changed eveywhere into the last judgement day!

او كائنات خضوعى يرندن اويناتدى؛ فضاى محشره دوندوردى كيتدى ابعادى

Sufuf ayakta müselsel cibâl-i velveledâr

Gibiydi. Her birisinden duyuldu sîne-fıkâr,

Art arda dizilmiş saflar velveleli sıradağlar oldu gibiydi

Safların her birinden duyuldu yürek yakan

Ranks turned into the ranges in the ranks,

Wailing prayers, sad prayers is heard from

Each of the ranks

سفوف آياقده مسلسل جبال ولوله دار كبيدى . هربريسندن طويولدى سينه فكار

Birer enîn-i tazarru ; birer niyâz-ı hazîn,

Ki kalb-i rahmeti sızlattı şüphesiz o enîn!

İniltili yakarışlar, hüzünlü yakarışlar,

Rahmetin kalbini sızlattı şüphesiz bu inleyişler!

Wailing prayers, sad prayers is heard from

Grace no doubt that your heart toache groans!

برر انين تضرع ، برر نياز حزين كه قلب رحمتى صيزلاتدى شبهه سز او انين

Eğildi sonra o dağlar Huzûr-i İzzet'te

Göründü sonra o dağlar zemîn-i haşyette!

Eğildi sonra o dağlar huzurunda Allah'ın;

Kapandı secdeye sonra korkusuyla Allah'ın!

Then the mountains leaned over in the presence of God;

Closed after prostrate in fear of God!

اكيلدى صوكره اوطاغلر حضور عزتده؛ كوروندى صوكره اوطاغلر زمين خشيتده

İnayetiyle Hudâ kaldırınca her birini,

Semâya doğru o dağlar da açtı ellerini.

İnayetiyle Allah kaldırınca her birini,

Göğe doğru o dağlar da açtı ellerini.

Up from each of the grace of God,

He opened his hands towards the heavens mountains.

عنايتيله خدا قالديرنجه هر برينى؛ سمايه طوغرى او طاغلرده آچدى اللرينى

O anda koptu yüreklerden öyle bir feryâd,

Ki rûhum eyliyecek tâ ebed o dehşeti yâd.

O anda yüreklerden öyle bir dehşetli feryad koptu,

Ki ruhum sonsuza dek hatırlayacak bunu.

Broke our hearts such a dread that moment scream,

My soul will remember that forever.

او آنده قوپدى يوركلردن اويله بر فرياد كه روحم ايليه جك تا ابد او دهشتى ياد

Kesildi bir aralık inleyen hazin âvâz...

Ne oldu Arş'a kadar yükselen o sûz ü güdâz?

Kesildi bir aralık inleyen hüzünlü sesler...

Ne oldu Arş'a kadar yükselen o yanıp yakılmalar,

Stopped therange groaning sounds sad ...

What is it that flash combustion march rising up,

كسيلدى بر آرالق ايكله ين حزين آواز نه اولدى عرشه قدر يوكسلن او سوز و كداز

O çûş içindeki îman?

Evet, hurûş ederek işte rahmet-i Subbûh,

O coşku içindeki imân?

Evet, çağlayarak işte rahmeti Allah'ın,

The belivers in enthusiasm?

Yes, here to burblely mercy of God,

او جوش ايچنده كى ايمان أوت ، خروش ايدرك ايشته رحمت سبّوح،

Bütün yüreklere serpildi kubbeden bir rûh:

Rûh-i itmînan.

Bütün yüreklere serpildi kubbeden bir ruh:

Güvenmenin, huzurun ruhu.

All hearts in a spirit flourished dome:

Reliance, the spirit of peace

بوتون يوركلره سرپيلدى قبه دن بر روح روح اطمئنان




Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

Advertisement