Hukuk sözlüğü • | |
---|---|
Lexicon - Ceza mevzuatı•Usul mevzuatı.Hukuk mevzuatı•idari yargı mevzuatı•[[]] | |
100 | HS/A Aksay-ı şark 26 . HS/1• HS/2• HS/3HS/4 • HS/5•HS/6 • HS/7. HS/8. HS/9 • HS/10• HS/11 •HS/12• HS/13 • HS/14. HS/15 • HS/16• HS/17 • HS/18• HS/19 • HS/20• HS/21 • HS/22HS/24 • HS/25• HS/26 • HS/27. HS/28. HS/29 • HS/30 •HS/31• HS/32• HS/33 HS/34 • HS/35• HS/36 • HS/37. HS/38. HS/39 HS/40• HS/41• HS/44 •HS/42• HS/43 HS/45• HS/46 • HS/47. HS/48. HS/49 |
300 | [[]] [[]] HD/342 HS/350-351 HS/352-HS/353 • HS/354• HS/354-355 HS/356-357 HS/358-359HS/360-361 [[]] [[]] [[]] |
400 | HS/397•HS/398•HS/399•HS/400•HS/401•HS/402•HS/403 . HS.404.HS/404• |
500 | HS/522 |
600 | HS/698-699HS/. HS/696-697. HS/694-695. HS/692_693. HS/690-691 |
700 | HS/700 • HS/701 • HS/702 • HS/703 • HS/704 • HS/705 • HS/706 • HS/707 • HS/708 • HS/709 • HS/710 • HS/711 • HS/712 • HS/713 • HS/714 • HS/715 • |
•HD/Kısaltmalar•HS/A•HS//B•HD/C•HD/D
Hak• Hukuk• Adalet• Yargı•Mevzuat •Arzuhal•İstida•Dilekce |
ÂMEDİ : Geliş demektir. Eskiden, doğrudan doğruya Treisülküttaba bağlı &Âmedi kale- mi» (geliş kalemi) ve Babiıâğli'nin en müm- taz kalemlerinden birini teşkil eden ve dev- letin en büyük memurlarının yetiştirildiği «Âmedi odası» vardı.
ÂMEDİYE RESMİ : (Es. Huk.) Geliş vergisi. Eskiden, şehre gelen eşyayı satandan alı- nan gümrük vergisine veya şehre gelen, devletin yüksek memurlarına yapılacak masrafı karşılamak üzere halktan alınan
paraya denirdi.
AMEL : Bilerek yapılan iş ve fiil. Uygulama, meydana çıkarma.
AMEL : (Es. Te.) (ing. Act). İş, edim, fiil.
AMELE : İşçi, emekçi, eski deyim ırgat,
AMELİ : (Es. Te.) İşüstü, uygulamalı. (Bir şeyi ameli olarak öğrenmek : Bir şeyi İşüstün- de öğrenmek).
AMELİYAT : Yapılış. (Bir işin ameliyatını bil- mek : Bir işin yapılışını bilmek).
AMENAJMAN : Kamuya veya özel kişilere ait ormanların, orman mühendisleri tara- fından hazırlanmış ve orman idaresince onaylanmış işletilme plânları.
AMİK : (Ar.) Derin.
ÂMİL : (fr. facteur - ing. cause). Etken, yapan. Geniş anlamda, sebep, müessir, bir sonucu gerçekleştiren kudret demektir. Dar anlam- da hukuki bir olayın gelişmesine yardım eden bir olaydır.
ÂMİR : (fr. Sup&örieur - ing. Director super- visor). (Üst.) Bir dairenin başı, Müdür, Şef, Komiser, Komutan gibi yetkili olup bir şeyin yapılmasına veya yapılmamasına dair emir verebilen kimsedir. Kanuna uygun olmıyan emre itaat memuru sorumluluktan kurtara- maz. (Anayasa 125). Bak. Kanunsuz emir. Âmirin verdiği emir, kanuna uygun olmalı, bir hizmetin ifası için verilmiş bulunmalı- dır. � AMİRAL : (As.) Albaydan yüksek olan deniz- subayı.
ÂMİR BANKA : (Banka.) Akreditif ömirinin aldığı talimata dayanarak akreditifi açan bankaya «üfümir banka» denir. Bu banka- nın sorumluluğu akreditifin şartlarına bağ- lıdır.
ÂMİR HÜKÜMLER : (fr. dispositions İmpera- tives - ing. A. mandatory provision). Taraf- ların iradeleriyle — değiştirilemiyen kanun hükümleri.
ÂMİR HÜKÜMLERE UYMAYAN ANLAŞMALAR : Âmir hükümlere uymayan anlaşmalar bü- tıldır. Ahlâka, âdaba aykırı olan işlemler âmir hükümlere aykırı. olduklarından bâtil- edır.
ÂMİR-İ ADLİ : (Es. Huk.) Adli âmir.
ÂMİR-İ İTA : (Es. Huk.) İta âmiri. Devlet öde- melerinde ödeme emrine imza koyan âmir.
ÂMİR-İ MÜCBİR : (Es. Huk.) Bir kimseyi Öl- dürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakat. lamak tehdidiyle bir eylemi yapmaya ya da yapmamaya zorliıyan ve bu tehdidi yapma- ya gücü yetecek kimse. Eski hukukumuzda vardı.
ÂMİYÂNE : Adice, Ayak takımına yakışır yol- da, Bayağı.
ÂMME : (Ar.) Kamu, Kamu hizmeti, kamu düzeni.
ÂMME ALACAĞI : Kamu alacağı. Kamu ida- re ve kurumlarına hakiki ya da hükmi şa- hıslardan olan alacağı. Âmme alacakları nın tahsili usulü hakkında kanun 6183.
ÂMME ARAZİSİ : Kamu toprağı. Kamu ya: rarına ayrılmış topraklarla devletin tasar- rufunda olan veya herhangi bir yolla dev- lete geçmiş topraklar: �