Yenişehir Wiki
Register
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
  +
{{HS}} üzere zapta tabi tutularak alınmış ve arama sırasında evde bir zarar yapılmadığı aramaya maruz kalan sanık tarafından beyan edilmekle iki nüsha olarak düzenlenen işbu arama Ve müsadere zaptının bir nüshası ilgiliye verilmiş diğeri tahkikat dosyasına bağlanmak üzere hazır bulunanlar tarafından İmza edilerek tasdik edilmiştir.
{{HS}}
 
   
 
ARANJMAN * (Fr. Müz.) Bir bestenin yazıldığından başka bir tondan, ya da başka bir saza göre ayarlanması.
   
 
ÂRA-YI UMUMİYE : Plebisit, — Referandum. Halk oyu, kamu Oyu.
   
 
ÂRAZ : Zâti ve asli olmayan, gelip geçici, Muvakkat hal ve sıfat.
üzere zapta tabi tutularak alınmış ve arama sırasında evde bir zarar yapılmadığı
 
aramaya maruz kalan sanık tarafından be-
 
yan edilmekle iki nüsha olarak düzenlenen
 
işbu arama Ve müsadere zaptının bir nüs-
 
hası ilgiliye verilmiş diğeri tahkikat dos-
 
yasına bağlanmak üzere hazır bulunanlar
 
tarafından İmza edilerek tasdik edilmiştir.
 
   
 
ARAZİ : (Fr. Terre, terrain - ing. Land). Yer anlamına gelen arapça arz sözünün çoğuludur.Sahipsiz yerlerle toprağın birikmesi, dolması ve kayması veya umuma ait suların yollarını veya seviyelerini değiştirmesi gibi sebeplerle teşekkül eden arazi. Bu gibi yerler devletin mülkü olur. Ancak, kendisine dit bir gayrimenkulden, bu Suretle ayrılan parçaların varlığını ispat eden kimse onları geri alabilir. (M.K. 636, 637).
ARANJMAN * (Fr. Müz.) Bir bestenin yazıldığından başka bir tondan, ya da başka
 
bir saza göre ayarlanması.
 
   
 
Arazi gözcüğünün İslâm hukukundaki çeşitleri aşağıya alınmıştır.
ÂRA-YI UMUMİYE : Plebisit, — Referandum.
 
Halk oyu, kamu Oyu.
 
   
 
ARAZİ HUKUKU ; (ing. Land law). Arazi ile ilgili mevzuatı inceliyen hukuk.
ÂRAZ : Zâti ve asli olmayan, gelip geçici,
 
Muvakkat hal ve sıfat.
 
   
 
ARAZİ-İ ÂMİRE : (Es. Huk.) Keridinden herhangi bir şekilde yararlanılan yerler.
ARAZİ : (Fr. Terre, terrain - ing. Land). Yer
 
anlamına gelen arapça arz sözünün çoğuludur.Sahipsiz yerlerle toprağın birikmesi, dolması ve kayması veya umuma ait suların yollarını veya seviyelerini değiştirmesi gibi sebeplerle teşekkül eden arazi.
 
   
  +
ARAZİ-İ EMİRİYE : (Es. Huk.) Aslı hazineye ait olmak üzere devlet tarafından kişilere dağıtılan tarla, Çayır, yaylak, kışlak, koru ve benzeri yerler. (Arazi'i mevat'ın aksidir), Bunlara arazi'i memleket, arazi'i havz' da denir.
Bu gibi yerler devletin mülkü olur. Ancak, kendisine dit bir gayrimenkulden, bu Suretle ayrılan parçaların varlığını ispat eden
 
kimse onları geri alabilir. (M.K. 636, 637).
 
   
  +
ARAZİ-İ EMİRİYE-İ SIFRA : (Es. Huk) Bey- tülmale ait olan, menfaatleri ve tasarruf haklarından hiçbiri herhangi bir işe ayrıl- mamiış olup, fertlere bırakılmış olan arazi'İ memleket,
Arazi gözcüğünün İslâm hukukundaki çeşitleri aşağıya alınmıştır.
 
   
  +
ARAZİ-İ EMİRİYE-İ MEVKUFE : (Es. Huk.) Yalnız hazine menfaatleri veya sadece tasarruf hakları yahut her ikisi birden bir hayır derneğine tahsis olunan arazi-i miri. Ülülemir tarafından veya onun izniyle başkası tarafından menfaatleri bir işe tahsis olunan arazi-i emiriye.
ARAZİ HUKUKU ; (ing. Land law). Arazi ile
 
ilgili mevzuatı inceliyen hukuk.
 
   
  +
ARAZİ-İ GAMİRE : (Es. Huk). Harap, su basmış veya içine henüz çift girmemiş olan yerler. Tarıma uygun olduğu halde henüz ekilmemiş topraklar da buraya girer.
ARAZİ-İ ÂMİRE : (Es. Huk.) Keridinden herhangi bir şekilde yararlanılan yerler.
 
   
 
ARAZİ-İ GAYRİ MEMLÜKE : Kişilerin mülki- yetine girmemiş olan arazi. ARAZİ-İ
ARAZİ-İ EMİRİYE : (Es. Huk.) Aslı hazineye ait olmak üzere devlet tarafından kişilere
 
dağıtılan tarla, Çayır, yaylak, kışlak, koru
 
ve benzeri yerler. (Arazi'i mevat'ın aksidir), Bunlara arazi'i memleket, arazi'i havz'
 
da denir.
 
   
ARAZİ-İ EMİRİYE-İ SIFRA : (Es. Huk) Bey-
+
GAYRİ MEZRUA : (Es. Huk.) Ekilmeyen arazi.
tülmale ait olan, menfaatleri ve tasarruf
 
haklarından hiçbiri herhangi bir işe ayrıl-
 
   
 
ARAZİ-İ HALİYE : (Es. Huk.) İşlenmiş yerlere uzak ve sahiplendirilmemiş topraklar; mutlak biçimde işlenmemiş ya da işlenemeyecek yahut işlenir duruma getirilmesi güc arazi.
mamiış olup, fertlere bırakılmış olan arazi'İ
 
memleket,
 
   
  +
ARAZİ-İ HARACİYE : (Es. Huk.) Fetholunan araziyi, ulül-emir Müslüman olmıyan eski ahalisine bırakır veya Oraya Müslüman olmıyan ahaliyi getirerek yerleştirirse bu araziye arazi'i haraciye denir.
ARAZİ-İ EMİRİYE-İ MEVKUFE : (Es. Huk.)
 
Yalnız hazine menfaatleri veya sadece tasarruf hakları yahut her ikisi birden bir
 
hayır derneğine tahsis olunan arazi-i miri.
 
Ülülemir tarafından veya onun izniyle başkası tarafından menfaatleri bir işe tahsis
 
olunan arazi-i emiriye.
 
   
ARAZİ-İ GAMİRE : (Es. Huk). Harap, su basmış veya içine henüz çift girmemiş olan
+
ARAZİ-İ MAHLULE : (Es. Huk.) Mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölümü ile mahlül olan arazi-i emiriye.
yerler. Tarıma uygun olduğu halde henüz
 
ekilmemiş topraklar da buraya girer.
 
   
 
ARAZİ-İ MAHMİYE : (Es. Huk.) Rakabesi beytülmale ait bulunan araziden koru, mera, yol, pazar yerleri gibi halkın ihtiyacına ayrılmış olan yerler.
ARAZİ-İ GAYRİ MEMLÜKE : Kişilerin mülki-
 
yetine girmemiş olan arazi.
 
   
ARAZİ-İ GAYRİ MEZRUA : (Es. Huk.) Ekilmeyen arazi.
+
ARAZİ-İ MEFTUHA : (Es. Huk.) Fethedilmis harple zaptedilmiş yerler, genel olarak devletin malı sayılır.
 
ARAZİ-İ HALİYE : (Es. Huk.) İşlenmiş yerlere
 
uzak ve sahiplendirilmemiş topraklar; mutlak biçimde işlenmemiş ya da işlenemeyecek yahut işlenir duruma getirilmesi güc
 
arazi.
 
 
ARAZİ-İ HARACİYE : (Es. Huk.) Fetholunan
 
araziyi, ulül-emir Müslüman olmıyan eski
 
ahalisine bırakır veya Oraya Müslüman
 
olmıyan ahaliyi getirerek yerleştirirse bu
 
araziye arazi'i haraciye denir.
 
 
ARAZİ-İ MAHLULE : (Es. Huk.) Mutasarrıfın
 
mirasçı bırakmadan ölümü ile mahlül olan
 
arazi-i emiriye.
 
 
ARAZİ-İ MAHMİYE : (Es. Huk.) Rakabesi beytülmale ait bulunan araziden koru, mera,
 
yol, pazar yerleri gibi halkın ihtiyacına
 
ayrılmış olan yerler.
 
 
ARAZİ-İ MEFTUHA : (Es. Huk.) Fethedilmis
 
harple zaptedilmiş yerler, genel olarak devletin malı sayılır.
 
 

18.15, 26 Ağustos 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

üzere zapta tabi tutularak alınmış ve arama sırasında evde bir zarar yapılmadığı aramaya maruz kalan sanık tarafından beyan edilmekle iki nüsha olarak düzenlenen işbu arama Ve müsadere zaptının bir nüshası ilgiliye verilmiş diğeri tahkikat dosyasına bağlanmak üzere hazır bulunanlar tarafından İmza edilerek tasdik edilmiştir.

ARANJMAN * (Fr. Müz.) Bir bestenin yazıldığından başka bir tondan, ya da başka bir saza göre ayarlanması.

ÂRA-YI UMUMİYE : Plebisit, — Referandum. Halk oyu, kamu Oyu.

ÂRAZ : Zâti ve asli olmayan, gelip geçici, Muvakkat hal ve sıfat.

ARAZİ : (Fr. Terre, terrain - ing. Land). Yer anlamına gelen arapça arz sözünün çoğuludur.Sahipsiz yerlerle toprağın birikmesi, dolması ve kayması veya umuma ait suların yollarını veya seviyelerini değiştirmesi gibi sebeplerle teşekkül eden arazi. Bu gibi yerler devletin mülkü olur. Ancak, kendisine dit bir gayrimenkulden, bu Suretle ayrılan parçaların varlığını ispat eden kimse onları geri alabilir. (M.K. 636, 637).

Arazi gözcüğünün İslâm hukukundaki çeşitleri aşağıya alınmıştır.

ARAZİ HUKUKU ; (ing. Land law). Arazi ile ilgili mevzuatı inceliyen hukuk.

ARAZİ-İ ÂMİRE : (Es. Huk.) Keridinden herhangi bir şekilde yararlanılan yerler.

ARAZİ-İ EMİRİYE : (Es. Huk.) Aslı hazineye ait olmak üzere devlet tarafından kişilere dağıtılan tarla, Çayır, yaylak, kışlak, koru ve benzeri yerler. (Arazi'i mevat'ın aksidir), Bunlara arazi'i memleket, arazi'i havz' da denir.

ARAZİ-İ EMİRİYE-İ SIFRA : (Es. Huk) Bey- tülmale ait olan, menfaatleri ve tasarruf haklarından hiçbiri herhangi bir işe ayrıl- mamiış olup, fertlere bırakılmış olan arazi'İ memleket,

ARAZİ-İ EMİRİYE-İ MEVKUFE : (Es. Huk.) Yalnız hazine menfaatleri veya sadece tasarruf hakları yahut her ikisi birden bir hayır derneğine tahsis olunan arazi-i miri. Ülülemir tarafından veya onun izniyle başkası tarafından menfaatleri bir işe tahsis olunan arazi-i emiriye.

ARAZİ-İ GAMİRE : (Es. Huk). Harap, su basmış veya içine henüz çift girmemiş olan yerler. Tarıma uygun olduğu halde henüz ekilmemiş topraklar da buraya girer.

ARAZİ-İ GAYRİ MEMLÜKE : Kişilerin mülki- yetine girmemiş olan arazi. ARAZİ-İ

GAYRİ MEZRUA : (Es. Huk.) Ekilmeyen arazi.

ARAZİ-İ HALİYE : (Es. Huk.) İşlenmiş yerlere uzak ve sahiplendirilmemiş topraklar; mutlak biçimde işlenmemiş ya da işlenemeyecek yahut işlenir duruma getirilmesi güc arazi.

ARAZİ-İ HARACİYE : (Es. Huk.) Fetholunan araziyi, ulül-emir Müslüman olmıyan eski ahalisine bırakır veya Oraya Müslüman olmıyan ahaliyi getirerek yerleştirirse bu araziye arazi'i haraciye denir.

ARAZİ-İ MAHLULE : (Es. Huk.) Mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölümü ile mahlül olan arazi-i emiriye.

ARAZİ-İ MAHMİYE : (Es. Huk.) Rakabesi beytülmale ait bulunan araziden koru, mera, yol, pazar yerleri gibi halkın ihtiyacına ayrılmış olan yerler.

ARAZİ-İ MEFTUHA : (Es. Huk.) Fethedilmis harple zaptedilmiş yerler, genel olarak devletin malı sayılır. �