Yenişehir Wiki
Advertisement
Bakınız

D Portal:Mecelle - Mecelle(Türkî) -Majalla (Eng) -Mecelle/English - Mejelle - המג'לה (İbranî) . MEDŽELLE (Bosnian) . Medjelle Meğelle Mecelle-'i Ahkâm-ı'Adlīye ,Majallah el-Ahkâm-ı-Adliya, مجلة الأحكام العدلية . Mecelle/Arabî - مجلةMecelle/Arabi- Mecelle/Fihrist - Mecelle/Fransızca Kodifikasyon hareketleri .MKK/Düz Metin linkli

Bakınız

D Şablon:Mecelle/Mukaddime . MKK. 1.Kitap:Büyu' . 2.Kitap: .3.Kitap:. 4.Kitap:.5.Kitap:. 6.Kitap:. 7.Kitap:.8.Kitap:. 9.Kitap:. 10.Kitap:Şirket 11.Kitap. 12.Kitap:. 13.Kitap:.14.Kitap:İbra 15.Kitap:Dava KBVT. 16.Kitap:Kaza Mecelle/Resimler

Bakınız

D .
Son: İfade-i mahsusa - Mecelle Cemiyetinin mazbatasıdır osmanlıca Ahmet Cevdet Paşa...Son:MC/1 MC/2... MKK Mecellenin Külli Kaideleri.... KSVİ KİTÂBÜ'S-SULH VE'L-İBRÂ KİTÂBÜ'S-SULH VE'L-İBRÂ/Düz Metin..... Kitab-ı İkrar.... Kitab-ı Dava Kitab-ı Dava/Düz metin..... KBVT Kitab-ı Beyyinat ve Tehalif Şablon:KBVT... Kitab-ı Dava Şablon:Kitab-ı Dava.... Kitab-ı İkrar Şablon:Kitab-ı İkrar.... KBVT.... Kitab-ı Kaza Şablon:Kitab-ı Kaza Kitab-ı Kaza/Günümüz Türkçesiyle... Şablon:Kitâbü'l- vekalet Kitâbü'l-Vekâle..... KİTAB-I VEDİA züfer görüşlerine 5. kitapta yer verip tepki çekmesi üzerine mecelle'nin 6. kitabının hazırlandığı komisyondan birtakım entrikalarla uzaklaştırılır ve mecelle'nin en kötü kitabı da bu 6. kitaptır. bakarlar ki o'nsuz ellerine yüzlerine bulaştıracaklar, kendisini geri çağırırlar ve o kötü hazırlanan 6. kitap (kitab'ül vedia) toplatılır. Mecelle/Eleştiriler Mecelle/Mütealalar Mecelle/Mutealalar/Ebul Ula Mardin Mecelle cemiyeti Mecelle/Eşi sözlük seçmeleri MECELLE’NİN TA’DİL EDİLEN MADDELERİNİN İSLAM HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ


Mecelle/Günümüz Türkçesiyle İzah güzel Yetkin de çıkmış
Mecelle/Vecizeler Mecelle/BİBLİYOGRAFYA Mecelle/Hazırlanışı Mecelle/Mutealalar/Ebul Ula Mardin
ESK/Mecelle ESK/Mecelle/1-100 ESK/Mecelle/1-100/Kelime İzahlı Mecelle’nin üslûbu bir kânun kitabi olarak sâheserdir. Fesâhet ve belâgatla yazilmistir. Bilhassa basindaki 99 fikih kâidesinin çogu, dilimize ezberlenmesi kolay cümleler hâlinde girmistir. Bunlarda Ahmed Cevdet Pasanin akici ve düzgün ifâdesi hissedilmektedir. Fakat o devrin Türkçesi hakkinda ve o konularda bilgisi olmayanlar Mecelle’yi kolayca anlayamazlar. Mecelle’nin basindaki küllî (genel) kâidelerin çoğu, Islâm fakihlerinden Ibn-i Nüceym’in Esbah ve’n-Nezâir adli eseriyle Mecâmi Serhi’nden alinmistir. --- Mecelle/Fransızca Mecelle/Arabî
Osmanlıca Mecelle Mecellenin ilk 100 maddesi/Osmanlıca Osmanlıca PDF mecelle
مجلة احكام عدلى Arapçası

Mecelle Esbâb-ı Mûcibe Mazbatası
Mecelle/Sadaretin Arzı ve İrade-i Seniyye
Mecelle/Mukaddime Majalla/Introduction Majalla/Part I
Mecelle'den seçme hükümler güzel medeni kanun hükümleri
Mecelle/Fransızca Mecelle/Rumca Mecelle/Boşnakça Mecelle/Osmani Mecelle/Türki Mecelle/Farisi Mecelle/Arabî Mecelle/English
• İddianame için: mütevatirin aleyhine Beyyine kabul olunmaz. Madde 73.md Hatası zahir olan zanna itibar yoktur
ŞERHLER:Mecelle şerhi Mecelle/Şerhleri MM hocası Atıf Bey şerhi - Archive org Atif bey mecelle Şerhi
Mecelle/VP Mecelle/WP Mecelle/WP Arabi
Mecelle-i Ahkam-ı Adliye
Tafsili Mecelle İcmali Mecelle İzahlı Mecelle Mecelle Taramaları
Mecal Mecal-ı şahsi Mecellat Megillah [1] Ester Esther Aşir Aşur Aysu Esau Isaiah Book of Esther [2] Ester kitabı [3]) :Hz.Muhammed as hakkında haberler vardır. İbni Kesir Peygamber olduğunu söyler.

Bakınız

D . Mecelle/Şerhleri Ali Haydar Efendi , Dürerül-Hukkâm (Osmanlica) Haci Resid Pasa , Rûhul-Mecelle , Mes’ud Efendi (Kayseri Müftüsü ) Mir’atül-Mecelle (Arapça ) G. Snopian (Fransiz Yazar) , Code Civil Ottoman

Bakınız

D. Mecellenin ilk 100 maddesi/Arapça Osmanlıca Türkçe İngilizce Fransızca MKK/Düz Metin . MKK/Düz Metin linkli MKK/1-25 MKK/26-50 MKK/51-75 MKK/75-100 MKK. Mecelle/Hukukun Kavaid-i Külliyesi... Mecellenin külli kaideleri... Mecelle'den seçme hükümler... Majalla/ PART II... Mecelle/İlk 100 MADDE ... Mecellenin ilk 100 maddesi/Osmanlıca ... Mecellenin ilk 100 maddesi/Arapça... Mecellenin ilk 100 maddesi/Arapça Osmanlıca Türkçe.... Mecellenin ilk 100 maddesi/Türkçe kelime izahlı... Mecellenin ilk 100 maddesi/Arabi Türki İzahlı ve Şerhli.... ESK/Mecelle/1-100.... ESK/Mecelle/1-100/Kelime İzahlı.... Mecellenin ilk 100 maddesi/Osmanlıca... Mecellenin ilk 100 maddesi/Arapça... Mecellenin ilk 100 maddesi/Arapça Osmanlıca Türkçe... Mecellenin ilk 100 maddesi/Arabi Türki İzahlı ve Şerhli... MKK.. Mecellenin Külli Kaideleri.... Mecelle/Hukukun Kavaid-i Külliyesi

Bakınız

D . 50. Md şablonu güzel. MKK. MKK1 . MKK/1-25.MKK/1-30.MECELLE. MC/Mukaddime MAKALE-İ ÛLÂ; İLM-i FIKHIN TARİF VE TAKSİMİ HAKKINDADIR . Definition of Jurisprudence: MC/1 . MC/2 . MC/3 . MC/4 . MC/5 . MC/6 . MC/7 . MC/8 . MC/9 . MC/10 . MC/7 MC/8 MC/9 MC/10 MC/11 MC/12 MC/13 MC/14 MC/15 MC/16 MC/17 MC/18 MC/19 MC/20 MC/21 MC/22 MC/23 MC/24 MC/25
MAKALE-İ SANİYE; KAVÂİD-İ FIKHİYYE BEYÂNINDADIR MC/2 - Bir işden maksad ne ise hüküm ona göredir. Yani bir iş üzerine terettüb edecek hüküm ol işten maksat ne ise ona göre olur.MC. 170, 769, 1240.; TMK. 1, 2, 3, 84, 114, 125.; TBK. 18, 20, , 41, 43, 48, 82, 83.; ZGB. 2., 3.; BGB. 157, 242, 932.; TCK. 45 MC/3 - Ukûdda itibar makâsıt ve maâniyedir, elfâz ve mebâniye değildir.MC. MC/262, MC/389, MC/648.; TMK. ı, 2, 3.; TBK ı, 18,25, 26, 154, 165, 178, 505.; MH. 314, Madde 4 - Şek ile yakin zâil olmaz.MC. MC/5, MC/6, MC/7, MC/8, MC/9, MC/10, MC/11, MC/12. Madde 5 - Bir şeylin bulunduğu hal üzere kalması asıldır.MC. MC/6, MC/10, MC/1685, MC/1776, MC/1777.; TMK IS Madde 6 - Kâdim kıdemi üzere zikrolunur.MC. MC/166, MC/1224, MC/1197.; MH. 48; TBK. 125 - 140. Madde 7- Zarar kadim olmaz.MC. MC/6 , MC/166, MC/1166, MC/1224; MH. 48.; TBK. 125 - 140. Madde 8 - Berâ'et-i zimmet asıldır.MC. MC/9, MC/612. Madde 9Sıfât-ı ârizada asl olan ademdir.MC/8, MC/332 Madde 10Bir zamanda sabit olan şeylin hilâfina delil olmadıkça bekâsıyla hükmolunur. MC MC/5, MC/1621, MC/1592. Madde 11 - Bir emr-i hâdisin akreb-i evkâtına izâfeti asıldır. MC MC/10, MC/5, MC/8; HUMK 299. Madde 12 - Kelâmda asl olan manây-ı hakîkîdir.MC. MC/13, MC/60, MC/61.; TMK ı, 2; TBK18. Madde 13 - Tasrih mukâbelesinde delâlete i'tibar yokdur.MC. MC/12, MC/772.; TBK. ı. 2:, HUMK. 234, Madde 14 - Mevrid-i nassda ictihâda mesâğ yoktur.MC. MC/15, MC/16, MC/167.; TMK. ı, 2; TBK 18. Madde 15 - Alâ hilâfi'l-kıyâs sâbit olan şey sâire makîsün-aleyh olamaz.MC. MC/14, MC/16. MC/1659. Madde 16 - İctihâd ile ictihâd nakz olmaz.MC. MC/14, MC/15.; TMK. 1; TCK. 44 Madde 17 - Meşakkat tesyîri celbeder.MC. MC/18, MC/19, MC/20, MC/205, MC/223, MC/396, MC/799.; TMK. 2 Madde 18 - Bir iş zîk oldukda müttesi olur.MC. MC/17. Madde 19 - Zarar ve mukâbele bi'z-zarâr yokdur.MC. MC/20, MC/25, MC/26, MC/27, 28, MC/29.; TMK. 41, 61, vd; Madde 20 - Zarar izâle olunur.MC. MC/19, MC/21, MC/22, MC/25, MC/26, MC/27, MC/28, MC/29, MC/30, MC/32, MC/998, MC/1201.; TBK 41 vd. Madde 21 - Zarûretler memnû' olan şeyleri mübah kilâr. MC. MC/22, MC/96, MC/97, MC/1007.; TBK. 52; TCK 49-50, 516/4. Madde 22 - Zarûretler kendi mikdarlarınca takdir olunur.MC.MC/21, MC/23.; TBK. 52; TCK. 49-50, 516/4 Madde 23 - Bir özür için câiz olan şey ol özrün zevâliyle bâtıl olur.MC. MC/22, MC/517. Madde 24 - Mâni' zâil oldukda memnû' avdet eder.MC. MC/19, MC/335, MC/345, MC/347, MC/372, MC/869, MC/870, MC/1647, MC/1653, MC/1654. Madde 25 - Bir zarar kendi misliyle izâle olunamaz.MC. MC/26, MC/27, MC/28, MC/29, MC/31, MC/965, MC/1141, MC/1288, MC/1312.; TCK 49-50, 516/4; TBK 52

Bakınız

D MKK/25-50 Madde 25 - Bir zarar kendi misliyle izâle olunamaz. MC. MC/26, MC/27, MC/28, MC/29, MC/31, MC/965, MC/1141, MC/1288, MC/1312.; TCK 49-50, 516/4; TBK 52 Madde 26 - Zarar-ı âmmı def için zarar-ı has ihtiyâr olunur. MC. MC/20, MC/27, MC/28, MC/29, MC/1325. Madde 27 - Zarar-ı eşedd zarar-ı ehaf ile izâle olunur. MC. MC/25, MC/26, MC/20, MC/902, MC/906, MC/1044, MC/1224, MC/1440.; TMK. 656, 661 vd. Madde 28 - iki fesâd te'âruz etdikde ehaffí irtikâb ile a'zamının çaresine bakılır. MC. MC/20, MC/25, MC/26, MC/27, MC/29, MC/902.; TMK. 656, 661 vd. Madde 29 - Ehven-i şerreyn ihtiyâr olunur. MC. MC/21, MC/22, MC/26, MC/27, MC/28, MC/902.; TMK. 656, 661 vd. Madde 30 - Def'-i mefâsid celb-i menâfi'den evlâdır. Madde 31 -Zarar bi-kadari'l-imkân def olunur. MC. MC/28, MC/29, MC/30, MC/532, MC/533.; TMK. 656 ve 661. Bu maddede bahsedilen kıyas, İslâm Huküku'nun ana kaynaklarından birisidir. Bibliyografi Ali Haydar, Mecelle şerhi, 1/67, Ömer Nasuhi, Hukûk-l İslâmiye, 1/171, vd. Zeydan, age. sil. vd. Madde 32 - Hâcet umûmî olsun husûsî olsun zarûret menzilesine tenzîl olunur. Bey ' bili-vefânın tecvîzi bu kabîldendir ki Buhara ahâlîsinde borç tekessür etdikçe görülen ihtiyaç üzerine bu mu'âmele mer'iyyü'l-icrâ olmuştur. MC. MC/21, MC/118, MC/205, MC/213, MC/396, MC/420. Madde 33 - Iztırar gayrın hakkını ibtâl etmez. Binâen-alâ-zâlik bir adam aç kalıb da birinin ekmeğini yese ba'dehû kıymetini vermesi lazım gelir. MC. MC/400, MC/1007.; TCK: 49-50/4; TBK. 52 Madde 34 - Alması memnû' olan şeyin vermesi dahi memnû' olur. TCK 64 67 MC MC/35 tbk 50 Madde 35 - İşlenmesi memnû' olan şeyin istenmesi dahi memnû' olur. TCK 64-67.; TBK 50.; MC. MC/34, MC/1818. Madde 36 - Âdet muhakkemdir. Yani hükm-i şer'iyi isbât için örf ve âdet hakem kılınır. Gerek âmm olsun ve gerek hâs olsun. MC. MC/37, MC/38, MC/39, MC/40, MC/41, MC/42, MC/43, MC/44, 45, MC/230, MC/251, MC/291, MC/450, MC/460, MC/469, MC/574, MC/575, MC/576, MC/1340, MC/1790, MC/188, MC/354, MC/495, MC/555, MC/622, MC/829.; TMK. 1/1, 590/11, 592/281, 285, 420, 423. Madde 37 - Nâsın isti'mâli bir hüccetdir ki anınla amel vâcib olur. I'MK ı; MC. MC/36, MC/168, MC/389, MC/495. Madde 38 - Âdeten mümteni' olan şey hakîkaten mümteni' gibidir. MC. MC/36, MC/37, MC/39, MC/40, MC/1589, MC/1629. Madde 39 - Ezmanın tegayyürü ile ahkâm'ın tagayyürü inkâr olunamaz. MC. MC/36, MC/37, MC/38, MC/40, MC/244, MC/326, MC/596, MC/1716. Madde 40 - Âdetin delâletiyle ma'ânîy-ı hakîkî terk olunur. MC. MC/12, MC/36, MC/37, MC/38, MC/39, MC/61, MC/82, MC/912, MC/1584.; TMK ı, 2.; TBK. 18 Madde 41- Âdet ancak muttarid yâhut galip oldukda mu'teber olur. MC. MC/36, MC/37, MC/38, MC/39, MC/40, MC/42, MC/240.; TMK ı Madde 42 - İ'tibâr galib-i şâyi'adır, nâdire değildir. MC. MC/41, MC/987.; TMK ı; HUMK 238 Madde 43 - Örfe ma'rûf olan şey şart kılınmış gibidir. TMK 1; TTK ı; MC. MC/36, MC/37, MC/41, MC/42, MC/461, MC/563, MC/596, MC/871 Madde 44 - Beyne't-tüccâr ma'rûf olan şey beynlerinde meşrût gibidir. MC. MC/36, MC/37, MC/38, MC/790, MC/1463.; TMK 1/1, 2; TBK 18 Madde 45 - Örf ile ta'yîn nass ile ta'yîn gibidir, MC. MC/43, MC/44, MC/527, MC/528, MC/816, MC/1498, MC/1499.; TMK ı Madde 46 - Mâni' ve muktazi teâruz etdikde mâni' takdîm olunur. Binâen-alâ-zâlik bir adam borçlusu yedinde merhûn olan malını âhara satamaz. MC. MC/337, MC/350, MC/397, MC/96-MC/1192, MC/590-MC/1725, MC/756-MC/1192-MC/747, MC/1192-MC/1197, MC/1598-MC/1601. Madde 47 - Vücudda bir şeye tâbi' olan hükümde dahi ana tâbi' olur. tılmış olur. MC. MC/48, MC/50, MC/236, MC/903.; TMK. 619-622 Madde 48 - Tâbi' olan şeye ayrıca hüküm verilmez. Meselâ bir hayvanın karnındaki yavrusu ayrıca satılamaz. MC. MC/47, MC/216, MC/224, MC/856.; TMK. 619-622 Madde 49 - Bir şeye mâlik olan kimse ol şeyin zarûriyyâtmdan olan şeye dahi mâlik olur. Meselâ, bir hâneyi satın alan kimse ana mûsil olan tarîka dahi mâlik olur. MC. MC/232, MC/1194 Madde 50 - Asıl sâkıt oldukda fer' dahi sâkıt olur. MC. MC/81, MC/661, MC/662, MC/1527, MC/1530

Bakınız

D MKK; MKK3 MKK/51-75

Bakınız

D. MKK/75-100. MKK/4

Adobe Post 20190711 080718

Majalla/English

Bakınız

D Şablon:Majalla bakınız .Portal:Mecelle. Majalla. Mecelle/English [4]
AL-MAJALLA AL AHKAM AL ADALIYYAH (The Ottoman Courts Manual (Hanafi)) The Journal of The Verdicts of The Justice Mecelle/Dictionary ENG word .Mecelle/İngilizce/Düz metin Majalla 1. Sale (BUYU' 101-403 ). 2.Majalla/Book II BOOK II:Hire 404-611 . BOOK III: GUARANTEE


INTRODUCTION Definition and Classification of Turkic Jurisprudence MAXIMS OF TURKIC JURISPRUDENCE BOOK I BOOK II BOOK III BOOK IV BOOK V BOOK VI BOOK VII BOOK VIII BOOK IX BOOK X BOOK XI BOOK XII BOOK XIII BOOK XIV BOOK XV BOOK XVI
Mecelle/Fransızca Mecelle/Arabî Mecelle/Osmani Anadoluda hukuk bilinci

Azerbaycan Cumhuriyetinin Mülk Mecellesi
C1ff688de36687d49d19f70c55f8c691
Motivasyon_Etkinliği_-_Yazar_Hayati_İnanç_ile_"Mecelle_ve_Ahmet_Cevdet_Paşa"

Motivasyon Etkinliği - Yazar Hayati İnanç ile "Mecelle ve Ahmet Cevdet Paşa"

Uygarlıkların beşiği olan Anadolu ve Mezopotamya, “KanunlaştırmaKodifikasyon Hareketlerinin”de önemli merkezlerinden biridir. Ur, Sümer, Akkad ülkesi Kralı Nammu’nun Kodifikasyonu M.Ö. 2100 yılında yayınlanmıştır. Bu kanunname, bir sonraki hanedan döneminde yenilenerek Lipit- İştar Kanunnamesi adını almış ve hak ve adalet kavramlarının önemi vurgulanmıştır.

Ve arkasından tüm dünyanın çok iyi tanıdığı Hammurabi Kodifikasyonu bu toprakların ve tüm dünyanın bilinen en eski sistematik hukuk anıtı olarak M.Ö. 1175 yılında yürürlüğe girmiştir. (Bu konular için bknz. GAUDEMET, Jean. La naissance du droit, Paris 1999, Montchrestien) Anadolu’nun en gelişmiş hukuk hareketini, bizlerin atası olarak kabul edebileceğimiz Hititlerde görmekteyiz. M.Ö. XVII yüzyıla kadar uzanan Hitit Kanunlaştırma hareketleri M.Ö. XIV. yüzyılda sistematik hale dönüşmüştür. Öyle bir sistemleştirme, öyle bir hukuk bilinci ki kölelere bile haklar sağlıyor. Kralı denetleyen Panku adındaki meclis onu tahtan indirebiliyor. (Hitit Hukuku için bknz. Doğan, Erdal : Hitit Hukuku, Güncel Yayıncılık 2008) Henüz Roma XII Levha Kanunları dikilmemişken, henüz Atina’da Solon yokken Anadolu’da hak ve hukuk bilinci gelişmişti.

Hukuk geleneği bu toprakların ruhuna işlemiştir. Roma Hukukunun gelişim sürecinde, Halikarnaslı Denys gibi Anadolu’lu hukukçu devlet adamlarının katkılarını görmekteyiz. Ve nihayet bu günkü Batı Hukuk sisteminin temel kaynağı olan Corpus Iuris Civilis, Justinianus Kodifikasyonu... Yıl 529 ve 534. Yer Kostantinopolis, bu günün İstanbul’u... Kodifikasyonu gerçekleştiren heyetin çalışma mekanı Bizans Sarayı, bu günkü İstanbul Üniversitesi Merkez Bina. Gönül isterdi ki Merkez Bina’nın bahçesine bir hukuk anıtı dikilsin, Corpus Iuris Civilis’e ve onun mimarı hukuk ve devlet adamlarına yer verilsin, böylelikle bu toprakların hukuk bilincine sahip çıkılsın.

İslam dinine geçen Türkler, İslam Hukuk sistemi içerisine girdiler. İslâm Hukukunun temel kaynakları Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas idi. Ancak bu temel kaynaklar, yaşanılan coğrafyanın eski hukuk sistemi ile mecz­edil­mek­tey­di. Oturmuş hukuk sitemine İslâmi esaslar getiriliyordu. 'İmam Şafi Roma Hukukunu iyi bilmekteydi'. (Bu etkileşim için bkz. LADJILI- MOUCHETTE, Histoire de La Mediterranée, Droit Romain, Droit Musulman, Tunus 1990, Publication scientifique Tunisienne)

İslam Hukuku – Roma Hukuku etkileşiminin daha da ilerisine gidebilen Osmanlı, Örfî Hukuk sistemini kurarken Doğu Roma Hukuk sistemini örnek alır. İstanbul’un fethiyle birlikte Şeyhülislâm güçlü ve resmî bir hukuk otoritesi haline gelir. Daha önce hiçbir İslam Devletinde şeyhülislamlık kurumu yoktu. İcraatın dine uygun olup olmaması halifenin takdirindeydi. Ulemadan fikir alınırdı, ancak son karar mercii Halife idi. Oysa Osmanlı’da devlet düzenine ilişkin yeni bir kural ihdas edilirken, Sultan dinen caiz olup olmadığını Şeyhülislâm’a sorardı. Benzer türde icazet alma sistemi Bizans’ta da mevcuttu. İmparator, Patrikten icazet alarak yeni hukuk kuralları koyabilmekteydi.

Batı’da XVIII. Yüzyılda başlayan kanunlaştırma hareketleri XIX yüzyılda Osmanlı ülkesini de etkilemeye başlar. 1804 Napoleon Kodifikasyonu Avrupa’da yankılar uyandırarak tüm ülkeleri harekete geçirmeğe başlamıştır. Almanya bir parça dirense de sonunda o da teslim olmuştur. II. Mahmut ile birlikte Osmanlı’da başlatılan hukuk hareketlerinin sisteme bağlanması zorunluydu. İki eğilim vardı, Ali ve Fuat Paşa gibi devlet adamları, Batı Hukuk Sistemini alıp, İslâm Hukukuyla sentezleştirmek isterken, Ahmet Cevdet Paşa Osmanlı geleneğinden yol alınarak kanunlaştırma cihetine gidilmesinden yanaydı. Ahmet Cevdet Paşa ısrarlıydı. Böylelikle Mecelle Cemiyeti tarafından dokuz yılda tamamlanan Mecelle, 1876’da “Kaza” kitabının kanunlaşması ile son aşamaya geldi ve 1926 yılına kadar yürürlükte kaldı.

Mecelle ile birlikte Anadolu Hukuk bilinci belki de doruğuna ulaştı. Cumhuriyet dönemi kananlaştırma hareketleri evrensel niteliktedir. İnsanlık kültürünün ortak eseridir. Onun içinde ana damar Anadolu’dan, Hitit’ten, Mezopotamya’dan, Corpus Iuris Civilis’ten gelir. Mecelle’de bu evrenselliğe İslâm motifi getirmiştir.

Mecelle’yi bu günkü Türkçe’yle yayına hazırlayan duayen Avukat Sayın Cengiz İlhan, tüm bu Anadolu hukuk bilinci serencamında, evrensel kültür içerisinde yer alan Mecelle’yi bizlere tanıtıyor. Geçmiş dilden, geçmiş kültür ve hukuktan uzak kalan bizler, böylelikle bu kodifikasyonun görkeminin farkına varıyoruz.

Sayın Cengiz İlhan daha önce Mecelle’nin ilk 99 maddesini bugünkü Türkçe’ye kazandırmıştı. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı yayınları arasında yer alan o kitaba da fakir önsöz yazmıştı. Tekrar lütfettiler önsöz yazmamı istediler. Onur duydum. Sayın Avukat Cengiz İlhan sadece uygulamada değil kuramda da Türk Hukuk Hayatına önemli katkılar getirmiştir. Bilge hukukçu Cengiz İlhan’ın eserlerinde “çorbada tuzumuz olması”, aile geleneğim açısından da beni onurlandırmaktadır. Üstadın bir önceki çalışmasında belirttiğim gibi, Mecelle çalışmalarında katkısı olan ve “Mir’atı Mecelle” adlı şerhin müellifi Mesut Efendi, fakirin anne tarafından büyük dedesidir.

Sayın İlhan, Mecelle’nin hükümlerini son derecede sade bir dille sunmaktadır. Sade dil Mecelle’nin evrensel ve çağcıl niteliğini gözler önüne seriyor. Eski dil, belki de bugün bu niteliği bizlere yansıtmamaktadır. Anlıyoruz ki, modern hukuk ilkeleriyle Mecelle arasında ortak noktalar mevcut.

Mecelle’nin bugünkü hukuk diliyle yeniden gündeme getirilmesi, hukuk kuramına, hukuk tarihi ve hukuk sosyolojisine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu yapıtı sadece hukukçular değil ülkesini ve kültürü tanımak isteyen tüm aydınlar okumalıdır.

(ÖNSÖZ'den Prof. Dr. Niyazi ÖKTEM)


Mecelle, Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında yaşanan kanunlaştırma gayretlerinin zirvesini oluşturmaktadır. Mecelle, İçtihada-ilkeye dayalı hukuk anlayışının kurallarla sürdürülmesi çabalarının; özellikle Avrupa’da Ondokuzuncu Yüzyılda başlayan kanunlaştırma hareketlerinin biraz gecikmeli olarak Osmanlı Devletine yansımasının bir ürünüdür.

Özel hukuk ilişkilerinin düzenlenmesi ve Osmanlı vatandaşları ile yabancıların yeknesak bir uygulamaya tâbi tutulmasının temin edilmesi geniş kapsamlı bir Kanunun hazırlanıp yürürlüğe konulmasını gerektirmiştir. Fransız Kanunlarının iktibası yolunun izlenmesi yönündeki görüşlere karşı çıkılarak yerli-millî bir düzenleme yapılması gerektiği yönündeki anlayış çerçevesinde Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye Komisyonu kurulmuş ve bugün kısaca Mecelle olarak anılan bir Mukaddime ve onaltı Kitaptan oluşan 1851 maddelik Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye hazırlanmıştır. Her bir Kitabın ayrı bir komisyonu vardır ve tamamlanan Kitap yürürlüğe konulmuştur.

Mecelle, bugün yürürlükte bulunan hiçbir Kanunun birebir karşılığını oluşturmamaktadır. Mecelle’de Medenî Kanun, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında yer alan birçok konu ve kurum düzenlenmiştir. Bu anlamda Mecelle, Özel Hukuk Kanunu niteliği taşımaktadır.

Mecelle’nin Genel İlkeleri’ni oluşturan ilk yüz maddesinde yer alan hükümlerin çoğunu, Hukukun Genel Prensiplerini ifade etmekte kullanılan hukuk vecizeleri olarak nitelendirmek mümkündür[1].

Mecelle, içtihada-ilkeye dayanan bir hukuk anlayışının kurallı hale getirilmesidir. Bu süreçte, kanunlaştırma yöntemlerinden mücerret (soyut) yöntem değil, müşahhas (hadiseci-kazuistik-somut) yöntem benimsenmiştir. Başka bir deyişle, tipleştirme yaparak düzenleme yapmak yerine, her bir ilişki-husus için ayrı kural koyma yolu tercih edilmiştir. Mecelle, bu yönüyle çoğu hukukçu tarafından eleştirilmektedir. Oysa, hazırlandığı dönemin şartları ve bugünkü kanunların kapsamları dikkate alındığında Mecelle’nin somut yönteme göre hazırlanmış olduğunu iddia etmek pek de mümkün değildir. O günün kanun yapma tekniği bakımından kanun metninde hükmün ne anlama geldiğinin açıklanması amacıyla örneklere yer verilmiş olması, bugünün kanun yapma tekniği ile önemli bir farklılık oluşturmaktadır. 1924 Anayasası döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne tanınmış olan tefsir kararı (yasama yorumu) yetkisinin-ayrıcalığının Mecelle’de kanun metninde kullanılmış olduğunu söylemek mümkündür.

Mecelle, Türk hukukçuları tarafından çoğu zaman ifrat-tefrit oluşturacak şekilde nitelendirmelere-değerlendirmelere konu edilmiştir. Bir kısım hukukçu, Mecelle’yi değersiz, işe yaramaz, ortaçağ kalıntısı bir anlayışın ürünü, ihtiyaçlara cevap vermekten uzak bir kanun-metin; bir kısım hukukçu ise, bir şaheser, mükemmel bir kanun, kusursuz ve her derde deva bir metin olarak nitelendirebilmektedir. Oysa Mecelle, her şeyden önce bir insan eseridir; özellikleri, güzellikleri, mükemmellikleri olduğu kadar eksiklikleri de olan bir kanundur. Bu nedenle, sempati ya da antipati ile yaklaşmak yerine, gününün şartları ve ihtiyaçları; kanun yapma teknikleri ve aynı dönemde başka ülkelerde yapılan kanunlar dikkate alınarak bir değerlendirmeye tâbi tutmak gerekir.

Bu bağlamda Mecelle’nin iyi hazırlanmış bir kanun olduğu sonucuna varılması mümkündür. Mecelle’de, yer yer arı-duru bir Türkçe; yer yer ağdalı bir Türkçe kullanılmıştır. Komisyonlarda bulunan üyelerin; her Kitabın hazırlandığı dönemin etkisiyle metnin tamamında tam bir dil bütünlüğünden söz etmek mümkün değildir. Ayrıca, her bir Kitabın tamamlandıkça yürürlüğe konulmasının da bunda etkisi vardır. Kaldı ki, dil bütünlüğü olmaması hususu, sadece ve yalnızca Mecelle hakkında da geçerli değildir. Nitekim, günümüzde hazırlanan kanunlar için de aynı tesbit ve eleştiri yapılabilmektedir.

Mecelle, hazırlanıp yürürlüğe konulduğu dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte bir kanundur. Şüphesiz, Hukuk-u Aile Kararnamesini Mecelle’nin bir tamamlayıcısı olarak kabul etmek gerekir.

Mecelle, hukuk anlayışı, kavrayışı, dili, kavram ve kurum hâkimiyeti bakımından olabildiğince kapsayıcı-kavrayıcı ve olabildiğince eksiksiz sayılabilir.

Mecelle, Cumhuriyet Dönemi kanunlaştırma çalışmalarının da temelini oluşturmaktadır. Ancak, Batı’ya yöneliş nedeniyle Türk Kanun-u Medenisi ile Borçlar Kanunu’nun İsviçre’den iktibas edilmesi, Avrupa Hukukunun, bu bağlamda İsviçre Medenî Kanunu’nun menşeinin de Roma Hukuku olmasından hareketle Cumhuriyet Dönemi Türk Özel Hukuk sisteminin temelini Roma Hukukunun oluşturduğu düşüncesi egemen olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak, Cumhuriyet Dönemi Türk Hukukunda, Mecelle, neredeyse sadece Türk Hukuk Tarihi malzemesi olarak nitelenir hale gelmiştir. Oysa, bu algı ve anlayışın tutarlı-mantıklı ve gerçek bir temeli/gerekçesi bulunmamaktadır. Mecelle, Cumhuriyet Dönemi Türk Özel Hukukunun önemli kanunlarının temelini oluşturmaktadır. Bunu fark edebilmek, anlayabilmek için Mecelle’yi okuyup anlamak yeterlidir. Medenî Kanun’da, Borçlar Kanunu’nda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, Ticaret Kanunu’nda yer alan çok sayıda hükmün Mecelle hükümleri ile aynı ve/ya da benzer olduğu muhakkaktır.

Ancak, Mecelle’nin tamamen yeni kanunlarda yer bulduğu söylenemez. Böyle bir tekrarın gereği de yoktur. Kaldı ki, Cumhuriyet Döneminde – günümüzde aynı alanda yürürlüğe konulan kanunlar için de aynı durum sözkonusudur. Örneğin, Türk Medenî Kanunu Türk Kanun-u Medenisi’nin; Türk Ticaret Kanunu Türk Ticaret Kanunu’nun; Türk Borçlar Kanunu Borçlar Kanunu’nun, Türk Ceza Kanunu Türk Ceza Kanunu’nun; Ceza Muhakemesi Kanunu Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun tekrarı değildir. Öyle olsaydı, yeni kanun yapmaya gerek olmazdı.

Cumhuriyet Dönemi Türk Özel Hukukunun temelleri arasında Roma Hukukunun önemli bir yere sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak, unutulmamalıdır ki, hukuk algısı, anlayışı, kavrayışı ve arayışı evrenseldir. Hukuk, insanlığın ortak malıdır; onu her insan-toplum kullanmalıdır. Bu bağlamda, önceki asırlarda oluşan hukuk kültüründen, birikiminden yararlanarak yeni yeni kurumlar oluşturulmakta, ilkeler benimsenmektedir. Roma Hukuku kadim Ortadoğu ve Doğu hukuklarından etkilenmiştir. Mecelle de İslâm Hukukunu esas almakla birlikte Roma Hukukundan ve çağdaşı diğer hukuk sistemlerinden etkilenmiştir. Nasıl ki, günümüzde yapılan kanunlaştırmalarda yabancı ülke kanunlarından ve uygulamalarından yararlanılarak daha uygun ve düzgün olan, ihtiyaçlara cevap veren kanunlar yapılmaya çalışılmakta ise, tarihin her döneminde bilinen ve ulaşılabilen bilgi birikimi ve tecrübeden yararlanılmıştır.

Mecelle ile günümüz hukukçusunun iletişim kurması gerekir. Çünkü, Cumhuriyet Döneminde yapılan Harf Devrimi ile Mecellenin metnini okuyamayan ve anlayamayan bir nesil ortaya çıkmıştır. Mecelle ile, ya Mecellenin yazı ve anlam dilini öğrenmek ya da onu anladığımız – bildiğimiz dile çevirmek suretiyle iletişim kurulabilir.

Hukuk Fakültelerinde Osmanlı Türkçesi öğretilmediği; Hukuk Tarihi anabilim dalında görev yapan sınırlı sayıda akademisyen dışında kalan hukukçuların da Osmanlı Türkçesini bilmedikleri dikkate alınarak Mecelle’nin günümüz Türkçesine kazandırılması gerekmektedir. Mecelle’nin yazı dilinin günümüz yazı diline çevrilmesi, yani bugün kullanmakta olduğumuz Lâtin harfleri ile Mecelle’nin sunumu yönünde bazı çalışmalar yapılmıştır[2].

Anlam dilinde bir çeviri yapılmadığı için bu çeviriler Mecelle’nin anlaşılmasına katkıda bulunmakta yetersiz kalmıştır. Bu boşluğun doldurulması, Mecelle’nin bugün kullanılan dilde anlam olarak da ifade edilmesi için sayın Av. Cengiz İlhan bir gayretin içine girmiştir. Önce, Mecelle’nin Genel İlkelerini anlam bakımından günümüz Türkçesine çevirmiş; maddeleri şerhederek mütevazı, fakat kalıcı bir eser oluşturmuş ve bunu yayınlamıştır.

2010 yılı Baharında, sayın İlhan’ı, fakültemiz öğrencilerinin hazırladığı Kişisel Gelişim Seminerleri kapsamında düzenlenen Panel’e konuşmacı olarak davet ettim. Yaptığım daveti kabul edip programa geldiğinde kendisi ile ilk defa yüzyüze görüşme şansına erdim. Kendisine, Mecelle Hukukun Doksan Dokuz İlkesi kitabından dolayı takdir ve teşekkürleri ifade ettikten sonra, Mecelle’nin tamamının günümüz Türkçesine kazandırılması gerektiğini; bu konuda bir çalışmasının olup olmadığını sorduğumda, böyle bir çalışmasının tamamlanmakta olduğunu söylemiştir. Bu çalışmanın tamamlanması ve yayınlanması halinde Hukuk Fakültesi öğrencilerinin Mecelle’yi okuyup anlayacakları günleri görebilmek beni heyecanlandırmıştı. Aradan aylar geçti; bir gün sayın İlhan beni aradı; çalışmasının tamamlandığını; ancak, yayınlanması konusunda bazı sıkıntılar yaşadığını; bu konuda yardımcı olup olamayacağımı sordu. Ben de, memnuniyetle yardımcı olacağımı söyledim. Aynı gün, sayın Muharrem Başer’le görüşüp böyle bir çalışmanın yayınlanması konusunda vardığımız mutabakatı sayın İlhan’a bildirdim. Elinizde tutmakta olduğunuz Mecelle’nin dizgi-tashih ve basım-yayın süreci 2010 Kasım ayında başladı. Şahsıma ait çalışmaları bir yana bırakıp, tashihlerin yapılması görevini ben üstüme aldım. Mecelle, bir kanundur; kanun metninde eksik-yanlış olmaması gerekir. Tashihler ve dizgi düzeltmeleri çok uzun sürdü. Çünkü, karşılıklı sayfaların birinde Lâtin harflerine çevrilmiş orijinal metin; diğerinde ise, bugünkü Türkçede anlamına yer verilmekte; kayma olmaması gerekmektedir. Bütün bunlar, geç de olsa, tamamlandı. Ve, Mecelle, günümüz Türkçesindeki anlamı ile bir kitap olarak basıldı.

Türk Hukukunun ölümsüz bir Kanunu’nu günümüz hukukçusunun ilgisine, bilgisine, anlayış ve kavrayışına sunarak ölümsüz bir hizmet yapmış olan sayın Av. Cengiz İlhan’ı şahsım ve tüm hukuka gönül vermiş olanlar adına can ü gönülden tebrik ediyorum. Eline, diline sağlık diyorum; gözünde fer, dizinde derman, yüreğinde iman, beyninde hakikat kıvılcımları daim olsun istiyorum. Kendisine sağlık, mutluluk, barış ve başarı dolu bir ömür diliyorum.

(SUNUŞ'tan Prof. Dr. Yusuf KARAKOÇ)


[1] Mecelle’nin ilk yüz maddesinin anlamı için bkz. A. Refik Gür, Hukuk Tarihi ve Tefekkürü Bakımından Mecelle, Üçüncü Baskı, (Sebil Yayınları), İstanbul 1993; Cengiz İlhan, Mecelle Hukukun Doksan Dokuz İlkesi, 2. Baskı, (Tarih Vakfı Yayınları), İstanbul 2006.

[2] Metni Kontrol Eden ve Lûgatçeyi Hazırlayan Ali Himmet Berki, Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye), (Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü), Ankara 1959; Osman Öztürk, Osmanlı Hukuk Tarihinde MECELLE, (İslâmî İlimler Araştırma Vakfı Neşriyatı), İstanbul 1973.

Kitabın Konu Başlıkları[]

Advertisement