Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

ilahi gerçek

Hikmet İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakîmlik. Eşyanın ahvâlinden, hârici ve bâtini keyfiyetlerinden bahseden ilim. (Buna İlm-i Hikmet deniyor)

Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî gaye.

Ahlâka ve hakikata faydalı kısa söz.

Sır.

Bilinmeyen nokta. İlim, adâlet ve hilimin birleşmesinden doğan değerli sıfat.

Kuvve-i akliyenin vasat mertebesidir. Hakkı hak bilip imtisal etmek, batılı batıl bilip içtinab etmektir.

Allah'a itaat, fıkıh ve sâlih amel.

Akıl, söz ve hareketteki uygunluk.

Hak emre uymak.

Allah'ın yarattıklarında tefekkür. (Bak: Felsefe)

HİKMET

Hükmetmek, hâkim olmak, hikmetli olmak, yönetmek, düzeltmek amacıyla men etmek, dönmek ve sağlam yapmak anlamındaki "h-k-m" kökünden türeyen hikmet kavramı terim olarak; adalet, ilim, amel, nübüvvet, Kur'ân, Allah'a itaat, dinî anlayış, Allah korkusu, akıl, söz ve işte isabet, hakkı bilme ve hayır işlemek demektir.

Hikmet kavramı Kur'ân'da;

Öğüt (Bakara, 2/231; Âl-i İmrân, 3/48; Nisâ, 4/54; Kamer, 54/5),

Anlama (En'âm, 6/89; Meryem, 19/12; Enbiyâ, 21/79; Lokmân, 31/12),

Bilgi ve aklî deliller (Lokmân, 31/12),

Kur'ân (Nahl, 16/125),

Kur'ân'ın yorumu (Bakara, 2/269);

Sünnet (Bakara, 2/151, 231; Nisâ, 4/113)

Peygamberlik (Bakara, 2/251; Âl-i İmrân, 3/48; Nisâ, 4/54; Sâd,38/20) anlamlarında kullanılmıştır.

Hikmetin özü; anlayış, gerçeği bilme, düşünme yeteneği, sezgi gücü, iş ve sözlerde isabetli olma, düşünce planında kalmayıp eyleme dönüşen yararlı ve derin bilgi, ilim ve akıl ile doğruyu bulmadır. Âyet ve hadislerde hikmet sahipleri övülmüştür: "Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çok hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar" (Bakara, 2/269), "Ancak iki kimseye gıpta edilir: Biri;Allah'ın servet verdiği ve servetini hak yolda harcayabilme imkânı lütfettiği kimse, diğeri ise Allah'ın hikmet verdiği ve bu hikmetle hüküm veren ve onu başkalarına öğreten kimse" (Buhârî, i'tisâm, 13)

Peygamberimiz (a.s.), Allah'tan hikmet istemiş (Buhârî, Fedâilü's-sahâbe, 34) ve "Hikmet müminin yitiğidir, onu nerede bulursa alır" buyurmuştur (Tirmizî, İlim, 19). (İ.K.)

HİKMET Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Allahü teâlâ ona (Dâvûd aleyhisselâma) saltanat ve hikmet verdi. (Bekara sûresi: 251)

2. Faydalı ilim.

Hikmetin başı Allah korkusudur. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî ve Deylemî)

Hikmet, mü'minin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın. (Hadîs-i şerîf-Kunûz-ül-Hakâyık)

3.Edeb, ahlâk ve nasîhat ile ilgili güzel sözler.

Şiirin bâzısı hikmettir. (Hadîs-i şerîf-Tefsîr-i Mazharî)

Hikmet ve nasîhat bildiren şiirler yazmak ve sesle okumak helâldir. Şehvete âit ahlâksız şiirler okumak haramdır. Bunları okumak kalbde nifak, bozukluk yapar. (Süleymân bin Cezâ)

Denildi ki, fazla yemekte beş zarar vardır: 1) Allah korkusu kalbden gider. 2) Mahlûkâta (yaratılmışlara) karşı merhamet duygusu kalbden çıkar. 3) Ağırlık verir, tâat ve ibâdete mâni olur. 4) Hikmetli sözleri konuşsa da başkalarına te'sir etmez. 5) Mühim hastalıklara sebeb olur. (İmâm-ı Gazâlî)

4.Gizli sebep, fâide.

Gökyüzüne, yıldızlara, bunların hareketlerine, doğup-batışlarına, ay ve güneşe, doğuş ve batış yerlerinin her gün değişmesine... mevsimlerin ayırımı için güneşin yüksek ve alçak olarak seyrine, gitmesine bir bak. İyi bil ki, her yıldızın yaratılmasında, şeklinde, renginde, bulunduğu yere konmasında binbir hikmet vardır. Bedenindeki organların durumunu da buna göre düşün. Onun da her parçasında ve her uzvun (organın) o yere konmasında pekçok hikmetler vardır. Gökler ise bundan daha önemlidir. (İmâm-ı Gazâlî)

Müntezamdır cümle ef'âlin senin

Aklı ermez, hikmetine kimsenin.

(S. Abdülhakîm Arvâsî)

5. Fıkıh ilmi, helâl ve harâmı bildiren din ilmi.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Allahü teâlâ dilediği kimseye hikmet verir. Hikmet verilen kimseye muhakkak çok hayır verilmiştir. (Bekara sûresi: 269)

6. İlm-i Ledünnî, mânevî ilim.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Biz, âl-i İbrâhim'e kitab ve (ondan ayrı olarak) hikmet verdik. (Nisâ sûresi: 54)

Kırk gün ihlâs ile İslâmiyet'e uyan kimsenin kalbini Allahü teâlâ hikmet ile doldurur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ)

7. Peygamber efendimizin sünneti.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Daha önce apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlarken, Allahü teâlâ içlerinden, onlara, âyetlerini okur, (îtikâd, amel ve ahlâk bakımından) onları tertemiz yapar, onlara Kitabı (Kur'ân-ı kerîmi) ve hikmeti öğretir bir peygamber gönderdiği gibi mü'minlere büyük bir lütûfta bulunmuştur. (Âl-i İmrân sûresi: 164) Hadis-i Şeriflerde Hikmet Kavramı Hadis Hadis-i Şeriflerde Hikmet Kavramı "Hikmet, mü'minin yitik malıdır; nerede bulursa onu alır." (İbn Mâce, Zühd 15; Tirmizî, İlim 19) "Hikmetin başı Allah korkusudur." (Tirmizî; Feyzu'l-Kadir, 3/ 574; Beyhakî; Deylemî; Keşfu’l Hafâ, 1/421; İbn Merduyeh; İbn Kesir, 1/242) "Yalnız iki kişiye hased (gıpta) edilebilir: Bir adam ki Allah kendisine hikmet vermiştir, o adam bu hikmet gereğince hareket ediyor ve bunu başkalarına da öğretiyor ve bir adam ki Allah kendisine mal vermiştir, o da malı Hak yolunda infâka/harcamaya koyulmuştur." (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn 47, hadis no: 267, -815-; Buhârî, İlim 15, Ahkâm 3, Zekât 5, İ'tisâm 13, Tevhid 45, Temennî 5; İbn Mâce, Zühd 23) "Şüphesiz bazı şiirler vardır ki hikmettir." (Buhârî, Edeb 90; Tirmizî, Edeb 69; İbn Mâce, Edeb 41) “Kardeşini kendisiyle hidâyete/doğru yola ilettiğin hikmet kelimesinden daha güzel hediye yoktur." (Dârimî, Mukaddime 32) İbn Abbâs (r. anhümâ) anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.s.) beni göğsüne bastırdı ve: "Allah'ım, (bunu dinde fakîh kıl,) buna hikmeti ve Kitabın te'vilini öğret!" dedi." (Buhârî, Fezâilu'l-Ashâb 24, İlim 17, Vudû 10, İ'tisâm 1; Müslim, Fezâilu's-Sahâbe 138, hadis no: 2477; İbn Mâce, Mukaddime 11; Ahmed bin Hanbel, 1/269) İbn Abbâs (r. anhümâ) anlatıyor: "Rasûlullah bana hikmet verilmesi (iki defa hikmet verilmesi) hususunda duâda bulundu." (Tirmizî, Menâkıb 42, hadis no: 3823, 3824) İbn Abbâs: "Hikmet, nübüvvet dışındaki isâbettir." (Buhârî, Fezâilu's-Sahâbe 24) "Ben hikmet eviyim, Ali de onun kapısıdır." (Tirmizî, Menâkıb 20) "İman Yemen'lidir; hikmet Yemen'lidir." (Buhârî, Menâkıb 1; Müslim, İman 82, 88, 89, 90; Tirmizî, Menâkıb 71; Dârimî, Mukaddime 14; Ahmed bin Hanbel, 1/252, 258, 270, 277) (Bu hadisin, Lokman (a.s.)'ın Yemen'deki kavmine mensûbiyetine atıfta bulunduğu öne sürülmüştür.) "Hikmetin konuşulup yayıldığı meclis, ne güzel meclistir." (Dârimî, Mukaddime 28) "Bir ilim meclisine oturup hikmetli söz dinledikten sonra, bu meclisten bahsederken işittiği şeylerin sadece kötü kısımlarını anlatan bir kimsenin misali, bir sürü sahibi çobana gelip: 'Ey çoban, süründen bana bir koyun kes!' deyince, çobandan: 'Git, en iyisinin kulağından tut al!' iznine rağmen, gidip sürünün köpeğinin kulağından tutan adamın misalidir." (İbn Mâce, Zühd 15; Ahmed bin Hanbel, 2/252) Hikmet kavramının çok değişik ve zengin anlamları olması, Kur’an’da da farklı mânâlarda kullanılması, hikmetin kapsamı konusunda yeter bilgi vermektedir. Anlaşılan o ki, hikmeti Kur’an ve hadisle/sünnetle sınırlamak Kur’an’ın tavır ve beyanına ters düşer. İlgili âyetlerde görüldüğü gibi, Kur’an birçok yerde peygamberlere verilen kitapla hikmeti (meselâ Tevrat, İncil ve Kur’an’la hikmeti), ayrı ayrı anmaktadır. Bu demektir ki “hikmet, bir nebînin aldığı vahiylerle sınırlı değildir.” O, tüm keşfedici fark etme gücünün ortak adıdır (bkz. 3/Âl-i İmrân, 48; 5/Mâide, 110). Öte yandan, peygamber, kitap yanında hikmet de öğretiyor. Ve Hz. Peygamber: “Hikmet, mü’minin kaybolmuş malıdır; onu nerede bulursa alır” (İbn Mâce, Zühd 15; Tirmizî, İlim 19) diyor. Hikmetle ilgili hadis-i şerifler açıkça gösteriyor ki hikmet; Kur’an, hadis ve sünnet dışında da bulunabilir. Âyetler ve özellikle hadisler, bu nimetten peygamberlerden başka insanların da nasipleneceğini kabul ve ilan etmektedir. İbn Abbas’ın Buhârî’de yer alan hikmet tanımı, bu noktada önemlidir. Kendisine hikmet verilmesi için Allah rasûlünün özel duâsına sahip olan bu zat diyor ki: “Hikmet, nübüvvet/peygamberlik dışındaki isâbetli farkedişlerin adıdır.” (Buhârî, Fezâil)

Dosya:Efez Celsus Library 3 RB.jpg

Hikmet'in kişileştirmesi, "Sofya (hikmet, Yunanca:Σοφία) Efes'deki Celsus Kütüphanesi kapısında

Bilgelik (Hikmet), bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesi. Bilginin, sağgörülü ve muhakemeli mantık ile tatbiki.

Akıl ve hikmetin anlamları bazı durumlarda birbiriyle örtüşür. Hikmet veya sağgörü, bir meziyet olarak kültürel, felsefi ve dinî kaynaklarda geçmektedir.

Kelime anlamı[]

Arapça kökenli bir kelime olan Hikmet, حكم (H-K-M) fiilinden türetilmiştir. Anlamı herhangi bir konuda hüküm vermek, yargılamak anlamına gelir. Hikmet'in kelime anlamı mefhumları en iyi bilgi ile bilmektir. Tarihte kimya ve tıp ilmine de Hikmet denildiği olmuştur. Türkçede tıp doktoruna Hekim denilmesinin bir nedeni de bu olsa gerektir. Gerçi İbn Sina Hekim ve Tabib arasındaki farkı ortaya koyarken 'Tabib'i hastalıklar ve ilaçlar hakkında bilgi sahibi olarak , hekimi ise hastalıklara neden olan şeyleri araştıran, bulan ve bunlara çareler üreten olarak tanımlamıştır. Aynı kökten gelen Hakîm kelimesi ise filozof anlamında kullanılmıştır.

Türkçe'de bilge üstün bilgilerle donanmış, olgun ve örnek kimse anlamındadır. Bilgelik ise bu vasıflara haiz olma halidir..

Şiir'de Hikmet[]

Hikmet, Hoca Ahmet Yesevi'ye ait şiirlere ve bunlara benzeyen halk şiirlerine verilen isimdir. Hikmetlerin bir kısmı hece ölçüsü ve dörtlüklerle, diğer bir kısmıysa aruz ölçüsü ve beyitlerle oluşturulmuştur. Hikmetlerin Yesevi dervişlerince yazıya geçirilmesiyle Hoca Ahmet Yesevi'nin Divan-ı Hikmet adlı eseri oluşturulmuştur. Felsefe, İlim, İslam ilintili akımlar, kavramlar, mekanlar.


ar:حكمة bg:Мъдрост bs:Mudrost ca:Saviesa ckb:چازانی cs:Moudrost da:Visdom de:Weisheit el:Σοφία en:Wisdom eo:Saĝo es:Sabiduría fa:خرد (عقل) ff:Ndimaagu fi:Viisaus fr:Sagesse gu:શાણપણ he:חוכמה hr:Mudrost ia:Sagessa it:Saggezza ja:知恵 kn:ಬುದ್ಧಿವಂತಿಕೆ ko:지혜 la:Sapientia lt:Išmintis mk:Мудрост mr:बुद्धी nl:Wijsheid pl:Mądrość pt:Sabedoria ro:Înțelepciune ru:Мудрость sh:Mudrost simple:Wisdom so:Xikmad sr:Мудрост sv:Visdom th:ภูมิปัญญา tl:Karunungan uk:Мудрість ur:حکمت (دماغ) vi:Minh triết yi:קלוגשאפט zh:智慧

Advertisement