Kıdem Öncelik ve eskilik.
Evveli bulunmamak. Ezeli olmak.
Başkasından daha önce olmak. Zamanca daha evvelki olmak. Rütbece daha yüksek olmak.
Cenab-ı Hakkın "Kıdem" sıfatı, yâni; ebedî ve ezelî oluşu.
kıdem
a. 1. Bir görevde rütbece eskilik: “Ali Fuad Bey de parti komitacılığının düşmanı olanlar gibi nizam, kıdem ve kanun adamı kalmıştır.” -F. R. Atay. 2. Bir görevde geçirilen süre.
"kıdem" kelimesinin açıklamasının tamamını görmek için tıklayın.
kıdem tazminatı
a. Belirli süre çalıştıktan sonra işten ayrılan işçiye görev süresine bağlı olarak verilen para.
"kıdem tazminatı" kelimesinin açıklamasının tamamını görmek için tıklayın.
kıdem temeli
Ücret ya da özence ödemelerinin hizmet süresine dayanılarak saptanması.
kıdemce
zf. (kıde'mce) Bir işte deneyim ve süre bakımından, kıdeme göre.
kıdemli
sf. 1. Bir işte eski ve deneyimi çok olan. 2. a. Sınıf temsilcisi, mümessil.
kıdemli başçavuş a. ask. Kıdemi olan başçavuş veya rütbesi.
kıdemli üstçavuş
a. ask. Kıdemi olan üstçavuş veya rütbesi.
kıdemlilik, -ği
a. Kıdemli olma durumu.
kıdemsiz
sf. Bir işte yeni ve deneyimi az olan.
kıdemsizlik, -ği
a. Kıdemsiz olma durumu.
[]
Ad[]
- [1] Bir görevde rütbece eskilik
- [2] Bir görevde geçirilen süre
- [1] (Arapça)
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}
[]
Ad[]
- [1] eskilik.
- قدم
- Türk Dil Kurumu: "Kıdem"