Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Disambig Bakınız: Kaf Suresi/WP, Kaf Suresi/VP
Hucurat Suresi Kaf Suresi Zariyat Suresi
2010 Kur'an Yılında Mersin Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün Dünyanın En Kapsamlı Kur'an Portali Projesidir.
Disambig Bakınız: Kaf suresi/MEAL, Kaf suresi/VİDEO, Kaf suresi/TEFSİR, Kaf suresi/TEZHİB, Kaf suresi/HAT, Kaf suresi/FAZİLETİ, Kaf suresi/HİKMETLERİ, Kaf suresi/, Kaf suresi/KERAMETLERİ, Kaf suresi/AUDİO, Kaf suresi/HADİSLER, Kaf suresi/Elmalı orijinali, Kaf suresi/Transkriptleri, Kaf Suresi/NAKİLLER, Kaf Suresi/Elmalılı Tefsiri


Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
Japonca [1]
İngilizce Meali (M. Pickthall)
50/0
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
慈悲あまねく慈愛深きアッラーの御名において。
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
50/1
ق ۚ وَالْقُرْآنِ الْمَجِيدِ
Kaf ve Kur'ani mecîd hakkı için
カーフ。栄光に満ちたクルアーンによって誓う。
Qaf. By the glorious Qur’an,
50/2
بَلْ عَجِبُوا أَنْ جَاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا شَيْءٌ عَجِيبٌ
Doğrusu şaştılar da kendilerine içlerinden korkutucu bir Peygamber geldiğine dediler ki kâfirler bu acîb bir şey
いや,かれらは自分たちの間から一人の警告者が現われたことに驚き,そこで不信心な者たちは言う。「これは全く不思議なことである。
Nay, but they marvel that a warner of their own hath come unto them; and the disbelievers say: This is a strange thing:
50/3
أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا ۖ ذَٰلِكَ رَجْعٌ بَعِيدٌ
Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakıt ha? Bu baıyd bir irca'
わたしたちが死んで塵になって(また甦るの)か。それは(理解出来ない)とんでもない甦りである。」
When we are dead and have become dust (shall we be brought back again)? That would be a far return!
قَدْ عَلِمْنَا مَا تَنْقُصُ الْأَرْضُ مِنْهُمْ ۖ وَعِنْدَنَا كِتَابٌ حَفِيظٌ
Fakat Arz onlardan neyi eksiltir bize ma'lûmdur ve nezdimizde hıfzedici bir kitab vardır
われは大地が,かれらを如何に蝕・去るかを知っている。またわが手許には,(凡ゆる始終の)記録の帳簿がある。
We know that which the earth taketh of them, and with Us is a recording Book.
50/5
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ فَهُمْ فِي أَمْرٍ مَرِيجٍ
Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman tekzib ettiler de şimdi karma karışık bir ıztırab içindeler
真理が訪れた時,それを虚偽としたので,かれらは混乱状態に陥った。
Nay, but they have denied the truth when it came unto them, therefor they are now in troubled case.
50/6
أَفَلَمْ يَنْظُرُوا إِلَى السَّمَاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا وَمَا لَهَا مِنْ فُرُوجٍ
Artık üstlerindeki Semâya bir baksalar a, biz onu nasıl bina etmişiz ve ziynetlemişiz hiç bir gediği yok
かれらは頭上の天を見ないのか。われが如何にそれを創造し,如何にそれを飾ったか。そしてそれには,少しの傷もないと言うのに。
Have they not then observed the sky above them, how We have constructed it and beautified it, and how there are no rifts therein?
وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
Arza da: bir imtidad vermişiz ve ağır baskılar oturtmuşuz ve her çeşidden çiftler bitirmişiz ki temaşasına doyulmaz
また,われは大地をうち広げ,その上に山々を据え,様々の種類の美しい(草木)を,生い茂らせる。
And the earth have We spread out, and have flung firm hills therein, and have caused of every lovely kind to grow thereon,
تَبْصِرَةً وَذِكْرَىٰ لِكُلِّ عَبْدٍ مُنِيبٍ
Gözler gönüller açar, yaradanın kudretini ıhtar eder, dersler verir birer nişanei basîret ve nümunei ıbret olmak üzere, hakka yüz tutan her kul için
(それらは)悔悟して(主の御許に)返る凡てのしもべが,よく観察すべきことであり,教訓である。
A vision and a reminder for every penitent slave.
وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً مُبَارَكًا فَأَنْبَتْنَا بِهِ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَصِيدِ
Bir de Semadan mübarek bir su indirip de onunla bağlar bağçeler bitirmekteyiz ve biçilecek taneler
われはまた,祝福する雨を天から降らせて,果樹園や収穫の穀物を豊かに生長させる。
And We send down from the sky blessed water whereby We give growth unto gardens and the grain of crops,
وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَهَا طَلْعٌ نَضِيدٌ
Ve Semaya ser çeken hurma ağaçları ki sıvama dizilmiş bir tal'ı vardır
びっしりと実を付けた丈の高いナツメヤシの木は,
And lofty date palms with ranged clusters,
50/11
رِزْقًا لِلْعِبَادِ ۖ وَأَحْيَيْنَا بِهِ بَلْدَةً مَيْتًا ۚ كَذَٰلِكَ الْخُرُوجُ
Kullara rızk için, ve onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz, işte o huruc da böyledir
(アッラーの)しもべたちの食料。またそれ(雨)でわれは死んだ大地を甦らせる。呼出し(復活)にしても同じようなこと。
Provision (made) for men; and therewith We quicken a dead land. Even so will be the resurrection of the dead.
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ
Tekzib etti onlardan evvel Nuhun kavmı ve ashabı ress ve Semûd
かれら以前も,(使徒を)嘘付き呼ばわりした者があった。ヌーフの民も,ラッスの仲間もサムードも,
The folk of Noah denied (the truth) before them, and (so did) the dwellers at Ar Kass and (the tribe of) Thamud,
50/13
وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ وَإِخْوَانُ لُوطٍ
Ve Âd ve Firavn ve ıhvanı Lût ve ashabı
またアードの民も,フィルアウンも,ルートの同胞も,
And (the tribe of) Aad, and Pharaoh, and the brethren of Lot,
وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ ۚ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ
Eyke ve tübbe'in kavmı, her biri gönderilen Peygamberleri tekzib etti de hakk oldu veîd
また森の仲間またトッバウの民も皆使徒を嘘付き呼ばわりした。だから(われの)警告は確実に実現されてしまった。
And the dwellers in the wood, and the folk of Tubba: every one denied their messengers, therefor My threat took effect.
أَفَعَيِينَا بِالْخَلْقِ الْأَوَّلِ ۚ بَلْ هُمْ فِي لَبْسٍ مِنْ خَلْقٍ جَدِيدٍ
Ya artık birinci yaradış ile yoruluverdik mi? Doğrusu onlar, yeni bir yaradılıştan iltibastalar
最初の創造のために,われが疲れたというのか。いや,かれらは新しい創造に就いて疑いを抱いている。
Were We then worn out by the first creation? Yet they are in doubt about a new creation.
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ ۖ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz: nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habli verîd» den daha yakınızdır
本当にわれは人間を創った。そしてその魂が囁くことも知っている。われは(人間の)脛動脈よりも人間に近いのである。
We verily created a man and We know what his soul whispereth to him, and We are nearer to him than his jugular vein.
50/17
إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ
İki zabıt memuru zabıt tutarlarken: biri sağdan oturmuş biri soldan
見よ,右側にまた左側に坐って,2人の(守護の天使の)監視者が監視する。
When the two Receivers receive (him), seated on the right hand and on the left,
50/18
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ
Her ne söz atarsa mutlak yanında hâzır bir gözcü vardır
かれがまだ一言も言わないのに,かれの傍の看守は(記録の)準備を整えている。
He uttereth no word but there is with him an observer ready.
50/19
وَجَاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ۖ ذَٰلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَحِيدُ
Ve ölüm sekeratı hakk ile geldikte: işte diye: o senin kaçıp durduğun
そして実際に死の昏睡が訪れる。これはあなたが避けてきたもの。
And the agony of death cometh in truth. (And it is said unto him): This is that which thou wast wont to shun.
50/20
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ۚ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ
Ve Sur üfürüldükte: ki işte o veîd günüdür
そしてラッパが吹かれる。これはあの約束された日である。
And the trumpet is blown. This is the threatened Day.
50/21
وَجَاءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَعَهَا سَائِقٌ وَشَهِيدٌ
Ve her nefis gelmiştir: beraberinde bir sevk me'muru ve bir şâhid vardır
そして各々の魂は,追手と証言者に伴われて来る。そして各々の魂は,(羊の群を追い立てるように)追手(の天使)一人と(現世の諸行を証言するための)証言(の天使)一人に伴われてやって来る。
And every soul cometh, along with it a driver and a witness
لَقَدْ كُنْتَ فِي غَفْلَةٍ مِنْ هَٰذَا فَكَشَفْنَا عَنْكَ غِطَاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ
Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin: şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir,
(その時,言われよう。)「あなたは,この(審判の日)に就いて実際注意しなかった。われは今,あなたから覆を取り除く。今日は,あなたの視覚は鋭敏である。」
(And unto the evil doer it is said): Thou wast in heedlessness of this. Now We have removed from thee thy covering, and piercing is thy sight this day.
50/23
وَقَالَ قَرِينُهُ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ
Ve karîni demiştir: işte bu yanımdaki hâzır
かれの同伴の仲間は言う。「これが,わたしの準備したものです。」
And (unto the evil doer) his comrade saith: This is that which I have ready (as testimony).
50/24
أَلْقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٍ
(Buyurulur:) atın atın Cehenneme her nankör anud,
(その時主は仰せられよう。)「あなたがた両名,反逆した頑迷な者を凡て,地獄に投げ込め。
(And it is said): Do ye twain hurl to hell each rebel ingrate,
50/25
مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُرِيبٍ
Hayra engel, haşarı işkilci kâfiri
正しい道を妨げた者,掟を破った者,(真理に)疑いを抱いた者,
Hinderer of good, transgressor, doubter,
الَّذِي جَعَلَ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ فَأَلْقِيَاهُ فِي الْعَذَابِ الشَّدِيدِ
Ki Allahın yanında başka ilâh tutmuştur, haydin ikiniz bir atın onu o şiddetli azâb içine
アッラーと同位に外の神を立てた者,あなたがた両名は,これらを厳しい懲罰の中に投げ込め。」
Who setteth up another god along with Allah. Do ye twain hurl him to the dreadful doom.
50/27
قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَٰكِنْ كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Arkadaşı der: ya rabbenâ onu ben azdırmadım velâkin kendisi uzak bir dalâl içinde idi
かれの仲間は言う。「主よ,わたしがかれを背かせたのではありません。かれが(自ら)遠く迷い込んでしまったのです。」
His comrade saith: Our Lord! I did not cause him to rebel, but be was (himself) far gone in error.
50/28
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُمْ بِالْوَعِيدِ
Buyurur ki: huzurumda çekişmeyin, ben size önceden veîd göndermiş iken
かれは仰せられよう。「われの前で議論してはならない。われは即にあなたがたに警告したのである。
He saith: Contend not in My presence, when I had already proffered unto you the warning.
مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَا أَنَا بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ
Benim ındimde söz değiştirilmez ve ben kullara zulümkâr değilim
われは言ったことを変えることはない。またわれのしもべたちに対し,決して不正ではないのである。」
The sentence that cometh from Me cannot be changed, and I am in no wise a tyrant unto the slaves.
50/30
يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِنْ مَزِيدٍ
O gün ki Cehenneme doldunmu? diyeceğiz, o, daha ziyade varmı? diyecek
その日われが地獄に,「満員になったか。」と問うと,「なお多くの(入る)者がおりますか。」と答える。
On the day when We say unto hell: Art thou filled? and it saith: Can there be more to come?
50/31
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ
Cennet de müttekılere uzak olmıyarak yaklaştırılmış bulunacak
主を畏れる者には,楽園が近づいてくる。直ぐ近くに。
And the Garden is brought nigh for those who kept from evil, no longer distant.
50/32
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ
İşte bu, diye: o sizin va'd olunduğunuz: her bir tevbekâr, vazifesine riayetkâr olan
これは悔悟して常に(アッラーに)帰り(主の掟を)守る凡ての者のために約束されていたものであり,
(And it is said): That is that which ye were promised. (It is) for every penitent and heedful one,
50/33
مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَٰنَ بِالْغَيْبِ وَجَاءَ بِقَلْبٍ مُنِيبٍ
Gaybde rahmana haşyet duyan ve inâbeli bir kalb ile gelen kimselere
目に見えない慈悲深き御方を畏れ,心の底から悔悟して(主に)帰った者たちのため(のものである)。
Who feareth the Beneficent in secret and cometh with a contrite heart.
50/34
ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ۖ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ
Girin ona bir selâm ile, bu işte o hulûd günü
「安んじてそれに入れ。これは永遠の日である。」
Enter it in peace. This is the day of immortality.
50/35
لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ
Orada onlara ne dilerlerse var, bizim nezdimizde ise ziyade var
かれらのためにはそこに,欲しいものは何でもあり,またわが許からもっと追加があろう。
There they have all that they desire, and there is more with Us.
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هُمْ أَشَدُّ مِنْهُمْ بَطْشًا فَنَقَّبُوا فِي الْبِلَادِ هَلْ مِنْ مَحِيصٍ
Hem önlerinde nice karn helâk ettik, onlar tutumca onlardan daha çetin idiler, beldelerde delik aradılar: varmı bir kaçamak?
われはかれら以前に,如何に多くの世代を滅ぼしたことか。かれらは,これら(マッカの多神教徒)よりも力においてもっと勇猛であったではないか。それでかれらは諸都市を巡り歩いたが,何処に避難所があろうか。
And how many a generation We destroyed before them, who were mightier than these in prowess so that they overran the lands! Had they any place of refuge (when the judgment came)?
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَذِكْرَىٰ لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
Şübhesiz ki bu söylenende kalbi olan yâhud şuhud halinde kulak tutan kimse için uyandıracak bir ıhtar vardır
本当にこの中には心ある者,また耳を傾ける者,注視する者への教訓がある。
Lo! therein verily is a reminder for him who hath a heart, or giveth ear with full intelligence..
وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ
Şanım hakkiçin biz o Gökleri ve Yeri ve aralarındakileri altı günde halk ettik, bize bir yorgunluk da dokunmadı
われは天と地,またその間にある凡てのものを6日の間に創造した。しかしわれは少しの疲れも感じることはなかった。
And verily We created the heavens and the earth, and all that is between them, in six days, and naught of weariness touched Us.
50/39
فَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ
O halde onların lâflarına karşı sabret de rabbına hamd ile tesbih eyle güneş doğmadan evvel ve batmadan evvel
それであなたはかれらの言うことを忍び,主の栄光を誉め讃えなさい。太陽が登る前と沈む前に。
Therefor (O Muhammad) bear with what they say: and hymn the praise of thy Lord before the rising and before the setting of the sun;
50/40
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَأَدْبَارَ السُّجُودِ
Geceden de tesbih et ona hem de secde arkalarında
また夜も,かれを讃えて唱念しなさい,また礼拝の終りにも。
And in the night time hymn His praise: And after the (prescribed) prostrations.
50/41
وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِنْ مَكَانٍ قَرِيبٍ
Ve dinle o münadînin bağıracağı günü yakın bir yerden
耳を傾けなさい。召集者が直ぐ近い所から呼ぶ日に(備えて)。
And listen on the day when the crier crieth from a near place,
50/42
يَوْمَ يَسْمَعُونَ الصَّيْحَةَ بِالْحَقِّ ۚ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْخُرُوجِ
Hakka çağıran o sayhayı işidecekleri gün, işte o, huruc günüdür
その日,かれらは真実の一声を聞こう。それは(墓場から)出て行く日である。
The day when they will hear the (Awful) Cry in truth That is the day of coming forth (from the graves).
50/43
إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي وَنُمِيتُ وَإِلَيْنَا الْمَصِيرُ
Şübhesiz ki biz biziz hem diriltiriz, hem öldürürüz ve dönüş bizedir
本当にわれは生を授け,また死を与える。われに(凡てのものの)帰着所がある。
Lo! We it is Who quicken and give death, and unto Us is the journeying.
يَوْمَ تَشَقَّقُ الْأَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعًا ۚ ذَٰلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَسِيرٌ
O gün ki Arz onlardan ayrılır sür'atle koşarlar, o, bir haşirdir ki ancak bize kolaydır
その日,大地はかれら(の所)から裂け,かれらは急いで出て行く。これこそが召集で,われにとっては容易な業である。
On the day when the earth splitteth asunder from them, hastening forth (they come). That is a gathering easy for Us (to make).
نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ ۖ وَمَا أَنْتَ عَلَيْهِمْ بِجَبَّارٍ ۖ فَذَكِّرْ بِالْقُرْآنِ مَنْ يَخَافُ وَعِيدِ
Biz pek a'lâ biliyoruz ki ne diyorlar, maamafih sen onlara karşı bir cebbar değilsin, şimdi sen benim veîdlerimden korkacaklara bu Kur'an ile öğüd ver
われはかれらの言うことを良く承知している。あなたはかれらに強制してはならない。わが警告を恐れる者たちに,クルアーンによって訓戒しなさい。
We are best aware of what they say, and thou (O Muhammad) art in no wise a compeller over them. But warn by the Qur’an him who feareth My threat.


Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Sure Formülleri

Sure Formülleri

Advertisement