Esbab . اسباب. Esbâb. Esbab. Asıl manayı lugavisi (ip) demektir. Sebep. Sebeb .Neden. Nedenler. Sebepler. Esbâb-ı Mûcibe. Esbâb-ı Mûcibe Mazbatası. Daire-i esbab. Esbabı nüzul . | |
---|---|
(Evet, izzet ve azamet ister ki; esbab, perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve Celâl ister ki; esbab, ellerini çeksinler te'sir-i hakikiden. M. N.) | |
Muştakları | Sebeb . Sebebiyet. Müsebbebat. Tesebbüb |
Terkipler | Esbâb-ı Mûcibe. Esbâb-ı Mûcibe Mazbatası. Daire-i esbab. Esbabı nüzul . |
(Cenab-ı Hak, müsebbebatı esbaba bağlamakla, intizamı, temin eden bir nizamı kâinatta vaz'etmiş. Ve her şeyi, o nizama müraat etmeğe ve o nizamla kalmaya tevcih etmiştir. Ve bilhasa insanı da, o daire-i esbaba mürâat ve merbutiyet etmeğe mükellef kılmıştır. Her ne kadar dünyada, daire-i esbab, daire-i itikada galip ise de; Ahirette hakaik-i itikadiye tamamen tecelli etmekle, daire-i esbaba galebe edecektir. Buna binaen, bu dairelerin herbirisi için ayrı ayrı makamlar, ayrı ayrı hükümler vardır. Ve her makamın iktiza ettiği hükme göre hareket lâzımdır. Aksi takdirde daire-i esbabda iken; tabiatiyle, vehmiyle, hayaliyle daire-i itikada bakan; Mu'tezile olur ki, te'siri esbaba verir. Ve keza, daire-i itikadda iken, ruhuyle, imaniyle daire-i esbaba bakan da, esbaba kıymet vermeyerek Cebriye mezhebi gibi tenbelcesine bir tevekkül ile nizâm-ı âleme muhalefet eder. |
ESSEBEBÜ KELFAİL . Essebebü Kelfail . اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ . Essebebü ke-l fâil . Hadis:
«الدَّالُّ عَلَى الخَيْرِ كَفَاعِلِهِ وَالدَّالُّ عَلَى الشَّرِّ كَفَاعِلِهِ Yani: Hayra delalet eden, o hayrı yapan gibidir. Şerre delalet eden de, o şerri bizzat işlemiş gibidir.» | |
---|---|
(Essebebü ke-l fâil) Bir işe sebeb olan, o şeyi yapan fâil gibidir (mealinde). (Hizmet-i Kur'âniye ve imâniyenin yapılmasına sebeb olanlar, bu mukaddes hizmeti yapmış gibi mes'ud ve me'cur olurlar, hayırlara, ecir ve sevablara nâil olmak nimet-i uzmasına erişirler.) | |
Essebebü Kelfail اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ | ESSEBEBÜ KELFAİL . Essebebü Kelfail . اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ . Essebebü ke-l fâil . Hadis: «الدَّالُّ عَلَى الخَيْرِ كَفَاعِلِهِ وَالدَّالُّ عَلَى الشَّرِّ كَفَاعِلِهِ Yani: Hayra delalet eden, o hayrı yapan gibidir. Şerre delalet eden de, o şerri bizzat işlemiş gibidir.» |
Dâlle-i Hayr (hayra delalet eden) | الدَّالُّ عَلَى الخَيْرِ كَفَاعِلِهِ - Hayra delalet eden, o hayrın faili gibidir. |
Dâlle-i şer (Şerre delalet eden) | وَالدَّالُّ عَلَى الشَّرِّ كَفَاعِلِهِ |
Çığır açan مَنْ سَنَّ سُنَّةً فَعُمِلَ بِهَا | مَنْ سَنَّ سُنَّةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ لَهُ اَجْرُهَا وَمِثْلُ اَجْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا
لَا يَنْقُصُ مِنْ اُجُورِهِمْ شَيْئًا وَمَنْ سَنَّ سُنَّةً سَيِّئَةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا لَا يَنْقُصُ مِنْ اَوْزَارِهِمْ شَيْئًا |
Sünnet-i seniyye | مَنْ سَنَّ سُنَّةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ لَهُ اَجْرُهَا وَمِثْلُ اَجْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا لَا يَنْقُصُ مِنْ اُجُورِهِمْ شَيْئًا Yani kim iyi bir çığır açar da o çığıra gidilirse, ona açtığı çığırın sevabı verileceği gibi o yolda gidenlerin sevabının bir misli de verilecek ve bu (adam), onların sevablarından bir şey eksiltmeyecektir. |
Sünnet-i seyyie | وَمَنْ سَنَّ سُنَّةً سَيِّئَةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا لَا يَنْقُصُ مِنْ اَوْزَارِهِمْ شَيْئًا Kim kötü bir çığır açarsa, ona da açtığı çığırın günahı yükletileceği gibi o yolda gidenlerin günahlarının bir katı da yükletilecek ve bu (adam), onların günahlarını eksiltmeyecektir.» |
Sünen-i İbn-i Mace, Mukaddime bölümünün 14. babı, bu mevzuya dair olup bu babın 1. hadisi şöyledir:
مَنْ سَنَّ سُنَّةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ لَهُ اَجْرُهَا وَمِثْلُ اَجْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا لَا يَنْقُصُ مِنْ اُجُورِهِمْ شَيْئًا وَمَنْ سَنَّ سُنَّةً سَيِّئَةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا لَا يَنْقُصُ مِنْ اَوْزَارِهِمْ شَيْئًا «Yani kim iyi bir çığır açar da o çığıra gidilirse, ona açtığı çığırın sevabı verileceği gibi o yolda gidenlerin sevabının bir misli de verilecek ve bu (adam), onların sevablarından bir şey eksiltmeyecektir. Kim kötü bir çığır açarsa, ona da açtığı çığırın günahı yükletileceği gibi o yolda gidenlerin günahlarının bir katı da yükletilecek ve bu (adam), onların günahlarını eksiltmeyecektir.» |
Trending pages
All items (6)