Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Müddessir Suresi/32-52-Müddessir Suresi/Elmalı/32-52 Kiyamet Suresi/1-30 Kyamet Suresi/31-40-Kiyamet Suresi/Elmalı /31-40
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Disambig Bakınız: KiyametSuresi, KiyametSuresi/MEALKiyametSuresi/VİDEO, KiyametSuresi/TEFSİR, KiyametSuresi/TEZHİB, KiyametSuresi/HAT, KiyametSuresi/FAZİLETİ, KiyametSuresi/HİKMETLERİ, KiyametSuresi/, KiyametSuresi/KERAMETLERİ, KiyametSuresi/AUDİO, KiyametSuresi/HADİSLER, KiyametSuresi/NAKİLLER, KiyametSuresi/EL YAZMALARI, KiyametSuresi/VP
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ
Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.
Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.
Nay, I swear by the Day of Resurrection;
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ
Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse.
Nay, I swear by the accusing soul (that this Scripture is true).
أَيَحْسَبُ الْإِنْسَانُ أَلَّنْ نَجْمَعَ عِظَامَهُ
İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?
Thinketh man that We shall not assemble his bones?
بَلَىٰ قَادِرِينَ عَلَىٰ أَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَهُ
İnsan sanırmı ki derleyemeyiz kemiklerini?
Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
Yea, verily. Yea, We are able to restore his very fingers!
بَلْ يُرِيدُ الْإِنْسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ
Evet derleriz kadir olarak tesviyeye bile parmaklarını
Fakat insan günahı devam ettirmek ister.
But man would fain deny what is before him.
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ
Fakat insan ister önünde fücur etmesini
O kıyamet günü ne zaman? diye sorar.
He asketh: When will be this Day of Resurrection?
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ
Sorar: ne zaman diye o Kıyamet günü
Ne zaman ki o göz şimşek çakar,
But when sight is confounded
وَخَسَفَ الْقَمَرُ
Ne vakıt ki o göz şimşek çakar
Ay tutulur,
And the moon is eclipsed
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ
Ve Ay tutulur
Güneş ve ay toplanır,
And sun and moon are united,
يَقُولُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ
Ve Güneş ve Ay toplanır
İşte o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der.
On that day man will cry: Whither to flee!
كَلَّا لَا وَزَرَ
Der o insan o gün: nereye kaçmalı? (eynel'mefer)
Hayır, hayır, yok bir siper.
Alas! No refuge!
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ
Hayır hayır, yok bir siper
O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur.
Unto thy Lord is the recourse that day.
يُنَبَّأُ الْإِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.
On that day man is told the tale of that which he hath sent before and left behind.
بَلِ الْإِنْسَانُ عَلَىٰ نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ
Ayıtılır insan o gün, yaptıklarile mukaddem, müahhar
Doğrusu insan kendi nefsini görür,
Oh, but man is a telling witness against himself,
وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُ
Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir
Bir takım özürler ortaya atsa da.
Although he tender his excuses.
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ
Dökse de ortaya ma'ziretlerini
Onu hemen okumak için dilini depretme.
Stir not thy tongue herewith to hasten it.
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ
Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.
Lo! upon Us (resteth) the putting together thereof and the reading thereof.
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ
Çünkü bize aiddir onun cem'i ve Kur'anı
O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.
And when We read it, follow thou the reading;
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ
Biz okudukmu o vakıt ta'kıyb et o Kur'anı
Sonra onu açıklamak da bize aittir.
Then lo! upon Us (resteth) the explanation thereof.
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ
Sonra bize aiddir yine onun beyanı
Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da
Nay, but ye do love the fleeting Now
وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ
Hayır hayır siz pişîni seviyorsunuz
Ahireti bırakıyorsunuz.
And neglect the Hereafter.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌ
Ve Âhıreti bırakıyorsunuz
Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar.
That day will faces be resplendent,
إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ
Nice yüzler o gün ışılar parlar
Rabbine bakar.
Looking toward their Lord;
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ
Rabbına nâzır
Yüzler de var ki o gün asıktır.
And that day will other faces be despondent,
تَظُنُّ أَنْ يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ
Nice yüzler de o gün ekşir pusarır
Anlar ki kendisine belkıran (bel kemiklerini kıran belalı bir iş) yapılır.
Thou wilt know that some great disaster is about to fall on them.
كَلَّا إِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَ
Anlar ki kendilerine bel kıran yapılır
Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır,
Nay, but when the life cometh up to the throat
وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ
Hayır hayır ne zaman ki o can köprücüklere dayanır
"Tedavi edebilecek kimdir?" denilir.
And men say: Where is the wizard (who can save him now)?
وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ
Ve denilir: kim var bir okuyacak?
Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar.
And he knoweth that it is the parting;
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ
Ve sezer o dem temamelfirak
Bacak bacağa dolaşır..
And agony is heaped on agony;
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ
Ve dolaşır el ayak: bacağa bacak
İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir.
Unto thy Lord that day will be the driving.
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement