Yenişehir Wiki
Advertisement

Kocakarı ile Ömer - Mehmet Akif Ersoy - Safahat e bakınız

2'li tablo

thumb|300px|left|
thumb|300px|left|
Üstâdnecîbim Ali Ekrem Bey'e Soylu üstadım Ali Ekrem Bey'e
Yok ya Abbâs'ı bilmeyen, kimdi?... Yok ya Abbas'ı bilmeyen, kimdi?..
O sahâbîyi dinleyin, şimdi: O sahâbîyi dinleyin şimdi:
Bir karanlık geceydi pek de ayaz... Bir karanlık geceydi pek de ayaz...
İbni Hattâb'ı görmek üzre biraz, İbni Hattâb'ı görmek üzere biraz,
Çıktım evden ki yollar ıpıssız. Çıktım evden ki yollar ıpıssız.
Yolcu bir benmişim meğer yalnız! Yolcu bir benmişim meğer yalnız!
Aradan geçmemişti çok da zaman, Aradan çok da zaman geçmemişti,
Az ilerden yavaşça oldu iyân, Az ilerden yavaşça belirdi,
Zulmetin sînesindeukde gibi, Karanlığın göbeğinde bir düğüm gibi
Ansızın bir müheykela'râbî! Ansızın heykel yapılı bir Arap ki,
Bembeyaz bir ridâ içinde garîb, Bembeyaz bir hırka içinde garib,
Geliyor muttasılmehîb mehîb. Geliyor hep heybetli heybetli.
Ben sokuldum, o geldi, yaklaştık; Ben sokuldum, o geldi, yaklaştık;
Durmadan karşıdan selâmlaştık. Durmadan karşıdan selamlaştık.
Düşünürken selâm alan sesini, Düşünürken selam alan sesini,
O heyûlâ uzandı tuttu beni: O karaltı uzandı tuttu beni:

Bir de baktım, Ömer değil mi imiş?

Bir de baktım, Ömer değil mi imiş?

Ömer! Böyle geç zaman, bu ne iş? Ya Ömer! Böyle geç vakit, bu ne iş?
Şu mahallâtı devre çıkmıştım... Şu mahalleleri dolaşmaya çıkmıştım.
Gel beraber, benimle, üç beş adım. Gel beraber benimle üç beş adım.
Ne sadâ var, ne bir yürür bîdâr; Ne ses ne de gezip dolaşan uyanık birisi var;
Uhrevî bir sükûn içinde civâr. Bir ahiret sessizliği içinde her yer.
Ömer olmuş gezer,sıyânet-i Hak... Ömer Allah'ın koruyucu gücü gibi dolaşmakta.

Şu yatan beldenin huzûruna bak!

Bak şu şehre ki huzur içinde yatmakta!

O semâlar kadar yücelmişalın, O gökler kadar yücelmiş alın,
Çakarak sînesinden âfâkın, Çakarak sinesinden ufukların,
Bir zaman sönmeyen nigâhıyle, Bir an bile sönmeyen bakışıyla,
Necm-i sâhirde sanki bir hâle! Uyanık bir yıldız ve etrafında bir nur yığını!
Duruyor her evin önünde Ömer, Duruyor her evin önünde Ömer,
Dinliyor bî-haber içerdekiler Dinliyor, habersiz içerdekiler.
Geçmedik en harâb bir yapıyı, Geçmedik en yıkık bir yapıyı,
Yokladık sağlı sollu her kapıyı. Yokladık sağlı sollu her kapıyı.
Geldik artık Medîne hâricine; Geldik artık Medine'nin dışına;
Bir çadır gördü, durdu kaldı yine. Bir çadır gördü, durdu kaldı yine.
Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın. Ocak başında oturmuş bir yaşlı kadın,
"Açız! Açız!" diye feryâd eden çocuklarının, "Açız! Açız!" diye bağrışan çocuklarının,
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini; Karıştırıp duruyorken pişen yemeklerini;
Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini: Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini:
Durundu yavrularım,işte şimdicek pişecek Durundu yavrularım işte şimdi pişecek
Fakat ne hâl ise bir türlü pişmiyordu yemek! Fakat nedense bir türlü pişmiyordu yemek!
Çocukların yeniden başlamıştı nâleleri... Çocukların yeniden başlamıştı inleyişleri...
Selamı verdi Ömer, daldı âkıbet içeri. Selam verdi Ömer, daldı sonunda içeri.
Selamı aldı kadın pek beşûş bir yüzle. Selam aldı kadın pek asık bir yüzle
Bu yavrular niçin, ey teyze, ağlıyor, söyle? Bu yavrular niçin, ey teyze, ağlıyor, söyle?
Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... Bu gün ikinci gün, aç kaldılar...
O halde, neden Biraz yemek komuyorsun? O halde, neden Biraz yemek komuyorsun?
Yemek mi? Çömleği sen, Tirid mi zannediyorsun?İçinde sâde su var; Yemek mi? Çömleği sen, et yemeği mi sandın?

İçinde sadece su var;

Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar! Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar!
Ne çare! Belki susarlar, dedim.Ayıplamayın. Ne çare! Belki susarlar, dedim. Ayıplamayın.
Peki senin kocan, oğlun, ya kardeşin,ya dayın... Peki senin kocan, oğlun, ya kardeşin,

ya dayın...

Tek erkeğin de mi yok? Tek erkeğin de mi yok?
Hepsi öldü... Kimsem yok. Hepsi öldü... Kimsem yok.
Senin midir bu küçükler? - Torunlarım. Senin midir bu küçükler? - Torunlarım.
Ne de çok! Ne de çok!
Adam emire gidip söylemez mi halini Adam halifeye gidip söylemez mi halini
Ah! Emîre öyle mi?Kahretsinan-karîb Allah! Ah! Halifeye öyle mi? Kahretsin en kısa zamanda Allah!
Yakında râyet-i ikbâliser-nigûn olsun... Mutluluk bayrağı çok yakın zamanda yerlerde sürünsün...
Ömer, belâsınıdünyâda isterim bulsun! Ömer, belasını dünyada isterim bulsun!
Ne yaptı, teyze,Ömer, böyle inkisâr edecek? Ne yaptı, teyze, Ömer, böyle beddua edecek?
Ya ben yetîm avuturken Emîr uyur mu gerek? Ya ben yetim avuturken halife uyur mu gerek?
Raiyyetiz,ona bizler vedîatu'llâhız; Onun yönetimindeyiz, ona bizler Allah'ın emanetiyiz;
Gelip de bir aramak yok mu? Gelip de bir aramak yok mu?
Haklısın, yalnız, Haklısın, yalnız,
Zavallının işi pek çok zaman bulup gelemez; Zavallının işi pek çok, zaman bulup gelemez;
Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez
Niçin hilâfeti vaktiyle eylemişti kabûl? Niçin halifeliği zamanında kabul etmişti?
Sonunda böyle Çürük özrü kim sayar makbûl? Bundan sonra böyle bir çürük özrü kim kabul eder?
Zavallının işi çokmuş!...Nedir, muhârebe mi? Zavallının işi çokmuş!..Nedir, savaş mı?
İşitme sen de civârında inleyen elemi, İşitme sen de etrafında inleyen acıyı,
Medîne halkını üryan bırak,Mısır'da dolaş... Medine halkını çıplak bırak, Mısır'da dolaş...
" Gazâ! Gazâ!" diye git,soy cihânı, gel paylaş! Savaş savaş! diye git, soy dünyayı, gel paylaş!
Çocukların bu sefer yükselince feryâdı, Çocukların bu sefer yükselince feryadı,
Kadın, tehevvürü artık cünûna vardırdı;

Kadının öfkesi artık çılgın bir hâl aldı:

Şu nevhalar ki çıkar tâ bulutların içine, Şu feryatlar ki çıkar tâ bulutların içine;
Ömer! Savâik-i tel'în olur, iner tepene! Ömer! Lanet yıldırımları olur, iner tepene!
Yetîmin âhınıyağmur duâsı zannetme: Yetimin âhını yağmur duası zannetme:
O sayha ra'd-ı kazâdır ki gönderir ademe! O çığlık kaderin bir yıldırım gibi gürlemesidir

ki gönderir yokluğa!

Açız! Açız! Bize bir lokma olsun ekmek ver... "Açız! Açız! Bize bir lokma olsun ekmek ver..."
Susundu yavrularım, işte oldu, şimdi pişer!

Gidip de söyliyeyim hâ?..

Susundu yavrularım, işte oldu, şimdi pişer!"

Gidip de söyleyeyim ha?

Dilencilik yapamam! Ömer de kim? Dilencilik yapamam! Ömer de kim?
Benim ondan kerîm adamdı babam, Benim ondan daha cömertti babam.
Ölür de yüz suyu dökmem sizin Halîfenize!.. Ölür de yüz suyu dökmem sizin halifenize!..

Ömer vuruldu bu son sözle...

Haklısın, teyze!

Ömer vuruldu bu son sözle...

Haklısın teyze!

Avut çocukları, ben şimdicek gider gelirim. Avut çocukları, ben şimdi hemen gider gelirim.
Halîfe önde, bitik suçlu,münfa'il, nâdim; Halife önde, bitik, suçlu, kırılmış, pişman;
Ben arkasında, perîşan,çadırdan ayrıldık. Ben arkasında, perişan, çadırdan ayrıldık.
Sabâha karşı biraz başlamıştı aydınlık. Sabaha karşı biraz başlamıştı aydınlık.

Köyün köpekleri ejder misâli saldırıyor,

Köyün köpekleri ejderha gibi saldırıyor,
Bırakmıyor bizi yoldan, fakat kim aldırıyor! Bırakmıyor bizi yoldan, fakat kim aldırıyor!
Medîne'nin dalarak münhanî sokaklarına; Dalarak Medine'nin eğri büğrü sokaklarına;
Dönüp dönüp hele geldik zahîreanbarına. Dönüp dönüp hele geldik yiyecek ambarına.
Halîfe girdi açıp, ben de girdim emriyle. Halife girdi açıp, ben de girdim emriyle,
Arandı her yeri, bir mum yakıp ale'l-acele. Arandı her yeri, bir mum yakıp aceleyle.
Şu tek çuval unu gördün ya !Haydi yükle bana; Şu tek çuval unu gördün ya!

Haydi yükle bana;

Bu testi yağ doludur, elverir oyük de sana. Bu testi yağ doludur, elverir o yük de sana.
Çuval Halîfe'de, yağ bende, çıktık anbardan; Çuval halifede, yağ bende, çıktık ambardan;
Kilitleyip geri döndük deminki yollardan. Kilitleyip geri döndük deminki yollardan.
Mesâfe, baktım, uzun; yük yaman;Ömer yaralı; Dedim ki: Mesafe, baktım, uzun; yük yaman, Ömer yaralı;

Dedim ki:

Ben götüreydim... Verir misin çuvalı? Ben götüreydim... Verir misin çuvalı?
Hayır, yorulsa değil, ölse yardım etme sakın: Hayır, yorulsa değil, ölse yardım etme sakın:
Vebâli kendine âiddir İbni Hattâb'ın. Günahıkendine aittir İbni Hattâb'ın.
Kadın ne söyledi, Abbas, işitmedin mi demin? Kadın ne söyledi, Abbas, işitmedin mi demin?
Yarın huzûr-i İlâhide, kimseler, Yarın Allah'ın huzurunda, kimseler,
Ömer'in Şerîk-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile; Ömer'in zararına ortak olmaz, bugünlük olsa bile;
Evet, hilâfeti yüklenmiyeydi vaktiyle. Evet, halifeliği üstlenmeyeydi vaktiyle.
KenârDicle'de bir kurtaşırsa bir koyunu, Dicle kenarında bir kurt kapsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu! Gelir de Allah'ın adaleti sorar Ömer'den onu!
Bir ihtiyar karı bî-kes kalır,Ömer mes'ûl! Bir ihtiyar kadın kimsesiz kalır,Ömer sorumlu!
Yetîmi, girye-i hüsrân alır,Ömer mes'ûl! Yetim acıların gözyaşında boğulur,Ömer sorumlu!
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse: Yoksulların yuvalan ilgisizlikten yıkılsa:
Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse!
Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri: Yeryüzünde zulümle bir damla kan dökünce biri:
O damla bir kocagirdâb olur boğar Ömer'i! O damla bir koca girdap olur boğar Ömer'i
Ömer duyulmada her kalbininkisârından; Kınlan, beddua eden her kalpte

Ömer'in adı duyulmakta;

Ömer koğulmada her mâtemincivârından! Üzüntüye bürünmüş her yerden Ömer kovulmakta!
Ömer Halîfe iken başka kim çıkar mes'ûl?

Ömer halife iken başka kim sorumlu tutulur?

Ömer ne yapsın, İlâhî, beşerzalûm ü cehûl! Ömer ne yapsın, Allah'ım, insan çok zalim ve cahildir!
Ömer'den isteniyor beklenen Muhammed'den... Ömer'den isteniyor beklenen Muhammed'den...
Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu bârısırtına sen? Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu yükü sırtına sen?
Sen almasan acaba kim gelip de senden iyi, Sen almasan acaba kim gelip de senden iyi,
İdâre eyliyecek düştüğün bu ma'rekeyi? Yönetecek içine düştüğün bu mücadeleyi?
Evet, adâleti "mutlak"hayâl edersen eğer, Evet, adaleti "mutlak adalet" gibi düşünürsen eğer,
Ömer değil ya ne olsan bırak ki hepsi heder! Ömer değil ya ne olsan bırak ki hepsi boşa gider!
Beşer, adâleti "mutlak"tahayyül eylerse, İnsan, adaleti "kesin" olarak düşünürse,
Görür ümîdini mahkûm her zaman ye'se. Umudunu zorunlu görür her zaman ümitsizliğe.
Sen ey Ömer, ne meleksin,ne bir emîr-i zalûm... Sen ey Ömer, ne melek, ne bir zalim halifesin...
Fakat elinde ne var? Fıtraten beşer mazlûm! Fakat elinde ne var? Ezilmiş yaratılmıştır insan!
Görür bürûc-i semânın bütüns sitâreleri, Görür gökyüzündeki burçların bütün yıldızları,
Zalâm içinde, yük altında inleyen Ömer'i! Karanlık içinde, yük altında inleyen Ömer'i!
Huzûr-i Hakk'a çıkarken bu unlucebhenle, Allah'ın huzuruna çıkarken bu una bulanmış yüzünle,
Değil zemîni, getir şâhidâsümânı bile! Değil yeryüzünü, tanık tut gökyüzünü bile!
Uzak mı yol? Daha çok var mı? Uzak mı yol? Daha çok var mı?
Ancak üç beş adım. Ancak üç beş adım.
Mecâli kalmamış artık zavallının Baktım... Baktım: Gücü kalmamış artık zavallının...
Olanca azmini cebr eyleyip,nefes nefese Olanca azmini zorlayıp, nefes nefese;
Yavaş yavaş yürüyor. Geldi bin belâ ne ise! Yavaş yavaş yürüyor. Geldi bin bela ne ise!
Sokuldu haymeye, indirdi arkasından unu: Sokuldu çadıra, indirdi arkasından unu:
Bırak da testiyi yerleştirin kenâra şunu. Bırak da testiyi yerleştirin kenara şunu.
Hemen çakılları çömlekten indirip attı, Hemen çakılları çömlekten indirip attı;
Uzandı testiye, yağ koydu,sonra un kattı. Uzandı testiye, yağ koydu, sonra un kattı.

Oturmak istedi, lâkin belâya bak ki:ocak

Hemen sönüp gidecek...

Oturmak istedi, fakat belaya bak ki:

Ocak, hemen sönüp gidecek...

Teyze, yok mu hiç yakacak? Teyze, yok mu hiç yakacak?
Kadın getirdi beş on parça yaşdiken Ömer'e; Kadın getirdi beş on parça yaş diken Ömer'e;
Ömer de yakmak için büsbütün serildi yere. Ömer de yakmak için büsbütün serildi yere.
Ocak tüter, Ömer üfler zefir-i hârıyle; Ocak tüter, Ömer üfler ateşli nefesiyle;
Zemîni lihye-i beyzâ-yı târumâriyle, Yeri, darmadağınık beyaz sakalıyla,
Sücûd tavr-ı huşû'unda,muttasıl süpürür; İnanmışlık içinde secde eder gibi devamlı süpürür;
İçinde rûhu yanar,cebhesinde ter köpürür! İçinde ruhu yanar, yüzünde ter köpürür!
Döner muhît-i nigâhındatûde tûde duman; Bakışlarının çevresinde yığın yığın duman döner;
Bulut geçer gibi necminhıyat-ı nûrundan! Sanki yıldızın nur iplikleri

önünden bulut geçiyor gibidir!

Ocak tutuştu, yemek pişti;|Var mı teyze kabın? Ocak tutuştu, yemek pişti;Var mı teyze kabın?
Getir de indirelim...Var büyükçe bir kap, alın. Getir de indirelim...Var büyükçe bir kap, alın.
Yemek sıcaktı, fakat kim durup da bekliyecek! Yemek sıcaktı, fakat kim durup da bekleyecek!
Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfliyerek Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfleyerek!
Kesildi haymede mâtem,uyandı rûh-i sürûr; Kesildi çadırda üzüntü, başladı canlı bir sevinç;
Çocuklar oynaşıyorlar, kadın ferîh ü fahûr. Çocuklar oynaşıyorlar, kadında da bir neş'e ve sevinç.
Ömer bu âlemi gördükçe gaşy içindeydi... Ömer bu âlemi gördükçe kendinden geçmekteydi...
Dedim: - Sabâh oluyor kalkalım...- Evet, haydi! Dedim: -Sabah oluyor kalkalım...

-Evet, haydi!

Yarın Emâret'e gel teyze,öğleyin beni bul; Yarın halifelik dairesine gel teyze,

öğleyin beni bul;

Emîr'e söyleriz elbette hayr olur me'mul. Halifeye söyleriz, elbette bir hayır umulur

Yüzü gülmüştü teyzenin, baktık,

Biz de çıktık vedâ edip artık.

Yüzü gülmüştü teyzenin baktık,

Biz de çıktık veda edip artık.

Hiç görünmeksizin gelip geçene, Görünmeden gelip geçene
Doğru indik Halîfe'nin evine. Doğru indik Halife'nin evine
"Şimdi nerdeyse gün doğar, kalıver." Şimdi nerdeyse gün doğar kalıver
Diye, koyvermiyordu, çünki, Ömer. Diye, koyvermiyordu, çünkü, Ömer.
Etti az sonra subh-i velveledâr Az sonra sabahın gürültüsü
Uyuyan şehri kâmilenbîdâr Uyuyan şehri tamamen uyandırdı
Öğle geçmişti, çıktı geldi kadın. Öğle geçmişti çıktı geldi kadın
Galiba, teyze, uykusuz kaldın! Galiba teyze uykusuz kaldın!
İşte bağlanmak üzredir nafakan, İşte bağlanmak üzeredir nafakan,
Alacaksın her ay gelip buradan. Alacaksın her ay gelip buradan.
Şimdi affeyledin değil mi beni? Şimdi bağışladın değil mi beni?
Böyle göster fakat adaletini. Bari böyle göster adaletini.


Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce tercüme
.
Read, if ever you need emotional heart
Read, because I wrote this if ever, written some words
Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi
Kocakarı ile Ömer - Mehmet Akif Ersoy - Safahat e bakınız

Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
Üstâd-ı necîbim Ali Ekrem Bey'e
Soylu üstadım Ali Ekrem Bey'e
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Yok ya Abbâs'ı bilmeyen, kimdi?...
Yok ya Abbas'ı bilmeyen, kimdi?..
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
O sahâbîyi dinleyin, şimdi:
O sahâbîyi dinleyin, şimdi:
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bir karanlık geceydi pek de ayaz...
Bir karanlık geceydi pek de ayaz...
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
İbni Hattâb'ı görmek üzre biraz,
İbni Hattâb'ı görmek üzere biraz,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Çıktım evden ki yollar ıpıssız.
Çıktım evden ki yollar ıpıssız.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Yolcu bir benmişim meğer yalnız!
Yolcu bir benmişim meğer yalnız!
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Aradan geçmemişti çok da zaman,
Aradan çok da zaman geçmemişti,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Az ilerden yavaşça oldu iyân,
Az ilerden yavaşça belirdi,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Zulmetin sînesinde ukde gibi,
Karanlığın göbeğinde bir düğüm gibi
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Ansızın bir müheykel a'râbî!
Ansızın heykel yapılı bir Arap ki,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bembeyaz bir ridâ içinde garîb,
Bembeyaz bir hırka içinde garib,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Geliyor muttasıl mehîb mehîb.
Geliyor hep heybetli heybetli.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Ben sokuldum, o geldi, yaklaştık;
Ben sokuldum, o geldi, yaklaştık;
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Durmadan karşıdan selâmlaştık
Durmadan karşıdan selâmlaştık
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Düşünürken selâm alan sesini,
Düşünürken selam alan sesini,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
O heyûlâ uzandı tuttu beni:
O karaltı uzandı tuttu beni:
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bir de baktım, Ömer değil mi imiş?
Bir de baktım, Ömer değil mi imiş?
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Ömer! Böyle geç zaman, bu ne iş?
Ya Ömer! Böyle geç vakit, bu ne iş?
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Şu mahallâtı devre çıkmıştım...
Şu mahalleleri dolaşmaya çıkmıştım.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Gel beraber, benimle, üç beş adım.
Gel beraber, benimle, üç beş adım.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Ne sadâ var, ne bir yürür bîdâr;
Ne ses ne de gezip dolaşan uyanık birisi var;
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Uhrevî bir sükûn içinde civâr.
Bir ahiret sessizliği içinde her yer.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Ömer olmuş gezer,

sıyânet-i Hak...

Ömer Allah'ın koruyucu gücü gibi dolaşmakta.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Şu yatan beldenin huzûruna bak!

Bak şu şehre ki huzur içinde yatmakta!
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
O gökler kadar yücelmiş alın,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Çakarak sinesinden ufukların,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bir zaman sönmeyen nigâhıyle,
Bir an bile sönmeyen bakışıyla,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Necm-i sâhirde sanki bir hâle!
Uyanık bir yıldız ve etrafında bir nur yığını!
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Duruyor her evin önünde Ömer,
Duruyor her evin önünde Ömer,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Dinliyor bî-haber içerdekiler
Dinliyor, habersiz içerdekiler.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Geçmedik enharâb bir yapıyı,
Geçmedik en yıkık bir yapıyı,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Yokladık sağlı sollu her kapıyı.
Yokladık sağlı sollu her kapıyı.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Geldik artık Medîne hâricine;
Geldik artık Medine'nin dışına;
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Bir çadır gördü, durdu kaldı yine.
Bir çadır gördü, durdu kaldı yine.
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın.
Ocak başında oturmuş bir yaşlı kadın,
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
"Açız! Açız!" diye feryâd eden çocuklarının, "Açız! Açız!" diye bağrışan çocuklarının, .......... -
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini; Karıştırıp duruyorken pişen yemeklerini; .... -
Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini: Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini: .... -
-Durundu yavrularım işte şimdi pişecek... -Durundu yavrularım işte şimdi pişecek... ..... -
Çocukların yeniden başlamıştı nâleleri... Çocukların yeniden başlamıştı inleyişleri... - -
Selamı verdi Ömer, daldı âkıbet içeri. Selam verdi Ömer, daldı sonunda içeri. - -
Selamı aldı kadın pek beşûş bir yüzle. Selam aldı kadın pek asık bir yüzle - -
Bu yavrular niçin, ey teyze, ağlıyor, söyle? Bu yavrular niçin, eyteyze, ağlıyor, söyle? - -
Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... - -
O halde, neden Biraz yemek komuyorsun? O halde, neden Biraz yemek komuyorsun? - -
Yemek mi? Çömleği sen, Tirid mizannediyorsun? İçinde sâde su var; Yemek mi? Çömleği sen, et yemeği mi sandın?

İçinde sadece su var;

- -
Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar! Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar! - -
Ne çare! Belki susarlar, dedim.Ayıplamayın. Ne çare! Belki susarlar, dedim. Ayıplamayın. - -
Peki senin kocan, oğlun, ya kardeşin, ya dayın... Peki senin kocan, oğlun, ya kardeşin, ya dayın... - -
Tek erkeğin de mi yok? Tek erkeğin de mi yok? - -
Hepsi öldü... Kimsem yok. Hepsi öldü... Kimsem yok.
Senin midir bu küçükler? - Torunlarım. Senin midir bu küçükler? - Torunlarım İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ne de çok! Ne de çok! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Adam emire gidip söylemez mi halini Adam halifeye gidip söylemez mi halini İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ah!Emîre öyle mi?Kahretsinan-karîb Allah! Ah! Halifeye öyle mi? Kahretsin en kısa zamanda Allah! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yakında râyet-i ikbâliser-nigûn olsun... Mutluluk bayrağı çok yakın zamanda yerlerde sürünsün.. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer, belâsını dünyâda isterim bulsun! Ömer, belasını dünyada isterim bulsun! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ne yaptı, teyze,Ömer, böyle inkisâr edecek? Ne yaptı, teyze, Ömer, böyle beddua edecek? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ya ben yetîm avuturkenEmîr uyur mu gerek? Ya ben yetim avuturken halife uyur mu gerek? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Raiyyetiz,ona bizler vedîatu'llâhız; Onun yönetimindeyiz, ona bizler Allah'ın emanetiyiz; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Gelip de bir aramak yok mu? Gelip de bir aramak yok mu? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Haklısın, yalnız, Haklısın, yalnız, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Zavallının işi pek çok zaman bulup gelemez; Zavallının işi pek çok zaman bulup gelemez; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez Gidip de söylememişsen ne haldesin bilemez İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Niçin hilâfeti vaktiyle eylemişti kabûl? Niçin halifeliği zamanında kabul etmişti? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Sonunda böyle Çürük özrü kim sayar makbûl? Bundan sonra böyle bir çürük özrü kim kabul eder? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Zavallının işi çokmuş!...Nedir, muhârebe mi? Zavallının işi çokmuş!.. Nedir, savaş mı? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
İşitme sen de civârında inleyen elemi, İşitme sen de etrafında inleyen acıyı, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Medîne halkını üryan bırak,Mısır'da dolaş... Medine halkını çıplak bırak, Mısır'da dolaş... İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
" Gazâ! Gazâ!" diye git,soy cihânı, gel paylaş! Savaş savaş! diye git, soy dünyayı, gel paylaş! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Çocukların bu sefer yükselince

feryâdı,

Çocukların bu sefer yükselince feryadı, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kadın, tehevvürü artıkcünûna vardırdı; Kadının öfkesi artık çılgın bir hâl aldı: İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Şu nevhalar ki çıkar tâbulutların içine, Şu feryatlar ki çıkar tâ bulutların içine; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer! Savâik-i tel'în olur, iner tepene! Ömer! Lanet yıldırımları olur, iner tepene! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yetîmin âhını yağmur duâsı zannetme: Yetimin âhını yağmur duası zannetme: İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
O sayha ra'd-ı kazâdırki gönderir ademe! O çığlık kaderin bir yıldırım gibi gürlemesidir

ki gönderir yokluğa!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Açız! Açız! Bize bir lokma olsun ekmek ver... Açız! Açız! Bize bir lokma olsun ekmek ver... İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Susundu yavrularım, işte oldu, şimdi pişer! Susundu yavrularım, işte oldu, şimdi pişer!" İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Gidip de söyliyeyim hâ?.. Dilencilik yapamam! Gidip de söyleyeyim ha? Dilencilik yapamam! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer de kim?Benim ondan kerîm adamdı babam Ömer de kim? Benim ondan daha cömertti babam. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ölür de yüz suyu dökmem sizin Halîfenize!.. Ölür de yüz suyu dökmem sizin halifenize!.. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer vuruldu bu son sözle...

-Haklısın, teyze!

Ömer vuruldu bu son sözle...

-Haklısın teyze!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Avut çocukları, ben şimdicek gider gelirim. Avut çocukları, ben şimdi hemen gider gelirim. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Halîfe önde, bitik suçlu,münfa'il, nâdim; Halife önde, bitik, suçlu, kırılmış, pişman; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ben arkasında, perîşan,çadırdan ayrıldık. Ben arkasında, perişan, çadırdan ayrıldık. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Sabâha karşı biraz başlamıştı aydınlık. Sabaha karşı biraz başlamıştı aydınlık İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Köyün köpekleri ejder misâli saldırıyor, Köyün köpekleri ejderha gibi saldırıyor İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bırakmıyor bizi yoldan, fakat kim aldırıyor! Bırakmıyor bizi yoldan, fakat kim aldırıyor! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Medîne'nin dalarak münhanî sokaklarına; Dalarak Medine'nin eğri büğrü sokaklarına; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Dönüp dönüp hele geldik zahîre anbarına. Dönüp dönüp hele geldik yiyecek ambarına. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Halîfe girdi açıp, ben de girdim emriyle. Halife girdi açıp, ben de girdim emriyle, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Arandı her yeri, bir mum yakıp ale'l-acele. Arandı her yeri, bir mum yakıp aceleyle. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Şu tek çuval unu gördün ya!Haydi yükle bana; Şu tek çuval unu gördün ya! Haydi yükle bana; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bu testi yağ doludur, elverir o yük de sana. Bu testi yağ doludur, elverir o yük de sana İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Çuval Halîfe'de, yağ bende, çıktık anbardan; Çuval halifede, yağ bende, çıktık ambardan; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kilitleyip geri döndük deminki yollardan. Kilitleyip geri döndük deminki yollardan. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Mesâfe, baktım, uzun; yük yaman;Ömer yaralı;

Dedim ki:

Mesafe, baktım, uzun; yük yaman, Ömer yaralı;

Dedim ki:

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ben götüreydim... Verir misin çuvalı? Ben götüreydim... Verir misin çuvalı? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Hayır, yorulsa değil, ölse yardım etme sakın: Hayır, yorulsa değil, ölse yardım etme sakın: İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Vebâli kendine âiddir İbni Hattâb'ın. Günahı kendine aittir İbni Hattâb'ın. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kadın ne söyledi, Abbas, işitmedin mi demin? Kadın ne söyledi, Abbas, işitmedin mi demin? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yarın huzûr-i İlâhide, kimseler, Ömer'in Yarın Allah'ın huzurunda, kimseler, Ömer'in İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Şerîk-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile; Zararına ortak olmaz, bugünlük olsa bile; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Evet, hilâfeti yüklenmiyeydi vaktiyle. Evet, halifeliği üstlenmeyeydi vaktiyle. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kenâr-ı Dicle'de bir kurtaşırsa bir koyunu, Dicle kenarında bir kurt kapsa bir koyunu, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu! Gelir de Allah'ın adaleti sorar Ömer'den onu! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bir ihtiyar karı bî-kes kalır,Ömer mes'ûl! Bir ihtiyar kadın kimsesiz kalır, Ömer sorumlu! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yetîmi, girye-i hüsrân alır,Ömer mes'ûl! Yetim acıların gözyaşında boğulur,Ömer sorumlu! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse: Yoksulların yuvalan ilgisizlikten yıkılsa: İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri: Yeryüzünde zulümle bir damla kan dökünce biri: İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
O damla bir koca girdâb olur boğar Ömer'i! O damla bir koca girdap olur boğar Ömer'i İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer duyulmada her kalbininkisârından; Kınlan, beddua eden her kalpte

Ömer'in adı duyulmakta;

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer koğulmada her mâtemin civârından! Üzüntüye bürünmüş her yerden Ömer kovulmakta! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer Halîfe iken başka kim çıkar mes'ûl? Ömer halife iken başka kim sorumlu tutulur? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer ne yapsın, İlâhî, beşerzalûm ü cehûl! Ömer ne yapsın, Allah'ım, insan çok zalim ve cahildir! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer'den isteniyor beklenen Muhammed'den... Ömer'den isteniyor beklenen Muhammed'den... İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu bârısırtına sen? Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu yükü sırtına sen? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Sen almasan acaba kim gelip de senden iyi Sen almasan acaba kim gelip de senden iyi İngilizce Tercüme Buraya
İdâre eyliyecek düştüğün bu ma'rekeyi? Yönetecek içine düştüğün bu mücadeleyi? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Evet, adâleti "mutlak"hayâl edersen eğer, Evet, adaleti "mutlak adalet" gibi düşünürsen eğer, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer değil ya ne olsan bırak ki hepsi heder! Ömer değil ya ne olsan bırak ki hepsi boşa gider! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Beşer, adâleti "mutlak"tahayyül eylerse, İnsan, adaleti "kesin" olarak düşünürse, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Görür ümîdini mahkûm her zaman ye'se. Umudunu zorunlu görür her zaman ümitsizliğe. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Sen ey Ömer, ne meleksin,ne bir emîr-i zalûm... Sen ey Ömer, ne melek, ne bir zalim halifesin... İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Fakat elinde ne var? Fıtraten beşer mazlûm! Fakat elinde ne var? Ezilmiş yaratılmıştır insan! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Görür bürûc-i semânın bütün sitâreleri, Görür gökyüzündeki burçların bütün yıldızları, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Zalâm içinde, yük altında inleyen Ömer'i! Karanlık içinde, yük altında inleyen Ömer'i! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Huzûr-i Hakk'a çıkarken bu unlu cebhenle, Allah'ın huzuruna çıkarken bu una bulanmış yüzünle, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Değil zemîni, getir şâhidâsümânı bile! Değil yeryüzünü, tanık tut gökyüzünü bile! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Uzak mı yol? Daha çok var mı? Uzak mı yol? Daha çok var mı? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ancak üç beş adım. Ancak üç beş adım. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Mecâli kalmamış artık zavallının Baktım... Baktım: Gücü kalmamış artık zavallının... İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Olanca azmini cebr eyleyip,nefes nefese Olanca azmini zorlayıp, nefes nefese; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yavaş yavaş yürüyor. Geldi bin belâ ne ise! Yavaş yavaş yürüyor. Geldi bin bela ne ise! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Sokuldu haymeye, indirdi arkasından unu: Sokuldu çadıra, indirdi arkasından unu: İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bırak da testiyi yerleştirin kenâra şunu. Bırak da testiyi yerleştirin kenara şunu. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Hemen çakılları çömlekten indirip attı, Hemen çakılları çömlekten indirip attı; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Uzandı testiye, yağ koydu,sonra un kattı. Uzandı testiye, yağ koydu, sonra un kattı. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Oturmak istedi, lâkin belâya bak ki:ocakHemen sönüp gidecek... Oturmak istedi, fakat belaya bak ki:

Ocak, hemen sönüp gidecek...

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Teyze, yok mu hiç yakacak? Teyze, yok mu hiç yakacak? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kadın getirdi beş on parça yaşdiken Ömer'e; Kadın getirdi beş on parça yaş diken Ömer'e; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer de yakmak için büsbütün serildi yere. Ömer de yakmak için büsbütün serildi yere. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ocak tüter, Ömer üfler zefir-i hârıyle; Ocak tüter, Ömer üfler ateşli nefesiyle; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Zemîni lihye-i beyzâ-yı târumâriyle, Yeri, darmadağınık beyaz sakalıyla, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Sücûd tavr-ı huşû'unda,muttasıl süpürür; İnanmışlık içinde secde eder gibi devamlı süpürür; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
İçinde rûhu yanar,cebhesinde ter köpürür! İçinde ruhu yanar, yüzünde ter köpürür! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Döner muhît-i nigâhındatûde tûde duman; Bakışlarının çevresinde yığın yığın duman döner; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bulut geçer gibi necminhıyat-ı nûrundan! Sanki yıldızın nur iplikleri

önünden bulut geçiyor gibidir!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Var mı teyze kabın? Ocak tutuştu, yemek pişti;Var mı teyze kabın? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Getir de indirelim...

Var büyükçe bir kap, alın.

Getir de indirelim...

Var büyükçe bir kap, alın.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yemek sıcaktı, fakat kim durup da bekliyecek! Yemek sıcaktı, fakat kim durup da bekleyecek! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfliyerek Ömer çocuklara bir bir yedirdi üfleyerek! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kesildi haymede mâtem,uyandı rûh-i sürûr; Kesildi çadırda üzüntü, başladı canlı bir sevinç; İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Çocuklar oynaşıyorlar, kadın

ferîh ü fahûr.

Çocuklar oynaşıyorlar, kadında da bir neş'e ve sevinç. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ömer bu âlemi gördükçe gaşy içindeydi... Ömer bu âlemi gördükçe kendinden geçmekteydi İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Dedim: - Sabâh oluyor kalkalım...- Evet, haydi! Dedim: -Sabah oluyor kalkalım...-Evet, haydi! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yarın Emâret'e gel teyze,öğleyin beni bul; Yarın halifelik dairesine gel teyze,

öğleyin beni bul;

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Emîr'e söyleriz elbette hayr olur memul Halifeye söyleriz, elbette bir hayır umulur İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yüzü gülmüştü teyzenin, baktık,

Biz de çıktık vedâ edip artık.

Yüzü gülmüştü teyzenin baktık,

Biz de çıktık veda edip artık

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Hiç görünmeksizin gelip geçene, Görünmeden gelip geçene İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Doğru indik Halîfe'nin evine. Doğru indik Halife'nin evine İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
"Şimdi nerdeyse gün doğar, kalıver." Şimdi nerdeyse gün doğar kalıver İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Diye, koyvermiyordu, çünki, Ömer. Diye, koyvermiyordu, çünkü, Ömer. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Etti az sonra subh-i velveledâr Az sonra sabahın gürültüsü İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Uyuyan şehri kâmilenbîdâr Uyuyan şehri tamamen uyandırdı İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Öğle geçmişti, çıktı geldi kadın. Öğle geçmişti çıktı geldi kadın İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Galiba, teyze, uykusuz kaldın! Galiba teyze uykusuz kaldın! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
İşte bağlanmak üzredir nafakan İşte bağlanmak üzeredir nafakan, İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Alacaksın her ay gelip buradan. Alacaksın her ay gelip buradan. İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Şimdi affeyledin değil mi beni? Şimdi bağışladın değil mi beni? İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Böyle göster fakat adaletini. Bari böyle göster adaletini İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Advertisement