Yenişehir Wiki
Advertisement

Kaldırılması[]

Ramazan ayvalı

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı: “'Kutlu Doğum' Kararı Vicdanları Rahatlattı”

18.11.2018 - 11:18 | Son Güncellenme: 18.11.2018 - 11:25


FETÖ’nün hoşgörü tezgahıyla Nisan ayı içerisine kaydırılan ve Kutlu Doğum Haftası adı altında düzenlenen Mevlid Kandili, artık eskisi gibi Rebiyülevvel ayında Mevlid-i Nebi Haftası olarak kutlanıyor. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, “Kutlu Doğum Haftası FETÖ projesiydi, Mevlid-i Nebi olarak kutlanması Müslümanları mutlu etti” dedi.

Geçtiğimiz yıl yapılan Diyanet İşleri Başkanlığının yönetmelik değişikliği ile "Kutlu Doğum Haftası"nın adı "Mevlid-i Nebi" olarak değişmiş, haftanın başlangıcının ise hicri takvime göre Rebiyülevvel ayının 12’nci günü olmasına karar verilmişti. Yapılan değişiklikle bu sene 19 Kasım Pazartesi günü kutlanacak olan Mevlid-i Nebi Haftası’yla ilgili Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Ayvallı açıklamalarda bulundu.

Diyanet İşleri Başkanlığının "Kutlu Doğum Haftası" kararının insanların vicdanını rahatlattığını söyleyen Prof. Dr. Ayvallı, “Müslümanlar bütün dini gün ve geceleri hicri takvime göre kutlanmıştır. 1989 yılından itibaren alınan bu karar, vicdani olarak biz Müslümanları rahatsız etmişti. Bu alınan kararların arkasında dini boşaltmak, FETÖ elebaşının doğum gününü olan aya denk getirmek ve birçok gizli planlar mevcuttu. 14-15 asırdır hiçbir İslam devleti Nisan ayında kutlamazken, Diyanet İşleri Bakanlığına sızan bazı FETÖ’cüler yüzünden Hz. Muhammed (S.A.V) doğum günü kutlaması amacından saptırılmaya çalışılmıştır” diye konuştu.


“Türkiye Gazetesi ve TGRT Haber sayesinde bu yanlışlığın üzerine gidilmiştir”[]

Uzun süredir tartışmaya konu olan “Kutlu Doğum Haftası”nın iptali için Türkiye Gazetesi’ndeki yazıların ve TGRT Haber’deki programların etkili olduğunu söyleyen Ayvallı, ”Vatandaşlarımızın huzursuzluğu ve bu durumdan memnuniyetsiz oluşlarından dolayı gerekli yerlere müracaatlar olmuş ve Diyanet İşlerinde bu konu tartışılmıştır. Diyanet İşleri Başkanının da değişmesiyle bu konu gün yüzüne çıkmıştır. Türkiye Gazetesi ve TGRT Haber sayesinde bu yanlışlığın üzerine gidilmiş ve gündeme getirilmiştir.

Cumhurbaşkanımız ve yeni Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bu çağrılara kulak vermiş ve yanlıştan dönülmüştür.

Vatandaşlarımızı bu FETÖ projesi olan ’Kutlu Doğum Haftası’ndan vazgeçilmesi ve Mevlid-i Nebi olarak tekrardan hicri takvime göre kutlanması mutlu etmiştir” diye konuştu.

“Diyanet İşlerinde gerekli temizlik yapılmadı”[]

Devletin önemli birimlerine sızan FETÖ’cülerin hala Diyanet’in içinde olduğunu söyleyen Ayvallı, “Mahkemelere, orduya, polis teşkilatına, istihbarata ve devletin tüm kademelerine sızan teşkilatın Türkiye’nin en önemli birimlerinden olan Diyanet’e sızmamış olması düşünülemez. Zaten bu terör örgütünün amacı İslamiyet’in içini boşaltmak, İslamiyet’i bozmaktı.

Yahudiliği ve Hristiyanlığı hak dini olarak göstermeye başladılar.

Dinler arası diyalog diye bir şeyler uydurdular. Tarih boyunca Yahudilere, Hristiyanlara biz zülm etmedik. Diğer teşkilatlarda temizlik yapıldı ancak Diyanet İşlerinde gerekli temizliğin yapıldığını düşünmüyorum. Kendini gizlemiş hala terör örgütü adına çalışanların olduğunu biliyorum. Umarım kısa zamanda güzide kurumumuzun içindeki hainlerden temizlendiğini görürüz” dedi.

Türkiye Gazetesi yazarı ve eski müftü Hasan Yavaş ise, Peygamberimizin doğduğu geceye sevinmenin bir ibadet olduğunu vurgulayarak, "Bu gece Peygamber Efendimizin Mevlid Gecesi, doğum gecesi, doğum günü olması sebebiyle Müslümanlar arasında asırlardan beri kutlanmaktadır. Peygamberimizin doğduğu geceye sevinmek bir ibadettir. Hatta İslam alimleri buyuruyor ki en kıymetli gece Kadir Gecesi’dir. Kadir Gecesi’nden sonra da en kıymetli gece Peygamberimizin doğum gecesi olan Mevlid Gecesi dediğimiz bu kandildir. Hatta bazı alimlere göre en üstün gece, en kıymetli gece Mevlid Kandilidir diye de rivayet edilmiştir. Dolayısıyla Müslümanlar arasında Peygamberinin doğduğu günü kutlamak, doğduğu gün için ayrıca bir takım törenler yapmak, onun doğduğunu insanlara müjdelemek, haber vermek, onun doğum günü sebebiyle sevinmek asırlardan beri yapılagelen İslami bir uygulama olmuştur” şeklinde konuştu.

“Kutlu Doğum Haftası’nın başka bir maksatla uygulanması istenmiş olabilir”[]

"Kutlu Doğum Haftası" uygulamasının yanlış olduğunu belirten Yavaş, "İslam dininde mübarek geceler, günler vardır. Bu gecelerin birisi de Peygamber Efendimizin doğum gecesi dediğimiz Mevlit Kandili’dir. Ondan sonraki geceler Kadir Gecesi gibi, Berat Gecesi gibi, Regaip Gecesi gibi gecelerdir. Bunların hepsi hicri takvime göre düzenlenmiş ve haber verilmiş günler ve zamanlardır. Yani İslami ibadetler İslami takvim, hicri takvim esas alınarak tertip edilmiştir. İslam dinindeki bütün kurallar, kaideler hep bu takvime göre düzenlenmiştir. O bakımdan miladi sene içerisinde bu bizim kullandığımız Avrupa’dan aldığımız miladi takvimde hiç mübarek gün, gece yoktur. Dolayısıyla mübarek gün ve gecelerin esas kutlanma zamanı ve yeri her zaman hicri takvimdir. Nitekim biz, bendeniz Diyanet Teşkilatında 1971 yılında hizmete başlamış ve 25 senelik yaptığım hizmet esnasında gerek imamlık, gerek müftülük, gerekse öğretmenlik hayatımda ve çevremde gördüğüm insanların arasında hiçbir zaman miladi takvime göre Mevlid Kandili ve diğer kandil geceleri kutlanmamıştır. Dolayısıyla 1990’lı yıllarda başlayan bu ‘Kutlu Doğum Haftası’ ismi verilen bu gecenin insanlara belki de başka bir maksatla öğretilmesi, yapılması, uygulanması istenmiş olabilir. Çünkü Mevlid Kandili sevgili Peygamberimizin doğduğu gecedir. Ondan sonraki zamana biz ‘kutlu doğum’ diyemeyiz. Ondan sonraki zamanı ona benzetemeyiz. Ama Peygamberimizi anmak, hatırlamak, Peygamberimizden bahsetmek bir yıl boyu, bir ömür boyu yapılacak güzel bir iştir. Yapılmasında bir mahsur yoktur. Ancak bugünü Peygamberimizin doğum günüdür şeklinde ifade etmek ve bunu İslami bir kural haline getirmek yanlış bir uygulamadır. Nitekim bu yanlış uygulamadan geçen sene itibariyle vazgeçildiği bildirilmişti. Bu seneden itibaren Mevlid Kandili zamanında Peygamberimizin doğduğu gece olan Rebiyülevvel ayının 12’nci gecesi hicri takvime göre düzenlenmiş, yeniden bu işe resmi makamlar da başlamıştır” ifadelerini kullandı.

Eski Diyanet İşleri Başkanı'ndan "Kutlu Doğum FETÖ projesidir" diyen Türkiye gazetesine tepki[]

Bardakoğlu 2007’de 'FETÖ'nün "Biz yapalım" şeklindeki teklifini reddettiklerini söyledi


25 Nisan 2017


1989’da Kutlu Doğum Haftası projesini ortaya atan dönemin Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Prof. Süleyman Hayri Bolay, 'FETÖ' organizasyonu olduğu iddia edilen etkinliği sahiplenmek isteyen örgüte izin vermediklerini savundu. 2003 - 2010 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı görevini yerine getiren Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da 2007’de 'FETÖ’nün "Biz yapalım" şeklindeki teklifini reddettiklerini söyledi.

Türkiye gazetesi, Hz. Muhammed'in doğum haftası çerçevesinde, her yıl nisan ayının 14'ü ile 20'si arasında çeşitli etkinliklerle kutlanan Kutlu Doğum Haftası'nın "FETÖ’nün teklifiyle 1989’da ortaya çıktığını" iddia etmişti. Türkiye'nin "Kutlu Doğum FETÖ projesi, Diyanet neden hâlâ sahip çıkıyor" başlığıyla manşetten verdiği haberinde "Hristiyanların Noel yortusuna alternatif olan bu haftanın hedefi, dinin içini boşaltıp, yozlaştırmaktı" görüşü dile getirildi.

Karar gazetesinden Erol Metin'in haberi şöyle:[]

Kutlu Doğum Haftası’nın ‘FETÖ icadı’ olduğu yönündeki iddiaları, dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri örnekler vererek yalanladı. FETÖ, her defasında Diyanet’in başlattığı Kutlu Doğum’u kendi bünyesine almaya çalıştı ancak Diyanet’in kararlı duruşu sayesinde amacına ulaşamadı. 1989 yılında Kutlu Doğum Haftası etkinliklerini ilk kez organize eden dönemin Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, 5 kişilik bir ekiple Peygamber Efendimizi anma ve İslam’ın evrensel mesajlarını gönüllere ulaştırma maksadıyla yola çıktıklarını anlattı. Diyanet İşleri Başkanı Said Yazıcıoğlu tarafından projenin onaylandığını belirten Bolay, “Çok güzel bir program düzenledik. Açılışa o dönemin Başbakan’ı da dahil çok sayıda kişi katıldı. Kutlu Doğum’un FETÖ’yle, Fetullah Gülen’le ilgisini kurmak bile çok yanlıştır. Bunu kimseden ilham alarak yapmadık. Bu günahtır, iftiradır. Herkes bilsin ki bu işin teleminde FETÖ yok” dedi.

Diyanet’in Kutlu Doğum etkinliklerine olan ilgiyi gören FETÖ’nün alternatif program üretmeye çalıştığına dikkat çeken Bolay, “Bizden 4 sene sonra, yani 1993’te Gülen’in görevlendirdiği Cemal Uşşak, bana geldi. ‘Siz bir fikir başlattınız. Biz de sizden ilham alarak ‘Vahdet Haftası’nı başlatmak istiyoruz’ dedi. Ankara Atatürk Spor Salonu’nda bir etkinlik yapacaklarını söyleyip beni de davet ettiler. Spor salonunda hakemlerin durduğu bir kule var. O kulede Fettullah Gülen oturuyordu. Yanında birçok parti temsilcisi, profesör bulunuyordu. Biz o programı izledik. Onlar bunu başlattılar ama uzun süre devam ettiremediler. Daha sonra Mevlit Kandili’nde bu işi devam ettirmeye çalıştılar, o da olmadı. Bizim projemizi sahiplenmeye çalıştılar fakat onu da beceremediler. Yaptığımız programların büyük ilgi görmesi üzerine kendilerine rakip görüp, bunu karalamaya başladılar” ifadelerini kullandı.

Her yıl nisan ayında kutlanan Kutlu Doğum’un Fetullah Gülen’in doğum gününe denk geldiği iddiasının gerçeği yansıtmadığının altını çizen Bolay, şöyle devam etti: Biz bu programa başladığımızda tarih 6 Ekim 1989’du. Ondan sonra her yıl 10 gün geriye geldik. 4 sene sonra Ağustos ayına denk gelince yaz zamanı olduğundan ve herkes tatile gittiği için salonlarda izleyici bulunamadı. Bu sefer mütevelli heyeti üyeleri, ‘bunu sabitleştirelim’ dediler. Hicri takvimle Nisanın 12’sine, Miladi takvimle Nisanın 21’ine denk geliyordu ve biz de Nisanın 21’inde bunu devam ettirdik. Bunu da 4 sene sonra halktan gelen talep üzerine yaptık. Bu sefer buna muhalif olanlar, 23 Nisan’ı karalamak için yapıldığını söylediler. Benim ayrılmamdan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı bunu mütalaa etti ve 14 Nisan’a geri çekti.”

Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Said Yazıcıoğlu da Kutlu Doğum’un FETÖ’yle bir ilgisinin bulunmadığını kaydederek, şunları söyledi: “O zaman Diyanet Vakfı’nın yayın kurulu vardı. Başkanı Süleyman Hayri Bolay’dı. O kurul oturdu, ‘nasıl yapalım’ diye böyle bir proje hazırladı. Onlar böyle bir projeyi hazırlayınca ben de o proje karşı çıkamadım. Doğru, güzel yapılmıştı. Onay verdik. Açılışına da katıldım, konuşmalar da yaptım. Gülen’le ne alakası var bu işin? Diyanet Vakfı Yayın Kurulu’nun hazırladığı bir projedir. Sonra FETÖ alternatif bir şeyler yaptı.”

"Haftayı kirletmeye çalıştılar"[]

Konuyla ilgili açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kutlu Doğum’la ilgili ortaya çıkan tartışmaların kendilerini çok yaraladığını söyledi. Kutlu Doğum Haftası’nı FETÖ’yle ilişkilendirmenin, 15 Temmuz gecesinde salalarıyla darbeyi bastıran bütün Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiralardan bir tanesi olduğunu belirten Görmez, bu iddiayı ortaya atanların FETÖ tutuklusu bir yazarın yalan-yanlış bir yazısını dayanak yaptığını dile getirerek, “Diyanet’e, bu haftayı başlatan Diyanet İşleri Başkanı’na sormadan, bunların hiçbirisiyle konuşmadan, sadece bir köşe yazarının yalan-yanlış bir beyanına dayanarak bu haftanın FETÖ tarafından icat edildiğini, daha da vahimi, o ihaneti bu topluma yapan insanın doğum gününü kutlamak için bunu kullandıklarını, Diyanet’i de alet ettiklerini iddia etmeyi, bir idrak tutulmasıyla izah edebilirim. Bunu kabul etmek asla mümkün değildir. FETÖ dinin her boyutunu kirletmeye kalkıştığı gibi, bu haftayı da kirletmeye kalkıştı” dedi.

Doğum tarihi iddiaları desteklemiyor[]

Kutlu Doğum Haftası’nın FETÖ’nün projesi olduğunu ileri sürenlerin en büyük dayanak noktası, etkinliklerin Fethullah Gülen’in doğum gününe denk geldiği iddiası. Ancak Gülen’in gerçek doğum tarihi bunu doğrulamıyor. Ankara Başsavcılığı’nın hazırladığı darbe iddianamesinde Gülen’in doğum günü ile ilgili bilgilerin yanlış olduğu belirtildi. Buna göre, resmi doğum tarihi ‘27 Nisan 1942’ olan terörist başı, Edirne’de görev aldığı yıllarda vaiz sıfatıyla memur olmaya yaşı yetmediğinden mahkemeye başvurarak doğum tarihini ‘27 Nisan 1941’ olarak değiştirdi. Ancak buna rağmen sohbetlerinde doğum tarihini hep ‘11 Kasım 1938’ olarak dile getirdi. Peygamber Efendimiz’in doğum tarihi, hicri takvimde 12 Rebiü’l evvel, Miladi Takvim’de ise 20 Nisan olarak geçiyor. 1989 yılında başlayan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri de bir dönem hicri tarih, bir dönem de miladi takvim esas alınarak gerçekleştirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı, 2007 yılında bir genelge ile Kutlu Doğum etkinliklerinin 14-20 Nisan tarihleri arasında yapılmasını kararlaştırdı.

"Biz yapalım' dediler, reddettik"[]

2007-2008 yıllarında yeniden harekete geçen FETÖ’nün, Kutlu Doğum Haftası etkinliklerini Diyanet’in elinden almaya çalıştığına dikkat çekiliyor. Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ise kurumun çalışmalarından rahatsızlık duyan FETÖ’nün Kutlu Doğum’a karşı alternatif programlar yaptığına işaret etti. Bardakoğlu, “FETÖ, 2007’de Kutlu Doğum vesile ile Almanya’da program yapmak istedi. Bütün cemaatler Kutlu Doğum’a katılırlarsa anlamlı olacağını söyledim. Diyanet olarak 16-17 grubu topladık. 30 bin kişilik salon tuttuk. Sahneye çıktılar, hepsinin elini havaya kaldırdık. Katılmayan tek grup FETÖ’ydü” dedi.

Türkiye Gazetesin 21.04.2017 tarihinde "Kutlu Doğum FETÖ projesi"ile gündeme geldi[]

Kutlu Doğum Haftası, FETÖ’nün teklifiyle 1989’da ortaya çıktı. Hristiyanların Noel yortusuna alternatif olan bu haftanın hedefi, dinin içini bo-şaltıp, yozlaştırmaktı.

Abdülhakim Arvas İSTANBUL

Doğum günü kutlamak, ibadet değil, âdettir. Dinimizde mübarek gecelerin durumu farklıdır, bunlar ibadet olduğu için hicri yıla göre kutlanır. Her peygamberin ümmeti, kendi peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştı. Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselam nübüvvetten sonra, her yıl bu geceye önem verirdi. Bu gecede, Eshab-ı kiram bir yere toplanıp Efendimizin doğum öncesi ve sonrası mucizelerini okurlar, anlatırlardı. Bunun için dünyanın her tarafındaki Müslümanlar bu geceyi Mevlid Kandili olarak kutlayarak Resûlullah Efendimizi yâd etmektedir. Asırlardan beri devam eden bu kutlamalar, Rebiülevvel ayının onikinci gecesi yapılıyordu.

ZAMAN DA İŞİN İÇİNDE...[]

1989 yılında kutlamaların “Kutlu Doğum Haftası” adı altında yapılması kararlaştırıldı. Teklif FETÖ’nün elebaşı Gülen’den övgü ile bahseden Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay ve Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne’den gelmiş, kutlamaların ismini de Ayvaz Gökdemir bulmuştu.

“Kutlu Doğum” ilk yıl 12 Eylül-17 Ekim 1989, ikinci yıl 1 Ekim-7 Ekim 1990, sonraki sene 20 Eylül-26 Eylül 1991, 1992´de 9 Eylül-15 Eylül ve 1993´te ise 30 Ağustos-5 Eylül günleri arasında kutlandı.

Hafta ilk zamanlar kimsede rahatsızlık meydana getirmedi. Zira eskiden olduğu gibi hicri takvime göre kutlama yapıldı. Çok geçmeden Türk milletinin kalbini sızlatacak girişimler başladı.

1994 senesine gelindiğinde kutlama tarihi 20 Nisan-26 Nisan günleri arası sabitlendi. Her yıl Mevlid Kandili farklı bir tarihe denk geliyor, ancak millet Peygamber Efendimizin doğum gününü nisan ayında kutluyordu.

Bir süre sonra Kutlu Doğum Haftası’nın son gününün FETÖ elebaşı Gülen’in doğum tarihi ile çakıştığı fark edildi. Görünürde Peygamberimizin doğum günü kutlanıyordu. Ancak perde arkasında yapılanlar farklı bir şeydi.

Tepki üzerine 2008 yılından itibaren etkinlik tarihi bir hafta öne alındı.

KIŞA DENK GELİNCE...[]

Hâlen FETÖ’den tutuklu bulunan Mümtaz’er Türköne süreci anlatırken şu itirafta bulunuyordu:

“İlerleyen yıllarda, Mevlid Kandili kış aylarına tesadüf edince, Kutlu Doğum’u sabitlemeye karar verdik. Miladi takvime göre nisan ayında bu hafta, Diyanet’in önayak olmasıyla “Kutlu Doğum Haftası” olarak ilan edildi. Başlarda epeyce itiraz geldi. Bidat olarak görüldü.”

Artık FETÖ, projesini istediği gibi yönlendiriyordu. Bir Fransız akademisyenin (kim?) önerisiyle her yıl farklı gündem ile Peygamberin anlatılması kararlaştırıldı.

Ancak programlarda neredeyse Peygamber Efendimiz hiç konuşulmuyor güya insanlık idealleri işleniyordu. Şefkat, merhamet, güven, itimat gibi konulara yer veriliyor “evrensellik” mesajlar anlatılıyordu.

HRİSTİYANLAR GİBİ YAPALIM![]

Bu, Hristiyanların Noel yortusuna alternatif bir hafta oluşturmaya çalışıldığı yorumlarına sebep oldu. Zira FETÖ’nün başı Gülen, Ekim 1991’de Sızıntı dergisindeki yazısında şöyle diyordu:

Acaba bu Kutlu Doğum’u daha içten ve daha ciddi olarak değerlendiremez miyiz?

Hazreti İsa ile alakalı günler, halkı Hristiyan olsun-olmasın, hemen her ülkede âdeta neşe, sevinç kıyametleriyle kutlanır;

Her tarafa O’nun adına tebrikler, hediyeler yağar. Dört bir yan kandillerle süslenir, çarşı-pazar renklerle-ışıklarla kahkaha atar.

Gülen’in dediği gibi yapıldı. Kutlamaların, suyu çıkarıldı. Peygamber Efendimizi anlatmanın dışında her şey yapılmaya başlandı. Diyanet ise bu duruma tepki göstermediği gibi işin organizatörü oldu.

BİR TEK EFENDİMİZ YOK![]

Kutlu Doğum Haftasında ilk zamanlar Peygamber Efendimizin hayatı anlatılırken zamanla iş, Türkçe Olimpiyatları gibi FETÖ’nün sazlı sözlü eğlencelerine döndü. Diyanet ise bu duruma hem tepki göstermedi hem de âlet oldu.

İBADET Mİ EĞLENCE Mİ?[]

İş öylesine ciddiyetsiz bir hal aldı ki artık kutlamalar şenlik havasından öteydi... Kutlu Doğum haftasında aynen Türkçe Olimpiyatları gibi sazlı sözlü organizasyonlar ile bir karnaval havası estirilmeye başlanmıştı. Bid’ata, harama davetler vardı. Kadın-erkek karışık sazlı dümbelekli peygamber anılması başlamıştı.

Hatta Kur’ân-ı kerim şeklinde pasta yapılıp katılımcılara dağıtıldı.

Bazıları bu haftada özel indirim günleri ilan ederek peygamberimizi ticaretlerine alet etmeye kalktı.

2011 yılında orkestra eşliğinde dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımıyla gerçekleştirilen “Mevlit Kantat Promiyeri” ise devlet büyüklerinin bu rezalete nasıl alet edildiğini gözler önüne seriliyordu.

Peygamberimizi övmek ibadet olduğuna göre, kutlamalar ibadet sınırları içinde olması gerekirdi.

Kutlama programlarında “Türk Tasavvuf Musıkisi”ne yer verilmesi, ilahilerin müzikli okunması hangi ölçüyle açıklanabilirdi. İbadet miydi, eğlence miydi? Yoksa ikisinin karışımında mı, yoksa niyete göre mi, değerlendirilecekti...

Dikkati çeken başka bir husus da; gerçek doğum günü olan Mevlid Kandili kutlamaları; kandil gecesi mevlid okutmak, cuma hutbelerinde ve vaazlarda bahsetmekle sınırlı iken;

‘Kutlu Doğum’un bir hafta süreyle Mevlid Kandili programı ile mukayese edilemeyecek zenginlikte kutlanmasıydı.

Bu haftaya Mevlid Kandili’nden daha yoğun bir şekilde hazırlanılması maksatlıydı.

Zamanla gerçek doğum günü olan Mevlid Kandili unutulacak, yerini Kutlu Doğum Haftası alacaktı...

FETÖ’nün gerçek yüzü ortaya çıkınca Diyanet, bütün kitaplarını toplattı.

Ama Diyanet, Kutlu Doğum garabetine ise sıkı sıkıya sarıldı. Bu duruma tepki gösteren ilahiyatçılar ve tarihçiler artık hatadan dönülmesini istiyor.

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı: Bunu başaran tarihe geçer[]

“14 asır hep hicri takvime göre kutlanan Mevlid Kandili şimdi alternatif bir programla miladi takvime göre tertipleniyor. Bu alelade bir hafta değil, bir Orman Haftası, Yeşilay Haftası, Uyuşturucuyla Mücadele Haftası değil bu dinî bir gecedir. Dinî kaideler neler gerektiriyorsa ona göre kutlamak lazım. Dünyanın hiçbir yerinde miladi takvime göre kutlama yapılmıyor. Bu ikilem kaldırılmalıdır. İslam âleminde Mevlid Kandili rebiül-evvel ayında kutlanırdı. Daha önce belirtilen tarihlerde oynama yapılmaktadır. Bu ciddiyetten uzaktır. Diyanet İşleri Başkanı ve ekibine çağrım bu alternatif kutlamaları bırakıp Mevlid Gecesi kutlamalarını İslam âlemi ile birlik ve beraberle yapalım. Hem de aslına rücu olacaktır. Başkan da bu işte başarılı olabilirse tarihe geçecektir.’’

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Kandilleri de değiştireceklerdi[]

“Kutlu Doğum Haftası” FETÖ’nün organize projesidir. Ben iddia ediyorum ki bu isimler de FETÖ bağlantılı kişilerdir. Bu örgüt, kandil günlerini bile Miladi takvime göre yapacaklardı. Ramazan ayı, Kadir Gecesi de bunlara dâhil. Diyanet hâlâ FETÖ tuzağındadır. Ne üzücüdür ki 14 Nisan 2017 cuma hutbesinde Diyanet bu projenin kendilerine ait olduğunu ifade etti.

Dikkat edin!

Millî Eğitim Bakanlığı yerinde bir kararla kutlu doğum programlarını kaldırdı.

Fakat Diyanet ve İlahiyat camiası nedense direnmektedir.

Direnme bir yana 25 yıldır Gülen örgütü içinde yer alan Prof. Dr. Ahmet Keleş Bey “Kutlu Doğum Haftası FETÖ projesidir” diyerek itirafta bulunurken Diyanet sahiplenmeye çalışmaktadır.

fEğer Diyanet bunları değiştirmezse bunların vebalinden kurtulamaz.

İlahiyatçı Osman Ünlü: ‘Niyetimiz iyi’ demek kurtarmaz[]

Bütün mübarek geceler kameri aylara göre tespit edilir.  Bunu 20 Nisan’a almak caiz olmaz. Dinimize aykırı bir husus için, (Niyetimiz iyi) demek veya (Herkes kutlu doğumdan bahsederken, susmak uygun olmaz) demek de, geçerli bir mazeret değildir. Haram bir iş, iyi niyetle de yapılsa haramlıktan çıkmaz.  İşte bidatler böyle iyi niyet kılıfı altında yayılıyor. (Biz o niyetle değil de, şu güzel niyetle yapıyoruz) diyorlar. İbadete bidat karıştırmak büyük günahtır. Hele bir de kutlu doğum haftasında yapılan ibadetlere, çalgılar karıştırılıp kadın erkek karışık mevlidler de okunursa, ibadete haram karıştırılırsa, daha büyük günah olur. Harama önem verilmezse küfür de olur.

Advertisement