Yenişehir Wiki
Advertisement

Hayallere savaş açmak ... Yani projelere ... yani değişime ve gelişime savaş açmak... Üç beş tarihi bilgi ile anı yargılamak... Birazda bilmiş havasında ortamla kafa bulmak için...

Proje mezarlığı MERSİN[]

8.2.2013

Hayal zenginliğimiz mi, ete kemiğe büründürememenin yarattığı yoksulluk mu bilemem ama bildiğim bir şey var; proje yaratma konusunda özel yeteneğe sahip bir kentte yaşıyoruz.

ABDULLAH AYAN

Son örneği yıllardır üzerinde söylenmemiş söz kalmayan ama MESİAD sayesinde sanki yeni bir şeymiş gibi konuşmaya başladığımız "Müftü deresi ıslah" hikayesi...

Amerika'yı yeniden keşfeder gibi hem haberleştirildi, hem hepimiz karınca kararınca kalem oynattık üzerinde.

Proje olarak ortaya atılan düşünce başlangıçta "Mersin' i Petersburg" yapma iddiasındaydı, sonra vites küçüldü, Eskişehir' deki Porsuk çayının bir benzeri yaratma seviyesine indirildi.

İyi de oldu, kurvaziyerlerin dolaştığı, yolcuların on günlük tur sonunda Moskova'ya kadar ulaştığı bir nehirden ilham alarak, sandala binenlerin karaya oturacağı Müftü deresine olmayan işlev yüklemek çok komik kaçacaktı, kısa zamanda çark edildi.

Umarım MESİAD yarın öbür gün daha cazip bir proje ortaya çıktığında, "Mersinden Petersburg, Müftü deresinden Porsuk" yaratma hedefini çayda çıra niyetine yakıp heder etmez de gittiği yere kadar istikrarla takip eder.

Bu dilek, o projenin önem düzeyini tartışmamıza da engel değil.

Denize ulaştığı yerin solunun orduevi, sağının Vakıf tesisleri adı altında birilerince işgal edilmiş bir derenin düzenlemesini, o işgalcilerin kaldırılması ve halka açılması yönünde tek kelime etmeden projelendirmeye kalkanları alkışlamaktan çok sorgulamamız gerekmez mi?

Bir dereyi kente kazandırmayı düşünüp, iki yakasının halka açılması konusunda "aman arı kovanına çomak sokmayayım" hesabıyla tek kelam etmemek, ucu nereye varırsa varsın çözüm önermemek, tutarlı davranış mıdır?

Eskişehir' in tek Porsuk' u var, orada başka yerden kum taşıyıp kumsal yaratma çabası bile anlamlı olabilir oysa Mersin öyle mi?

Siz kent içi tüm kumsallarınızı dolgu alanları ve o da yetmezmiş gibi el değmemiş plajları imtiyazlı birilerine sunma adına feda edeceksiniz sonra da kalkıp sanki denizi olmayan Eskişehir gibi su yoksulu kentmiş gibi sığ derelerden medet umacaksınız.

Porsuk çayı Eskişehir' e nefes aldırmaya aldırır da, dere düzenlemesinden kenti geliştirecek projeler üreten ve o projeyi kurtarıcı sananların kafa yorması, sorgulaması gereken el birliğiyle göz ardı edilmiş zenginliklerimiz var.

Örneğin arıtma tesisi sayesinde son yıllarda denize 323 km lik kıyısı olan Mersin' in 'en temiz denizi' kent içinde ama denize girecek bir metrelik kumsala bile sahip değiliz.

Özcan' ın "bu sahillerden denize girilecek" iddiasının "temiz deniz" gibi en zor aşamasını geçtik ama o temiz denize ulaşmaktan yoksun ve bir o kadar yoksuluz nedense...

Mersin' in proje konusunda baş döndüren hayal gücü nedense çok eski yıllara götürüyor beni...

Bana göre bu kentin en vizyoner kalemlerinden birini ve onun estirdiği rüzgârların etkili gazeteciliğini bu vesileyle hatırlamanın tam zamanıdır.

Fuat Akbaş' tan ve onun 1930' ların Mersin' inine mizahi dille yaklaşan önerilerine göz atalım hep birlikte:

Göz atalım ki, 83 yıl boyunca nelerin değişip, nelerin değişmediğini görüp derin düşüncelere dalmaya çalışalım veya o derinliklerde boğulacaksak ta en azından eğlenelim...

Haziran 1931' de yaklaşan İl Genel Meclisine aday olacağını ve seçilmesi halinde neler vaat ettiğini! "Meclisi Umumi Azası olursak" başlıklı yazısında İl Genel Meclisine seçildiği hayaliyle şöyle sürdürmekteydi düşüncelerini:

"Muhteşem salonda baş katip, diğer katipler dudaklarımızı oynatırken beraberce yazacaklar..

Biz neler söylemeyeceğiz, neler teklif etmeyeceğiz..

Her pınar başına bir söğüt dikilmesine, her ağanın bir at almasına, atı olmayanlara ceza atılmasına kararlar verilmesine çabalayacağız.

Tarsus, Mersin yoluna iki taraflı ağaçlar diktireceğiz. Ağaçlar büyüyecek, dallar birbirine kavuşacak ve bu uzun yolda yolculuk edenler güneş yüzü görmeyecek...

Palta baş dostumuzun Riyaseti altında Veysel kahya, Ekrem Onbaşı, Süvariler Ağası, Yılmaz efe, Cevat Usta, Paltalı Zeki, Abdulrahman Ağa, Üstad Avukat Fikri* Beylerden müteşekkil bir heyet teşkil ettirecek ve geceleri köy yatı odalarında söylenmek ve okunmak üzere hikayeler yazdıracak, maniler düzdüreceğiz.

İşsizlere iş bulmak ve servetimizi arttırmak üzere şehrimizin Ulu Ağası Toroğlu** beyin riyasetinde kalafatçı Fesih, denizci Hakkı***, cüce Asım, çemişgezekli Elhaç Hafız, Martavalcı Amca bey, bahçeci Refik, çiftçi Selah ve tavlacı başı Rıfat ağaları toplayacağız. Derhal deniz martılarını ıslah edeceğiz.

Bunları da tavuk, kaz, ördek gibi ehlileştirecek, yumurtalarından, tüylerinden, civcivlerinden istifade edeceğiz.

Biz iki akıl ve müdir ahbap... Neler icat etmeyecek, neler ne hayırlı şeyler düşünmeyeceğiz!...

Denizden mi istifade etmeyeceğiz?

Ağaçların yapraklarından mı faydalı şeyler çıkarmayacağız?

Çam havasını mı borularla şehre getirtmeyeceğiz?

Bunları ve bunlara benzer nice şeyleri biliriz...

O zaman... Az müddette Mersin şehrini cennete döndüreceğiz, refah, saadet içinde herkes bizden ve biz herkesten memnun ve müsterih yaşayacağız"

Müsterih yaşadığından şüpheliyim ama müsterih uyu Akbaş...

83 yıl önce kurduğun hayallerin benzerlerini bir 83 yıl daha kurmaya niyetli hatta kararlı Mersin bıraktığın yerde duruyor...

Daha kaç yıl dönüp duracağımızı da bilse bilse, Allah bilir...

  • TBMM 4 ve 5. dönem Mersin Milletvekili Fikri Mutlu
    • 1929-42 yılları arası Mersin Belediye Başkanlığı yapan Mithat Toroğlu
      • 1942-44 yılları arasında Belediye Başkanlığı da yapacak olan Hakkı Deniz


Yazan : Abdullah Ayan

St-Petersburg-Tourist-Map-2
Birzhevoy-bridge-over-the-malaya-neva-in-st-petersburg-c1641
Saint-petersburg
St-Petersburg-gece-goruntusu
Advertisement