Yenişehir Wiki
Advertisement
Münafık mescidde kafesteki kuş gibidir
(Hadisten)_Kimde_Şu_4_Haslet_Varsa_Halis_Münafıktır

(Hadisten) Kimde Şu 4 Haslet Varsa Halis Münafıktır

Bakınız

Şablon:Münafık - d


Nifak
Nifak asrı
Münafık camide kafesdeki kuş gibidir
Münafık - Münafik - Munafiq
Tam münafık - Halis münafık - مُنَافِقاً خَالِصاً
Münafık/Ayetler أَنْفَقَ (2) أَنْفَقْتَ (1) أَنْفَقْتُمْ (4) أَنْفَقُوا (11) تُنْفِقُوا (9) تُنْفِقُونَ (2) يُنْفِقُ (7) يُنْفِقُوا (1) يُنْفِقُونَ (20) يُنْفِقُونَهَا (2) أَنْفِقُوا (9) نَفَقَة (2) نَفَقَاتُهُمْ (1) الإِنْفَاقِ (1) الْمُنْفِقِينَ (1) نَافَقُوا (2) النِّفَاقِ (1) نِفَاقًا (2) الْمُنَافِقَاتُ (5) الْمُنَافِقُونَ (8)
Halis Muhlis tam münafık Konuşur tekziplik, vaadi ertelemeli yani halfli halifeli, emanete yani görevine hain, kininde aşırı giden yani suçlu suçsuz herkesi bir kefeye koyan KİŞİ.
Münafık/Hadisler
Munafıklar risalesi
Münafık türküsü
Avrupanın kafirleri, Asya'nın münafıkları
Münafikun
Münafikun suresi
Kul Olayım Kalem Tutan Ellere arzuhalim şaha böyle yaz
Güzelim ey güzelim ey ey güzellim
Münafığın her dediği oluyor
Gül benzimiz sararıp da soluyor
Gidi Mervan şad olup da gülüyor Katip… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Kul_Olayım_Kalem_Tutan_Ellere
Zındîk
Münafık,ahrete inanmayan… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Zındîk
Mürâi
Müraî İki yüzlü kimse, dalkavuk, riyakâr, münafık… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Mürâi
Mürai - Muraî
Münfık
Münafık: İki yüzlü, araya nifak sokan. Fitnekâr. Ahdini bozan, yalan söyleyen, hıyanet eden. Görünüşte müslüman olup hakikatte kâfir ve düşman… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Münfık
Ayrılık
Şikak Nifak , ikilik , ittifaksızlık. Münafıklık, müslüman görünüp kafir olma, ara bozuculuk Münafık Münafık: İki yüzlü, araya nifak sokan. Fitnekâr… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Ayrılık
Nifak
Şikak Şikak Nifak , ikilik , ittifaksızlık. Münafıklık, müslüman görünüp kafir olma, ara bozuculuk Münafık Münafık: İki yüzlü, araya nifak sokan. Fitnekâr… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Şikak
Ayrılık anı Ayrılık anı Şikak Nifak , ikilik , ittifaksızlık. Münafıklık, müslüman görünüp kafir olma, ara bozuculuk Münafık Münafık: İki yüzlü, araya nifak… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Ayrılık_anı
İki yüzlü
Fitnekar
Riyakar
Münâfık - Münafık - Münafikîn
Münafık İkiyüzlü Münafikate Münâfıklık
Müraî Müraî İki yüzlü kimse, dalkavuk, riyakâr, münafık. Haspuş Farsça Hilekâr, hileci, iki yüzlü, mürai. Muraî (Bak: Mürâi) Mülemma'-kâr Farsça Riyakâr… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Müraî
Mutabasbıs Tabasbuscu - yağcı - Seni mutabasbıs
İhsan Eliaçık/Cemaatleşme yahut Ankebutlaşma surelerinden olan “Ankebut” suresi var… Dişi örümcek (karadul) anlamına gelir. Medine’ye gelirken/gelince nazil olur. “Münafık” kelimesinin geçtiği ilk suredir… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İhsan_Eliaçık/Cemaatleşme_yahut_Ankebutlaşma
Ruh-ul Mesnevi/290 290.BEYİT Vikikaynak'ta bu konuyla ilgili metin bulabilirsiniz. Ruh-ul Mesnevi/290 Münafık odur ki, itikâden küfrü izmâr ve kavlen imânı izhâr edehttp://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Ruh-ul_Mesnevi/290
Adâvet
Adüv müşrik (Mâide, 5/82) ve münafıklar (Münâfıkûn, 63/4) mü'minlerin; Allah da (Bakara, 2/98) kâfirlerin düşmanıdır. Kur'ân'da; Allah (Fussilet, 41/19… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Adüv
Sâmirî buzağıya tapan bir kavimden olup münafık bir büyücü idi Tefsirciler şöyle der: Musa Rabbine yalvarmaya geldiği zaman, yerine kardeşi Ha-run'u… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Sâmirî Münzir Münzir (Nezir. den) Olacak bir şeyi haber vererek korkutan, akibetin kötülüğünü bildiren. Kâfir ve münafıkların Cehennem'e gideceğini haber veren… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Münzir 63/97 innel munâfikîne le kâzibûn(kâzibûne). 1. izâ : olduğu zaman 2. câe-ke : sana geldi 3. el munâfikûne : münafıklar, nifak çıkaranlar 4. kâlû : dediler 5… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/63/97 33/73 mu’minâti), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen). 1. li : için, olsun diye 2. yuazzibe : azap eder 3. allâhu : Allah 4. el munâfikîne : münafık erkekler 5… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/33/73
33/48 munâfikîne : ve münafıklar 4. veda' : terket (aldırma) 5. ezâ-hum : onların eziyetleri 6. ve tevekkel : ve tevekkül et 7. alâllâhi (alâ allâhi) : Allah'a 8… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/33/48 63/7 munâfikîne : münafıklar 15. lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak edemezler Diyanet İşleri : Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/63/7 66/9  : ve münafıklar 6. ve igluz : ve galiz ol, sert davran 7. aleyhim : onlara 8. ve me'vâ-hum : ve onların barınacağı yer, sığınacağı yer 9. cehennemu : cehennem 10… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/66/9 4/61 Kelime anlamlı meal Abdülbaki Gölpınarlı Onlara, Allah'ın indirdiğine ve peygambere gelin dendi mi görürsün ki münafıklar, senden tamamıyla uzaklaşırlar… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/4/61
24/53 haberdardır. Adem Uğur : (Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/24/53 İz'an "Münafıklar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman, hemen onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâat… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İz'an İz'ân "Münafıklar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman, hemen onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâat… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İz'ân İzan "Münafıklar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman, hemen onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâat… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İzan İZ'ÂN "Münafıklar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman, hemen onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâat… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İZ'ÂN
İz´an "Münafıklar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman, hemen onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâat… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İz´an
İz´ansız "Münafıklar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Rasûlüne çağırıldıkları zaman, hemen onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâat… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/İz´ansız
Vavlardan sakınınız Münafıklar bilmiyorlar . Vavlar iç içe biribirini şevkatle kucaklıyor.Ama münafıklar dışarda tutulmuş.Added by… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Vavlardan_sakınınız
Aşr-ı Şerifler İBRAHİM SURESİ (24-28) 4-NİSA SURESİ (36-39) 49-HÜCURAT SURESİ (13-18) 5-MAİDE SURESİ (6-9) 5-MAİDE(2)/ 63-MÜNAFIKUN SURESİ (9-11) 6-EN'AM SURESİ (151-154… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Aşr-ı_Şerifler
2/76 şeyi tutup onlara söylüyorsunuz? Adem Uğur : (Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında "İman ettik" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/2/76
33/20 birlikte bulunarak sizin haberlerinizi sormayı isterlerdi. İçinizde olsalardı da ancak çok az çarpışırlardı. Ali Bulaç : Onlar (münafıklar, düşman… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/33/20
Bakara (İnek) Kıssası göstersinler diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyi tutup onlara söylüyorsunuz? Adem Uğur : (Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında "İman ettik" derler… http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Bakara_(İnek)_Kıssası

Halis münafık

Halis münafık yani Tam münafık ve Peygamber tarifi müthiş. Kinin de öfkesinde aşırıya gider. Yani itidali koruyamaz.

ـ5765 ـ1ـ[]

عن ابن عمروبن العاص رَ ضِيَاللَّهُ عَنهما قال: قَالَ رَسُولُاللَّهِ : أرْبَعٌ مَنْ كُنَّ فيهِ كَانَ مُنَافِقاً خَالِصاً. وَمَنْ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌمِنْهُنَّ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتّى يَدَعَهَا: إذَاأُؤْتِمِنَ خَانَ، وَإذَاحَدّثَ كَذَبَ، وإذَاعَاهَدَغَدَرَ، وَإذَاخَاصَمَ فَجَرَ . أخرجهالخمسة.»الُجُورُ« الكذبوالفسق، والمرادبه هناالفحش

.1. (5765)- İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahuanhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir:

1.Emanet edilince hıyanet eder,

2.Konuşunca yalan söyler,

3.Söz verince sözünde durmaz,

4.Husumet edince haddi aşar."

[Buharî, İman 24, Mezalim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106, (58); Ebu Davud, Sünnet 16, (4688); Tirmizî, İman 14, (2634); Nesâî, İman 20, (8, 116).]

AÇIKLAMA:

Nifak, bâtının zâhire muhalefetidir. Eğer bu, imanî itikadda olursa buna nifaku'l-küfr denir, eğer inanç esaslarına müteallik olmazsa buna nifaku'l-amel denir, buna bizzat yapmak da girer, terk de girer.

Nifakın pek çok mertebeleri, dereceleri vardır. Esasen Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) burada nifaka giren bütün vasıfları saymış değildir. Başlıcalarına dikkat çekmiştir. Nitekim bir başka rivayette nifakın dört değil üç alâmeti olduğu söylenir: "Konuşunca yalan söyler, söz verince döner, itimad edilince ihanet eder." Hatta bu sonuncu vechin izahında alimler: "Bu üç hasleti zikrederek diğer hasletlere bir uyarıda bulunmuştur" derler ve şu açıklamayı yaparlar: "Diyanetin aslı üç esasa inhisar eder: Kavl (söz), fiil (iş), ve niyet. Aleyhissalâtu vesselâm kizb ile kavlin fesadına, hıyanetle fiilin fesadına, verdiği sözden dönme (hulf) ile de niyetin fesadına uyarıda bulunmuştur."

Nevevî der ki: "Ulemadan bir kısmı, zikri geçen hasletler bazan, tekfir edilemeyeceği hususunda herkesin icma ettiği, Müslümanlarda da bulunduğu için, bu hadisi müşkil bulmuştur. Aslında hadis müşkil değildir, bilakis manası da sahihtir. Muhakkik alimlerimiz derler ki: "Bu hadisin manası şudur: "Sayılan bu hasletler nifaktırlar. Bu hasletleri taşıyanlar, bu vasıflarda münafıklara benzerler ve onların ahlaklarıyla ahlaklanmışlardır."

İbnu Hacer, Nevevî'nin bu açıklamasını daha da açar: "Derim ki: "Bu cevaptan çıkan netice, hadisteki münafık tesmiyesinin mecaza hamlidir, yani "Bu hasletleri taşıyan kimse münafık gibidir" demektir. Bu yorum da "nifak"tan kastedilen şeyin "nifaku'l küfr" olmasına binaendir. Nitekim, mezkur işkale cevap olarak şu açıklama da getirilmiştir: "Hadiste geçen "nifak"tan murad nifaku'l ameldir. Bunu, daha önce de belirttik. Bu açıklama Kurtubî'nin de hoşuna gitmiş, hatta Hz. Ömer'den gelen şu rivayetle buna delil de getirmiştir. Hz. Ömer, Huzeyfe (radıyallahuanhümâ)'ye

هَلْتَعْلَمُفيّشَيْئاًمِنَالنّفَاقِ

"Bende nifaktan bir şey biliyor musun?" demiştir. Hz. Ömer burada nifaku'lküfrü kastetmiş değildir, bilakis nifaku'l-ameli kastetmiştir.

Bazı alimler, "hadiste mezkur sıfatlara nifak denmesi, o hasletleri irtikab etmeye karşı korkutma ve sakındırma maksadını güder, zahir, kastedilenden farklıdır" demiştir. Bu açıklamayı da Hattâbî beğenmiştir. Hattâbî şu ihtimale de yer verir: "Bu sıfatla muttasıf olan kimse , o haslete iyice alışmış ve kendisinde sabit bir yol, değişmez bir huy halini almış olan kimsedir." Bu tahminini hadiste geçen إِذَا edatıyla delillendirir. "Bu edat hangi fiilin başına getirilirse, onun tekerrürünü ifade eder" der.

Bazı alimler de: "Hadisteki nifak ıtlakı, o hasletlerin galebe çalması sebebiyle onları mühimsemeyen, hafife alan kimseye aittir" demiştir. "Çünkü, derler, kimin hali bu olursa umumiyetle o kimsenin itikadı da bozuk olur.

Bazıları bir başka nokta-i nazardan hadisi değerlendirmiştir. Bunlara göre, münafık kelimesinin başındaki eliflam, "ahd" içindir. Yani münafıkla kastedilen belli muayyen bir şahıs vardır veya Resulullah devrindeki münafıklar hakkındadır. Bu görüş sahiplerinin verdikleri örnekler hep zayıf hadislere dayanır."

Özetleyerek aldığımız bu yorumları kaydeden İbnu Hacer yapılan bu açıklamalar arasında Kurtubî'nin hoşuna giden te'vilin en güzel te'vil olduğunu söyler.

ـ5766 ـ2ـ[]

وعنحذيفةرَضِيَاللَّهُعَنهقال: ]إنَّمَاكَانَالنّفَاقُعَلىعَهْدِرَسُولِاللَّهِ #، فأمَّاالْيَوْمَفإنَّمَاهُوَالْكُفْرُبَعْدَا“يمَانِ[. أخرجهالبخاري

.2. (5766)- Hz. Huzeyfe (radıyallahuanh) anlatıyor: "Nifak Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde vardı. Şimdi ise, imandan sonra küfür vardır." [Buhârî , Fiten 21.]

AÇIKLAMA:

Burada Huzeyfe İbnu'l-Yeman (radıyallahuanh) ne demek istemiştir? Bunun izahında farklı yorumlar ileri sürülmüştür:

  • İbnu't-Tin der ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde münafıklar, dilleriyle inanıyorlar, kalpleriyle inanmıyorlardı. Fakat Aleyhissalâtuvesselâm'dan sonra gelenler İslam içinde ve İslam fıtratı üzere doğdular. Öyleyse onlardan kim küfre düşerse mürteddir. Bu sebepledir ki, münafıkların tabi olduğu ahkâmla, mürtedlerin tabi olduğu ahkam farklı olmuştur."
  • İbnu Hacer de şu yorumu yapar: "Huzeyfe (radıyallahuanh)'nin, nifaka düşmeyi nefyetmediği açık, her halukârda o, önceki münafıklarla sonraki münafıkların hükümlerinin aynı olmadığını söylemektedir. Çünkü nifak, küfrü gizleyip iman izhar etmektir. Bunun her asırda olması mümkündür. Hüküm farklılık kazanmıştır. Çünkü Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), onlarla iyi geçiniyor, onların İslam diye izhar ettiklerini onlardan kabul ediyordu, hatta onlardan İslam'a muhaliflik ihtimali zuhur etse bile. Amma Aleyhissalâtuvesselâm'dan sonra, İslam'a muhalif bir şey izhar eden kimse, izhar ettiği bu şeyden dolayı derhal muaheze edilir, kendileriyle iyi geçinmeye ihtiyaç kalmadığı için iyi geçinme hatırına bu hatalar gözardı edilip terkedilemez."
  • Bazı alimler de şunu söylemiştir: "Hz. Huzeyfe'nin maksadı, İmama itaati terketmenin cahiliye işi olduğunu söylemektir. İslam'da ise cahiliye yoktur veya cemaate tefrika sokmak Cenab-ı Hakk'ın وََتَفَرََّقُوا "Tefrikaya düşmeyin..." emrine aykırıdır. Bütün bunlar artık gizlikapaklı değildir. Öyleyse bu, imandan sonra küfür gibidir."


ـ5767 ـ3ـ[]

وعنا‘سودقال: ]كُنَّافيحَلْقَةِعَبدِاللَّهِرَضِيَاللَّهُعَنهُفَجَاءَحُذَيْفَةُرَضِيَاللَّهُعَنهُحَتّىقَامَعَلَيْنَا، فَسَلّمَ، ثُمَّقَالَ: لَقَدْأُنْزِلَ

النِّفَاقُعَلىقَوْمٍخَيْرٍمَنْكُمْ. قَالَا‘سْوَدُ: سُبْحَانَاللَّهِإنَّاللَّهَعَزَّوَجَلَّيَقُولُ: إنَّالْمُنَافِقِينَفِيالْدَّرْكِا‘سْفَلِمِنَالْنَّارِ. فَتَبَسَّمَعَبْدُاللَّهِ، وَجَلَسَحُذَيْفَةُفِينَاحِيَةِالْمَسْجِدِ. فَقَامَعَبْدُاللَّهِفَتَفَرَّقَأصْحَابُهُفَرَمانِىبِالْحَصْبَاءِ، فأتَيْتُهُ. فقَالَحُذَيْفََةُ: عَجِبْتُمِنْضَحِكِهِ، وَقَدْعَرَفَمَاقُلْتُ، لَقَدْأُنْزِلَالنِّفَاقُعَلىقَوْمٍكَانُواخَيْراًمِنْكُمْ، ثُمَّتَابُوا، فَتَابَاللَّهُعَلَيْهِمْ[. أخرجهالبخاري.ومقصودحذيفةبهذا: أنجماعةمنالمنافقينصلحواواستقامواوكانواخيراًمن أولئكالتابعينالذينخاطبهملمكانالصحبةوالصحبةوالصحكيزيدومجمّعابنيجاريةبنعامررَضِيَاللَّهُعَنهما، فكأنهأشاربالحديثالىتقلبالقلوب

.3. (5767)- Esvedrahimehullah anlatıyor: "Hz. Abdullah İbnuMes'ud (radıyallahuanh)'un ders halkasında idik. Huzeyfe (radıyallahuanh) geldi ve yanımızda durup bize selam verdi:

"Nifak, sizden hayırlı bir kavme indirildi" dedi. Esved de (hayretle):

"Sübhanallah, Aziz ve Celil olan Allah: "Münafıklar cehennemin en aşağı derekesindedir" (Nisa 145) buyuruyor" dedi. Bunun üzerine Abdullah tebessüm etti. Huzeyfe de mescidin bir kenarına oturdu. Derken Abdullah kalktı ve arkadaşları da dağıldılar. Huzeyfe beni çağırmak için bana bir çakıl attı, yanına geldim. Bana: "Abdullah'ın gülmesi tuhafıma gitti, halbuki o benim söylediğimi bilen birisi. Yemin olsun nifak, siz (tabiiler)den daha hayırlı bir kavme indirildi. Onlar (nifaktan) sonra tevbe ettiler. Allah da tevbelerini kabul etti" dedi." [Buharî,Tefsir, Nisa 25.]

AÇIKLAMA:

1- Alimler, ayete dayanarak "münafıkların azabı kâfirlerin azabından daha şiddetlidir. Çünkü onlar, dinle istihza etmektedirler" demişlerdir.

2- Hadiste sahabelerin tabiinden daha hayırlı olmalarına rağmen nifakın yani münafıklığın onlardan çıkmış olmasını söylemekle Hz. Huzeyfe muhataplarına ciddi bir uyarıda bulunmuş olmaktadır.

İbnu Hacer der ki: "Münafıklıkla iptila edilenler sahabe tabakasından idiler. Sahabe ise tabiin tabakasından hayırlıdır. Lakin Allah onları nifakla iptila etti. Onlar irtidad ettiler ve münafık oldular, böylece onlardan hayırlılık gitti. Birkısmıtevbe etti ve hayırlılık onlara geri geldi. Sanki Hz. Huzeyfe, hitap ettiği kimseleri sakındırdı ve onlara gururlanıp aldanmamalarını hatırlattı. Çünkü kalp dönücüdür. Bugünkü hal üzere gidemeyebilir. Bu sebeple onları imandan çıkmaya karşı sakındırdı. Çünkü ameller sona göre değerlendirilecektir. Onlara, imanlarından son derece güven içinde olsalar bile, Allah'ın mekrine karşı emin olmamaları gereğini açıkladı. Nitekim onlardan önceki ve kendilerinden daha hayırlı olan sahabe tabakasında buna rağmen irtidad edenler ve nifaka düşenler olmuştur. Sahabeden sonra gelen tabakanın aynı şeye düşmesi haydi haydi imkan dahilindedir."

Abdullah İbnuMes'ud (radıyallahuanh)'un tebessümünün , Hz. Huzeyfe'nin bu isabetli açıklaması karşısındaki taaccübünden ileri geldiği belirtilmiştir.

Hz. Huzeyfe, Hz. Abdullah'ın tebessümünün mahiyetini anlayamamış olmalı ki, niye tebessüm etti diye hayret etmiş ve hayretini el-Esved'e açıklama ihtiyacını duymuş ve: "Niye güldüğüne hayret etmekte haklıyım, çünkü o benim ne demek istediğimi tam anladı ve sözlerimdeki doğruluk ve isabetliliği de biliyor" manasında serd-i kelam etmiştir.

Hadisten, içine düştükleri nifak ve küfürden dönen zındıkların tevbesininmakbuliyetine delil çıkarmışlardır.

ـ5768 ـ4ـ[]

وعنابنأبيمليكةقال: ]أدْرَكْتُثَثِينَمِنْأصْحَابِرَسُولِاللَّهِ # مِمَّنْشَهِدَبَدْراًكُلُّهُمْيَخَافُالنِّفَاقَعَلىنَفْسِهِ، وََيَأمَنُالْمَكْرَعَلىدِيْنِهِ، مَامِنْهُمْأحَدٌيَقُولُ: إنَّهُعَلىأيْمَانِجِبْرِيلَوَمِيكَائِيلَعَلَيْهِمَاالسَّمُ[. أخرجهالبخاريفيترجمة

4. (5768)- İbnu Ebi Müleyke rahimehullah anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ashabından olup da Bedir Gazvesi'ne katılanlardan otuz kadarına yetiştim. Hepsi de kendi hesabına nifaktan korkuyorlar ve dinlerinde fitneye düşmekten kendilerini emniyette hissetmiyorlardı." [Buharî, İman 36 (Bab başlığında kaydetti).]

AÇIKLAMA:

1- Hadis, mü'minin iman üzere son nefesini vereceğinden emin olmayıp, "nifaka düşer miyim endişesiyle her an tetikte olması gereğini te'yid ediyor. İbnu Hacer, hadisin açıklanması sadedinde İbnu Ebi Müleyke'nin karşılaştığı ve dolayısıyla imanından endişe içinde olan, nifaka düşmekten korku duyanları belirtme sadedinde Hz. Aişe, kızkardeşi Esma, Ümmü Seleme, Dört Addullahlar, Ebu Hureyre, Ukbe İbnu'l-Haris, Misver İbnu'l-Mahreme vs'nin ismini zikreder. Devamla der ki: "Bunların amelde nifaka düşmekten korktuklarını cezmen söylüyor. Esasen, başkalarından bunun aksine bir rivayet de mevcut değildir. Dolayısıyla sanki burada bir icma mevcuttur. Çünkü mü'mine amelinde, her an, ihlasa muhalif birşeyler arız olabilir. Onların böyle bir durumdan korkmaları illa da onlardan bunun vukuunu gerektirmez. Bu, onların vera ve takvadaki mübalağalarından ileri gelen bir haldir. Allah onlardan razı olsun, şefaatçilerimiz kılsın."

İbnu Battal der ki: "Onlar korktular, çünkü ömürleri uzadı ve beklemedikleri değişmelere şahit oldular, bunları bertaraf etmeye güçleri yetmedi. Sükut ile müdahene haline düşmekten korktular."

2- Hadisin devamında İbnu Ebi Müleyke der ki: "Onlardan hiçbiri imanda, Hz. Cebrail ve Mikail imanı üzere olduğunu iddia etmedi. İbnu Müleyke, bu sözüyle o yüce sahabilerin kendilerine iman meselesinde nifakın arız olmadığını cezmen söylemediklerini belirtmektedir. Çünkü, bu husus, Cibril aleyhisselam'ın imanı mevzuunda cezmen ifade edilir.

3- Buhârî hazretleri, aynı rivayetin devamına Hasan Basri rahimehullah'ın şu sözünü ekler: "(Allah Teala'dan) ancak mü'min korkar, ondan kendini ancak münafık emniyette hisseder." Nitekim ayet-i kerimede

ولِمَنْخَافَمَقَامَرَبِّهِجَنَّتَانِ 

"Rabbinin makamından korkana iki cennet vardır" (Rahman 46). Bir başka ayette de

[[Eski Yazı| فََيَأمَنُمَكْرَاللَّهِاَِّالْقَوْمُالْخَاسِرُونَ }}

"Hüsrana düşmüş bir kavmden başka kimse Allah'ın mekrinden emin değildir" (A'raf 99) buyurulur.

Dikkat edersek Hasan Basri'nin kelamında korkulacak şey mezkur değildir. Alimlerden bir kısmı, kastedilen şeyin "Allah" olduğunu söylemiştir. Diğer bir kısım alimler de nifak olduğunu söylemiştir. Siyak nifak görüşünü destekler ise de, her iki mefhum da muhtevaya uygundur.

İç linkler[]

>Dış linkler[]

Advertisement