Yenişehir Wiki
(Sayfa oluşturdu, içeriği: 'MEDİNE Sözlük 1: (Ar.) Ka. - Arabistan'da bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekke'den so a ziyaret ettikleri şehir. Şehi…')
 
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
 
[[MEDİNE]]
 
[[MEDİNE]]
  +
==Sözlük 1: ==
 
Sözlük 1: (Ar.) Ka. - Arabistan'da bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekke'den so a ziyaret ettikleri şehir.
+
(Ar.) Ka. - Arabistan'da bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekke'den so a ziyaret ettikleri şehir.
 
Şehir.
 
Şehir.
 
   
 
* Hicazda Hz. Peygamberin (A.S.M.) türbesi bulunan şehirdir. Buranın İslâmiyyetten evvel ismi "[[Yesrib]]" idi.
 
* Hicazda Hz. Peygamberin (A.S.M.) türbesi bulunan şehirdir. Buranın İslâmiyyetten evvel ismi "[[Yesrib]]" idi.
   
[[Yesrib]] Medine-i Münevvere'nin müslümanlıktan evvelki ismi. (Bak: [[Medine]])
+
[[Yesrib]] Medine-i Münevvere'nin müslümanlıktan evvelki ismi. (Bak: [[Medine]])
   
[[MEDÎNE-İ MÜNEVVERE]]
+
==[[MEDÎNE-İ MÜNEVVERE]]==
 
 
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
 
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
   
21. satır: 19. satır:
 
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem Mekke-i mükerremede insanları on üç sene müddetle İslâm dînine dâvet ettikten sonra Allahü teâlânın emri ile Medîne-i münevvereye 622 senesi Rebî-ul-evvel'in sekizinci Pazartesi günü hicret etti. Burada İslâmiyet'i her tarafa yaydı. On sene sonra yâni 632 senesi Haziran'ında, Rebî-ul-evvelin on ikinci Pazartesi günü Medîne-i münevverede vefât etti. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
 
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem Mekke-i mükerremede insanları on üç sene müddetle İslâm dînine dâvet ettikten sonra Allahü teâlânın emri ile Medîne-i münevvereye 622 senesi Rebî-ul-evvel'in sekizinci Pazartesi günü hicret etti. Burada İslâmiyet'i her tarafa yaydı. On sene sonra yâni 632 senesi Haziran'ında, Rebî-ul-evvelin on ikinci Pazartesi günü Medîne-i münevverede vefât etti. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
   
Peygamber efendimizin yaptırdığı Mescid-i Nebî içerisinde yer alan "Kabrim ile minberim arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir" buyurarak medh ettiği Ravza-i mütahhera (Cennet bahçesi), Peygamber efendimizin kabr-i şerîfi, Uhûd şehidliği, başta hazret-i Osman olmak üzere pekçok Sahâbe-i kirâmın (Peygamberimizin arkadaşları) kabirlerinin bulunduğu Cennet-ül-Bakî' kabristanı gibi mübârek yerler Medîne-i münevverededir. (Eyyûb Sabri Paşa)
+
Peygamber efendimizin yaptırdığı Mescid-i Nebî içerisinde yer alan "Kabrim ile minberim arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir" buyurarak medh ettiği Ravza-i mütahhera (Cennet bahçesi), Peygamber efendimizin kabr-i şerîfi, Uhûd şehidliği, başta hazret-i Osman olmak üzere pekçok Sahâbe-i kirâmın (Peygamberimizin arkadaşları) kabirlerinin bulunduğu Cennet-ül-Bakî' kabristanı gibi mübârek yerler Medîne-i münevverededir. (Eyyûb Sabri Paşa)
 
Medine`nin Fazileti
 
   
 
=[Medine`nin Fazileti==
  +
  +
===Hadisler===
 
Medine`nin Fazileti konusunda 3 sayfada 26 kayitli hadis var
 
Medine`nin Fazileti konusunda 3 sayfada 26 kayitli hadis var
   
31. satır: 30. satır:
 
Ravi : Enes
 
Ravi : Enes
 
Hadis : Resulullah (sav) Medine`yi şu şu yer arasında kalan kısımlarıyla haram ilan etti. "Kim bu haramı ihlal edecek bir davranışta bulunursa, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun, Allah Kıyamet günü o kimseden ne farz ne nafile (hiçbir hayır) kabul etmesin"(buyurdu).
 
Hadis : Resulullah (sav) Medine`yi şu şu yer arasında kalan kısımlarıyla haram ilan etti. "Kim bu haramı ihlal edecek bir davranışta bulunursa, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun, Allah Kıyamet günü o kimseden ne farz ne nafile (hiçbir hayır) kabul etmesin"(buyurdu).
HadisNo : 4596
+
HadisNo : 4596
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
37. satır: 36. satır:
 
Ravi :
 
Ravi :
 
Hadis : Yine Sahiheyn`in bir rivayetinde anlatıldığına göre, Resulullah (sav) (Medine`nin dışına doğru) yürüdü, önünde Uhud görünmüştü: "Bu dağ var ya, o bizi çok seviyor, bizde onu seviyoruz" buyurdular. Medine`ye yönelince de: "Ey Allahım! Hz. İbrahim Mekke`yi haram kıldığı gibi, ben de [Medinciyi] iki dağı arasıyla haram kılıyorum. Allahım, (Medine halkını) müdd ve sa`larınla mübarek kıl" buyurdular.
 
Hadis : Yine Sahiheyn`in bir rivayetinde anlatıldığına göre, Resulullah (sav) (Medine`nin dışına doğru) yürüdü, önünde Uhud görünmüştü: "Bu dağ var ya, o bizi çok seviyor, bizde onu seviyoruz" buyurdular. Medine`ye yönelince de: "Ey Allahım! Hz. İbrahim Mekke`yi haram kıldığı gibi, ben de [Medinciyi] iki dağı arasıyla haram kılıyorum. Allahım, (Medine halkını) müdd ve sa`larınla mübarek kıl" buyurdular.
HadisNo : 4597
+
HadisNo : 4597
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
43. satır: 42. satır:
 
Ravi : Ali
 
Ravi : Ali
 
Hadis : Biz Resulullah (sav)`dan Kur`an-ı Kerim ve bir de şu sahifede olandan başka bir şey yazmadık. (Bu sahifede bulunana gelince) Resulullah (sav) buyurmuştu ki: "Medine Ayr dağı ile Sevr dağı arasında kalan hudud içerisinde haramdır. Kim orada bir bid`atte bulunur veya bid`atçiyi himaye ederse, Allah, melekler ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah onun farz, ne nafile hiçbir hayrını kabul etmesin. Müslümanların garantisi birdir, en düşükleri de bu garantiye sahiptir. Kim bir müslümana garantisinde ihanet ederse, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Onun (Kıyamet günü) ne farz ve ne nafile hiçbir hayrı kabul edilmez." [Bu rivayetin metni Sahiheyn`e uygundur. Ebu Davud`da şu ziyade var: "Otu yolunmaz, av hayvanı ürkütülmez, yitik malı, onu ilan edecek olan alabilir. Hiç kimseye kıtal maksadıyla orada silah taşımak caiz olmaz. Oradan ağaç kesilmez. Kişi devesini otlatabilir.]
 
Hadis : Biz Resulullah (sav)`dan Kur`an-ı Kerim ve bir de şu sahifede olandan başka bir şey yazmadık. (Bu sahifede bulunana gelince) Resulullah (sav) buyurmuştu ki: "Medine Ayr dağı ile Sevr dağı arasında kalan hudud içerisinde haramdır. Kim orada bir bid`atte bulunur veya bid`atçiyi himaye ederse, Allah, melekler ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah onun farz, ne nafile hiçbir hayrını kabul etmesin. Müslümanların garantisi birdir, en düşükleri de bu garantiye sahiptir. Kim bir müslümana garantisinde ihanet ederse, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Onun (Kıyamet günü) ne farz ve ne nafile hiçbir hayrı kabul edilmez." [Bu rivayetin metni Sahiheyn`e uygundur. Ebu Davud`da şu ziyade var: "Otu yolunmaz, av hayvanı ürkütülmez, yitik malı, onu ilan edecek olan alabilir. Hiç kimseye kıtal maksadıyla orada silah taşımak caiz olmaz. Oradan ağaç kesilmez. Kişi devesini otlatabilir.]
HadisNo : 4598
+
HadisNo : 4598
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
49. satır: 48. satır:
 
Ravi : Ebu Hüreyre
 
Ravi : Ebu Hüreyre
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine`nin sıkıntı ve meşakkatlerine ümmetimden sabır gösteren herkese, Kıyamet günü şefaatçi ve (hayır ameline) şahid olacağım."
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine`nin sıkıntı ve meşakkatlerine ümmetimden sabır gösteren herkese, Kıyamet günü şefaatçi ve (hayır ameline) şahid olacağım."
HadisNo : 4599
+
HadisNo : 4599
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
55. satır: 54. satır:
 
Ravi : Süfyan İbnu Ebi Züheyr
 
Ravi : Süfyan İbnu Ebi Züheyr
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yemen fethedilecek. Bir grup insan, Medine`den oraya aileleri ve kendilerine tabi olanlarla gidecekler. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlıydı. Şam da fethedilecek. Bir kavim Medine`den aileleri ve kendilerine tabi olanlarla oraya göç edecekler. Bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi. Irak da fetholacak. Bir grup kimse ailesi ve kendilerine tabi olanlarla Medine`den oraya taşınacaklar. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi."
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yemen fethedilecek. Bir grup insan, Medine`den oraya aileleri ve kendilerine tabi olanlarla gidecekler. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlıydı. Şam da fethedilecek. Bir kavim Medine`den aileleri ve kendilerine tabi olanlarla oraya göç edecekler. Bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi. Irak da fetholacak. Bir grup kimse ailesi ve kendilerine tabi olanlarla Medine`den oraya taşınacaklar. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi."
HadisNo : 4600
+
HadisNo : 4600
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
61. satır: 60. satır:
 
Ravi : Ebu Hüreyre
 
Ravi : Ebu Hüreyre
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben karyeleri yiyen karye(ye hicret)le emrolundum. Buna Yesrib diyorlar. Burası Medine`dir. Medine, tıpkı körüğün cürufu ayırması gibi insanların kötüsünü) defedip ayırır."
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben karyeleri yiyen karye(ye hicret)le emrolundum. Buna Yesrib diyorlar. Burası Medine`dir. Medine, tıpkı körüğün cürufu ayırması gibi insanların kötüsünü) defedip ayırır."
HadisNo : 4601
+
HadisNo : 4601
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
67. satır: 66. satır:
 
Ravi : İbnu Ömer
 
Ravi : İbnu Ömer
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine`de ölmeye muktedir olan orada olsun. Zira ben, orada ölene şefaat ederim."
 
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine`de ölmeye muktedir olan orada olsun. Zira ben, orada ölene şefaat ederim."
HadisNo : 4602
+
HadisNo : 4602
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Konu : Medine`nin Fazileti
 
Konu : Medine`nin Fazileti
 
Ravi : Aişe
 
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) Medine`ye geldiği vakit Ebu Bekr ve Bilal (ra) hastalandılar. Ben yanlarına gittim: "Ey babacığım," dedim. "Kendini nasıl hissediyorsun? Ey Bilal sen nasılsın?" diye sordum. Hz. Ebu Bekr (ra) hummaya yakalanınca: "Her insana "sabahın hayırlı olsun" denmiştir. Halbuki ölüm ona ayakkabısının bağından daha yakındır" derdi. Hz. Bilal (ra) da humma nöbetinden çıkınca sesini yükseltir ve (Mekke`ye hasretini ifade eden şu beyitleri) terennüm ederdi: "Bilmem ki! Mekke vadisinde etrafımı izhir ve celil otları sarmış olarak bir gece daha geçirebilecek miyim? Macenne suyuna ulaşacağım bir gün daha gelecek mi? (Mekke`nin) Şame ve Tafil dağları bana bir kere daha görünecek mi?" [Sonra Bilal şöyle beddua etti: "Allahım, bizi yurdumuzdan çıkarıp bu vebalı diyara süren Şeybe İbnu Rebi`a, Utbe İbnu Rebi`a ve Umeyye İbnu Halef`e lanet et!] Hz. Aişe der ki: "(Ben gidip, bunlardaki Mekke hasretini) Resulullah (sav)`a haber verdim. O, şöyle dua buyurdu: "Allahım bize Medine`yi sevdir. Tıpkı Mekke`yi sevdiğimiz gibi, hatta fazlasıyla! Allahım onun havasını sıhhatli kıl. Onun müddünü, sa`ını hakkımızda mübarek eyle. Onun hummasını al, Cuhfe`ye koy!"
+
Hadis : Resulullah (sav) Medine`ye geldiği vakit Ebu Bekr ve Bilal (ra) hastalandılar. Ben yanlarına gittim: "Ey babacığım," dedim. "Kendini nasıl hissediyorsun? Ey Bilal sen nasılsın?" diye sordum. Hz. Ebu Bekr (ra) hummaya yakalanınca: "Her insana "sabahın hayırlı olsun" denmiştir. Halbuki ölüm ona ayakkabısının bağından daha yakındır" derdi. Hz. Bilal (ra) da humma nöbetinden çıkınca sesini yükseltir ve (Mekke`ye hasretini ifade eden şu beyitleri) terennüm ederdi: "Bilmem ki! Mekke vadisinde etrafımı izhir ve celil otları sarmış olarak bir gece daha geçirebilecek miyim? Macenne suyuna ulaşacağım bir gün daha gelecek mi? (Mekke`nin) Şame ve Tafil dağları bana bir kere daha görünecek mi?" [Sonra Bilal şöyle beddua etti: "Allahım, bizi yurdumuzdan çıkarıp bu vebalı diyara süren Şeybe İbnu Rebi`a, Utbe İbnu Rebi`a ve Umeyye İbnu Halef`e lanet et!] Hz. Aişe der ki: "(Ben gidip, bunlardaki Mekke hasretini) Resulullah (sav)`a haber verdim. O, şöyle dua buyurdu: "Allahım bize Medine`yi sevdir. Tıpkı Mekke`yi sevdiğimiz gibi, hatta fazlasıyla! Allahım onun havasını sıhhatli kıl. Onun müddünü, sa`ını hakkımızda mübarek eyle. Onun hummasını al, Cuhfe`ye koy!"
   
 
HadisNo : 4603
 
HadisNo : 4603
79. satır: 78. satır:
 
Ravi : Enes
 
Ravi : Enes
 
Hadis : Resulullah (sav) şöyle dua buyurdular: "Allahım! Mekke`ye verdiğin bereketi iki katıyla Medine`ye de ver."
 
Hadis : Resulullah (sav) şöyle dua buyurdular: "Allahım! Mekke`ye verdiğin bereketi iki katıyla Medine`ye de ver."
HadisNo : 4604
+
HadisNo : 4604
   
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
 
Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
85. satır: 84. satır:
 
Ravi : Ebu Hüreyre
 
Ravi : Ebu Hüreyre
 
Hadis : Resulullah (sav)`a (yılın turfanda) ilk meyvesi getirildiği zaman şöyle buyururlardı: "Allahım, bize Medine`mizi, meyvelerimizi, müddümüzü, sa`mızı bereket üzerine bereketle mübarek kıl. Allahım, İbrahim senin kulun, peygamberin ve halilindir. Ben de senin kulun ve peygamberinim. O sana Mekke için dua etti. Ben de Medine için, onun Mekke hakkında yaptığı duayı bir misli ziyadesiyle aynen yapıyorum." Resulullah bu şeklide dua ettikten sonra getirilen meyveyi, orada hazır olan çocuklardan en küçüğüne veerirdi.
 
Hadis : Resulullah (sav)`a (yılın turfanda) ilk meyvesi getirildiği zaman şöyle buyururlardı: "Allahım, bize Medine`mizi, meyvelerimizi, müddümüzü, sa`mızı bereket üzerine bereketle mübarek kıl. Allahım, İbrahim senin kulun, peygamberin ve halilindir. Ben de senin kulun ve peygamberinim. O sana Mekke için dua etti. Ben de Medine için, onun Mekke hakkında yaptığı duayı bir misli ziyadesiyle aynen yapıyorum." Resulullah bu şeklide dua ettikten sonra getirilen meyveyi, orada hazır olan çocuklardan en küçüğüne veerirdi.
HadisNo : 4605
+
HadisNo : 4605
 
==MEDİNE-İ MÜNEVVERE'YE İLK HİCRET EDENLER==
 
MEDİNE-İ MÜNEVVERE'YE İLK HİCRET EDENLER
 
   
Akabe biâtından bir yıl önce Ebû Seleme Abdullah ibn-i Abdul Esed, Mekke'den Medîne'ye hicret etmek istemişse de, müşrik akrabâları, zevcesi ile kızını elinden almışlar, Ebû Seleme de yapayalınız Medîne yolunu tutmuştu. Bir sene sonra zevcesi ile kızı Selma da gelip Kuba'da kendisine kavuştu.
+
Akabe biâtından bir yıl önce Ebû Seleme Abdullah ibn-i Abdul Esed, Mekke'den Medîne'ye hicret etmek istemişse de, müşrik akrabâları, zevcesi ile kızını elinden almışlar, Ebû Seleme de yapayalınız Medîne yolunu tutmuştu. Bir sene sonra zevcesi ile kızı Selma da gelip Kuba'da kendisine kavuştu.
   
Akabe biâtından sonra Amr ibn-i Rebîa ve zevcesi Leylâ sezdirmeden Medîne'ye hicret edip, Kubâ'da Mübeşşir ibn-i Abdul Münzir'e müsâfir oldu.
+
Akabe biâtından sonra Amr ibn-i Rebîa ve zevcesi Leylâ sezdirmeden Medîne'ye hicret edip, Kubâ'da Mübeşşir ibn-i Abdul Münzir'e müsâfir oldu.
   
 
Abdullah ibn-i Cahş ve kardeşi âmâ şâir Abd. ibn-i Cahş ve bütün Cahşoğulları âileleri (ki yirmi erkek, sekiz kadındı) kapılarını kapayıp Medîne'ye hicret ettiler. Bunlar da, Kubâ'da Mübeşşir ibn-i Abdul Münzir'e müsâfir oldu.
 
Abdullah ibn-i Cahş ve kardeşi âmâ şâir Abd. ibn-i Cahş ve bütün Cahşoğulları âileleri (ki yirmi erkek, sekiz kadındı) kapılarını kapayıp Medîne'ye hicret ettiler. Bunlar da, Kubâ'da Mübeşşir ibn-i Abdul Münzir'e müsâfir oldu.
  +
  +
==Arapça lugatlerde Medine terimi==
  +
  +
مدائن
 
  +
مَدائنُ: (اسم)
  +
مَدائنُ : جمع مَدينة
  +
مَدينة : (اسم)
  +
  +
الجمع : مَدائنُ ، و مُدْنٌ
  +
  +
المَدِينَةُ : المِصْرُ الجامِعُ ، تجمُّع سكَّانيّ يزيد على تجمُّع القرية
  +
المَدِينَةُ :اسمُ يَثْرِبَ مدينة الرسول صلى الله عليه وسلم، غلَبت عليها
  +
هو ابن مدينتها: عالم بها،
  +
  +
المدينة الفاضلة: المجتمع الإنسانيّ المثاليّ الذي يسير على هدي الأخلاق وحكمة رئيس فيلسوف أو نبيّ اكتملت لديه الخصال التي لا تتوافر لدى عامّة النَّاس،
  +
  +
المدينة المقدّسة: القدس،
  +
المدينة المنوَّرة: يثرب، مدينة الرسول صلّى الله عليه وسلّم،
  +
  +
مدينة الملاهي: مواضع تعرض فيها ألعاب بهلوانيّة للتسلية
  +
  +
مَدِينَةُ السَّلاَمِ: بَغْدَادُ
  +
  +
مَدَنَ: (فعل)
  +
  +
مدَنَ يمدُن ، مُدونًا ، فهو مادِن
  +
  +
مدَن الشَّخصُ :أتى المدينةَ
  +
  +
مُدَنٍّ: (اسم)
  +
مُدَنٍّ : فاعل من دَنَّى
  +
  +
مُدْن: (اسم)
  +
  +
مُدْن : جمع مَدينة
  +
  +
مُدْنٍ: (اسم)
  +
مُدْنٍ : فاعل من أَدْنَى
  +
  +
مدَّنَ: (فعل)
  +
  +
مدَّنَ يمدِّن ، تمدينًا ، فهو مُمدِّن ، والمفعول مُمدَّن
  +
  +
مدَّن المدائِنَ :بناها ومصّرها
  +
  +
مدَّن الشَّخصَ/ مدَّن الشَّيءَ:
  +
  +
حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة
  +
  +
مَدْيَنة : (اسم)
  +
  +
مَدْيَنة : مصدر مدينَ
  +
  +
مَدنُوّ: (اسم)
  +
  +
مَدنُوّ : اسم المفعول من دَنا
  +
  +
مُمَدَّن: (اسم)
  +
  +
مفعول من مَدَّنَ
  +
  +
شَعْبٌ مُمَدَّنٌ : أَيْ صَارَ مُتَحَضِّراً،
 
  +
مُتَمَدِّناً، يَعِيشُ فِي حَضَارَةٍ شُعُوبٌ مُمَدَّنَةٌ
  +
  +
مُمَدِّن: (اسم)
  +
  +
فاعل من مَدَّنَ
  +
  +
رَجُلٌ مُمَدِّنٌ : أَيْ يَعْمَلُ مِنْ أَجْلِ
  +
  +
التَّحَضُّرِ وَالْمَدَنِيَّةِ اِدَّعَى أَنَّهُ جَاءَ
 
  +
مُمَدِّناً لِلشُّعُوبِ الْمُتَخَلِّفَةِ
  +
  +
مُمدَّن: (اسم)
  +
  +
مُمدَّن : اسم المفعول من مدَّنَ
  +
مُمدِّن: (اسم)
  +
مُمدِّن : فاعل من مدَّنَ
  +
مَدَنيّة: (اسم)
  +
المَدَنِيَّة: الجانب المادّيّ من الحضارة كالعمران ووسائل الاتّصال والتّرفيه، يقابلها الجانب الفكريّ ...
  +
المزيد
  +
دعوى مدنيَّة: (القانون) دعوى ترفع لحمل الخَصْم على دفع مبلغ من النقود أو أداء شيء خاصّ ذي صفة مدنيّة محضة أو لاستيفاء حقوق مدنيّة خصوصيّة
  +
المَدَنِيَّةُ : الحضارةُ واتّساع العمران
  +
مُتمدِّن: (اسم)
  +
مُتمدِّن : فاعل من تَمَدَّنَ
  +
مُتَمَدِّن: (اسم)
  +
فاعل مِنْ تَمَدَّنَ
  +
رَجُلٌ مُتَمَدِّنٌ : مُتَحَضِّرٌ، سَاكِنُ الْحَضَرِ، يَعِيشُ فِي حَضَارَةٍ شُعُوبٌ مُتَمَدِّنَةٌ
  +
مادِن: (اسم)
  +
مادِن : فاعل من مَدَنَ
  +
تمدينيّة: (اسم)
  +
اسم مؤنَّث منسوب إلى تَمَدْيُن
  +
مصدر صناعيّ من تَمَدْيُن: حالة من التحضّر والتنعُّم التي تعيشها بلد ما أو شخص ما لم تستطع التمدينيّة بكلِّ وسائلها إيقافَ الغزو الوحشيّ للعراق
  +
  +
دعوى مدنيَّة: (قانونية)
  +
دعوى ترفع لحمل الخَصْم على دفع مبلغ من النقود أو أداء شيء خاصّ ذي صفة مدنيّة محضة أو لاستيفاء حقوق ...
  +
  +
المزيد
  +
مَدَّنَ البِلاَدَ:
  +
أَنْشَأَ بِهَا مُنْشَآتٍ مَدَنِيَّةً. القَائِدُ البَانِي، مَدَّنَ الْمُدُنَ وَشَيَّدَ القُصُورَ.
  +
  +
مدن الشّخص:
  +
أتى المدينةَ ''مدَن البدويُّ حامِلاً بضاعتَه من لَبَن وزُبْد''.
  +
  +
مُدُنُ الْقَصْدِيرِ:
  +
مُدُنٌ شَعْبِيَّةٌ أُقِيمَتْ بُيُوتُهَا مِنْ صَفَائِحِ الْقَصْدِيرِ يَسْكُنُهَا فُقَرَاءُ الْمُدُنِ...
  +
المزيد
  +
مدّن الشّخص:
  +
حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة ''مدّن الريفَ/ أهلَ القُرى- ليس كالتعليم يمدّن الإنسانَ ويدفع...
  +
المزيد
  +
مَدَّنَ شَعْبَهُ:
  +
حَضَّرَهُ، جَعَلَهُ مُتَحَضِّراً.
  +
مدَّن الشَّيءَ:
  +
حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة.
  +
كلمات ذات صلة
  +
تَمَدَّنَ تَمَديَنَ مَدَنَ مَدَنيّ مَدَنيّة مَدائنُ مَدينة مَدينيّ مُتَمَدِّن مُتمديِن مُمَدَّن مادِن مَدضائِيْن
  +
معنى مدائن في اللغات الاخرى
  +
  +
  +
مدن (المعجم لسان العرب)
  +
"مَدَنَ بالمكان: أَقام به، فِعْلٌ مُمات، ومنه المَدِينة، وهي فَعِيلة، وتجمع على مَدَائن، بالهمز...
  +
المزيد
  +
  +
مَدَنَ (المعجم القاموس المحيط)
  +
ـ مَدَنَ: أقامَ، فِعْلٌ مُماتٌ، ومنه: المدينَةُ، لِلْحِصْنِ يُبْنَى في أُصْطُمَّةِ أرْضٍ,ج: مَدا...
  +
  +
المزيد
  +
  +
مَدينة (المعجم الرائد)
  +
مدينة - ج، مدن ومدائن ومدن
  +
1- مدينة : قرية كبيرة آهلة بالسكان. 2- مدينة : خادمة، مملوكة. 3- م...
  +
  +
المزيد
  +
مدن (المعجم مختار الصحاح)
  +
م د ن: مَدَنَ بالمكان أقام به وبابه دخل ومنه المَدينةُ وجمعها مَدَئِنُ بالهمزة و مُدْنٌ و مُد....
  +
  +
المزيد
  +
مدَّنَ (المعجم اللغة العربية المعاصرة)
  +
مدَّنَ يمدِّن ، تمدينًا ، فهو مُمدِّن ، والمفعول مُمدَّن :-
  +
• مدَّن المدائِنَ بناها ومصّر...
  +
المزيد
  +
مَدَّنَ (المعجم الغني)
  +
[م د ن]. (فعل: رباعي متعد). مَدَّنْتُ، أُمَدِّنُ، مَدِّنْ، مصدر تَمْدِينٌ.
  +
1. :-مَدَّنَ البِلاَ...
  +
المزيد
  +
مدَنَ (المعجم اللغة العربية المعاصرة)
  +
مدَنَ يمدُن ، مُدونًا ، فهو مادِن :-
  +
• مدَن الشَّخصُ أتى المدينةَ :-مدَن البدويُّ حامِلاً...
  +
المزيد
  +
المَدِينَةُ (المعجم المعجم الوسيط)
  +
المَدِينَةُ : المِصْرُ الجامِعُ. والجمع : مَدائنُ، ومُدْنٌ.
  +
و المَدِينَةُ اسمُ يَثْرِبَ مدين...
  +
المزيد
  +
مُمَدَّنٌ (المعجم الغني)
  +
[م د ن]. (مفعول من مَدَّنَ). :-شَعْبٌ مُمَدَّنٌ :- : أَيْ صَارَ مُتَحَضِّراً، مُتَمَدِّناً، يَع...
  +
المزيد
  +
مُمَدِّنٌ (المعجم الغني)
  +
جمع: ـون، ـات. [م د ن]. (فاعل من مَدَّنَ). :-رَجُلٌ مُمَدِّنٌ :- : أَيْ يَعْمَلُ مِنْ أَجْلِ التّ...
  +
المزيد
  +
مَدَنِيَّة (المعجم اللغة العربية المعاصرة)
  +
مَدَنِيَّة :-
  +
• المَدَنِيَّة الجانب المادّيّ من الحضارة كالعمران ووسائل الاتّصال والتّرفيه، يقابل...
  +
المزيد
  +
مَدَن (المعجم الرائد)
  +
مدن - يمدن ، مدونا
  +
1- مدن بالمكان : أقام به. 2- مدن المدينة : أتاها.
  +
مدَّن (المعجم الرائد)
  +
مدن - تمدينا
  +
1- مدن المدن : بناها. 2- مدنه : نقله إلى حالة الرقي والحضارة.
  +
مَدَنَ (المعجم المعجم الوسيط)
  +
مَدَنَ فلانٌ مَدَنَ ُ مُدُونًا: أَتى المدينة.
  +
مُتَمَدِّنٌ (المعجم الغني)
  +
جمع: ـونَ، ـات. [م د ن]. (فاعل مِنْ تَمَدَّنَ). :-رَجُلٌ مُتَمَدِّنٌ :- : مُتَحَضِّرٌ، سَاكِنُ الْح...
  +
المزيد
  +
تمدينيَّة (المعجم اللغة العربية المعاصرة)
  +
تمدينيَّة :-
  +
1 - اسم مؤنَّث منسوب إلى تَمَدْيُن: :-حملة تمدينيَّة، - رسالة/ مهمّة تمدينيَّة.
  +
...
  +
المزيد
  +
مدن الشّخص (المعجم عربي عامة)
  +
أتى المدينةَ :-مدَن البدويُّ حامِلاً بضاعتَه من لَبَن وزُبْد.
  +
مدّن الشّخص/ مدّن الشّيء (المعجم عربي عامة)
  +
حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة :-مدّن الريفَ/ أهلَ القُرى- ليس كالتعليم يمدّن الإنسانَ ويدفع...
  +
المزيد
  +
مَدَنيّة (المعجم الرائد)
  +
مدنية
  +
1-حضارة، رقي، تقدم
  +
مدن جديدة (المعجم عربي عامة)
  +
تجمعات حضرية يتم تشييدها حاليا بإشراف من الوزارة المنتدبة المكلفة بالإسكان في إطار الاستجابة لحاجيات...
  +
المزيد
  +
مدّن المدائن (المعجم عربي عامة)
  +
بناها ومصّرها.
  +
دعوى مدنيّة (المعجم عربي عامة)
  +
(قن) دعوى ترفع لحمل الخَصْم على دفع مبلغ من النقود أو أداء شيء خاصّ ذي صفة مدنيّة محضة أو لاستيفاء ...
  +
المزيد
  +
اشتهرت المدينة بصناعة الزّجاج/ اشتهرت المدينة في صناعة الزّجاج (المعجم عربي عامة)
  +
عُرِفت وتَميَّزت به :-اشتهر بأعمال حميدة
  +
قدم فلان المدينة/ قدم فلان إلى المدينة (المعجم عربي عامة)
  +
دخلها، جاء إليها، حلَّ بها :-تتفتَّح الأزهارُ مع قدوم الربيع.
  +
أجال السّائح في المدينة (المعجم عربي عامة)
  +
جعله يطوف فيها.
  +
12»
  +
  +
أمثلة سياقية: مدائن، جمل ورد بها مدائن
  +
إِنَّ فِي الْجَنَّةِ عَمُودًا مِنْ ذَهَبٍ عَلَيْهِ مَدَائِنُ مِنْ زَبَرْجَدٍ تُضِيءُ لِأَهْلِ الْجَنَّةِ كَمَا يُضِيءُ الْكَوْكَبِ الدُّرِّيِّ فِي جَوِّ السَّمَاءِ (عامة )
  +
تطير مدائن النيران منه …................. وتهوي الفلك فيه والوسوق (شعر الشاعر: أحمد محرم )
  +
دارجت ذكرك والسفين مدائن …................. حملت على ظهر الخضم الطامي (شعر الشاعر:جبران خليل جبران )
 
  +
كأني، وإنْ أمستْ تضمُّ، جميعَنا، …................. مدائنُ في غُبرِ المهامِهِ، بيدِ (شعر الشاعر: أبوالعلاء المعري )
  +
والحيرة ُ البيضاءُ بدلَ أنسهَا …................. قَدرٌ أطَاعَتْهُ مَدَائِنُ فاَرِسِ (شعر الشاعر: عبد الله الخفاجي )
  +
يساميك لا كسرى أبوه ولا لهال …................. مدائنُ دارٌ والجبالُ حصونُ (شعر الشاعر: مهيار الديلمي )
  +
به ابتهجت مدائن حضرموت …................. تريم الخير والصفرا شبام (شعر الشاعر: ابن شهاب )
  +
المزيد >
 
  +
كلمات قريبة
  +
مدأب مدأم مدئب مدا مداءل مداءلة مدائح مدائني مداب مدابح
  +
.

01.27, 18 Mayıs 2020 tarihindeki hâli

MEDİNE

Sözlük 1:

(Ar.) Ka. - Arabistan'da bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekke'den so a ziyaret ettikleri şehir. Şehir.

  • Hicazda Hz. Peygamberin (A.S.M.) türbesi bulunan şehirdir. Buranın İslâmiyyetten evvel ismi "Yesrib" idi.

Yesrib Medine-i Münevvere'nin müslümanlıktan evvelki ismi. (Bak: Medine)

MEDÎNE-İ MÜNEVVERE

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Onlar (münâfıklar); "Eğer Medîne'ye dönersek, andolsun en şerefli ve kuvvetli olanımız oradan en hakir ve zaîf olanı muhakkak çıkaracaktır" diyorlardı. Hâlbuki şeref, kuvvet ve gâlibiyet Allah'ındır, Peygamberinindir, mü'minlerindir. Fakat münâfıklar bunu bilmezler. (Münâfikûn sûresi: 8)

Medîne-i münevvereye Mesîh Deccâl'in (değil kendisi) kokusu bile giremeyecektir. O fitne günlerinde Medîne'nin yedi kapısı olacak ve her kapıda muhâfız iki melek bulunacaktır. (Hadîs-i şerîf-Ahbâru Mekke)

Medîne-i münevvere, Mekke-i mükerremenin batısında ve Kızıldeniz'in doğusunda yer alan kuzeye doğru meyilli çölün ve güneye doğru uzanan az dalgalı bir ovanın bittiği yerde kurulmuştur. Çok verimli ve tarıma elverişli topraklarında her çeşit sebze, çeşitli meyveler ile muz ve hurmanın en iyileri yetişir. Arabistan yarımadasının diğer bölgelerine göre serin bir iklime sâhibdir. (Eyyûb Sabri Paşa)

Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem Mekke-i mükerremede insanları on üç sene müddetle İslâm dînine dâvet ettikten sonra Allahü teâlânın emri ile Medîne-i münevvereye 622 senesi Rebî-ul-evvel'in sekizinci Pazartesi günü hicret etti. Burada İslâmiyet'i her tarafa yaydı. On sene sonra yâni 632 senesi Haziran'ında, Rebî-ul-evvelin on ikinci Pazartesi günü Medîne-i münevverede vefât etti. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

Peygamber efendimizin yaptırdığı Mescid-i Nebî içerisinde yer alan "Kabrim ile minberim arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir" buyurarak medh ettiği Ravza-i mütahhera (Cennet bahçesi), Peygamber efendimizin kabr-i şerîfi, Uhûd şehidliği, başta hazret-i Osman olmak üzere pekçok Sahâbe-i kirâmın (Peygamberimizin arkadaşları) kabirlerinin bulunduğu Cennet-ül-Bakî' kabristanı gibi mübârek yerler Medîne-i münevverededir. (Eyyûb Sabri Paşa)

[Medine`nin Fazileti=

Hadisler

Medine`nin Fazileti konusunda 3 sayfada 26 kayitli hadis var

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) Medine`yi şu şu yer arasında kalan kısımlarıyla haram ilan etti. "Kim bu haramı ihlal edecek bir davranışta bulunursa, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun, Allah Kıyamet günü o kimseden ne farz ne nafile (hiçbir hayır) kabul etmesin"(buyurdu). HadisNo : 4596

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Hadis : Yine Sahiheyn`in bir rivayetinde anlatıldığına göre, Resulullah (sav) (Medine`nin dışına doğru) yürüdü, önünde Uhud görünmüştü: "Bu dağ var ya, o bizi çok seviyor, bizde onu seviyoruz" buyurdular. Medine`ye yönelince de: "Ey Allahım! Hz. İbrahim Mekke`yi haram kıldığı gibi, ben de [Medinciyi] iki dağı arasıyla haram kılıyorum. Allahım, (Medine halkını) müdd ve sa`larınla mübarek kıl" buyurdular. HadisNo : 4597

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Ali Hadis : Biz Resulullah (sav)`dan Kur`an-ı Kerim ve bir de şu sahifede olandan başka bir şey yazmadık. (Bu sahifede bulunana gelince) Resulullah (sav) buyurmuştu ki: "Medine Ayr dağı ile Sevr dağı arasında kalan hudud içerisinde haramdır. Kim orada bir bid`atte bulunur veya bid`atçiyi himaye ederse, Allah, melekler ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah onun farz, ne nafile hiçbir hayrını kabul etmesin. Müslümanların garantisi birdir, en düşükleri de bu garantiye sahiptir. Kim bir müslümana garantisinde ihanet ederse, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Onun (Kıyamet günü) ne farz ve ne nafile hiçbir hayrı kabul edilmez." [Bu rivayetin metni Sahiheyn`e uygundur. Ebu Davud`da şu ziyade var: "Otu yolunmaz, av hayvanı ürkütülmez, yitik malı, onu ilan edecek olan alabilir. Hiç kimseye kıtal maksadıyla orada silah taşımak caiz olmaz. Oradan ağaç kesilmez. Kişi devesini otlatabilir.] HadisNo : 4598

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine`nin sıkıntı ve meşakkatlerine ümmetimden sabır gösteren herkese, Kıyamet günü şefaatçi ve (hayır ameline) şahid olacağım." HadisNo : 4599

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Süfyan İbnu Ebi Züheyr Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yemen fethedilecek. Bir grup insan, Medine`den oraya aileleri ve kendilerine tabi olanlarla gidecekler. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlıydı. Şam da fethedilecek. Bir kavim Medine`den aileleri ve kendilerine tabi olanlarla oraya göç edecekler. Bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi. Irak da fetholacak. Bir grup kimse ailesi ve kendilerine tabi olanlarla Medine`den oraya taşınacaklar. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi." HadisNo : 4600

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben karyeleri yiyen karye(ye hicret)le emrolundum. Buna Yesrib diyorlar. Burası Medine`dir. Medine, tıpkı körüğün cürufu ayırması gibi insanların kötüsünü) defedip ayırır." HadisNo : 4601

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine`de ölmeye muktedir olan orada olsun. Zira ben, orada ölene şefaat ederim." HadisNo : 4602

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Aişe Hadis : Resulullah (sav) Medine`ye geldiği vakit Ebu Bekr ve Bilal (ra) hastalandılar. Ben yanlarına gittim: "Ey babacığım," dedim. "Kendini nasıl hissediyorsun? Ey Bilal sen nasılsın?" diye sordum. Hz. Ebu Bekr (ra) hummaya yakalanınca: "Her insana "sabahın hayırlı olsun" denmiştir. Halbuki ölüm ona ayakkabısının bağından daha yakındır" derdi. Hz. Bilal (ra) da humma nöbetinden çıkınca sesini yükseltir ve (Mekke`ye hasretini ifade eden şu beyitleri) terennüm ederdi: "Bilmem ki! Mekke vadisinde etrafımı izhir ve celil otları sarmış olarak bir gece daha geçirebilecek miyim? Macenne suyuna ulaşacağım bir gün daha gelecek mi? (Mekke`nin) Şame ve Tafil dağları bana bir kere daha görünecek mi?" [Sonra Bilal şöyle beddua etti: "Allahım, bizi yurdumuzdan çıkarıp bu vebalı diyara süren Şeybe İbnu Rebi`a, Utbe İbnu Rebi`a ve Umeyye İbnu Halef`e lanet et!] Hz. Aişe der ki: "(Ben gidip, bunlardaki Mekke hasretini) Resulullah (sav)`a haber verdim. O, şöyle dua buyurdu: "Allahım bize Medine`yi sevdir. Tıpkı Mekke`yi sevdiğimiz gibi, hatta fazlasıyla! Allahım onun havasını sıhhatli kıl. Onun müddünü, sa`ını hakkımızda mübarek eyle. Onun hummasını al, Cuhfe`ye koy!"

HadisNo : 4603 Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) şöyle dua buyurdular: "Allahım! Mekke`ye verdiğin bereketi iki katıyla Medine`ye de ver." HadisNo : 4604

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ Konu : Medine`nin Fazileti Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav)`a (yılın turfanda) ilk meyvesi getirildiği zaman şöyle buyururlardı: "Allahım, bize Medine`mizi, meyvelerimizi, müddümüzü, sa`mızı bereket üzerine bereketle mübarek kıl. Allahım, İbrahim senin kulun, peygamberin ve halilindir. Ben de senin kulun ve peygamberinim. O sana Mekke için dua etti. Ben de Medine için, onun Mekke hakkında yaptığı duayı bir misli ziyadesiyle aynen yapıyorum." Resulullah bu şeklide dua ettikten sonra getirilen meyveyi, orada hazır olan çocuklardan en küçüğüne veerirdi. HadisNo : 4605

MEDİNE-İ MÜNEVVERE'YE İLK HİCRET EDENLER

Akabe biâtından bir yıl önce Ebû Seleme Abdullah ibn-i Abdul Esed, Mekke'den Medîne'ye hicret etmek istemişse de, müşrik akrabâları, zevcesi ile kızını elinden almışlar, Ebû Seleme de yapayalınız Medîne yolunu tutmuştu. Bir sene sonra zevcesi ile kızı Selma da gelip Kuba'da kendisine kavuştu.

Akabe biâtından sonra Amr ibn-i Rebîa ve zevcesi Leylâ sezdirmeden Medîne'ye hicret edip, Kubâ'da Mübeşşir ibn-i Abdul Münzir'e müsâfir oldu.

Abdullah ibn-i Cahş ve kardeşi âmâ şâir Abd. ibn-i Cahş ve bütün Cahşoğulları âileleri (ki yirmi erkek, sekiz kadındı) kapılarını kapayıp Medîne'ye hicret ettiler. Bunlar da, Kubâ'da Mübeşşir ibn-i Abdul Münzir'e müsâfir oldu.

Arapça lugatlerde Medine terimi

مدائن

مَدائنُ: (اسم) مَدائنُ : جمع مَدينة مَدينة : (اسم)

الجمع : مَدائنُ ، و مُدْنٌ

المَدِينَةُ : المِصْرُ الجامِعُ ، تجمُّع سكَّانيّ يزيد على تجمُّع القرية المَدِينَةُ :اسمُ يَثْرِبَ مدينة الرسول صلى الله عليه وسلم، غلَبت عليها هو ابن مدينتها: عالم بها،

المدينة الفاضلة: المجتمع الإنسانيّ المثاليّ الذي يسير على هدي الأخلاق وحكمة رئيس فيلسوف أو نبيّ اكتملت لديه الخصال التي لا تتوافر لدى عامّة النَّاس،

المدينة المقدّسة: القدس، المدينة المنوَّرة: يثرب، مدينة الرسول صلّى الله عليه وسلّم،

مدينة الملاهي: مواضع تعرض فيها ألعاب بهلوانيّة للتسلية

مَدِينَةُ السَّلاَمِ: بَغْدَادُ

مَدَنَ: (فعل)

مدَنَ يمدُن ، مُدونًا ، فهو مادِن

مدَن الشَّخصُ :أتى المدينةَ

مُدَنٍّ: (اسم) مُدَنٍّ : فاعل من دَنَّى

مُدْن: (اسم)

مُدْن : جمع مَدينة

مُدْنٍ: (اسم) مُدْنٍ : فاعل من أَدْنَى

مدَّنَ: (فعل)

مدَّنَ يمدِّن ، تمدينًا ، فهو مُمدِّن ، والمفعول مُمدَّن

مدَّن المدائِنَ :بناها ومصّرها

مدَّن الشَّخصَ/ مدَّن الشَّيءَ:

حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة

مَدْيَنة : (اسم)

مَدْيَنة : مصدر مدينَ

مَدنُوّ: (اسم)

مَدنُوّ : اسم المفعول من دَنا

مُمَدَّن: (اسم)

مفعول من مَدَّنَ

شَعْبٌ مُمَدَّنٌ : أَيْ صَارَ مُتَحَضِّراً،

مُتَمَدِّناً، يَعِيشُ فِي حَضَارَةٍ شُعُوبٌ مُمَدَّنَةٌ

مُمَدِّن: (اسم)

فاعل من مَدَّنَ

رَجُلٌ مُمَدِّنٌ : أَيْ يَعْمَلُ مِنْ أَجْلِ

التَّحَضُّرِ وَالْمَدَنِيَّةِ اِدَّعَى أَنَّهُ جَاءَ

مُمَدِّناً لِلشُّعُوبِ الْمُتَخَلِّفَةِ

مُمدَّن: (اسم)

مُمدَّن : اسم المفعول من مدَّنَ مُمدِّن: (اسم) مُمدِّن : فاعل من مدَّنَ مَدَنيّة: (اسم) المَدَنِيَّة: الجانب المادّيّ من الحضارة كالعمران ووسائل الاتّصال والتّرفيه، يقابلها الجانب الفكريّ ... المزيد دعوى مدنيَّة: (القانون) دعوى ترفع لحمل الخَصْم على دفع مبلغ من النقود أو أداء شيء خاصّ ذي صفة مدنيّة محضة أو لاستيفاء حقوق مدنيّة خصوصيّة المَدَنِيَّةُ : الحضارةُ واتّساع العمران مُتمدِّن: (اسم) مُتمدِّن : فاعل من تَمَدَّنَ مُتَمَدِّن: (اسم) فاعل مِنْ تَمَدَّنَ رَجُلٌ مُتَمَدِّنٌ : مُتَحَضِّرٌ، سَاكِنُ الْحَضَرِ، يَعِيشُ فِي حَضَارَةٍ شُعُوبٌ مُتَمَدِّنَةٌ مادِن: (اسم) مادِن : فاعل من مَدَنَ تمدينيّة: (اسم) اسم مؤنَّث منسوب إلى تَمَدْيُن مصدر صناعيّ من تَمَدْيُن: حالة من التحضّر والتنعُّم التي تعيشها بلد ما أو شخص ما لم تستطع التمدينيّة بكلِّ وسائلها إيقافَ الغزو الوحشيّ للعراق

دعوى مدنيَّة: (قانونية) دعوى ترفع لحمل الخَصْم على دفع مبلغ من النقود أو أداء شيء خاصّ ذي صفة مدنيّة محضة أو لاستيفاء حقوق ...

المزيد مَدَّنَ البِلاَدَ: أَنْشَأَ بِهَا مُنْشَآتٍ مَدَنِيَّةً. القَائِدُ البَانِي، مَدَّنَ الْمُدُنَ وَشَيَّدَ القُصُورَ.

مدن الشّخص: أتى المدينةَ مدَن البدويُّ حامِلاً بضاعتَه من لَبَن وزُبْد.

مُدُنُ الْقَصْدِيرِ: مُدُنٌ شَعْبِيَّةٌ أُقِيمَتْ بُيُوتُهَا مِنْ صَفَائِحِ الْقَصْدِيرِ يَسْكُنُهَا فُقَرَاءُ الْمُدُنِ... المزيد مدّن الشّخص: حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة مدّن الريفَ/ أهلَ القُرى- ليس كالتعليم يمدّن الإنسانَ ويدفع... المزيد مَدَّنَ شَعْبَهُ: حَضَّرَهُ، جَعَلَهُ مُتَحَضِّراً. مدَّن الشَّيءَ: حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة. كلمات ذات صلة تَمَدَّنَ تَمَديَنَ مَدَنَ مَدَنيّ مَدَنيّة مَدائنُ مَدينة مَدينيّ مُتَمَدِّن مُتمديِن مُمَدَّن مادِن مَدضائِيْن معنى مدائن في اللغات الاخرى


مدن (المعجم لسان العرب) "مَدَنَ بالمكان: أَقام به، فِعْلٌ مُمات، ومنه المَدِينة، وهي فَعِيلة، وتجمع على مَدَائن، بالهمز... المزيد

مَدَنَ (المعجم القاموس المحيط) ـ مَدَنَ: أقامَ، فِعْلٌ مُماتٌ، ومنه: المدينَةُ، لِلْحِصْنِ يُبْنَى في أُصْطُمَّةِ أرْضٍ,ج: مَدا...

المزيد

مَدينة (المعجم الرائد) مدينة - ج، مدن ومدائن ومدن 1- مدينة : قرية كبيرة آهلة بالسكان. 2- مدينة : خادمة، مملوكة. 3- م...

المزيد مدن (المعجم مختار الصحاح) م د ن: مَدَنَ بالمكان أقام به وبابه دخل ومنه المَدينةُ وجمعها مَدَئِنُ بالهمزة و مُدْنٌ و مُد....

المزيد مدَّنَ (المعجم اللغة العربية المعاصرة) مدَّنَ يمدِّن ، تمدينًا ، فهو مُمدِّن ، والمفعول مُمدَّن :- • مدَّن المدائِنَ بناها ومصّر... المزيد مَدَّنَ (المعجم الغني) [م د ن]. (فعل: رباعي متعد). مَدَّنْتُ، أُمَدِّنُ، مَدِّنْ، مصدر تَمْدِينٌ. 1. :-مَدَّنَ البِلاَ... المزيد مدَنَ (المعجم اللغة العربية المعاصرة) مدَنَ يمدُن ، مُدونًا ، فهو مادِن :- • مدَن الشَّخصُ أتى المدينةَ :-مدَن البدويُّ حامِلاً... المزيد المَدِينَةُ (المعجم المعجم الوسيط) المَدِينَةُ : المِصْرُ الجامِعُ. والجمع : مَدائنُ، ومُدْنٌ. و المَدِينَةُ اسمُ يَثْرِبَ مدين... المزيد مُمَدَّنٌ (المعجم الغني) [م د ن]. (مفعول من مَدَّنَ). :-شَعْبٌ مُمَدَّنٌ :- : أَيْ صَارَ مُتَحَضِّراً، مُتَمَدِّناً، يَع... المزيد مُمَدِّنٌ (المعجم الغني) جمع: ـون، ـات. [م د ن]. (فاعل من مَدَّنَ). :-رَجُلٌ مُمَدِّنٌ :- : أَيْ يَعْمَلُ مِنْ أَجْلِ التّ... المزيد مَدَنِيَّة (المعجم اللغة العربية المعاصرة) مَدَنِيَّة :- • المَدَنِيَّة الجانب المادّيّ من الحضارة كالعمران ووسائل الاتّصال والتّرفيه، يقابل... المزيد مَدَن (المعجم الرائد) مدن - يمدن ، مدونا 1- مدن بالمكان : أقام به. 2- مدن المدينة : أتاها. مدَّن (المعجم الرائد) مدن - تمدينا 1- مدن المدن : بناها. 2- مدنه : نقله إلى حالة الرقي والحضارة. مَدَنَ (المعجم المعجم الوسيط) مَدَنَ فلانٌ مَدَنَ ُ مُدُونًا: أَتى المدينة. مُتَمَدِّنٌ (المعجم الغني) جمع: ـونَ، ـات. [م د ن]. (فاعل مِنْ تَمَدَّنَ). :-رَجُلٌ مُتَمَدِّنٌ :- : مُتَحَضِّرٌ، سَاكِنُ الْح... المزيد تمدينيَّة (المعجم اللغة العربية المعاصرة) تمدينيَّة :- 1 - اسم مؤنَّث منسوب إلى تَمَدْيُن: :-حملة تمدينيَّة، - رسالة/ مهمّة تمدينيَّة. ... المزيد مدن الشّخص (المعجم عربي عامة) أتى المدينةَ :-مدَن البدويُّ حامِلاً بضاعتَه من لَبَن وزُبْد. مدّن الشّخص/ مدّن الشّيء (المعجم عربي عامة) حضَّره، نقله إلى حالة الرقيّ والحضارة :-مدّن الريفَ/ أهلَ القُرى- ليس كالتعليم يمدّن الإنسانَ ويدفع... المزيد مَدَنيّة (المعجم الرائد) مدنية 1-حضارة، رقي، تقدم مدن جديدة (المعجم عربي عامة) تجمعات حضرية يتم تشييدها حاليا بإشراف من الوزارة المنتدبة المكلفة بالإسكان في إطار الاستجابة لحاجيات... المزيد مدّن المدائن (المعجم عربي عامة) بناها ومصّرها. دعوى مدنيّة (المعجم عربي عامة) (قن) دعوى ترفع لحمل الخَصْم على دفع مبلغ من النقود أو أداء شيء خاصّ ذي صفة مدنيّة محضة أو لاستيفاء ... المزيد اشتهرت المدينة بصناعة الزّجاج/ اشتهرت المدينة في صناعة الزّجاج (المعجم عربي عامة) عُرِفت وتَميَّزت به :-اشتهر بأعمال حميدة قدم فلان المدينة/ قدم فلان إلى المدينة (المعجم عربي عامة) دخلها، جاء إليها، حلَّ بها :-تتفتَّح الأزهارُ مع قدوم الربيع. أجال السّائح في المدينة (المعجم عربي عامة) جعله يطوف فيها. 12»

أمثلة سياقية: مدائن، جمل ورد بها مدائن إِنَّ فِي الْجَنَّةِ عَمُودًا مِنْ ذَهَبٍ عَلَيْهِ مَدَائِنُ مِنْ زَبَرْجَدٍ تُضِيءُ لِأَهْلِ الْجَنَّةِ كَمَا يُضِيءُ الْكَوْكَبِ الدُّرِّيِّ فِي جَوِّ السَّمَاءِ (عامة ) تطير مدائن النيران منه …................. وتهوي الفلك فيه والوسوق (شعر الشاعر: أحمد محرم ) دارجت ذكرك والسفين مدائن …................. حملت على ظهر الخضم الطامي (شعر الشاعر:جبران خليل جبران )

كأني، وإنْ أمستْ تضمُّ، جميعَنا، …................. مدائنُ في غُبرِ المهامِهِ، بيدِ (شعر الشاعر: أبوالعلاء المعري ) والحيرة ُ البيضاءُ بدلَ أنسهَا …................. قَدرٌ أطَاعَتْهُ مَدَائِنُ فاَرِسِ (شعر الشاعر: عبد الله الخفاجي ) يساميك لا كسرى أبوه ولا لهال …................. مدائنُ دارٌ والجبالُ حصونُ (شعر الشاعر: مهيار الديلمي ) به ابتهجت مدائن حضرموت …................. تريم الخير والصفرا شبام (شعر الشاعر: ابن شهاب ) المزيد >

كلمات قريبة مدأب مدأم مدئب مدا مداءل مداءلة مدائح مدائني مداب مدابح .