Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Hakka Suresi/38-52-Hakka Suresi/Elmalı/38-52 Mearic Suresi/1-35 Mearic Suresi/36-44-Mearic Suresi/Elmalı/36-44
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
İstedi bir sâil bir azâbı ki olacak
Bir isteyen, olacak azabı istedi.
A questioner questioned concerning the doom about to fall
لِلْكَافِرِينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ
Kâfirler için yok onu defi' edecek
Kâfirler için onu savacak yok.
Upon the disbelievers, which none can repel,
مِنَ اللَّهِ ذِي الْمَعَارِجِ
O, mi'racların sahibi Allahdan
O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır.
From Allah, Lord of the Ascending Stairways
تَعْرُجُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
ona Melâike ve Ruh uruc eder, bir günde ki mikdarı elli bin sene tutar
Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.
(Whereby) the angels and the Spirit ascend unto Him in a Day whereof the span is fifty thousand years.
فَاصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
O halde sabret biraz bir sabri cemîl ile
O halde güzel bir sabır ile sabret.
But be patient (O Muhammad) with a patience fair to see.
إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا
Çünkü onlar onu uzak görürler
Çünkü onlar onu uzak görürler.
Lo! they behold it afar off
وَنَرَاهُ قَرِيبًا
Biz se onu yakın görürüz
Biz ise onu yakın görüyoruz.
While We behold it nigh:
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاءُ كَالْمُهْلِ
O gün ki olur sema' erimiş bir maden gibi
O gün gök erimiş bir maden gibi olur.
The day when the sky will become as molten copper,
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ
Dağlar da atılmış elvan yun gibi
Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.
And the hills become as flakes of wool,
وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا
Ve bir hısım bir hısıma halini sormaz
Dost dostun halini soramaz.
And no familiar friend will ask a question of his friend
يُبَصَّرُونَهُم ۚ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ
O günün azâbından oğullarını
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,
Though they will be given sight of them. The guilty man will long be able to ransom himself from the punishment of that day at the price of his children
وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ
Ve refikasını ve biraderini
Eşini ve kardeşini,
And his spouse and his brother
وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْوِيهِ
Ve kendini barındıran fasîlesini
Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,
And his kin that harbored him
وَمَنْ فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنْجِيهِ
Ve Arzda bulunanların hepsini de sonra kendini kurtarsa
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.
And all that are in the earth, if then it might deliver him.
كَلَّا ۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
Hayır, çünkü o salgın bir lezâ, etrafı soyan nari ceza'
Hayır, o alevlenen bir ateştir.
But nay! for lo! it is the fire of hell
نَزَّاعَةً لِلشَّوَىٰ
Çağırır arkasını dönüp tersine gideni
Derileri kavurur, soyar.
Eager to roast;
تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ
Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı
Çağırır, sırtını dönüp gideni,
It calleth him who turned and fled (from truth),
وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰ
Hâkikat o insan helu' yaradılmıştır
Mal toplayıp kasada yığanı,
And hoarded (wealth) and withheld it.
إِنَّ الْإِنْسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا
Şer dokundumu mızıkcı
Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.
Lo! man was created anxious,
إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعًا
Hayır dokundumu kıskanç
Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.
Fretful when evil befalleth him
وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا
Müstesna ancak o musallîler
Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.
And, when good befalleth him, grudging;
إِلَّا الْمُصَلِّينَ
Onlar ki namazlarına müdavimdirler
Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.
Save worshippers
الَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
Ve onlarki mallarında vardır bir hakkı ma'lûm
Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar.
Who are constant at their worship
وَالَّذِينَ فِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَعْلُومٌ
Hem sâil için hem mahrum
Onların mallarında belli bir hak vardır,
And in whose wealth there is a right acknowledged
لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ
Ve onlarki dîn gününü (ceza' gününü) tasdîk ederler
Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.
For the beggar and the destitute;
وَالَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
Ve onlarki Rablarının azâbından korkarlar
Onlar ki ceza gününü tasdik ederler.
And those who believe in the Day of Judgment,
وَالَّذِينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ
Çünkü rablarının azâbından emîn olunmaz
Rablerinin azabından korkarlar.
And those who are fearful of their Lord's doom
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
Ve onlarki apışlarını korurlar
Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz.
Lo! the doom of their Lord is that before which none can feel secure
وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ
Ancak zevcelerine veya milki yemînlerine başka, Çünkü bunda levm olunmazlar
Onlar ki ırzlarını korurlar.
And those who preserve their chastity
إِلَّا عَلَىٰ أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
Fakat ondan ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşan hâşarılardır
Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.
Save with their wives and those whom their right hands possess, for thus they are not blameworthy;
فَمَنِ ابْتَغَىٰ وَرَاءَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْعَادُونَ
Ve onlarki emanetlerine ve ah'dlerine riayet ederler
Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır.
But whoso seeketh more than that, those are they who are transgressors;
وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ
Ve onlarki şâhidliklerinde dürüstûrler
Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.
And those who keep their pledges and their covenant.
وَالَّذِينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ
Ve onlarki namazları üzerine
Şahitliklerinde dürüsttürler.
And those who stand by their testimony
34. وَالَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
muhafızlık ederler
Namazlarına devam ederler.
And those who are attentive at their worship,
أُولَٰئِكَ فِي جَنَّاتٍ مُكْرَمُونَ
İşte onlar Cennetlerde ikrâm olunanlardır
İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.
These will dwell in Gardens, honored.
Disambig Bakınız: MearicSuresi, MearicSuresi/MEALMearicSuresi/VİDEO, MearicSuresi/TEFSİR, MearicSuresi/TEZHİB, MearicSuresi/HAT, MearicSuresi/FAZİLETİ, MearicSuresi/HİKMETLERİ, MearicSuresi/, MearicSuresi/KERAMETLERİ, MearicSuresi/AUDİO, MearicSuresi/HADİSLER, MearicSuresi/NAKİLLER, MearicSuresi/EL YAZMALARI, MearicSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement