Mecaz. مجاز. Mecaz-ı mursel . مجاز مرسل. Mecaz-ı akli . مجاز عقلى |
---|
Kamusu Turki[]
Bir ucundan diğer ucuna katı mesafe edilecek yol.
Geçecek yer
Hakikat mukabili.
Alakayı muşabehet veya zarfiyet yahut sebebiyet ile gelmenin mevzuun lehi olamayan manada istimali demektir:(mecaz i mürsel , mecazi akli
(Mecazen) hakiki değil
Mecaz olarak
(mecazî)=mecaza mensup hakiki olmayan
(manayi icazi, Aşkı mecazi
"Hakikate nazar et dürbin isen zahit
Mecaz ayinesinden ruya gorulmustur"
Şeyhülislam Esad
Osmanlıca sözlük[]
mecaz / mecâz / مَجَازْ Yerinden ve haddinden tecavüz etmek. Hududunu aşmak. (Cevaz. dan) Geçecek yer. Yol. Edb: Hakiki mânâsı ile değil de ona benzer başka bir mânâ ile veya istenileni hatırlatır bir kelime ile konuşmak. İstenilene benzer bir mâna ifadesi. Kendi mânâsı dışında başka bir mânâyı gösteren kelime. Yol, geçecek yer. Gerçeğin zıddı. Kendi öz mânâsıyla kullanılmayıp benzetme yolu ile başka mânâda kullanılan söz. Sözün başka mânâda kullanılması. Hakiki olmayan.
Not[]
Hakiki mânâsı ile değil de ona benzer başka bir mânâ ile veya istenileni hatırlatır bir kelime ile konuşmak.
İstenilene benzer bir mâna ifadesi.
Örnekler[]
"Yıldırım düştü" cümlesinde "düştü" kelimesi mecaz mıdır?