Bu maddede bir dini terim olan Melek genel bir biçimde incelenmiştir. Herhangi bir din veya inancın konu üzerine detaylı görüşü için o dine bağlı maddeye göz atınız.
İslam dininde melek konusu hakkında daha fazla bilgi için İslam'da melek maddesine bakınız.
Melek (Arapça: ملاك, İbranice: מלאך, Latince: Angelus, Yunanca: Άγγελος) , dini bir terim. Melek, birçok dinde inanılan semavi yaratıklara verilen isimdir. Meleklerin görevleri Allah'a hizmet etmektir. Meleklere inancın var olduğu her din ve inançta melek kavramına bakış farklıdır.
Musevilik'de Melek[]
Musevilik'de İbranice'si Mal'akh olan melek, Tanrı tarafından belirli bir görevi yerine getirmek amacıyla yaratılan, günahsız yaratıklardır.
Museviliğe göre meleklerin cinsiyeti olmaz ve yemek içmek gibi ihtiyaçları da yoktur ancak, görevleri icabı insan kılığına büründüklerinde bir cinsiyete sahip gibi görünebilirler ve bu durumdayken yiyip içebilirler.
Melekler doğrudan Tanrı'nın direktiflerine göre hareket ederler ve inisiyatif kullanamazlar. Musevilikte başlıca büyük melekler şunlardır.
Michael, Gabriel, Rafael, Uriel ve Ölüm meleği (Azrail) olan Malah Hamavet.
İslam'da melek[]
Meleklere inanmak İslam dini akidesinin bir parçasıdır, yani iman esaslarındandır. Buna göre İslam dininde meleklerin varlığına ve İslam dininin melek görüşüne inanmayan kişi iman etmiş olmaz. Konuya Kur'an'da 2/285 ve 2/177'de değinilmiştir.
İslam dininde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, gözle görülmeyen, nurdan varlıklar olarak nitelenmiştir. Görevleri, mahlukatı Allah'ın ismiyle seyredip, Allah'ın kudret ve sanat eserlerini o türlerde görerek, Allah'ı bütün eksikliklerden tenzih ve tesbih etmek, ve Allah'a ibadet etmektir. Ayrıca insanlar dışındaki mahlukatın Allah'a karşı yaptıkları ibadeti Allah'a sunmakla yükümlüdürler. Bunun yanında hayvanların ve bitkilerin görevlerini onlara ilham etmek ve irade ile olan hareketlerine müdahale etmek, vaziyetlerini bir şekilde düzenlemek ile de vazifelidirler. İslam inancına göre meleklerin bu görevleri onların ibadetleridir. Mahlukat üzerinde gerçek bir tasarrufları yoktur. Yaptıkları ancak Rablerine karşı dua etme konumunda kalarak, neticeyi Allah'ın yaratmasını istemeleridir. Bu islamdaki tevhid inancının bir gereğidir. Tevhid inancına göre evrende olan bütün her şey Allah tarafından yaratılır. İnsan, melek ve benzeri bütün mahlukatın iradeleriyle istemeleri ise, vücuda getirilmek istenen şeyin yaratılmasını Allah'tan talep etmekten ibarettir.[1]
İslam dinine göre meleklerin iradeleri vardır. Fakat şeytan tarafından musallat olunmadıkları için bu iradelerini insan gibi kötü yönde kullanabilme kabiliyetleri yoktur. Dolayısıyla günahsız varlıklardır. Aynı sebepten ötürü makamları sabittir.[2]
İslam dininde, Kur'an'da veya hadislerde meleklerin sayıları ve çeşitleri tam olarak belirtilmemiştir. Yine de bazı melek çeşitleri ve görevleri gerek Kur'an'da, gerekse hadislerde belirtilmiştir. İslam dininde özellikle dört büyük melek olarak anılan dört baş melek vardır.
Bunlar: Cebrâil, Mîkâîl, İsrâfil ve Azrâîl'dir.
Ölüm meleği. Dört büyük melekten biridir, ölenlerin ruhlarını almak görevi vardır. Diğer bir ismi de "melek-ül mevt: Ölüm meleği"dir. Yeryüzünde hayatın var olması, insanın yaratılışı tesadüfle açıklanamıyacağı gibi, ölüm de tesadüfle açıklanamaz. Hayatı yaratan ölümü de yaratmıştır. Hayat gibi ölüm de bir rahmettir. Ölüm, meşakkatli dünya hayatından terhis olma ve ebedî âleme yolculuktur. İnanmıyanların ölümden çok korkmaları ve hatırlarına getirmekten ürkmeleri bundandır. Azrail (A.S.) müslümana göre ebediyet âlemine yolculuğun dâvetçisi; hastalık, kaza vs. sebepler, ölüm için bahane ve sebeplerdir. Azrail (A.S.) bu sebeplerin arkasında görevini yerine getirir. (Azrail Aleyhisselâm Cenâb-ı Hakk'a münâcât edip demiş: "Kabz-ı ervah vazifesinde senin ibâdın benden küsecekler, şekvâ edecekler." Ona cevaben denilmiş: "Senin vazifene hastalıkları ve musibetleri perde yapacağım; tâ ibâdımın şekvaları onlara gitsin, sana gelmesin." Aynen bu perdeler gibi Azrail Aleyhisselâm'ın vazifesi de bir perdedir. Tâ haksız şekvâlar Cenâb-ı Hakk'a gitmesin. Çünkü; ölümdeki hikmet ve rahmet ve güzellik ve maslahat cihetini herkes göremez. Zâhire bakıp itiraz eder, şekvaya başlar. İşte bu haksız şekvâlar Rahim-i Mutlaka gitmemek hikmetiyle Azrail Aleyhisselâm perde olmuş. Aynen bunun gibi bütün meleklerin, belki bütün esbab-ı zâhiriyenin vazifeleri, izzet-i rububiyetin perdeleridir. Tâ güzellikleri görünmeyen ve hikmetleri bilinmeyen şeylerde kudret-i İlâhiyenin izzeti ve kudsiyeti ve rahmetinin ihatası muhafaza edilsin, itiraza hedef olmasın ve hasis ve ehemmiyetsiz ve merhametsiz şeyler ile kudretin mübaşereti nazar-ı zâhirîde görünmesin. Ş.)
Dört büyük melekten birinin ismi olup, insanların canını almakla görevlidir. Azrâil kelimesi İbranice asıllıdır. Bu melek Kur'ân ve sahih hadislerde, Azrâîl ismiyle değil, melekü'l-mevt (ölüm meleği), elçilerimiz şeklinde geçmektedir. "De ki: Size vekil kılınan (bu konuda görevlendirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." (Secde, 32/11) "Nihâyet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur işlemezler." (En'âm, 6/61; A'râf, 7/37). Her insanın canını almakla görevli bir ölüm meleği vardır. Azrâîl, bu meleklerin başıdır. (F.K.)
AZRÂİL İbrâhim (aleyhisselâm) Azrâil'e (aleyhisselâm); "Günâhkârların canını aldığın şekilde seni görmek isterim" deyince, melek; "Dayanamazsın" dedi. Olsun istiyorum, dedi. Kendini o sûrette gösterdi. Siyah yüzlü, tüyleri diken diken, siyah elbiseler giymiş, burnundan ve ağzından ateşler çıkıyordu. İbrâhim (aleyhisselâm) kendinden geçip, düştü. Kendine gelince meleği kendi şeklinde gördü ve; "Ey can alıcı melek, bir günahkâr senin bu şeklini gördükten sonra bir şey görmese ona yeter" dedi. (Hadîs-i şerîf-Kimyâ-ı Seâdet)
İyi amel işleyen, Allahü teâlâya itâat eden kullar Azrâil aleyhisselâmı en güzel bir şekilde görürler. Onun güzel yüzüne bakmaktan başka râhatlık bilmezler. (İmâm-ı Gazâlî).
Canlıları öldüren, ölüleri dirilten, sağlamları hasta yapan, hastaları iyi eden yalnız Allahü teâlâdır. Azrâil aleyhisselâm ölüm husûsunda bir sebebdir, vâsıtadır. (Muhammed Ma'sûm Fârûkî)
Azrâil aleyhisselâmın gelip, canını zorla alacağı, ecel arslanının pençesini sana takacağı, can verme acılarının başına geleceği, şeytanın îmânını çalmaya çalışacağı, dostlarının "vah vah öldü, sizler sağ olun", diye evlâdına ta'ziye edecekleri vakti düşün! (Muhammed Rebhâmî)
Azrâil başına geldiği zaman
Kırılır ayakla kol, yavaş yavaş
Mevlâm nasîb etsin din ile îmân
Akar gözlerimden yaş, yavaş yavaş.
Bir gün terâzî kurulur, dünyâ işleri sorulur
Helal lokma yimeyipte, cevap vermek ne müşkildir
Hasta olup yıkılınca, gözler göke dikilince
Azrâil aleyhisselâm gelince necât (kurtuluş) bulmak nemümkündür?
(M. Sıddîk bin Saîd)
ÖLÜM MELEĞİ (AZRÂİL) Allah'ın kendisine verdiği emirle canlıların ruhlarını almakla görevli olan ölüm meleğinin özel adıdır. Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Azrail şekliyle değil, doğrudan anlamı olan Melekü'l-Mevt (ölüm meleği) terimi kullanılmaktadır. "De ki; üzerinize memur edilen ölüm meleği, canınızı alır. Sonra Rabbinize döndürülürsünüz." (es-Secde: 32/11) Azrail (a.s.) Cenâb-ı Hakk'ın emrindeki öteki melekler gibidir. Dört büyük melekten birisidir. O yalnızca kendisine verilen emri yerine getirir ve eceli tamam olmuş kulların ruhlarını alıp bu ruhu isteyene götürür. Onun emrinde de bazı melekler vardır. Bu melekler de kendilerine Allah'u Teâlâ tarafından ulaştırılan emirleri yerine getirirler. "... Nihayet birinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar hiç geri kalmazlar." (el-En'âm: 6/61) Kur'an-ı Kerîm'de, meleklerin kâfir olan bir kul ile mümin olan bir kulun canlarını alışları tasvir edilmektedir. Kâfirlerin can verişleri şöyle tarif edilmektedir: "Melekler, kâfirlerin canlarını alırken onları görseydin... Onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlar: Haydi, yangın (Cehennem) azabını tadın diyorlardı." (el-Enfal: 8/50) Zalimlerin canlarını alışları da şöyle ifade edilir: “Melekler onları nefislerine zulmeder oldukları halde alırken: “Ne yapıyordunuz?” derler. “Biz yeryüzünde mustazaf olanlardık.” derler. Derler ki: “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Orada hicret etseydiniz ya!” İşte onlar var ya; onların barınağı Cehennemdir, doğrusu ne kötü dönüş yeridir.” (Nisa: 4/97)
“Allah’a yalan iftira edenden yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken “Bana da vahyolundu.” Diyenden, bir de: “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indiririm.” diyenden daha zalim kim olabilir? Sen zalimleri ölümün sıkıntıları içinde meleklerin de ellerini uzatarak: “Canlarınızı çıkarın! Allah’a karşı hak olmayanı söylediğiniz ve O’nun ayetlerine karşı kibirlendiğiniz için bugün alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.!” derlerken bir görsen!” (En’am: 6/93) “Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?” (Muhammed: 47/27)
Nâşitat meleklerinin müminlerin canlarını da tatlılıkla alışları şöyle ifade edilmektedir: "Melekler iyi insanlar olarak canlarını aldıkları kimselere de: Selâm size, yaptıklarınıza karşılık Cennet'e girin' derler." (en-Nahl: 16/32)[1] Tabiatıyla ölüm meleği olduğu için Azrâil'in adı insanlar arasında âdetâ korku sembolü haline gelmiştir. Dolayısıyla bazı kimselerin bu meleğe karşı duyguları olumsuzdur. Ancak bu düşünce hem yersizdir hem de iman gerçeğiyle uyuşmaz. Çünkü iman, ayrıca sevgi, saygı, bağlılık ve teslimiyet ister. Aynı zamanda şunu da bilmek gerekir ki Azrâil, Allah Teâlâ'nın, can almak için görevlendirdiği bir melektir. Dolayısıyla can almak onun görevidir. Can ise Allah (cc)'ın, bir çeşit bize ödünç olarak verdiği bir emanetidir. Emanetin adı üstündedir; Bir gün gelir asıl sahibine iade edilir. Hem sonra Allah (cc)'ın bu dünyamızda canlılar için koyduğu disiplin ve yasalara bakıldığında hiç kimsede bu emanetin sonsuza dek kalmayacağı açıkça anlaşılmaktadır.
[2] Azrâil'in kimseye karşı özel bir düşmanlığı da yoktur. Bu nedenle Allah'ın bütün elçileri gibi Azrâil (aleyhisselâm)'i de saygı ile anmak imanımızın gereğidir. Allah'ın selamı O'nun ve diğer bütün Allah elçilerinin üzerine olsun. Azrâl'in, bu kadar kalabalık bir dünyada kıtalar ve ülkeler arasındaki büyük mesafeleri nasıl kestiği ve aynı anda birçok insanın, (daha doğrusu birçok canlının) rûhunu nasıl alabildiği bazı kimseler tarafından daima merak konusu olmuştur. Eski çağların basit düşünen bazı insanları için bu merakın gerekçeleri vardı. Ama günümüzün başdöndürücü açılımları artık zihinlerdeki bu tür soru işaretlerine fazlasıyla cevap vermektedir.[3]
[1] Şâmil İslam Ansiklopedisi: 1/ ; Ahmed Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri. [2] Sebe: 34/30, A’raf: 7/34, Yunus: 10/49, Nahl: 16/61 [3] Ferit Aydın, İslam’da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 239-240.
[]
Özel ad[]
- [1] [[{{{2}}}#
|{{{2}}}]] [[:din:{{{2}}}|din(din)]] Allah'ın emri ve izni ile canlıların, ölecekleri zaman canlarını almakla görevli melek. Şablon:ÖrnekDin . (C.Edyan) .Kavramlar Yevmi'd-dîn - Din günü - Dîn - Dini hayat - Dini - Dindar - Düyun - Eduan - D-Y-N - Dînü'l-hak Köken D-Y-N Müştakları Deyn Müradifleri . Sülasi çekimi Mazi Deyene. [[]]•[[]]•[[]]• Müzari: Yedinu•[[]]•[[]]•[[]] Terkipleri Din-i kayyım :Kayyım din . Kayyım hukuk. Kıymetli hukuk. Dikili hukuk. Geçerli hukuk. İkame hukuk. Ayakta kalan hukuk. Melik-ud din. (Melikin hukuku . Kralın hukuku) Yevmi'd-dîn - Din günü Anlam cezâ/mükafat, âdet/durum, itaat/isyân, hesap, zül, inkıyad, hüküm/kaza, galebe, kahr, isti'lâ, mülk, ferman, tevhît, ibâdet, millet, şeriat, vera', takva, hizmet, ihsan, ikrah" gibi anlamlara gelir. Hamdi Yazır, "din" kelimesini tanımlarken "siyâset " anlamını da zikretmiştir. Din dersi Din dersleri : DKAB - Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi/Kur'an-ı Kerim - Din Eğitimi Çalıştayı Şablon:Din dersi - Şablon:Dinbakınız - [2] Siyah giysili, kukuletalı, elinde orak tutan birisi olarak tasvir edilen ölüm sembolü.
- [1] (Arapça) ʿAzrāʾīl
- [1] ölüm meleği
- [1] Cebrail, İsrafil, Mikail
- [1] Azrail gelince oğul uşak sormaz
- Azrail ile burun buruna gelmek
- Azrail olmak
- [1] Azraile bir can borcu olmak, Azrailin elinden kurtulmak, Azraille burun buruna gelmek
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
|}
|}- Şablon:De [1] Todesengel (de) m, Sensenmann (de) m
- Şablon:Fr [1] ange de la mort (fr) m
|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|
- (İngilizce) [1] [[Azrael#(İngilizce)|Azrael]] (en), [[angel of death#(İngilizce)|angel of death]] (en)
|}
|}
Kaynaklar[]
Şablon:Kaynak-düz
- ↑ Said Nursi, Sözler - 24.Söz 4.Dal
- ↑ Siad Nursi,Sözler - Yirmi Dördüncü Söz - s.318
Ayrıca bakınız[]
- Neon Genesis Evangelion