941. |
جز توکل جز که تسلیم تمام |
TRANSKRİPT BOŞ. |
Ey dikkatsiz Cebrî! Sakın o meyvalı ağacın altından gayrı bir yerde uyuma.
|
Sleep not, Compulsionist? Thou man, with folly rife
Until thou reach the goal, the fruitful Tree of Life.
|
942. |
در غم و راحت همه مکرست و دام |
TRANSKRİPT BOŞ |
Ki rüzgâr her anda dalları silkip başına çerez ve azık döksün.
|
The cool breeze there will rustle through its leaves profuse,
Each moment scattering fruits for food and future use.
|
943. |
در یکی گفته که واجب خدمتست |
TRANSKRİPT BOŞ. |
Cebre inanmakla yol kesen haydutlar arasında uyumak müsavidir. Vakitsiz öten kuş nasıl olur da kurtulur? |
Compulsion's creed is sleep among the highwaymen;
Unseasonable bird is mercilessly slain.
|
944. |
ور نه اندیشه توکل تهمتست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Eğer onun işaretlerine burun büküyorsan kendini erkek mi sanıyorsun? Dikkat edersen anlarsın ki kadınsın! |
If thou at God's signs carp and peek, so finding fault,
Though man thou count thyself, ’tis womanlike assault.
|
945. |
در یکی گفته که امر و نهیهاست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Sendeki bu kadarcık akıl da zayi olur, aklı uçan başsa buyruk kesilir!
|
The little sense thou hadst has really taken flight;
A head that has no brains is tail turn’d round to sight.
|
946. |
بهر کردن نیست شرح عجز ماست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Zira şükretmemek uğursuz ve ayıp bir şeydir; o hal, şükretmeyeni, tâ ateşin dibine kadar çeker götürür. |
Ungrateful men are ever cursed of God on earth;
And after death are flung to hell-fire's vengeful hearth.
|
947. |
تا که عجز خود بینیم اندر آن |
TRANSKRİPT BOŞ |
Tevekkül ediyorsan çalışmak hususunda tevekkül et; kazan da sonra Tanrı’ya dayan!”. |
If thou repose thy trust in God's almighty pow’r,
Sow first thy seed; and then, await the harvest hour."
|
948. |
قدرت او را بدانیم آن زمان |
TRANSKRİPT BOŞ |
Hepsi ona bağırarak dediler ki: “Sebep tohumlarını eken o harisler…”
|
The beasts a clamour raised; they would not be repressed:
"They who on means depend, are urged by greed confessed.
|
949. |
در یکی گفته که عجز خود مبین |
TRANSKRİPT BOŞ |
Kadın, erkek nice yüz binlerce kişi, neden oldu da zamane menfaatlerinden mahrum kaldılar? |
The millions upon millions, man and womankind,
Are pinched by want; they suffer need; they food scarce find.
|