Mihrab Camide imamın namaz kılarken cemaatin önünde durduğu yer.
Şiddetli harbeden cengâver. Bahadır.
Evin şerefli yüksek yeri, çardak.
Meclisin sadrı ve ekrem mevzii.
Mc: Harb âleti.
Orman.
Melikin hususi makamı.
Mc: Şeytan ve hevâ ile muharebe edecek yer.
Ümit bağlanan yer.
Sözlükte "oda, çardak, evin veya odanın yüksek ve kıymetli yeri, baş köşesi" anlamına gelen mihrâb, ıstılahta, camilerin kıble tarafında bulunan, cemaatle namaz kılınırken imamın durduğu, genellikle duvardan dışa doğru çıkıntılı olan yere denir. Caminin en değerli mekânı olduğu için bu isim verilmiştir. Mihraplar, mimari tarzına göre değişik şekillerde süslenmiş ve tezyin edilmiştir. Mihrapların üzerinde genellikle Âl-i İmrân sûresinin 37. veya Bakara sûresinin 144. âyeti yazılıdır.
Kur'ân'da bu kelime; İsâ (a.s.)'ın annesi Hz. Meryem'in Mescid-i Aksada kaldığı oda (Âl-i İmrân, 3/37), Dâvûd (a.s.)'ın odası (Sâd, 38/21) ve mabed (ibâdet edilen yer) (Âl-i İmrân, 3/39; Meryem, 19/11) anlamında kullanılmıştır. (İ.K.)
MİHRÂB İmâmın mihrâb içinde durması mekrûhtur. Ayakları, mihrâbın dışında olunca, mihrâb içine secde etmesi mekrûh olmaz. (Halebî)
Mihrâbı bulunmayan, hesab, yıldız gibi şeylerle de anlaşılmayan yerlerde, kıbleyi bilen, sâlih müslümanlara sormak lâzımdır. Kâfire, fâsıka (açıkça günah işleyene) ve çocuklara sorulmaz. (Dâmâd, İbn-i Âbidîn)