Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Disambig Bakınız: Nebe Suresi/WP, Nebe Suresi/VP
Mürselat Suresi Nebe Suresi
Naziat Suresi
2010 Kur'an Yılında Mersin Yenişehir Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün Dünyanın En Kapsamlı Kur'an Portali Projesidir.
Disambig Bakınız: Nebe suresi/MEAL, Nebe suresi/VİDEO, Nebe suresi/TEFSİR, Nebe suresi/TEZHİB, Nebe suresi/HAT, Nebe suresi/FAZİLETİ, Nebe suresi/HİKMETLERİ, Nebe suresi/, Nebe suresi/KERAMETLERİ, Nebe suresi/AUDİO, Nebe suresi/HADİSLER, Nebe suresi/Elmalı orijinali, Nebe suresi/Transkriptleri, Nebe Suresi/NAKİLLER, Nebe Suresi/Elmalılı Tefsiri
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
Japonca [1]
İngilizce Meali Pickthall)
78/0
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
慈悲あまねく慈愛深きアッラーの御名において。
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful
عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ
Neden soruşturuyorlar? O büyük nübüvvet haberinde
何事に就いて, かれらは尋ね合うのか。
Whereof do they question one another?
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ
Ki onlar onda ıhtilâfa düşüyorlar
偉大な消息に就いて。
(It is) of the awful tidings,
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ
Hayır ileride bilecekler
それに就いて,かれらは意見が果なる。
Concerning which they are in disagreement.
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
Hayır, hayır ileride bilecekler
いや,かれらはやがて知ろう.
Nay, but they will come to know!
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
Değilmi ki biz arzı bir döşek yaptık
いや,いや,かれらはやがて知るであろう。
Nay, again, but they will come to know!
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا
Ve dağları birer kazık
われは大地を,広々としなかったか。
Have We not made the earth an expanse,
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا
Ve sizleri çift çift yarattık
また山々を,杭としたてはないか。
And the high hills bulwarks?
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا
Ve uykunuzu bir sübat yaptık
われはあなたがたを両性に創り,
And We have created you in pairs,
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
Ve geceyi bir libas yaptık
また休息のため,あなたがたの睡眠を定め,
And have appointed your sleep for repose,
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا
Ve gündüzü bir meaş yaptık
夜を覆いとし,
And have appointed the night as a cloak,
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا
Ve üstünüze yedi sağlam bina çattık
昼を生計の手段として定めた。
And have appointed the day for livelihood.
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا
Ve içlerine şa'şaalı parıl parıl bir kandil astık
またわれは,あなたがたの上に堅固に7層(の天)を打ち建て,
And We have built above you seven strong (heavens),
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
Ve o mu'sıralardan şarıl şarıl bir su indirdik
輝やかしい灯し火を(その中に)字置き,
And have appointed a dazzling lamp,
وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا
Çıkaralım diye onunla taneler ve otlar
われは雲から豊かに雨を降らせ,
And have sent down from the rainy clouds abundant Water,
لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا
Ve sarmaş dolaş bağlar bağçeler
それによって,殻物や野菜を萠え出させ,
Thereby to produce grain and plant,
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا
Şübhesiz ki o fasıl günü bir miykat olmuştur
様々な園を茂らせる。
And gardens of thick foliage.
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا
O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc
本当に裁きの日は定められていて,
Lo! the Day of Decision is a fixed time,
يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا
Semâ da açılmış olmuştur ebvab
その日,ラッパが吹かれるとあなたがたは群をなして出て来る。
A day when the trumpet is blown, and ye come in multitudes,
وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا
Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab
天は開かれて数々の門となり,
And the heaven is opened and becometh as gates,
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا
Şübhesiz ki Cehennem olmuştur mırsad
山々は移されて蜃気楼のようになる。
And the hills are set in motion and become as a mirage.
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا
Azgınlar için bir meâb
本当に地獄は,待ち伏せの場であり,
Lo! hell lurketh in ambush,
لِلطَّاغِينَ مَآبًا
Devirlerce içine kalacaklar
背信者の落ち着く所,
A home for the rebellious.
لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا
Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarab
かれらは何時までもその中に住むであろう。
They will abide therein for ages.
لَا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا
Ancak bir hamîm ve bir gassak
そこで涼しさも味わえず,(どんな)飲物もない,
Therein taste they neither coolness nor (any) drink
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا
Bir ceza ki bervechi vifak
煮えたぎる湯と膿の外には。
Save boiling water and a paralysing cold:
جَزَاءً وِفَاقًا
Çünkü ummazlardı onlar hiç bir hisab
(かれらのため)相応しい報奨である。
Reward proportioned (to their evil deeds).
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا
Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab
本当にかれらは,(その行いに対する)清算を希望しないでいた。
For lo! they looked not for a reckoning;
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا
Her şey'i ise biz ıhsa etmiş bir
またかれらはわが印を嘘であると言って,強く拒否した。
They called Our revelations false with strong denial.
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
Kitaba geçirmişiz
われは一切のことを,天の書に留めている。
Everything have We recorded in a Book.
فَذُوقُوا فَلَنْ نَزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا
Artık tatınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz
だからあなたがたは(自分の行いの結果を)味わえ。われは懲罰を増加するばかりである。
So taste (of that which ye have earned). No increase do We give you save of torment.
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
Şübhesizki korunanlara halâs ve kâm var
本当に主を畏れる者には,安全な場所(楽園)がある。
Lo! for the duteous is achievement
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا
Hadîkalar var, üzümler var
緑の園や,ブドウ園,
Gardens enclosed and vineyards,
Ve turunç sîneli yaşıtlar var
胸の脹れた同じ年頃の乙女たち,
And maidens for companions,
وَكَأْسًا دِهَاقًا
Ve bir dolgun peymâne var
またな・な・と(溢?)れる杯。
And a full cup.
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا
Orada ne boş bir lâf işitirler ne de bir tekzîb
そこではつまらぬ話や偽り言を聞かない。
There hear they never vain discourse, nor lying
جَزَاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا
Bir karşılık ki rabbından atâ, yetermi yeter
これらはあなたの主からの報奨,賜物の決算である。
Requital from thy Lord a gift in payment
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا
O Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbı, Rahman, bir hıtaba malik olamazlar ondan
天と地,そしてその間の凡てのものの主,慈悲深き御方(からの賜物であり),誰もかれに語りかけることは出来ない。
Lord of the heavens and the earth, and (all) that is between them, the Beneficent; with Whom none can converse.
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا
O günkü Kıyama duracak Ruh ve Melâike saf saf. Bir kelime söyliyemezler, o kimseden başka ki o Rahman ona izin vermiş o da savabı söylemiştir
聖霊と天使たちが,整列して立つ日,慈悲深き御方から御許しを得て正しいことを言う者以外には,誰も口をきくことが出来ない。
On the day when the angels and the Spirit stand arrayed, they speak not, saving him whom the Beneficent alloweth and who speaketh right.
ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا
O günkü haktır, o halde dileyen Rabbına varacak bir yüz edinsin
それは真実の日である。だから誰でも望む者は,主の御許に戻るがいい。
That is the True Day. So whoso will should seek recourse unto his Lord.
[[إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا]]
Çünkü biz size yakın bir azâbı ıhtar ettik, o gün ki kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve diyecek ki kâfir: ah nolaydı ben bir türâb olaydım
本当にわれは,懲罰が近いと,あなたがたに警告した。その日,人は,自分の両方の手が前もって行ったもの(所業)を見るであろう。不信者は,「ああ,情けない,わたしが塵であったならば。」と言うであろう。
Lo! We warn you of a doom at hand, a day whereon a man will look on that which his own hands have sent before, and the disbeliever will cry: "Would that I were dust!"
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Sure Formülleri

Sure Formülleri

Advertisement