Necm - (Necim) - sahir - sâhir - [[Necm-i sahirde]]
Örnek
Edit
Bir zaman sönmeyen nigâhıyle,
Necm-i sâhirde sanki bir hâle! - Kocakarı ile Ömer - Mehmet Akif Ersoy
- Bir zaman sönmeyen bakışıyla,
- Seher yıldızında sanki bir hale
Necm ve anlamları
Edit
- Yıldız, ahter, kevkeb.
- Ülker yıldızına da denir. Ülker, onbir yıldızdır. Altısı görünür, gözü kuvvetli olan yedinciyi de görebilir. (Peygamberimiz (A.S.M.) hepsini de görür idi.)
- Belirli olan vakit. (Araplar, vakti yıldızlarla tahdit ederlerdi)
- Kabak ve hıyar gibi yayvan nebat.
- Belirli vakitte yapılan vazife.
- Kur'an-ı Kerim.
- Ceste ceste, kısım kısım oluş.
- Kur'an-ı Kerim'in her defa inzal edildiği kısım.
- Huk: Bir borcun taksitlerini ödemek için hulül eden muayyen borç.
Edit
Ad
Edit
- [1] yıldız.
Sahir
Edit
- SAHİR (Seher. den) Uykusuz kalan. Uyuyamayan.
- SAHİR Maskaralık eden, maskara eden.
- SAHİR Büyücü, büyü yapan, sihir yapan.
- SAHİRÂNE f. Büyülercesine olan. Büyüleyici gibi.
- SAHİRE Yer yüzü, arz.
- Kıyamet günü, Cenab-ı Hakk'ın haşir meydanı için tecrid edeceği Arz-ı Beyza.
- Aslâ insan ve hayvan ayak basmadık yer yüzü. Çöl.
- Cehennem.
- SAHİRE Büyücü kadın.
- SAHİRE İçine kızmış taş koyup kaynatılan ve üstüne yağ döküp içilen süt.
- SAHİR-PİŞE f. Sihirbazlığı meslek edinmiş olan.
Edit
Ad
Edit
- [1](Seher. den) Uykusuz kalan. Uyuyamayan.
- [2]Maskaralık eden, maskara eden.
- [3]Büyücü, büyü yapan, sihir yapan
- [1]Arapça
Community content is available under CC-BY-SA
unless otherwise noted.