Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Bakınız

Şablon:Nuhbakınız -d


Nuh
Nuh/VP.
Nuh Aleyhisselam
نُوح
Noah
Nova/WP
Nova
Novator
İnnovator

* abd-i şekur O Nuh, hakıkaten bir abdi şekûr idi - her halinde şükrederdi ya'ni siz, neye nankörlük ediyorsunuz?. Nuh ile beraber yüklediklerimizin zürriyyeti - ey Nuhun maıyyetinde gemiye bindirip tufandan kurtardığımız bir kaç mü'minin zürriyyeti - ya'ni ey bu günkü insanlar, siz bu mahiyyetinizi düşünmelisiniz, yalnız bunu düşünseniz başka vekil ittihaz edilemiyeceğini anlarsınız. ��a¡ã£ é¢ × bæ Ç j¤†¦a ‘ آ쉦a›� O Nuh, hakıkaten bir abdi şekûr idi - her halinde şükrederdi ya'ni siz, neye nankörlük ediyorsunuz?. İsra Suresi/Elmalı Orijinal
Nuh tufanı
Nuh'un quran ayetleri ile tiyatral takdimi acem usulü dinle

Nuh suresi
Nuh Suresi/Azerice
Nuh Suresi/Elmalı Orijinal
HDKD/Nuh
Dosya:71-Nuh.pdf
Nocookies.net PDF
Evliya Çelebi/Nuh Aleyhisselam
Meal: Farsların kadir gecesi Nuh suresini mealli okumaları ardından toplu cevşen okumaları
Nuh Suresi/1-20
Nuh Suresi/21-28
KHMK/Nuh

Nuh'un gemisi
Nuh/Oğlu
Kıraat :Oğlummm
Nuh şeceresi

Nuh Tufanı
Nuh Tufanı/Resimler

Hz.Nuh ayetleri
Hz.Nuh hadisleri
Hz.Nuh Kitabı mukaddeste
Hz.Nuh diğer dinlerde
Hz.Nuh Peygamberler tarihinde
Hz Nuh/Kısas-ı Enbiya'da

Hz.Nuh tefsirler'de. HDKD/Nuh. Nuh Suresi/Elmalı Orijinal. Hz. Adem 'in devrinden Hz. Nuh'un devrine kadar geçen on asrın insanları hak üzere idiler, görüş ayrılıklarına düşmeleri üzerine Hz. Nuh gönderilmiştir. (İbnü Abbas ve Katâde'den)
Nuh ve kutsal kitaplar

Bakınız

Şablon:Peygamberler - d {{Peygamberler}}


Peygamberler
Peygamberlerin şecereleri
1. Adem (as) - Kısas-ı Enbiya/Âdem Aleyhisselam
2. Şit (as): Babası: Âdem Aleyhisselâm, Annesi de, Hz. Havvâ'dır.
3. İdris (as): İdris (as)'ın soyu, Yerd (yahud Yarid)b.Mehlâil b.Kay­narı (yahud Kaynen) b.Enuş, b.Şit, b.Âdem Aleyhisselâm.
4. Nuh (as): Nuh b.Lemek (veya Lemk), b.Mettu Şelah, b.Ahnuh (veya Uhnuh) (Yani İdris Aleyhisselâm), b.Yerd (veya Yarid), b.Mehlâil, b.Kayn (veya Kaynarı), b.Enuş, b.Şis, b.Âdem Aleyhisselâm.
5. Hud (as): Hûd (Âbir) b.Abdullâh, b.Rebah, b.Halud b.Âd, b.Avs, b.İrem, b.Sâm, b.Nuh Aleyhisselâmdır.
6. Salih (as): Salih b.Ubeyd, b.Esif veya Asit, b.Kemaşic b.Ubeyd, b.Hadir b.Semud, b.Âbir b.İrem, b.Sâm, b.Nuh Aleyhisse!amdır.
7. İbrahim (as): İbrahim b.Târah (Âzer), b.Nahor, b.Sarug (Şarug) b.Rau (Ergu), b.Falığ, b.Âbir, b.Şalıh, b.Erfahşed, b.Sâm, b.Nuh Aleyhisselâmdır.
8. İsmail (as): İsmail Aleyhisselâm; İbrahim Aleyhisselâmın, Hz.Hâcer'den doğan ilk ve bü­yük oğludur.
9. İshak (as): İshak Aleyhisselâm; İbrahim Aleyhisselâmın ikinci oğlu olup Hz.Sâre'den doğ­muştur.
10. Lut (as): Lût b.Hâran, b.Târah, b.Nahor, b.Saruğ'dur. Lût Aleyhisselâm; İbrahim Aleyhisselâmın Yeğeni, yani kardeşi Haran'ın oğlu idi.
11. Yakub (as): Yâkub b. İshak, b. İbrahim Aleyhisselâmlardır. Yâkub Aleyhisselâmın Annesi: Refaka'dır.
12. Yusuf (as): Yûsuf b. Yâkub, b. İshak, b. İbrahim Aleyhisselâmlardır. Yûsuf Aleyhisselâmın annesi: Râhıl bint-i Leban'dır.
13. Eyyub (as): Eyyûb b. Mûs, b. Ra'vil, veya Razıh b. Ays b. İshak, b. İbrahim Aleyhisselâmlardır. Eyyûb Aleyhisselâmın annesi Lut Aleyhisselâmın kızı idi.
14. Zülkifl (as): Bişr (Zülkifl) b.Eyyûb Aleyhisselâm'dır.
15. Şuayb (as): Şuayb b. Mîkâil, b. Yeşcür, b. Medyen, b. İbrahim Aleyhisselâmdır. Şuayb Aleyhisselâmın annesi: Lut Aleyhisselâmın kızı Mîkâil'dir. Şuayb Aleyşhisselâm, Mûsâ Aleyhisselâmın Kayınpederi idi.
16. Musa (as): Mûsâ b.İmran, b.Yashür, b.Kahis, b.Lâvi, b.Yâkub, b.İshak, b.İbrahim Aleyhisselâm'dır. Mûsâ b.İmran Aleyhisselâmla Hârûn b.İmran Aleyhisselâm, Ana-Baba bir kardeş idiler. Harun Aleyhisselâm, Mûsâ Aleyhisselâmdan bir yaş büyüktü.
17. Harun (as): Musa (as)'ın kardeşidir.
18. Hızır (as): Rivayete göre: Hızır Aleyhisselamın soyu: Belya (veya İlya) b. Milkân, b.Falığ, b.Âbir, b.Salih, b.Erfahşed, b.Sâm b.Nuh Aleyhisselam olup babası, büyük bir kraldı. Kendisinin; Âdem Aleyhisselamın oğlu veya Ays b.İshak Aleyhisselamın oğullarından olduğu veya İbrahim Aleyhisselama iman ve Babil'den, Onunla birlikte hicret edenlerden birisinin, ya da Farslı bir babanın oğlu ol­duğu, kral Efridun ve İbrahim Aleyhisselam devrinde yaşadığı, büyük Zülkarneyn'e Kılavuzluk ettiği, İsrail oğulları krallarından İbn. Emus'un zamanında İsrail oğullarına peygamber olarak gönderildiği, halen, sağ olup her yıl, Hacc Mevsiminde İlyas Aleyhisselamla buluştukları da, rivayet edilir.
19.Yuşa (as): Yûşa' b. Nûn, b. Efrâim, b. Yûsuf, b.?Yâkub, b. İshak, b. İbrahim Aleyhisselâm'dir.
20. Kâlib b. Yüfena (as): Kâlib b. Yüfena, b. Bariz (Fariz), b. Yehuza, b. Yâkub[3] b. İshak, b. İbra­him Aleyhisselâmdır. Kâlib b. Yüfenna Aleyhisselâm, Mûsâ Aleyhisselâmın kız kardeşi Meryem'in kocası veya Mûsâ Aleyhisselâmın damadı idi.
21. Hızkıl (as): Hızkıl b. Nûridir. Hızkıl Aleyhisselâmın annesi yaşlanıp çocuk doğurmaz hale geldikten sonra, Yüce Allâh'dan bir oğul dilemiş ve Hızkıl Aleyhisselâm, ihsan olunmuştur. Bunun için, Hızkıl Aleyhisselâm (İbnül'acûz = Koca Karının Oğlu) diye anılmıştır.
22. İlyas (as): İlyas b. Yasin, b. Finhas, b. Ayzar, b. Hârûn, b. İmran (A.S)'dır.
23. Elyesa (as): Elyesa' b.Ahtub, b.Adiy, b.Şütlem, b.Efrâîm, b.Yûsuf, b.Yâkub, b.İshak, b.İbrahim Aleyhisselâm'dır. Elyesa Aleyhisselâm'ın, İlyas Aleyhisselâm'ın amcasının oğlu olduğu da söylenir.
24. Yunus (as): Yûnus b. Matta; Bünyamin b. Yâkub b. İshâk, b. İbrahim Aleyhisselâm oğulla­rı soyundandı. Matta, Yûnus Aleyhiselâmın annesi idi. Peygamberlerden, Yûnus b. Matta ile İsâ b. Meryem Aleyhisselâmlardan baş­ka hiç biri, annesine nisbetle anılmamıştır.
25. Şemûyel (as): Şemûyel b.Bali, b.Alkama, b.Yerham, b.Yehu, b.Tehu, b.Savf'dır. Şemuyel Aleyhisselâm, İsrail oğullarından ve Hârûn Aleyhisselâmın zürriyetindendi. Şemuyel Aleyhisselâmın annesi Hanne olup[6] Lâvi b.Yâkub Aleyhisselâmın Hanedanına mensuptu.
26. Davud (as): Dâvûd b.İşâ Aleyhisselâm; Yehûza b.Yâkub, b.İshak, b.İbrahim Aleyhisselâmın soyundandır.
27. Süleyman (as): Dâvûd b.İşa Aleyhisselâmın oğlu olan Süleyman Aleyhiselâmın da, soyu, Yehûza b.Yâkub, b.İshak, b.İbrahim Aleyhisselâmlara dayanır.
28. Lukman (as): Lukman b.Sâran, b.Mürîd, b.Savun. Lukman Aleyhisselâm; Dâvûd Aleyhisselâmın devrinde yaşamıştır. Kendisi; Mısır Nub kabilesine mensubtu. Medyen ve Eyke halkındandı. İsrail oğullarından bir adamın kölesi iken, onun tarafından âzâd edilmiş ve kendisine ayrıca mal da, verilmişti.
29. Şâ'yâ (as): Şâ'yâ b.Emus veya Emsıya'dır.
30. İrmiya (as): İrmiya b.Hılkıya; Lavi b.Yâkub Aleyhisselâm'ın soyundan gelen Hârûn b.İmran Aleyhisselâmın soyundandı.
31. Danyal (as): Danyal b.Hızkıl'ül 'asgar, Peygamber oğullarından, Süleyman b.Dâvud Aleyhisselamların soyundandı.
32. Uzeyr (as): Uzeyr b.Cerve Hârûn Aleyhisselâmın zürriyetindendir.
33. Zulkarneyn (as): Zülkarneyn Aleyhisselâmın ismi, soyu ve Peygamber olup olmadığı... Hakkın­da bir çok ve çelişkili rivayetler bulunmaktadır. Kendisinin, Sa'b b.Abdullah'ül kahtânî olduğu söylendiği gibi, babasının Hımyerîlerden olduğu da, ileri sürülmektedir. İbn. Habîb de; Hımyer krallarının isimlerini -Hişam b.Kelbî'den sırasıyla kitabı­na geçirirken, Sa'b b.Karîn b.Hemal'ı, -Yüce Allah'ın, Kitabında- Zülkarneyn diye anmış olduğunu kayd ettikten sonra, kral Zeyd b.Hemal'ı kayd edip ona da, Yü­ce Allan'ın Tübba' adını vermiş olduğunu açıklar. Zülkarneyn Aleyhnisselâm hakkında: "Hem Nebi idi, hem Resul idi." diyenler olduğu gibi, "Hayır! O, Resul olmayan bir Nebi idi. Resul olmayan bir Nebî oluşu, inşâallâh, Sahih'dir!" diyenler de, vardır. Hz. Ali'ye göre, Zülkarneyn Aleyhisselâm: Ne bir Nebi, ne de, bir kraldı. Fakat, Allan'ın Salih bir kulu idi ki, o, Allâhı, sevmiş, Allah da, onu, sevmişti.
34. Zekeriyya (as): Zekeriyyâ b.Berahyâ Aleyhisselâmın soyu, Süleyman b.Dâvûd Aleyhisselâmlara, Süleyman b.Dâvûd Aleyhisselâmların soyu da, Yehûza b.Yâkub Aleyhisselâma dayanır.
35. Yahya (as): Yahya (as), Zekeriyya (as)'ın oğludur.
36. İsa (as): Hz. Meryemin oğludur ve bir mucize olarak babasız dünyaya gelmiştir. Hz. Meryem'in babası İmran b.Mâsân olup Hub'um b.Süleyman Aleyhisselâmın soyundandı.
37. Hz. Muhammed (asm): Muhammed b. Abdullah, b. Abdulmuttalib, b. Hâşim, b. Abdi Menaf, b. Kusayy, b. Kilab, b. Mürre, b. Ka'b, b. Lüey, b. Galib, b. Fihr, b. Mâlik, b. Nadr, b. Kinane, b. Huzeyme, b. Müdrike, b. İlyas, b. Mudar, b. Nizar, b. Maadd, b. Adnan. Bütün kaynaklar Muhammed (a.s.)ın, Adnan'a kadar olan atalarının gerek isimlerinde, gerek sıralarında, ittifak halinde bulundukları gibi, Adnan'ın da İsmail (a.s.) b. İbrahim (a.s.)ın öz be öz soyundan geldiğinde de müttefiktirler.
Kaynak: Peygamberler Tarihi, M. Asım Köksal [1]
Kur'an'da adı geçen peygamberler
Âdem İdrîs Nûh Hûd Sâlih İbrâhîm Lût İsmâ'îl İshâk Yâkub Yûsuf Eyyûb Mosque
آدم ادريس نوح هود صالح إبراهيم لوط اسماعيل اسحاق يعقوب يوسف أيوب
Adam Enoch Noah Eber Shelah Abraham Lot Ishmael Izaac Jacob Joseph Job
אָדָם חֲנוֹךְ נֹחַ עֵבֶר שֵׁלָה אַבְרָהָם לוֹט יִשְׁמָעֵאל יִצְחָק יַעֲקֹב יוֹסֵף אִיּוֹב

Şuayb Mûsâ Hârûn Zülkifl Dâvud Süleymân İlyâs Elyesâ Yûnus Zekeriyâ Yahyâ İsâ Muhammed
شعيب موسى هارون ذو الكفل داود سليمان إلياس اليسع يونس زكريا يحيى عيسى محمد
Jethro Moses Aaron Ezekiel David Solomon Elijah Elisha Jonas Zechariah John Jesus Mohammed
יִתְרוֹ מֹשֶׁה אַהֲרֹן יחזקאל דָּוִד שְׁלֹמֹה אליהו אֱלִישַׁע יוֹנָה

 Bu kutuyu: göster  tartışma  değiştir 


Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Muhakkak biz Nûh'u (aleyhisselâm) kavmine resûl (peygamber) olarak gönderdik. (A'râf sûresi: 59)

Biz Nûh'u (aleyhisselâm) kavmine peygamber olarak gönderdik. O, onlara dedi ki:Ben sizi Allahü teâlânın azâbıyla korkutuyorum ve azâbdan kurtuluşun çâresini açıklıyor beyân ediyorum. Allahü teâlâdan başkasına ibâdet etmeyin. Bana muhâlefet etmeniz hâlinde bir gün üzerinize elem verici çok şiddetli bir azâbın gelmesinden korkuyorum. (Hûd sûresi: 25,26)

Kişiliği[]

Nûh (aleyhisselâm) "Bismillah" ve "Elhamdülillah" demeden büyük olsun, küçük olsun herhangi bir iş yapmazdı. Bu sebeple Allahü teâlâ onu "Çok şükredici bir kul" olarak isimlendirdi. (Hadîs-i şerîf-Taberânî, İbn-i Cerîr)

Risaleti[]

İdrîs aleyhisselâm göke çıkarıldıktan sonra, insanlar azdı. Doğru yoldan ayrıldı. Putlara yâni heykellere tapmaya başladılar. Cenâb-ı Hak bunlara Nûh aleyhisselâmı peygamber olarak gönderdi. O zaman elli yaşında idi. Onları yıllarca dîne dâvet etti, putlara tapmaktan sakındırdı ve Allahü teâlâya ibâdet etmelerini söyledi. Nûh aleyhisselâma kendi oğlu Yâm yâni Ken'ân bile îmân etmedi. Nûh aleyhisselâmı alaya alıp işkence ettiler. Nûh aleyhisselâm onlara bedduâ etti. Allahü teâlâ ona gemi yapmasını emretti. Gemi bitince tûfân oldu. Nûh aleyhisselâm mü'minler (inananlar) ile gemiye bindi. Üç katlı olan gemiye binenlerin sayısı seksen kişi kadardı. Nûh aleyhisselâm gemisine her hayvandan da birer çift aldı. Oğlu Ken'ân'ı da gemiye almak için çağırdı fakat o, ben bir dağa çıkar kurtulurum diyerek gemiye binmedi. Bir dalga gelip oğlunu aldı ve boğdu. Sular dağları aştı. İnsanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra yağmurlar durdu, sular çekildi. Gemi Irak'taki Cudi dağına oturdu. Nûh aleyhisselâma inanıp gemiye binenler kurtuldu. Daha sonra insanlar Nûh aleyhisselâmın; Sâm, Hâm ve Yâfes adlı üç oğlundan türedi (çoğaldı). Bunun için Nûh aleyhisselâma ikinci Âdem aleyhisselâm denildi. Nûh aleyhisselâm bin yaşında vefât etti. (Sa'lebî, Taberî, Nişâncızâde)

“Allah, Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini, İmran ailesini seçti ve alemlere üstün kıldı.” (Ali İmran 3/33)

“Gerçekten Nuh’u kavmine elçi göndermiştik; aralarında dokuz yüz elli yıl kaldı. Sonunda azgın sular onları alıp götürdü. Onlar haksızlardı.” (Ankebut 29/14)

1- Görevi[]

“Onlara acıklı bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye Nuh’u kavmine elçi gönderdik.

Dedi ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, sizin için apaçık bir uyarıcıyım.”

Siz Allah’a kulluk edin; ondan sakının ve bana boyun eğin.

O da sizin için günahlarınızdan bağışlasın ve size belli bir süre tanısın. Kuşkusuz Allah’ın verdiği sürenin sonu geldi mi artık uzatılamaz. Keşke bilmiş olsaydınız.” (Nuh 71/1-4)

Nuh’un kavmi elçilerini yalancı saydı.

Kardeşleri Nuh, onlara dedi ki : “Siz korunmak istemez misiniz?

İşte ben sizin için güvenilir bir elçiyim.

Artık Allah’tan korkun ve bana boyun eğin.

Bunun için sizden bir karşılık istemiyorum. Benim karşılığım başkasına değil sadece varlıkların sahibine aittir.

Artık Allah’tan korkun ve bana boyun eğin.”

Dediler ki, “Sana inanır mıyız hiç? En bayağı kimseler peşinden geliyor.”

Dedi ki “Ben onların ne yapmış olduklarını bilmem.

Onların hesapları Rabbime aittir. Ah bir anlasanız!

Ben inananları yanından kovacak biri değilim.

Ben başka değil, sadece açıkça uyaran biriyim” (Şuara 26/105-115)

2- Aldığı Vahiy[]

“Allah Nuh’a ne buyurmuşsa onu sizin için bu dinin şeriatı yapmıştır. Sana vahyettiğimiz, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya buyurduğumuz şudur: “Dini ayakta tutun, onda ayrılığa düşmeyin.” Onları neye çağırsan bu, eş koşanlara ağır gelmiştir. Allah dilediğini kendine seçer, ve içten yöneleni de kendine yönlendirir.” (Şura 42/13)

“İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir.” (En’am 6/89)

3- Bir İnsan Oluşu[]

“Size, “Allah’ın hazineleri yanımdadır.” demiyorum. Gaybı da bilmem. “İşte ben bir meleğim.” de demiyorum. Gözlerinizin hor gördüğü kimseler için “Allah onlara bir iyilik vermeyecektir.” de demem. İçlerindeki ne ise Allah onu daha iyi bilir. Öyle yapsam ben gerçekten zalimlerden olurum.” (Hud 11/31)

4- İleri Gelenlerin ve Halkın Tavrı[]

“Kavminin ileri gelen inkarcıları dedi ki: “Biz seni tıpkı bizim gibi bir insan görüyoruz. Ortadaki görüşleriyle en bayağılarımız dışında kimsenin arkana takıldığını görmüyoruz. Sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bize göre siz yalancı kimselersiniz.” (Hud11/27 )

“Kavminin ileri gelenleri: “Biz gerçekten seni apaçık bir sapıklıkta görüyoruz” dediler.” (Araf 7/60)

a- Atalara Bağlılık[]

“Kavminin ileri gelen inkarcıları dedi ki: “Bu, başka değil, tıpkı sizin gibi bir insandır. Size üstünlük kurmak istiyor. Allah böyle bir şey isteseydi tabii ki melekler indirirdi. İlk atalarımızdan böyle birini işitmedik.” (Müminun 23/24 )

b- Deli Sayılması[]

“Bu, kendinde biraz delilik olan bir adamdan başkası değildir. Hele bir süreye kadar onu gözetleyin”. (Müminun 23/25)

c- Engellenmesi[]

“Onlardan önce Nuh kavmi de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak: “Delidir” demişlerdi ve o, engellenmişti.” (Kamer 54/9-10)

5- Tanrıları[]

“İnsanlara: “Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin” dediler.

Böylece bir çoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını artır.” (Nuh 71/23 -24)

6- Meydan Okumaları[]

“Onlara Nuh’un haberini oku. Bir gün kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer aranızda kalmam ve Allah’ın ayetleri karşısında düşünmeye çağırmam size ağır geldiyse işte ben Allah’a dayanmışımdır. Siz de ne yapacaksanız yapın, koştuğunuz ortaklarla elbirliği edin de sonra işiniz başınıza dert açmasın. Sonra da kararınızı bana uygulayın ve göz açtırmayın.”

Eğer yüz çevirdiyseniz, ben sizden bir karşılık istemedim ki. Benim karşılığım Allah’a aittir. Bana müslümanlardan olmam emredilmiştir.” (Yunus 10/71-72)

“Dediler ki; “Bak Nuh! Sen bizimle gerçekten mücadele ettin; hem de mücadeleyi uzattın. Haydi, eğer doğrulardan isen şu bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir artık.”

Dedi ki, “Onu başınıza getirecek olan sadece Allah’tır. Eğer o isterse siz engel olabilecek değilsiniz.” (Hud 11/32-33)

7- İnkarcıların Genel Tavrı[]

“Onların ayrılığa düşmeleri, sadece kendilerine bilgi geldikten sonra oldu. Bu da aralarındaki kıskançlık yüzündendi. Eğer Rabbinin evvelce onlara tanıdığı belli bir süre olmasaydı, aralarında elbette hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitaba varis kılınanlar da o Kitaptan kuşku doğuran bir şüphe içindedirler.” (Şura 42/14)

“İnkar edenlerden başkası Allah’ın ayetlerine karşı mücadeleye girişmez.

İnkarcıların kentlerde gezip dolaşması sakın seni aldatmasın.

Onlardan önce, Nuh kavmi yalanlamıştı; ardından da bir kısım topluluklar. Her ümmet, elçilerini yakalamaya azmetmişti. Hakkı yerinden sökmek için mücadeleyi boş şeyle sürdürmüşlerdi. Ben de onları yakaladım. Cezam nasıl oldu? Böylece Rabbinin kafirlere olan sözü yerine geldi. Onlar ateşliktirler.” (Mümin 40/4-6)

8- Hz. Nuh’un Kavminden Umudunu Kesmesi ve Duası[]

“Nuh dedi ki: “Rabbim! Ben, kavmimi gece gündüz çağırdım.

Fakat benim çağırmam, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.

Sen bağışlayasın diye onları her ne çağırdıysam parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerine büründüler, direttiler ve büyüklendikçe büyüklendiler.

Sonra, hem ben onları yüksek sesle çağırdım.

Sonra onlara açıktan da söyledim, gizliden gizliye de.

Dedim ki: Rabbinizden bağışlanma dileyin; çünkü o çok bağışlayandır.

O zaman size gökten bol bol yağmur indirir.

Sizi, mallar ve oğullarla destekler; sizin için ağaçlıklar var eder, ırmaklar akıtır.

Size ne oluyor da Allah’ın büyüklüğüne aldırmıyorsunuz.

Oysa sizi kademelerden geçirerek o yaratmıştır.

Görmediniz mi, Allah yedi göğü katlar halinde nasıl yaratmıştır.

Onların içinde ayı bir ışık, güneşi de ışık kaynağı yapmıştır.

Allah sizi yerden bir bitki olarak bitirmiştir.

Sonra sizi oraya döndürecek ve tekrar çıkaracaktır.

Allah yeryüzünü size bir sergi yapmıştır.

Bu onun geniş yollarında dolaşmanız içindir.” (Nuh 71/5-20)

“Nuh’a şöyle vahyolunmuştu: “Artık senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanlardan başkası inanacak değildir. Onların yaptıkları karşısında sen kendini zahmete sokma.” (Hud 11/36)

“Nuh dedi ki: “Rabbim! Kafirlerden yeryüzünde oturan birini bırakma.

Çünkü sen onları bırakacak olsan onlar kullarını yoldan çıkarırlar. Günahkar ve nankör evlattan başkasını da doğurmazlar.

Rabbim! Beni bağışla; anamı, babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları da bağışla. Zalimlerin de yalnız yok olmalarını artır.” (Nuh 71/26-28)

==9- Nuh Tufanı – Azgın Sularda Boğulma Cezası==

“Onlar, “Bak Nuh! dediler. Eğer bu işe bir son vermezsen, kesinkes taşlanacaksın.

O da Rabbine şöyle seslendi: “Rabbim! kavmim beni yalanladı.

Artık benimle onların arasını iyice aç. Beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar.” dedi.” (Şuara 26/116-118)

“Nuh’a vahyedildi ki, gözlerimiz önünde ve sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Zalimler için bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır”. (Hud 11/37)

“O, gemiyi yapıyor, kavminin inkarcı ileri gelenleri yanına ne uğrasalar onunla alay ediyorlardı. O da: “Eğer bizimle alay ederseniz biz de sizinle alay edeceğiz. Tıpkı sizin alay ettiğiniz gibi.” diyordu.

Yakında öğreneceksiniz, rezil edecek olan azap kime gelirmiş ve kimin başına sürekli azap inermiş.”(Hud 11/38-39)

Derken gök kapılarını, boşanan sularla açtık.

Yeri, fışkıran kaynaklarla yardık. Sular belirlenmiş bir iş için birleşti.

Onu, tahtadan yapılmış, çiviyle çakılmış bir gemiye bindirdik.” (Kamer 54/11-13)

“Buyruğumuz gelip tandır kaynayınca dedik ki, “Her eşten birer çifti ve aleyhte sözü geçmiş olanın dışında kalan ailen ile inananları gemiye yükle. Onunla birlikte inanmış olan pek azdı.

Haydi ona binin dedi. Onun; akıp gitmesi ve demir atması Allah’ın adıyladır. Rabbim bağışlar ve merhamet eder.”

Gemi, dağlar gibi dalgalar içinde onları çalkalıyordu. Nuh, bir kenarda duran oğluna şöyle seslendi: “Yavrucuğum! Bizimle birlikte bin, kafirlerle beraber olma.”

O, “Bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur” diye cevap verdi, Nuh ise: “Onun merhamet ettikleri bir yana, bugün Allah’ın bu işinden koruyacak biri yoktur” dedi. Aralarına dalga girdi, oğlu da boğulanlara karıştı.” (Hud 11/40-43)

“(Bak Nuh,) Sen ve beraberindekiler gemiye yerleşince şöyle de: “Bizi o zalim kavimden kurtaran Allah’a hamdolsun.

Bir de şunu de: “Rabbim! Beni bolluk ve bereketli bir yere indir. Sen indirenlerin en iyisisin” (Müminun 23/28 -29)

“Biz de Nuh’u ve onunla birlikte olanları, dolu gemi içinde kurtardık.

Sonra bunun ardından gerisini suda boğduk.

Doğrusu bunda bir ders vardır, ama onların çoğu inanacak değillerdir.

Senin Rabbin var ya, işte gerçekten güçlü ve merhametli olan odur.” (Şuara 26/119 -122)

“Ey yer, suyunu yut ve ey gök sen de tut!” denildi. Su çekildi, iş bitti ve gemi Cudî üzerine oturdu. “Haksızlık yapan kavim def olsun.” denildi.” (Hud 11/44)

“And olsun ki Biz, onu bir ibret olarak bıraktık. Hani ibret alan?” (Kamer 54/15 )

a- Hz. Nuh’un Oğlu ile İlgili İsteğinin Yersizliği[]

“Nuh Rabbine seslendi: “Rabbim! Oğlum benim ailemdendir. Senin verdiğin söz elbette doğrudur. Hem sen karar verenler arasında en isabetli kararı verirsin” dedi.

Allah, “Bak Nuh! dedi. O senin ailenden değildir; çünkü o bir kötülüktür (her yanından kötülük taşıyor). Bilmediğin şeye karışma. Kendini bilmezlerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.”

“Rabbim!” dedi. “Hakkında bir bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum.” (Hud 11/45 -47)

b- Karısı[]

“Allah, inkar edenler için, Nuh’un karısıyla Lut’un karısını örnek gösterir: Bunlar, kullarımızdan bu iki iyi kulun nikahı altında idiler. Derken onlara karşı hainlik ettiler. Kocaları Allah’tan gelen hiç bir şeyi onlardan savamadı. O ikisine de: “Ateşe girenlerle beraber siz de girin” dendi.” (Tahrim 66/10 )

10- Hz. Nuh ve İnananların Mükafatlandırılmaları[]

Nuh’u yalancı saymışlardı. Biz de onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Onları ötekilerin yerine geçirdik, ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Şimdi bak bakalım, uyarılanların sonu nasıl oluyormuş. (Yunus 10/73)

Ey Nuh’la beraber taşıdığımız kimselerin soyundan olanlar! Doğrusu o, çok şükreden bir kuldu.” (İsra 17/3)

Hz.Nuh ayetleri[]

Hz.Nuh hadisleri[]

Hz.Nuh Kitabı mukaddeste[]

Hz.Nuh diğer dinlerde[]

Hz.Nuh Peygamberler tarihinde[]

Hz Nuh/Kısas-ı Enbiya'da[]

Hz.Nuh tefsirler'de[]

Elmalı tefsirinde[]

Hz. Adem 'in devrinden Hz. Nuh'un devrine kadar geçen on asrın insanları hak üzere idiler, görüş ayrılıklarına düşmeleri üzerine Hz. Nuh gönderilmiştir. (İbnü Abbas ve Katâde'den).

Nuh as on vefat anında oğullarına vasiyeti[]

“Vefat vakti geldiğinde Allah"ın peygamberi Nuh (as) iki oğlunu çağırdı ve dedi ki:

"Size kısaca şu vasiyeti yapıyorum. Size iki şeyi emrediyorum ve iki şeyi yasaklıyorum:

Allah"a ortak koşmayı ve kibirlenmeyi yasaklıyorum.

"Lâ ilâhe illâllâh" demeyi emrediyorum. Çünkü gökler yer ve bu ikisi arasında bulunanlar bir kefeye, lâ ilâhe illâllâh diğer kefeye konsa onlardan ağır gelir. Gökler ve yer bir halka olsalar da lâ ilâhe illâllâh onların üzerlerine konsa, onları çatlatır ya da kırar.

Size "sübhânallâhi ve bihamdihî" demeyi de emrediyorum. Çünkü bu her şeyin duasıdır ve her şey bununla rızıklandırılır."”

Hadislerle İslam - Diyanet Yayınları (HM7101 İbn Hanbel, II, 225)]

"sübhânallâhi ve bihamdihî" : Allah’ı hamd ile tesbîh ederim, büyük Allah’ı tesbîh ederim.

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ne der?[]

Yunanlılar Ayanataca derler.Tarihçi Yenvan ve Lâtin tarihçisi Ban 'ın rivayetine göre ilk yapıcını iskender'in hocası Ayanataca'dır.Bu hekim(bilge) öyle değerli bir üstad idi ki,onun blgi kuvvetiyleİskender , tâ Belh , Buhâra , İran , Turan ve Türkistan vilayetlerini zaptedip, ulu pâdişah olan İran Şahı Dârâ 'yı ehil ve âyâliyle esir etti. Hekim Ayanataca ; yıldız ilmi kuvvetiyle

"Benim bu inci Ayanataca (Usturumca ) şehrini,709 târihinde Muhemediler alalar,Murad Bey adında Osmanoğlu hükmünde olacaktır. Ama o dahi bizim elimizde şehit olacaktır"

diye,

Usturumca kalesinin doğu kapısı üzerine, dört köşe mermer üzerine yazarak derin bilgisini anlatmıştır.

Bu yazının altı üç satır Türkçe üstünü üç satır Rumca olduğundan (üstü Rumca ) adı buradan kalmıştır.

Târihçi Yenvan 'a göre bu hekimin (İskender'in bilginin) yazdığı Türkçe yazı iki bin seneliktir.

Demek iki bin sene evvel Türk dili varmış.

Hakikatte bu hakir kul, Deşt-i kıpçak 'ta Heyman sahranında, Dağistan ülkesinde, Elburz eteğinde Moğol , Bogol , Kalmuk , Komok kavimlerinin bulunduğu bu diyârlardâ mezar taşlarında Türkçe yazılar gördüm.

Hazreti Fettah , ya Hazreti Uzeyr , ya Hazreti Yunus gibi...

Hattâ Türk kavmi, Değistan , Velziki ve yukarıda yazılan kavimler Resulü ekremin bir mektubu üzerine müslümanlığı kabul etmişlerdir ki, nice yüzyıl evvel Türkçe konuşurlardı. Hattâ (elif lâm mim gulibetirrum ..)âyeti kerimesinin tefsirin de derlerken Hazreti Nuh ile gemiye giren Hoşenk Şah ve değerleri Türkçe konuşurlar Mısır kavmından köhn Kalmon ve Mihrayim (Yâ Nuh,bu nasıl dildir?) derler.

Hazreti Nuh şu cevabı verir:

' Bu lisan sahibi onlardır ki, yeryüzünü onlar tamamen ellerine geçireceklerdir.'

Nihayet bu Usturumca şehrini,Rum tekfurunun elinden Hüdavendigâr Gazi fetheyleyip, kale kapısındaki yazıları görünce (Üstü Rumca) kalesi diye ad koyarlar. Sonra Türkçe yazıyı Murad Gazi 'ye gösterirler. Murad Han (Elhamdülilah kalenin fethi, yazılan târihte bu hâkir Murad'a müyesser oldu. Ama elhamdülilah sıhatteyim, şehit olmadım. Her müneccim yalancıdır. Gaybi Allahtan kimse bilmez) buyurdu.

Ama hakikaten Sultan Murad Gazi Kosova cenginin sonunda Miloş Koblaki adlı kefere tarafından şehit edildi. Murad Gazinin kalbi Kosova'da gömüldü. Cesedi de Bursa 'da eski kaplıca türbesine gömüldü.

O zamandan beri, pâdişah huzuruna girecek elçilerin iki koluna, Çarpıcılar kethüdâları yapışarak girerler ve pâdişahın yen ini öptürürler.

Usturumca, 150 akçe ile kazadır. Şeyhülislâmı , Nakibüleşrafı, Sipahi kethüda-yeri, yeniçeri serdârı, şehir voyvodası , muhtesibi, bacdarı vardır. Bulgar Martolos kefere neferleri vardır.

Kalesinin şekilleri: Etrafı iki bin üç yüz adım, beşgen şeklinde, ama şimdi tamamen harap olmuş bir kaledir.

Üç kapısı vardır. EÇS/13/26


Advertisement