Birinci Dünya Savaşında Anadolu'nun Durumu ve Kurtuluş Çareleri[]
Samsun'a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş[]
1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir :
Osmanlı Devleti 'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı 'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa 'nın başkanlığındaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...
İtilâf Devletleri, ateşkes anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul' da. Adana iIi Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalyan askerî birlikleri, Merzifon ve Samsun 'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da, İtilâl Devletleri'nin uygun bulması ile Yunan ordusuda İzmir'e çıkartılıyor.
Bundan başka, memleketin her tarafında Hristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar.
Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgelerle iyice anlaşılmıştır ki, İstanbul Rum Patrikhanesi'nde kurulan Mavri Mira Hey'eti illerde çeteler kurmak ve idare etmek, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Kızılhaç'ı ve Resmî Göçmenler Komisyonu , Mavri Mira Hey'eti'nin çalışmalarını kolaylaştırmakla görevli. Mavri Mira Hey'eti tarafını,olan yönetilen Rum okullarının izni teşkilâtları, yirmi yaşından yukarı gençleri de içine almak üzere her yerde kuruluşunu tamamlıyor.
Ermeni Patriği Zazen Efendi de, Mavri Mira Hey'eti ile birlikte çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tıpkı Rum hazırlığı gibi ilerliyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde örgütlenmiş olan ve 4 İstanbul'daki merkeze bağlı bulunan Pontus Cemiyeti hiç bir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor.
Bunlara Karşı Düşünülen Kurtuluş Çareleri[]
Durumun dehşet ve korkunçluğu karşısında, her yerde, her bölgede birtakım kimseler tarafından kurtuluş çareleri düşünülmeye başlanmıştı. Bu düşünce ile yapılan teşebbüsler birtakım kuruluşlarıdoğurdu. Örnek olarak, Edirne ve çevresinde Trakya - Paşaeli adıyla bir dernek vardı. Doğuda Erzurum'da ve Elâzığ'da Rele genel merkezi İstanbul'da olmak üzere Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i hukuk-ı Milliye Cemiyeti kurulmuştu. Trabzon'da Muhafaza-i Hukukadında bir dernek bulunduğu gibi, İstanbul'da da Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti vardı. Bu dernek merkezinin gönderdiği temsilcilerle, Of ilçesinde ve Rize sancağında da şubeler açılmıştı.
İzmir'in işgal edileceği konusunda Mayısın on üçünden beri açıktan belirtiler görmüş olan İzmir'deki bazı genç vatanseverler, ayın 14/15'inci gecesi, kendi aralarında bu acıklı durumla ilgili görüşmeler yapmışlar; bir oldubittiye geldiğine şüphe kalmayan Yunan işgalinin ilhakla sonuçlanmasına engel olma kararında birleşerek, Redd-i İlhak ilkesini ortaya atmışlardır. Aynı gece, bu ilkenin yaygınlaştırılmasını sağlamak üzere İzmir'de Yahudi Maşatlığı'na toplanabilen halk tarafından bir gösteri toplantısı yapılmışsa da, ertesi gün sabahleyin Yunan askerlerinin rıhtımda görülmesiyle, bu teşebbüsten beklendiği ölçüde sonuç alınamamıştır.
Milli Kuruluşlar Siyasi Amaç ve Hedefleri[]
Bu derneklerin kuruluş amaçları ve siyasî hedefleri hakkında kısaca bilgi vermek uygun olur görüşündeyim.
Trakya Paşaeli Cemiyeti'nin ileri gelenlerinden bazıları ile daha İstanbul'da iken görüşmüştüm. Bunlar, Osmanlı Devleti'nin çökeceğini çok kuvvetli bir ihtimal olarak görüyorlardı. Osmanlı vatanının parçalanma tehlikesi karşısında, Trakya'yı, mümkün olursa, buna Batı Trakya'yı da ekleyerek ve bir bütün olarak İslâm ve Türk topluluğu halinde kurtarmayı düşünüyorlardı. Fakat bu amacı gerçekleştirmek üzere ogün için akıllarına gelen tek çare, İngiltere'nin, bu mümkün olmazsa, Fransa'nın yardımını sağlamaktı. Bu maksatla bazı yabancı devlet adamları ile temas kurma ve görüşme imkânları da aramışlardı. Amaçlarının bir Trakya Cuınhuriyeti kurmak olduğu anlaşılıyordu.
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluş amacı da (tüzüklerinin 2. maddesi), Doğu illerinde oturan bütün halkın dinî ve siyasî haklarının serbestçe kullanılmasını sağlayacak meşru yollara başvurmak, bu illerdeki müslüman halkın tarihî ve millî haklarını gerektiğinde medeniyet dünyası karşısında savunmak, Doğu illerinde yapılan zulüm ve cinayetlerin sebepleri ile bunları işleyenler ve sebep olanlar hakkında tarafsız soruşturma yapılarak suçluların sür'atle cezalandırılmalarını istemek. Yerli halk ile azınlıklar arasındaki anlaşmazlığın giderilmesine ve eskiden olduğu gibi iyi ilişkilerin sağlamlaştırılmasına gayret etmek, savaş durumunun Doğu illerinde yarattığı yıkım ve yoksulluğa, hükûmet nezdinde teşebbüslerde bulunarak elden geldiğince çare aramaktan ibaretti.
İstanbul'daki yönetim merkezinden verilmiş olan bu direktife uygun olarak, Erzurum şubesi, Doğu illerinde Türk'ün haklarını korumakla birlikte, Ermeni göçü sırasında görülen kötü davranışlarla halkın hiçbir ilgisi bulunmadığını, Ermeni mallarının Rus istilâsına kadar korunduğunu, buna karşılık müslümanlara pek gaddarca davranıldığını; hattâ verilen emre aykırı olarak, göçten alıkonan bazı Ermenilerin koruyucularına karşı yaptıkları kötülükleri, güvenilir belgelerle medeniyet dünyasına duyurmaya ve Doğu illerine dikilmiş olan hırs yüklü bakışları hükümsüz bırakacak çalışmalar yapmaya karar veriyor (Erzurum şubesinin basılı bildirisi )
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı MiIliye Cemiyeti'nin Erzurum şubesini ilk olarak kuran kimseler, Doğu illerinde yapılan propagandalar ile bunların hedeflerini, Türklük, Kürtlük - Ermenilik meselelerini bilim, teknik ve tarih açılarından inceleyip araştırdıktan sonra, ilerideki çalışmalarını şu üç noktada topluyorlar (Erzurum şubesinin basılı raporu) :
1. Kesinlikle göç etmemek,
2. Derhal ilmî, iktisadî ve dinî bakımlardan teşkilâtlanmak,
3. Saldırıya uğrayacak Doğu illerinin her köşesini savunmada birleşmek,
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin İstanbul'daki yönetim merkezinin, medenî ve ilmî yollara başvurarak maksada ulaşabileceği konusunda fazla iyimser olduğu anlaşılıyor. Gerçekten de bu yolda çalışmalar yapmaktan geri durmuyor. Doğu illerindeki müslüman unsurların haklarını savunmak üzere I.e Pays adında Fransızca bir gazete yayınlıyor. Hâdisât gazetesinin çıkarma hakkını alıyor. Bir yandan da İstanbul'daki İtilâf Devletleri temsilcilerine ve İtilâf Devletleri Başbakanlarına muhtıra veriyor: Avrupa'ya bir hey'et gönderme teşebbüsünde bulunuyor.
Bu açıklamalardan kolaylıkla anlaşılacağını sanırım ki, Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin kuruluşuna yol açan asıl sebep ve düşünce, Doğu illerinin Ermenistan'a verilmesi ihtimali oluyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesinin de Doğu illeri nüfusunda Ermenilerin çoğunlukta gösterilmesine ve tarihî haklar bakımından onlara öncelik tanınmasına çalışanların, ilmî ve tarihî belgelerle dünya kamuoyunu aldatmayı başarmalarına ve bir de müslüman halkın Ermenileri topluca öldüren barbarlar olduğu iftirasının bir gerçekmiş gibi kabulüne bağlı olduğu düşüncesi ağır basıyor. İşte bundan dolayıdır ki, dernek, aynı gerekçeye dayanarak ve aynı yollardan yürüyerek tarihî ve millî hakları savunmaya çalışıyor.
Karadeniz sahilindeki bölgelerde de bir Rum Pontus hükûmeti kurulacağı korkusu vardı. Müslüman halkı Rumların boyunduruğu altında bırakmayıp onların yaşama ve var olma haklarını koruma gayesiyle, bazı kimseler Trabzon'da da ayrıca bir dernek kurmuşlardı.
Merkezi İstanbul'da olan Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti'nin amacı ve siyasî hedefi adından anlaşılmaktadır. Her halde merkezden ayrılmak gayesini güdüyor.
Memleket İçinde ve İstanbul'da Milli Varlığa Düşman Kuruluşlar[]
Kurulma yolundaki bu dernekler dışında, memleket içinde daha başka birtakım dernek ve kuruluşlar da ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında Diyarbakır, Bitlis, Elâzığ illerinde, İstanbul'dan idare edilen Kürt Teali Cemiyeti vardı. Bu derneğin amacı yabancı devletlerin himâyesi altında bir Kürt devleti kurmaktı.
Konya ve dolaylarında İstanbul'dan yönetilen Tealî-i İslâm Cemiyeti'nin kurulmasına çalışılıyordu. Memleketin hemen her tarafında itilâf ve Hürriyet , Sulh ve Selâmet Cemiyetleri de vardı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti[]
İstanbul'da çeşitli maksatlarla gizli ve açık olmak üzere kurulmuş, parti veya dernek adı altında birtakım kuruluşlar da vardı.
İstanbul'da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu addan, İngilizlere dost olanların kurduğu bir dernek anlaşılmasın. Bence, bu derneği kuranlar kendi şahıslarını ve kendi çıkarlarını gözetenler ile, kendi çıkarlarının korunma çaresini Lloyd George (Loyt Corc) hükûmeti aracılığı ile İngiliz himâyesini sağlamakta arayanlardır. Bu zavallıların, İngiliz Devleti'nin Osmanlı Devleti'ni bir bütün olarak korumak ve himaye etmek isteğinde olup olamayacağını bir defa olsun dikkate alıp almadıkları, üzerinde düşünülmeye değer.
Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn ünvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte Rahip Frew (Fru) gibi İngiliz milletinden bazı macera heveslileri de vardı. Yapılan işlemlerden ve gösterilen faaliyetlerden anlaşıldığına göre, derneğin başkanı Rahip Frew idi:
Bu derneğin iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle İngiliz himâyesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliği idi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilâl çıkarmak, millî şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekte idi. Sait Molla 'nın derneğin açıktan yaptığı çalışmalarında olduğu gibi gizli çalışmalarında da ondan daha çok rol oynadığı görülecektir. Bu dernek hakkında söylediklerim, sırası geldikçe yapacağım açıklamalar ve gereğinde göstereceğim belgelerle daha kolay anlaşılacaktır.
Misak-ı Milli Hazırlanıyor[]
- Misak-ı Milli hazırlanıyor
- Milli ülkü ve milli teşkilatın kısa bir zamanda sağladığı şeref ve varlığı küçümseyenler
- Ankara'da toplanma düşüncesi
- Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın işten uzaklaştırılması teklifi karşısında Ali Rıza Paşa Kabinesi
- Anadolu'da bulunan yabancı subayların tutklanması kararı
- Meclis-i Meb'usan Başkanı seçilmem sakıncalı görülüyor
- Hükümeti mutlaka düşürmek ve kesin mücadele durumuna geçmek gereği
- Ali Rıza Paşa ve kabinesinin iç yüzü
- Aldatıcı söz vermeler, ağır iftiralar
- Milli bir kabine kurulmasının imkansızlığı
- Kuva-yı Milliye'nin mücadeleye devamı konusunda kamuoyunun yoklanması
- Olayların akışına ayak uyduramazdık
- Akbaş Cephaneliği ve Köprülü Hamdi Bey
- Anzavur'un milli cephelerimizi arkadan vurma teşebbüsü
- Ali Rıza Paşa Kabinesi'nin istifası
- Padişah işin gidiş ve durumuna göre birisini sadrazamlığa seçeceğim diyor
- Beni hükümet işlerine karıştırmaktan menetmek isteyenler benden etkili tedbirler bekliyor
- Salih Paşa sadrazam oluyor
- Trakya'da Cafer Tayyar Bey'in tutuğu yanlış yol
- Karakol Cemiyeti İstanbul'da teşkilatını genişletmeye çalışıyor
- İstanbul'daki Kuva-yı Milliye Başkanları'nın tutuklanması hakkında Londra'dan gelen emir
- İstanbul'un işgali
- Manastır'lı Hamdi Efendi
- İtilaf Kuvvetlerinin telgrafla memlekete yapmak istedikleri resmi tebliğ
- Yabancı devletlere yaptığım protesto
- Millete yayınladığım bildiri
- Olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanma kararı
- Celalettin Arif Bey'le görüş ayrılığı
- Celalettin Arif Bey Meclis-i Meb'usan Başkanlığı'nı bırakmıyor
- Seçimler sırasında bazı yerlerdeki büyük hükümet memurlarının çıkardığı güçlükler
- Samsun'daki subaylar arasında sözde Padişah tarftarlığı varmış
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toplanması[]
- Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıyor
- Türk milletinin takip etmesi gereken siyasi ilke: Milli Siyaset
- Hükümetin kurulması
- Milli hakimiyet temeline dayanan halk hükumeti: Cumhuriyet
- Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başkanlığı'na beni seçti
- Bakanlar Kurulu'nun kurulması
- Hıyanet-i Vataniye Kanunu ve İstiklal Mahkemeleri kurulması
İç isyanlar ve Doğu cephesindeki gelişmeler[]
- İç İsyanlar
- Anzavur ve Düzce isyanları
- Hilafet Ordusu
- Yenihan, Yozgat ve Boğazlıyan isyanları
- Güney sınırımızda geçen olaylar
- Konya isyanı
- Savaş cephelerinin durumu
- İstanbul Ankara ile temas arıyor ve bu teması Nurettin Paşa sağlamaya çalışıyor
- Nurettin Paşa Ankara'da
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin dışişleri konusunda verdiği ilk karar: Moskova'ya bir heyet gönderilmesi
- Yunanlıların ilk genel taarruzu
- Yunan taarruzu karşısında milli cephelerin bozulması üzerine Meclis'te şiddetli hücüm ve eleştiriler
- Ciddi bir askerî teşkilat kurabilmek ve bunda başarı sağlayabilmek için zaman şarttır
- Yeşilordu
- Çerkez Ethem ve kardeşlerinin ilk defa dikkati çekmeye başlayan bazı tavır ve davranışları
- Celalettin, Arif, Hüseyin Avni Beylerin Erzurum'a gidişi ve orada ortaya attıkları meseleler
- Celalettin Arif Bey'in geniş yetkiyle Doğu illeri valiliğine atanması isteniyor
- Celalettin Arif Bey kendi kendine Erzurum Vali Vekili oluyor
- Doğu Cephesinde Ermenistan'a taarruz kararı verdiğimiz sırada Celalettin Arif Bey'in ültimatomu
- Celalettin Arif Bey'in ültimatomu
- Kahraman Erzurum halkının bana açtığı dost kucağını kötüye kullanabileceğine asla ihtimal veremedim
- Doğu cephemizde Ermenilerle savaş başlıyor
- Ordularımızın üstsubay ve subayları hakkında bilinen bir gerçek
- Milli hükümetimizin yaptığı ilk antlaşma: Gümrü Antlaşması
- Trakya'daki durum
- Trakya'daki Kolordumuzun askerliğin gereklerini ve vatanseverlik namusunu yerine getirememesinin tek sorumlusu Cafer Tayyar Paşa'dır
- İkinci Konya isyanı
- "Ordudan fayda yoktur" sözleri ve Batı Cephesi Komutanı'nın taarruz teklifi
Düzenli orduya geçme kararı[]
- Gediz taarruzu
- Çerkez Ethem ve kardeşlerinin çıkardığı dedikodular
- Meclis'te görülen aykırı eğilimler ve Nazım Bey'in İçişleri Bakanlığı'na seçilmesi karşısında benimsediğim tutum
- Milletvekillerini seçerken çok dikkatli ve titiz olmalıdır
- Ali Fuat Paşa'nın Moskova Büyükelçiliği'ne atanması ve cephenin ikiye ayrılması kararı
- Sür'atle düzenli ordu ve büyük süvari birlikleri kurma ve düzensiz teşkilat fikir ve siyasetini yıkma kararı
İstanbul hükümetinin Ankara ile temas arayışları[]
- Görünüşte bizim için yumuşak sanılan bir politika ile, bizi içten yıkma teşebbüsü
- İstanbul'da iktidar mevkiine getirilen Tevfik Paşa Kabinesi Ankara ile temas arıyor
- Bilecik Görüşmesi kararlaştırılıyor
- Ethem ve Tevfik kardeşlerin muhalefete geçmesi
- Tevfik Cephe Komutanı'nı tanımıyor
- Ethem ve Tevfik kardeşlerle kendileri gibi düşünen bazı arkadaşlarının milli hükümete isyanı
- Bilecik Görüşmesi
- İzzet ve Salih Paşalar Ankara'da
Batı cephesindeki gelişmeler ve Birinci İnönü zaferi[]
- Ethem ve kardeşleri zaman kazanmak için bizi yanıltmaya çalışıyorlardı
- Çerkez Ethem hükümetin kanunlarını tanımıyor
- Demirci Efe de harekete geçiyor
- Reşit orduyu yanıltmaya çalışıyor
- Çerkez Ethem'e bir nasihat heyeti gönderiliyor
- Asi Ethem ve kardeşlerine karşı fiili harekata geçilmesini emrettim
- Ethem ve kardeşleri kuvvetleriyle birlikte düşman saflarında müstehak oldukları yeri aldılar
- Birinci İnönü Zaferi
- Düşmanla işbirliği yapan Manisa Milletvekili Reşit Bey'in milletvekilliğinin kaldırılması kararı
- Ethem ve Kardeşleri canlarını Refet Paşa'ya borçludur
- İzzet ve Salih Paşalar Ankara'dan memnun görünmüyorlar, ille payitahta gitmek istiyorlardı
- Sadrazam Tevfik Paşa benimle temas kuruyor
- Tevfik Paşa'ya verdiğim resmi ve özel cevaplar
- Tevfik Paşa ve arkadaşları Anadolu'yu İstanbul Hükümeti'ne bağlamaya çalışıyorlar
- Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun temel maddelerini Tevfik Paşa'ya bildirdim
- İlk Teşkilat-ı Esasiye Kanunumuzun tarihçesi
- Hilafet ve Saltanat konuları üzerine Türkiye Büyük Meclisi'nde yaptığım açıklamalar
Londra konferansı ve İkinci İnönü zaferi[]
- Londra Konferansı'na katılacak olan delegeler doğrudan doğruya milli iradeyi temsil eden
- Büyük Millet Meclisi'nce seçilmelidir
- Tevfik Paşa yeminle bağlı olduğu Kanun-ı Esasi'ye sadakatten ayrılamıyor
- Osmanlı devlet adamlarının belirgin özellikleri
- Tevfik Paşa'nın teklifleri karşısında Büyük Millet Meclisi'nin kararı
- Londra Konferansı'na katılmamız
- Delegeler daha yolda iken başlayan Yunan taarruzu
- İkinci İnönü Zaferi ve İsmet Paşa'nın Metristepe'de gördüğü durum
- Güney Cephesi'ndeki harekat
- Yunan ordusunun genel taarruz planında pek göze çarpan bir yanılma
- Refet Paşa kendisi yenildiği halde düşmanı yenilmiş sayıyordu
- Refet Paşa Türk ordusuna Başkomutan olmak istiyordu
- Londra Konferansı'ndan dönen Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey'in imzaladığı sözleşmeler
- Bekir Sami ne olursa olsun barış yapmak istiyordu
- Mecliste belirmeye başlayan siyasi gruplar
- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun kurulması
- Hoca Raif Efendi "Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti" kuruyor
- Kazım Karabekir Paşa, devlet şeklinde tarihi değişiklikler yapılacağı zaman askerî ve sivil devlet adamlarının gereği gibi görüşleri alınmalıdır
- İzzet ve Salih Paşa'ların İstanbul'da siyasal görev almayacaklarına söz vermelerine üzerine, İstanbul'a dönmelerine izin verildi
- İzzet ve Salih Paşalar sözlerinde durmadılar
- Ahmet İzzet Paşa Türk Milletine hizmet etmeyi Vahdettin'in hizmetinde olmaya tercih edemedi
- Aziz milletime tavsiyem
Sakarya meydan muharebesi ve müteakip gelişmeler[]
- Sakarya Meydan Muhaberesi
- Ordunun başına geçmemi isteyenler
- Başkomutanlığı kabul ediyorum
- Başkomutanlığıma yapılan itirazlar
- Başkomutanlığı fiili olarak üzerime aldım
- Milli vergiler emri
- Cephe karargâhına hareket
- Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır
- Bütün Türk Milletini cephede bulunan ordu kadar, duygu, düşünce ve hareket bakımından savaşla ilgilendirmeliyim
- Büyük Millet Meclisi'nce bana "Mareşal" rütbesiyle "Gazi" ünvanının verilmesi
- Fransız hükümeti ile yapılan görüşmeler ve Ankara Anlaşması
- Pontus meselesi
- Anadolu ortasında yeniden çıkan birtakım iç isyanlar
- Merkez Ordusu'nun kurulması ve Nurettin Paşa'nın Komutanlığa getirilmesi
- Malta'dan yeni dönen Bayındırlık Bakanı Rauf Bey'le Kara VAsıf Bey güdülen askerî siyaseti öğrenmek istiyorlardı
- Benim şahsen Ankara'dan uzaklaşmam isteniyordu
- İkinci Grup kuruluyor
- Ordu saflarına kadar yayılan bozgunculuk telkinleri
- Ordumuzun kararı taarruzdur
- Yeterince hazırlanmış olması gereken üç vasıta, iç ve dış cephelerimiz
- Doğu Cephesi Komutanı'nın bir görüşü
- Çeşitli devletlerle yapılan resmi ve özel temaslar
- Dünya önünde vereceğimiz imtihana hazırlanırken
- 22 Mart 1922 tarihli ateşkes anlaşması teklifi
- Ateşkes anlaşması teklifine cevap vermeye hazırlanırken alınan barış teklifi
- Başkomutanlık Kanunu'nun tarihçesi
- Memleketin yüksek çıkarları uğruna Başkomutanlık görevime devam kararı verdim
- Ordunun kıpırdanamayacağını iddia eden bir gafili alkışlayanlar
- Ordunun maddi ve manevi gücü, milli gayeyi tam bir güvenle gerçekleştirecek düzeye yükselmişti
- Muhalif grubun Meclis'teki faaliyeti
- Rauf Bey Bakanlar Kurulu Başkanı oldu
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Savaşı, Mudanya konferansı[]
- Taarruz kararı
- 1'inci Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa'nın yarattığı durum
- Taarruz planımızın ana çizgileri
- Taarruza hazırlık emri
- 26 Ağustos 1922 taarruz emri
- Başkomutan savaşı
- Ateşkes teklifi
- Ordularımız İzmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaştılar
- İtilaf Devletlerinin 23 Eylül 1922 tarihli ateşkes teklifi
- Mudanya Konferansı
Lozan barış konferansı ve Saltanatın kaldırılmasına ilişkin gelişmeler, Hilafet meselesi[]
- Barış Konferansı'na göndereceğimiz delegeler
- İsmet Paşa'nın Dışişleri Bakanlığı'na ve Delegeler Hey'eti Başkanlığına seçilmesi
- Lozan (Lausanne) Barış Konferansı'na davet
- Saltanatın kaldırılması
- Rauf Bey'in Saltanat ve Hilafet konusundaki düşüncesi
- Meclis'te Saltanatın kaldırılması görüşülürken Rauf Bey'e verdiğim rol
- Lozan Barış Konferansı'na Tevfik Paşa ve arkadaşları da katılmak istiyordu
- Çıkarlarını kirli bir tahtın çürümüş, çökmüş ayaklarına sarılmakta bulanlar
- Osmanlı Saltanatı'nın kaldırılması kararının verildiği gün, Teşkilat-ı Esasiye, Şer'iye ve Adliye komisyonlarının ortak toplantısı
- Karma Komisyon'a anlattığım gerçek
- Osmanlı Saltanatı'nın yıkılış ve göçüş merasiminin son safhası
- Hain Vahdettin bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan kaçıyor
- Asil bir milleti utanılıcak bir duruma düşüren sefil
- Abdülmecit Efendi'nin Büyük Millet Meclisi'nce Halife seçilmesi
- Abdülmecit Efendi, babasının adı dolayısıyla da olsa "Han" ünvanından vazgeçemiyor
- Halife olacak zatın sıfat ve yetkisi ne olacaktı
- Türk halkı kayıtsız ve şartsız hakimiyetine sahiptir
- Lozan Barış Konferansı
- Osmanlı Devleti'nin dünya gözünde hiçbir değeri kalmamıştı
- Halkın içinde bulunduğu psikolojiyi, düşünce eğilimlerini bir daha incelemek için halkla yakından temasa geçmek
- Milli Hakimiyet ile Hilafet makamının durumları ve ilişkileri
- Halife olan zatı ümitlendirecek bağlılık gösterileri
- Din oyunu aktörleri Halife'yi bütün İslam dünyasına hükümdar yapmak istiyorlardı
- Hilafet konusunda halkın şüphe ve endişesini gidermek için yaptığım açıklamalar
- Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda düğüm noktaları
Halk partisinin kuruluş çalışmaları, Lozan Barış Antlaşması ve müteakip gelişmeler[]
- Halk Partisi'ni kurma teşebbüsü
- Dokuz ilke ve partimizin ilk programı
- Lozan Konferansı görüşmeleri kesildi
- Lozan Konferansı görüşmeleri üzerinde Mecliste şiddetli tartışmalar
- Meclis'teki muhaliflerin çeşitli saldırı hareketleri
- "Beni vatandaşlık hakkından mahrum etmek" teklifi üzerine Mecliste yaptığım konuşma
- Teklif edilen maddedeki şartlar neden bende yoktu
- Milletin bana karşı gösterdiği sevgi ve güvenin samimi ifadeleri
- Yeniden seçim yapılması kararı
- Lozan Konferansı'nın ikinci safhası ve yeni seçimlerde milletin gösterdiği uyanıklık
- Nurettin Paşa'nın bağımsız milletvekili olma teşebbüsü ve yayınladığı hal tercümesi
- Nurettin Paşa'nın ve babası Mareşal İbrahim Paşa'nın Meşrutiyet inkılabında nasıl ve ne dereceye kadar rol oynadıkları konusundaki hatıralarım
- Hal tercümesi broşürüne göre Nurettin Paşa'nın Meşrutiyet'in ilanından sonra gördüğü hizmetler
- Irak seferinde Nurettin Paşa
- Büyük Taarruz'da Nurettin Paşa savaş meydanını dürbünle seyretmeyi tercih ediyordu
- Hal tercümesi broşürüne göre Nurettin Paşa'nın İstanbul'da ve anadolu'da gördüğü önemli işler nelerdi
- Nurettin Paşa, zaferden pay almaya en az hakkı olanlardan biridir
- Nurettin Paşa'yi ve ordusunu bizzat takip etmek ve yönetmek zorunda kaldım
- Millet ve tarih ünvan vermekte o kadar cömert değildir
- Lozan Barış Antlaşması
- Mondros Ateşkes Anlaşmasından sonra Türkiye'ye yapılan dört barış teklifi arasında bir karşılaştırma
- Türk Delegeler Hey'eti Başkanı İsmet Paşa ile Hükümet Başkanı Rauf Bey arasında çıkan anlaşmazlık
- İsmet Paşa'da, Hükümet BAşkanı Rauf Bey'e karşı güvensizlik duygusu başlamıştı
- Yunanlılardan istenen savaş tazminatından dolayı İsmet Paşa ile Hükümet arasında çıkan görüş ayrılığı ve gerginlik
- Ben, İsmet Paşa'nın görüşünü benimsedim
- Meseleyi çözüme bağlamak için bir tarafa hak vererek öbür tarafı susturma yolunu tutmadım
- Kuponlar ve imtiyazlarla ilgili yazışmalar iki tarafı yeniden sinirlendirdi
- Rauf Bey'in aradaki görüş ayrılığını, kendisi ile İsmet Paşa arasında başlı başına bir mesele sayması doğru değildir
- Rauf Bey, görüşmeleri bitirip barışı hazırlayan İsmet Paşa'nın sonuçla ilgili olarak Hükümet'in görüşünü soran telgrafına cevap vermemişti
- İsmet Paşa'ya barış antlaşması imzalamasını bildirdim
- İsmet Paşa'nın çektiği ızdırap
- Lozan Barış ANtlaşmasını hazırlayan ve imzalayanlara teşekkür ve kendilerini kutlama
- Rauf Bey kutlamak istemiyor
- Rauf Bey'in yazdığı ve yazdırdığı telgraf
- Rauf Bey, Lozan Antlaşması'nı yapan İsmet Paşa'yı kutlama vesilesiyle Mondros Ateşkes Anlaşması'nı yapan kendisini savunmaya çalışıyor
- Rauf Bey zaferler kazanmış ordunun başında Lozan'a giden zata zaferden zafere yürüyen ordunun hikayesini anlatıyor
- Rauf Bey, İsmet Paşa ile karşı karşıya gelemem, onun karşılamasında bulunamam diyor
- Rauf Bey, Devlet Başkanlığı makamının güçlendirilmesini teklif ederken ne düşünüyordu
- Memlekete ve millete kimler hizmet ederse havari onlardır
- Rauf Bey'in Hükümet Başkanlığı'ndan, Ali Fuat Paşa'nın Büyük Millet Meclisi İkinci Başkanlığı'ndan çekilmeleri
- Yeni Türkiye Devleti'nin başkenti: Ankara
- Meclis'te Fethi Bey'in başkanlığındaki Hükümet'e ve Fethi Bey'in şahsına karşı sataşmalar ve tenkitler başladı
- Uygulanması için sırasını beklediğim bir düşüncenin uygulanma zamanı gelmişti
- Fethi Bey'in Başkanlığındaki hükümet istifa ediyor
- Hükümet listeleri ve Hükümet Başkanlığı'na seçileceği tahmin edilen kimseler
- Milli hakimiyetimizi herşeye ve herkese karşı koruyalım diyen zat
- Parti Yönetim Kurulu da kesin bir hükümet listesi hazırlayamadı
Cumhuriyetin ilanı[]
- Cumhuriyet'in ilanı kararını nerede ve kimlere söyledim
- Cumhuriyet'in ilanı ile ilgili kanun tasarısını İsmet Paşa'yla birlikte hazırladık
- 29 Ekim 1923 günü Halk Partisi'nde yapılan görüşmeler
- Ben Genel Başkan olarak meselenin çözümüne memur edildim
- 28/29 Ekim gecesi hazırladığım kanun müsveddesini teklif ettim
- Hükümetimizin şekli mutlaka Cumhuriyet olacaktır
- Teklifim Parti Grubu'nda ve hemen arkasında Meclis'te görüşüldü ve "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında kabul edildi
- Türkiye Cumhurbaşkanlığı'na Türkiye Büyük Millet Meclisi oybirliği ile beni seçti
- Cumhuriyet'in ilanı üzerine milletin duyduğu genel ve samimi sevince katılmaktan çekinenler
- Rauf Bey'in Cumhuriyet'in ilanı dolayısıyla iki İstanbul gazetesine verdiği demeç
- İstanbul halkının temsilcileri Cumhuriyet'in ilanını nasıl karşılamışlardı
- Cumhuriyet'in ilanıyla boşa çıkan ümitler
- Cumhuriyet'in ilanı üzerine Halife'ye yaptırılmak istenen rol ve Halife lehine yapılan yayınlar
- Rauf Bey'in Anakara'ya gelerek birtakım propagandalarla, arkadaşları ve Parti'yi bize karşı kışkırtmaya koyulması
- Rauf Bey'in sahneye koymak istediği oyunu farkedenler tarafından bir parti toplantısında kendisinin imtihana çekilmesi
- Kazım Paşa'ya "Cumhuriyet'in ilanına engel olabilirsen memlekete büyük hizmet etmiş olursun" diyen Rauf Bey asla cumhuriyetçi olamaz
- Saltanat devrinden Cumhuriyet devrine geçiş dönemi ve bu dönemde iki ayrı görüşün çarpışması
- İsmet Paşa'nın Meclis'te Rauf Bey'e verdiği cevaplar
Hilafetin kaldırılması[]
- Hilafeti kaldırmanın zamanı da gelmişti
- Hilafet'in, Şer'iye ve Efkav Vekaleti'nin kaldırılması ve öğretimin birleştirilmesi kararı
- Hilafet makamının korunmasında dini ve siyasi mefaat ve zaruret bulunduğunu zannedenlere verdiğim cevap
Cumhuriyete karşı iç muhalefet, paşalar mücadelesi ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası olayı[]
- Başarısızlığa uğratılan büyük bir komplo
- Komploya karşı aldığımız tedbirler
- Komplo düzenleyenlerin Meclis'e ve kamuoyuna karşı ordu ile yapmak istedikleri blöf ortaya çıktı
- Kazım Karabekir Paşa'yı bir an önce Meclis'e sokmakta acele edenler yaptığımız işlemi bozmaya çalışıyorlardı
- Hükümet açıktan açığa ve karşı karşıya çarpışmayı kabul etti
- Cumhuriyet sözünü söylemeye Rauf Bey'in dili varmıyordu
- Meclis'te yapılan görüşmelerin muhalif basındaki yankıları
- Meclis'teki gensoru görüşmelerinin son günü
- Rıza Nur Bey'in Arnavutları Türklüğe karşı ayaklandırmaya çalışanlardan biri olduğu anlaşıldı
- Büyük Millet Meclisi'nin İsmet Paşa Kabinesi'ne güven oyu vermesi muhalif kalem sahiplerine daha neler yazdırdı
- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve en hain kafaların eseri olan programı
- Cumhuriyet düşmanlarının son alçakca teşebbüsleri
- Memlekette huzur ve güvenliği sağlamak için uygulanan olağanüstü tedbirlerin iyi sonuçları
Türk Gençliğine Hitabe[]
Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.
Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu, 'Türk gençliğine emanet ediyorum.
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Rapor[]
5 Ocak 1983 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü�de Sayın Cumhurbaşkanı�ın Başkanlığında toplanan Milli Komite�in aldığı kararlardan 7�cisinde «Atatürk�n Büyük Nutuk�nun», herkesin anlayacağı bugünkü yazı diline çevrilerek basımı uygun görülmüş, ancak redaksiyon için yeniden teşkil edilecek inceleme hey�tine genç öğrencilerden iki kişinin de katılması enıredilmiştir.
Bu karar doğrultusunda, bağlı oldukları kurum ve kuruluşları temsil etmek üzere; Milli Eğitim Bakanlığı�dan Talim ve Terbiye Kumlu Üyesi M. Akif Öncül, Gnkur. ATASE Başkanlığı�dan Emekli Kur. Alb. Nusret Baycan, Türk Tarih Kurumu�dan İsmet Parmaksızoğlu, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Korkmaz (Nutuk� yazı diline çeviren), Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalı�dan Araştırma Görevlisi Sema Barutçu ve Araştırma Görevlisi Dilek Elçin (gençliğin temsilcileri), Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği�den Arşiv Uzmanı Hüsamettin Ünsal ile Kutlama Koordinasyon Kurulu�dan Genel Sekreter Em. Gnl. Sadri Karakoyunlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Tarih Öğretmeni Emekli Öğretmen Alb. Ismet Gönülal�an oluşan dokuz kişilik bir uzmanlar hey�ti Nutuk�n «İnceleme ve Redaksiyon Hey�ti» olarak 25 Ocak 1983 tarihinden 28 Şubat 1983 tarihine kadar Kutlama Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliğinde (T.B.M.M.) toplanarak çalışmalarını sürdürmüştür.
Bu çalışmalarda esas olarak aşağıdaki görüş ve düşüncelere varılmıştır:
1 �İnceleme için, Nutuk�n 1927 tarihli baskısı esas alınmıştır. Daha önce Kutlama Koordinasyon Kumlu Başkanlığınca bu iş için görevlendirilen Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Dili Profesörü Dr. Zeynep Korkmaz�n yapmış olduğu başarılı metin çevirisi ile Kutlama Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliğince hazırlanmış olan belgeler cildi yeniden baştan sona kadar dikkatli bir incelemeye tabi tutulrnuştur.
2 �Nutuk�a kullanılan dili, taşıdığı yapı ve üslüp özelliklerini koruyarak bugünkü Türkçeye aktarmak oldukça zordur. Eski yazı diliyle günümüz Türkçesi arasında birtakım ifade ve üslüp ayrılıkları vardır.
Bu bakımdan eserin çeviricisi de, redaksiyon heyetimiz de Nutuk�n aslındaki fikir yapısının, tarihi deyimlerin, üslüp özelliklerinin ve akıcılığın kaybedilmemesi için elden gelen titizliği göstermiştir.
3 �«Milli Komite»nin belirtilen kararı gereğince, hey�te katılan Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalından iki genç araştırma görevlisinin redaksiyondaki katkıları bugünkü gençliğin Nutuk� daha iyi anlayabilecek bir seviyede olmasını sağlamıştır.
4 �Atatürk�n büyük bir duyarlıkla yazmış olduğu «Gençliğe Hitabesi», «Nutuk» muhteviyatının bir özeti ve büyük Atatürk�n Türkiye Cumhuriyetini Türk Gençliğine emanet ettiği bir vasiyet niteliğini taşıdığından, bu bölüm eserde olduğu gibi bırakılmıştır.
5 �Bir aydan fazla süren okuma ve inceleme ile metin ve belgeler cildi dikkatle gözden geçirilerek ve yazarlarının da oluru alınarak gerekli bazı düzeltmeler yapılmıştır. Ancak, birinci ve ikinci cilt ile belgelerden oluşan ve hey�timizce yer yer düzeltmelerden geçirilen üçüncü cilt, ayrı ayrı şahıslar tarafından hazırlanmış olduğundan, her üç cilt arasında bir dil ve üslüp birliğinin sağlanabilmesi için üçüncü cildin baskı sırasında bir kere de Prof. Dr. Zeynep Korkmaz tarafından gözden geçirilmesı uygun görülmüştür.
6 �Milli Komitenin emirleri gereği, bu baskı için, 1927 baskısının mizanpajı gözönüne alınmıştır. Buna göre metin bölümünde geçen haritalarla, Milli Mücadelenin başlangıcından sonuna kadar sürdürülen askeri harekat safhalarını gösteren krokiler, uygun şekilde sıralanmış olup metin kısımlarının l�ci ve 2�ci eiltlerinin sonuna ilave edilmiştir.
Haritalar
a) 19 Mayıs 1919 daki Osmanlı Ordusu�un konuş durumu,
b) Sevr Antlaşması�a göre Osmanlı Devleti�in parçalanması, (Bu iki harita l�nci cildin sonuna konulacaktır.)
c) Askeri harekata ait krokiler
(1) Inönü Muharebeleri�de iki tarafın durumu,
(2) Sakarya Meydan Muharebesi (genel durum),
(3) Büyük Taarruz (iki tarafın 25 Ağustos akşamki durumu),
(4) Başkumandan Meydan Muharebesi (30 Ağustos 1922)
7 � Türkiye Haritası (Bu harita ve krokiler 2�ci cildin sonuna konulacaktır.)
8 �Resimler
a) Atatürk�n 1927 baskılı «Nutuk»undaki imzalı portresi (Bu resim l�ci cildin baş tarafına konulacaktır.)
b) Büyük Millet Meclisi�de Nutuk�ınu söylerken,
(Bu resim 2�ci cildin baş tarafına konulacaktır.)
c) Büyük Millet Meclisi üyeleri Nutuk� dinlerken (2 nci cilt�e uygun yere konulacaktır.)
d) Atatürk Kocatepe�e (Büyük Taarruz sabahı) (2�ci ciltte uygun yere konulacaktır.)
9 �Bugünkü yazı diline çevrilmiş olan metin, belgeler, harita ve krokilerle, ilgili resimlerden oluşan Nutuk muhteviyatının, hey�timizin oy birliği ile aldığı kararla basılabilir ve nesiller boyu yararlanılabilir bir durumda olduğu takdirlerinize arz olunmuştur. Bunun dışında hey�timizin, tavsiye mahiyetinde gördüğü diğer hususlar aşağıda arz ve teklife şayan görülmüştür.
a) Nutuk, Milli Komite�in direktifinde belirtildiği üzere, ilk defasında yirmi beş bin nüsha olarak basılacaktır.
Heyetimiz tarafından Nutuk�n daha çok sayıda basılarak, yalnız Harp Okulu öğrencilerine değil, bütün üniversite ve hatta lise öğrencilerine daha ucuz bir fiyatla verilmesi, köy odaları ve köy kitaplıkları dahil bütün kitaplıklara dağıtımının yapılması uygun görülmüştür. Yeni basımlar için mali kaynak olarak, Milli Eğitim Vakfı, Spor Toto, Milli Piyango, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Bankalar Birliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı fonlarından yararlanılması mümkün ve faydalı görülmektedir.
b) Bugüne kadar Atatürk�n büyük Nuttık� kırk bir defa basılmıştır. Bunun son on baskısından ikisi 1981 yılında (100. Yılda), Milli Eğitim, Kültür ve Turizm Bakanlıkları tarafından gerçekleştirilmiş, bunun dışındakiler ise çeşitli kurum ve kuruluşlar ve şahıslar tarafından bastırılmıştır. Ancak bir çoğu, gerektiği biçimde incelenmeden eksik ve yanlışlarla çıkarılmıştır.
Nutuk�n bundan sonra yapılacak baskılarında, Prof. Dr. Zeynep Korkmaz ve Kutlama Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliğince hazırlanmış olan bu nüshanın esas alınmasının ve eserin satışından elde edilecek gelirin Anayasanın 134�cü maddesinde kurulacağı hükme bağlanan kuruluşlara irat olarak aktarılmasının uygun olacağı görüşüne varılmıştır.
10 �Türkiye Cumhuriyeti�in kurucusu Atatürk�n bu eserinin devletimizin kuruluş felsefesini ve Cumhuriyetimizin esaslarını oluşturduğu gerçeğinden hareketle bir Devlet Kitabı olarak nitelendirilmesi ve bunun Sayın Başbakanlıkça daha önce yapıldığı gibi Almanca, Ingilizce,
Fransızca ve Arapçaya tercüme ettirilerek bastırılmasının sağlanması arz ve teklif olunur.
İşbu rapor Hey�timiz tarafmdan düzenlenmiş ve okunarak imza edilmiştir.
1 Mart 1983
Sadri Karakoyunlu -Kutlama Koord. Kurulu -Genel Sekreteri
Hüsamettin Ünsal - Cumhurbaşkanlığı - Gen. Sek. Temsilcisi
Zeynep Korkmaz - D.T.C. Fak. Öğr. Üyesi (Prof. Dr., Nutuk'un Çeviricisi)
Nusret Baycan - Gnkur. Atase Bşk. Temsilcisi
M. Akif Öncül - Milli Eğitim Bakanlığı Temsilcisi
Ismet Parmaksızoğlu - Türk Tarih Kurumu Temsilcisi
Ismet Gönülal -Kut. Koord. Kurulu Gen. Sek. Yard.
Sema Barutçu D.T.C. Fakültesi Temsilcisi
Dilek Elçin D.T.C. Fakültesi Temsilcisi