Yenişehir Wiki
Advertisement
Disambig Bakınız: Türk Musikisi , Bestekârlar , Türk musikisi bestekârları , Klasik Türk musikisi bestekârları , Kadim Türk musikisi bestekârları , Selçuki Türk musikisi bestekârları , Osmani Türk musikisi bestekârları , Cumhuriyet Devri Türk musikisi bestekârları , Türkiye dışındaki Türk musikisi bestekârları , Türki Devletlerde Türk musikisi bestekârları

Rıfat Bey, 1820 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Sultan II. Mahmud döneminin ünlü tanburîlerinden Keçi (Şirin) Ârif Ağa, annesi Dede Efendi’nin büyük kızı Hatice Hanımdır. Dede Efendi’nin torunu, Ârif Ağa’nın oğlu olması nedeni ile çok küçük yaşta Enderûn’a alındı. Enderûn meşkhânesinde çağının ünlü hocalarından ders alarak ses sanatımızın bütün inceliklerini öğrendi. Kendisinden on bir yaş küçük olan Hacı Ârif Bey’le aynı sıralarda arkadaşlık yaptı. Bu iki büyük sanatkâr arasında kıskançlık ve rekabet gibi nedenlerle, bazı üzücü olayların olduğu söylenir.

Enderûn’un belli hiyerarşik düzeni içinde düzenli bir şekilde terfi ederek miralaylık(albaylık) rütbesine kadar yükseldi. Sultan II. Mahmud’dan başlayarak beş padişah dönemi yaşadı. Musahiblik, müezzinbaşılık, Enderûn hocalığı, serhanendelik gibi görevlerde bulundu. Mızıka-i Humayûn kurulduktan sonra Türk Mûsikîsi bölümünde müdürlük yaptı. 1888 yılında ölen Rıfat Bey’in mezarının yeri bilinmemektedir.

Çok güzel bir ses fiziğine sahip olan ve güzel bir uslûbla okuyan bu değerli bestekâr, yaşadığı dönemin en usta hanendesiydi. Mevlevilik tarikatine girerek dinî mûsikî kültürünü geliştirdi. Buradan aldığı feyz ve ilhamın etkisiyle Ferahnâk ve Nev’eser makamlarında iki Mevlevî Âyini besteledi. Dinî mûsikîmizin diğer formlarından olan tevşih ve ilâhiler de bestelemiştir.

XIX. yüzyılın sonlarına doğru geniş bir ilgi görmeğe başlayan şarkı bestekârlığında Rıfat Bey’in önemli bir yeri vardır. Mûsikîmizin geleneksel kurallarına uymak ve büyük formda eser vermekle birlikte, Hacı Ârif Bey’den sonra bu formu geliştirenlerin başında gelir. Pek güzel şarkılar bestelemesine rağmen bunların çoğu unutulmuştur. Muhayyer-kürdi makamını tertip eden de Rıfat Bey’dir. Çok öğrenci yetiştirmiş, bildiğini isteyen herkese öğretmekten çekinmemiştir. Bestekâr Leylâ Hanım’ın bile, onu yaşlılığında ziyaret ederek birkaç şarkısını geçtiğini , Leylâ Hanım’ın oğlu Razi Bey nakletmiştir.

Bugün elimizde âyin, tevşih, ilâhi, beste, semâi, şarkı, köçekçe olarak ikiyüz elli eseri vardır. Bu eserler sözlü mûsikî eserlerimizin en seçkin eserleri arasındadır.

Advertisement