Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Rahîm (Arapça الرحيم), İslam'da bir kavram olan ve Kur'an'da geçen Allah'ın 99 adından biridir.

Rahîm

Anlamı[]

Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere (âhirette) merhamet eden, onları koruyan, onlara acıyan demektir.

İslam Dînine Göre Rahîm[]

"Merhamet edici" anlamında bir isimdir. Allah'ın sıfat ismi olmayıp, Allah'tan başka varlıklara da verilebilen bir isimdir. Bu iki sıfat, "Rahmet" mastarından türemiş olmakla berâber aralarında ifâde ettikleri anlam bakımından farklar vardır. Rahman ve Rahîm arasındaki bu farkları şu şekilde belirtmek mümkündür:

  1. Rahman sıfatı; daha ziyâde ezelle; Rahîm sıfatı ise daha çok edeble ilgilidir. Rahman sıfatı bütün insanları; Rahîm sıfatı ise yalnız inananları kapsar.
  2. Rahman sıfatı; hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın varlıkları yaratmak, meydana getirmek, onların çalışıp çalışmadıklarına bakmadan sayısız nimetlerle nimetlendirmek anlamına gelirken; Rahîm sıfatı Allah'ın emirleri doğrultusunda çalışanlara, çalıştıklarının karşılığını vermek anlamına gelmektedir.
  3. Rahman sıfatı; ümitsizliğe, karamsarlığa imkân bırakmayan kesin bir ümit ve ezelî bir yardım ifâde eder. Rahîm sıfatı ise, yapılacak işlerin Allah tarafından ödüllendirileceğini ifâde etmektedir. Bu nedenle Rahman sıfatının ifâde ettiği anlamda inanan ve inanmayan eşit tutulup ayırım yapılmamış; Rahîm sıfatının belirttiği anlamda ise, inanan ve inanmayan açık bir farkla ayrılmışlardır.

Adın geçtiği Kur'an âyetleri[]

Allah'ın bu adı şu Kur'an âyetlerinde geçmektedir:

  • (1:3]) O Rahmân ve Rahim,
  • (17:110) (Sen onlara) de ki: İster "Allah" deyin, ister "Rahmân" deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç.
  • (19:58) İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh'la beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidâyete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)'ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.
  • (21:112) (Peygamber şöyle) dedi: "Ey Rabbim! Aramızda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân'dır ki, isnad ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak O'dur. "
  • (27:30) "Mektup Süleyman'dandır, Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla (başlamakta)dır. "
  • (36:52) Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.
  • (50:33) (50:32 ile birlikte) Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riâyet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
  • (55:1) Rahmân (çok merhametli olan Allah)
  • (59:22) O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O; esirgeyen, bağışlayandır.
  • (78:38) O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

Dış bağlantılar[]

Allah'ın güzel isimleri


16620563070071765530046

Hz Ali Celcelutiyesinde Efendimizi (sav) ve onda cem olan Tevbe suresinin son iki ayetinde geçen Esma-i Hüsnayı vesile yaparak dua ve münacaat etmesi, yani efendimiz olmadan dua olmaz, demesi. Adın ile yazdım adını

Esmaül_hüsna,_Dini,_din,_İslam,_Türkiye,

Esmaül hüsna, Dini, din, İslam, Türkiye,

Asmaul_Husna_"99_Names_of_Allah"(Official_Video_Original_HD)_Mustafa_Özcan_Günesdogdu

Asmaul Husna "99 Names of Allah"(Official Video Original HD) Mustafa Özcan Günesdogdu

Bakınız

Şablon:Esmaulhusnabakınız
d
{{Esmaulhusnabakınız}}


Allah Allah'ın isimleri
Allah'ın 99 ismi Esmaü'l-Hüsnâ Allah'ın isimlerinin sırları Neden belli isimlere belli sayılarla söylenir? Allah'ın en güzel isimleri kaçar defa söylenmelidir?
El Esmâ-ül Hüsnâ Esma Hüsna
İhsa Hasen Ahsen Hasene Hasenat Hasenât Hasen hadis Ahsenülhâlikîn Ahsenülkassas Bazen hasen, ahsenden daha ahsendir
Esma-ül-Hüsna Esma-i hüsna Esma-i Hüsnâ Esmaü'l-Hüsnâ Esmai hüsna Esmai hüsnâ Esmai husnâ Esmâ-i Hüsnâ . Esma-ü Hüsna
Bismillah Besmele
İsm-i Azam Ferdun Hayyun Kayyumun Hakemun Adlun Kuddus
(Arapça:اَلأَسْماَءُ الْحُسْنَى, El Esmâ ül Hüsnâ / En Güzel İsimler), İslam kültüründe önemli bir yer tutan, Allah'ı anmak için kullanılan isimler. Allah'ın 99 ismi Kuran'da vardır. Kuran'da sadece En Güzel İsimler olarak yer almaktadır. İfadede yer alan En Güzel İsimler insanların bildiği ve bilemiyeceği en güzel ve seçkin isim ve sıfatlar olarak anlaşılabilir.
 :'
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ ; 'Bismillâhirrahmânirrahîm'; "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla".
En güzel isimler Allah'ındır. O'na, o güzel isimleriyle seslenin (duâ edin). Ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları terkedin, onlara yaptıklarının tam karşılığı verilecektir. Âraf 7/80
'

Allah'ın 99 İsmi
İsim Arapçası Açıklama
Allah الله Var olan bütün ilahlık (tanrılık) vasıflarını Kendisinde toplayan tek İlah.
Rahmân الرحمن Şefkatli.
Rahîm الرحيم Merhamet eden.
Adil العدل Adil olan.
Afüv العفو Kusurları affeden.
Âhir الآخر Tek Son kalan.
Alîm العليم Bilen.
Aliyy العلي Üstün.
Azîm العظيم Çok yüce.
Azîz العزيز En değerli.
Bâis الباعث Benzerleri arasından seçip 'ortaya çıkaran'.
Bâkî الباقي Sonsuz.
Bâri' البارئ Farklı nitelik ve niceliklerle yaratan.
Basîr البصير Gören, vâkıf olan.
Bâsit الباسط Her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan, dilediğine bolluk veren.
Bâtın الباطن Gizlilik kaynağı.
Bedî البديع Başka bir örneği olmaksızın yaratan.
Berr البَرّ İyilik kaynağı.
Câmi الجامع Dilediğini birlerştiren.
Cebbâr الجبّار Uygun gördüğünde zor kullanan.
Celîl الجليل Büyüklük ve ululuğu pek yüce olandır.Güzeller güzeli.
Dâr الضار (Kötü niyetlilere karşı) Zarar verici şeyler yaratan
Evvel الأوّل Herşeyden önce, öncelerin öncesi, başlangıçların yaratıcısı ve varlığının öncesi olmayan
Fettâh الفتّاح Kulların her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran
Gaffâr الغفّار Kullarının günâhlarını tekrar tekrar affeden ve çok bağışlayan yüce varlık
Gafûr الغفور Mağfiret eden, suçları bağışlayan, affeden.
Ganî الغني Çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan.
Habîr الخبير Haberdâr olan.
Hâdî الهادي Doğru yolu gösteren. Yaşam tarzını belirleyen.
Hâfıd الخافض Allah'ın emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları; rezil, perişan eden.
Hafîz الحفيظ Tek Koruyucu.
Hakem الحكم Doğruyu yanlıştan Hikmetle ayıran.
Hakîm الحكيم Mutlak Hüküm veren. Eşyanın yasalarını belirleyen.
Hakk الحقّ Tek Gerçek. Mutlak Hakîkat.
Hâlik الخالق Yaratıcı olan
Halîm الحليم Nezâket sahibi.
Hamîd الحميد Çok övülen, övgüye en çok layık olan.
Hasîb الحسيب Herkesin yaptıklarını tâkdir eden, yapılanları bütün ayrıntılarıyla bilip her insanı hesâba çekerek yaptığının karşılığını veren
Hayy الحيّ Hayatın tek kaynağı.
Kābid القابض Herşeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, herşeyi emri altına alıp tutan
Kādir القادر İktidarlı olan.
Kahhâr القهّار Haddi aşanları çok şiddetli kahreden.
Kaviyy القويّ Kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi olan
Kayyûm القيّوم Yarattıklarının işini çeviren, her işleneni bilen, evveli olmayan, kendi kendine yeten.
Kebîr الكبير Tek büyük.
Kerîm الكريم Cömert, kerem sâhibi; muktedirken affeden, cömertlik duygusunu veren, va'dini yerine getiren, çok ikrâm edici
Kuddûs القدّوس Her türlü hatâ, gaflet ve âcizlikten, eksiklikten uzak, mutlak kemâl sâhibi
Latîf اللطيف Detaylara hâkim olan.
Mâcid الماجد Ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsamahası bol.
Mâlik-ül Mülk مالك الملك Varlığın tek sâhibi.
Mâni المانع Engel olabilen. İmkan sınırı koyan.
Mecîd المجيد Şan, şeref, büyüklük ve kudretinden dolayı yüce olan ve güzel işlerinden dolayı da sevilip övülendir. Şeref, ancak kendi emir ve yasaklarına uymakla elde edilebilir (Hud, 11/73).
Melik الملك Mülkün tek sâhibi.
Metîn المتين Metânetli, kuvveti çok şiddetli olup hiçbir iş zor gelmeyen, pek güçlü demektir.
Mu'ahhir المؤخّر Herşeyden sonra yine var olan; O'na uymayanları zelîl edip arkada bırakan, istediğini geri koyan
Mucîb المجيب O'na yalvaranların isteklerine icâbet eden ve karşılık verendir, teklifleri bilen
Muğnî المغني Zenginliğin tek kaynağı.
Muhsin المحسن Çokça veren, sonsuz düşünülse bile herşeyin sayısını her yönüyle bilen
Muhyî المحيي Dirilten, canlandıran ve hayat veren
Muîd المعيد Yarattıklarını yok edip,sonra tekrar diriltecek olan
Muiz المعز İzzet ve ikrâm edici, şeref sâhibi
Mukaddim المقدّم Herşeyden önce olan, dilediğini öne alan; dilediğine maddî ve manevî nimetler verip yükselten, öne geçiren
Mukît المقيت Rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren.
Muksit المقسط Bütün işlerini dengeli yapan
Muktedir المقتدر Gücü herşeye yeten, herşeyi dilediği duruma getiren, kuvvet sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden
Musavvir المصور Yaratmış olduğu varlıkların şekillendiren ve durumlarını tâkdir eden
Mübdî' المبدىء Hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratan
Müheymin المهيْمن Görüp gözeten, herşeye şâhit olan, herşeyi koruması altına alan, onları muhâfaza edip saklayan
Mü'min المؤمن Îmân ve güven veren, her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran
Mümît المميت Öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan
Müntakim المنتقم Cezaları Hakkıyla uygulayan.
Müteâli المتعالِ Yüksek ve yüce varlık
Mütekebbir المتكبّر Hâkimiyet ve kudret sahibi.
Müzil المذل Lâyık olanları zillete düşüren, zelîl kılan, onları hor ve hakîr eden
Nâfi النافع Hayr ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran.
Nûr النور Nurun tek kaynağı.
Râfi الرافع Yücelten.
Rakîb الرقيب Kontrol eden.
Ra'ûf الرؤوف Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan
Reşîd الرشيد Bütün âlemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle âkıbetine ulaştıran
Rezzâk الرزّاق Bütün yaratıkların rızıklarını veren
Sabûr الصبور Çok sabırlı olan, isyankârlardan acele intikam almayan
Samed الصمد Hiçbir şeye muhtaç olmayan, tüm canlıların ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan
Şehîd الشهيد Herşeye şâhit olan, herşeyi hakkıyla gören, bilen ve muâmelesini de buna göre yapan
Şekûr الشكور Şükre lâyık olan
Selām السلام Emniyet ve güvence kaynağı.
Semî السميع İşiten, işitme duyusunun kaynağı.
Tevvâb التوّاب Tövbeleri çok kabul eden, tövbe kapısını açık tutarak tövbe etme imkânı veren
Vâcid الواجد Vârolan ve herşeyi vâreden, icâd eyleyen; varlığı kendinden olan; dilediğini istediği anda var edip yaratan
Vâhid الواحد Birliğin mutlak kendisi..
Vâlî الوالي Yardım eden, destek veren, işleri düzenleyen, yöneten
Vâris الوارث Bütün servetlerin gerçek sâhibi
Vâsi الواسع Bağışlaması bol ve rahmeti çok olan
Vedûd الودود Seven ve sevilen.
Vehhâb الوهّاب Karşılıksız veren
Vekîl الوكيل Kendisine güvenle dayanılabilecek olan.
Velî الولي Beraber, yakın olan.
Zâhir الظاهر Varlığı âşikâr olan.
Zülcelâl-i vel-İkrâm ذو الجلال والإكرام Şan ve Yücelik sahibi.

Dış bağlantılar[]

* Kur'an Ve Hadis Kaynaklı Türkçe Allah İsimleri Sayfası Allahisimleri.org * Görüntülü Esmâ-ül Hüsnâ (İngilizce ve Arapça)

Kaynakça[]

أسماء الله الحسنى Names of God in Islam

Allah'ın 99 ismi (Arapça:اَلأَسْماَءُ الْحُسْنَى, El Esmâ ül Hüsnâ / Güzel İsimler ), İslam kültüründe önemli bir yer tutan, Allah'ı anmak için kullanılan 99 adet özel isim. Allah, İslam dinindeki ilâh için kullanılan ana isimdir ve bu ismin Allah'ın tüm sıfatlarını beraberinde bulundurduğuna inanılır.

Allah'ın isimlerinin genel olarak kaynağı Kur'an'dır ve Kur'an'da Allah'ın isimlerine ve O'nun anılışına dâir çeşitli âyetler bulunmaktadır (İsrâ sûresi 110. âyet gibi). Âraf Sûresi 180. âyet şöyledir:

وَلِلَّهِ الأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوه ُُ بِهَا وَذَرُوا الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَائِه سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

"Wa Lillahi Al-'Asmā'u Al-Ĥusná Fād`ūhu Bihā Wa Dharū Al-Ladhīna Yulĥidūna Fī 'Asmā'ihi Sayujzawna Mā Kānū Ya`malūna"[1] *
"En güzel isimler Allah'ındır. O'na o güzel isimleriyle duâ edin. Ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın, onlar yaptıklarının cezâsına çarptırılacaklardır."

Allah'ın, Kur'an'da ayrıca 20 kadar da sıfatı vardır. Ayrıca bunlara ek olarak bu adların ve sıfatların türevleri de vardır.

(*) Bu kısım çeviri (transkript) alfabesiyle yazılmıştır. Türkçe okunuşu değildir.

Allah'ımızın 99 adı[]

İsim Arapçası Açıklama
Adil العدل Herkese hakkını veren,
Afüv العفو Günahları affedip sâhibini cezâlandırmaktan vazgeçen
Âhir الآخر Varlığının sonu olmadığını belirtir ve insanlara vadettiği sonsuz hayâtı veren
Alîm العليم Bilgisi sonsuz olan, herşeyin farkında olup en ince noktasına kadar bilen
Aliyy العلي Yüksek, büyük ve yüce, güçte, bilgide, hükümde, irâdede ve diğer bütün yetkin sıfatlarında üstün olan
Allah الله Kendisinden başka ilah olmayan "O" ilah. El-İlah'dan türemiştir.Diğer isimleri kapsar.
Azîm العظيم Çok yüce ve sınırsız ve kayıtsız büyüklük, üstünlüğün tek sâhibi, pek azametli olan, yüce.
Azîz العزيز İzzet sâhibi, mağlup edilmesi imkânsız olan, her şeye galip olan.
Bâis الباعث Ölüleri dirilten, her canlıyı ölümünün ardından yeniden dirilten.
Bâkî الباقي Süreklilik sâhibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz.
Bâri' البارئ Yarattıklarını temiz ve sağlam bir nizâm üzere yaratan, olgunlaştırarak birbirinden farklı niteliklerde meydana getiren, âzâ ve cihazını birbirine uygun yaratan.
Basîr البصير Herşeyi her yönüyle eksiksiz gören, yarattıklarına da görme duyusunu veren.
Bâsit الباسط Her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan, dilediğine bolluk veren.
Bâtın الباطن Gizli, cisim olarak görülmeyen, varlığı gizli olan, ancak varlığı da kesin olarak bilinendir.
Bedî البديع Emsalsiz, acâyip ve hayret verici âlemler yaratan.
Berr البَرّ İyilik ve güzellik, bağışta bulunma, kullarına yardımcı olma
Câmi الجامع İstediğini istediği şekilde, istediği zaman, istediği yerde toplayan.
Cebbâr الجبّار Azamet ve kudret sâhibi, istediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan.
Celîl الجليل Büyüklük ve ululuğu pek yüce olandır.Güzeller güzeli.
Dâr الضار (Kötü niyetlilere karşı) Zarar verici şeyler yaratan
Evvel الأوّل Herşeyden önce, öncelerin öncesi, başlangıçların yaratıcısı ve varlığının öncesi olmayan
Fettâh الفتّاح Kulların her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran
Gaffâr الغفّار Kullarının günâhlarını tekrar tekrar affeden ve çok bağışlayan yüce varlık
Gafûr الغفور Mağfiret eden, suçları bağışlayan, affeden.
Ganî الغني Çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan.
Habîr الخبير Her şeyden haberdâr olan, herşeyin iç yüzünden ve gizli tarafından her yönüyle bilen
Hâdî الهادي Hidâyete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan.
Hâfıd الخافض Allah'ın emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları; rezil, perişan eden.
Hafîz الحفيظ Muhafaza eden, koruyup saklayan, yapılan işleri bütün ayrıntılarıyla saklayıp, herşeyi belli vaktinde âfet ve belâlardan koruyan.
Hakem الحكم Hikmet sâhibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden.
Hakîm الحكيم Herşeyi inceliğiyle bilip buna göre emir ve yasakları vâzeden, buyrukları ve bütün işleri yerli yerinde olan
Hakk الحقّ Varlığı hiç değişmeyen, hiç yok olmayan ve gerçek olan.
Hâlik الخالق Yaratıcı olan
Halîm الحليم Acele etmeyen, günahkârların cezâsını vermeye güç yetirdiği onlara yumuşak davranarak cezâlarını geriye bırakan, hilmi çok olan
Hamîd الحميد Çok övülen, övgüye en çok layık olan.
Hasîb الحسيب Herkesin yaptıklarını tâkdir eden, yapılanları bütün ayrıntılarıyla bilip her insanı hesâba çekerek yaptığının karşılığını veren
Hayy الحيّ Ezelî ve ebedî diri olan, uyuklama, yorulma gibi noksanlıklardan uzak olan.
Kābid القابض Herşeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, herşeyi emri altına alıp tutan
Kādir القادر Kudret sâhibi, tükenmez kudreti olan, istediğini dilediği gibi yapmaya muktedir olan
Kahhâr القهّار Haddi aşanları çok şiddetli kahreden.ghn
Kaviyy القويّ Kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sâhibi olan
Kayyûm القيّوم Yarattıklarının işini çeviren, her işleneni bilen, evveli olmayan.
Kebîr الكبير Çok büyük
Kerîm الكريم Cömert, kerem sâhibi; muktedirken affeden, cömertlik duygusunu veren, va'dini yerine getiren, çok ikrâm edici
Kuddûs القدّوس Her türlü hatâ, gaflet ve âcizlikten, eksiklikten uzak, mutlak kemâl sâhibi
Latîf اللطيف En ince işlerin bile bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nûfuz edilemeyen en ince şeyleri de yapan
Mâcid الماجد Ulu ve cömert, şânı yüce anlamlarını taşımaktadır. Kadri ve şânı büyük, kerem ve müsamahası bol.
Mâlik-ül Mülk مالك الملك Mülkün ebedî ezelî sâhibi.
Mâni المانع Bâzı şeylerin meydana gelmesine müsâde etmeyen, engelleyen.
Mecîd المجيد Şan, şeref, büyüklük ve kudretinden dolayı yüce olan ve güzel işlerinden dolayı da sevilip övülendir. Şeref, ancak kendi emir ve yasaklarına uymakla elde edilebilir (Hud, 11/73). Şanı, şerefi çok üstün olan.
Melik الملك Mülkün sâhibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
Metîn المتين Metânetli, kuvveti çok şiddetli olup hiçbir iş zor gelmeyen, pek güçlü demektir.
Mu'ahhir المؤخّر Herşeyden sonra yine var olan; O'na uymayanları zelîl edip arkada bırakan, istediğini geri koyan
Mucîb المجيب O'na yalvaranların isteklerine icâbet eden ve karşılık verendir, teklifleri bilen
Muğnî المغني Dilediğine zenginlik veren, ihtiyaçlarını gideren, zengin kılan.
Muhsin المحسن Çokça veren, sonsuz düşünülse bile herşeyin sayısını her yönüyle bilen
Muhyî المحيي Dirilten, canlandıran ve hayat veren
Muîd المعيد Yarattıklarını yok edip,sonra tekrar diriltecek olan
Muiz المعز İzzet ve ikrâm edici, şeref sâhibi
Mukaddim المقدّم Herşeyden önce olan, dilediğini öne alan; dilediğine maddî ve manevî nimetler verip yükselten, öne geçiren
Mukît المقيت Rızıkları yaratan, bilen, tâyin eden, her yaratılmışın rızkını veren.
Muksit المقسط Bütün işlerini dengeli yapan
Muktedir المقتدر Gücü herşeye yeten, herşeyi dilediği duruma getiren, kuvvet sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden
Musavvir المصور Yaratmış olduğu varlıkların şekillendiren ve durumlarını tâkdir eden
Mübdî' المبدىء Hiç yoktan ortaya koyan, vâreden, yaratan
Müheymin المهيْمن Görüp gözeten, herşeye şâhit olan, herşeyi koruması altına alan, onları muhâfaza edip saklayan
Mü'min المؤمن Îmân ve güven veren, her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran
Mümît المميت Öldüren, ölümü her canlıya tâkdir edip bunu uygulayan
Müntakim المنتقم İntikâm alan
Müteâli المتعالِ Yüksek ve yüce varlık
Mütekebbir المتكبّر Her hususta çok büyük ve azamet sâhibi ulu yaratıcı
Müzil المذل Lâyık olanları zillete düşüren, zelîl kılan, onları hor ve hakîr eden
Nâfi النافع Hayr ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran.
Nûr النور Âlemleri nurlandıran, hidayete erdiren

.

Râfi الرافع Kaldıran, yükselten ve yüksek olan
Rahîm الرحيم Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere (âhirette) merhamet eden.
Rahmân الرحمن ALLAH'ın zati ismi. Pek merhametli, şefkati ve nimeti her şeyi kuşatan.
Rakîb الرقيب Görüp gözeten, murâkebe eden, bütün varlıklar üzerine gözcü olup bütün işlerini kontrol altına alan
Ra'ûf الرؤوف Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan
Reşîd الرشيد Bütün âlemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle âkıbetine ulaştıran
Rezzâk الرزّاق Bütün yaratıkların rızıklarını veren
Sabûr الصبور Çok sabırlı olan, isyankârlardan acele intikam almayan
Samed الصمد Hiçbir şeye muhtaç olmayan, tüm canlıların ihtiyaçlarını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulan
Şehîd الشهيد Herşeye şâhit olan, herşeyi hakkıyla gören, bilen ve muâmelesini de buna göre yapan
Şekûr الشكور Çok şükre lâyık olan, kendi rızâsı için şükredilen, şükür olarak yapılan iyi işlerin daha fazlasıyla karşılığını veren, insanlara nimetlerini artırarak şükür muâmelesi yapan
Selām السلام Her türlü eminliğin, salimliğin aslı olan, güvenlik veren. (Selam, İslam sözcüğüyle aynı semantik kökten türer.)
Semî السميع İşiten, işitme kuvvetine sâhip olan ve işitme gücünü veren
Tevvâb التوّاب Tövbeleri çok kabul eden, tövbe kapısını açık tutarak tövbe etme imkânı veren
Vâcid الواجد Vârolan ve herşeyi vâreden, icâd eyleyen; varlığı kendinden olan; dilediğini istediği anda var edip yaratan
Vâhid الواحد Tek, bir olan; kendisinden başka tanrı olmayan
Vâlî الوالي Yardım eden, destek veren, işleri düzenleyen, yöneten
Vâris الوارث Bütün servetlerin gerçek sâhibi
Vâsi الواسع Bağışlaması bol ve rahmeti çok olan
Vedûd الودود Çok şefkatli, muhabbetli, sâlih kullarını çok seven ve onlarca çok sevilen, onları rahmet ve rızâsına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegâne lâyık olan
Vehhâb الوهّاب Karşılıksız veren
Vekîl الوكيل Hayâtını Allah'a tevekkül ederek düzenleyen ve böylece O'na sığınanların işlerinde kendilerine yardım eden
Velî الولي Dost, emir sâhibi ve iyi insanların, yâni müminlerin dostu (velîsi) olup onlara yardım ederek işlerini yöneten
Zâhir الظاهر Görünen, varlığında hiç şüphe olmayan, varlığı herşeyden âşikâr olan
Zülcelâl-i vel-İkrâm ذو الجلال والإكرام Hem azamet, hem de fazl-u kerem sâhibi.

Açıklamalar[]

Resulullah (sav) buyurdular ki:

["Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." ]

Kaynak: Buhari, Da'avat 68; Müslim, Zikr 5, (2677); Tirmizi, Da'avat 87, (3502)


İmam Buhari şöyle yazmıştır:

Ebu Hureyre anlattı:
إن لله تسعة و تسعين اسمًا، مائةً إلا واحدًا، من أحصاها دخل الجنة
"Gerçekten, Allah'ın doksandokuz isimleri vardır, yüzden bir eksiktir, kim bu isimleri sayıp ezberlerse Cennet'e gider."[2]

Dış bağlantılar[]

Kaynakça[]

  1. http://transliteration.org/quran/WebSite_CD/MixTurkish/007.asp
  2. Sahih-i Buhari Hadis Nr. 419, Cilt 8 veya Cilt 3, Kitap 50, Nr. 894

Diğer dillerde[]

ar:أسماء الله الحسنى az:Allahın adları bg:99-те имена на Аллах bs:99 Allahovih imena ca:Noranta-nou noms de Déu de:99 Namen Allahs en:Names of God in Islam es:99 nombres de Dios fa:نام‌های خدا در قرآن fr:Noms de Dieu en islam gl:Os 99 nomes de Alá hr:99 Alahovih imena id:Asma'ul husna it:Nomi di Dio nel Corano ja:アッラーフの99の美名 jv:Asmaaulhusna kk:Аллаһтың 99 есімі ku:Navên Xwedê ms:Asmaul Husna nl:99 Schone Namen van God pl:99 atrybutów Allaha pt:Noventa e nove nomes de Alá ro:Cele 99 de nume ale lui Allah ru:99 имён Аллаха sh:99 Allahovih imena simple:99 Names of God sq:99 emrat e All-llahut su:Asma'ul husna sv:Guds 99 namn tt:Аллаһның 99 исеме ur:اسماء اللہ الحسنیٰ uz:Xudoning 99 nomi zh:真主的九十九個尊名


Esmaul hüsna[]

En güzel isimler demektir. Bu tabir âyet ve hadislerde geçmiştir: "En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin ve O'nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları bırakın...." (A'râf, 7/180; bk. Tâ-hâ, 20/8; Haşr, 59/24); "Allah'ın 99 ismi vardır. Bu isimleri ezberleyen (hıfz) kimse cennete girer." (Buhârî, Deavat, 68. VII, 169); "Allâh'ın 99 ismi vardır. Bu isimleri sayan (ihsâ) kimse cennete girer."(Müslim, Zikr, 6. III, 2062)

Âyet ve hadislerde zikredilen "el-esmâü'l-hüsnâ"; Allah'ın nasıl bir varlık olduğunun, O'nun niteliklerini, özelliklerini ve hangi vasıflara sahip olup olmadığını beyan eden isim ve sıfatlardır.

Allah'ı güzel isimleriyle tanımak ve anmak, O'na layık olmayan nitelikler isnat etmemek insanın başta gelen görevidir. Allah'ın isimleri hakkında Allah'a layık olmayan isimler isnat etmek, Allah'a "baba" demek gibi veya "cebbar", "mütekebbir", "zû intikam" gibi azamet ve kudret ifade eden isimleri kabul etmemek veya Allah'a özgü isimleri Allah'tan başka varlıklara vermek Kur'ân'da ilhad kavramıyla ifade edilmiştir. İlhad, doğru olandan, haktan sapmak demektir. Arapların Lat ismini el-ilâh, Menat ismini el-mennân, Uzza ismini el-Azîz isminden türetmeleri ilhaddır. Allâh'a, cisim, cevher, akıl ve illet gibi isimler vermek ilhaddır.

Hadislerde geçen "ihsâ" (saymak) ve "hıfz" (ezberlemek) kelimeleri ile maksat; Allah'ı güzel isimleriyle tanımak, O'na O'nun istediği şekilde ibadet ve itaat etmektir. Yoksa bu isimleri anlamadan ezberlemek ve tekrarlamak değildir. Mesela bir insan yaptığı bir işte Allah'ın kendisini gördüğünü, yaptıklarını bildiğini, ameline göre ödül veya ceza vereceğini düşünmesi ve ona göre hareket etmesi Allah'ın isimlerini hıfz ve ihsâdır. Tirmizî (ö. 279) esmâü'l-hüsna ile ilgili Ebû Hüreyre'den yaptığı bir rivâyette, Allâh'ın 99 isimini zikretmiş ve bu hadis için garîb demiştir (Deavat, 83. No: 3506). Tirmizî, Ebû Hüreyre'den aynı anlamda iki hadis daha rivâyet etmiş ancak bu rivâyetlerde isimler sayılmamıştır. İbn Ebî Ömer- Sufyan b. Uyeyne - Ebû'z-Zinad - el-A'rac tarikıyla gelen hadise "hasen-sahih" demiştir. Buhârî ve Müslim'in rivâyetlerinde de isimler yoktur.

İbn Mâce, el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde 101 isim zikretmiştir (Dua, 10, 11. No: 1269-1270). Tirmizî'nin rivâyetinde el-esmâü'l-hüsnâ, "hüvallahüllezî lâilâhe illâ hû" ile başlarken, İbn Mâce'nin rivâyetinde "Allah" lafzı ile başlamaktadır.

Tirmizî ve İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetlerinin dışında başka hadislerde de Allah'ı tanıtan isim ve sıfatlar geçmektedir. Hadislerde geçen kâbid, bâsıt, hâfid, râfi', mu'ızz, müzill, sabûr, muhsî, mübdi', mümît, vâcid, reşîd, mukaddim, muahhir, muğnî, mâni', dârr, nâfi' ve mâcid gibi bazı sıfatlar, isim şeklinde Kur'ân'da geçmemektedir. Ancak bu sıfatların ifade ettiği manalar fiilller ile ifade edilmiştir. Allah'ın isimleri / sıfatları 99 adetten ibaret değildir. 99 rakamı çokluktan kinayedir. Nitekim, el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili hadisler, Allah'ın isimlerinin 99'dan ibaret olduğunu da belirtmemekte, sadece bu isimleri sayanların cennete gireceklerini bildirmektedir. Ayrıca hadislerde geçmeyen ancak Kur'ân'da geçen Allah'ın güzel isim ve sıfatları vardır. Bu isim ve sıfatların sayısı iki yüzü geçmektedir. Aşağıda zikrettiğimiz isim ve sıfatların önündeki KK, Kur'ân-ı Kerîm'i; İC, İbn Mâce'yi; TR,Tirmizî'yi, HK, Hâkim Neysabûrî'yi; İH, İbn Hıbban'ı; BY, Beyhakî'yi; NS, Nesâî'yi ifade etmektedir. Diğer hadislerde geçenlerin kaynakları verilmiştir.

Ayet ve hadislerde geçen Allah'ın isim ve sıfatlarının kısaca anlamları:[]

  • el-A'lâ ; en yüce, en şerefli. (KK, NS,)
  • A'lem ; her şeyi en iyi bilen (KK)
  • el-Adl ; âdil, insaflı, her şeyi yerli yerinde yapan, her şeyi hak ve doğru olan (TR, BK, İH)
  • Adüvvün li'l-kâfirîn; ; kâfirlerin düşmanı (KK)
  • el-Afüvv ; çok affedici, çok bağışlayan (KK, TR, İC, NS, İH, BK)
  • el-Âhir ; varlığının sonu olmayan, ölümsüz, ebedî ve bâkî olan (KK, TR, İC, NS, HK)
  • Âhizü'n bi nâsiyetih ; suçluları cezalandıran (KK, NS)
  • Ahkemü'l-hâkimîn ; hüküm verenlerin en iyisi, hâkimler hâkimi (KK, )
  • Ahsenü'l-hâlikîn ; yaratanların, takdir ve tasvir edenlerin en iyisi (KK)
  • Akrab ; bilmesi, görmesi, duyması, haberdâr olması ve yardım etmesi açısından insanlara en yakın olan (KK)

el-Alî ; şanı, şerefi, izzeti ve kudreti yüce olan (KK, İC, TR, NS, HK, İH, BK)

el-Alîm ; her şeyi çok iyi bilen (KK, İC, HK, İH, BH)

el-Âlim ; bilen, anlayan, tanıyan (KK,TR, ,İC, İH, BK)

Âlimü'l-ğaybi ; gaybı bilen (KK)

Âlimü ğaybi's-semâvâti ve'l-ard ; yerin ve göklerin gaybını bilen (KK)

Âlimü'l-ğaybi ve'ş-şehâdeti ; görünen ve görünmeyen âlemi bilen (KK, NS)

el-Allâm ; çok bilen, bilgisi çok olan, her şeyi bilen (HK)

Allâmü'l-ğuyûb ; görünmeyenleri çok iyi bilen (KK)

el- Azîm ; zatı, isim, sıfat ve fiileri itibariyle pek ulu, büyük, yüce (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Azîz ; üstün, güçlü, kuvvetli, galip, şerefli, değerli, melik (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Bâ'ıs ; kıyamet kopunca ölüleri dirilten, mahşer yerine sevk eden, uyarıcı ve müjdeci olarak peygamber gönderen, kıyamette şahitler getiren (TR, İC, HK, İH, BK)

el- Bâkî ; sonlu ve ölümlü olmayan, varlığı sürekli olan, ebedî (TR, İC, HK, İH, BK)

Bâli'ğu emrih ; emri, hükmü hedefine ulaşan, kararını infaz eden (KK)

el- Bâri' ; yaratan, örneği olmadan varlıkları îcat eden (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el- Berr ; iyilik eden, çok lütüfkâr, çok merhametli, çok şefkatli (KK, TR, İH, BK)

el- Bârr ; iyilik eden, çok lütufkâr, çok merhametli, çok şefkatli (İC)

el- Bâsıt ; dilediğine rızkı bol veren (TR, İC, İH, BK)

el- Basîr ; aydınlık ve karanlıkta küçük ve büyük her şeyi gören (KK, TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Bâtın ; mâhiyeti akıl ile idrâk olunamayan, haya ile tahayyül edilemeyen, her şeyin iç yüzünü, sırlarını bilen (KK,TR,İC, NS, HK, İH, BK)

el- Bedî' ; bir şeyi nümûnesi olmadan yaratan , vâr eden, îcât eden (TR, HK, İH, BK)

Bedîu's-semâvâti ve'l-erd ; gökleri ve yeri örneği olmadan yaratan (KK)

Berîü'n mine'l-müşrikîn ; müşriklerden berî, uzak olan (KK)

el- Berr ; iyilik eden, çok lütüfkâr, çok merhametli, çok şefkatli (KK, TR, İH, BK)

el- Bürhân ; delil sahibi, kullarına delil gösteren, varlığına her şey delalet eden (İC)

Câ'ıl(ûn) ; yaratan, vâr eden, bir varlıktan başka bir varlık yapan, (KK)

el- Câmi' ; kıyamette insanları bir araya toplayan, cem eden (TR, İC, İH, BK)

Câmi'u'n-nâs ; kıyamette insanları bir araya toplayan, cem eden (KK)

el - Cebbâr ; emir ve yasaklarını, hüküm ve karalarını kullarına yaptırmaya gücü yeten, azgın ve zalimleri kahredici, dertlere derman olan, yaraları sarıp onaran, yaratıklarının hallerini düzelten (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Celîl ; ulu, kudretli, yüce, azamet ve Kibriya sahibi (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

el- Cemîl ; zatı, isim, sıfat, söz, fiil ve hükümleri iyi, güzel, iyilik ve ihsan sahibi (TR, İC , HK, İH, BK)

el- Cevâd ; cömert, nimet ve ihsanı bol olan (Tirmizî, Edeb, 41)

ed- Dâim ; ölümsüz, varlığı sürekli olan, bâkî ve dâim (İC, HK, İH, BK)

ed- Dârr ; zarar veren şeyleri yaratan âsileri zarar vererek cezalandıran (TR, İC)

ed- Dehr ; zamanı ve zaman içinde olup biten her şeyi vâr eden, zamanın sahibi ve yöneten (Müslim, Elfâz,1, 3. Buhârî, Edeb, 101. Tevhîd, 34)

ed- Deyyân ; hüküm veren, hesaba çeken, zelil eden, kahhâr (Buhârî, Tevhîd, 32. Ahmed, III, 495)

el- Ebed ; ölümsüz, varlığı sürekli, bâkî ve dâim (İC)

Ebkâ ; verdiği nimetler sürekli ve daha kalıcı olan (KK)

el-Ehad ; eşi, benzeri ve ikincisi bulunmayan bir tek, yegâne (KK, İC, NS, HK, İH, BK)

Ehlü'l-mağfire ; mağfiret ehli, affedici (KK)

Ehlü't-takvâ ; azabından korkup sakınmaya, korunmaya layık olan (KK)

Ekber ; zatı, isim, sıfat ve fiilleri, şana ve şerefi, nimet ve ihsanı en yüce en ulu (Müslim, Tahâre, 17;Tirmizî, Deavat, 25)

el-Ekrem ; en çok ikram eden (KK)

Erhamü'r-râhımîn ; merhamet edenlerin en merhametlisi (KK, NS)

Esdeku hadîsen ; en doğru sözlü (KK)

Esdeku Kîlen ; en doğru sözlü (KK)

Esra'u Mekren ; hile ve tuzak kuranları en sür'atli bir şekilde cezalandıran (KK)

Esra'u Ferahan ; kullarının tevbesine çok sevinen (KK)

Esra'u'l-hâsibîn ; hesap soranların, hesap görenlerin en sür'atlisi (KK)

Eşeddü Kuvveten ; çok kuvvetli, çok güçlü (KK)

Eşeddü Tenkîlen ; çok şiddetli cezalandıran (KK)

Eşeddü be'sen ; çok şiddetli cezalandıran (KK)

el-Evvel ; öncesi olmayan, yaratılmamış, ezelî ve kadîm tek varlık (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

Fa'âlün limâ yürîd ; dilediğini yapan (KK)

Fâil(ûn) ; Yapan, yaratan, vâr eden (KK)

Fâliku'l-habbi ve'n-nevâ ; çekirdek ve taneleri çatlatan, yarıp açan (KK, NS)

Fâliku'l-ısbâh ; karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran (KK)

el- Fâtır ; yaratan, îcat eden, yoktan var eden (İC, HK)

Fâtıru's-semâvâti ve'l erdı ; yeri ve gökleri yaratan(KK, NS);

el- Fâtın ; deneyen, imtihan eden (Mâlik, Kader, 5)

el-Ferd ; tek kadîm, ezelî, ebedî ve bâkî olan varlık.( Beyhakî, I, 161)

el- Fettâh ; en âdil hüküm veren iyilik kapılarını açan (KK,TR, HK, İH, BK)

Gâlib'ün `alâ emrihî ; emirinde işinde ve hükmünde galip olan, üstün gelen (KK)

el-Ğaffâr ; çok affeden, çok bağışlayan, günah ne kadar çok olursa olsun yine bağışlayan (KK,TR, İH, BK)

Ğâfiru'z-Zenbi ; günahları bağışlayan (KK)

el-Ğafûr ; çok affeden, çok bağışlayan (KK,TR, İH, BK)

el- Ğanî ; zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan (KK,TR, HK, İH, BK)

el- Habîr ; her şeyden haberdar olan, gizli âşikâr her şeyi bilen, haber veren (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Hâdî ; hidayet eden, doğru yolu gösteren (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el- Hâfız ; koruyup gözeten (İC, HK)

el- Hafî ; çok ikram eden, son derece iyilik ve lütuf sahibi, her şeyi bilen (Ebu Davud, Tirmizî, İC)

el- Hâfid ; şan, şeret ve itibar bakımından kâfirleri alçaltan, değersiz yapan, cezalandıran (TR, İC)

el- Hafîz ; varlıkları yok olmaktan koruyan, (KK, TR, HK, İH, BK)

el- Hakem ; hüküm veren, son kararı veren (KK, TR, İH, BK)

el- Hakîm ; hikmet sahibi, her işi, emri ve yasağı yerli yerinde olan (KK)

el- Hâkim ; hükmeden, karar veren, haklıyı haksızı ayıran (TR, İC)

el- Hakk ; varlığı, ilah ve rab oluşu hak olan, eşyayı var eden hakkı ızhar eden, mülk sahibi, yok olmayan, varlığında şüphe bulunmayan, âdil (KK, TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Hâlik ; her şeyi yaratan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Halîm ; çok sakin, hemen öfkelenmeyen, kızmayan, heyecanlanmayan, acele etmeyen hoşgörülü, teenni ile hareke eden (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Hallâk ; mükemmel yaratan, devamlı yaratan (KK, HK)

el- Hamîd ; çok övülen, övgüye layık olan (KK, TR, NS, İH, BK)

el- Hannân ; çok merhametli, çok şefkatli (HK)

el-Hâsib ; insanları sorgulayan, hesaba çeken (KK)

Hasbü ; yardım etmede, rızık vermede ve korumada yeten,

el-Hasîb ; insanlara yeten, insanların yaptıklarını koruyup hesaba çeken (KK,TR, İH, BK)

el-Hayî ; edep ve haya sahibi, çirkinliği bulunmayan, bağış, ihsan ve nimeti terk etmeyen (Ebû Dâvud, Hammam, 2; İbn Mâce, Dua, 13; Nesaî, Gusl, 7)

Hayr ; hayırlı, faydalı olan, iyilik eden (KK)

Hayru'l-fâsılîn ; hükmedenlerenin, haklı ile haksızı ayırt edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'l-fâtihîn ; hükmedenlerin, nimet verenlerin, hayır kapılarını açanların en hayırlısı (KK)

Hayru'l-ğâfirîn ; bağışlayanların en hayırlısı (KK)

Hayru'l-hâkimîn ; hüküm ve karar verenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'l-mâkirîn ; hile ile kötülük yapanları bilemeyecekleri, anlayamayacakları, cihetlerden daha şiddetli cezalandıran (KK)

Hayru'l-münzilîn ; nimet verenlerin, ikram edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'l-vârisîn ; varislerin en hayırlısı (KK)

Hayru'n-nâsırîn ; yardım edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'r-râhımîn ; merhamet edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'r-râzikîn ; rızık, nimet verenlerin en hayırlısı (KK)

Hayrun hâfizan ; en iyi koruyup gözeten (KK)

el- Hayy ; yaşayan, diri, canlı, ölümsüz, ezelî ve ebedî olan (KK, TR, İC, NS, HK, İH, BK)

Hüvallahüllezî lâilâhe illâ hû ; kendisinden başka tanrı bulunmayan Allah (KK, TR, İH, BK)

el- İlâh ; ma'bûd. Tanrı (KK, HK)

İlâhü'n-nâs ; insanların ilahı (KK)

el- Kâbid ; dilediğine rızkı daraltan, ölüm zamanı gelenlerin ruhlarını kabzeden (TR, İC, İH, BK)

Kâbilü't-tevb ; tevbeleri kabul eden (KK)

el-Kâdî ; hakla hükmeden (Beyhâkî, el-Esmâ ve's-Sıfât, s. 111)

Kâdî'l-umûr ; işlere karar veren (Tirmizî)

el- Kâdîm ; evveli olmayan, ezelî olan ilk varlık ( İC, HK)

el- Kâdir ; güçlü, kuvvetli, her şeye gücü yeten (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el- Kadîr ; çok güçlü, çok kuvvetli, istediğini istediği gibi eksiksiz, kusursuz ve tam yapabilen (KK , HK)

el- Kâfî ; kullarına yardım eden, vekil olan, yol gösteren, yaptıklarını bilen, gören, haberdar olan ve hesaba çeken (KK, İC, HK)

el- Kahhâr ; yenilmeyen, daima galip gelen (KK,TR, NS)

el- Kâhir ; galip gelen, zelil eden, güçlü, her şeyi kuşatan, yaratıklarını dilediği gibi yöneten (KK, İC)

el- Kâim ; varlıkları görüp gözeten, koruyan, yöneten (KK, İC)

el- Kâin ; kadîm, ezelî, ebedî, bâkî, ilk varlık, varlığı sürekli olan (Ahmed, II, 539)

el-Karîb ; aff, mağfireti, rahmeti, bilmesi, görmesi ve duyması itibariyle kullarına yakın olan (KK, HK, NS, İH, BK)

el- Kâşif ; azap, sıkıntı, bela ve dertleri gideren (KK)

Kâşifü'l-azâb ; azabı, sıkıntıyı, derdi kaldıran (KK)

Kâtib(ûn) ; insanların yaptıklarını yazan (KK)

el- Kavî ; kuvvetli, kudretli, her şeye gücü yeten (KK,TR,İC, İH, BK)

el- Kayyûm ; zatı ile kaim olana, ezelî ve ebedî, her şeyin varlığı kendisine bağlı, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten, koruyan, ihtiyaçlarını üstlenen (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Kebîr ; zatı, isim ve sıfatları, şanı ve şerefi, kadri ve kıymeti, değer ve izzeti pek yüce, ulu ve büyük (KK,TR, HK, İH, BK)

el- Kefîl ; bütün canlıların rızıklarını üstlenen, bu konuda kullarına yeten, nimet veren, kullarını görüp gözeten (HK)

el- Kerîm ; değerli, şerefli, çok nimet veren, nimet ve ihsanı bol olan (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Kuddûs ; her türlü çirkinlik (Nesefî, VI, 234), noksanlık ve ayıplardan uzak, tertemiz, bütün kemal sıfatları kendisinde toplayan, güzellik, iyilik ve faziletlerle övülen (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Latîf ; yaratıklara karşı yumuşak davranan, çok merhametli, çok lütufkâr, ihsan sahibi, insanlara hak ettiklerinden fazlasını veren her şeyin detayını, sırlarını en iyi bilen, işleri çok hassas düzenleyen, gözle görülmeyen (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Mâcid ; şan ve şeref sahibi, hayır ve ihsanı, kerem ve lütfu bol olan (TR, İH, BK)

Mâhid(ûn) ; yer yüzünü yaratıkları için elverişli, yarayışlı ve faydalı olarak yaratan (KK)

el- Mâlik ; bütün varlıkların sahibi (KK, HK)

Mâlikü yevmi'd-din ; din gününün, âhiretin sahibi (KK)

Mâlikü'l-mülk ; mülkün sahibi (KK, TR, İH, BK)

el- Mâni' ; istediği şey engel olan, koruyan, kurtaran, yardım eden (TR, İC, İH, BK)

el- Mecîd ; çok şerefli, çok itibarlı (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el-Melik ; bütün varlıkları yöneten, dilediğini yapan, dilediği gibi hükmeden (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Meliki'n-nâs ; insanların meliki (KK)

el-Melîk ; çok mülkü olan, her şeyin sahibi ve Malikî, onları terbiye edip yetiştiren, mülk ve güç veren (KK, HK)

el-Mennân ; kullarına bol ihsânda bulunan, sayısız nimetler veren (İbn Mace, Dua, 9. HK)

el-Metîn ; çok kuvvetli, çok dayanıklı, âcizliği, za'fiyeti ve gevşekliği olmayan (KK,TR, İC, İH, BK)

el-Mevlâ ; dost, yardımcı, görüp gözeten (KK, HK)

Mu'azzib(în) ; suç işleyenleri, zalimleri, günahkârları cezalandıran (KK)

el-Mu'ızz ; izzet ve şeref, güç ve kuvvet, itibar ve şeref veren, aziz yapan (KK, İC)

el-Mu'îd ; canlı varlıkları ölümlerinden sonra dirilten, yeniden yaratan (TR, İC, HK, İH, BK)

el-Mu'tî ; nimet veren ihsanda bulunan (İC)

el-Muahhır ; geriye bırakan (TR, İH, BK)

el-Muğîs ; yağmur yağdıran (HK)

el-Muğnî ; insanlara mal mülk veren, onları zengin yapan, cömert, nimet sahibi, (TR, İH, BK )

Mûhinü keydi'l-kâfirîn ; kâfirlerin tuzağını zayıflatan, boşa çıkaran (KK)

el-Muhît ; ilim ve kudretiyle her şeyi kuşatan, her şeye muttali olan (KK)

Muhîtü'n bi'l-kâfirîn; kâfirleri kuşatan

el-Muhric ; bir şeyi açığa çıkaran, bir varlıktan başka bir varlık var eden, gizli şeyleri ortaya çıkaran (KK)

el-Muhsî ; insanların bütün yaptıklarını , olup biten her şeyi bilen ve koruyan (TR, İH, BK)

el-Muhsin ; yaptığı şeyleri iyi, güzel, sağlam ve kaliteli yapan, insanlara ikram ve in'am eden (Süyûtî, No: 1817. I, 215)

el-Muhyî ; varlıklara hayat veren, onları yaşatan, ölümlerinden sonra dirilten (TR,İC)

Muhyî'l-mevtâ ; ölüleri dirilten (KK)

Muhzî'l-kâfirîn ; kâfirleri rezil rüsvay eden (KK)

el-Mukaddim ; öne alan (TR, İH, BK)

Mukallibü'l-kulûb ; kalpleri halden hale çeviren (NS)

Musarrifu'l-kulub ; kalpleri halden hale çeviren (NS)

el-Mu'îd ; ölümlerinden sonra da tekrar diriltecek ve hayatlarını iade edecek olan

el-Mukît ; her şeye gücü yeten, , rızık veren, yapılanları bilen, koruyan, mükâfat veren (KK,TR)

el-Muksıt ; âdil, hakla hükmeden (TR, İC, İH, BK)

el-Muktedir ; güçlü, kuvvetli, istediğini istediği gibi yapan (KK, TR, İH, BK)

el-Musavvir ; yaratıklara şekil ve özellik veren (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

Mûsi'(ûn) ; gökleri genişleten (KK)

el-Muksıt ; âdil, hakla ve adaletle hükmeden, mazlumun hakkını zalimden adaletle olan demektir (TR, İH, BK)

Mutahhir ; müminleri manevî kirlerden, günahlardan temizleyen, kötülüklerden kurtaran (KK)

el-Mübdi' ; varlıkları ilk defa yaratan (TR, İC, HK, İH, BK) Beyhakî'in el-Esmâ ve's-Sıfât adlı eserinde (s. 61) bu isim el-Bâdi' olarak geçmektedir. Her iki kelime aynı anlamdadır.

el-Mübîn ; varlığı âşikâr olan, hakkı ızhar eden, gerçeği beyan eden (KK, İC, HK, İH, BK)

Mübrim (ûn) ; hile ile kötülük yapmaya karar verenleri bilir, onların bu kötülüklerini boşa çıkarır, onları kesin olarak cezalandırır (KK)

Mübtel(în) ; deneyen, imtihan eden, gizli olanları açığa çıkaran (KK)

el-Mücîb ; duaları, istekleri, dilekleri kabul eden, ihtiyaçları karşılayan, sıkıntıları gideren (KK,TR, HK, İH, BK)

el-Müdebbir ; kâinatı yöneten, işleri yerli yerince düzene koyan (HK)

el-Müheymin ; insanların bütün yaptıklarını bilen, koruyan, görüp gözeten (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

Mûhinü keydi'l-kâfirîn, ; ise kâfirlerin tuzağını zayıflatan, gevşeten, boşa çıkaran,

el-Mühlik ; isyan eden, azan, günaha dalan ve zulmeden fert ve toplumları yok eden, helak eden (KK)

el-Mükevvin ; ebedî olarak vâr olan (Ahmed, II, 539; Buhârî, Tevhîd, 26)

el-Mümidd ; yardım eden (KK)

el-Mü'min ; yaratıklarına güven veren (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

el-Mümît ; varlıkların hayatlarına son veren, canlarını alan (TR, İC, HK, İH, BK)

el-Müneccî ; sıkıntı, bela ve azaptan kurtaran (KK)

el-Münezzil ; nimet veren, su, sekînet, melek, kitap ve peygamber indiren (KK)

el-Münîr ; ışık veren, aydınlatan, (KK, İC)

Münşi(ûn) ; îcat eden, inşa eden, yapan, ilk defa yaratan (KK)

el-Müntekim ; suçluları cezalandıran (KK, TR, İH, BK)

Münzil (în) ; melek. Kitap, bu, sekînet indiren, nimet veren (KK)

Münzilü't-Tevrâti ve'l-İncîli ve'l-Fürkân ; Tevrat, İncil ve Kur'ân'ı indiren (NS)

Münzir(în) ; kullarına fayda ve zarar veren şeyleri bildiren; inkâr ve isyan edenlerin âkibetinin kötü olduğunu haber vererek onları bu davranışlardan sakındıran ve azabı ile korkutan (KK)

Mürsil(în) ; vahiy, peygamber, bol yağmur, aşılayıcı rüzgar, koruyucu melek âsiler için yıldırımlar ve âfetler gönderen (KK)

el-Müsa'ır ; ürünleri azaltıp çoğaltan, kıtlaştırıp bollaştıran (Tirmizî, Büyu', 73. Ebû Dâvud, Büyu', 51)

el-Müsteân ; kendisinden yardım istenen, kindisine sığınılan (KK)

Müstemi'(ûn) ; sesleri işiten,duyan (KK)

el-Müteâl ; aşkın, pek yüce, ulu, eksik ve noksanlıklardan berî olan (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Mütekebbir ; ihtiyaç ve noksanlığı gerektiren her şeyden münezzeh, pek yüce ve ulu (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Müteveffî ; yaratıkların canlarını alan (KK)

Mütimmü nûrihî ; nurunu, dinini tamamlayan (K)

el-Müzill ; boyun eğdiren, zelil eden, alçaltan (TR, İC, İH, BK)

en-Nâfi' ; faydalı şeyleri yaratan, bütün yaratıklara faydası olan (TR, İC, İH, BK)

en-Nâsır ; yardım eden (KK, HK)

en-Nasîr ; çok yardım eden, sürekli yardım eden (KK)

en-Nazîf ; sözleri, işleri ve hükümleri temiz, iyi ve güzel olan (Tirmizî, Edeb, 41)

en-Nûr ; aydınlatıcı, ışık verici (TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Nûru's-semâvâti ve'l-ard ; gökleri ve yeri aydınlatan (KK )

er-Rabb ; varlıkları yaratıp yetiştiren, terbiye eden, eğiten, yetiştiren, her şeye nizamını, güzelliğini ve yeteneklerini veren, her şeyin Malikî ve sahibi (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Rabbü'l-âlemîn ; âlemlerin rabbi (KK)

Rabbü'n-Nâs ; insanların Rabbi (KK)

Rabb'ü'l-Arş ; Arş'ın Rabbi (KK)

Rabbü'l-Felak ; sabahın Rabbi (KK)

Rabbü's-Semâvâti ; göklerin Rabbi (KK)

Rabbü'l-Ard ; yerin Rabbi (KK)

Rabbü'l-Izzeti ; kudret ve şeref sahibi (KK)

Rabbü'ş-Şi'râ ; Şi'ra yıldızının sahibi (KK)

Rabbü Külli Şey'in ; her şeyin Rabbi (KK)

er-Râfi' ; peygamber ve müminlerin itibar, şan ve şereflerini artıran, göğü yükselten (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

er-Rahîm ; çok merhametli (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

er-Rahmân ; çok merhametli, pek müşfik (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

er-Rakîb ; insanların hallerini, sözleri, yaptıklarını ve davranışlarını bilen, haber alan, murakabe edip koruyan (KK,TR, HK, İH, BK)

er-Râşid ; doğru yolu gösteren, her işi isabetli olan (İC)

er-Raûf ; çok merhametli, çok şefkatli, çok acıyan (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

Refî'u'd-derecât ; manevî dereceleri ve gökleri tabaka tabaka yükselten (KK)

er-Refîk ; yumuşak davranışlı, merhametli (Müslim, Selam, 15, Buharî, Edeb, 35, Ebû Dâvûd, Edeb, 15)

er-Reşîd ; her işinde isabetli olan, doğru yolu en iyi gösteren (TR)

er-Rezzâk ; bol nimet, maddî ve manevî rızık veren (KK, TR, HK, NS, İH, BK)

Hayrü'r-râzikîn ; rızık verenlerin en hayırlısı (KK)

es-Sabûr ; çok sabırlı (TR)

es-Sâdık ; söz, iş, va'd ve va'îdinde doğru olan her sözünü ve va'dini yerine getiren (KK, İC, HK, İH, BK)

es-Sâil ; insanları âhirette sorgulayan, hesaba çeken (Müslim, İmâre, 45. Buhârî, Enbiyâ, 50)

es-Samed ; her şeyin kendisine muhtaç olduğu, yöneldiği, her dilek ve isteğin mercîi; hiç eksiği, kusuru ve ihtiyacı olmayan ulu, şanlı, dosdoğru, âdil ve güvenilir (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

es-Sâmi' ; sözlerini açığını da gizlisini de işiten (İ)

es-Sâni' ; varlıkları, iyi, güzel, sağlam ve muhkem yapan, fâil, halik, musavvir (Müslim, Zikr, 9)

es-Selâm ; eksiklik, âcizlik, hastalık, ölüm ve benzeri şeylerden salim olan kullarına güven ve selamet veren (KR,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

es-Semî' ; her sözü, bütün konuşulanları en iyi işiten, duyan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Semî'u'd-Dü'â ; duaları duyar kabul eden (KK)

Serîu'l-hısâb ; çok süratli sorgulama yapan, hesap soran (KK)

Serî'u'l-`Ikâb, ; çok hızlı cezalandıran (KK)

es-Setîr ; kularının ayıp ve kusurlarını örten (Nesâî, Gusl, 7. Ebû Dâvûd, Hammam, 2. Ahmed, IV, 224)

es-Seyyid ; en şerefli, en yüce, kâinatın sahibi, Malikî ve yöneticisi (Ahmed, IV, 24. Beyhakî, el-Esmâ ve's-Sıfât, I, 54)

es-Sübbûh ; her türlü kötülük, eksiklik, acizlik, ve noksanlıklardan uzak olan (Müslim, Salat, 223; Ebu Davut, Salat, 17; Nesai, Tatbik, 11, Ahmed, V. 35, 99,115,148)

eş-Şâfi' ; maddî ve ma'nevî hastalıklara şifa veren, sıkıntıları gideren (Buharî, Merda, 20. Tıb, 40; Müslim, Selam, 46, 47, 48; Ebû Dâvud, Tıb, 17)

eş-Şâhid ; bilen, muttali olan, tanık (KK)

eş-Şâkir ; verdiği nimetlere şükredi ve çalışan kimseyi ödüllendiren (KK, HK)

eş-Şedîd ; çok kuvvetli, cezalandırması çok şiddetli (İC)

Şedîdü'l-`azâb ; azabı çok şiddetli (KK)

Şedîdü'l-`ıkâb ; cezalandırması çok şiddetli (KK)

Şedîdü'l-mihâl ; cezası. Azabı, kuvveti çok şiddetli olan (KK)

eş-Şefî' ; müminler yâr ve yardımcısı, azap ve sıkıntılardan koruyucusu (KK)

eş-Şehîd ; her şeye muttali olan, gören, bilen, haberdâr olan, her yerde hazır nazır olan, hiçbir şey kendisinden gizlenemeyen, bütün sırlara vakıf olan, her şeyi murakabe eden (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

eş-Şekûr ; ibadet eden kullarının mükâfatlarını bolca veren, az çok her itaati ödüllendiren (KK, TR, HK, İH, BK)

Şey ; var olan, mevcut (KK)

et-Tâmm ; zat, isim, sıfat ve fiilleri, eksisiksiz, kusursuz ve mükemmel olan, acziyet ve za'fiyeti olmayan (İC)

et-Tayyib ; söz, iş ve hükümleri iyi, güzel ve faydalı olan eksiklik ve noksanlardan münezzeh olan (Tirmizî, Edeb, 41; Müslim, Zekat, 65)

et-Tevvâb ; tevbeleri çok kabul eden, sürekli tevbeleri kabul eden (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el-Vâcid ; zengin, hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeyin sahibi, her şeye gücü yeten (TR, İC, HK, İH, BK)

el-Vâhid ; zatında, isim ve sıfatlarında eşi ve benzeri bulunmayan, tek olan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el-Vâkî` ; yaratıklarını tehlikelerden koruyan (İC)

el-Vâlî ; koruyup gözeten, yardım eden, işleri deruhte eden (KK, TR, İH, BK)

el-Vâris ; bütün varlıkların sahibi, bâkî, ebedî ve dâim olan her şey kendisine dönen (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Vâsi' ; güçlü, kuvvetli, ilim ve merhameti her şeyi kuşatan, bütün yaratıklara rızık veren, nimet ve ihsanı bol olan (KK, TR, HK, İH, BK)

Vâsi'u'l-mağfire ; bağışlaması, mağfireti bol olan (KK)

el-Vedûd ; müminleri çok seven, kulları tarafından çok sevilen (KK, TR, HK, İH, BK)

el-Vehhâb ; karşılıksız çok nimet veren, ikram ve ihsanda devamlı olan lütfu,, ihsanı ve rahmeti bütün kulları kuşatan (KK, TR, HK, İH, BK)

el-Vekîl ; güvenilen, koruyucu, yardım eden, görüp gözeten, her şeyin Malikî ve yöneticisi (KK, TR, İC, HK)

el-Velî ; dost, seven, görüp gözeten, yardım eden (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Vitr ; ilah, yaratıcı ve ma'bud olmada eşi ve benzeri bulunmayan, tek (İC, HK)

ez-Zâhir ; varlığı her şeyden âşikâr olan, her şeye galip gelen her şeyden yüce olan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

ez-Zâri' ; yetiştiren, büyüten, inşa eden (Beyhâkî, el-Esmâ ve's-Sıfât, s. 57)

Zâri'ûn ; ekinleri, bitkileri yetiştiren, büyüten (KK)

Zû'l-izzeti ; izzet, güç, kuvvet ve şeref sahibi (NS)

Zî't-tavl ; lütuf, bağış, ikram , ihsan, af ve bağış sahibi, (KK, HK)

Zû fadl ; ikram sahibi (KK),

Zü'l-fadli'l-azîm : çok ikram sahibi (KK, HK),

Zû-intikam ; intikam sahibi, âsileri, zalimleri cçezalandıran (KK)

Zü'l-`ıkâb ; suçluları, günahkârları, zalimleri cezalandıran (KK)

Zü'l-Arş ; Arşın sahibi (KK)

Zü'l-celâli ve'l-ikrâm ; azamet ve kibriya, ikram ve ihsan sahibi (KK, TR, HK, NS, İH, BK

Zü'l-kuvveti ; güç ve kuvvet sahibi (KK, İC)

Zü'l-mağfireti ; af ve bağış sahibi (KK)

Zü'l-me'âric ; bütün derecelerin sahibi (KK, HK)

Zû'l-mecd ve'l-ikrâm, ; şeref ve ikram sahibi,

Zü'r-rahmeti ; merhamet sahibi (KK)

Bu kelimelerin detaylı anlam ve açıklamaları için ilgili maddelere bakınız. (İ.K.)

Esma-ül Hüsna[]

Allah'ın isimleri. Cenab-ı Hakk'ın güzel isim ve sıfatları.

Aşağıdaki fıkrada Esma-i Hüsna'dan bazıları zikrediliyor:

(...Hem alâkadar olduğun ve perişaniyetlerinden müteessir olduğun; senin bir nevi hânen ve içindeki mevcudat, senin o hânenin ünsiyetli levazımatı ve sevimli müzeyyenatı hükmünde olan dünyayı ve içindeki mahlukatı kemâl-i hikmet ile tanzim ve tedbir ve terbiye eden Zâtın, Hakîm ismine ve Mürebbi ünvanına senin ruhun ne kadar muhtaç, ne kadar müştak olduğunu dikkat etsen anlarsın. Hem bütün alâkadar olduğun ve zevalleriyle müteellim olduğun insanları, mevtleri hengâmında adem zulümatından kurtarıp şu dünyadan daha güzel bir yerde yerleştiren bir Zâtın Vâris, Bâis isimlerine, "Bâki, Kerim, Muhyi ve Muhsin" ünvanlarına ne kadar ruhun muhtaç olduğunu dikkat etsen anlarsın.Cenab-ı Hakk'ın adl ve hikmet içindeki ism-i Hak ve Rahmânirrahim'in cilvesini görmek istersen, bahar mevsiminde zeminin yüzünde çadırları kurulmuş, muhteşem dört yüzbin milletten mürekkeb nebatat ve hayvanat ordusuna bak ki; bütün o milletler, o taifeler, birbiri içinde oldukları halde, herbirinin libâsı ayrı, erzakı ayrı, silâhı ayrı, tarz-ı hayatı ayrı, talimatı ayrı, terhisatı ayrı oldukları halde ve o hâcâtlarını tedarik edecek iktidarları ve o metâlibi isteyecek dilleri olmadığı halde, daire-i hikmet ve adl içinde, mizan ve intizam ile Hak ve Rahman, Rezzak ve Rahim, Kerim ünvanlarını seyret, gör. Nasıl hiçbirini şaşırmıyarak unutmıyarak, iltibas etmiyerek terbiye ve tedbir ve idare eder... İşte böyle hayret verici muhit bir intizam ve mizan ile yapılan bir işe, başkalarının parmakları karışabilir mi? Vâhid-i Ehad, Hâkim-i Mutlak, Kâdir-i Külli Şey'den başka bu san'ata, bu tedbire, bu rububiyete, bu tedvire hangi şey elini uzatabilir? Hangi sebeb müdahale edebilir? S.)

[]

[]

Ico libri Anlamlar

[1] Cenab-ı Hakk'ın güzel isimleri Adl, rezzak, hakem, hay, kayyum,rahman, rahim gibi


ar:الرحيم az:Ər-Rahim

RAHÎM

Merhamet etmek, acımak, esirgemek, korumak, affetmek, bağışlamak, nimet vermek, ikamet etmek ve kadının rahminden şikâyet etmesi anlamlarındaki "r-h-m" kökünden türeyen rahîm kelimesi sözlükte, çok merhametli olan demektir.

Kur'ân'da 114 defa geçen rahîm kelimesi, bir âyette "rahîm" şeklinde (Tevbe, 9/128) Hz. Muhammed'in (a.s.), bir âyette "ruhamâ'" şeklinde (Fetih, 48/29) Hz. Peygamber ve müminlerin sıfatı olarak kullanılmıştır.

Rahîm ismi rahmân ismine göre daha özeldir. Sadece imân edip sâlih amel işleyenlere, muttakî ve muhsinlere yöneliktir. Dünyada sadece müminlerin güzel amellerine sevap verir, âhiret nimetlerinden yararlandırır, onlardan razı olur ve onları cennetine koyar. Mümin olmayanlar, Allah'ın dünyadaki nimetlerinden yararlanırlarsa da âhiretteki nimetlerinden mahrum kalırlar.

"Rahmân" ve "rahîm" kelimelerinin bu anlamı sebebiyle Allah, dünya ve âhiretin, mümin ve kâfir herkesin rahmanı, âhiretin ve müminlerin rahîmi denilmiştir.

Allah'ın rahmetinin her şeyi kuşattığı, âhirette ise sadece müminlere merhamet edeceğini âyetlerde bildirilmiştir (A'râf,7/156).

Peygamberimiz (a.s.), yüce Allah'ın cennete, "...Sen benim rahmetimsin", cehenneme de "sen de benim azabımsın..." dediğini bildirmiştir (Buhârî, Tevhid, 25. VIII, 186).

Allah'ın azabı da merhameti de çoktur. Bu hususu, Peygamberimiz (a.s.), şöyle bildirmiştir: "Eğer, Allah katındaki cezayı bilseydi, hiçbir mümin cennete gireceğini ummazdı. Eğer rahmetinin çokluğunu bilseydi, hiçbir kâfir cennetten ümidini kesmezdi." (Müslim, Tevbe, 23); "Allah, rahmeti yüz parça yapmış, bunun doksan dokuzunu kendisinde tutmuş, bir parçasını yer yüzüne indirmiştir. Bu bir parça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirlerine merhamet ediyorlar. O kadar ki hayvanlar, yavrularına zarar verir korkusuyla ayaklarını kaldırmaktadırlar." (Müslim, Tevbe, 17, 19; Buhârî, Edeb, 19).

Allah, merhametlilerin en hayırlısı (Mü'minûn, 23/118) ve en merhametlisidir (Yûsûf, 12/64).

Allah, dilediğine rahmetini ihsan eder (Bakara, 2/105). Ancak Allah Kur'ân'da; muttakilere (Hadîd, 57/28), sâlihlere (Câsiye, 45/30), Kur'ân'a sarılanlara (Nisâ, 4/175) itaakârlara (Âl-i İmrân, 3/132), namaz kılanlara (Nur, 24/56), zekatını verenlere (A'râf, 7/156), muhsinlere (A'râf, 7/56), mallarından Allah yolunda infak edenlere (Tevbe, 9/99), musibetlere sabredenlere (Bakara, 2/155-157), emr-i bi'l-ma'ruf ve nehyi ani'l-münker yapanlara (Tevbe, 9/71), Allah yolunda cihat edenlere (Bakara, 2/218), kötülüklerden korunanlara (Mü'min, 40/7-9), okunan Kur'ân'ı dinleyenlere (A'râf, 7/204) ve âhiretten korkanlara (Zümer, 39/9) merhamet edeceğini bildirmiştir.

Peygamberimiz (a.s.) de, "Allah, ancak merhametli olanlara rahmetini ihsan edecektir." (Buhârî, Cenâiz, 33), "Rahman, merhamet edenlere merhamet eder. Yer yüzündekilere merhamet edin (o zaman) göktekiler de size merhamet eder." (Ebû Dâvûd, Edeb, 66), "İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez." (Buhârî, Tevhît, 2), "Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir (bizim sünnetimizi terk etmiştir)." (Ebû Dâvud, Edeb, 66) buyurmuştur. (İ.K.)

ESMÂ-İ HÜSNÂ (el-Esmaü'l-Hüsnâ)

En güzel isimler demektir. Bu tabir âyet ve hadislerde geçmiştir: "En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin ve O'nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları bırakın...." (A'râf, 7/180; bk. Tâ-hâ, 20/8; Haşr, 59/24); "Allah'ın 99 ismi vardır. Bu isimleri ezberleyen (hıfz) kimse cennete girer." (Buhârî, Deavat, 68. VII, 169); "Allâh'ın 99 ismi vardır. Bu isimleri sayan (ihsâ) kimse cennete girer."(Müslim, Zikr, 6. III, 2062)

Âyet ve hadislerde zikredilen "el-esmâü'l-hüsnâ"; Allah'ın nasıl bir varlık olduğunun, O'nun niteliklerini, özelliklerini ve hangi vasıflara sahip olup olmadığını beyan eden isim ve sıfatlardır.

Allah'ı güzel isimleriyle tanımak ve anmak, O'na layık olmayan nitelikler isnat etmemek insanın başta gelen görevidir. Allah'ın isimleri hakkında Allah'a layık olmayan isimler isnat etmek, Allah'a "baba" demek gibi veya "cebbar", "mütekebbir", "zû intikam" gibi azamet ve kudret ifade eden isimleri kabul etmemek veya Allah'a özgü isimleri Allah'tan başka varlıklara vermek Kur'ân'da ilhad kavramıyla ifade edilmiştir. İlhad, doğru olandan, haktan sapmak demektir. Arapların Lat ismini el-ilâh, Menat ismini el-mennân, Uzza ismini el-Azîz isminden türetmeleri ilhaddır. Allâh'a, cisim, cevher, akıl ve illet gibi isimler vermek ilhaddır.

Hadislerde geçen "ihsâ" (saymak) ve "hıfz" (ezberlemek) kelimeleri ile maksat; Allah'ı güzel isimleriyle tanımak, O'na O'nun istediği şekilde ibadet ve itaat etmektir. Yoksa bu isimleri anlamadan ezberlemek ve tekrarlamak değildir. Mesela bir insan yaptığı bir işte Allah'ın kendisini gördüğünü, yaptıklarını bildiğini, ameline göre ödül veya ceza vereceğini düşünmesi ve ona göre hareket etmesi Allah'ın isimlerini hıfz ve ihsâdır. Tirmizî (ö. 279) esmâü'l-hüsna ile ilgili Ebû Hüreyre'den yaptığı bir rivâyette, Allâh'ın 99 isimini zikretmiş ve bu hadis için garîb demiştir (Deavat, 83. No: 3506). Tirmizî, Ebû Hüreyre'den aynı anlamda iki hadis daha rivâyet etmiş ancak bu rivâyetlerde isimler sayılmamıştır. İbn Ebî Ömer- Sufyan b. Uyeyne - Ebû'z-Zinad - el-A'rac tarikıyla gelen hadise "hasen-sahih" demiştir. Buhârî ve Müslim'in rivâyetlerinde de isimler yoktur.

İbn Mâce, el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde 101 isim zikretmiştir (Dua, 10, 11. No: 1269-1270). Tirmizî'nin rivâyetinde el-esmâü'l-hüsnâ, "hüvallahüllezî lâilâhe illâ hû" ile başlarken, İbn Mâce'nin rivâyetinde "Allah" lafzı ile başlamaktadır.

Tirmizî ve İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetlerinin dışında başka hadislerde de Allah'ı tanıtan isim ve sıfatlar geçmektedir. Hadislerde geçen kâbid, bâsıt, hâfid, râfi', mu'ızz, müzill, sabûr, muhsî, mübdi', mümît, vâcid, reşîd, mukaddim, muahhir, muğnî, mâni', dârr, nâfi' ve mâcid gibi bazı sıfatlar, isim şeklinde Kur'ân'da geçmemektedir. Ancak bu sıfatların ifade ettiği manalar fiilller ile ifade edilmiştir. Allah'ın isimleri / sıfatları 99 adetten ibaret değildir. 99 rakamı çokluktan kinayedir. Nitekim, el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili hadisler, Allah'ın isimlerinin 99'dan ibaret olduğunu da belirtmemekte, sadece bu isimleri sayanların cennete gireceklerini bildirmektedir. Ayrıca hadislerde geçmeyen ancak Kur'ân'da geçen Allah'ın güzel isim ve sıfatları vardır. Bu isim ve sıfatların sayısı iki yüzü geçmektedir. Aşağıda zikrettiğimiz isim ve sıfatların önündeki KK, Kur'ân-ı Kerîm'i; İC, İbn Mâce'yi; TR,Tirmizî'yi, HK, Hâkim Neysabûrî'yi; İH, İbn Hıbban'ı; BY, Beyhakî'yi; NS, Nesâî'yi ifade etmektedir. Diğer hadislerde geçenlerin kaynakları verilmiştir.

Ayet ve hadislerde geçen Allah'ın isim ve sıfatlarının kısaca anlamları:

el-A'lâ ; en yüce, en şerefli. (KK, NS,)

A'lem ; her şeyi en iyi bilen (KK)

el-Adl ; âdil, insaflı, her şeyi yerli yerinde yapan, her şeyi hak ve doğru olan (TR, BK, İH)

Adüvvün li'l-kâfirîn; ; kâfirlerin düşmanı (KK)

el-Afüvv ; çok affedici, çok bağışlayan (KK, TR, İC, NS, İH, BK)

el-Âhir ; varlığının sonu olmayan, ölümsüz, ebedî ve bâkî olan (KK, TR, İC, NS, HK)

Âhizü'n bi nâsiyetih ; suçluları cezalandıran (KK, NS)

Ahkemü'l-hâkimîn ; hüküm verenlerin en iyisi, hâkimler hâkimi (KK, )

Ahsenü'l-hâlikîn ; yaratanların, takdir ve tasvir edenlerin en iyisi (KK)

Akrab ; bilmesi, görmesi, duyması, haberdâr olması ve yardım etmesi açısından insanlara en yakın olan (KK)

el-Alî ; şanı, şerefi, izzeti ve kudreti yüce olan (KK, İC, TR, NS, HK, İH, BK)

el-Alîm ; her şeyi çok iyi bilen (KK, İC, HK, İH, BH)

el-Âlim ; bilen, anlayan, tanıyan (KK,TR, ,İC, İH, BK)

Âlimü'l-ğaybi ; gaybı bilen (KK)

Âlimü ğaybi's-semâvâti ve'l-ard ; yerin ve göklerin gaybını bilen (KK)

Âlimü'l-ğaybi ve'ş-şehâdeti ; görünen ve görünmeyen âlemi bilen (KK, NS)

el-Allâm ; çok bilen, bilgisi çok olan, her şeyi bilen (HK)

Allâmü'l-ğuyûb ; görünmeyenleri çok iyi bilen (KK)

el- Azîm ; zatı, isim, sıfat ve fiileri itibariyle pek ulu, büyük, yüce (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Azîz ; üstün, güçlü, kuvvetli, galip, şerefli, değerli, melik (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Bâ'ıs ; kıyamet kopunca ölüleri dirilten, mahşer yerine sevk eden, uyarıcı ve müjdeci olarak peygamber gönderen, kıyamette şahitler getiren (TR, İC, HK, İH, BK)

el- Bâkî ; sonlu ve ölümlü olmayan, varlığı sürekli olan, ebedî (TR, İC, HK, İH, BK)

Bâli'ğu emrih ; emri, hükmü hedefine ulaşan, kararını infaz eden (KK)

el- Bâri' ; yaratan, örneği olmadan varlıkları îcat eden (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el- Berr ; iyilik eden, çok lütüfkâr, çok merhametli, çok şefkatli (KK, TR, İH, BK)

el- Bârr ; iyilik eden, çok lütufkâr, çok merhametli, çok şefkatli (İC)

el- Bâsıt ; dilediğine rızkı bol veren (TR, İC, İH, BK)

el- Basîr ; aydınlık ve karanlıkta küçük ve büyük her şeyi gören (KK, TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Bâtın ; mâhiyeti akıl ile idrâk olunamayan, haya ile tahayyül edilemeyen, her şeyin iç yüzünü, sırlarını bilen (KK,TR,İC, NS, HK, İH, BK)

el- Bedî' ; bir şeyi nümûnesi olmadan yaratan , vâr eden, îcât eden (TR, HK, İH, BK)

Bedîu's-semâvâti ve'l-erd ; gökleri ve yeri örneği olmadan yaratan (KK)

Berîü'n mine'l-müşrikîn ; müşriklerden berî, uzak olan (KK)

el- Berr ; iyilik eden, çok lütüfkâr, çok merhametli, çok şefkatli (KK, TR, İH, BK)

el- Bürhân ; delil sahibi, kullarına delil gösteren, varlığına her şey delalet eden (İC)

Câ'ıl(ûn) ; yaratan, vâr eden, bir varlıktan başka bir varlık yapan, (KK)

el- Câmi' ; kıyamette insanları bir araya toplayan, cem eden (TR, İC, İH, BK)

Câmi'u'n-nâs ; kıyamette insanları bir araya toplayan, cem eden (KK)

el - Cebbâr ; emir ve yasaklarını, hüküm ve karalarını kullarına yaptırmaya gücü yeten, azgın ve zalimleri kahredici, dertlere derman olan, yaraları sarıp onaran, yaratıklarının hallerini düzelten (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Celîl ; ulu, kudretli, yüce, azamet ve Kibriya sahibi (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

el- Cemîl ; zatı, isim, sıfat, söz, fiil ve hükümleri iyi, güzel, iyilik ve ihsan sahibi (TR, İC , HK, İH, BK)

el- Cevâd ; cömert, nimet ve ihsanı bol olan (Tirmizî, Edeb, 41)

ed- Dâim ; ölümsüz, varlığı sürekli olan, bâkî ve dâim (İC, HK, İH, BK)

ed- Dârr ; zarar veren şeyleri yaratan âsileri zarar vererek cezalandıran (TR, İC)

ed- Dehr ; zamanı ve zaman içinde olup biten her şeyi vâr eden, zamanın sahibi ve yöneten (Müslim, Elfâz,1, 3. Buhârî, Edeb, 101. Tevhîd, 34)

ed- Deyyân ; hüküm veren, hesaba çeken, zelil eden, kahhâr (Buhârî, Tevhîd, 32. Ahmed, III, 495)

el- Ebed ; ölümsüz, varlığı sürekli, bâkî ve dâim (İC)

Ebkâ ; verdiği nimetler sürekli ve daha kalıcı olan (KK)

el-Ehad ; eşi, benzeri ve ikincisi bulunmayan bir tek, yegâne (KK, İC, NS, HK, İH, BK)

Ehlü'l-mağfire ; mağfiret ehli, affedici (KK)

Ehlü't-takvâ ; azabından korkup sakınmaya, korunmaya layık olan (KK)

Ekber ; zatı, isim, sıfat ve fiilleri, şana ve şerefi, nimet ve ihsanı en yüce en ulu (Müslim, Tahâre, 17;Tirmizî, Deavat, 25)

el-Ekrem ; en çok ikram eden (KK)

Erhamü'r-râhımîn ; merhamet edenlerin en merhametlisi (KK, NS)

Esdeku hadîsen ; en doğru sözlü (KK)

Esdeku Kîlen ; en doğru sözlü (KK)

Esra'u Mekren ; hile ve tuzak kuranları en sür'atli bir şekilde cezalandıran (KK)

Esra'u Ferahan ; kullarının tevbesine çok sevinen (KK)

Esra'u'l-hâsibîn ; hesap soranların, hesap görenlerin en sür'atlisi (KK)

Eşeddü Kuvveten ; çok kuvvetli, çok güçlü (KK)

Eşeddü Tenkîlen ; çok şiddetli cezalandıran (KK)

Eşeddü be'sen ; çok şiddetli cezalandıran (KK)

el-Evvel ; öncesi olmayan, yaratılmamış, ezelî ve kadîm tek varlık (KK,TR, İC, NS, HK, İH, BK)

Fa'âlün limâ yürîd ; dilediğini yapan (KK)

Fâil(ûn) ; Yapan, yaratan, vâr eden (KK)

Fâliku'l-habbi ve'n-nevâ ; çekirdek ve taneleri çatlatan, yarıp açan (KK, NS)

Fâliku'l-ısbâh ; karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran (KK)

el- Fâtır ; yaratan, îcat eden, yoktan var eden (İC, HK)

Fâtıru's-semâvâti ve'l erdı ; yeri ve gökleri yaratan(KK, NS);

el- Fâtın ; deneyen, imtihan eden (Mâlik, Kader, 5)

el-Ferd ; tek kadîm, ezelî, ebedî ve bâkî olan varlık.( Beyhakî, I, 161)

el- Fettâh ; en âdil hüküm veren iyilik kapılarını açan (KK,TR, HK, İH, BK)

Gâlib'ün `alâ emrihî ; emirinde işinde ve hükmünde galip olan, üstün gelen (KK)

el-Ğaffâr ; çok affeden, çok bağışlayan, günah ne kadar çok olursa olsun yine bağışlayan (KK,TR, İH, BK)

Ğâfiru'z-Zenbi ; günahları bağışlayan (KK)

el-Ğafûr ; çok affeden, çok bağışlayan (KK,TR, İH, BK)

el- Ğanî ; zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan (KK,TR, HK, İH, BK)

el- Habîr ; her şeyden haberdar olan, gizli âşikâr her şeyi bilen, haber veren (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Hâdî ; hidayet eden, doğru yolu gösteren (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el- Hâfız ; koruyup gözeten (İC, HK)

el- Hafî ; çok ikram eden, son derece iyilik ve lütuf sahibi, her şeyi bilen (Ebu Davud, Tirmizî, İC)

el- Hâfid ; şan, şeret ve itibar bakımından kâfirleri alçaltan, değersiz yapan, cezalandıran (TR, İC)

el- Hafîz ; varlıkları yok olmaktan koruyan, (KK, TR, HK, İH, BK)

el- Hakem ; hüküm veren, son kararı veren (KK, TR, İH, BK)

el- Hakîm ; hikmet sahibi, her işi, emri ve yasağı yerli yerinde olan (KK)

el- Hâkim ; hükmeden, karar veren, haklıyı haksızı ayıran (TR, İC)

el- Hakk ; varlığı, ilah ve rab oluşu hak olan, eşyayı var eden hakkı ızhar eden, mülk sahibi, yok olmayan, varlığında şüphe bulunmayan, âdil (KK, TR, İC, NS, HK, İH, BK)

el- Hâlik ; her şeyi yaratan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Halîm ; çok sakin, hemen öfkelenmeyen, kızmayan, heyecanlanmayan, acele etmeyen hoşgörülü, teenni ile hareke eden (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Hallâk ; mükemmel yaratan, devamlı yaratan (KK, HK)

el- Hamîd ; çok övülen, övgüye layık olan (KK, TR, NS, İH, BK)

el- Hannân ; çok merhametli, çok şefkatli (HK)

el-Hâsib ; insanları sorgulayan, hesaba çeken (KK)

Hasbü ; yardım etmede, rızık vermede ve korumada yeten,

el-Hasîb ; insanlara yeten, insanların yaptıklarını koruyup hesaba çeken (KK,TR, İH, BK)

el-Hayî ; edep ve haya sahibi, çirkinliği bulunmayan, bağış, ihsan ve nimeti terk etmeyen (Ebû Dâvud, Hammam, 2; İbn Mâce, Dua, 13; Nesaî, Gusl, 7)

Hayr ; hayırlı, faydalı olan, iyilik eden (KK)

Hayru'l-fâsılîn ; hükmedenlerenin, haklı ile haksızı ayırt edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'l-fâtihîn ; hükmedenlerin, nimet verenlerin, hayır kapılarını açanların en hayırlısı (KK)

Hayru'l-ğâfirîn ; bağışlayanların en hayırlısı (KK)

Hayru'l-hâkimîn ; hüküm ve karar verenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'l-mâkirîn ; hile ile kötülük yapanları bilemeyecekleri, anlayamayacakları, cihetlerden daha şiddetli cezalandıran (KK)

Hayru'l-münzilîn ; nimet verenlerin, ikram edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'l-vârisîn ; varislerin en hayırlısı (KK)

Hayru'n-nâsırîn ; yardım edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'r-râhımîn ; merhamet edenlerin en hayırlısı (KK)

Hayru'r-râzikîn ; rızık, nimet verenlerin en hayırlısı (KK)

Hayrun hâfizan ; en iyi koruyup gözeten (KK)

el- Hayy ; yaşayan, diri, canlı, ölümsüz, ezelî ve ebedî olan (KK, TR, İC, NS, HK, İH, BK)

Hüvallahüllezî lâilâhe illâ hû ; kendisinden başka tanrı bulunmayan Allah (KK, TR, İH, BK)

el- İlâh ; ma'bûd. Tanrı (KK, HK)

İlâhü'n-nâs ; insanların ilahı (KK)

el- Kâbid ; dilediğine rızkı daraltan, ölüm zamanı gelenlerin ruhlarını kabzeden (TR, İC, İH, BK)

Kâbilü't-tevb ; tevbeleri kabul eden (KK)

el-Kâdî ; hakla hükmeden (Beyhâkî, el-Esmâ ve's-Sıfât, s. 111)

Kâdî'l-umûr ; işlere karar veren (Tirmizî)

el- Kâdîm ; evveli olmayan, ezelî olan ilk varlık ( İC, HK)

el- Kâdir ; güçlü, kuvvetli, her şeye gücü yeten (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el- Kadîr ; çok güçlü, çok kuvvetli, istediğini istediği gibi eksiksiz, kusursuz ve tam yapabilen (KK , HK)

el- Kâfî ; kullarına yardım eden, vekil olan, yol gösteren, yaptıklarını bilen, gören, haberdar olan ve hesaba çeken (KK, İC, HK)

el- Kahhâr ; yenilmeyen, daima galip gelen (KK,TR, NS)

el- Kâhir ; galip gelen, zelil eden, güçlü, her şeyi kuşatan, yaratıklarını dilediği gibi yöneten (KK, İC)

el- Kâim ; varlıkları görüp gözeten, koruyan, yöneten (KK, İC)

el- Kâin ; kadîm, ezelî, ebedî, bâkî, ilk varlık, varlığı sürekli olan (Ahmed, II, 539)

el-Karîb ; aff, mağfireti, rahmeti, bilmesi, görmesi ve duyması itibariyle kullarına yakın olan (KK, HK, NS, İH, BK)

el- Kâşif ; azap, sıkıntı, bela ve dertleri gideren (KK)

Kâşifü'l-azâb ; azabı, sıkıntıyı, derdi kaldıran (KK)

Kâtib(ûn) ; insanların yaptıklarını yazan (KK)

el- Kavî ; kuvvetli, kudretli, her şeye gücü yeten (KK,TR,İC, İH, BK)

el- Kayyûm ; zatı ile kaim olana, ezelî ve ebedî, her şeyin varlığı kendisine bağlı, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten, koruyan, ihtiyaçlarını üstlenen (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Kebîr ; zatı, isim ve sıfatları, şanı ve şerefi, kadri ve kıymeti, değer ve izzeti pek yüce, ulu ve büyük (KK,TR, HK, İH, BK)

el- Kefîl ; bütün canlıların rızıklarını üstlenen, bu konuda kullarına yeten, nimet veren, kullarını görüp gözeten (HK)

el- Kerîm ; değerli, şerefli, çok nimet veren, nimet ve ihsanı bol olan (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Kuddûs ; her türlü çirkinlik (Nesefî, VI, 234), noksanlık ve ayıplardan uzak, tertemiz, bütün kemal sıfatları kendisinde toplayan, güzellik, iyilik ve faziletlerle övülen (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Latîf ; yaratıklara karşı yumuşak davranan, çok merhametli, çok lütufkâr, ihsan sahibi, insanlara hak ettiklerinden fazlasını veren her şeyin detayını, sırlarını en iyi bilen, işleri çok hassas düzenleyen, gözle görülmeyen (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el- Mâcid ; şan ve şeref sahibi, hayır ve ihsanı, kerem ve lütfu bol olan (TR, İH, BK)

Mâhid(ûn) ; yer yüzünü yaratıkları için elverişli, yarayışlı ve faydalı olarak yaratan (KK)

el- Mâlik ; bütün varlıkların sahibi (KK, HK)

Mâlikü yevmi'd-din ; din gününün, âhiretin sahibi (KK)

Mâlikü'l-mülk ; mülkün sahibi (KK, TR, İH, BK)

el- Mâni' ; istediği şey engel olan, koruyan, kurtaran, yardım eden (TR, İC, İH, BK)

el- Mecîd ; çok şerefli, çok itibarlı (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el-Melik ; bütün varlıkları yöneten, dilediğini yapan, dilediği gibi hükmeden (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Meliki'n-nâs ; insanların meliki (KK)

el-Melîk ; çok mülkü olan, her şeyin sahibi ve Malikî, onları terbiye edip yetiştiren, mülk ve güç veren (KK, HK)

el-Mennân ; kullarına bol ihsânda bulunan, sayısız nimetler veren (İbn Mace, Dua, 9. HK)

el-Metîn ; çok kuvvetli, çok dayanıklı, âcizliği, za'fiyeti ve gevşekliği olmayan (KK,TR, İC, İH, BK)

el-Mevlâ ; dost, yardımcı, görüp gözeten (KK, HK)

Mu'azzib(în) ; suç işleyenleri, zalimleri, günahkârları cezalandıran (KK)

el-Mu'ızz ; izzet ve şeref, güç ve kuvvet, itibar ve şeref veren, aziz yapan (KK, İC)

el-Mu'îd ; canlı varlıkları ölümlerinden sonra dirilten, yeniden yaratan (TR, İC, HK, İH, BK)

el-Mu'tî ; nimet veren ihsanda bulunan (İC)

el-Muahhır ; geriye bırakan (TR, İH, BK)

el-Muğîs ; yağmur yağdıran (HK)

el-Muğnî ; insanlara mal mülk veren, onları zengin yapan, cömert, nimet sahibi, (TR, İH, BK )

Mûhinü keydi'l-kâfirîn ; kâfirlerin tuzağını zayıflatan, boşa çıkaran (KK)

el-Muhît ; ilim ve kudretiyle her şeyi kuşatan, her şeye muttali olan (KK)

Muhîtü'n bi'l-kâfirîn; kâfirleri kuşatan

el-Muhric ; bir şeyi açığa çıkaran, bir varlıktan başka bir varlık var eden, gizli şeyleri ortaya çıkaran (KK)

el-Muhsî ; insanların bütün yaptıklarını , olup biten her şeyi bilen ve koruyan (TR, İH, BK)

el-Muhsin ; yaptığı şeyleri iyi, güzel, sağlam ve kaliteli yapan, insanlara ikram ve in'am eden (Süyûtî, No: 1817. I, 215)

el-Muhyî ; varlıklara hayat veren, onları yaşatan, ölümlerinden sonra dirilten (TR,İC)

Muhyî'l-mevtâ ; ölüleri dirilten (KK)

Muhzî'l-kâfirîn ; kâfirleri rezil rüsvay eden (KK)

el-Mukaddim ; öne alan (TR, İH, BK)

Mukallibü'l-kulûb ; kalpleri halden hale çeviren (NS)

Musarrifu'l-kulub ; kalpleri halden hale çeviren (NS)

el-Mu'îd ; ölümlerinden sonra da tekrar diriltecek ve hayatlarını iade edecek olan

el-Mukît ; her şeye gücü yeten, , rızık veren, yapılanları bilen, koruyan, mükâfat veren (KK,TR)

el-Muksıt ; âdil, hakla hükmeden (TR, İC, İH, BK)

el-Muktedir ; güçlü, kuvvetli, istediğini istediği gibi yapan (KK, TR, İH, BK)

el-Musavvir ; yaratıklara şekil ve özellik veren (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

Mûsi'(ûn) ; gökleri genişleten (KK)

el-Muksıt ; âdil, hakla ve adaletle hükmeden, mazlumun hakkını zalimden adaletle olan demektir (TR, İH, BK)

Mutahhir ; müminleri manevî kirlerden, günahlardan temizleyen, kötülüklerden kurtaran (KK)

el-Mübdi' ; varlıkları ilk defa yaratan (TR, İC, HK, İH, BK) Beyhakî'in el-Esmâ ve's-Sıfât adlı eserinde (s. 61) bu isim el-Bâdi' olarak geçmektedir. Her iki kelime aynı anlamdadır.

el-Mübîn ; varlığı âşikâr olan, hakkı ızhar eden, gerçeği beyan eden (KK, İC, HK, İH, BK)

Mübrim (ûn) ; hile ile kötülük yapmaya karar verenleri bilir, onların bu kötülüklerini boşa çıkarır, onları kesin olarak cezalandırır (KK)

Mübtel(în) ; deneyen, imtihan eden, gizli olanları açığa çıkaran (KK)

el-Mücîb ; duaları, istekleri, dilekleri kabul eden, ihtiyaçları karşılayan, sıkıntıları gideren (KK,TR, HK, İH, BK)

el-Müdebbir ; kâinatı yöneten, işleri yerli yerince düzene koyan (HK)

el-Müheymin ; insanların bütün yaptıklarını bilen, koruyan, görüp gözeten (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

Mûhinü keydi'l-kâfirîn, ; ise kâfirlerin tuzağını zayıflatan, gevşeten, boşa çıkaran,

el-Mühlik ; isyan eden, azan, günaha dalan ve zulmeden fert ve toplumları yok eden, helak eden (KK)

el-Mükevvin ; ebedî olarak vâr olan (Ahmed, II, 539; Buhârî, Tevhîd, 26)

el-Mümidd ; yardım eden (KK)

el-Mü'min ; yaratıklarına güven veren (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

el-Mümît ; varlıkların hayatlarına son veren, canlarını alan (TR, İC, HK, İH, BK)

el-Müneccî ; sıkıntı, bela ve azaptan kurtaran (KK)

el-Münezzil ; nimet veren, su, sekînet, melek, kitap ve peygamber indiren (KK)

el-Münîr ; ışık veren, aydınlatan, (KK, İC)

Münşi(ûn) ; îcat eden, inşa eden, yapan, ilk defa yaratan (KK)

el-Müntekim ; suçluları cezalandıran (KK, TR, İH, BK)

Münzil (în) ; melek. Kitap, bu, sekînet indiren, nimet veren (KK)

Münzilü't-Tevrâti ve'l-İncîli ve'l-Fürkân ; Tevrat, İncil ve Kur'ân'ı indiren (NS)

Münzir(în) ; kullarına fayda ve zarar veren şeyleri bildiren; inkâr ve isyan edenlerin âkibetinin kötü olduğunu haber vererek onları bu davranışlardan sakındıran ve azabı ile korkutan (KK)

Mürsil(în) ; vahiy, peygamber, bol yağmur, aşılayıcı rüzgar, koruyucu melek âsiler için yıldırımlar ve âfetler gönderen (KK)

el-Müsa'ır ; ürünleri azaltıp çoğaltan, kıtlaştırıp bollaştıran (Tirmizî, Büyu', 73. Ebû Dâvud, Büyu', 51)

el-Müsteân ; kendisinden yardım istenen, kindisine sığınılan (KK)

Müstemi'(ûn) ; sesleri işiten,duyan (KK)

el-Müteâl ; aşkın, pek yüce, ulu, eksik ve noksanlıklardan berî olan (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Mütekebbir ; ihtiyaç ve noksanlığı gerektiren her şeyden münezzeh, pek yüce ve ulu (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Müteveffî ; yaratıkların canlarını alan (KK)

Mütimmü nûrihî ; nurunu, dinini tamamlayan (K)

el-Müzill ; boyun eğdiren, zelil eden, alçaltan (TR, İC, İH, BK)

en-Nâfi' ; faydalı şeyleri yaratan, bütün yaratıklara faydası olan (TR, İC, İH, BK)

en-Nâsır ; yardım eden (KK, HK)

en-Nasîr ; çok yardım eden, sürekli yardım eden (KK)

en-Nazîf ; sözleri, işleri ve hükümleri temiz, iyi ve güzel olan (Tirmizî, Edeb, 41)

en-Nûr ; aydınlatıcı, ışık verici (TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Nûru's-semâvâti ve'l-ard ; gökleri ve yeri aydınlatan (KK )

er-Rabb ; varlıkları yaratıp yetiştiren, terbiye eden, eğiten, yetiştiren, her şeye nizamını, güzelliğini ve yeteneklerini veren, her şeyin Malikî ve sahibi (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Rabbü'l-âlemîn ; âlemlerin rabbi (KK)

Rabbü'n-Nâs ; insanların Rabbi (KK)

Rabb'ü'l-Arş ; Arş'ın Rabbi (KK)

Rabbü'l-Felak ; sabahın Rabbi (KK)

Rabbü's-Semâvâti ; göklerin Rabbi (KK)

Rabbü'l-Ard ; yerin Rabbi (KK)

Rabbü'l-Izzeti ; kudret ve şeref sahibi (KK)

Rabbü'ş-Şi'râ ; Şi'ra yıldızının sahibi (KK)

Rabbü Külli Şey'in ; her şeyin Rabbi (KK)

er-Râfi' ; peygamber ve müminlerin itibar, şan ve şereflerini artıran, göğü yükselten (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

er-Rahîm ; çok merhametli (KK,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

er-Rahmân ; çok merhametli, pek müşfik (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

er-Rakîb ; insanların hallerini, sözleri, yaptıklarını ve davranışlarını bilen, haber alan, murakabe edip koruyan (KK,TR, HK, İH, BK)

er-Râşid ; doğru yolu gösteren, her işi isabetli olan (İC)

er-Raûf ; çok merhametli, çok şefkatli, çok acıyan (KK,TR, İC, HK, İH, BK)

Refî'u'd-derecât ; manevî dereceleri ve gökleri tabaka tabaka yükselten (KK)

er-Refîk ; yumuşak davranışlı, merhametli (Müslim, Selam, 15, Buharî, Edeb, 35, Ebû Dâvûd, Edeb, 15)

er-Reşîd ; her işinde isabetli olan, doğru yolu en iyi gösteren (TR)

er-Rezzâk ; bol nimet, maddî ve manevî rızık veren (KK, TR, HK, NS, İH, BK)

Hayrü'r-râzikîn ; rızık verenlerin en hayırlısı (KK)

es-Sabûr ; çok sabırlı (TR)

es-Sâdık ; söz, iş, va'd ve va'îdinde doğru olan her sözünü ve va'dini yerine getiren (KK, İC, HK, İH, BK)

es-Sâil ; insanları âhirette sorgulayan, hesaba çeken (Müslim, İmâre, 45. Buhârî, Enbiyâ, 50)

es-Samed ; her şeyin kendisine muhtaç olduğu, yöneldiği, her dilek ve isteğin mercîi; hiç eksiği, kusuru ve ihtiyacı olmayan ulu, şanlı, dosdoğru, âdil ve güvenilir (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

es-Sâmi' ; sözlerini açığını da gizlisini de işiten (İ)

es-Sâni' ; varlıkları, iyi, güzel, sağlam ve muhkem yapan, fâil, halik, musavvir (Müslim, Zikr, 9)

es-Selâm ; eksiklik, âcizlik, hastalık, ölüm ve benzeri şeylerden salim olan kullarına güven ve selamet veren (KR,TR, İC, HK, NS, İH, BK)

es-Semî' ; her sözü, bütün konuşulanları en iyi işiten, duyan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

Semî'u'd-Dü'â ; duaları duyar kabul eden (KK)

Serîu'l-hısâb ; çok süratli sorgulama yapan, hesap soran (KK)

Serî'u'l-`Ikâb, ; çok hızlı cezalandıran (KK)

es-Setîr ; kularının ayıp ve kusurlarını örten (Nesâî, Gusl, 7. Ebû Dâvûd, Hammam, 2. Ahmed, IV, 224)

es-Seyyid ; en şerefli, en yüce, kâinatın sahibi, Malikî ve yöneticisi (Ahmed, IV, 24. Beyhakî, el-Esmâ ve's-Sıfât, I, 54)

es-Sübbûh ; her türlü kötülük, eksiklik, acizlik, ve noksanlıklardan uzak olan (Müslim, Salat, 223; Ebu Davut, Salat, 17; Nesai, Tatbik, 11, Ahmed, V. 35, 99,115,148)

eş-Şâfi' ; maddî ve ma'nevî hastalıklara şifa veren, sıkıntıları gideren (Buharî, Merda, 20. Tıb, 40; Müslim, Selam, 46, 47, 48; Ebû Dâvud, Tıb, 17)

eş-Şâhid ; bilen, muttali olan, tanık (KK)

eş-Şâkir ; verdiği nimetlere şükredi ve çalışan kimseyi ödüllendiren (KK, HK)

eş-Şedîd ; çok kuvvetli, cezalandırması çok şiddetli (İC)

Şedîdü'l-`azâb ; azabı çok şiddetli (KK)

Şedîdü'l-`ıkâb ; cezalandırması çok şiddetli (KK)

Şedîdü'l-mihâl ; cezası. Azabı, kuvveti çok şiddetli olan (KK)

eş-Şefî' ; müminler yâr ve yardımcısı, azap ve sıkıntılardan koruyucusu (KK)

eş-Şehîd ; her şeye muttali olan, gören, bilen, haberdâr olan, her yerde hazır nazır olan, hiçbir şey kendisinden gizlenemeyen, bütün sırlara vakıf olan, her şeyi murakabe eden (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

eş-Şekûr ; ibadet eden kullarının mükâfatlarını bolca veren, az çok her itaati ödüllendiren (KK, TR, HK, İH, BK)

Şey ; var olan, mevcut (KK)

et-Tâmm ; zat, isim, sıfat ve fiilleri, eksisiksiz, kusursuz ve mükemmel olan, acziyet ve za'fiyeti olmayan (İC)

et-Tayyib ; söz, iş ve hükümleri iyi, güzel ve faydalı olan eksiklik ve noksanlardan münezzeh olan (Tirmizî, Edeb, 41; Müslim, Zekat, 65)

et-Tevvâb ; tevbeleri çok kabul eden, sürekli tevbeleri kabul eden (KK, TR, İC, HK, İH, BK)

el-Vâcid ; zengin, hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeyin sahibi, her şeye gücü yeten (TR, İC, HK, İH, BK)

el-Vâhid ; zatında, isim ve sıfatlarında eşi ve benzeri bulunmayan, tek olan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

el-Vâkî` ; yaratıklarını tehlikelerden koruyan (İC)

el-Vâlî ; koruyup gözeten, yardım eden, işleri deruhte eden (KK, TR, İH, BK)

el-Vâris ; bütün varlıkların sahibi, bâkî, ebedî ve dâim olan her şey kendisine dönen (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Vâsi' ; güçlü, kuvvetli, ilim ve merhameti her şeyi kuşatan, bütün yaratıklara rızık veren, nimet ve ihsanı bol olan (KK, TR, HK, İH, BK)

Vâsi'u'l-mağfire ; bağışlaması, mağfireti bol olan (KK)

el-Vedûd ; müminleri çok seven, kulları tarafından çok sevilen (KK, TR, HK, İH, BK)

el-Vehhâb ; karşılıksız çok nimet veren, ikram ve ihsanda devamlı olan lütfu,, ihsanı ve rahmeti bütün kulları kuşatan (KK, TR, HK, İH, BK)

el-Vekîl ; güvenilen, koruyucu, yardım eden, görüp gözeten, her şeyin Malikî ve yöneticisi (KK, TR, İC, HK)

el-Velî ; dost, seven, görüp gözeten, yardım eden (KK, TR, İC, İH, BK)

el-Vitr ; ilah, yaratıcı ve ma'bud olmada eşi ve benzeri bulunmayan, tek (İC, HK)

ez-Zâhir ; varlığı her şeyden âşikâr olan, her şeye galip gelen her şeyden yüce olan (KK, TR, İC, HK, NS, İH, BK)

ez-Zâri' ; yetiştiren, büyüten, inşa eden (Beyhâkî, el-Esmâ ve's-Sıfât, s. 57)

Zâri'ûn ; ekinleri, bitkileri yetiştiren, büyüten (KK)

Zû'l-izzeti ; izzet, güç, kuvvet ve şeref sahibi (NS)

Zî't-tavl ; lütuf, bağış, ikram , ihsan, af ve bağış sahibi, (KK, HK)

Zû fadl ; ikram sahibi (KK),

Zü'l-fadli'l-azîm : çok ikram sahibi (KK, HK),

Zû-intikam ; intikam sahibi, âsileri, zalimleri cçezalandıran (KK)

Zü'l-`ıkâb ; suçluları, günahkârları, zalimleri cezalandıran (KK)

Zü'l-Arş ; Arşın sahibi (KK)

Zü'l-celâli ve'l-ikrâm ; azamet ve kibriya, ikram ve ihsan sahibi (KK, TR, HK, NS, İH, BK

Zü'l-kuvveti ; güç ve kuvvet sahibi (KK, İC)

Zü'l-mağfireti ; af ve bağış sahibi (KK)

Zü'l-me'âric ; bütün derecelerin sahibi (KK, HK)

Zû'l-mecd ve'l-ikrâm, ; şeref ve ikram sahibi,

Zü'r-rahmeti ; merhamet sahibi (KK)

Bu kelimelerin detaylı anlam ve açıklamaları için ilgili maddelere bakınız. (İ.K.) Bilgilendirme Kur'an-ı Kerim Kur'an-ı Kerim ve Meali Kur'an-ı Kerim Okumaya Giriş Seçme Sûreler Aşr-ı Şerifler Hatm-i Şerif Kurul Kararları Kurul Kararları Kurul Mütalaaları Dini Bilgiler İlmihal 40 Hadis Dini Kavramlar Sözlüğü Dini Bilgiler Mutluluk Yolu İslam Resimlerle Abdest Resimlerle Namaz Namaz Dua ve Sureleri Bunları Biliyor muyuz? Dini Sorular Dini Danışma Hattı Dini Günler ve Geceler Namaz Vakitleri Diyanet Takvimi Web Kütüphanesi Başkanlık Kütüphanesi


Görsel Yayınlar ◦Canlı Yayın ◦Web Yayın ◦TV Programı - İslamın Aydınlığında ◦Kuran-ı Kerim Okuma Yarışmaları ◦Sesli ve Görüntülü Programlar ◦Kutlu Doğum, Camiler ve Din Görevlileri Haftası Sinevizyonu ◦İlahiler


Diyanet Intranet


Süreli Yayınlar

Advertisement