Yenişehir Wiki
Advertisement
Davutoğlu_'Refik'_Dedi,_TDK'da_Herkes_Anlamını_Aradı

Davutoğlu 'Refik' Dedi, TDK'da Herkes Anlamını Aradı

[1] Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
[2] Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika
[3] Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri
[4] Kuma, ortak
[5] Arkadaş
[6] Etene, son, meşime.
[7] İkişer kişilik topluluklarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu.
[8] Arkadaş,,dost
[9] Refik(a) Ortak, arkadaş, , yardımcı, yoldaş.

Örnekler[]

(Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklid eder, refikasını, hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur. Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyânetine bakıp, "Ebedi arkadaşımı kaybetmiyeyim" diye takvaya girer. Veyl o erkeğe ki: Saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer. L.)


[1] Bu masanın bir eşi de bizde var.
[2] Kahvesini de pek âlâ kendi pişirebilecekken eşinin önüne getirmesini bekler.
[3] Güvercin eşini arıyor.
[7] Briçte kuvvetli bir eş seçti.


Zevce Kadın eş. Nikâhlı kadın, . Karı (Zevce)

1- Karı, ölen kocasının çocukları veya oğlunun... oğlu veya kızı ile birlikte bulunduğunda sekizde bir alır.

2- Bunlar bulunmadığında dörtte bir alır. (zevce) birden fazla ise her iki durumda belirlenen payı aralarında eşit olarak paylaşırlar.


Crystal Clear app Community Help Atasözleri

[1] Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz

Crystal Clear app Login Manager Deyimler

gafil baş düşmana eş

Nuvola Turkish flag Türk Dilleri


  • Türkmence: [[ýanýoldaş#Türkmence|ýanýoldaş]] (tk)
  • Azerice: [[tay#Azerice|tay]] (az)

|} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|

|}

|}

Tercümeler[]

Türkçe - İngilizce çevirisi[]

1. fellow. 2. companion; associate, partner.

Türkçe - Türkçe çevirisi[]

1. .

2. (A) Ortak, arkadaş, eş, yardımcı, yoldaş.

(Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklid eder, refikasını, hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur. Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyânetine bakıp, " Ebedi arkadaşımı kaybetmiyeyim" diye takvaya girer. Veyl o erkeğe ki: Saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer. L.).

3. Arkadaş.

4. Arkadaş, dost.

5. arkâdaş, ortak, eş, yardımcı, yoldaş.

6. Arkadaş, dost: "Bey oğlum, bu zat benim en aziz, en eski refikimdir."- Ö. Seyfettin.

7. Koca, eş, zevç.

İngilizce - Arapça çevirisi[]

  • زميل
  • صاحب
  • رفيق
  • رفيق
  • مشابه
  • ند
  • رجل تافه
  • عضو في إدارة جامعة
  • بريطانية
  • خريج جامعة

İngilizce - Yunanca çevirisi[]

1. συνάδελφος (synadelfos), τύπος (typos), άντρας (antras). 2. (n) σύντροφος (syntrofos).

[]

değişmek

[]

[1]


Ayetlerde refik kavramı[]

وَمَن يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاء وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا

Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike refîkâ (refîkan ).



1. ve men : ve kim
2. yutiı : itaat eder
3. allâhe : Allah
4. ve er resûle : ve resûl, elçi
5. fe : o taktirde
6. ulâike : işte onlar
7. mea : beraber
8. ellezîne : o kimseler, onlar
9. en'ame : ni'met verdi
10. allâhu : Allah
11. aleyhim : onlara, kendilerine
12. min en nebiyyîne : nebilerden, peygamberlerden
13. ve es sıddîkîne : ve sıddîklar
14. ve eş şuhedâi : ve şehitler
15. ve es sâlihîne : ve salihler
16. ve hasune : ne güzel
17. ulâike : işte onlar
18. refîkan
arkadaş olarak, arkadaş
Elmalılı Hamdi Yazır :

Öyle ya: Her kim Allaha ve Peygambere mutı' olursa işte onlar

Allahın kendilerine in'am eylediği: Enbiya, sıddıkîn, şüheda ve salihîn ile

birliktedirler, bunlarsa ne güzel arkadaş !

وَإِذِ اعْتَزَلْتُمُوهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ إِلَّا اللَّهَ فَأْوُوا إِلَى الْكَهْفِ يَنشُرْ لَكُمْ رَبُّكُم مِّن رَّحمته ويُهَيِّئْ لَكُم مِّنْ أَمْرِكُم مِّرْفَقًا

Ve izi'tezeltumûhum ve mâ ya'budûne illâllâhe fe'vû ilel kehfi yenşur lekum rabbukum min rahmetihî ve yuheyyi' lekum min emrikum mirfekâ (mirfekan ).

1. ve izi'tezeltumû-hum 

(i'tezele)

: ve onlardan ayrıldığınız zaman : (ayrıldı)
2. ve mâ ya'budûne : ve kul olduğunuz şeyler
3. illâllâhe (illâ allâhe) : Allah'tan başka
4. fe'vû (fe evû) : artık, o halde, sığının
5. ilel kehfi (illâ el kehfi) : mağaraya
6. yenşur : neşretsin, göndersin, ulaştırsın
7. lekum : sizin için, size
8. rabbu-kum : Rabbiniz
9. min rahmeti-hi : rahmetinden
10. ve yuheyyi' : ve kolaylaştırsın, düzenlesin, lütfetsin
11. lekum : sizin için, size
12. min emri-kum : sizin emrinizden, sizin işinizden (işinizi)
13. mirfekan : yardımcı olarak, arkadaş, destek olarak


İmam İskender Ali Mihr : Ve siz, Allah'tan başkasına kul olmayarak onlardan ayrıldığınız zaman artık bir mağaraya sığının! Rabbiniz size rahmetini neşretsin (ulaştırsın). Ve size, refik (destek) olarak işlerinizi kolaylaştırsın.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve mâdemki dediler, onlardan ayrıldınız ve Allah'tan başkasına ibâdet etmeyeceksiniz, sığının mağaraya da Rabbiniz, rahmetiyle bir genişlik versin size ve işinizde de kolaylık sebepleri hazırlasın size.
Abdullah Parlıyan : İçlerinden biri dedi ki, madem onlardan ayrıldınız ve Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, sığının mağaraya da Rabbiniz, rahmetiyle bir genişlik versin ve işinizde de size kolaylık sebepleri hazırlasın…
Adem Uğur : (İçlerinden biri şöyle demişti:) "Madem ki siz onlardan ve onların Allah'ın dışında tapmakta oldukları varlıklardan uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde sizin için fayda ve kolaylık sağlasın."
Ahmed Hulusi : Mâdemki onlardan ve Allâh'tan ayrı olarak taptıklarından uzaklaştınız, o hâlde o mağaraya sığının ki, Rabbiniz Rahmetinden size yaysın ve yaptığınızda sizin için yararlı bir şey oluştursun.
Ahmet Tekin : İçlerinden biri arkadaşlarına:

'Mademki siz, onlardan ve Allah’ın dışında tapmakta oldukları varlıklardan ve uydukları, boyun eğdikleri düzenden uzaklaştınız. O halde dağdaki mağaraya çekilin. Rabbiniz, rahmetini size biraz genişletsin, size yeniden hayat versin. Planlarınızı kolaylaştırsın, sizi muvaffak etsin.' dedi.

Ahmet Varol : (Denildi ki): 'Madem ki onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından ayrıldınız, mağaraya sığının ki Rabbiniz size rahmetinden genişlik versin ve işinizde kolaylık hazırlasın.'
Ali Bulaç : (İçlerinden biri demişti ki:) "Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın."
Ali Fikri Yavuz : (Yiğitlerden biri, diğer arkadaşlarına şöyle demişti): “- Madem ki siz, kavminizden ve onların Allah’dan başka taptıkları putlardan ayrıldınız, o halde mağaraya çekilin ki, Rabbiniz rahmetinden size genişlik versin ve size, işinizde bir kolaylık hazırlasın.”
Bayraktar Bayraklı : İçlerinden biri şöyle demişti: “Madem ki siz onlardan ve onların Allah'ın dışında tapmakta oldukları varlıklardan uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde sizin için fayda ve kolaylık sağlasın.”
Bekir Sadak : Onlara: «Siz onlardan ve Allah'tan baska taptiklarindan ayrildiniz, bunun icin Magaraya girin ki, Rabbiniz size rahmetini yaysin ve size isinizde kolaylik gostersin» denildi.
Celal Yıldırım : Onlardan da, Allah'tan başka taptıklarından da ayrılıp çekildiğiniz zaman mağaraya yerleşin ki Rabbiniz üzerinize kendi rahmetinden yaysın ve işlerinizi de size uygun ve yararlı şekilde hazırlasın.
Cemal Külünkoğlu : (İçlerinden biri dedi ki:) ”Mademki, halkınızla ve onların Allah'ı bir yana bırakarak taptıkları ile ilişkinizi kestiniz, öyleyse mağaraya sığınınız, Rabbiniz engin rahmetinden size bir pay göndersin ve şu işinizde size kurtuluş yolu göstersin!”
Diyanet İşleri (eski) : Onlara: 'Siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından ayrıldınız, bunun için mağaraya girin ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve size işinizde kolaylık göstersin' denildi.
Diyanet Vakfi : (İçlerinden biri şöyle demişti:) «Madem ki siz onlardan ve onların Allah'ın dışında tapmakta oldukları varlıklardan uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde sizin için fayda ve kolaylık sağlasın.»
Edip Yüksel : 'Madem ki siz onlardan ve ALLAH'ın dışında taptıklarından ayrıldınız, öyleyse mağaraya sığının. Olur ki Rabbiniz size rahmetini yağdırır, işinizde size olumlu sonuç hazırlar.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Madem ki onlardan ve Allahdan maada taptıklarından uzleti ıhtiyar ettiniz, o halde kehfe (mağaraya) çekilin ki sizin için rabbınız rahmetinden kısmet neşretsin ve size işinizden bir kolaylık hazırlasın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (İçlerinden biri demişti ki): «Madem ki, onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından uzaklaşmayı tercih ettiniz, o halde mağaraya çekilin ki, sizin için Rabbiniz rahmetini yaysın ve size işinizden bir kolaylık hazırlasın.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (İçlerinden biri şöyle demişti:) «Mademki siz, onlardan ve Allah'tan başka taptıkları putlardan ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetinden size genişlik versin ve işinizi rast getirip kolaylaştırsın.»
Fizilal-il Kuran : İçlerinden biri dedi ki; «Madem ki, soydaşlarınızla ve onların Allah'ı bir yana bırakarak taptıkları ile ilişkinizi kestiniz, öyleyse mağaraya sığınınız, Rabb'iniz engin rahmetinden size bir pay göndersin ve şu işinizde size kurtuluş yolu göstersin.
Gültekin Onan : (İçlerinden biri demişti ki:) "Madem ki siz onlardan ve Tanrı'dan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde (dağlara çekilip) mağaraya sığının da rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve buyruğunuzdan / buyrultunuzdan (isteğinizden, istediklerinizden) size bir yarar kolaylaştırsın."
Hasan Basri Çantay : (Birbirine şöyle demişlerdi:) «Madem ki siz onlardan ve Allahdan başka tapmakda olduklarından ayrıldınız, o halde mağaraya (çekilib) sığının ki Rabbiniz size rahmetinden genişlik versin, işinizden de size fâide hazırlasın».
Hayrat Neşriyat : (İçlerinden biri şöyle dedi:) 'Mâdem ki onlardan ve (onların) Allah’dan başka tapmakta olduklarından ayrıldınız, öyle ise mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden(bir genişlik) yaysın ve size işinizde bir kolaylık sağlasın!'
İbni Kesir : Onlara: Madem siz, onlardan ve Allah'tan başka tapmakta olduklarınızdan ayrıldınız; o halde mağaraya çekilin ki Rabbınız; size, rahmetinden genişlik versin, işinizde kolaylık göstersin, denildi.
Kadri Çelik : (İçlerinden biri demişti ki:) “Madem siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizde size bir kolaylık sağlasın.”
Muhammed Esed : Bunun içindir ki, şimdi siz onlardan da, onların Allah'tan başka tapındıkları bütün o asılsız şeylerden de uzaklaşıp şu mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetini size ulaştırsın ve sizi durumunuza göre ruhlarınızın ihtiyaç duyabileceği şeylerle donatsın!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, onlardan ve Allah'tan başka tapındıkları şeylerden siz içtinab ettiniz, artık mağaraya çekiliniz, sizin için Rabbiniz rahmetinden neşreder ve sizin için işlerinizden bir kolaylık hazırlar.
Ömer Öngüt : Onlara: “Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden genişlik versin ve işinizde size bir kolaylık hazırlasın. ” denildi.
Şaban Piriş : Onlardan ve onların Allah’tan başka kulluk ettikleri şeylerden ayrıldınız. O halde mağaraya çekilin ki Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işlerinizde kolaylık sağlasın.
Suat Yıldırım : "Mademki onları ve onların Allah’tan başka taptıkları putları terk ettiniz, haydi öyleyse mağaraya çekilin ki Rabbiniz rahmetini üzerinize yaysın, işinizde size kolaylık ve fayda ihsan etsin."
Süleyman Ateş : (İçlerinden biri şöyle dedi): "Mâdem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir parça yaysın (rızkınızı açıp bollaştırsın) ve (şu) işinizden size yararlı bir şey hazırlasın."
Tefhim-ul Kuran : (İçlerinden biri demişti ki:) «Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın.»
Ümit Şimşek : 'Madem ki onlardan ve onların Allah'tan başka taptıklarından uzaklaşmış bulunuyoruz. Öyleyse mağaraya çekilelim de Rabbimiz bize rahmetini yaysın ve işimizde hayır nasip etsin.
Yaşar Nuri Öztürk : "Madem ki onlardan ve Allah dışındaki taptıklarınızdan yüz çevirip kenara çekildiniz, hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın."

Yusuf Ali (English)[]

  • 16- "When ye turn away from them and the things they worship other than Allah, betake yourselves to the Cave: Your Lord will shower His mercies on you and disposes of your affair towards comfort and ease."(2346)

M. Pickthall (English)[]

  • 16- And when ye withdraw from them and that which they worship except Allah, then seek refuge in the Cave; your Lord will spread for you of His mercy and will prepare for you a pillow in your plight.

Tefsirler[]

Davutoğlu_'Refik'_Dedi,_TDK'da_Herkes_Anlamını_Aradı

Davutoğlu 'Refik' Dedi, TDK'da Herkes Anlamını Aradı

Elmalı tefsiri (sadeleştirilmiş)[]

  • 16-O yiğitler, kavimlerinden de böyle nefret ettikten sonra çekilip kendi kendilerine dediler ki: Ve madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıkları putlardan ayrıldınız. O halde mağaraya sığının ki sizin için Rabbiniz rahmetinden yaysın, yayıp döşesin. Çünkü iman nurunun sonunda Rahmân olan Allah'ın rahmetine kavuşturacağı şüphesizdir. Ve size işinizde bir kolaylık hazırlasın. Kolaylıklar yaratsın da ayaklandığınız maksadınızda başarılı kılsın. İşte bunun üzerine idi ki, yukardaki özetlemede anlatıldığı üzere, mağaraya çekilip "Ey Rabbimiz! bizlere tarafından bir rahmet ihsan et ve bize işimizden bir başarı hazırla!" (17/10) dediler ve Allah tarafından kulaklarının üzerine vurulup (işitilmelerine engel olduk), yani o zalimler tarafından kaygı verici bir şeyin işitilmemesi için yatırılıp veyahut mağaranın kapısına bir bina kurdurulup senelerce uyutuldular


Elmalı tefsiri(orijinali)[]

Mevdudi tefhim-ül Kur'an tefsiri[]

  • 16- (İçlerinden biri demişti ki:) "Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının(11) da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın."

17- (Onlara baktığında) (12) Görürsün ki, güneş doğduğunda onların mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı.(13) Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi de saptırırsa onun için asla doğru-yolu gösterici bir veli bulamazsın. 18- Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk.(14) Onların köpekleri de iki kolunu uzatmış-yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.(15)

AÇIKLAMA

11. Bu Allah'a ibadet eden gençler, sığınmak için dağlara kaçtığında Efes şehri, Anadolu'da putatapıcılığın ve kahinliğin merkezi idi. orada bütün dünyada bilinen ve uzaktan yakından birçok tapıcısı olan Tanrıça Diana'ya adanmış bir tapınak vardı. Efes'in kahinleri, cinleri, muskacıları ve sihirbazları çok meşhur idi ve onların bu karanlık işleri Suriye'ye, Filistin'e hatta Mısır'a dek uzanmıştı. Büyücülüğü Süleyman Peygamber'e (a.s) isnad eden Yahudilerin de bu işte büyük payı vardı. (Ayrıntılar için bakınız. Cyclopaedia of Biblical Literature, "Ephesus" başlığı) Bu doğru insanların, putperestlik ve bâtıl inançlarla dolu bir çevrede nasıl kötü ve zor bir durumda yaşadıkları 20. ayette geçen konuşmalarından anlaşılabilir: "Onlar sizi ellerine geçirirlerse taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler."

12. Bu ortak fikir sonucunda, onların şehri terkettikleri ve ölümden ya da dinden döndürülmekten korkarak mağaraya sığındıklarına değinilmemiştir.

13. Bu, mağaranın ağzının kuzeye baktığını göstermektedir. İşte bu nedenle güneş ışığı mağaraya girmiyordu ve mağaranın yanından geçen biri içerde ne olduğunu göremiyordu. 14. Yani, "Eğer bir kimse bu yedi genci dışarıdan seyretseydi ve onların aralıklı olarak bir taraftan bir tarafa döndüklerini görseydi, onların uyumadıklarını bilakis kendi kendilerine dinlendiklerini sanırdı."

15. Allah onları öyle korumuştu ki, hiç kimse mağaranın içine giremedi. Çünkü mağaranın içi zifiri karanlıktı ve köpek mağaranın girişinde gözcülük yapıyordu. Eğer bir kimse mağaranın içine baksa ve onları görseydi, hırsız sanıp hemen dönüp kaçardı. İşte bu nedenle bu kadar uzun bir süre onların sığınakları dış dünyaya gizli kaldı.


Muhammed Esed Tefsiri[]

  • 16. Bunun içindir ki, şimdi siz onlardan da, onların Allah'tan başka tapındıkları bütün o asılsız şeylerden de uzaklaşıp şu mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetini size ulaştırsın ve sizi durumunuza göre ruhlarınızın ihtiyaç duyabileceği şeylerle (19) donatsın!"

19 - Mirfak terimi "kişinin yararlandığı şey" anlamını taşımaktadır. Yararlanılan şey somut ya da soyut olabilir; yukarıdaki anlam örgüsü içinde, genç adamların dünyevî olanı terk edip bütünüyle inzivaya çekilmelerini işaret etmek üzere, sözcüğün manevî bir çağrışımla yüklü olduğu aşikardır.

Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri[]

  • 16. Vakta ki, onlardan ve Allah'tan başka tapındıkları şeylerden siz sakındınız, artık mağaraya çekiliniz, sizin için Rab'biniz rahmetinden yayar ve sizin için işlerinizden bir kolaylık hazırlar.

16. 0 mübarek gençler, güzel bir niyete nail ve Cenab'ı Hak'kın lütuf ve keremine fazlasıyla mazhar oldukları için onların bazısı, bazısına şöyle demişti: (Vakta ki, onlardan) o putperest kavminizden (ve Allah'tan başka tapındıkları şeylerden) onların bâtıl mabutlarından (siz kaçındınız) Allah Teâlâ'dan başkasını mabut edinmediniz, kavminizden inanç bakımından ayrıldınız, ve onlardan cismanî bir ayrılışta bulunmak da istediniz (artık mağaraya çekiliniz) dağdaki büyük mağaraya sığınınız (sizin için Rab'biniz) kerem sahibi ve ihsan edici olan yaratıcınız (rahmetinden yayar) size iki âlemde de kifayet edecek malzemeyi ihsan buyurur, (ve sizin için işlerinizden bir kolaylık hazırlar) o düşmanlardan dininizi korumak için sizi muhafaza eder, ve lâzım gelen şeyleri onlardan istifade edebilmeniz için sizlere kolaylıkla ihsan buyurur. Maddî ve manevî hayatınız emin bulunur. İşte imanın mükâfatı..

Davutoğlu_'Refik'_Dedi,_TDK'da_Herkes_Anlamını_Aradı

Davutoğlu 'Refik' Dedi, TDK'da Herkes Anlamını Aradı

Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement