Yenişehir Wiki
Advertisement
Hayatı_Boyunca_Sadece_Bir_Dava_Kaybeden_Avukat_Petroçelli-2

Hayatı Boyunca Sadece Bir Dava Kaybeden Avukat Petroçelli-2

Söz müdafaanın

Savunma İddianamenin yersizliği Avrupa'da en çok tutuklu terörist olan ülke Türkiye 2022

Türkşye Avrupa ve Asya'nın toplamından daha fazla teröraite sahip ülke : Avrupa Konseyi, "2021-Yıllık Cezaevi İstatistikleri"ni açıkladı.

Avukatlık-2

Avukatlık-2

Bakınız

D
Portal:Savunma
Savunma
Müdafaa
Müdafa
Müdafaa/Kur'an ayetleri
Hacc 38
ان الله يدافع عن الذين امنوا ان الله لا يحب كل خوان كفور
Hacc 40
ولا بلا دفع الله الناس بعضهم ببعض لهدمت صوامع ابيع وصلوات ومساجد يذكر فيها اسم الله كثيرا Defence
Apology
İstiğfar


Savunma/Emile Zola
İddianame/Emile Zola

MECELLENİN KÜLLÎ KAİDELERİ
Mütevatirin aleyhine beyyine olmaz
Mecelle ile savunma

Ayetler ile savunma
Hadisler ile savunma
Cezada değil, af da hata yapın buyurdu peygamber.
Hakim Frank Caprio
https://youtu.be/Zx1ZY_0X6Xs
Şeytan'a savunma hakkı
Allah kendisine alenen diklenen şeytana dahi teenni ile dinlemiş ve ona bile savunma hakkı vermiş ve savunmasını nefsihi müdafaasını kesmemiş"Adalet" nedir kullarına göstermiştir. Peki bugün
Savunma/
Müdafa
Müdafâ
Defence
opposing
averting
conservative
foiling
forestalling
preservative
preventive
thwarting

Savunma hakkı

Söz savunmanın
Söz müdafaanın
Petroçelli
Tek bir davayı kaybeden avukat.
Savuna makamı
Advokat
Lawyer
Müdafii
Mehami

Savunma/Ey AİHM Türkiye'de savunma hakkı yok.
Savunma taktikleri
Savunma teknikleri
İlmi sarf yönetmiyle savunma

Amm hüküm mü has hüküm mü?

Mecelle/Savunma
Savunma/Fetöcü haa /Yılmaz Özdil

Sokrates ve Eflatun savunmaları
Savunma/Eflatun
Apology
İstiğfar
Apology/Sokrates ing
Sokrates'in savunması
Sokrates/Vecizeler

Savunma/Dreyfus
Savunma/Mithat Paşa
Mithat Paşa'nın müdafası;
Bir iddianame ki, sadece başındaki besmele ile sonundaki tarih doğrudur, o kadar... Zihinler, dürüstlük ve doğruluğu yitirerek şeytanlık ve yakıştırma üretmeye karar verdikleri zaman, insanlar içinde öyleleri çıkar ki, bizzat şeytanın yüzü bile kızarır.
Mithat Paşa
Duygusal savunma
Savunma/Birisini asacaklar

Savunma/Erkanı
Müdafi
Müdafa
Müddeti

Dini savunmalar
Hukuk ayetleri
Haza Buhtan-ı Azim deselerdi ya 24/14
Buhtan-ı Azim
İfk-i Mübin

RNK savunmaları
Nurculuk müdafaaları :
Savunma/Bediüzzaman Said Nursi
- *Savunma/Mehmet Kayalar
*Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır .
*Bediüzzaman ve Talebelerinin Mahkeme Müdafaaları ve Resmi Makamlara Dilekçeleri
*Risale:Birinci Millet Meclisinde Neşredilen Beyanname (Müdafaalar)
*Risale:Barla ve Isparta Hayatı (1926-1934) (Müdafaalar)
*Risale:Eskişehir Mahkemesi (1935) (Müdafaalar)
*Risale:Isparta ve Denizli Mahkemesi (1944) (Müdafaalar)
*Risale:Denizli Mahkemesi Talebe Müdafaaları (Müdafaalar)
*Risale:Emirdağ Hayatı (Denizli Hapsinden Sonra) (Müdafaalar)
*Risale:Afyon Mahkemesi (1948 - 1949) (Müdafaalar)
*Risale:Afyon Mahkemesi Talebe Müdafaaları (Müdafaalar)
*Risale:Afyon Mahkemesi Kararnamesi (Müdafaalar)
*Risale:Temyiz Mahkemesi (Müdafaalar)
*Risale:Temyiz Mahkemesi Talebe Müdafaaları (Müdafaalar)
*Risale:Emirdağ Hayatı (Afyon Hapsinden Sonra) (Müdafaalar)
*Risale:Urfa Ehl-i Vukufuna Cevap (1951) (Müdafaalar)
*Risale:Gençlik Rehberi Mahkemesi (1952) (Müdafaalar)
*Risale:Samsun Mahkemesi (1952) (Müdafaalar)
*Risale:Isparta Mahkemesi (1956) (Müdafaalar)
*Risale:Emirdağ Hayatı (Isparta Mahkemesinden Sonra) (Müdafaalar)
*Risale:Diğer Talebe Müdafaaları (Müdafaalar)
Bediüzzaman'ın idamla yargılandığı *Divan-ı Harbi Örfî deki savunması
Özet savunma
Hata savab savunması
*Risale:Hata-Savab Cedveli
Eskişehir müdafaası 20 s235 250 Umumi bela gelir oğlunu satan baba, hakim ve padişah hikayesi ve İİB dan korkuyorlar ve almıyorlar Eskişehir müdafaası
Savunma/Bediüzzaman Said Nursi
Savunma/Sait Nursi

http://www.savunmahakki.com/sorusturmanin-usulsuzlugu-iddiasi/ savunma hakkı sitesi

Savunma/Mehmet Kayalar
İşaret-ül İ'caz tefsiri arkasına konulmuştur.
Said Nursi/Divanı Harbi Örfi
Müdafa/Cumhuriyet gazetesi
Nurculuk m. üdafaaları
Savunma/Bediüzzaman Said Nursi
Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır
Ahmed Feyzi'nin Müdafaası (Şualar, 14. Şua)
ESK savunmaları
Savunma/ESK
ESK/Savunma
ESK/Dava/Okul iddiasına savunma
Savunma/ESK/Okul
Savunma/Bylock
Savunma/İDB Raporu
Savunma/KOSDB Raporu
Savunma/Meriç soruşturması
Savunma/Beşikdüzü soruşturması
Savunma/Twitter
Savunma/Hasan Namlı ve Kukul ifadeleri
Savunma/Usul veçhesi .
İddianame/Ayetler/Haksız deli saçması sözlerden oluşan iddianame
Şablon:ESK/Dava/KM Taşları
Savunma/Delillerin numaralandırılması
Mahkemenin hangilerini delil saydığı
ESK/Deliller
Şablon:ESK/Dava
Şablon:ESK/AYM

FETÖ Savunmaları
FETÖ davalarının mecelle açısından değelendirilmesi
Delil
Deliller Kitabı
ESK/Deliller

Kavramlar:
Def
Def'
Def'et
Def'ol
Dafi'
Müdafi

Avukat
Advocate
Lawyer
Savunucu
Karşılıklı savunucu
Defedici
Karşılıklı defedici
Müdafi
Müdafii
Vekil
Müdafii türleri
Müdafii görevleri
Müdafii hakları
Müdafii görüşme hakkı
Hakk-ı müdafaa
(Savunma hakkı)
Savunma özgürlüğü
Örgüt savunması=
Kanuni bir hakkı kullanmak suretiyle terör örğütü üyesi olmak iddiası
Savunma/Okula öğrenci vermek suretiyle terör örgütü üyeliği iddiası
Savunma/Bylock iddiası
Savunma/Kimse yok mu ya Van depremi için yardım sms i göndermek suretiyle terör örgütü üyesi olmak iddiası
Savunma/Bankasya iddiası
Savunma/Turksat aboneliğini iptal ettirme suretiyle terör örğütü üyeliği iddiası
Tahliye savunması eşi de dilekçe verebilir
Apology/Sokrates İngilizce
Dreyfus
--- FETÖ/PDY müdafaaları
Savcı Mütealasina Karşı Savunma Dilekçesi Tutuklular İçin
PKK savunmaları

Atorney
Advocate
Soliseter
Berister

Savunma/Bahri Şenkal
Adnan Oktar müdafaası
Savunma/Kuytul terör davası
Müdafii/CMK
Müdafii/CGTİK
Müdafii/Anayasa
Müdafii/AİHS
Meşru müdafaa

1580643509735172708305

Eflatun yani Platonun hocası olan insanlığın ilk muallimi denilen Sokrates'in savunması ya da Sokrates'in apologysi kitabının adı. Aslında savunma değil aslı apology yani istiğfar demek, yani özür dilemek demek. Aslında özür dileme, edebiyatta tezat sanatının en güzel kullanımıdır. Apology/Sokrates Apology

SAVE 20200403 150611

Sokrates'in savunmasında kendini mahkum eden hakimlere ile Berat ettiren hakimlere hitabı

Hayatı_Boyunca_Sadece_Bir_Dava_Kaybeden_Avukat_Petroçelli-2

Hayatı Boyunca Sadece Bir Dava Kaybeden Avukat Petroçelli-2

Terör Örgütü Propogandası iddianamesinde savunması



APRIL 22 AT 9:44 PM YENİ SAVUNMAM -II Devam eden mahkemelerim için hazırladığım yeni savunmalarımın ikincisi!.. Sayın Başkan sayın mahkeme üyeleri; hakkı, hukuku ve adaleti temsil ettiğine ve edeceğine inandığım makam ve konumunuzu saygıyla selamlıyorum.. İnanın o kadar yorgunum ki tarif edemem!.. 10 yaşımda ilkokulda Atatürk'e "Komünist" dediğim için yargılanmaya başladım ve hala yargılanıyorum!.. Ben bu ülkede barış, kardeşlik ve huzur olsun diye ömrümü adadım!..

Ben Sünni ve muhafazakar kesimden biri olarak barış olsun diye zaman zaman ters düştüğüm bütün kesimlerden ayrı ayrı özür dileyen yazılar yazdım.
İşte o yazılardan bazılarının başlıkları; Atatürk’ten Özür Diliyorum, Alevi ve Solculardan Özür Diliyorum, Kemalistlerden ve Chplilerden Özür Diliyorum, Ak Partililerden Özür Diliyorum! Hatta ben bu ülkede barış olsun  diye bir Sünni olarak cenazemin cemevinden kaldırılmasını vasiyet ettim!..
Ama şimdi düşürüldüğüm duruma bakın! Nelerle suçlanıyorum!..

Şimdi benden neyin savunmasını istiyorsunuz inanın anlayabilmiş değilim!..

Olmayan bir suçun savunması nasıl olur nasıl yapılır bunu da bilmiyorum!..
Olmayan bir suça savunma yaparak kendimle ,aklımla, mantığımla ve inançlarımla ters düşemem! Lütfen böyle bir şeyi beklemeyin benden!..

15 Temmuz darbe hukukunun uygulanmaya başladığı dönemde başlatılmış bir linç ve soykırım soruşturmasının farklı bir versiyonu olan bu soruşturma bu güne kadar sarkmış bulunuyor!..

Zannediyorum oradan tutturamazsak buradan tutturalım biçiminde yapılmış bir çalışma bugün sizlerin önüne kadar gelmiş bulunuyor!..

Zaten mahkemeler arasında paslaşılarak buraya kadar gelmesi de bunu kanıtlıyor!.. Hiç şaşırmıyorum zira ben daha önce “Kamuoyunda Fethullahçı Terör Örgütü diye bilinen örgüte üyelik ve örgüt propagandası yapmak” diye başlayan hiçbir hukuki, kanuni, akli ve mantıki değeri olmayan bir iddianame ile yargılandım ve o yargılama süreci hala devam ediyor!.. Bu ülke kendisine iyilik yapan herkesi linç etmiş bir ülkedir! Namık Kemal, Ziya Paşa, Mustafa Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Said Nursi, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Sabahaddin Ali, Barış Manço, Yaşar Kemal, Cem Karaca, Aziz Nesin, Ozan Arif, Ahmet Kaya, Orhan Pamuk ve daha niceleri.. Kısacası linç edilmeyen hiçbir vatansever yoktur bu ülkede! Aslında başka örnek vermeye gerek yok!..

Çorum, Maraş ve Madımak katliamları zaten yeterlidir!..

Hepimiz toplanıp birilerini linç ediyoruz sonra da sıranın kendimize gelmesini bekliyoruz!..

Şöyle geriye doğru bir bakalım bu ülkede linç edilmeyen hiçbir kesim yoktur ama zerre kadar ders çıkaran da yoktur!..

Bakınız Nurettin Topçu gibi uygar bir aydın 11 Nisan 1965’te arkadaşına yazdığı mektupta neler söylüyor!.. Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark´ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. "Müslümanız diyen insan yığını´ yok mu? Onlar, Şark´ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark´ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de Allah uzanır bunlara…Bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmeleri lazım. Evet, aynen böyle söylüyor Merhum Nurettin Topçu. Ne kadar acı değil mi!.. Zannediyorum bu topraklarda işgalci olduğumuz için bu topraklar lanetlenmiş!.. Lanetlenmemesi mümkün değil zira Mevlana gibi zat bu topraklarda tam 300 yıl terörist olarak anılmış!..

Zira o dönemlerin mübarek padişahları, sultanları arzu istemişler!..

Yine bu topraklarda 90 bin Mehmetçiğin tek kurşun atmadan donarak şehit ol masına sebep olanlar hala kahraman olarak anılıyorlar!.. İngiliz gemisine binerek kaçan padişah bu topraklarda büyük bir çoğunluk tarafından evliya ve kahraman olarak anılırken, halkı örgütleyerek vatanı kurtaran Mustafa Kemal ise yine büyük bir çoğunluk tarafından hain olarak anılıyor!.. Yine bu topraklarda valilik ve emniyete 200, Jandarmaya 400, itfaiyeye 500, askeri birliğe 850 metre mesafede Madımak’taki masum sanatçılar gün boyu seyirci kalınarak yakılmaları adeta seyrediliyor!.. Hayatını terörü önlemeye adamış benim gibi bir adama, bir öğretmene terörü övme suçlaması yapmak başlı başlına garabettir ve iftiradır!..

İftiradır zira anayasa ve kanunlar çerçevesindeki düşüncelerimin suç sayılması mümkün değildir!..

Böyle bir iftira ve suçlamaya yönelik savunma yapmak akla zarar bir durumdur!..

Ben bir öğretmenim, Kimse kusura bakmasın aklımla alay ettirmem!..
Buna müsaade etmem! Allah’ın verdiği akılla ne düşüneceğimi kimseye soracak, danışacak, izin isteyecek değilim!..
Allah’ın koymadığı düşünce ve inanca sınırı kimse koyamaz!..
Böyle bir şeyi yapmak haşa Allah’ın üzerinde bir ilahlık iddiasında bulunmaktır ki bu da akla zarar bir durumdur!..
Ama ilahi bir el uzanmış ve adeta toplumun aklını almıştır!..
 Nerdeyse herkesin, bütün kesimlerin birbirlerini terörist olarak suçladığı bir benzeri görülmemiş bir cinnet toplumu haline geldik!..
 Böyle bir ülkede huzur, barış, rahmet ve bereket olur mu! İlkel kabile toplumlarında bile böyle bir komedi böyle bir sapkınlık görülmez, görülmesi de mümkün değildir!..
Şirk yani Allah ile bir lideri eş ve denk tutmak tarihte benzeri ve örneği görülmemiş bir boyuta gelmiştir!..
İmamlar ve milletvekilleri bile hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan hatta gülmeden “Liderimizin bütün özellikleri Allah ile aynı” diyebiliyorlar ve bütün diyanet, dini kurumlar, din adamları, din madamları, ilahiyatlar, ilahiyatçılar ve tarikatlar bu dehşet ifade karşısında susarak onaylamış oluyorlar!..

Bakınız ister inanın ister inanmayın Allah böyle bir toplumu bir biçimde helak eder ve o helak da başlamıştır!..

Hiçbir gayret bu gidişatı durduramayacak ve bu toplum başta açlık, sefalet, salgın, intiharlar, cinayetler ve savaşla imtihan olacak ve Allah bu sapkın ifadenin intikamını bu toplumdan mutlaka alacaktır!..
Pkk’sından Işid’ine, El Kaide’ye ve Dhkpc’ye kadar bütün terör örgütlerinin ve bütün dini, siyasi ve ideolojik kesimlerin birleşerek masum insanları terörist ilan etmelerinin intikamını da Allah alacaktır ve almaya da başlamıştır!..

Söyleyeceklerim

Söyleyeceklerim bu kadardır!..

Berat filan istemiyorum çünkü olmayan bir suçun beraatı da olmaz!..
Ben sadece bu davanın düşürülmesini ve kapatılmasını, bütün masumlardan özür ve helallik dilenmesini ve bütün haklarının iadesini  istiyorum ve heyetinize saygılarımı sunuyorum!..







OCT 10, 2021 AT 11:39 AM

SAVUNMALARIM!..

ÜÇÜNCÜ DURUŞMANIN SAVUNMASI

T.C.AMASYA AĞIR CEZA MAHKEMESi

Dosya No:2017/213 Celse-3

Sanık Bahri Senkal:  Öncelikle mahkeme heyetinize saygılarımı sunuyorum. Ben aslında savunma yapmak istemiyorum! Silahı, eylemi, suçu, mesnedi olmayan bir terör suçlamasının savunması olmaz. Hakkımdaki suçlamaya “Kamuoyundan silahlı terör örgütü olarak bilinen Feto Pyd” diye başlayan bir iddianameye savunma yapılmaz. Bu akla zarar bir durumdur. Bir kişinin terörist, bir grubun da terör örgütü olduğuna ne zamandan beri kamuoyu ya da kamuoyu yoklamasıyla karar veriliyor. Böyle kanuni ve hukuki tanım olabilir mi? Böyle bir iddianamenin de hukuken kanunen de aklen de mantıkinde hiçbir geçerliliği yoktur. Kaldı ki kamuoyunun bu konuda ne düşündüğü de tartışılır. Zaten iddianame baştan aşağıya çelişkilerle dolu! Devletin ve yargının denetiminde olan her şey suçmuş gibi gösteriliyor! Devletin denetiminde okul açmak dershane açmak üniversite açmak hastane açmak dernek, vakıf açmak, banka açmak, iş yeri açmak, ticaret yapmak suçmuş gibi gösteriliyor. Bir terör örgütünden söz ediliyor ama ne hikmetse bu terör örgütünün silahı yok, bombası yok, eylemi yok; cebir, şiddet, nefret içeren hiçbir şey yok! Bu nasıl bir terör örgütüyse asker , polis vurmuyor yaralamıyor. Vatandaşlara, insanlara dönük katliam yapmıyor. Kimsenin burnunu bile kanatmamış insanlar terörist sayılıyor. Karıncayı bile incitmeyen, böcek öldürmeyen fareleri bile öldürmeyen insanlar terörist sayılıyor! Bu gruba yönelik operasyonlarda yüz binlerce adrese, iş yerlerine okula, kreşe, dershaneye, üniversiteye, hastaneye, yurda, eve, arabaya, baskın yapılıyor. Yüzbinlerce kişinin üzeri aranıyor ama ne bir silah ne bir bomba bulunuyor! Çakı bile bulunmuyor. Terörü şiddeti baskıyı öven teşvik eden bir yazı, söz, slogan, kitap, dergi, gazete ve benzeri şeyler bulanamıyor. Devletin onayladığı bandrollü kitaplar cd’ler, dergiler suç sayılıyor. Dini sohbete gitmek, dini sohbet düzenlemek suç sayılıyor. “Müslüman terörist olmaz, terorist Müslüman olamaz” diyerek 11 Eylül provokasyonuyla başlayan ve Müslümanları terörist göstermek adına düzenlenen küresel oyunu bozan, radikal dinci İslam adı altında kurulan terör örgütleri ve  terör eylemleri oyununu bozan  zat, bizzat dünyanın en büyük, en tehlikeli teröristi olarak niteleniyor. Ağzından ve kalemimden tek kelime terörü, şiddeti, cebiri öven kelime çıkmamış hatta aklından bile geçirmemiş kişiler en tehlikeli terörist ilan edilerek asıl terör örgütleri yani Pkk, Işid, Elkaide , Dhkpc, Hizbullah gibi kanlı terör örgütlerinin varlığı gölgelenmek ve meşrulaştırılmak isteniyor. Kimse aklımızla alay etmesin! “Bu ülkenin en büyük sorunu devlet içindeki masonik yapılanmadır!” diyerek iktidara gelen Demirel’i, Özal’ı, Çiller’i, Ecevit’i, İnönü’yü ve Atatürk’ü mason ve hain ilan ederek iktidara gelen milli görüşçüler,  İslamcılar ve dinciler nedense şimdi masonları hiç; ağızlarına bile almıyor hatta kol kola geziyorlar!..

Bu ülkenin en büyük sorunu Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan okullarıdır, bu okullar kapanmadan bu ülkeye huzur gelmez diyen dinciler şimdi bu okullardan hiç şikâyet etmedikleri gibi aksine bu ülkedeki Türk okullarından rahatsız oluyorlar. Yurt dışındaki Türk okullarının Amerika ve İsrail’ in parasıyla açıldığını iddia edenler şimdi tam tersini söyleyerek, Türk halkının parası Amerika, İsrail’e yediriliyor, kaçırılıyor diyorlar. İlk duruşmadan beri söylediğim gibi yine tekrar etmek istiyorum. Bu cemaat grup yada adı her neyse bu örgüte isnat edilen suçlar terör suçu darbe suçu yada başka hangi hainlikleri yaptılarsa Allah başlarındaki ile birlikte hepsinin belasını versin . Ben bu grubun bu örgütün avukatı filan değilim, olmam, olmakta istemem. Ben hiçbir grubun avukatlığını yapmak istemem ama çok şükür aklım, mantığım yerinde ve vicdanım ölmedi. 15 Temmuz hain darbesinin bu grubu silahlı terör örgütü ilan ederek yok etmek üzere kurgulandığı her geçen gün daha ortaya çıkıyor ve sayın savcının iddiasının aksine kamuoyu böyle bir şeye artık kimse inanmıyor. Tam aksine bu darbe senaryosu bahanesiyle sivil darbe yapıldığına inanıyor ve artık anlaşılıyor ki hedef sadece cemaat değilmiş bütün muhalif gruplarmış! Şimdi bütün muhalif gruplar teker teker bu Fetö çuvalının içine atılarak susturulmak ve yok edilmek isteniyor. Muhalefet gibi görünen gruplar da bu şeytani oyunun içinde oldukları için onlar da kendi tabanlarını Fetö yalanına inandırmaya ve iktidara en sağlam desteği veriyorlar! Şimdi burada çok önemli hayati bir soru sormak istiyorum. Sayın başkan özür dilerim bu soru sizlere değil efendim! Gündeme, ortaya, kamuoyuna sormam gereken sorudur! Evet, bu gruba isnat edilen suçlar doğruysa iktidar bunlardan eminse elinde bilgi ve gerekli belgeler varsa yani tekrar ediyorum suçlamalar gerçekse yalan ve iftira değilse o zaman bu grubun avukatlarına, bir yazarına ya da temsilcisine niçin söz hakkı verilmez? Tamam, iktidarın kontrolünde olan medya suçlamaları 24 saat yaparken niçin 10 dakika olsun 5 dakika olsun savunma hakkı verilmez! Pkk’nın, Işid’in, El Kaidenin, Boko Haram terör örgütlerinin temsilcileri hemen her gün medyada açık kapalı sözlerle bu kanlı terör örgütlerini savunurken iktidara yakın kişiler halkı silahlanmaya ve çatışmaya çağırırken bu insanlara niçin cevap hakkı verilmiyor? Neyin açığa çıkmasından korkuluyor? Halktan ne gizleniyor? Her zaman ve her durumda söylediğim gibi hiçbir grubun örgütün mücadelesi iktidar kavgası beni ilgilendirmiyor. Ben bir öğretmenim ben bir edebiyat öğretmeniyim ben bir yazar ve aydınım. Dolayısıyla bunları sorgulamak ve halkı aydınlatmak benim görevimdir!..

Bu hukuksuz şartlarda, içerde on binlerce masum, hasta, yaşlı ve çocuk yatarken; annesiyle babasını ziyarete gelince annesi de tutuklanan ve cezaevi önünde tek başına bırakılan 4-5 yaşlarındaki kız çocukları varken ben tahliye ve beraat isteyemem! Bu soykırım şartlarında tahliye ve beraat istemeyi doğru bulmuyor, bütün bu davaların düşürülmesini mazlumların haklarının iade edilmesini istiyorum!..


DÖRDÜNCÜ DURUŞMANIN SAVUNMASI[]

T.C. AMASYA AĞIR CEZA MAHKEMESi

Dosya No: 2017/21 Esas

Celse : 4

SES VE GORUNTU BiLiŞiM SiSTEMi (SEGBiS) iLE: 18/08/2017 TARiHLi DURUŞMADA ELDE EDiLEN KAYITLARA DAİR TUTANAK;

TUTUKLU BULUNDUGU BAFRA TTiPi KAPALI CEZAiNFAZ KURUMU SEGBiS SALONUNDA HAZIR OLAN SANIK BAHRi $ENKAL'IN SEGBiS iLE ALINAN SAVUNMASINDA;

SANIK BAHRi ŞENKAL : Sayın başkan, sayın üyeler sözlerime başlarken sizleri hakkı, hukuku, adaleti temsil eden konumunuzu saygıyla selamlıyorum . Öncelikle yaşadığım son işkencenin nedenini ve gerekçesini öğrenmek istiyorum. Duruşmama iki hafta kala niçin Bafra'ya nakledildim bunu öğrenmek istiyorum. Ağır sağlık sorunlarıma rağmen bu durum niçin yapılmıştır? Bu savunma hakkımın engellenmesi değil midir? Avukatlarımla görüşme haklarım  kısıtlanmış hatta engellenmiştir. Dosyamın içeriği istediğim halde gönderilmemiştir. Bu yeni bir yıldırma ve sindirme hareketi değil midir? Düşünceden, düşünen insanlardan niçin bu kadar çok korkulmaktadır?

Daha önce de belirttiğim gibi “Kamuoyunda  terör örgütü olarak bilinen Feto-Pyd terör örgütü” diye başlayan bir iddianameye cevap verilemez! Siyasi davalara hukuki savunma yapılamaz ama ben yine sizlere, hakka, hukuka ve adalete olan saygımdan dolayı , ülkemi, ailemi, sevdiklerimi, sevenlerimi, masum ve mazlumların da hukukunu düşünerek ve en önemlisi de hesap gününü düşünerek savunmama devam edeceğim . Biliyorum ki bunları söylemem yine hiç bir şeyi değiştirmeyecek ama ben vicdani görevimi yapmış  olacağım. 8 aydır sevdiklerimle ve sevenlerimle birlikte zulüm yaşıyorum, zulüm diyorum çünkü suç yok ceza var, ceza yok infaz var ama ben her şeye rağmen şükrediyorum çünkü  “Beşer zulmeder, kader adalet eder!” kaidesine inanıyorum. Evet ben son 3-4 yıl içerisinde inanılmaz zulümler yaşadım, darbecilerin hatta işgal güçlerinin yapmadığı, yapamayacağı zulümler yaşadım. Ambulansta kelepçem çıkartılmadı, damar yolu açılmasına müsaade edilmedi, kalp krizi geçirirken bile hastanede kelepçeyle dolaştırıldım, yoğun bakımda kelepçe ile yatırıldım, Erzincan devlet hastanesinde talimatla ölüme terk edildim! Evet bütün bunları yaşadım ama yine de çok şükrediyorum!  Ağır sağlık sorunlarıma rağmen şükrediyorum, zira ben bu süre içinde yeniden imana geldim! Ben üniversite ikinci sınıftan itibaren düzenli olarak ibadetlerimi yapmaya ve inançlarımı yaşamaya çalışan birisiyim, bu yaşa gelene kadar girip çıkmadığım grup, tarikat ve cemaat neredeyse kalmadı. Ben kendimi dindar, iman ehli birisi zannediyordum ama değilmişim! Ben İslam’a değil Kuran'ın ifadesi ile “Atalar Dini”ne yani çıkar dinine  dönüştürülmüş İslam Yahudiliği’ne inanıyormuşum ben aslında Müslüman değil Yahudiymişim ama bilmiyormuşum! Zira biliyoruz ki Rabbimiz Kuran'da büyün ilahi dinleri kendi çıkarlarına uydurarak atalar dinine dönüştüren dindarlar için "Yahudi sıfatı"nı kullanıyor. Yahudilik  Kuran'da zannettiğimiz gibi bir ırk adı değil dini çıkarlarına uyduran herkesin sıfatıdır! Evet, ben bu süreçte son 3-4 yıl içinde yeniden iman ettim! Çünkü ben şimdiye kadar Müslümanlığı inanmak, ibadet etmek ve tebliğ etmek zannediyordum! Halbuki din her şeyden önce hak, hukuk, adalet demekmiş! Bunu bana öğreten Rabbime sonsuz şükürler olsun. Bundan sonrası hiç önemli değil! Bunu öğrenmeme karşılık her şeye katlanabilirim. Bu süreçte çok sevdiğim, değer verdiğim cemaat mensuplarını da yakından tanıma fırsatı buldum. Tabi ki genelleme yapmak ve yeni bir haksızlığa sebep olmak istemiyorum. Benim düşüncelerimden rahatsız olan ve susturmak isteyen siyasi irade beni tutuklatmak ve susturmak istemiş ama ben susmamıştım. Cemaat mensuplarıyla aynı koğuşta kalıyor ve gerçekleri anlatmaya devam ediyordum ki bu seferde beni mazlumlar susturmaya başlıyordu. İslam tarihi diye nitelendirilen ama büyük oranda Kuran ve Peygamber ile ilgisi olmayan tarihi süreçle ilgili acı gerçekler aynı zalimler gibi onları da rahatsız ediyordu, kısacası ilk başta ilk duruşmada söylediğim gibi yine ne İsa’ya ne Musa'ya yaranabiliyordum ama bu da önemli değil. Rabbim ve bir kaç vicdan sahibi bunları bilse anlasa yeter. Kuran ve Peygamber öğretilerinin bütün tazeliğine rağmen Müslümanlık maalesef çıkar dinine, atalar dinine, şirkizme, Muavizm’e daha doğrusu Yahudiliğe dönüşmüştür.

BASKAN : Bahri Şenkal

SANIK BAHRi ŞENKAL : Efendim

BASKAN : Simdi bak ben sana iddiaları söyledim, sen iddiaları okudun, senin Fethullah Gülen lehine, Fethullah Gülen cemaatinin lehine, örgütün lehine hem darbeden önce hem darbeden sonra daha önce ben sana bunların aynısını söylemiştim, iddianameyi de SEN okudun yani bu iddialarla ilgili savunma yap, sen din bilimcisi değilsin bizde din bilimcisi dersi almıyoruz, bize İslam’ı anlatma yani bize İslam tarihini de anlatma, Müslümanların çarpıklıklarını da anlatma, bu bizi ilgilendirmiyor, şu anda bizi ilgilendiren senin durumun, yani bu seninle ilgili iddialar ne örgüt lehine propaganda yaptığın, örgüt üyesi olduğun yani bu sınırlamayla savunma yap. Bize siyaset anlatma, bize DİN ANLATMA, biz din dersi almıyoruz sende din bilimci değilsin sen şu anda Fetö terör örgütü üyesi olarak yargılamıyorsun. Bu iddialarla sınırlı savunma yap.

SANIK BAHRi şENKAL : Tamam efendim

SANIK BAHRi SENKAL : Sayın başkan zaten ben gerek emniyet gerek savcılık ifadelerimde gerek Sulh Hukuk Sulh Ceza Hakimliğinde verdiğim ifadelerden cemaatle irtibatımın kalmadığını belirtmiştim ve sizlerin bulduğu yani iddia makamın bulduğu tanık da biliyorsunuz bir önceki duruşmaya katıldı ve benim ifadelerimi doğruladı. Yani benim 2011-12 yıllarından itibaren cemaatle ilişkim kesildi. Zaten telefon kayıtlarından ve istihbarat raporları da zannediyorum bunu teyit edecektir. Şimdi hakkımda düzenlenen iddianamede eleştiri sınırlarını aşmak ve yapılan adli soruşturmanın haksız ve yasalara aykırı olduğunu beyan ederek örgütün kamuoyuna taraftar toplanmasına yardımcı olmak gibi sübjektif ifadelerle suçlanıyorum. İddianame suç olmayan şeyleri suç gibi gösteriyor hatta iddianame bu ifadeler üzerine değerlendiriliyor, aslında iddia makamı hakkımdaki iddiaları kendisi çürütüyor. Bu gruba yönelik iddiaların doğru olmadığını savunduğumu söylüyor. Yani iddia edilen suç ve eylemleri savunmamışım, o konuda bir cebir, şiddet, tehdit, baskı yıldırma gibi eylemleri varsa bunları övmemişim ama ben terörü övmek suçlamasıyla yargılanıyorum. Eğer bunları savunmak, söylemek suç ise bu davalardaki bütün avukatlar suç mu işlemiş oluyor, böyle bir mantık olabilir mi? Allah korusun yarın bir gün sizler hakkında siz sayın yargıçlar hakkında haksız bir suçlama olsa bende bu haksızlığı yazılarımla teyit etmiş olsam suç mu işlemiş olacağım? Netice olarak benim tutuklanmam yargılanmam tamamen kanunsuz ve hukuksuzdur. Eğer hukuk yok sayılacaksa, kanunlar yok sayılacaksa o zaman mahkemeler niçin var? Siz yargıçlar niçin varsınız? Kanunlar yok sayılacaksa meclis niçin var, demokrasi niçin var? Anayasa yok sayılacaksa, anayasa mahkemesi niçin var? Terörle mücadele kanunu yorum yapılmayacak kadar açık ve nettir! İşte kanun maddesi; “Terör örgütünün cebir tehdit veya şiddet içeren yöntemleri meşru gösterecek veya edecek, bu yöntemlere baş vurmayı teşvik edecek şekilde propagandalar yapan” diyor lütfen söyler misiniz, benim hangi ifadem, hangi söz ve yazım, hangi eylemim, hangi davranışım bu kapsama girmektedir? Bu sorunun cevabı yoktur, veremezsiniz!  Önemsiz ve işlemediğim bir suçtan dolayı yargılanıyorum ve 8 aydır mağduriyet yaşıyorum bu haksızlığın bu zulmün artık sona ermesini istiyorum ve beraatımı istiyorum.

BEŞİNCİ (SON) DURUŞMANIN SAVUNMASI

T.C. AMASYA AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DosyaNo:2017/215 Celse-5

SANIK BAHRi ŞENKAL SEGBiS SiSTEMi iLE ALINAN 05.12.2017 TARiHLi BEYANIN ÇÖZÜMÜ

Başkan : Evet seni dinliyoruz.

Sanık Bahri Şenkal: Sayın başkan, sayın üyeler. Hak, hukuk ve adaletin temsili olan mahkemenizi saygıyla selamlıyorum. Bu son duruşma mıdır öğrenebilir miyim?

Başkan : Mütalaaya karşı savunmanı yap. Mütalaada senin cezalandırılman talep ediliyor. Geçen celse avukat beyler sure istediler son savunma için sana söz veriyoruz.

Sanık Bahri Şenkal: Anlıyorum efendim ben mahkemeye duruşmaya katılmak istediğimi iletmiştim ama olumlu cevap verilemedi. Bu şartlarda son duruşmaya nasıl savunma yapılır bunu takdirlerinize bırakıyorum. Sözlerime yargılama usulleri ile ve yürütülen haksız operasyon ve soruşturmalara yönelik eleştirilerimi mahkemenizi ve mahkemenizin sayım başkan ve üyelerine yönelik değil yürütülen algı operasyonlarına yöneliktir. Ülkemizdeki yaşanan acılar ve dramlarla ilgili şunu belirtmek istiyorum. Rabbimiz Kuran’da Aidat Suresi 8 ayette adaletsizlik küfürle eş değerdir buyuruyor ve aklı kullanmayı imandan daha üstün tutarak akil olun akil olmak takva derecisidir buyuruyor. Yine Kuran’da Bakara 217 ayette zulüm ve baskıyı adam öldürmekten daha büyük günah olarak belirtiyor. Yine her cuma hutbesinden okunan Nahl Suresi 90. ayette adalet emrediliyor. Adalet hususunda yüzlerce, binlerce hadisler Kuran'daki ifadeler doğrulanıyor. Bunların en çarpıcı olanlarının birinde peygamber efendimiz "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!" diyor. Peygamberimizden sonra en değerli zat Hz. Ali de "Devletin dini adalettir!" demek suretiyle İslam dininin adalet anlayışını net bir şekilde belirliyor. Peki din böyle derken Müslümanlık daha doğrusu Kuran ve peygamberin yolundan sapmış Müslümanlık(!) ne diyor? Allah’a sırtını dönmüş güce tapınmayı dine dönüştürmüş Müslümanlık ne diyor? Büyük İslam sosyoloğu ve tarihçisi İbn-i Haldun’dan dinleyelim! Bakınız ne diyor. "Güçten korkanlar iktidarı, gücün sahibi ve ailesini Allah’ın lütfu olarak görürler. iktidar ve iktidar sahipleri artık olmak için iman ve din haline gelir. iktidar ve iktidar sahipleri aleyhine konuşulması Allah ve din aleyhine konulması gibidir. Artık bu zihniyet din adı altında dinin yerini alır!" evet İbni- Haldun’dan ve bu enfes tespitinden anlayacağımız gibi şuan İslam dünyasında yaşanan sorun ve zulümlerin sebebi yörüngesinden saptırılmış Müslümanlıktır! Müslümanlık ifadesiyle kast ettiğim şudur; maalesef “Atalar Dini”ne yani “Şirkizm”e yani “Muaviyeizm” e daha doğrusu "İslam Yahudiliği"ne dönüştürülmüş bir din vardır! Daha doğrusu Müslümanlık yok taraftarlık vardır. Fakat , taraftarların imanı olmaz! 5 değil 55 vakit namaz kılsalar her gün oruç tutsalar her yıl hacca her ay umreye gitseler yine de imanları olmaz! Zira din ve siyaset  taraftarları aynı futbol taraftarları gibi hak hukuk adalet gözetmezler sadece yenmek üstün gelmek kazanmak isterler ve bunun içinde her yola başvururlar . Hariciler bunun en somut örneğidirler! Haricilerin namaz kılmaktan alınları nasır tutardı. Geceleri uyamaz sabahlara kadar namaz kılarlardı. Günah işlemeyi dinden çıkmak olarak gördükleri için günahlardan uzak dururlardı. Hatta bu hassasiyetlerinden dolayı hadis rivayetinde en güvenilir kaynak olarak görülürlerdi . Ama bu hassasiyetlerine rağmen sırf "Bizden, bizim gruptan değil" diye "Bizim gibi düşünülmüyor" diye Hz.Ali efendimize kafir diyorlardı. Anlaşılacağı üzere meselenin kökleri çok derin! Bugün camilerde kuran kurslarında, imam hatiplerde , ilahiyatlarda yapılan ibadetlerin kabulü, yaptıkları hac, umre benzer ibadetlerinde geçerliliği yoktur ve olamaz. Aldıkları maaşlarda helal değildir zira inançlarına saygı duymadıkları cem evi gibi ibadetlerine ve hak taleplerine izin verilmeyen Alevi kardeşlerimizin ödedikleri vergilerle faaliyet gösteriyorlar. Alevi kardeşlerimizin de yaptığı askerlikle onların da oy vererek katkı sağladıkları demokrasi ve devletin memuru olarak faaliyet gösteriyorlar. Zulüm üzerine, haksızlık ve adaletsizlik üzerine bina edilen bir din Allah’ın dini olamaz o olsa olsa Kuran’ın ifadesiyle "atalar dini" yani çıkarlara uydurulmuş bir çıkar dini yani "Yahudilik" daha doğrusu "İslam Yahudiliği" olabilir. Bugün bizim kafir(!) dediğimiz Batı dünyası ve medeniyeti Allah’ın en değerli eseri insanı kutsal görürken; hakkı, hukuku ve adaleti kutsal görürken İslam dünyası ve dindarlar devleti kutsal görüyorlar. Bu öylesine bir sapkınlıktır ki bizleri biz Müslümanları devlete daha doğrusu güce tapınmaya sevk etmektedir. Kim güçlendiriyor yada devletin gücünü kim ele alıyorsa herkes ondan oluyor. İslam’ın olmazsa olmaz değerleri; hak, hukuk adaleti unutuyor. Kimsenin gündeminde olmuyor. Söyleyince de hak hukuk adalet dile getirilince de şeytan görmüş gibi bakılıyor. Şimdi yine sormak istiyorum. Padişahlık sistemi geri mi döndü? Padişahlar kardeşlerini kendi öz evlatlarını hatta bebek yaşındaki oğullarını devleti ele geçirmekle suçluyor hain ve terörist ilan ediyorlardı. Padişahlar tahta çıktığı gece 8 kardeşini hatta bir başka padişah bütün kardeşlerini tam 19 kardeşini katlediyordu! Bu anlayış "makul şüphen"in zirvesiydi ve şimdi geri döndü! “Bir masumu öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir!” ayetinin açık emrine rağmen Müslümanlar iktidar ve ikbal uğruna katlediliyor ve bunun adına da maalesef Müslümanlık deniliyor. Bu alçaklığa “Devleti korumak dini korumak ve cihat” deniliyordu şimdi aynı yöntem hiçbir şeyden haberi olmayan masum ve mazlumlara yine uygulanıyor. Padişahların çocuk yaştaki kardeşleri ve evlatları suçları nedir bilmezken şimdi de bu insanlar suçlarının ne olduğunu bilmiyorlar! İşin en garibi en tuhafı ise ben bu örnekleri verdiğim zaman mazlum ve masum insanlar da rahatsız oluyorlar bana düşman gibi bakıyorlar! Kaldığım koğuşlarda yani cemaat mensubu olmaktan yargılanan Fetö’den yargılanan arkadaşlar da bundan rahatsız oluyorlar. Nereye gitsem hangi koğuşa gitsem yalnız kalıyorum . Maalesef doğru söyleyince kimseye yararlanılamıyor! Muaviyeizm iliklerimize kadar işlemiş kurtulmak ve İslam’a geri dönmek mümkün olmuyor! Doğruyu, gerçeği savunmak, hakkı hukuku savunmak zalimler kadar mazlumları da rahatsız ediyorsa yaşadığımız şeylerde bir hak edilmişlik var demektir. Demek ki bizler toplum olarak hepimiz bu yaşanan saçmalıkları ve zulümleri fazlasıyla hak etmiş durumdayız. Bu kadar vahim olan şeylerden daha vahim olan bir şey vardır! Düşünceden rahatsız olmak fıtrata daha doğrusu Yaratan’a savaş açmaktır. Zira beyin ve düşünce ancak farklı düşünce ve inançları öğrendikçe gelişebilir. Dolayısıyla düşünceden rahatsız olmak fıtrattan ve Yaratan’dan rahatsız olmaktır. Düşünceye karşı gelmek Allah’a karşı gelmektir. Anlaşılacağı gibi ben yalnız adamın biriyim. Beni anlayan, anlayabilecek insan sayısı çok az. Ben koğuşlarda da yalnızım maalesef onlar da güçlüden yana olabiliyorlar. Maalesef onlar da haksızlık karşısında susabiliyorlar! Benim okurlarım, sosyal medya takipçilerim anlamadıkları için 3-4 yıl boyunca hakaret ve küfür ederler hatta tehdit ederler, bana iftira ederler ama daha sonra 3-4 yıl sonra döner özür ve helallik dilerler. Hatta hiç hak etmediğim halde bu özelliğimden dolayı çağın İbn-i Arabi’si,İlmi Haldun’u ilan ettiler. Allah aşkına söyler misiniz? Ülkesinin gençlerinin çağdaş okullarda okumasından kim rahatsız olabilir? İşte irtica denilen, gericilik, yobazlık denilen şey tam da budur! Bir Müslüman olarak irticanın ne demek olduğunu bir türlü anlayamaz ve iftira zannederdim ama 55 yıl sonra nihayet anladım! Ülkesinin gençlerinin uluslararası bilim olimpiyatlarında derece yapmasından, Türkçe’nin tüm dünyada çağdaş eğitim kurumlarında okutulması ve öğretilmesinden kim rahatsız olabilir! Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir Müslüman bundan rahatsız oluyorsa bilerek ya da bilmeyerek Emperyalizmin güdümüne girmiş ve onlara hizmet ediyor demektir! Müslümanlık anlamı bilinmeyen ve öğrenilmek de istenilmeyen, öğrenmek isteyenlerden rahatsız olmak, Kuran’ı yani Arapça bir metni ezberlemek ve ezberletmek ve Arapça okuma yarışmaları yapmak değildir ve asla olamaz! Bu trajikomik bir durumdur bu izahı da mümkün değildir. Müslümanlar Müslüman olsalar gençleri Kuran’ı anlama Allah’ın ve peygamberin mesajlarını yorumlamak üzere yarıştırırlar. Anlaşılacağı üzere mesele çok da Karmaşık değil. Burada yaşananları da anlamak hiç zor değil. Zira biz bu filmi çok izledik 1400 yıldan beri izliyoruz! Muaviye döneminde beri gizli bir el bu filmi hep vizyonda tutuyor! Bu filmin aktörleri dini çıkarlarına uydurarak güç sahibi olanlar ve bu gücü din adına kullanarak hakkı, hukuku ve adaleti savunan Müslümanlara mazlum ve masumlara, âlimlere, İmam-ı Azamlara, Şafilere, Hanbelilere, Malikilere zarar verenler, İmam-ı Rabbanilere, Mevlanalara düşman olanlardır! Onları hain, ajan terörist ilan etmiş ve zulmetmişlerdir. Hak dostları her zaman her donemde benzer durumlarda yaşamışlardır. İktidar sahipleri her dönemde bu zulümlerin adını cihat koydular! Kuran’ın bütün uyarılarına rağmen aklını kullanmayan aklını götürüp liderlere ve şeyhlere ipotek eden zavallı halkı kullandılar. İşte bu yüzden Mevlana’nın terörist hain olmadığı tam aksine şefkat, merhamet, nezaket, emanet, adalet ve empati kahramanı olduğu, Allah dostu olduğu ve hain olmadığı, kafir olmadığı 300 yıl sonra ancak anlaşılabilmiştir. Yine İmam-ı Azam, Şafi, Rabbani ve İbni Arabi’nin terörist ve hain olmadığı ancak asırlar sonra anlaşılabilmiştir! İnşallah Fetullah Gülen de aynı akıbeti yaşamaz! Mevlana , İmam-ı Azam, Şafi, Hanbeli, Maliki, İmam-ı Rabbani, İbn-i Arabi yine de çok şanslılarmış! Zira Hz . Ali, Hz. Hasan, Hz. Huseyin ve Ehlibeyt yani dinin teminatı olan peygamber ailesinin terörist, hain ve ajan olmadıkları, olamayacakları hala anlaşılabilmiş değildir! Zira Müslümanların bilinçaltında onlar hala devlet ve hükümet düşmanı olarak görülüyorlar ve “Keşke halifeye biat etselerdi” diyorlar! Yani iktidarı "Yalan, dolan ve talan ile gasp eden Muaviye’ye ve Yezid'e teslim olsalardı O’na yalakalık etselerdi!” diyorlar! Zaten Müslümanlar onları anlamış olsalardı, onların yolundan gider şefkat, merhamet, nezaket, adalet, emanet ve empati kahramanı olur ve bütün insanlığa, örnek olurlardı. Eğer anlamış olsalardı Müslümanlar 1400 yıldan bu yana Yezid ve Muaviye’nin zalimliklerine kılıf aramaz, onlara dualar ederek cennete göndermeye çalışmanın bahanelerini üretmeye çalışmaz Yezit ve Muaviye’nin benzerlerini baş tacı etmezlerdi . Müslümanlara göre Muaviye ve Yezitlerin yanlış yapmaları mümkün değildir! Çünkü onlar gücü temsil etmektedirler. Müslümanlara göre onlar yer yüzü tanrılarıdır! Bu metinde geçen Müslümanlar (!)ifadelerinin karşısında parantez içinde ünlem işareti var! Tabii ki bu olumsuz ifadelerden bütün Müslümanları kast etmiyorum bundan Allah'a sığınırım! Evet, bu liderler ve yöneticiler Müslümanlara göre yeryüzü tanrılarıdır! Yeryüzü tanrılarına ne kadar çok inanır ve destek verirseniz o kadar çok yaranır ve yararlanırsınız. Müslümanlara göre Allah ahiret tanrısıdır ve o dünya işlerine karışmamalıdır! Zaten O çok uzaklarda olduğu için Müslümanlara karışamaz ve karışmamalıdır! Zaten onu kandırmak kolaydır namaz kılar, oruç tutar, hacca, umreye gider et için kurban keser bir kaç ayet patlatır ve onu kandırabilirsiniz! Dedim ya o zaten uzaklarda olduğu için Müslümanlara karışamaz yanlışlara müdahale edemez ve zaten de etmiyor! Ama yeryüzü tanrıları yani iki ayaklı tanrılar her şeyimize müdahale eder. Her şeyimizi takip eder, kendilerine yanlış yapılmasına asla müsaade etmezler! Her türlü yalan ve iftirayı atarak sizi terörist ilan eder ve süründürürler. Muaviyeizm'e inanan Müslümanlara göre Muaviye Yezid,Haccac,Saddam, Esat, Kaddafi, Hüsnü Mübarek , Sisi ve benzerleri yerel tanrılardır ve Müslümanlara rızkı onlar verirler. Onlar kudretli hatta kudreti sonsuz tanrılardır zira onlar asla yanlış yapmazlar yanlış yapsalar da mutlaka bir hikmeti vardır! Maalesef acı gerçek budur! Kuran ve Peygamber çizgisinden sapmış Müslümanlara göre lider haşa Allah’tan daha büyüktür! Kanıt mı istersiniz? İşte size kanıt! Müslümanlar Allah’ı eleştirebilirler, sitem edebilirler veya sorgulayabilirler daha doğrusu zaten yapıyorlar! Mesela “Allahım beni niçin kadın yarattın ya da beni niçin erkek yarattın?”

Başkan : Bahri Şenkal

Sanık Bahri Şenkal: Bitiriyorum efendim özür dilerim bu kısmı bitiriyorum.

Başkan : Bak geçen celsede de söyledim biz dinler tarihi dersi almıyoruz. Hz . Muaviye'nin veya Yezidin yaptıkları bizi ilgilendirmiyor sen örgüt üyesi olarak suçlanıyorsun! İddialar daha önce de okuduk sen onlarla ilgili savunma yap.

Sanık Bahri Şenkal: Sayın başkan, geldim efendim bir paragraftan sonra onlara da cevap vereceğim! Ben terörist değil düşünce suçlusuyum. Bağışlayın düşüncelerimi açıklamak zorunda kalıyorum. Özür dilerim efendim. Biz Müslümanlar "Allah’ım beni niçin kadın yarattın ya da beni niçin erkek yarattın ya Allah’ım bu derdi bana niye verdin?" diyebiliyoruz. Ana dini ve siyasi liderlerimize “of” bile diyemiyoruz! Onların hiçbir şeylerini sorgulayamıyoruz! Bırakalım sorgulamayı aklımızdan bile geçirmiyoruz! Aklımızdan geçirirsek bir yerlerde ağzımızdan kaçırmaktan korkuyoruz, ödümüz patlıyor. işte halimiz tam anlamıyla budur!..

Doğrusunu söylemek gerekirse ben bu davalar da savunma yapanların haline gülüyorum. Sayın başkan özür dilerim su içebilir miyim.

Başkan : İç iç

Sanık Bahri Senkal : Kendi halime bile gülüyorum! Bu davalarda savunma yapanların haline de gülüyorum. Gülüyorum zira olmayan bir suçun savunması olmaz! Olmayan bir suçun savunmasını yapmak akla zarar bir durumdur! Başından beri söylediğim gibi bu davanı, bu yargılamanın, bu tutuklamanın, tutuklu olarak kalmamın kanunu, hukuki ve mantıki hiçbir dayanağı yoktur. Bu yaşadıklarım başlı başına siyasi bir linç hareketidir. Gerçekleri doğruları yazan, konuşan ve haykıranları susturma girişimidir. Daha da ötesi bu davalar ve operasyonlar masum ve mazlumlara yönelik soykırım suçudur ve cezası da çok ağırdır. İddianamede iddia edildiği gibi ortada Fetö diye bir örgüt bir terör örgütü yoktur. Tam aksine ülkemizde ve dünyada da terörü önlemek ve tüm insanları kucaklamak üzere kurulmuş bir iyilik hareketi vardır. İşte Gülen Hareketi’ne düşmanlığın asıl nedeni de zaten budur. 15 Temmuz Türkiye’nin 11 Eylül’üdür! 11 Eylül provokasyonu ile Müslümanlar nasıl dünyada terörist ilan edildi ise 15 Temmuz provokasyonu ile o hain darbe girişimi ile de cemaat terör örgütü ilan edilmiştir. Ülkemiz insanları Irak ve Suriye de olduğu gibi birbirlerine düşman edilerek etkisiz hale getirilmekle ve ülkemiz pay edilmek istenmektedir. Bu sürece engel olmak isteyenler, "Yanlış yapıyorsunuz!" diyenler hemen terörist ilan edilmektedir. Rabbime ne kadar şükretsem azdır! Zira her geçen gün ve her dakika benim suç unsuru gösterilmeye çalışılan yazı ve düşüncelerimin haklılığımı ortaya çıkartmaktadır. Keşke düşüncelerim yanlış olsaydı da ben bugün burada sizlerden ve milletimizden özür dileseydim. İnsanlık tarihi hiçbir dönem bu kadar aşağılık bir duruma düşmemiş, düşürülmemiştir. Eskiden masum insanları suçlamak için iftira atılıyordu. Söylemedikleri şeyler yapmadıkları şeyler işlemedikleri suçlar insanlara yüklenirdi şimdi suç atılmadan iftira atılmadan sadece suçlusun deniliyor. Masum insanlar “Benim suçum ne?” dediklerinde ya susulmakta ya da sen suçlusun denilmektedir. En kötüsü ise bütün bunlar din adına din kullanılarak yapılmaktadır. Allah’ın dini yalan ve iftira ve zulümlere alet edilmektedir. Ortada ne bir terör örgütü ne de bir terör suçu vardır. Kimse benden masum insanlara terörist dememi bekleyemez.  Siyasi liderlerin söz ve isteklerine uyarak yalan söylemem iftira atamam! Elhamdülillah Müslümanım müşrik değilim! Ben sadece Allah’ın isteklerini yaparım. Rabbim benden haksızlık yapmamamı istiyor. Hakka, hukuka ve adalete riayet etmemi istiyor. Ben seni bunun için yarattım diyor. Var sayalım ki muktedirlerin iktidar ikbal hesapları doğrultusundaki terör örgütü iddiası, silahlı terör örgütü olduğu iddiası. Üstelik silahlı terör örgütü iddiası doğru olsun ve yine varsayalım ki bende bu terör örgütüne üye olmuş ve propagandasını yapmış olayım. Şimdi bu varsayım doğrultunda sormak istiyorum! Bana emniyet, savcılık, sulh ceza hakimliği ve bu mahkemedeki duruşmalarda şahsıma; silahlı bir terör örgütü mensubu olduğu ve propagandasını yaptığı iddia edilen bir şahsa mutlaka sorulması gereken şu sorular niçin sorulmadı?

Sayın savcı 15 Temmuz komplosundan sonra yazdığım yazıları niçin görmezden geldi acaba? O yazıları niçin alamadı acaba? Acaba neyin ortaya çıkmasından korkuyor? Neyi gizlenmek istemiyor? Evet, şu ve benzer sorular bana hiç sorulmadı. "Bu eylemleri niçin yaptınız, kiminle/kimlerle yaptınız? Talimatı kim verdi? Şu cinayet ve yaramaları niçin yaptınız? Kiminle yaptınız? Filanca baskıyı, baskını, şiddeti, yıldırmayı, korkutmayı, tehdit ve şantajı niçin yaptınız. Kiminle yaptınız ya da kimler yaptı? Silahlar nerede? Nereye sakladınız? Silahlan kimden, nereden aldınız? Hangi parayla aldınız?" Ya da “Şu cinayeti niçin işlediniz? Kimlerle işlediniz ve ya teşvik ettiniz?” gibi sorular bana hiçbir biçimde sorulmadı! Oysaki sadece bu sorular değil bu sorulara benzer yüzlerce soru sorulabilirdi ama ne hikmetse hiç sorulmadı. Bu nasıl bir terör örgütü ki terörle ilişkilendirilebilecek hiçbir eylemi yok! Bırakın eylemi söylemi bile yok! . Hatta terör suçu madem dini sohbete gitmek ya da sohbet dinlemek/izlemekse o zaman bu sohbetlerin içeriği neden sorulmuyor? Ya da bu sohbetlerin terör suçu ihtimali içeriği ile ilgili niçin ortada delil, itiraf yok? Yaşanılan her ey adeta şaka gibi ya da komik bir rüya gibi! Lütfen söyler misiniz? Devlet ve yargı ve hukuk vatandaşın aklıyla alay eder mi? Netice olarak şunları söylemek istiyorum! Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Haksızlığı hak iddia edenlerden hak beklemek haksızlıktır. Özür dilerim bunu mahkemenizi tenzih ederek söylüyorum! Bütün bunları gündemdeki algı operasyonuyla ilgili söylüyorum! Sizin, sizlerin adaleti temsil ettiğinize/edeceğinize inancım sonsuz. Birileri bizlerin, halkın, sayın yargıçların aklıyla, siz yargıçları aklıyla adeta alay ediyor! Hiçbir suçları olmayan, aksine suçları önlemeye çalışan, bu işi eğitimle yapmaya çalışan, hayatımı bu yüce ideale adayan/adamış kimseler terörist olmakla suçlanıyor ve sonrada savunun kendinizi deniliyor. Dolayısıyla sadece aklımızla değil anayasayla, kanunlarla, hukukla, adaletle yargı kurumlarıyla ve siz sayı yargıçlarla ve daha da ötesi din ile alay ediliyor. Evet, en kötüsü ve en vahimi de iktidar ve ikbal uğruna Allah ile Kuran ile peygamber ile alay ediliyor!..

Kimse aklımızla alay etmesin! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni korumak, cumhuriyeti, demokrasiyi ve laikliği korumak; devlet, millet, cumhuriyet, demokrasi ve laiklik düşmanlarına mı kaldı? Bu hukuk katliamı, bu zulümler sürdürülebilir şeyler değildir! Neredeyse hemen her gün iktidarın arakasına sığınarak, yandaşlık yaparak, devleti ve cumhuriyeti yıkmak, ele geçirmek ve yeni din(!) devleti kurmaktan söz edenler mi devleti koruyacaklar! Siyasete başladıkları günden beri Türkiye Cumhuriyeti devleti ile kazanımlarıyla, anayasasıyla, cumhuriyet ve demokrasi ile alay edenler mi devleti koruyorlar/koruyacaklar! Devleti mi koruyorlar yoksa yıkarak bir parti devleti, bir aile devleti, bir diktatörlük mü kurmaya çalışıyorlar?

Hemen hemen her şey bir yalan ve iftira üzerine kurulmuş gidiyor! Aslında bunları da çok görmemek gerek! İktidar ve ikbal uğruna kendi peygamberlerinin ailesini, emanetlerini, soyunu alçakça ve hunharca linç eden zihniyetin yapmayacağı alçaklık ve zulüm yoktur!..

Siyasi irade rakiplerini yok etmek için çok yanlış ve çıkmaz bir yola başvurmuştur! Allah, bu projeyi yürütenleri şaşırtmıştır! Siyasi irade terör suçlaması ve iftirası yerine meşhur 163. Madde’yi örtülü ve gizli biçimde geri getirseydi ulusalcı ortaklarıyla birlikte çok başarılı olurdu ve bu cemaat için “ Din devleti kuracaklar!” suçlaması yapılsaydı belki tutabilirdi. Böylece dini sohbetler çok güçlü delil olurdu. Diyanet, İhl ve ilahiyatların dışında dini eğitim yapmak suç sayılsaydı, buna dindarlar ve tarikatlar da destek verirdi. Muaviye’nin dişi deve meselesi gibi tutardı ve başarılı olurdu ama bu terör suçlamasına kimse inanmaz ve inanmıyor ve asla da inanmayacak!..

Özür dilerim şimdi bu şartlarda benden ne dememi ne istememi bekliyorsunuz? Ben bu şartlarda sizlerden ne beratımı ne tahliyemi isteyebilirim! Ben bu davanın düşürülmesini ve uğradığım maddi manevi zararların karşılanmasını istiyorum. Ama sizlerden daha önemli bir ey istiyorum! Allah’ın verdiği en büyük en önemli nimet olan akıl nimetiyle alay edilmesine müsaade etmeyelim lütfen! Zira akıl nimetiyle alay etmek haşa Yaratan ile alay etmek gibidir. Bunun herkesi bilmesini isterim zaten bu zulüm sürecinin sonuna gelinmiştir. Artık söylenebilecek hiç bir yalan ve iftira kalmamıştır. Muktedirler artık çırpındıkça daha çok batmakta kendi yalanlan ve iftiralarının içinde boğulmaktadırlar. Bu süreç çok yakında bitecek ve bu süreç ile birlikte inşallah 1400 yıllık Muaviyeizm de yıkılacak dinin sömürülme süreci sona erecek İslam dini ilk günkü safiyetine, Kuran ve peygamber çizgisine geri dönecektir. Ülkemizde ve İslam âleminde hak, hukuk, adalet demokrasi hakim olacaktır. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hakkın, hukukun, adaletin karşısında saygıyla eğiliyorum.


Become a patron to

32

Unlock 32 exclusive posts


Listen anywhere


Connect via private message

TIERS

Okur-1

$1 per month

 

Benim imkanlarım kısıtlı diyorsanız en azından ayda 1 dolar ile destek olabilirsiniz.


Okur-2

$2 per month

 

Benim imkanlarım biraz kısıtlı diyorsanız en azından ayda 2 Dolar ile destek olabilirsiniz.


Okur - 3

$3 per month

 

Bu çalışmada benim de katkım olsun diyorsanız en azından ayda 3 Dolar ile destek olabilirsiniz.


Okur-4

$5 per month

   

Benim imkanım 3 dolardan fazlasına yeter, daha çok içerik üretin diyorsanız ayda 5 dolar destek olabilirsiniz.



Okur-5

$10 per month

   

Benim imkanım 5 dolardan fazlasına yeter, daha çok içerik üretin diyorsanız ayda 10 dolar destek olabilirsiniz.



Okur-6

$20 per month

 

Benim imkanım 10 dolardan fazlasına yeter, daha çok içerik üretin diyorsanız ayda 20 dolar destek olabilirsiniz.


Okur - 7

$50 per month

  Bu yayınların güçlenerek devam etmesini istiyorsanız ayda 50 dolar ile destek olabilirsiniz.



Okur-8

$100 per month

  Bu yayınların daha da güçlenerek devam etmesini istiyorsanız ayda 100 Dolar ile destek olabilirsiniz.



RECENT POSTS







About

Careers

Create on Patreon

Brand

Press

Partners

Sitemap

Help Center & FAQs

Developers

App Directory

Blog

Patreon U | Creator Coaching

Community Guidelines

Terms of Use

Privacy Policy

Privacy Preferences

Accessibility






© Patreon

Advertisement