Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Meryem Suresi/83-98-Meryem Suresi/Elmalı/83/98 Taha Suresi/1-24 Taha Suresi/25-54-Taha Suresi/Elmalı/25/54
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
طه
Ta. Ha.
مَا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَىٰ
Kur'anı sana bedbaht olasın diye indirmedik
Ey -Muhammed! Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.
We have not revealed unto thee (Muhammad) this Qur’an that thou shouldst be distressed,
20/3
إِلَّا تَذْكِرَةً لِمَنْ يَخْشَىٰ
Ancak saygısı olana tezkir için
Ancak Allah'tan korkan kimse için bir öğüt olarak (indirdik.)
But as a reminder unto him who feareth,
تَنْزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَى
Bir tenzil olarak indirdik o yaradandan ki hem Arzı yarattı hem o yüksek yüksek Gökleri
Yeri ve yüce gökleri yaratanın (halk) katından yavaş yavaş bir indirilişle (onu) indirdik.
A revelation from Him Who created the earth and the high heavens,
20/5
الرَّحْمَٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَىٰ
O rahmâni Arş üzerine istivâ buyurdu
The Beneficent One, Who is established on the Throne
لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَىٰ
Bütün Semavâttakiler ve bütün Arzdakiler ve bütün bunların aralarındakiler ve bütün yerin dibindekiler hep onun
Bütün göklerde olanlar, bütün yerdekiler, bu ikisinin arasında ve toprağın altıda bulunanlar O'nundur.
Unto Him belongeth whatsoever is in the heavens and whatsoever is in the earth, and whatsoever is between them, and whatsoever is beneath the sod.
20/7
وَإِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى
Sen bu sözü ı'lan (ilan) edeceksen de o hem sirri (sır) bilir hem daha gizlisini
Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustağnîdir.). Çünkü O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
And if thou speakest aloud, then Lo! He knoweth the secret (thought) and (that which is yet) more hidden.
20/8
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَىٰ
Allah, başka tanrı yok ancak o Hep onundur o en güzel isimler (esmâühusnâ)
Allah O'dur ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.
Allah! There is no God save Him. His are the most beautiful names.
وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ
Hem geldi mi Musânın kıssası sana?
(Habîbim!) Musa'nın (başından geçen hayat) hikayesi sana geldi mi?
Hath there come unto thee the story of Moses?
[[إِذْ رَأَىٰ نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَعَلِّي آتِيكُمْ مِنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى]]
Bir vakıt o beni ateş gördü de ehline durun, dedi: benim gözüme bir ateş ilişti belki size ondan bir yalın getiririm, yâhud üzerinde bir kılağuz bulurum
Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.
When he saw a fire and said unto his folk: Wait! I see a fire afar off. Peradventure I may bring you a brand therefrom or may find guidance at the fire.
فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ يَا مُوسَىٰ
Vaktâki ona vardı kendine şöyle nidâ olundu
Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: "Ey Musa!
And when he reached it, he was called by name: O Moses!
20/12
إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ ۖ إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى
Ya Musâ haberin olsun benim, ben rabbım, hemen papuşlarını çıkar çünkü sen mukaddes vadide tuvadasın
"Ben şüphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın."
Lo! I, even I, am thy Lord. So take off thy shoes, for Lo! thou art in the holy valley of Tuwa.
20/13
وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَىٰ
Ve ben, seni ıhtiyar buyurdum şimdi verilecek vahyi dinle
"Ben seni seçtim, şimdi (sana) vahyolunacak şeyleri dinle."
And I have chosen thee, so hearken unto that which is inspired.
20/14
إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
Hakıkaten benim ben Allah, benden başka ilâh yok. Onun için bana ıbadet et ve zikrim için namaz kıl.
Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.
Lo! I, even I, am Allah. There is no God save Me. serve Me and establish worship for My remembrance.
إِنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَىٰ
Çünkü saat muhakkak gelecek, ben, hemen hemen onu gizliyorum ki her nefis sa'yiyle cezalansın,
Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.
Lo! the Hour is surely coming. But I will to keep it hidden, that every soul may be rewarded for that which it striveth (to achieve).
فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَىٰ
binaenaleyh sakın ona inanmayıp da kendi hevasına uyan kimse seni ondan alıkoymasın sonra helâk olursun
Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.
1Therefor, let not him turn thee aside from (the thought of) it who believeth not therein but followeth his own desire, lest thou perish.
وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَا مُوسَىٰ
O yeminindeki de ne ya Musâ?
Ey Musa! Sağ elindeki nedir?
And what is that in thy right hand, O Moses?
قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَىٰ
O dedi: asâm, üzerine dayanırım ve onunla davarlarıma yaprak çırparım, benim onda daha diğer hacetlerim de vardır
Musa dedi: "O benim asâm (değneğim) dır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim (faydalanacağım şeyler) de var"
He said: This is my staff whereon I lean, and wherewith I beat down branches for my sheep, and wherein I find other uses.
20/19
قَالَ أَلْقِهَا يَا مُوسَىٰ
Buyurdu ki bırak onu ya Musâ!
Allah: "Ey Musa! onu (yere) bırak"dedi.
He said: Cast it down, O Moses!
20/20
فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَىٰ
Bıraktı ne baksın o bir yılan olmuş koşuyor
Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! o bir yılan olmuş koşuyor.
So he cast it down, and Lo! it was a serpent, gliding.
20/21
قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ ۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَىٰ
Tut onu, buyurdu: ve korkma biz onu evvelki sîretine iade edeceğiz
Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz
He said: Grasp it and fear not. We shall return it to its former state.
وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَىٰ
Bir de elini koynuna sok, çıksın bembeyaz bir afetsiz diğer bir âyet olarak
"Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın."
And thrust thy hand within thine armpit, it will come forth white without hurt. (That will be) another token.
20/23
لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى
ki sana en büyük âyetlerimizden gösterelim
"Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık."
That We may show thee (some) of Our greater portents,
20/24
اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ
Git Fir'avna zira o pek azdı
"Firavun'a git, çünkü o hakikaten azdı."
Go thou unto Pharaoh! Lo! he hath transgressed (the bounds).
Disambig Bakınız: Taha suresi, Taha suresi/MEALTaha suresi/VİDEO, Taha suresi/TEFSİR, Taha suresi/TEZHİB, Taha suresi/HAT, Taha suresi/FAZİLETİ, Taha suresi/HİKMETLERİ, Taha suresi/, Taha suresi/KERAMETLERİ, Taha suresi/AUDİO, Taha suresi/HADİSLER, Taha suresi/NAKİLLER, Taha suresi/EL YAZMALARI, Taha suresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement